25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 1989 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 3 IRA yine sahnede UNNA (AA) trlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), Federal Almanya'nın Unna kentinde yeniden sahneye çıktu Bir Ingiliz askerinin eşi, önceki akşam otomobiüyle gezerken IRA militanlarınm kurşunlanna hedef oldu. Polis, Peugeot marka bir otomobildeki tiç silahlı saldırganm ateşine maruz kalan kadının derhal öldüğünü bildirdL 2 ağustosta da, kuzeydeki Muenster kentinde benzer bir olayda iki Ingiliz askeri ağır yaralanmıştı. Saldırı, IRA'nın, 1987 baharından bu yana Federal Almanya'daki tngiliz hedeflehne yönelik 9'ncu saldırısı oluyor. Kolombiya'da, yoğun tepkiler üzerine'asker belediye başkanı uygulamasından vazgeçildi 4 açıkladı. ABD*nin Kolombiya'daki Kolombiya'da hükümet, bir süre önce uyuşturucu savaşına olağanüstü hal yasalannın kendisine tanıkatılmasım ve ülkeye asker dığı yetkilere dayanarak, özellikle uyuştugönderme istemini protesto rucu mafyasının etkin olduğu Medellin kenti çevresindeki belediyelere, ordu meneden 2000 üniversite subu başkanlar atama karan almıştı. Kaöğrencisi, başkent Bogota'da ran n gerekçesi olarak, mafyayla savaşta, sert önlemler alınması ve ordu ile kent yöbir gösteri düzenledi. Dış Haberier Servisi Kolombiya hükümetinin, uyuşturucu mafyasına karşı açılan savaş kapsamında, çeşitli belediyelerin başına ordudan yöneticiler getırilmesi karan, ülkede büyük tepkilere yol açtı. Bogota hükümeti, gösterilen tepkiler üzerine, bir süre önce Medellin kenti çevresindeki iki kasabanın belediye başkanlığına atadığı subayları görevlerinden aldığmı netimleri arasında tam bir işbirliğinin sağlanması gereği öne sürUlmüştü. Alınan kararın ilk adırtu olarak, Medellin yakınlarındaki Puerto Boyaca ve Pacho kasabalarına iki subay belediye başkanı olarak atanmıştı. Çeşitli çevrelerde, bu uygulamarun anayasaya aykırı ve anıi demokratik olduğu gerekcesiyle yapılan açıklamada, hükümet adına İçişleri Bakanı Oriando Veiasqoez tarafmdan yapılan açıklamada, Mafya savaşı' halkı ürküttü Ne Yapmalı? AIİSİRMEN hükümetin karannın yanlış anlaştldığı, fakat tepkilerin, hükümeti karardan vazgeçmeye zorladığı belirtildi. iki kasabanın belediye başkanlarının en kısa zamanda eski görevlerine iade edilecekleri bildirildi. ABD'nin, Kolombiya yönetimi ile uyuşturucu mafyası arasmdaki savaşa taraf olarak katılma eğilimi ve ülkeye asker gönderme konusundaki ısrarlı tutumu, Kolombiya halkının yoğun tepkisine neden oluyor. önceki gün, başkent Bogota'da yaklaşık 2.000 üniversite öğrencisi, Amerikan aleyhtarı bir gösteri yaptı. ABD'nin, uyuşturucu savaşına katılmasım protesto eden öğrenciler, Amerikan bayrağını yaktılar. Polisin olaya müdahale ederek, gösteriyi engelleme girişiminde bulunması üzerine, öğrenciler polislere taş ve molotof kokteyli atarak karşıhk verdiler. Uyuşturucu kaçakçılarının üssü Medellin kentinde kaçakcdann yarattığı terör eylemleri ise, şiddetie sürüyor. Önceki gün Medellin kentindeki bir restorana bombalı saldırı düzenlendiği, olayda can kaybı olmadığı bildirildi. Medellin kentinde aynca bir resmi aracın 3 kişi tarafından yakıldığı, ttagui kentindeki iki bankamn önünde de 8 kg dinamit bırakıldığı, patlayıcının polis tarafından etkisiz hale getirildiği kaydedildi. Anti«quia bölgesindeki polis karakolu binasına dün motosikletli iki kişi bomba attı. Bu arada Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem, Kolombiya'daki uyuşturucu kartellerine karşı başlatılan mücadeleyi desteklediğini ve bu amaçla kullanılmak üzere Kolombiya hükumetinin emrine uçak verme karan aldığmı söyledi. BUGUN Tiflis olayları sorumlusu MOSKOVA (AA) SSCB'nin Gtircistan Cumhuriyetinin başkenti Tiflis'te, nısan ayında göstericilere miidahale eden askerlerin komutam General Igor Rodyonov'un görevden alındığı bildirildi. Askerlerin Tiflis'te gösteri yapan milliyetçi Gürcülere kürekler ve zehirli gözyaşartıcı bombayla yaptığı müdahale sonunda 19 kişi ölmüştü. Gürcüler, bu kan göltinden, askerlere 'satdır" emrini veren Rodyonov'u sorumlu tutmuşlardı. Doğu Atmanlar uzun bekleyişte DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN Macaristan'da haftalardır Batıya geçmek için bekleyen binlerce Doğu Alman vatandaşının kaderi birkaç güne kadar belli olacak. Macaristan hükümet sözcüsü Zlost Bajnok önceki gün Budapeşte'de yaptığı açıklamada, "sorunun insani yollardan çöziimü için daha birkaç gün geçrnesi gerektigini" söyledi. Macar hükümeti sözcüsü bir Bakanlar Kurulu toplantısmda İçişleri Bakanı tstvan Horvart ile Dışişleri Bakanı Gyula Horn'un "Bu. tamamıyla iki Almanya'yı ilgilendiren bir problemdir" şeklinde görüş belirttiklerini de açıkladı. Geçen hafta yaklaşık 20 bin Doğu Alman göçmenin Batıya sığınacağından söz edilirken, artık Batı alman basını da sadece 6 bin civarında mülteci beklendiğinden yola çıkjyor. Doğu Almanlar, bilindiği gibi Macar Avusturya sınınndan yasal yollardan geçmek üzere Macaristan'da Kızıl Haç ve diğer yardım kuruluşlarının kamplarında bekletiliyorlar. Uzun bekleyişin bu insanların moralini çökerttiği görülüyor. Bir kısım Doğu Alman vatandaşı umutsuzluğa kapılıp açlık grevi yapacağını duyururken, önceki geceden beri sınırı yasadışı yollardan aşanların sayısı da 100'ü geçti. Kızıl Haç'm kamplardaki mültecilere isim, adres ve doğum tarihleri içeren mülteci kinılikleri dağıtmaya başladıgı bildiriliyor. Kızıl Haç yetkilileri Budapeşte'de, bu kimliklerin yalnızca kamplardaki durumun daha iyi saptanabilmesi için verildiğini söylüyorlar. Macaristan'da ve Federal Almanya'nın Doğu Berlin Büyükelçiliği'nde bekleyen Doğu Almanlar sorunu, iki Almanya arasmdaki gerginliği arttırdı. Doğu Alman resmi haber ajansı ADN çarşamba gunu Federal Alman hükümetine yönelttiği eleştiride, Batı Almanya'nın "Doğo'yla eibiriigi içinde bir çozüm bulacağı" yolundaki sözünü tutÇocuklarda bekliyorMacarAvusturya sınınndan yasal yollardan Batı Almanya'ya geçmek üzere, Kızılhaç ve öteki yardım kuruluşlarının kamplarında bekletilen yaklaşık 6 bin Doğu Alman vatandaşı var. Uzun bekleyişin bu insanların moralini çökerttiği, umutsuzluğa kapılanlardan bazılarının açlık grevine gideceği bildirilıyor. Fotograftaki Macaristan'ın Zuglıget kentindeki kampta bekleyenler arasında bulunan 3 yaşındaki «uçük kız cocuğunun ise çevresinde olup bitenlerden pek haberi yok. (Fotoğraf: Reuter) lerde Doğu Almanya'yı temsil eden Avukat Nolfgang Vogel'le yaptıklan temaslardan sonra kendi istekleriyie temsilcilikten ayrıldıklarını söyledi. Vogel'in temsilciliktekilere Batı'ya geçme başvurulannda kendilerine hukuki yönden yardım yapma sozü verdigi kaydedildi. Doğu Almanya ve Batı arasmdaki gerginliğin tırtnanmasında, basın ve televizyonun da payı var. Televizyon kameralanrun sürekli olarak Macaristan'daki kamplardan görüntıi geçmesi ve kamp sakinleriyle görüşme yapması hem burada bekleyenleri, hem de Doğu Berlin'i tedirgin etti. Kamplarda bekleşenier, "televizyoncular ve gazeteciler bizim Batıya gecmemizi zorlaştınyor" derken, Doğu Alman resmi haber ajansı ADN de sürekli olarak Batı medyalarmı suçlayan yayınlarda bulunuyor. "Doğu'da reformlara gidilmesi" yolundaki taleplerin aslında Doğu Almanya'nın 40 yılda inşa ettiği devleti yıkmaya yönelik olduğunu iddia eden ADN, Bonn'u "Pancermen ideaDer peşinde kosmakla" suçluyor. Kısası iki Almanya arasında eski s o ğuk savaş rüzgârları yeniden esmeye başladı. Güney Afrika Şiddet olaylannda ölü sayısı 60h buldu CAP (AA) lrkçı Güney Afrika'da çarşamba günü yapılan seçimlerden sonra meydana gelen olaylarda, polise göre 12, bir avukata göre ise en az 60 kişi öldü. Essa Moosa adlı avukat, önceki gece Cap kentinde düzenlediği basın toplantısmda, çeşitli hastane ve insan haklan savunucusu örgütlerin verilerine dayanarak, ölenlerin sayısının en az 60 olduğunu söyledi. Avukattan önce bir açıklama yapan Angtikan Kilisesi rahibi Desmond Tutu ise aynı çatışmalarda polisin 23 kişiyi öldürdüğünü ifade etmiş ve hükümetin istifa etmesini istemişti. Bu arada polis, seçimleri protesto amacıyla yapılan ve güvenlik güçleriyle çatışmaya dönüşen gösteriler sırasında kuvvet kullandığını kabul etti, ancak rauhalefetin iddialarını reddetti ve ölü sayısjrun 12'yi geçmediğinı açıkladı. Siyahlann oturduklan semtlerde yoğun güvenlik önlemlerine karşın gençlerin sokaklarda olduğu ve çok gergin bir havanın hüküm sürdüğü kaydedildi. Bu arada, parlamento dışındaki muhalefet tarafından afustos başında başlatılan "sjvil ilaatsizlik" kampanyasının yoğunlastınlarak sürdürülecefi bildirildi. Papandreu yine hasta A TİNA (AA) Eski Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun sağlık durumunun yeniden bozulduğu bildirildi. Yunan basınmda verilen haberlerde Papandreu'nun ayaklarımn anormal şekilde şiştiği ve yürümekte güçlük çektiği kaydedildi. Papandreu 'nun ayaklarındaki şişkinliğin böbrek ve kan dolaşımındaki rahatsızlığının yeniden nüksetmesınden kaynaklandığı iddia edildi. Papandreu, salı günü Yunan Parlamentosu'nda ülke ekonomisinin ele alındığı genel kurul toplantısmda hayli yorgun göründü. V • madığını ıddıa ettı ve Batı'yı ağjr bir dille suçladı. Bunun üzerine Federal Alman hükümeti perşembe günü Doğu Almanya'nuı Bonn Büyükelçisini başbakanlık konutuna çağırtarak bu tavrı protesto ettiğıni bildiıdi. Balı'ya geçmek amacıyla bir sure önce Federal Almanya'nın Doğu Berlin'deki temsilciliğine sığınan 117 Doğu Almanya vatandaşının dün kendı istekleriyie temsilciliği terk ettiği bildirildi. F.Alman Temsilcilik Sözcüsü Eberhard Grashoff, bugün yaptığı açıklamada, elçiliktekilerin mülteci sorunuyla ilgili gorüşme Danîmarka Marcos ve eşi ynrgılanıyor MANİLA (AA) Filipinler'in devrik • diktatörü Ferdinand Marcos ve eşi tmelda hakkmda açılan 95 milyar dölarhk tazminat davası önceki gün Manila'da başladı. Marcos ve esinin bulunmadığı mahkemede, davanın Marcos çiftinin gıyaplannda görüleceği belirtildi. Davada ilk olarak dinlenen iddia makamının tanığı vergi dairesi soruşturma bölüm başkanı Eliseo Pitargue, Marcos ve esinin yasal gelirleriyle New Yorktaki 4 büroyu satın almalannın mümkün olmadığım söyledi. ABD ve Fransa'nın yolları aynld JLübnan'a Foch uçak gemisive dört askeri gemi gönderen Fransa ile Lübnan'daki elçiliğini boşaltan ABD, soruna farklı çözüm yolları arıyor. SABETAY VAROL PARİS Donanmasına bağlı "Foch" uçak gemisi ile dört askeri gemisi Lübnan'a 300 km. mesafede bekleyen Fransa, bu üJkeyle ilgili son diplomatik gelişmelerden memnun. Özellikle Arap Birliği'ne bağb üçlü komitenin yeniden faaliyete geçmesi Fransa Dışişleri Bakanı tarafından önemli bir gelışme olarak yorumlandı. Buna karşıhk ABD'nin Hıristiyan Doğu Beyrut'taki diplomatik misyonunu çekmesi değişik değerlendirmelere neden oldu. Bu gelişme, en az iki yıldan beri ana hatları değışmeyen Amerikan politikasının uzantısı sayıldı. Hatırlanacağı gibi eski Başkan Ronald Reagan'ın temsilcisi Eddy Murphy'nin adıyla arulan plan, Lübnan anayasasımn Sureyi'nin istekleri doğrultusunda değiştirilmesini öngörüyordu. Lübnanb Hıristiyan ve Müslüman güçlerin bir bölümü bu planı, Lübnan'ıapratikte Suriye ile Israil arasında paylaşılması anlamına geleceği kanısında.. Dolayısıyla ABD misyonunun Lefkoşa'ya taşınmasımn, Lübnanlı Hıristiyanların ABD aleyhtan gösteriler düzenlenmesinden çok önce alınmış bir karar olmasından şüpheleniliyor. ABD, Lübnan k izinin, Hıristiyan General Miciıd Aoun'un Suriye'ye karşı "Ulusal Kurtuluş Savaşı" aşamasma ulaşarak şiddetienmesinden sonra, çeşitli defalar, bu olaya "bolaşma" niyetinde olmadığım vurguladı. Söz konusu tutum, Fransa'nın Lübnan krizini uluslararası planda tutma ve sürekli bir ateşkes sağlama konusunda Wasnington'dan beklediği desteği görememesi şeklinde yorumlandığı gibi gelişmeye farklı yaklaşanlar da yok değil.. Bu son varsayıma göre, George Bush yönetiminin tam anlamıyla aradan çekilmesi Paris'le Moskova'mn ortaklaşa bir "çöziıın taarnızu" hazırlaması için alanı serbest bırakıyor. Başka bir deyişle, Oıtadoğu'ya dinamik bir dönüş yapma konusunda kararsız SSCB diplomasisini ABD'nin yokluğu, heveslendirici bir rol oynayabilir. 5 temmuzda Paris'te Lübnan konusunda ortak bir deklarasyon yayımlayan MitterrandGorbaçov ikilisi, Fas, Cezayir ve Suudi Arabistan'dan oluşan Arap Birliği üçlü komitesiyle uyum halinde ateşkesin sağlanmasuida etkiü olabilir. Fransa Doğu Akdeniz'e donanma yollamakla, Michel Aoun'un fıziki olarak yok olması tehlikesinin bertaraf edildiğini düşunüyor. Paris, General Aoun'un Lübnan başkanlık sarayındaki sığınağında bile kalsa siyasal varlığını sürdürmesinin Suriye Başkanı Hafız Esad'ı yeterince sıkıntıya sokan bir olgu olduğu kanısında. LüBNAN Norveç uçağı 50 yolcuyla suya gönüildü KOPENHAG (AA) 50 yolcn ve mürettebattyla dün Danirnarka'nın Jutland Yanmadası acıklarmda Kuzey Denizi'ne çakilan Norveç uçağmdan kurtuian olduğu sanılmıyor. Norveç Haber Ajansı NTB, Danimarka'daki bir kurtarma görevüsine dayanarak verdiği haberde, şu ana kadar 15 ceset bulunduğunu, bunun dışmda suyun üzerinde yüzen cesetler görüldüğünü bildirdi. Norveç Partnair Havayollan1 na bağlı olan uçağın, düşme nedeni henüz anlaşılamadt. Kopenhag'daki Kastrup Havaalanı'ndan bir yetkili, Osto ile Hamburg arasında Charter seferi yapmakta olan uçağın, düşmeden once herhangi bir mesaj göndermediğinı açıkladı. Partnair'in Oslo bürosundaki bir görevli TSt 19.30*da düşen uçaktakilerin çoğunun Norveçli olduğunu kaydetti. Ancak diğer yolcuların milliyeti üzerine bilgi venneyi reddetti. Insarvoğlu kimi zaman, içinde yaşadığı ortamın garipliklerinin; ayrılıklarının ayırdma varamıyor. Oysa bir gün için bile, günlük alışkanlık haline gelmiş davranışları kanıksamamızın dışına çıkıp, elden geldiğince nesnel gözle, en büyük kentimiz Istanbul'a şöyle bir baksak, şaşkınlıkla üzüntü arasında mekik dokuyup dururuz. Gerçekten çağdaş insan için son derecede yadırganası bir yaşamı var İstanbui'un. Arabalar kaldırımlara park etmiş, yayalar caddelerde yürüyor. Ara sokaklarda, otomobil ve kamyonlar, top oynayan çocuklann arasından, bir tekerlerini gol çizgisinden, bir tekerlerini aut çizgisinden geçirerek ilerliyorlar. Kırmızı ışıkta duran yadırganıyor, altgeçitler tuvalet olarak kullanılıyor, sokaklarda kaset satıcıları arabesk ezgileri saçarak tezgâhlanndaki malı pazarlamaya çalışıyorlar. Ses aygıtı kullanan Dogulu vatandaş, ne olduğunu anlamadığınız bir şeyler satmak için hem poposunu, hem de kulağınızın zarını yırtıyor. Bunların hepsi serbest. Ama tiyatrolarda oyunlar yasaklanıyor, sinemalarda filmler kesiliyor, kitaplar toplanryor, konserler engelleniyor ve düşünce ileri sürenler içeri atılıyorlar. Kısacası çağdaş dünyada yasak olan her şey, ülkemizde serbest; serbest olan her şey ise ülkemizde yasaktır. Bu gözlemi yapar yapmaz durup düşünmek gerek. Acaba çağdaş dünyanın hangı kuruluşunda olursa olsun yer almak, başka bir deyişle gerçek çağdaş bir sivil toplum olabilmek için ne yapmak gerek? Bu soruyu, "Sivil bir hükümetimiz var. Kendisıni zoria seçtirmiş olan asker kökenli kişi de yakında Çankaya'dan ayrılacağh na göre, zaten sivil bir toplumuz" diyerek geçiştirmek, nafıle bir kurnazlıktan öte anlam taşımaz. Çünkü gerçekte, toplum henüz sivil çağdaş çözümler üretmekte pek ileri gidebilmiş değildir; daha açıkçasını söylemek gerekirse oldukça da geri kalmış durumdadır. Gerçek sivil çözümler üretilmesinin önkoşulunun, toplumun kendi sivil iç disiplini olduğu yadsınamaz bir gerçek olarak duruyor karşımızda. Ama o sivil iç disiplin nasıl sağlanacak ki? Yasaklar koyarak, emir kumanda zinciri içinde toplumu demir elle yönetmekle yanıtı da veremezsiniz artık Türkiye'de. Çunkü yaşadığımız 12 Eylül dönemi, bize askerlerin kendi kafalarına göre düzenledikleri bir toplum modelinin artık geçerliliği kalmadığını gösterdi. Oyle ya! Türkiye'de en disiplinsiz dönem, en büyük baskı yönetiminin düzenleyip, zoria kabul edildiği bir model içinde gelişti. Çozümü yasakta aramayınca, acaba neden ters yöne bakmayı akıl edemiyoruz? Çözüm, yasak yerine özgürlükte, herkesin birbirinin hakkına saygı göstereceği, göstermedıği zaman, ceberrut olmamakla birlikte, kesinlikle uygulanacak kaçınılmaz yaptırımlarla karşılaşacağı, her türlü düşüncenin serbest olduğu bir modeldedir. Demokrasiye kısıtlamalar getiren değil, onu daha da tabana indiren, günlük yaşama yansıtan, yansıtırken de haklarla birlikte sorumluluklar da sağlayan çözüm, Türkiye'nin çağdaş sivil topluma ulaşmasının tek yoludur. Ancak böyle bir toplumda, kişiler üniformasız olmanın ötesinde, sivil çözümler de üreten kurumların bireyleri haline gelerek gerçek siviller olabileceklerdir. Böylesi çözümlerin üretilebileceği toplumlarda, politikacılann da, en büyük güvencelerinin bu mekanizmada yattıgını anlamaları çok zaman almayacaktır. Günümüz politikacıları "iç hizmet" alanında yeni düzenlemeler ve yasaklamalar getırmek yerine, özgürlüklere sıkı sıkıya sarılıp, karşıtlarının özgürtüklerinin bile savunulmasınm kendilerinin en büyük güvenceleri olduğunu, ülkede özgürlükçü iktidarlara karşı darbe yapmanın gittikçe güçleştiğini, olanaksızlaştığını, artık görmek durumundadırlar. Bugünkü parlamento aritmetiği ve ülkenin yaşamını yansrtmayan tabansız iktidarın, şimdilik bu noktadan çok uzakta görünmesi ktmseyi umutsuzluğa itmemeli. Her oylama, her kamuoyu araştırması, tabanın tavandan çok daha önce bu gerçeği kavramış olduğunu gösteriyor. Demokrasinin kuruluşu da tavandan tabana değil de, tabandan tavana doğru olacağına göre (bu oluşma sırasında, yasal engeller kalktıktan sonra bile nice bocalama ve aksama oiacağını da şimdiden bilmeliyiz) böylesi herhatde daha sağlıklı olsa gerek. "Ne yapmalı?" sorusuna yanrt ararken, karanlık bugunün ufuklarını aydınlatacak ışıklar olduğunu görmemek olanaksız. Bütün sorun artık gelmiş olan "takeof' anını geciktirerek, uçağın pistten sağlıklı havalanışını, alanın yanıbaşındaki batağa saplanmaya çevirmeye uğraşanları altetmektir ki, birçok veri bu çabanın sanıldığından daha az zor olduğunu göstermektedir. AFGANİSTAN SSCB'den Kabü'e yeni silah yardınıı tığı biı açıklamada da, Moskova'mn "Pakistan'dan gelebilecek bir tehdide karşı" kendılerine yeni bombardıman uçakları vermeyi vaat ettiğini bildirmişti. Kabil yönetimi, mücahitlerin Celalabad ve Host'a karşı sürdürdüğü saldırıları durdurmak için şimdiye kadar Mig21 uçakları ve karadan karaya atüan Scud füzelerini kullanıyordu. Afgan ordusu, geçen ay SSCB'den 80 km menzilli LunarM füzeleri almıştı. General Uİumi, basın toplantısmda, ayrıca 23 ağustosta SSCB'den hareket eden 1.000 araçlık bir silah konvoyunun ülkenin güneyindeki Kandahar'a gelmek üzere olduğunu öne sürdü. lslamabad'daki mücahit kaynakları ise konvoyun Kandahar'a 140 km uzaklıkta olduğunu ve 108 tank ve kamyonun tahrip edildiğini bildirdi. Lübnari'da İngitiz rehine öldü LONDRA (AA) Lübnan'da rehin tutulan îngiliz rehine Jack Mann 'ın (76) önceki gece öldüğü açıklandı. tngiliz rehinenin eşi Sunny Mann, tngiliz ITV televizyonunda, kocasının öliim haberini "güvenilir kaynaklardan" öğrendiğini söyledi. Sunny Mann, esinin Lübnan'daki 4'üncü tngiliz rehine olduğunu, görüştüğü Lübnanlı yetkilinin kendisine esinin öldüğünü . söylediğini bildirdL Sunny Mann, yetkilinin, bu bilgiyi kimden oldığını belirtmediğini kaydettti. DlSBASIN Çekoslovakya'da değişim rüzgârı beklentisi Doğu Avrupa'da sırada Çekoslovakya var. Çekoslovakya'ya geçen ay yapılan bir ziyaret yüzeyde görülen sakinliğin yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Polonya, Macaristan ve Sovyetler Birliği'nden değişim rüzgârları esiyor. Değişimin şeklini ve hızını önceden kestirmenin güç olmasına rağmen, Çekoslovakya'nın yasamında önemli rol oynayan herkes, değişimin "Prag Baban" olarak bilinen ve 1968'de Varşova Paktı Kuvvetleri tarafmdan ezilen siyasal demokratikleşme deneyiminin yeniden gerçekçi bir şekilde ele alınması ile başlayacağını biliyor. Komünist Partisi'nin birçok yetkilisi, önlerindeki en önemli sorunun 1968 olaylannın olduğunu söylüyor. 1968'de Varşova PakU'nca göreve getirilen parti yöneticileri ise meşruluklarına gölge düşürebilecek her türlü değişikliğe karşı çıkıyorlar. Yöneticiler, Moskova'mn sadık müşterileri olarak Gorbaçov'un yeniden yapılanma (perestroyka) politikasına sahte bağlılık gösterileri yapıyorlar. Ancak özel hayatlannda, protokol kurallarını ihlat ederek Gorbaçov'un başarısızlığını beklemelerini ve böylece yeniden yapılanmanın sancılarını çekmeyeceklerini söyleyen Doğu Alman Büyukelçisi'nin görüşünu sıcak karşılıyorlar. Çek liderlerine göre ekonomi, Polonya önce vardıklan yerdeler. Çok partili rejim değil, parti içinde çokseslilik. Sistem içinde refornı isteyenlerin tersine, Vaclav Havel, Jivi Dienstbier gibi muhalifler sistemin degiştirilmesi taraftarları. Ancak herhangi bir şey yapmadan önce, reform yanlıları Gorbaçov'dan açık bir işaret bekliyorlar. Gorbaçov ise reformu övüyor, ancak ayrıntılarını söylemiyor. Ancak Sovyet Lideri Çekoslovak Komünist Partisi lideri Milos Jakes'in reform dalgasının Doğu Avrupa'yı karıştıracağı yolundaki uyanlarını da ciddiye alır görünüyor. Nitekim Gorbaçov, Sovyetler'in Brejnev döneminden kalan Prag Büyükelçisi'ni geri çekmeyerek görevde bıraktı. Böylece Gorbaçov 1968 konusunu gündeme getirmeyi reddediyor. Gene Herald Tribune'den de Sovyetler Birliği politikasında yumuşuyor. ve Sovyetler Birliği'nde olduğu kadar Yıllardır değişim için uğraşanlar var. Doğu Avrupa'da, zaman alışılmamış kötü değil. Kolektif tanm başarılı Bazılan Gorbaçov'u izliyor. Birçok hızla geçiyor. Bir yıl önce Macar polisi görünüyor. Yiyecek dükkânlannm kişi ise tamamen politika dışında, göstericileri dağıtmaya çalışırken, önünde kuyruklar yok. Bir diplomatın partiye işlerinde terfi amacı ile bugün Macaristan serbest piyasa söylediği "sosyalist zorunluluklar" katılmışlar ve hükümetten "şn ekonomisinin kenarında ve secimler de olan bira ve sosis, halka yeterince komünistler" diye söz ediyorlar. Polonya modelini izleyecek gibi. sağlanıyor. Dayanışma gibi değişikliğin Bazılan da, kazanan tarafta olmak Prag'daki kanıya göre Gorbaçov motoru olan bağımsız sendikalar yok. için rüzgârın nereden estiğini iktidarda kalabilirse, Çekoslovakya da Ancak sadece muhalifler değil, parti kestirmeye çalışıyorlar. reformlara yönelecek. içindeki reform yanlıları da değişim Reform yanltlannın ekonomik modeli Ancak Çekler ihtiyatlı. "Eğer olacağından emin. Üst düzey bir îsveç Sosyal Demokrasisi'nden, Gorbaçov giderse, Tanrı yardımcımız yetkiliye göre partinin % 9O'ı köklü "Reaganizm"e kadar uzanıyor. Politik olsun" diyor bir Çek bilinı adamı. bir reform için hazır. görüşlerinde ise Macarların bir yıl (31 Ağustos) KABtL (AA) Afganİstan hükümeti, sınır bölgesindeki Host kentinin, mücahıtlerden geri alındığını bildirdi. Kabil hükumetinin, SSCB'den Mig29 ve Sukhoi27 tipi yeni bombardıman uçakları aldığı açıklandı. Afganİstan Yüksek Savunma Konseyi Sekreteri General Abdülhak Uİumi, Kabil'de dün düzenlediği basın toplantısmda, mücahitlerle hükümet birlikleri arasında iki hafta süren çatışmalardan sonra Host'un tamamen ele geçirildiğini söyledi. Öte yandan Kabil hükumetinin SSCB'den Mig29 ve Sukhoi27 tipi yeni bombard'man uçakları aldığı açıklandı. Yüksek Savunma Konseyi sekreteri Uİumi, basın toplantısmda uçakları aldıklanm doğruladı ve "Uçaklar elimizde, ancak otdan henüz kullanmadık" dedi. General Uİumi, geçen ay yap Azerbaycan'da grev sürecek MOSKOVA (AA) Sovvetler Birliği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde pazartesi günunden beri sürdürülen genel grevi yönlendiren grev komitesinin üyelerinden Yusuf •Sametoğlu, direnişlerinin, amaçlarına ulasıncaya kadar sureceğini söyledi. Sametoğlu, AA'ya yaptığı açıklamada, tum sosyalist ülkelerin basın ve yayın organlarında, Türk dilini konuşan halklara karşı bir "tecavüz kampanyası" başlatıldığını savundu. Sametoğlu, Dağlık Karabağ sorununun da bu kampanyanın bir parçası olduğunu, bölge yeniden Azerbaycan yönetimine devredilinccye kadar eylemlerini surdureceklerini bildirdi. Azerbaycan'daki petrol kuyulannın ve rafinerilerin durumuyla ilgiii olarak alman değişik haberlere de açıklık getiren Sametoğlu, yalııızca uretimin durdurulması halinde büyük maddi zarariara yol açacak petrol kuyulannda üreti Küba asker çekiyor ADDtS ABABA (AA) Küba, Etiyopya'daki askerlerini çekmeye başladı. /iddis Ababa'daki Küba Büyükelçisi, ilk yüz kişilik grubun dün ülkeden ayrüdığım söyledi. • Etiyopya'da yaklaşık 3 bin Küba askeri bulunuyor. Havana'da önceki gün • yapılan açıklamada, askerlerin birkaç gün içinde Etiyopya 'dan ayrtlacağı bildirilmişti. min devam euiğini, rafinerilerin ise çalışmadığını bildirdi. Moskova'da yayımlanan Komsomolskaya Pravda gazetesi, önceki günkü sayısında Azerbaycan'daki tüm petrol tesislerinin çalıştığını duyurmuştu. Sametoğlu, grev nedeniyle cumhuriyetin bazı bölgelerinde gıda maddesi sıkıntısı baş gösterdiği yolundaki haberlere ilişkin olarak da şimdilik böyle bir sıkıntımn söz konusu olmadığım belinti. Üyesi bulunduğu genel grev komitesinin, demiryolu işçileriyle işbirliği içinde, temel mallann taşmması için demiryolu ulaşımımn sınırlı bir ölçüde yeniden başlatılmasına karar verdiğini kaydeden Sametoğlu, bazı trenlerin yola çıkanldığını bildirdi. Öte yandan, Sovyetler Birliği1 nin, tartışmalı dil yasası yuzunden iki haftadan uzun bir süredir grevlere sahne olan Moldavya Cumhuriyeti'nde bazı tesislerde greve son verildiği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle