19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 1989 * * * (Baştarafı 1. Sayfada) 3000 yıl öncesine, geç bronz çağının keşfedilmemiş karanlık noktalanna ışık girraeye başladı, denizin 4550 m. derinliğine, günde sadece yirmişer dakikadan iki defa olmak üzere binlerce kez gerçekleştirilen dalışlarla. Yaklaşık 43 m.'den başlayan derinlikte ve bundan dolayı da son derece sınırlı olan sürede santim santim, büyük bir sabır ve titizlikle çalışıldığını tahmin etmek hiç de zor değil. 1982'de sünger avcısı Mehmet Çakır'ın "kuiaklı tuhaf ınetal bisküvitler" gördüğünü söylemesiyle, issiz, ücra bir köşe olan Uluburun noktası bir sonraki yaz Bass'ın asistanı Cemal Pulak'ın yürüttüğü yüzey araştırmasının akabinde 1984'te gerekli türa teknik cihazlarla donanmış "Vinuon" araştırma gemisi ve kayalann üzerindeki bannaklanyla dikkatleri üzerine çeken bir kazı alanı haline geldi. Mehmet Çakır'ın metal bisküvitleri George F. Bass'ın 1960'da Gelidonya Burnu'ndaki geç bronz çağına ait batıktan Bass'ın Türkiye'deki ilk batık kazısı çıkardığı bakır külçelerinİT benzeriydi. Ve daha o zamanlarda Bass, çok daha zengin deliller sağlayacak bir batığın bulunmasını düşlüyordu. Bronz çağı hammaddesiyle yüklü bir kargo belki.. Alet, süah, süs eşyası vs. yapımında kulianılan bakır, kalay, fildişi, cam ve diğer maddeler, bugtın hayranlıkla izlediğimiz Mısır eserlerinin malzemesi. Günümüz uluslararası ticaretinde büyük önemi olduğu gibi, bundan 3000 yıl önce de Akdcniz'deki çeşitli ırklara ve dillere mensup gruplar arasında kurulrnus, Aşağı Tropikal Afrika ve Yakın Doğu'dan Kuzey Avrupa'ya kadar yayılan geniş bir ticaret ağırun çizilmesinde önemli rol oynayan hammadde. TellEl Amarna'da bulunan Alashia (Kıbrıs?) kralımn Mısır firavununa yazdığı kil tablet mektuptaki gibi: "Size hediye olarak 2İ0O (tartı, adet) bakır getirecegira." Ve daha bunun gibi TellEl Amama'da bulunmuş birçok kil tablette kaydı geçen alışverişler. Uzun ticaret yolunu tamamlayamadan Uluburun mevkiinde batan gemiden çıkarılan 200 adet bakır külçe, kirnbilir, belki de Alashia kralının söz verdiği bakırdı. Batık, Doğu Akdeniz'de meieniyet kurmuş en az yedi kültürün Miken Yunanistan'ı, Kenaniler, Kıbns, Mısır, Kassite, Asur, Nubian ürünlerini içeren özellikle hammadde ağırhkh zengin kargosuyla 3000 yıldan daha fazla bir süre önceki bronz çağı kralhkları arasındaki ekonomik bağlantılan sağlayan ticaret yolları ve ahşveriş metalan hakkında adeta bir bilgi hazinesi niteliğinde. . . Nitekim, batıktan çıkarılan 200 bakır külçe, bilinen en eski kalay ve cam külçeleri, işlenmemiş büyük ihtimalle Suriye Filistin kıyılanndan suaygın ve fil dişleri HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 Denîz dibinde tarîh nı şimdiden biliyoruz. Tütsü için yakılan tonlarca reçineyi gemide tasıdıklanm tespit ettik. Bronz çağında dini törenlerde kullanılan bu reçine, çok az miktarlar dışında bugune dek hiç bu kadar muazzarn miktarda bulunmamıştı. Gemi çapalarının yapüışı hakkında bir bilgiye sahibiz. Batığın önemli buluntulanndan biri de kalay külçeleri. Bunlar şimdiye kadar bulunanlann en eskisi. Boylelikle bronz çağı ticareti üzerine çok önemli ve yeni kaynaklar edindik. Arkeolojik acıdan zengin bir potansiyele sahip olan Türkiye'nin sualtı açısından da zengin olduğunu düşıinebilir raiyiz? BASS Türkiye'nin eski batıklar açısından çok zengin olduğunu biraz uyararak belirtmek isterim. Çünkü Türkiye'de antik gemi batıklan diğer Akdeniz ülkelerine nazaran daha iyi korunmuş durumda. Bu ülkelerin çoğunda batıklar amatör dalgıçlar tarafından yağmalânmış. Türkiye henüz bu durumun dışındadır. Fakat turizm geliştikçe tüple dalma da anacağından aynı trajedinin Türkiye'de de yaşanmaması için hükümetin çok dikkatli olması gerekiyor. Haliç'in eski çaglardan bu yana gelişen yogun bir trafiğe sahip olması nedeniyle diplerinde de tarihsel zenginliklerin yattığı duşunüliiyor. Sizin bu konudaki dıişöncenİ2 nedir? Haliç diplerinde kazı yapmayı diişiinur miiydüaüz? BASS Şimdiye kadar çeşitli bölgelerde pek çok kazı gerçekleştirdim. Artık aktif saha çalışmalarına son verip bundan sonraki zamanımı buluntuların neşredilmesine adamam gerekiyor. Bu nedenle Haliç'ıe bir çalışma yapmayı isteyip istemediğimi soracak olursanız hayır derim. Sanınm ileride enstitü veya eğitümiş sualtı arkeologları Haliç'te çalışma imkânlannı araştınp ilgi duyabilirler. Böylesine yoğun bir trafiğe sahip herhangi bir bölgede gerek antik gerek modern olsun muazzam boyutta bir birikim oluşacaktır. Bu nedenle eski çağlara ait batıklan tanımlayabilmek güç olabilir. Türkiye'deki çevresel tahribattan baüUann da etkilenme olasüığı var mı? Bu, ne gibi sonuçlan getirebilir? BASS Hiçbir şekilde bir daha asla yeri doldurulamayan, telafısi mümkün olmayan kayıplara neden olur tahribat. Fillerin ve balinalann soylarının tüketilmesi gibi. Çünkü bir kez gittiler mi bir daha yerine koyamazsınız. Aynı şey arkeolojik doku için de geçerli. Yok olan, giden şey bir daha asla geri getirilemez, yeri doldurulamaz. Sadece şunu söyleyebilirim ki, kayıp korkunç olacaktır. Karada ve aynı şekilde suKazı tamamlandıktan sonra altında bunun mitıimum düzeyde çok daha fazlasını öğreneceğiz, olmasını umut ediyorum. Ama fakat geminin bronz çağında na daha büyük felaket insan doğası sıl yapıldığını ve klasik Yunan, ne yaak ki. Geçmişlerine sahip Roma dönemlerindeki bazı gemi çıkmak, tarihsel ve çevresel dokuyapım tekniklerinin kullanıldığı yu koruyabilmek için insanlar elİerinden geleni yapmak zorunda. Eski eser kacakçılığı her zaman önümüze çıkan bir sonın. Bu konuda neler yapılmalı. kaçakçılığın onlenebilmesi için ne gibi öneriler getirebilirsiniz? BASS Bu, Amerikan Arke(Bajtamfi 1. Sayfada) oloji Enstitüsü'nün büyük bir çabayla uğrastığı konulardan birisi. ve DYP liderieri milletvekillerine! Ancak, korkanm ki istenilen şeEvet, Özal tırmanıyor. Bu trmanışın bir "protokol"ü var. Protokolün "Evren'e selam" kilde büyük bir başarı elde edilbölümü de önceki gün gerçekleşti. Başbakan, Karakaya Bara miş değil henüz. Ülkelerin, özel bir değerlendirjı ile Manisa'da kurulacak üniversiteye "Evren" adinın verileceme yapmaksızın eski eserleri ithal ğini açıkladı. Öyle görünüyor ki 12 Eylül ihtilalinin lideri, yerini, 12 Eylül etmelerini yasadışı olarak öngören kanunun kabul edilmesine çahukümetinin başbakan yardımcısına bırakacak. Iışmak bunu önleyici çabalardan Bundan da büyük mutluluk duyacak. Sayın Evren, cumhurbaşkanlığına anayasada yazılı yöntem birisi. Bunu gerçekleştirmek çok güç, çünkü pek çok ülke, tarihsel lerte seçilmedi; 7/7// durum" halkoylaması yoluyla onandı. Bu çevrenin tahribatı, parçalanması gün Özal da cumhurbaşkanlığına seçmen tabanını yitiren Meclis anlamına gelen eski eser ithalinin çoğunluğu ile seçılecek. ne demek olduğunu anlamıyor. 12 Eylül öncesinde Türkiye'nin bütününde anarşi ve terör varAncak, insanlar benim yaptıdı; şimdi aynı koşullar ülkenın bir bölümünde yaşanıyor. ğım gibi yalnız özel müzelerin esEkonomik terör ise gün geçtikçe yoğunlaşıyor. ki eser satın almasını ve ithal etEkonomi, Başbakan Öza/'ın "en iddialı" olduğu alandır, bu mesini durdurabilir. Örneğin, alanda "fiyasko", devlet istatistik verileri ile sabittir. ben, 1960'da Amerika'nınep büNe yapalım? yük müzelerinden biri olan PennBöyle muhalefete, böyle cumhurbaşkanı! sylvania Üniversitesi müzesindey• • • ken, eski eser almayı durdurmaGeçen şubat ayının son günlerinde Cumhurbaşkanlığı'na lannı önerdim. Ve bu müze sonbağlı Devlet Denetleme Kurulu, Sayın Evrerfm buyruğu ile Baş radan Şikago'daki bazı müzelerin bakanlığa bağlı "tanıtma fonlan" ile ilgili denetlemelere baş de aynı yolu izlediği eski eser alımını durduran başlıca ilk müzelamıştı. Devlet Denetleme Kurulu üyesi Sayın Bedrettin Oğuz, hemen lerden biriydi. Ancak ne yazık ki kolları sıvamış ve "Başbakanlık Tanıtma Fonu" ile ilgili yetkili halen eski eser satın alan, California'daki Getty Müzesi gibi bazı leıie tek tek görüşmeye başlamıştı. işin ilginç yanı bu denetlemelerin 1987 yılı sonuna kadar "ibra müzeler var. edilen" fonlan da kapsamasıydı. Kas/Uluburun çalışmalanBu denetimin amaçlarından biri de "fon /?arcama/an"ydı. nızın bundan sonraki aşamalan Tanıtma fonundan yapıtan harcamalar, "başbafcanın onayı" hakkında ve üzerinde çalıştıgınız ile yapthr. Fbndan toplanacak paraların yüzde 20'si bütçeye gelir yeni bir proje varsa bu konuda bikaydedilir, bu paranın bir kısmı da Başbakanlığın kullandığı "ör ze biraz bilgi verebilir misiniz? Aynca enstilü raerkezini Bodtulü ödenek" için aynlır. rum'a taşımakla çalışmalannız Şubat ayında başlayan, "Cumhurbaşkanı'nm, Başbakan'ın fonlannı denetimi çalışmalannın" bugünlerde bitmesi bekleniyor. nasıl bir etkinlik kazanacak? BASS Uluburun kazısının Çünkü, hazırlanacak bu raporun, Cumhurbaşkanı Evren'e gösorumluluğunu ders verdiğim ünirevini devretmesinden önce sunulması gerekiyor. Bu rapor, Sayın Evren'e sunuldu mu? Sunulmadt mı? Sunul versitede doktor adayı Cemal Pulak'a devretmiş bulunuyorum. duysa, raporda ne gibi sonuçlara varıldı? Sanınm belli hususlann yayımlan*•* Cumhurbaşkanı Sayın Evrerfm Başbakan Sayın Özal hakkırv masında birlikte çalışacağız. Geçdaki düşüncelerini bugünlerde anımsamakta yarar vardır. Sa mişte üzerinde çalıştığım, yayımyın Evren 6 Kasım 1983 günü yapılan genel seçimlerden önce lanması gereken başka batıklar da var, Türkiye'de izin almak için radyo ve televizyondan Ozal hakkında şu özlü düşünceleri di başvurabileceğim, ilgilendiğim le getirmişti: bazı batıklar bulunuyor, ancak 7980 ve 1981 yılında ekonomik durumun düzefölmesini ken sorumluluklanmı tamamlayayın dilerine maledenleri; ekonominin tabii kanunlannı; bu memleketi dıktan sonra başka bir proje üstkendisinin bildiğini söyleyenleri; bilgi, beceri ve işbirlik vastflartlenebilirim. Tabii eğer o zamaıı da nın Allah tarafından yalnız kendilerine verildiğini büyük bir guaktif olarak dalabiliyorsam böyrurla her gün çekinmeden ifade edenleri; ihracatın sihirli değ le bir proje üzerine eğilebilirim. neğinin yalnız kendisinde bulunduğunu; bugüne kadar gelmiş Çalışmaya başladığımız 1960 geçmiş bütün yönetimlerin hatalı hareket ettiklerini; ancak kenyılından bu yana Bodrum'da bir dilerinin hatalı olmadığını; yaptlmış faydalı yatınmlarda kendi merkezimiz bulunmakta. Ancak paylannın bulunduğunu; enflasyonu ancak kendilerinin aşağı ceke ofisleri, laboratuvarlan, kaşimdi bileceği.. ranlık odalan, atölyeleri ve yatakSayın Evren, konuşmasının Özal ile ilgili bölümünü "Daha haneleriyle donanmıs bir merkez iktidara ge/meden şimdiden hilafı hakıkat beyanda bulunanla edeceğimiz bir araziye sahiinşa nn, bundan sonra ne yapabileceğini takdirlerinize sunmak biz. Boylelikle ekibin randımanı artacak. Önceleri Türkiye'deki istBrim" diye noktalamıştı. Başbakan Öza/'ın "bundan sonra ne yapabileceğini" son altı çalışmalarımız sadece yazları dayıl hep birlikte gördük. Yakında öza/'ın Çankaya Koşkü'nde neler lış yapıp gitmekten ibaretıi. Ama şimdi bütün yıl boyunca kalabiyapabileceğini de göreceğiz. Sayın Evren, 1983 yılından bu yana geçen şu altı yıllık dö lecek konservatörler, çizimciler, nem ile ilgili değerlendirmeleri ile Özal konusundaki düşünce fotoğrafçılaı, teknisyenlerden lerini, cumhurbaşkanlığını Öza/'a devretmeden önce, acaba, bir oluşan bir ekibin çalışabilmesi için ofislere sahip olmamız gerekiyor. radyotelevizyon konuşmasında açıklayacak mı? Afrika kökenli, abanoz ağacı benzeri kütüklerle Tutankhamun'un mezarındaki zarif yatak, sandalye ve taburede kullanılan ağacın aynısı bronz çağı ham malzemesini bir arada veren en geniş depo. Aynca, Kenani tipi altın ve gümüş ziynetler; Miken mühürii; Miken, Kıbrıs ve Uzak Doğu çanak çömlekleri, bronz silahlar ve aletler, cam boncuklar, fayans, amber, reçineyle doldurulduğu tespit edilen amforalar ve büyuk küpler bu yoğuıı ticareti renkli olarak sergilemekte. Kısacası George F. Bass'ın düşü gerçekleşmişti. Bir defineyi, bilgi hazinesini yüzdürüyordu artık. George Bass, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. 29 senedir Türkiye kıyılannda sualtı kazıları yapıyorsunuz. Tiim bu yogun çalışmalarınız ve birikimleriniz neticesinde sizin için Kaş/Uluburun batığının anlamı nedir? BASS Uluburun, benim şimdiye kadar yapmış olduğum tüm çalışmalan bütünleştirici nitelikte. Çünkü bronz çağı hakkında bütünlüklü bilgi sağlaması açısından Doğu Akdeniz'de bulunmuş en önemli batıktır. Bu nedenle üzerinde çakştığım son kazı olmasındidi dolayı çok mutluyum. Belki biraz daha çalışabilirim, ancak bunu, yürüttüğüm son iş olarak görüyorum. Aynca bu çalışmayı genç kuşak akademisyenlerinden Cemal Pulak'a devretmek çok kolay olmuştur. Zaten işimin paıçası da eğitmen olar.k çalışmalan yürutebilecek, bundan sonrasını takip edebilecek öğrencileri görebilmek ve yetiştirmek. Uluburun batığından edinilen bilgiler doğrultusunda yeni birtakım tezlerin öne surulmesi ya da şimdi) e kadar inanılan gönışlerin çunımesi söz konusu olmuş mudur? BASS Uluburun batığı bilinen en eski batık olup, sadece bronz çağı ticareti açısından değil, aynı zamanda kühilret bakımdan da çok şeyler öğrenebileceğimiz bilgiler sağlamakta. Bu nedenle çok önemli bir batık. Batıktan dünyanın en eski (menteşeli) tahta kitabına sahibiz. Bu, okur yazarlığa ilişkin bilgilerimizi genişletmekte. Mısır, Yunanistan ve diğer geç bron~ çağı Doğu Akdeniz kıyılarında kullar.ılan camın aynı üretim merkezinılfn çıktığını belirleyen en eski cam külçelerine sahibiz. En azından bunun, mavi cam külçeler açısından böyle olduğunu biliyoruz. Fildişi ticaretinde, suaygın ve fil dİşlerinin birHkte yukknildiğini öğrendik **, bu daha onceden bilinmiyordu. Kıbrıs çanak çömleği ile yüklü büyük küplerin günümüzdeki variller gibi aynı amaçla kullamldığını anladık. Denktaş: Federasyon yolları tıkandı (Baştarafı I. Sayfada) lantısı'nda Kıbns konusunda alınan kararın, federasyona giden yolları tıkadığmı ve bu yolda asılmaz bir engel oluşturduğunu söyledı. Denktaş, Bulgaristan'dan zorla göç ettirilen Türklere iletilmek üzere kendisine bir milyon 301 bin TL bağış çeki veren Meriç köyü heyetini kabulünde yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Vasiliu ya bu karann arkasına saklanacak veyahut da bunu yırtıp atarak ve bu karann inkâr ettiği eşitligimizi, ortaklık hakkınuzı, selfdeterminasyon hakkımızı, Türkiye'nin etkin garantisini kabul ederek ve önkoşul koşmayarak masaya gelecektir." Bağlantıstzlar Zirvesi'nde ilk kez çekincesiz bir biçimde onaylanan Kıbns'la ilgili kararda, toplumlararası görüşmelerin devamı için ileri sürülen şartlar konusunda duyulan endişe dile getirilerek, bu şartların derhal kaldırılması ve BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet çabalanrun desteklenmesi istendi. AA'nın haberine göre Kıbns sorununa banşçı yollardan bulunacak bir çözumun "BM ilke ve kararian. üst düzey anlaşmalan ve Bağlantısızlar karan temelinde olması gerektigi" öne sürulen kararda, şimdiye kadar sürdurülen diyalogdan henüz bir sonuç alınamamasından üzüntü duyulduğu ifade edildi. Kıbrıs Rum halkına ve lıükümetine bir kez daha destek belirtilen kararda "Kıbns Cumhuriyeti'nin egemenligi, bağımsızlığı, toprak bülünliigü, birliği ve baglantısızhk statüsünün desteklendigi" kaydedildi. Kıbns'taki Türk birliklerinin "işgai ordusu" olarak nitelendiği kararda, bu birliklerin ve Türk göçmenlerin adadan derhal çekilmesi istendi. Bağlantısızlar Zirvesi'ne katılan Kıbns Rum lideri Yeorgios Vasiliu gazetecilere verdiği demeçte karardan duyduğu memnuniyeti belirterek, yeni karann "gecmişteki kararlann temel unsurlannı teyit etmekle kalmayıp, geiecek için izlenecek yolu da gösterdiğini" öne sürdü. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise Lefkoşa'da dün yaptığı açıklamada karan "iizücii ve dünyada yalan ve sahtekâriıgın hâlâ gccerii olduğunu gösteren bir olay" oİarak niteledi. Denktaş, karann Kibrıs Türk halkını 1983'te haksızlığa karşı tedbir almaya zorlayan ve bağımsızlığmı ilan etmeye iten daha önceki karann bir benzeri olduğunu da belirtti. KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu da konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Bu karar KKTC tarafından benimsenecek ve masa başında baz olarak alınacak bir karar degildir" dedi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Murat Sungar ise dün düzenlediği basın toplantısında "Karar metni, Rum göriışlerinin daha sinsice kıIrflanarak tekrarlanmasından ibarel olup, uluslararası kamuoyunu daha kola> aldatmaktan başka bir amaç taşıriıamaktadır" şekhnde konuştu. Sozcü, sonuç bildirisinin Kıbns'la ilgili bölümünü yorumlarken, karann Türkiye ve KKTCnin üye olmadıklan ve Kıbns sorununun taraflanndan sadece birinin temsil edildiği bir konferansta alındığına dikkat çekti. Sungar "Gerçekleri gözardı eden ve bağlantısız ülkelerden bir bölümünün de benimsemedikleri bu tek yanlı karann, Kıbns'ta yeniden bir ortaklık devleti kurulması yönündeki çabalara katkıda bulunmayacağı açıkür" dedi. 102 uyeli Bağlantısızlar Hareketi'nin dün sabaha karşı sona eren 9'uncu zirve toplantısı sonuç bildirisinde bölgesel sorunlardan terorizm ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleye kadar 42 farklı karar onaylandı. Kararlann çoğunun, derin göriiş ayrılıkları içindeki üyelerin üzerinde anlaşma sağladıklan uzlaşma metinleri olduğu belirtildi. 10 sayfalık sonuç bildirisinde, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilennin bozulmaya devanı ettiği belirtilerek "Gelismiş dünyaya soguk savaş ve b!ok çalışmalanndan daha eski olan bir sorunla yüz yiıze gelme çagnsında bulunuyoraz: Zenginlikle, yoksulluk arasındaki çatışma" denildi. Bildiride bazı radikal ülkelerin istemiyle "emperyalizm, somürgecilik, yeni somürgecilik, ırkçıhk, ırk aynmcılıfı ve her tiirlü baskıya karşı verilen mücadele" vurgulandı. Ekonomik konulara büyük ağırlık verilen zirvede dış borçlann siliumesi, borç faizlerinin düşurulmesi istendi. Sürgün (Baştarafı 1. Sayfada) süre belirtilmemesine karşın, sürgün süresi üç aylık, bu sürenin uzaulmaması haîinde sürgün edilen dokuz kişi aralık ayının ilk haftasmdan itibaren Güneydoğu'ya geri dönebilecekler. Bir yetkili, "Olay tepki çekti. tçişleri Bakanlıgı'nın da durdurma karannı göz önüne alırsak sürenin uzatılacağını sanmıyorum" dedi. Güneydoğu'dan sürülen partisinin eski yöneticileri Zübeyr Aydar ve Mehmet Ali Sevilgen'le birkaç kez görüşen SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün "Sürgün olayı bizim sorunurauz. Bizzut ben ilgilenecegim" dediği öne sürüldü. Zübeyr Aydar ve Mehmet Ali Sevilgen önceki gün öğleden sonra Başbakanlığa giderek yardım isteğinde bulundular. "Güneydogu sürgünlerini Bulgar sürgününe" berueten Aydar ve Sevilgen dilekçelerinde şunları söylediler: "Tebliğ ve tebeüüğ belgelerinden de anlaşılacagı gibi Olaganüstu Hal Bolgesi'nden sürgün edildik. Halen Ankara'dayız. Sürekli kalacak bir yerimiz olmadıgı için otelde konaklıyoruz. Bürüu ekonomik ve üretim iliskilerimiz ait ust oldu. Son derece zor dunımdayız. Öncelikle ikamet edecek bir yere ve ise ihtiyacımız vardır. Hükümetimizin bizim gibi zor durumda olanlara gerekli insani yardımlarda bulunduğu hepimizin malumlandır. Bulgaristan'dan sürgün edilenlere uzablan seveceu yardım elinin biz Olaganüstü Hal Bolgesi sürgunlerine de uzatıiacagına inancımız tamdır. Sizlerden istirhamımız, Bulgaristan'dan sürgün edilenlere yapılan 300 bin lira kira yardımıyla diger sosyal hakların da bizlere saglanmasıdır." Kocası Mustafa Karabulut PKK militaru olduğu gerekçesiyle Olaganüstü Hal Bölgesi'nden surgun edilen Ayşe Karabulut dün sabah 07.00'de otobusle Adana'ya geldi. Bonn Bozer'e insan hakları sorusu (Baştarafı I. Sayfada) bankaların Merkez Bankası'ndan nakit taleplerinin de yükseleceği ifade edildi. Bu durumda, ağustos ortasında 8 trilyon 275 milyar lira olan emisyon hacminın bu ay 9 trilyon liraya yaklasabileceğı kaydedildi. Hazine yönetiminin borç sorununa çözüm bulabilmek için bu yılın ilk aylarında yeni bazı önlemler aldığı ve belirli bir program yaptığı belirtildi. Ancak, Hazine'nin iç borç stokunu stabilize etmek amacıyla yaptığı yeni program, hükümetin yüksek oranlı maaş ve ücret artışlan kararından sonra islemez hale geldi. Konuyla ilgili olarak bilgi veren bir yetkili, "Bütçe gelirieri sınıriı artıyor, bu durumda da para basmaktan başka seçenck kalınıyor" dedi. Borç Daha çok BONN (CumhuriyeO Federal Almanya'nın başkenti Bonn'da temaslannı surdüren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer, dün Federal Almanya Devlet Bakanı Adam SchwaeUer'le görüştü. Bozer Schwaetzer görüşmesinde AT ve Kıbrıs konusu ele aiındı. Bu arada görüşme, Türkiye «zaevlerindeki açlık grevleri gundeme geldi. Sch»'aetzer'in, Türkiye'de insan haklarınm ihlal edildiği görüşünü getirdiği ve Türkiye'nin bu sorunla ilgili olarak uluslararası kuruluşlar nezdinde sorumlu tutulacağmı söylediği öğrenildi. Bozer de gorüşmeden sonra, Türkiye'de alınan son ekonomik kararlarla ilgili olarak bilgi verdiğini. Türkiye'nin AT'ye tam üyeliği konusunda sürecin uzaması gibi bir ara formülîın benimsenmeyeceğini ifade ettiğini bildirdi. (Baftarafı 1. Sayfada) Türk büyükelçisinin bakanlığa çağnlması konusunda Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı konsolosluk şubesi, bir bildiri yayınladı. Vize verme süresinin aniaşmada öngorülen süreyi çok aştığı, hatta 1990 yılının mayıs ve haziran aylan için numara dağıtıldığı belirtilen bildiride şöyle denildi: " O da, vize vermek için degil, sadece formlan kabul etmek için, vize için başvuranlardan, bir taraftan aniaşmada bulunmayan bdgeler isteniyor, öte taraftan ise, bunlan vermek Bulgar makamlannın yetkisi dışındadır." Bildiride, bu amaç için gerekli tek Bulgar belgesinin çıkış vizesi verilmiş dış seyahat pasaportu olduğu da öne sürüldü. Bulgar Dışişleri Bakanlığı'nın bildirisinde, Türk büyükelçisine Sofya'nın "Bu tür ihlallere asla göz yummayacagının bildirildigi" kaydedildi ve Türk makamlanrun Bulgar vatandaşlanna vize verme işini iki taraf arasında varılan anlaşmalara göre ayarlamalannın ısrarla istendigi ifade edildi. r LIGHTS UĞUR MUMCU GOZLEM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle