19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1989 HABERIFR CUMHURİYET/9 Kurultayda sendikacılar konuşurken yeryersloganlar atıldı Öğretmenlere 'birleşirf çağrısı Öğretmen harekeü konusunda görüşlerini açıklayan sendikacılar, öğretmenlerin her şeyi örgütlü sendikalardan beklememeleri, bütünleşerek harekete geçmeleri çağrısında bulundular. Türklş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Balaban: "Gerekirse, genel grev de miting de üretimi düşürme de yapılır. Yeter ki siz bütünleşin ve bu alana girin." GUNLEREV KOPUGU Güçler Çankaya'da AHMETTAN SENDİKAL KURULTAYI ANKARA (Cumfcariyet Biros«) Eğitimciler Derneği (EğitDer) tarafmdan düzenlenen "Sendikal Haklar Kurultayf'nın son gününde, sendikalaşmak isteyen öğretmenlere sendikacılar tarafından "öDce birleşin" çağrısı yapıldı. Dün sona eren kurultayda kabul edilen bildinnin bu hafta içinde açıklanacağı bildirildi. Kurultayın son gününde düzenlenen "Kamu kesimi işci sendika 3 gün süren kurultay, çalışmalardan elde edilen sonuç ve önerilerin toplandığı metnın kabul edilmesiyle sona erdı. (Fotoğraf Barış Bı!) lannın, memurlann sendikalaşmasına bakışlan" konulu panel mek gerekir. Sonra da örgütlü ğı salondaki bir grubun sendika arası Kamu Görevlileri Federasyo ler ortaya çıkmıştır, işte o zaman de konuşan Turklş Genel Teşki sendikal kuruluşlardan, Türklş cılar aleyhıne slogan atarak panel nu Türkiye Temsilcisi Yacd Oz ilk yok edilen haklar sendikal latlandırma Sekreteri Orhan Ba de dahil olmak üzere, gerekirse ge deki konuşmaları böldüklefi gö kök, "Gercek demokrasi yoksa haklar olmuştur" dedi. laban, yakınlannın, Türkiye'de ça nel grev, miting, uretinıi durdur rüldü. Salondaki bazı EğitDer gerçek demokrasinin kunımlan Talas, tebliğinde, memurlann kşanlann kazarulmış baklannı k o ma, ne gerekirse yapılır. Yalnız görevlileri slogan atanları dışarı da yoktur" dedi. Özkök, tsveç'te sendikal haklara kavuşturulmaruyamadıklarını gösterdiğini söy alana önce siz girin." çıkanrken, bazı öğretmenler de subaylar, Federal Almanya'da sında Turklş'e büyük görev düşledi. Balaban, "Işçilerin, kamu Petroltş Genel Başkanı Münir slogancılann uzerine yürüyerek gümrük memurlan, Yunanistan tüğünü belirterek, "Törktş bu kogörevlilerinin sendikal haklannın Ceylan ise, Türkive*de işçilerin salonu terk etmelerini istediler. da ise öğretmenlerin sendikaları nuda sessiz kalırsa, büyük vebal ^lınmaana karşı koyamayişlanıun yüzde 12'sinin sendıkalı olduğunu altında kalır" diye konuştu. 12 Panelin devam eden bölümün bulunduğunu bildirdı. nedeni, bu kesimin siyasi etkisinin belirterek, "İnsannk haUannı dis de, Yoltş Genel Başkanı Bayram Ankara'da üç gundür süren Eylül 1980 hareketinin özellikle bulunmayışıdır" dedi. öğretmen kalifiye eden bir anayasanın cer Meral, uygarlığın göstergesinin EğitDer Sendikal Haklar Kurul sendikaları ve DtSK'i hedef aldılerin sendikalaşması hareketinin çevesindeki nıücadeleyi kabul et otoyol ve telefondan çok, her ça tayı'nın son gününde Prof. Cahil ğını kaydeden Talas, DlSK'in hakbaşarıya ulaşmasında birinci ko miyonız. Çağdaş toplumlarda bu lışana sendika hakkı verilmesi ol Talas, "Işçi sınıfı ve öğretmenler" sızca kapatılarak mallarına el koşulun "bir araya gdmek" olduğu günkü haklara hangi tur mücade duğunu söyledi. Meral, "1971'de baslıkh bir tebliğ sundu. Sendika nulduğunu söyledi. Talas'ın bu nu, ancak bundan sonra örgütlü lelerle ulaşıldı, ona bakmak Türktş, memurlann elinden sen laşma hakkının tum çalışanlar sözleri uzerine salonda bulunan sendikalardan bu harekete destek laznn" dedi. Ceylan, öğretmenle dika hakkı alınınca susmuştu. açısından bir bütün olarak kabul dinleyiciler "DİSK'e özgiiriük, sağlanabileceğini kaydeden Bala rin sendıkalaşmak uzere bir an 1981'de de tüm işçilerin elinden edilmesi gerektiğine işaret eden TöbDer açılsın" şeklinde sloganban şöyle konuştu: önce harekete geçmeleri gerektiği haklar alındı, bu kez tüm toplum Talas, kamu kesiıninde görev ya lar attılar. pan tüm çalışanlann sendikal "1961, 71 ve 801i yıllan büme ni savunarak, "Geçmişteki yanhş sustu" diye konuştu. Talas'ın konuşmasının ardından yen cahil kişileri ve bu tarihi dö lardan ders almak ve banlan deSağlıklş Genel Başkan Danış haklara kavuşturutraası gerektiği iüzenlenen panelde ise, "Kamu •emden gerekli dersi çıkarma ğerlendirmek, Ueririligin, demok manı Savaş Benli, öğretmenlerin ni söyledi. Demokrasi ile sendika kesimi işci sendikalannın, memurve yurtseverliğin sendikalasması konusunda anaya lar arasında önemli bir ilişki bu lann sendikalaşmasına bakışı" makta ısrar edenleri izleyip, her ratlıgın şeye yeniden başlamak gerekiyor geregidir" diye konuştu. sa değişiklığine gerek olmadığını, lunduğuna dikkat çeken Talas, konusu ele alındı. Yddınm Koç lasa bunu yapmahyız. Geçmişin haBalaban ve Ceylan'ın konuşma bu alanda sendikalaşrnaya kalkı "Ne zaman demokrasiden uzak rafından yönetilen panele konuşlalanna düşmeden once bütünleş ları sırasında kurultayın yapıldı şılabileceğini söylerken, Uluslar laşılmışür, ne zaman diktatöriük macı olarak, Türklş Genel Teşki latlandırma Sekreteri Orhan Balaban, Yollş Sendikası Genel Başkanı Bayram Meral, Petrollş Sendikası Genel Başkanı Münir Ceylan, Sağlıktş Sendikası danışmanlanndan Savaş Benli ile Uluslararası Kamu Görevlileri Federasyonu Türkiye Temsilcisi Yücel özkök katıldüar. öğretmenlerin katıldığı bir forumda da, "öğretmenlerin nasıl sendikalaşabilecekleri" tartışıldı. Kurultay, üç gunlük çalışmalardan elde edilen sonuç ve önerilerin toplandığı "Kamu çalışanlannın sendikal hak'arı için çağn" başlıklı metnın kabul edilmesiyle sona erdi. Metinde, "kamu çalışanlan açısından sendikalaşmanm önemi vurgulanarak sendikalasma için izienebilecek yönlemler" üzerinde duruldu. Metnin hafla içinde EğitDer Genel Başkanı Feyzullah Ertuğrul tarafından kamuoyuna duyurulacağı bildirildi. Velîler, öıılüksüz öğrenciler UZMANLARDAN VELİLERE EĞİTİMDE ARAYIŞLAR PANEL VE KONFERANSLAR DİZİSİ Prof. Dr. Özcan Köknel Sürekli olarak başka çocuklann başarılarını övmeyin. Çocukluk ve gençlik dönemi ruh sağlığı açısından ve kişiliğin kazamlması yönünden çok önemlidir. hayatında aile ortamından sonra ikinci önemli ortamdır. Bu sebeple okulaile ilişkisi öğrencinin başarısında önemli rol oynar. Sadece öğrenciyi eğitmek yeterli olmayıp aileyi de eğitmek gerekir. lstanbul Haber Servisi Istanbul'da faaliyet gösteren özel bir eğitim kurumu tarafından düzenlenen "Eğitimde Arayışlar" adlı panel ve konferanslar dizdsinin ilki dün Bakırköy Adile Naşit Kültür Merkezi'nde yapıldı. Okulöğrenci, öğrenciaile, okulaile ilişkilerinin tartışıldığı panelde konuşmacılar yalruzca öğrencilerin değil, ailelerin de eğitilmesi fıkrinde birleştiler. Panete katılan Prof. Dr. Özcan Köknel, çocuklann başkalanyla karşılaştınlmaması ve başka çocuklann övülmemesi gerektiğini belirrti. Prof. Dr. Acar Balta, çağdaş başarıya giden yolun çok çalışmaktan değil, etkili çalışmaktan geçtiğini söyledi. Prof. Dr. Ayla OkUy ise okul ço Prof. Dr. Ayla Oktay Okul, çocuğun cuğunun hayatında aile ortarrunın önemine değinerek "aileler de eğitilmelidir" dedi. lstanbul Kültür Eğitim Kuruluşları tarafından düzenlenen ve ilki dün yapılan "Eğitlmde Arayışlar" panelinde uzman psikologlar ile eğitici ve eğitmenler tartıştılar. Idareci, veli ve öğrencilerin de dinleyici olarak katıldıkları panelde aileöğrenci ilişkisi ön planda olmak üzere başanya giden ve bunu olumluolumsuz yönde etkileyen etkenler ele alındı. Panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. özcan Köknel, ailelerin çocuklanru başka ailelerin çocuklanyla karşılaşürmamalan gerektiğini belirterek, "Sürekli olarak başka çocuklann başarılarını övmeyin. Çocukluk ve gençlik dönemi ruh sağlığı açısından ve kişiligin kazamlması yönünden çok önemlidir. Çok değil, düzenli calışmayı benimseyin. Geçmişteki başansızlıklann küskünlügünü yaşamak yerine gdecekteki başa nlann yollannı arayın ve geleceğe amulla bakın" dedi. Prof. Dr. Acar Baltaş, çağdaş başannın yollarını anlattı. Baltaş, etkili bir çalışmarun daha yararlı olacağını ve çocuğa sosyal faaliyetleri içinde zaman bırakılması gerektiğini vurguladı. öğretmenlere de seslenen Baltaş, öğrenciyi utandırmamak gerektiğini, gücünü göstermesine imkân tanınması ve secme hakkı tanınması gerektiğini söyledi. öğıenci ve velilerin de dinleyici olarak katıldıklan panelde aileöğrenci ilişkisiyle ilgili görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Ayla Oktay, "Okul çocuğnn hayaünda aile ortamından sonra ikinci önemli ortamdır. Bu sebeple okul aile ilişkisi öğrencinin başansında önemli rol oynar. Sadece öğrenciyi eğitmek yeterli olmayıp aileyi de egilmek gereklidir" dedi. Prof. Dr. Haitık Vavuzer de aynı konuya değinerek ailenin ustlenmesi gereken görevleri anlattı. İBRAHİM ÖKTEM İLKOKULU SHP'den 6 öğretmen kıyımına sorf çağrısı ANKARA (ANKA) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin, öğretmenler üzerinde sürdürülen "baskıcı ve korkutucu" uygulamalara son verilmesini istedi. Keskin, Millı Eğitim Bakam Avni Akyol'u öğretmen kıyımına "son vermeye" çağırdı. Adnan Keskin duzenlediği basın toplantısında, ANAP iktidarı döneminde, eğitim nosyonu olmayan din ve ahlak öğretmenlerinin idareci kadrolara yerleştirilirken, ANAP'ın dünya görüşune uymayan öğretmenlerin kıyıma uğraüldıklarıru savundu. Çankaya için geriye doğru sayma sürerken Turgut Özal: ın aday olmayacağı yolunda hiçbir belirti göze çarpmıyor. Olacağı yolunda da somut bir işaret yok. Bu konuda en güvenilmeyecek dayanak, Özal'ın ağzlndan çıkan sözlerdir. Çünkü Başbakan Çankaya seçiminde belirsizliği son dakikaya kadar sürdürmeyı temel araç olarak saptamıştır. Özal'ın 6 yıllık iktidar serüveni kendisinin Çankaya'ya her ne pahasına olursa olsun çıkmak isteğini ortaya koyuyor. Başbakan 1983 kasımından bu yana sergilediği devlet yönetimı anlayışı gereği, ya cumhurbaşkanı olacak ya da o mevkiye sözünden çıkmayacak birisini getirtecektir. Türkiye anayasal sısteminde egemenlik yetkisi üç ayn alanda toplanmıştır. Yasama yetkisini Millet Meclisi, yürütme yetkisini Bakanlar Kurulu kullanıyor. Yargı ise bağımsız mahkemelerde işlevini yerine getiriyor. Özal bu sistemi 6 yıllık icraatı süresince başkalaştırmaya yöneldi. Devietin yetkilerini birleştirmeyi ve kendi elinde toplamayı amaçladı. 1. Yasama yetkisini yürütme organına devretti. Bunu kanun hükmünde kararnamelerle sağladı. Anayasaya göre bu kararnamelerin yürürtüğe girebilmesi Meclise sunularak gerçekleşiyor. Ancak bu göstermelik olmaktan ileri gitmiyor. Meclise sunmak için önce komisyonlardan geçirilmesı gerekiyor. Oysa kı kararnamelerden hiçbirisinde bu anayasal zorunluluk yerine getirilmiyor. (SHP Milletvekili Birgen Keleş, PlanBütçe Komisyonu'nun en uzman üyelerinden. Kararnamelerin komisyonlarda gündeme alınmadığını belirtiyor. Çok uzun yıllardır bu tür kararnameler yasaya dönüştürülmeden idare edilip duruyor). 2. Özal, yalnızca yasa çıkarma yetkisini yasama organından devralmakla yetinmedi. Yasama organlarının en önemli bir başka işlevi olan bütçe yapma yetkisini de kendi eline aldı. Şöyle ki, bugün bütçenin yarıya yakın bir bölümü (14 trilyon TL) fonlarda toplanmaktadır. Fonların kullanımı tamamen hükümetin elindedir. Gerçi sonradan alınan bir kararla fonlar Meclise sunulmaktadır. Ama bu, harcamatar gerçekleştıkten sonra yapılmaktadır. Oysa ki, yasamanın görevi yalnızca bütçenin denetlenmesi değil, tahsis mıktarlarının da belirlenmesidir. Önemli olan da budur. Yani ne kadar paranın nereye ayrılacağıdır. 3. Yasama organının önemli bir başka tşlev ve görevi de vergi koyma yetkisidir. özal son vergi paketi ile Meclisin bu yetkisini elinden alıp, hükümete devretti. Bu paketle vergilerin çok yüksek oranlarda arttırılması gibi yetkiler elde etti. Bir verginin on kat arttırılması yopyeni bir vergi konutması anlamı taşımakiadır. Özetle Özal Meclisin, yani yasama organının görev ve yetkilerini önemli ölçüde yürütme organına, yani hükümete devretti. Hükümetin görevierini ise kendi denetiminde topladı. Bunu ise iki yoldan sağladı: Birincisi, pratık olarak Bakanlar Kurulu'nu toplamadan boş kararnamelere bakanların imzalarını önceden almak biçimindeki uygulama, artık devlet yönetiminde çok olağan hale geldi. (Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameleri bakanların çoğu ne zaman imzaladıklarını anımsamamakta, bu nedenie birbirlerine takılmaktadırlar). İkincisi, çeşitli bakanlıklann çok önemli bazı kuruluşlarını ayırarak doğrudan Başbakanlık'a bağladı. örneğin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı artık Maliye ve Ticaret bakanlıklarının denetımlerinde değil, kendi denetimindedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın en önemli kuruluşları bakanlıktan koparılarak yine Başbakanlık'a bağlanmıstır. Artık, Enerji Bakanlığı ülkenin enerji politikasını doğrudan yönetemez hale getirilmiştir. i ( JL.,i.. Bu tablonun ortaya çrleaffdığı tek gerçek var. özal'lı 6 yılda anayasada yer alan güçler ayrılığı ilkesinin geçerliliği oldukça tartışılır hale gelmiştır. Meclisin yetkisi hükümete, hükümetin yetkisi Başbakan'ın kışısel denetimine devredilmiştir. Özal, yalnızca yargı gücünün yetkilerine yeterince el atamamıştır. Yüksek yargı organlarına olan ve sık sık ortaya koyduğu kızgınlık belki de bu nedenledir. Ancak, önümüzdeki dönemde yargının yetkilerini de esnetmeye yöneleceği beklenmelidir. Bunun için cumhurbaşkanı otması ya da kendisine kayıtsız şartsız bağlı olacak birisini bu makama seçtirmesi yetecektir. Bu kez yüksek yargı organlarının oluşturulması konusunda anayasanın cumhurbaşkanına tanıdığı yetkileri kişisel tercihleri çerçevesinde kullanarak yargıyı da denetleme şansını deneyebtlecektir. Bu anlamda Özal, baskanlık sistemini savunmakla, tutartılık içindedir. Toskay içîn rapor Ozal'da Havyar ve Kailnka Karaköy nhtımında demirleyen Sovyet gemisinde yapılan Votka şov' gecesine 286 Sovyet ve Alman konuk katıklı. Su gibi votkanın içildiği "Kalinki"nın dinlendiği gecenin en ilgı çeken bölümü 6 kadın dansçınm şeffaf beyaz tül gıysiler içinde sondulan gösteri oldu. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) ANKARA (ANKA) Eski TRT Genel Müdurü Tunca Toskay dönemini kapsayan ve Radyo ve Tdevizyon Yüksek Kurulu'nun da "yayınlann tarafsızlıgını gözetme görevini yerine getirmemekle" suçlandığı Devlet Denetleme Kurulu raporunun Başbakanlığa da gönderildiği bildirildi. Devlet Denetleme Kurulu'nun "yayınlann tarafsıziıgım gözetme konusunda görevini yerine getirmemekle" suçladığı Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun başkanvekili Ali thsan Gögüş, Devlet Denetleme Kurulu'nun istişari bir kurul olduğunu ve açıklanan raporun yayınlar konusunda görüş bildirme niteliği taşıdığuu söyledi. Göğüş, Devlet Denetleme Kurulu'nun yayınlarda gördüğü aksaklıkları dile getirme yetkisine sahip olduğunu da belirtti. Ali Ihsan Göğuş, söz konusu raporun Başbakanlığa gönderildiğini ve Başbakanlığın rapor üzerinde inceieme başlattığını da bildirdi. Başbakanhk Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı Şükriı Akgöngör ise ANKA'nın sorusunu yanıtlarken, Devlet Denetleme Kurulu'nun görüşlerini içeren raporun kendilerine gelmediğini ve yüksek kurulun bu olayda henüz devrede bulunmadığını söyledi. Bir derslikte iki sınıf lstanbul Haber Servisi Kadıköy Kızıltopraktaki Ibrahim öktem tlkokulu'nda, ilçe seçim kurulunun bir dersüği boşaltmaması nedeniyle iki ayn 5. sınıf öğrencileri aynı derslikte eğitim görüyor. Birleştirüen iki sınıfın öğrencileri bir arada oturmak zorunda kaürken öğretmenler de sırayla derslere giriyorlar. Eğitim yılının başlamasının ardından sıralanan sorunlar zaman zaman ilşinç boyutlara ulaşıyor. Kadıköy, îbrahim öktem Ilkokulu'ndaki son sınıf öğrencileri de yeterli derslik bulunmaması ve bir dersliğin ilçe seçim kurulunca kullanılmasından dolayı nöbetleşe eğitim görüyorlar. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan okul aile birliği başkanı Nilgün Zümnitoğlu, dersliklerin yetersiz olduğunu belirterek, "Bu okul gecen yıl tekli sisteme geçti. Tabii ki iyi bir başlangıç bu. Ancak, 8 ögretmenin ftclİOT rahatuz İlçe Seçim Kurulu'nun bir dersüği boşattmaması nedeniyle beraber ders gören iki sınıfın öğrencileri, sıkjşıklıktanrahatsız.(Fotoğraf Alaattin Çiftçi) Universiteler start ahyor Haber Merkezi Akdeniz ve Marmara Üniversiteleri'nde 19891990 öğretim yılına bugün başlanacak. 29 üniversitede yaklaşık 700 bin öğrencinin kalılacağı yeni öğretim yılı Uludağ Üniversitesi'nde 27 eylulde, Hacettepe, Gazi, Trakya ve Gaziantep üniversitelerinde de 28 eylulde açılacak. Çukurova, Ege, Ankara ve Dokuz Eylül Universitelerinde ise öğru.ın yılına başlama tarihi 29 eylui olarak saptandı. Yeni öğretim yılına 2 ekimde başlanacak iin;versitelerde şöyle: Cumhuriyet, \.aturk, Karadeniz Teknik, 19 vlayıs, Yüzuncu Yıl, Fırat, Inönü, Oicle, Mimar Sinan, lstanbul, İstanbul Teknik, Yıldız, Ortadoğu Teknik, Boğaziçi, Selçuk, Anadolu ve Erciyes. Bilkent Üniversitesi'nde ise yeni öğretim yılının 6 ekimde açılacağı öğrenildi. Sovyet gemisinde 'votkaşov' Votka ve aperitif ikramının sıklığı basın mensuplan arasında "bu kadar votkayı Çeşit çeşit votkalann su gibi içildiği "votka içersek gemiden inemeyip Sovyetkr Biıiiği'ne şovbalalayka konseri" Karaköy Rıhtımı'nda gideriz" esprisine neden oluyor. demirleyen Sovyet Ayvazovskıy gemisinde lstanbul sokaklannda her gün rastladığımız yapıldı. ayıayıcı şovunun burada yapılamyla ayn bir 286 Sovyet ve Alman turistin katıldığı gecede özelliği var. Bizim ayılara sahipleri konuklara balalayka eşliğinde kendilerine özgü "kocakanlar hamamda nasıl bayüır" gösterisi şarkılar, dans gösterüeri, değişik şovlann yanı yaptırırken, buradaki sahibi ayıya sıra 5 çeşit Rus votkası, kanepe, havyar ile "Ayvazovskıy'da votka içen nasıl bayılır" diye hamur işi yiyecekler sunuldu. 2.5 saat süren sorsa gerek, ayı konuklann tam önünde önce gece boyunca konuklar kendi sahibiyle göbek atıyor, daha sonra yere ülkelerindeymişçesine eğlenerek özellikle uzanıyor, bayılma numarasını oldukça güzel "Kalinka" adlı parçada tempolu alkış yapıyor. tuttular. Tam bu sırada salonun tüm ışıklan sönüyor. 11 kişiden oluşan Ayvazovskıy Orkestrası Sadece loş kırmızı ışıklar kalıyor. Büyüleyici kendi müzik parçalarını çalmaya başladığında, bir müzik eşliğinde başlarında taç, üzerlerinde gece boyunca hiç boş durmayan garson kızlar şeffaf beyaz tül giysileriyle 6 kadın ağır konuklann oturduğu masalara küçük adımlarla sahneye yaklaşıyor. Yaptıkları ilginç kadehlerde değişik votkalar, aperitif olarak ise dans gösterisinin sonunda gruba katılan erkek kanepe, havyar ve hamur işi yiyecekler şarkıcı konuklara parçalarını birbiri ardına bırakıyor. okuyor. MUHARREM AYDIN görev yapüğı okulda yedi derslik kullamlabüiyor. Çüokü bir derslik ilçe seçim kurulunca işgal edilmiş durumda. Bu yüzden çocuklanmız aynı dersliği iki sınıf haünde paylaşmak zorunda kaldılar. Tabii bu onlan çok olumsuz etkiliyor. tki ögretmen aynı anda sınıfa giriyor" dedi. Bu ilginç durumdan etkilenen öğrencilerden Başak Binzet, başaıılannın olumsuz yönde etkilendiğini belirterek, "tld ayn sınıf aynı anda ders göriiyoruz. Bizler kendi ogretmenimizden aynlmak istemiyoruz. Diğer sınıftakikr de öyle, Buna bir çözüm bulunmalı" diye konuştu. Bu arada konuyu doğrulayan ilçe seçim kurulu yetkilileri yer bulur bulmaz dersliği boşaltacaklarını söylediler. Kadıköy Kaymakamlığı ise iki sınıfın birleştirilmesiyle öğretmenden tasarruf edildiğini öne surdüler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle