19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/15 . AFÖ'dan, Bayan Aquino'ya kınama ANKAKA (ANKA) Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, Filipinler'in başkenti Manila'da rejim karşıtı Yeni Halk Ordusu militanlanndan birini tedavi ettiği öne sürülen Dr. Antonio Prinripe'nin gozaltına alınmasından ötürü, Devlet Başkanı Bayan Aquino'yu kınadı. ATO Yönetim Kurulu'nca, Devlet Başkanı Corazon Aquino'ya çekilen kınama telgrafında, şu görüşlere yer verdi: "Hekira, dünyanın neresinde olursa olsun, olaylara ve gelişmelere tıbbi kaygılarla bakar. İnsan yaşamını ve bedenini tehdil eden liim olaylar karşısında hekimin görevi. içinde bulundugu koşullara ve ortama bakmaksızın insan sağlığına yonelik girişimlere karşı çıkmaktır. Biz Ankaralı hekimler olarak, bir meslektaşımı/ın bu tiir bir gerekçeyle gozaltına alınmasını kınıyoruz ve Dr. Principe'nin serbesl bırakılmasını diliyo Bozer: incelemesi bu yıl sonuçlanır MERSİN (AA) Lüksemburg'daki göruşmelerini tamafiladıktan sonra Mersin'e gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer, "AT Komisyonu'nda .ncelenmeklc olan lam iiyelik miıracaalımızın yıl sonundan önce tamamlanacağını tahmin ediyorum" dedi. Bozer, Lüksemburg'daki temasları sırasında Turkiye'nin AT'ye tam uyelik konusundaki tutum ve kararhlığım bildirdiğini belirterek şunları söyledi: "AT'ye yapmış olduğumuz tam iiyelik müracaatı, AT Komisyonu'nda incelenmektedir. Bu incelemelerin yıl sonundan önce; ekimkasım aylarında lamamlanacağını tahmin ediyorum. Bu çerçevede Turkiye'nin AT'ye iiyelik konusundaki tutum ve kararlılığı iiye ülkelere bildirilmiştir." n r n t P C t n GüneyAfrila'ria.ırkçıuygulamap i U l C d U I iar, her şeye karşın sürüyor. Pretoria'da siyahlann duzenlemek istediği, ırkçılık karşıtı bir yuruyuş, hükümet tarafından yasaklanarak, sıkı güvenlik önlemlen alınırken, olayın geçtiği yerin birkaç sokak ötesinde, ırkçı beyazların, Apartheid yanlısı gösterileri, hiçbir engelte karşılaşmadan gerçekleştirildi. (Fotoğraf: AP) Kuala y 5 y Ş y üjmpijr'un buyuk otellerirıin garsonlan dün kentin sokaktannda yapılan ilginç yanşmada, kendilerini sınama fırsatını buldular. YakJaşık 200 yanşmacının katıldığı yanşmada hedef, şişelerin ve içi su dolu bardaklann yer aldığı bir tepsiyi, sulan dökmeden, belH bir uzaklıfia taşımaktı. (Fotoğraf: Reuter) bir grup hemşire, tecavüze uğrayan bir hemşire arkadaşiarının, hakkınt arama çabası sırasında başına gelenleri protesto etmek amacıyla gösteri yaptılar. Görev başında olduğu sırada, doktor gibi giyinmiş bir kişinin tecavüzüne uğrayan hemşire, olayı polise kanıtlayamadığı için, polisi yanıltmak suçuyla tutuldanmıştı. (Fotoğraf: AP) Hemşire için ş ç g S î S H ABERLERİN DEVAMI Eğitim... (Baştarafi 1. Sayfada) Köşk referandumu tir. Eğitim sisteminde okutulan kitaplar da geçerii öğretme yöntemleri de çoktan çağın gerisinde kalmıştır. Ezbere aşırı ağırlık veren, düşünme ve çözümleme yetilerini edindirmede son derece basansız kalan bir sistemdir söz konusu olan. Bilimsel düşünmenin temelinde yatan kuşku duymayı, sorgulamayı ve araştırmayı özendiımekten uzaktır bu eğitim sistemi. Bu ülkede demokrasi de yerleştirilmek isteniyorsa, yine eğrtimde köklü bir atılıma gerek vardır. Demokrasi sadece birtakım yasaları degiştirmekle vanlacak bir hedef değildir. Demokratik bir rejim en sağlam güvencesini her şeyden önce demokratik bir siyasal kültürde bulur. Bunun da yolu en başta insana yatınm yapılmasından, eğrtimden geçer. Çünkü ilköğretimden başlayarak okuldan alınan anlayış ve davranış biçimleri genel olarak toplumun siyasal kültürünü belirler. Yeni bir ders yılının başladığı şu günlerde, eğitimin yaşamsai önemine şöyle bir değinmek istedik. Bu alanda durum, içler acısıdır. Çocuklanmıza güzel bir geleceğin kapısını hâlâ aralayabilmiş değiliz ne yazık ki. (Baştaruft 1. Sayfada) muhafaza ederier" dedi. Demirel 4 günlük Karadeniz gezisini dün Bayburt ve Gümüşhane'de halka hitap ederek tamamladı. Gezisi sırasında uğradığı her yerde "DYP'nin milletin avukatı, sendikası" olduğunu ilan eden Demirel, kendisinin Başbakanlığı döneminde yapılanlara tek bir çivinin bile eklenmediğini aıılattı. Bayburt'a giderken uğradığı Ilıcayı, iktidara geldiğinde ilçe yapma vaadinde bulunan Demirel, Aşkale'de, "Bunlar sizin hükümetiniz degil. Kendilerinin hükümeti. Kendi işlerine işler akıllan, sizin islerinize değil. kapagı nereye atsınlar da kurtulsunlar? En emin yer Çankaya. Şu Çankaya sevdasını bırakıo. Cumhurbaskanı'm millet secsin. Yiızde 10 ile muhtar bik olunmaz. Halk deslegi olmadan cnmhurbaşkanı olsa da dununaz orada" dedi. Bayburt'a giderken DYP'nin seçim otobüsü Süvari'de gazetecilerin sorulanm yanıtlayan Demirel, "Cumhurbaşkam'nı halkın secmesini istiyorsnnuz. Mediste farkh bir çognsluk olsaydı tavnnız ne olurdu? Başkanlık sistemine dognı bir değişiklik mi istiyorsanoz?" biçimindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Türkiye'de 7 senede bir cumhnrbaşkanı secimi gelince bir bunalım oluyor. Ben bunu 87'de de söyledim. O zaman gecici 4. madde de cariydi. 1989da Turkiye, cumhurbaşkanını seçecektir. Türkiye'de hem siyasi iktidar, hem cumhurbaşkanı kansız, kavgasız, entrilusız el degiştirecektir. Benim formülüm bu Çankaya üzerinde toplanan bazı hevesler rejirai patlatıyor. Arlcasında yüzde 10 halk çoğunluğu ile Çankaya'ya çıkmak ile müdahale ile Çankaya'ya çıkmak arasında pek fark yok. İkisi de millete dayanmryor. Pariamentodaki çoğunluğun halk çogunloğu adına iş gorme hakkı kaybolmuşrur. 'İki sene önce arkamda halk çoğunluğu vardı' deyip is göremezsiniz. Bu ödenmiş senet gibi birşey. Onu bir defa daha tahsil edemezsiniz. 26 Mart secimlerinin ortaya koyduğu labloyu inkâr mı ediyorsunuz? Onun için çıkar yol, Turkiye'yi krize götürmeyecek yol cumhurbaşkanını bugün için de, yann da halkın seçmesidir. Böylece 7 senede bir Çankaya üzerinde ümiller, hevesler olyanstndan fazlası millet secsin diyorsa, bu, iki satırlık anayasa degişikliğidir. Bir gecede ballolur. Bunun nesine karşı cıkıyorsuauz" diye konuştu. Demirel, "Bu, farklı bir sistem yaratmaz mı?" sorusuna ise, "Hayır. Cumhurbaskanının yetkileri anayasada yazılı. Şoyle veya böyle seçilmesi bu yetkilerini degiştirrnez. Halk seçerse yetkilerini yine kullanır. Geleceğini, siyasi partilere bağlamaz" yanıtını verdi. Demirel, "Çankaya üzerine ümitler, hevesler var diyorsunuz. Bunlann altında Sayın Ozal'dan başkalannın olduğu konusunda bir endişeniz mi var?" sorusuna da "Yetmiyor mu bir hevesli. Sistemi o boyle işlemez hale getirdi" kaışılığını verdi. Demirel, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, 12 Eylül askeri hareketinin nedenleri arasında cumhurbaşkanı seçilemeyişinin yer aldığını söylediğini anımsatarak, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin böyle bir gerekçeyi ortadan kaldınp kaldiTnayacağını soran bir gazeteciye de şöyle dedi: ce kendisiyle görüştüğünü anımsatan gazetecilere, "Sayın Gülek'in böyle bir hevesi vardır. Bu heves nasıl flüi hale gelecek bümiyorum. Kendisi Meclisin içinde değil. tyi bir muhakeme yapmak için ortada çok bilinmeyen var" dedi. Demirel, ANAP'lı Yılmaz Altun'un da böyle bir açıklaması olduğunun belirtilmesi üzerine, "Bu çeşit olaylar kisiseldir. Önu arkası olabilecegini, derinliği olduğunu sanmıyorum" diye konuştu. nüfusunun hâlâ tümünü kapsamaktan uzaktır. Ortaöğretimde okullaşma oranı gelecek açısından kaygı verici ölçüde düşüktür. Genel ve mesleki teknik ortaöğretimde okullaşma oranı ancak yüzde 34 dolayındadır. Yani ortaöğretim çağındakilerin yaklaşık üçte ikilik bölümü eğitim olanağından yoksundurlar. Türkiye'de eğitimin milti gelir içindeki payı inanılmayacak kadar küçüktür: Yalnızca yüzde 2,9. Oysa aynı oran, Kanada'da 8.8, Fransa'da 7.9, Meksika'da 8.4, Hindistan'da 3.0'dır. Turkiye'nin ulusal bütçesinden eğitime ayırdığı pay da yıllar içinde giderek düşmüştür. 1974'te yüzde 15'in üzerinde olan bu pay, 1980'de yüzde 11 'e inmiş, 1985'ten beri de ne yazık ki yüzde 9'un altında kalmıştır. Eğitim sisteminin en önemli öğesi olan öğretmen açısından da durum son derece karamsarlık vericidir. Bu saygıdeğer mesleğin yıllar içinde tüm çekiciliğini yitirdiği, olanaklannın dramatik bir yetersizlik içine girdiği biliniyor. Toplumsal ve ekonomik statüsü darbe üstüne darbe yiyen öğretmenlik mesleğiyle, çağ atlanamayacağı çıplak bir gerçek Istifa formülü Ünlü firmalara hayali gölgi (Baştarafi 1. Sayfada) Maliye ve Gümrük Bakanüğı'ndan alınan bilgiye göre Merkez Bankası, tstanbul Kambiyo Şubesi'nin uyansı üzerine başlatılan tstanbul gümrüklerindeki soruşturma sırasında ihracat işlemlerine ilişkin gümrük kayıtlannda çok sayıda usulsüzlüğe ve "mükerrer" ihracat kaydına rastlandı. Birçok ihracatçı firma adına gerçek dışı veya usulsüz gümrük çıkış beyannamesi düzenlendiği görüldü. Bu fırmalardan FaysaJ Dış Ticaret'le ilgili inceleme ve araştırmaJar sonuçlandı. Bu firmayla ilgili günırflk kayıtlannda görülen usulsüz işlem ve mükerrer tescil numaralannın firmanm ihracatırun hayali olduğunu ortaya koyduğu, yabancı ülke gümrüklerinden alınan ek bilgilerle de ihracatın hayali olduğunun kesin olarak kanıtlandığı belirtildi. Diğer fırmalarla ilgili incelemenin ise sürdüğü, hangi firmalann hayali ihracata kanstıklanna ilişkin raporun da önümüzdeki günlerde Istanbul DGM'ye gönderileceği bildirildi. Gümrükler Genel Müdürlüğü'nce 1 Şubat 1989 tarih ve 6386 sayı ile teftiş kuruluna gönderilen bir yazıda Atatürk Havalimanı Gümrügü'nün (Yeşilköy) 1987 ve 1988 yillanna ilişkin kayitlannın incelenmesi sonucunda bazı ihracat işlemlerine ilişkin olarak Gümrük Muhafaza Müdürlüp'nce tutulan defter kayıtlanyla Gümrük Müdürlüğü Amban'nda tutulan defter kayıtlannın bir birine uymadığı belirtilerek şöyle denildi: "Söz konusn ihraç eşyası kıymetlerinin incelenmesiııde, kıymetkrin çok yüksek olma&ına karşın idare tarafından hernangi bir areştırmaya gidilmediği, tescil defterieriyle çıkış beyannameierioin karşılaşbnlmasında ise bir kısun beyannamelerin mükerrer tescil numarası ve tarihi taşıdığının..." Bu yazı üzerine teftiş kurulunca yapılan incelemder sonucunda gümrük belgeleriııde yapılan talırifatlar ve mükerrer tescil numaralan nedeniyle çok sayıda ünlü firmanın üzerine "hayali gölgesi" düştü. Hazırlanan ön raporda gümrük çıkış beyannamelerinin tescili işlemlerinde •'mükerrer numaralaraa ve tahrifat" görülen firmaların adları şöyle sıralandı: Faysal Dış Ticaret A Ş, Penta Dış Ticaret A Ş, Giyim Sanayicileri Dış Ticaret A Ş, Narin Pazarlama Ithalat ihracat A.Ş., Birlik Yatınm A Ş, Süzer Dış Ticaret A.Ş., Artam Dış Ticaret A.Ş., Deniz Balıkçılık Sanayi ve Ticaret Limited, Trimo Deri Konfeksiyon Limited, lmeks Dış Ticaret A.Ş., TD1 (TurkıscheDeutsch Prachige Kabol TV), Temel Pazarlama A ^ , Koç Remo Elektronik Devre Elemanlan A.Ş., Dermod Pazarlama Limited, Dino Deri ve Ticaret Limited, Fepaş Dış Ticaret A.Ş., Ram Dış Ticaret A.Ş, Edpa Pazarlama A.Ş., Konsa Kumaş Konfeksiyon, Toprak Dış Ticaret A.Ş. Yetkiüler, sayılan bu firmalann tümünün hayali ihracatçı diye adlandınlamayacağını beürttiler. Bu firmalann bir kısmının hayali ihracat yaptıklannın tahmin edildiği, bir kısım firmalann ise başka firmalann hayali ihracata yönelik gümrük işlemlerindeki usulsüzlüklerini örtmek için, hayali ihracat organizasyonlarına yardımcı olan gümrük görevlilerince kayıtlarında tahrifat yapılmış olabileceğini kaydedildi. Şimdilik sadece Faysal Dış Ticaret'in hayali ihracat yaptığının saptandığı, soruşturmanın tamamlanmasından sonra diğer firmalardan hangilerinin "temiz", hangilerinin hayali ihracatçı olduğunun anlaşılacağı bildirildi. Ön raporda Atatürk Hava Limanı gümrüğünden 198788 yıllarında yapılan ihracat işlemleriyle ilgili incelemeler sonucunda Gümrük Muhafaza Müdürlüğü'nden "kontrol kasesi" almamış olan bazı ihracat işlemleri saptandığı da belirtilerek şu göruşlere yer verildi: "Bu incelemeler sırasında, Üçel thracat İthaiat ve Ticaret Limited, Toprak Dış Ticaret A.Ş., Akdağ Madencilik, Ünite Plastik A.Ş., Alama İhracat İthaiat ve Turizm A.Ş., Akfa Pazarlama A.Ş,. Ögeteks Kumaşçıuk A.Ş., Kameks, Pazarlama, Eraef Dış Ticaret A.Ş., Oker Halı ve Deri Mamulleri Dış Ticarel A.Ş., Baz Uluslararası Nakliyal Limited, Sutaş Su Ürünleri A.Ş., Özpa Dış Ticaret A.Ş, Acar Kargo Hava Yolları A.Ş., Birlik Yatınm, Trimo Deri, Eren Dış Ticaret firmalanna ait çıkış beyannamelerinden "aksam ve parça" cinsi eşyayı kapsayan ve Gümrük Muhafaza Müdürlüğü Kontrol kaşesi taşımayan beyannameler üzerindeki incelemelerimiz yoğunlaştınlmışlır." Türkiye'yi bugünkü sıkıntıb duruma siyasi konjonktürün getirdiğini söyleyen Demirel, içine düşülen durumun çıkmaz olduğunu, 1983'te başlayan ısmarlama rejiminin tortulannın hâlâ temizleneraediğini anlattı. "Arkanızdaki yüzde 10 halk deslegi ile 'Milletin hâkimiyetini temsil ediyorum* diyetnezsiniz" diyen Demirel, bunun yannının daha da kötü olacağını savundu. Demirel, "Bizim arkamızda daha çok halk var diyorsanız, bir sandık koyalım ortaya. Çankaya'ya kimin çıkacsgını birtakım yapay yollara bağlamak, hileye başvurmaktan farksızdır. Kendinize güveniyorsanız bu seçimi kim yapsın diye halka soraiım. Demirel, cumhurbaskanlığına Bugün (dün) 24 Eylül. 1 ekim pa aday olacağını söyleyen Kasım zar gunü sandık koyalım. Halkın Gülek'in bu açıklamasından ön Demirel, iktidarı erken şeçime zorlamak için SHP'nin milletvekilliğinden istifa edilmesi formülüne katılıp katümayacağını soran gazetecilere de, "Duyumlara göre bir şey söyleyemem" yanıtını verdi. Demirel, "Hep SHP yapsın da gördim diyorsunuz. DYP, SHP'yi Özelleştirme takip mi ediyor" sorusuna ise, DYP Genel Başkanı Süleyman "Hiç alakası yok. Ne SHP bizi, ne Demirel, gazetecilerin sorusu üzebiz SHP'yi takip ederiz. Herkesin rine özelleştirmeye karşı olmadıbir yolu var. Biz vardık doğnıya, ğını, ancak Petkim ve DemirÇelik başkasını bilemem. Cumhurbaş gibi kuruluşların yabancılara sakanını halk secsin diyoruz" yanı tılmasırun "kapitülasyon" anlamına geleceğini söyledi. Demirel, '*Sayın Evren, '12 Eylül'ün se tını verdi. bebi cumhurbaşkaru'nın seçilemeDemirel, DSP Genel Başkanı "Bunlann sermayesinin çoğunlumesi değil' dedi. O gerekçeyi kal Bülent Ecevit'in, Güneydoğu'da ğunun yabancılann eline geçmedırdı. Böyle bir gerekçe yokmuş. ki olayları ABD'nin kışkırtüğı yo sine karşıyız. Eğer yaparlarsa serGerekçe kanun maddesi gibi söy lundaki iddialan konusunda da, mayelerinin çoğunluğu yeniden lenmişse, söyleyen kaldırmış ge "Devletin buna cevap vennesi la devletin elinde olacak şekilde derekçeyi. Ben o gerekçeyi vırsaymı zım. Elimde isühbarat teşkilaü, ğişiklige gideriz" dedi. yorum. Ama, 'Silahlı kuvvetlerin böyle bir hevesi var mı?' diye sorarsanız. Hayır. Şu anda öyle bir emare yok. İkide bir ber önüne ge; len silahlı kuvetleri bu tartışmaya kanştırmamah. Silahlı kuvvetler sistemin içinde, devletin, milletin emrinde, milletin tümüne aittir. Milli gucüdür. Bu çeşit işlere kanşmadıkça, hem guçlerini hem de (Baştarafi 2. Sayfada) itibarlannı muhafaza ederier. Siolmamızdı. VB bu kavgaya kimsenin imajı dayanmaz... lahlı kuvvetlerin gücünü yüksek Bu kavgadan kimse galip çıkmaz. Bu konuyu tutmak, Turkiye için fevkalade kendisiyle de kavga derecesinde tartışıyorum. 'Bastnla önemlidir. Cumhurbaskanının şöyle veya böyle, bir ay önce sebu şekilde kavgaya hiç gerek yok. Bir ülkede basın çilmesinden çok daha önemlidir." muhalefetten çok daha etkili bir güçtür, daha iyi bir güvenlik güçteri yok. DevJetin bunu ciddiyetle ele alıp cevaplaması lazım" dedi. Demirel, "Demirelin başka çaresi kalmadı. ANAPın icini kaşıyacak" biçimindeki söylentilerle ilgili olarak da, "Dur bakalım. Yüzde 10 ile çıkılması sadece benim meselem mi? Biz itiraz ederken, feryat ederken başkalan benim itiraz ve feryadımı yersiz, haksız, lüzumsuz mu buluyor? 'Yüzde 10 ile varsın Çankaya'ya otursun' diyorsanız, o zaman başka şeylerden, sistemin işlemeyen diğer yerlerinden şikâyet etmeye hpklnni7 olmaz. Bu da kamuya ait bir yerin gasbıdır. Fuzuli işgaldir. Bir gün sizin evinizi de gasbederler. Neden benim meselem oluyor da, başkalarının meselesi olmuyor" dedi. OKURLARÂ. OKAY GÖNEJSSfri Çankaya için 5 denge (Baştarüjı 1. Sayfada) olan görüntüsü, Cumhurbaşkanlığı için bir engel olarak görülüyor. 3. A N A P içi dengeler: A N A P içindeki bölünmüşlüğün ve Özalın 26 Mart seçünlerinin de etkisiyle yıprandığı, Meclis Başkanlığı seçimleriyle iyice açığa çıktı. Özal'ın aday gösterdiği Yıldınm Akbulut'un ilk turda 186 oy alması ve üçüncü turda seçilmesi Özalın da aday olması halinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde zorlanacağı yorumlanna yol açtı. Bu seçimin ANAP içinde özal'ın her istediğini yapacak milletvekili sayısının 226'yı bulmadığını, yaklaşık 100 milletvekilinin karannı en azından kendi içinde tartışarak verdiğini ve bunlardan 33'ünün de Başbakana tamamen karşı olduklarını gösterdiği kaydediliyor. Özal'ın genel başkanlıktan ayrılmaya karar vermesinden önce parti içinde başlayan genel başkanlık yanşı ve bazı grupların Özal'ı başlanndan atma çabası da Özal sonrasında ANAP'ın zor durumda olacağı sinyallerini veriyor. Üstelik Özal'ın İspanya dönüşünde bir gazeteye verdiği demeçte, kendisinden sonra ANAP'ta çatışmalar olacağını kabul etmesine de dikkat çekiliyor. Bu nedenlerle Özal'ın kendisinden sonra genel başkan olabilecek kişiler arasında görülen Mehmet Keçeciler, Hasan Celal Guzel, Mesut Yılmaz, Ekrem Pakdemirli. Lütfullah Kayalar ve Orhan Demirtaş'ın parti içindeki gelişmelerini izlediği dile getiriliyor. 4. Siyasi ortam: SHP'nin uzlaşma isteyen, DYP'nin uziaşmaya karşı çıkan tutumu, Cumhurbaşkanlığı seçimini zora sokuyor. ö z a l ' ı n adayın Meclisten ve ANAP grubunun içinde olacağını vurgulaması ve uziaşmaya karşı olduğunu açıklaması, durumu yeni bir aşamaya ulaştırdı. 5. Ekonomi ve iş çevreleri: Uluslararası ve ulusal boyutta iş çevrelerinin dikkat ettikleri en önemli konunun Türkiye*deki istikrar ve kendi haklarını koruyabilecekleri bir iktidar ve Cumhurbaşkanı olduğu dile getiriliyor. tş çevrelerinin Cumhurbaşkanına bakışının genelde soyut bir Cumhurbaşkanlığı makamından yana olduğu ifade ediliyor. İş çevreleri saygınlığı yüksek ve "etliye süüüye kanşmayan" bir Cumhurbaşkanı'ndan yana gözüküyorlar. Onlar için önemli olanın Cumhurbaşkanlığına kimin ve nasıl oturduğundan çok, ülke koşullarının yarattığı ekonomik ve sosyal istikrar düzeni olduğu belirtiliyor. lç ekonomik dengelerin Özal'ın Cumhurbaskanlığına bir engel oluşturduğu, enflasyon ve hayat pahalılığının Özal'ın başarasızlıkİarını sergilediği vurgulanıyor. Ağaca bağlı pehlîvan Ancak dün Erzurum'dan başlayan, Bayburt ve Gümuşhane'rılmış, tum maî varlıfı da Erzude süren gezisinin son etabında rum Belediyesi'ne devredilmişti. yalnız Özal'a yüklenmedi DemiIlıca Belediyesi yeniden kurulmuş, rel. Gezisi boyunca yaptığı gibi ancak malları geri verilmemiştı. halka iki açıdan güven vermeye Demirel, Ilıca'da kendisini, "Hay çalıştı. Birincisi cumhurbaşkanıhayları gitli. Va>\a>ları kaldı", nı halk seçmeliydi. Soruyordu De"Halimizden siz anlarsınız. Erken mirel, sonra da kendi yanıtseçim istiyoruz" pankartlan ile lıyordu. karşılayan yurttaşlara her şeyleri Muhtan siz seçmiyor ıtıusunin kendilerine geri verileceğine nuz, belediye başkanını, milletyeilişkin söz verdi. Nasılsa Erzurum Belediyesi de DYP'liydi Ilıca Be kilini siz seçmiyor musunuz? Öylediyesi de... Demirel Özal'a çok leyse cumhurbaşkanını niye siz kızıyor. Dört günlük gezisinde, seçmeyesiniz... bir kez daha çıktı ortaya DemiIkinci güven olgusunu da kenrel'in "şu birim eski müsteşara disine yönelik işliyordu DYP lideöfkesi". ri: Biz sizin sendikanızız, sizin "Senin vicdanın da karadır. avukatınızız. Sizin söyleyemedikKafan da karadır", "Halk kaça lerinizi biz soyleriz. Bize giivenin. ğı, sandık kaçağı, milli irade kaBu iki guven motivasyonu birçagı", "kendisine sorarsanız bül leşince de Demirel'in gözlerinden bül. halka sorarsanız karga", sandıktan çıkacak cumhurbaşka"ağır siklette güreşecek pehliva nını göriır gibi olduğu okunuyornı ağaca bağladılar. Destede gü du. reşecekleri salıverdiler. Destede Dun günlerden pazardı. 24 eygüreşip de kendini ağır da sanan lül... Haftaya pazarda 1 ekimdi. lar yüzünden memleket bu bale İşin kolayı vardı Demirel'e göre. geldi. " Gelecek pazar halkın önüne sanBunlar hep Demirel'den dık konur ve sorulurdu: "CumÖzal'a... hurbaşkanını halk mı secsin, Mec(Baştamfi 1. Sayfada) lis rai? " Eğer "halk secsin çıkarsa" anayasada iki satırlık bir değişiklik yapılırdı. Bayburt il olmanın diyetini ANAP'lı bir belediye başkanı seçerek ödemiş, şimdi aslına rücu etmişti. Özal'ın Baybun'un it oluşu nedeniyle geldiğinden daha fazla bir kalabalık karşıladı dün Demirel'i. Her ne kadar otelden çıkarken kendisine, "Bugün yine cumhurbaşkanlığı seçiminden mi söz edeceksiniz?" diye soraiı gazetecilere "Hayır, bugün planı değiştireceğim" yanıtını verdiyse de yine aynı plağı çatdı Demirel. Hem de sonunda, "Cumhurbaşkanlığı plağı"nı önce arabeske sonra da "cızırtılı eski bir laşplak"a benzeterek. Demirel dort günlük gezisini dun Gümüşhane'de bitirirken "cumhurbaşkanlığı plağı"nı hiç değiştirmedi. Hem bir kere "ağaca bağlanan ağır siklete güreşecek pehlivan"ın eli kolu çözulmüştü artık. Demirel kendisini dinleyenlere bir petrol şirketinin reklamlarına çıkan "arabesk kralı" gibi sesleniyordu: Bana güven, gerisini merak etme sen. diyalog içinde bulunulması gerekir1 diyorum. Ama diyalogdan kastım en ufak bir menfaat değil. Böyle bir yıpratma kampanyasına hiç kimse dayanamaz... (Basının gücünü kırmak konusunda) Orada da Başbakan ile anlaşamıyoruz. Eğer basın gücünden fazla güç istiyorsa onun da yolu herkesı açıklığa zorlamaktır... Basının bu kadar keskin muhalefeti karşısında kim olursa olsun yıpranacağını söyiüyorum. Esasında ben, bu kadar kötü bir adam değil, diyorum. Ben de basınla kavgaya girsem, benim de bir milyon kusurum bulunur. Aradaki ilişkiler böyle küfürleşme derecesinde bozulunca insan korkunç derecede yıpratılıyor..." Başbakan'ın başdanışmanı da durumun fena halde farkında, görevi gereği başbakanını da biraz kolluyor, ama savaşın açılması konusunda Başbakan'ın sorumluluğunu da pekalâ bildiği yukardaki sözlerinden anlaşılıyor. Başbakan "savaşa devam" diyor, ama Kahveci'nin dediği gibi bu savaşın galibi kesinlikle o olamayacak, basın da büyük yaralar almaya devam edecek, ama asıl kaybeden Turkiye ve Türk insanı olacak... EVET/HAYIR OKTAYAKBAL XBaştarafı 2 Sayfada) lacağız, iktidara gelince çözeceğiz hepsini, derler. Buna mutlak b'Çİmde inanmamak gerekir. Hele sosyal demokrat partıler böyle bir şey diyemez. Unutmayalım ki halk cumhurbaşkanı seçimi de dahil tüm sorunları birtikte çözmek istiyor, önüne konulan aşla yetinmeye niyeti yok." Düzeltme 3 eylül tarihli "Yurttaşlıktan Atılmak" başlıklı yazımda İsveç'te yaşayan sair Turhan Kayahoğlu'nun yurttaşlıktan çıkarıldıgını yazmıştım. Sevinçle öğrendigime göre böyle bir işlem yokmuş." 24 eylül tarihli "Anadolu Sesini Duyuruyor" başlıklı yazımda Yeni Muğla Gazetesi yazarı dostum Ozcan Özgür'ün adı Özker Özgür olarak çıkmış özür dileyerek düzeltirim. CbesD INGILIZCE DIL KURSU KfîMüOYÜNüN PİKK0TİNE GÜZ DÖNEMİ KURSLARIMIZ 2 Ekim: Haftada 3 Ekim: Haftada 15 10 6 6 saatHergün 10:00 13:00 saatHergün 19:30 21:30 saatPazartesi, Çarşamba 19:30 21:30 saatSalı, Perşembe 10:00 13:30 ENGLISH LANGUAGE CENTRE Deneyimli öğretim elemanları eşliğinde yeni akademik yılımıza başlıyoruz. Gelin tanışalım ve bu yılki büyük yeniliğimizden yararlananlardan biri olunü AYRICA HAFTASONU KURSLARIMIZ Haftada 6 saat Cumartesi, Pazar 10:00 13:00 Cumartesi, Pazar 14:00 17:00 Size en uygun olanına birlikte karar verelim GÜVENCEMİZDİR" Ingilizce danışmanlığınızı BEST yaparsa sizler mutlu olursunuz REFERANSLARIMIZ BÜYÜK SÜRMELİ OTELİ KARŞISI GAYRETTEPE TEL: 174 28 90 174 28 91
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle