26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Deniz 'yetkili merci' anyor Sahıbı Cumhumeı Maıbaacıhk \e Gazetecılık Turk Anonını Şırkeıi adına S»dir N»di # Oencl >avın Muduru H*san Cemal. Muesscse Muduru F.mınr l';>Uıgil. W> Işlen Muduru Oka> GoKnsın. 0 Haber Merkczı Muduru \alçııı Bjyer. Savfa Duıenı Yancınicnı: A» Ae»r. • Temsılcıler. ANKARA Ahmef Tan. İZVIIR Hfkracl Çttiıtkıyı. ADANA: Ctlal OçUntıt Dı> Haberler Krgun Balcı. Ekonomı O n g u Turhın. Kulıur Celal L'.Ier. Spor Ddnı>mam Abdulkadir \uerhnMi, Du/elıme Krfik Durbav Arasıırma $••"• Alp». IvSendıkd ^ukraa Kemcı. \urı Habcrlcrı Ncrdel Doftan, Dı/ı Yd/ılar kerrm Ç'alışLan. 9 H.oordınaıor Ahmeı Korulsaa. 9 Malı Işler Krol Krkul. # Muhdsebe Bultni Veııer # BuıvePianlama V%gı Osntanbetroglu 0 Reküm A>>rToraa, 0 tk Ya\ınlar Huiv» Ak»ol 0 Idare Hu<*vın t ı ı t t . 0 Ijleımc <>nder (.rtik, 0 B.ltnİslem N»il İual. Basan rr >oxJt c umhunycı Matbaacılık .c GuefecıkİL T A.Ş Turk Ootı C«d. 39/41 Cafajothı 34334 Isl PK 246lstanbul Tel 512 05 05 (20 haı). Tcl» 22246 Fıx. (1) 526 60 72 0 Btıroiar Aokuı: Zıya Gfikaip Blv Inkılap S. ND 19/4, Tri 133 JI 4147. Tdo. 42344 F u (4; 133 05 65 0 Izmr. H Zıya Blv 1352 S.2/3. Tel II 12 30. Tdo. 52359 F u . (51) 19 53 60 0 A d u c Inflnu Cad. 119 S. No 1 Kaı I Tel 19 37 52 (4 hat), Tdn 62155. F u (71) 19 37 52 TAKVÎM: 25 EYLÜL 1989 lmsak 4.22 Güneş 5.47 öğle 12.01 Ikindi 15.23 Aksam 18.04 Yatsı 19.25 'Bahkçıkk Bilim+lutku = Arf farkı Bakanhğı Dünya matematikçisi kunılmah' Cahit Arf: TÜBİTAK işlevini yitirdi. Kuruma bilimle ilgisi olmayanlar alınıyor. YÖK ise üniversiteleri yüksekokula dönüştürdü. Batı Doc. Ijtlc Oray: 3 yanı denizle çevrili teknolojisinin transferi Türkiye'de balıkçılığın en önemli sorunu, yetki ile yetinmek bizi anlamında bir başıboşluk bulunması. Personel dışarıya sıkı sıkıya var, araçgereç var.fakat onları koordine bağlar. Dış endüstri edecek yetkili kuruluşyok. ile rekabet edemeyiz. Istanbul Haber Servist Balıkçılık Kurultayı sona erdi, aııcak balıkçılık konusundaki tartışmalar surüyor. Kurultayda deniz ürunleri ile ilgili yetkili kurumların yetersizliği, potansiyelin yeterince değerlendirilmesi, deniz kirliliğinin önlenmesi, Türk balıkçılığının dış sulara açılması gibi birçok önemli sorun dile getirildi. tstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Yuksek Okulu öğretim üyelerinden Doc. Dr. Işık Oray Türkiye'de balıkçılı|ın en önemli sorununun "yetki anlamında bir başıboşluk" olduğunu vurguluyor. Oray'ın önerisi de kurultayda birçok kışinin dile getirdiği gibi bir 'balıkçılık bakanlıgının kurulmasj. Uç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde deniz potansiyelinin yeterli ve ciddi biçimde değerlendirilmesinin, ancak bir bakanlık aracılığıyla mümkUn olabileceği dile getiriliyor. yok. Eskiden Su Uriinleri Genel Müdürliığü kurulmuştu, 34 seoe evvel lagvediidi. Daire başkanlığına indirildi ve Tarım Orman ve Koyişleri Bakanlıgı'na bağlı olanık vilayetlerde kontrol müdürtükleri ve koruma kontrol müdurlukleri oluşturuldu. Şimdi su urunierine buralarda görevli olan arkadaşlar elkrinden gddiği kadar bakmaya çalışıyor. Personel var, araçgerec var fakat sorunlanna el atacak, onlan koordine edebilecek vetkili bir kuruluş yok. Biz defalarca söyledik. Bir balıkçılık bakanlıgı kurulmalı. Bu, en onemlisi. Bu olmadan hiçbir şej olmaz." Bütün dünyada matematiğe katkılanyla tanınan bilim adamımız CahitArf Efes battı, sıra İzmirVie • tZMİR (UBA) Antik çağın ticaret merkezi 300 bin nüfuslu Efes kentinin çevre sorunundan battığı belirlendi. Efes kentinde uzun yıllar arkeolojik çalışmalar yapan Avusturyalı arkeologlar, "Menderes Irmağı'nın deltaya taşıdığı alüvyonlarla Efes'in büyük limanı bataklığa dönüştü. Daha sonra bataklığı istila eden sivrisinekler yüzünden patlak veren sıtma salgını, Efes'te binlerce insanın ölümüne neden olunca, Efes şehri battı" dediler. Efes'iıı çevre kirlenmesinden battığını anlatan dev bir tabela antik kentin kapısına konuldu. Avusturyalı arkeologlar, tzmir'i de aynı tehlike bekliyor. Körfez giderek bataklaşıyor. Gerekli önlem alınmazsa, tzmir büyük bir salgın hastalıkla karşı karşıya kalabilir" dediler. PORTRE / Ord. Prof. Dr. CAHİTARF ALPAY KABACALI Türkiye'nin yüzünü ağartan bilim adamlarımızdan. Kimi cebir ve geometri probiemleri, bütün dünyada onun adıyla anılan "HasseArf Teoremi'ne, "ArfDegişmezi", "Arf Halkalan", "Arf Kopuşlan" gibi kavram ve terimlere başvurularak çözıllebiliyor. Matematik dunyası onu, çaJışmalannı yalnız kuramsal matematikle sınırlamayıp, matematik çözumlerin mekanik problemlerine uygulanmasının en iyi örneklerini veren ve geııç bir matematik kuşağının yetişmesine katkıda bulunan çok değerli bir bilim adamı olarak tanıyor. Ya kendisi nasıl yetişti "1940lara kadar matematikçi denince akla topçu subaylanuın geidiği" bu aikede? Istanbul'un işgalini yaşadı çocukluğunda. Bir yıl Kastamonuda, bir yıl Adana'da öğrenim gördü. Daha ilkokulda, cetvel ve pergel yardımıyla ayytldız çizmeye ugraşıyor, sıra daireyi pergeüe beşe bölerek yıldızı çizmeye geldiğinde zorlanıyordu. Sonradan bunu da öğrendi. Ve bu konu onu, bilim yaşamı boyunca üzerinde çalışacağı önemli bir cebir problemine kadar götürdü... Arf "Genç kuşak yüzeyselleşiyor" (Fotoğraf Uğur Gunyüz) 1922'de tzmir Yunaniılardan geri alımnca, babası Adana'dan Tzmir PTT Başmüdürlıiğu'ne atandı. Ama fzmir'e giren komutan başka birini getirmişti aynı göreve. Babası hakkını arar, aıle geçim sıkıntısı çekerken, o da öğrenimini Izmir Lisesi'nde sürdürüyordu. Lisenin müdurıi ve öğretmenleri, bu çok yetenekli öğrencinin yurt dışına gönderümesini salık verdiler. özel bir şirkette iş bulan babasının sağladığı kıt olanaklarla, 1415 yaşlannda Fransa'ya gitti. Fransızlar, "luc de Ttarc" sözünü aptal, inatçı anlamında kullamyorlardı. Bunu öğrendiği zaman çok incindi. Fransızcayı biraz ilerlettikten sonra, sınıftaki ilk yazılı yoklamanın ardmdan öğretmen, sınıfa dönup de "Utanmadınız raı? Türk'ün kâğıdı bepinizinkinden iyi!" deyince, "luc de l o r c " sözünü anımsadı ve içi cız etti... Kurtuluş Savaşı yıllannda "Valan • millet Sakarya doygusaJlığı" içerisinde yetişmişti. Bir yanda duygusailık, bir yanda sefalet, ıstırap... "Bağlı olduğum loplumla ilgili duygusailık, yavaş yavaş kendine gore bir lojik buldu" diyor. "Bunun temelinde de bir insanın çevresindeki insanlar kumesine baglılıgı vardı. Bu, son otoz yıldan beri bütün insanlara baglılıga, humanizme dönüşrü." "Üniversite Reformu"nun gerçekleştırildiği 1933'ten, YÖK'ün üniversiteleri "ynksek ortaokul"a dönüştürmesine (bugünkü üniversiteleri böyle niteliyor) kadar geçen yarım yüzyil boyunca Türkiye'nin bilim yasarru içerisinde yerini alan Cahit Arf, bilim alanındaki gelişmeler üzerine göruş açıklarken 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar gidiyor: "Gerçek anlamda bilim, bn dönemde ilgi çekmeye başlamış. Ancak, verilen karariarda da yapılmak istenen işlerde de jok yiizeysd bir anlayıs egeınen. Ornegin kılık def iştirilraiş, bu Batılüaşmak anlamına gclmis (buna 'Redingot medeniyeti' diyorum). Oysa Baü 191O'da Selanik'te doğdu. Izmir ve Paris St. Louis liselerinde, Ecole NormaJe Superieure'de öğrenim gördü. Galatasaray Lisesi'nde bir yıl matematik öğretmenliği yaptıktan sonra 1933 üniversite reformu sırasında İU Fen Fakültesi doçent adaybğına getirildi. Doktorasmı Göttingen Üniversitesi'nde tamamladı. Orada ünlü Alman matematikçisi Hasse ile "HasseArf Teoremi"ni ortaya koydular. Fen Fakültesi'ndeki görevine dönünce, 1943'te profesörlüğe, 1955'te ordinaıyüs profesörlüğe yükseltildi. 1%3'te emekliye ayrüdı. Bir yıl kadar Robert Kolej'de ders verdi. ABD'de Princeton Yüksek Araştırma Enstitüsü'nde ve California Üniversitesi'nde çalıştı. Daha sonra ODTÜ Matematik Bölümü'nde öğretim üyeliği yaptı (196780). Inönü Armağanı'na (1948), TÜBÎTAK Bilim ödülü'ne (1974), JTÜ'nün (1980), Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin (1980) ve ODTÜ'nün (1981) onur doktoralanna değer görülen Cahit Arf ın ortaya attığı matematik kuram ve terimleri, bütün dünyada onun adıyla tanınıyor. "Arf Degişraea", "Arf Halkalan", "Arf KapamsJan". lılaşma, kimi inançlar ve duygular yerine sebep sonuç ilişkilerini egemen kılmaktır bir akıl knllaama işidir. Daha sonra Darülfunun kunılmuş, orduda bir takırn yenilesmelere giditmis. O asamada da Batının bilgilerini bellemekten öteye geçilememiş. Bilimsel anlamda ogrenim, kişinin kendi beynini geliştirmesi demektir. Banu da ögrenerek degU, keşfederek geliştirir. Bilinen şej ler bile bir çeşit keşfedilir. 1933'te yapılan Üniversite Reformn'nun sonucunda, ba bir ölçnde aalaşddı." lenlerince öğretim üyelerinin "kara cübbeüler" olarak nitelenmesini ve araştırma olanağını sürdürecek geçim düzeyinden yoksun bırakılmalarını hoş görmez. "Arkadaşlann bir kısmı yan işler bulmaya çalıştılar. Bu, araştırmaobk yönünden, verimJerini dıişüriıyordu. Kendi alanlarından uzaklaşmalanna yol açmayacak, bir nevj onun devaraı olacak yan işler sağlanmalıydı." Bu amaçla Ankara'ya gider; uygulamalı matematik alanında çalışmadığı halde, Milli Savunma Bakanlığı'nda oluşturulan ve Türkiye'de ilk kez yöneylem araştırması yapan ARGE adlı grupla iüşki kurar. 27 Mayıs 1960 harekâtından çok kısa bir süre sonra da, 147 öğretim üyesinin görevlerinden uzaklaştınlmasıru protesto amacıyla, ARGE'deki işini bırakır... Sert damara 14 önlem • ANKARA (ANKA) Sanayi toplumlarının hastalığı olarak kabul edilen damar sertliğinden korunmanın 14 koşula bağlı bulunduğu bildirildi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulu Beslenrne ve Diatetik Böfümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Baysal, "Kolesterol içeren gıdalardan kaçınmah, gereğinden fazla tuz almamalı, yemeklerde daha az yağ ve iıçte iki oranında sıvı yağ kullanmalı, diyette sebze, meyve, kurubaklagil ve kepekli tahıl ürunleri arttırılmalı, kırmızı et yerine balık ve tavuk eti, yağsız peynir, yoğurt ve sütler tercih edilmeli, yumurtanın aşırısından kaçınılmalı, sebze ve meyveleri kestikten sonra çiğ olarak yemeli, sabatı kahvaltılarmda portakal, mandalina, greyfurt suyu içilmeli, yemek yağlan yakılmamalı ve kızartmalardan kaçınılmalı!' Doç. Dr. Oray'a göre Türkiye balıkçılığının Hint Okyanusu, Kuzey Denizi gibi açık denizlere yönelmesinin zamanı geldi de geçiyor bile. Oray, Türkiye balıkcılarının araçgereç ve bilgi açısından açık denizde avlanmaya elverişli olduğunu; böylece baiıkDoc. Oray bu konudaki gerek çılar önemli maddi kazanç elde çeleri şöyle sıralıyor: ederlerken ülke denizlerinin ne"Türkiye'de balıkçılığın en bii fes alabileceğini savunuyor. yiik sorunlan, bütün balıkçılıkla ilgili kurum \e kuruluşlann laÜlkemizde balıkçılığın mamen başıboş bir halde olma "vahim" durumda olmasına karsından doguyor. Yani bu kişiler şın hiç kullamlmamış su ürünledertlerini nereye anlatacaklar, ki ri rezervleri bulunduğunu söyleme anlatacaklar bilemi)orlar. yen Oray, özel sektörun bu alaKarşılannda yeikili bir merci na el atması gerektiğini belirtti. Londra Asü Nadir IngUiz basınına elnüatıyor? EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA "Poll> Peck" Şirketi'nin Yonetim Kurulu Başkanı Asil Nadir'in, Türkiye'den sonra simdi de İngiltere'de de basına el atmaya hazırlandığı öne sürulüyor. Sunday Telegraph Gazetesi'nde yayımlanan bir haberde, lngiltere'de gazete çıkartmak ya da mevcut bir gazeteyi satın almak için Asil Nadir'in "kendi kişisel serveti"ni kullanacağı kaydedildi. Sunday Telegraph'daki haberde, Asil Nadir'in, İngiltere'de "saygınlıgı yüksek" jjunluk ya da sadece pazar günleri yayımlanan bir gazete almayı düşunduğu ve Observer Gazetesi sanibi Tiny Rotvland ile goruştuğu one suruldü. Haberde, "Asil Nadir, halen Türkiye ve Kıbns'la 100 milyon sterlin değerinde bir basın grubuna sabip. Ancak bu, zarar ediyor. Bunu gidermek icin Asil Nadir, tngiltere^ den beş uzmanı yanına aldı" dendi.Sözü edilenbeş kişi arasında, uluslararası basın imparatoru Rupert Murdoch'un eski sağ kolu Bruce Matthews ve Daily Telegraph Gazetesi'nin eski İsietme Müdürü Peter Heath bulunuyor. "Asil Nadir'in İngiltere'de halen bedava dağıblan birkaç ilan gazetesine sahip olduğu" belirtilen haadlı dergi için LiverpooFda bir basımevinden yararlandığı belirtildi. Ayrıca oğlu aracılığı ile Milton Keynes kentinde basım işleri için entegre bilgisayar devreleri ve sistemleri üreten "Harland Simon" adlı firma ile ilişkisi olduğu da kaydedildi. Cahit Arf, bundan sonraki geüşmeleri kendi alanı çerçevesinde ele alıyor: 195O'de çok parüli rejime geçildiğinde, matematikle uğraşanlann sayısı 23'ten 1015'eyükselmiştir; matematik denince akla topçu subayları gelmiyordur artık. O, Demokrat Parti'nin iktidara gelişini Çok gecmeden, Türkiye bilimdemokrasinin kuıulması yönünsel ve Teknik Araştırma Kurumu den önemli bir aşama olarak de(TÜBtTAK) yasasım hazırlamakğerlendirir ve sevinçle karşılar. ta olan kurula katılması istenir: Ancak, çok gecmeden DP ileri ge"1471er arasına alınmış olan Ratip Berker'e ve öteki arkadaşlara danjştıra. Katümamı uygun buldular. Yasa hazjrlanırken, TÜBİTAKın bir genel müdürlük bali•e gelmemesi, politikacılann ya da çıraklannın buyruğuna ginnemesi için gereken hukümlerin konnlması yolunda caba harcadım." Bilim dışı Uzun süre TÜBlTAK'ın Bilim Kuralu başkanlığında bulunan Cahit Arf, 20 yı] kadar önemli görevler yapan bu kuruluşun 12 Eylül'den sonra îşlevinı yitirdiği göruşünde: "Bilim kurulu üyeleri iki yıl için seciliyor, görev sureleri birkaç dönem uzatılabiliyordu. Yeni üyeleri aynı kunıl seciyordu. Hiikomet sadece atamalanm yapıyordu. Önce Bilim Kuralu kaldınldı. Böylece korktnğnma uğradım. Bilimsel Idmliği olmayan zatlar hükümetçe işin başına getirildi, onlar da bilimle ilgisi bulunmayan kimseleri kuruma alıyor." Gelelim üniyersitelere... Cahit A r f a göre "YÖK, çok esaslı bir baU. YÖK'ü kuranlann. bilimin ne demek oldugundan haberieri yok. Meslek okulu açmak, teknisyen yetiştinnek istiyoriar. Üniversile hocasının bilim yaratmaya uğraşması gerekin biiime ba yolla egemen olabilir. Aynca, bilim adamı olabilmek için tutku gerekir." Bilim tutkusunun bir örneğini de veriyor: "Biyologdu. Askerde talim yaptınyorlar Dur, kos, kalk! Bir kalk emrinde kalkmıyor, yatuğı yerde öylece kahyor. Suba>, başına gelip niçin kalkmadığını soruyor. Meğer bir böcek gormüs, onu inceliyormuş. tşte gerçek tutku budur!" C H n 1 M 7 Y a t l i m a n ı Antalya'nın kalbi gibidir. Gun, oradan yot çocuktan, lüks cafeleri ve fimana bakan halk bahçeleri ile yat lımanı Dugünlerde son yazın j a i l l l Ş O M , ÇU edfür, turlar oradan başlar, Antalya'ya yolu dü güzellıkJenni yaşıyor. Limanda balık kokan teknelerin sayısı artarken, sonbaharm ılk ruzgârları, şen yerli yabancı herkes, bir an gelir kendini yat limanında bulur. Mendıreğin arkasında yuzen Toroslar'ı saran "son yaz sıslerini" okşuyorlar. (Fotoğraf: Safai Ûzer) Pet toplanıa kampanyası • İZMİR (AA) Pet şişelerin çevre kirliliğine yol açmasını önlemek amacıyla, Izmir Orman Bolge Müdürlüğü tarafından pet şişe toplama kampanyası baslatıldı. Kampanya süresince Ayvaük'tan Alanya'ya kadar uzanan Ege ve Akdeniz sahil şeridinde yer alan orman içi piknik yerleri ile orman bağlantılı kıyılar taranarak ziyaretçilerin bırakmış olduğu pet ürunleri toplanacak. Sahiİleri temiz tutmak amacını taşıyan karnpanyanın, özellikle pet şişelerin çok miktarda görüldüğü turistik yörelerde etkin şekilde sürdürüleceği bildirildi. Eğirdir Gölü korunacak • EĞİRDİR (AA) Türkiye'nin dördüncü ve goller bölgesinin ise en büyük gölü olan Eğirdir Gölü'nün doğal güzelliklerinin korunması ve kirlenmesinin önlenmesi amacıyla özel proje hazırlandı. Isparta Valisi Yusuf Ziya Göksu'dan alınan bilgiye göre, ll Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü uzmanlannca gölün kuş bakışı haritası çizildi ve bir araştırma raporu hazırlandı. Hazırlanan rapor ve harita, Çevre Genel Müdürlüğü'ne gönderüdi. Hazırlanan özel proje ile Eğirdir Gölü'nün doğal güzellikleri korunacak ve göl kirlilikten tümüyle arındınlacak. Yüzeyseilik Bilim alanındaki bu olumsuz gelişmelerin toplum ve kültür yaşamı üzerindeki etkilerine kısaca bakarsak... "Bugün" diyor Cahit Arf, "yöneticiler, en kısa yoldan teknolojik gelişme sağlanmasını, bunun için Batı teknolojisinin transfer edilmesini istiyoriar. 'Bilimsel araştırma için vakdmiz yok, en kestirme yol Batıdan ögrenmektir' görüşündeler. Bu aniayışla TÜBlTAK'ın Gebze'deki Temel Bilimler Araştırma Merkezi kapatıldı. Yine bu aniayışla, üniversiteler doğnı dürüst işliyor mu diye degil, kaç kişinin diploma aldığına bakılıyor, başan buounla ölçulu>or. Kanımca çok yanbş... Bu, bizi dogrudan dogruya sıkıca dışanya baglar ve hiçbir dış endüstri} le rekabet edemeyiz. Genç insanlarımı/ da bu yone itilerek yüzeysel yaraüklar haline getiriliyorlar. Hatta bu yuzeysdlik, üreticiMk niteiiğinm oluşmamasından ya da zayıf kalmasından ötede. insanlanmızın, özellikle gençlerimizin^unluk hayatlannı da etkiliyor. Örneğin gençlerimiz, eğlenmeyi lepinmek ve bir nevi müzik dedikleri bir güriıltü yapmak şeklinde anlıyoriar." 'Antalya kirlenirse Türkiye kaybeder' Kanalizasyonun bulunmadığı ve atık suların boşluklu zemine verildiği Antalya'da kanalizasyon projesinin acilen başlatılması için DPT'den destek isteyen Subaşı, "Antalya kirlendi"manşetleriatıldığı zaman müdahale için çok geç olacağını söyledi. man yapılacak hiçbir şeyin kalmayacağmı ifade etti ve "Bu durumda Antalya çok şey kaybeder. Tabii Turk turizmi de kaybeder. Denizimizde kirlüik başlarsa, hatta bir yıl bile kirlilik sürerse bunu 1520 yılda zor temizleriz. Benim Belediye Başkanı Hasan Subaşı, kanalizasyon projesine destek bekliyor Atina Genç komünistler isyun etti STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'ın en eski siyasi partisi, Komünist Parti KKE'nin gençlik kolu KNE içinde çatlamalar belirdi. Çatlamalann KKE'nin iç komünistler ile birleşerek once sol Ktifak olan "Sinaspismos"a daha sonra da YDP ile geçici "ortak hükümet"c katılması sürecinde ortaya çıktığı belirtiliyor. KNE Gençlik Kolu Sekreteri Yeorgios Grapsas, KNE'nin eylülde yapılan festivalinde KKE liderlerini açıkva eleştirerek, "KKE kimseye danışmadan, bize bilgi vermeden karar çıkarıyor ve bu karara u>mamız gerektiğinde ısrar edijor" diyerek bu çelişkiyi, şimdiye dek gorulmemiş bir açıklıkla dile getirdi. KKE Merkez Komitesi ise şimdi Grapsas ve "iç perestroyka"ya karşı çıkan "iflah olmaz" üyelcrine karsı bir "temizlik operasyonu" yapma kararı aldı. B ECEVtT ANTALYA Turizm kenti Antalya'nın kanalizasyon sorununun büyük boyutlara ulaşmadan çözümlenmesi gerektiği, bilim adamları ve meslek odaları tarafından önerildi. Nüfusu sürekli artan ve yıllardır fosseptik çukurlarla "idare" edilen sorun için, Isparta Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atasever Gedikoğlu, yeraltına boşaltılan atık suların, yeraltındaki kayalann aynşmasıru hızlandırdığıru öne sürdü. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası da turistik tesislerin arıtma sistemli deşarjlannın körfeze yapılmasuu sakıncalı bulduklarını açıkladı.. Son yıllarda giderek artan nüfusu ile gündeme gelen Antalya'nın kanalizasyon sorununun çözümlenebilmesi ve Devlet Planlama Teşkilatı DPT'de ödenek aynlması beklenen "Antalya Kanalizasyon Projesi" için DYP'li Belediye Başkanı Hasan Subaşı, hükümetten, parti ayrımı yapmaksızın olaya bakmasını istedi. Subaşı, "Antalya kirlendi" şeklinde "manşetier" atıldığı za göriişüm ne olursa olsun bu kanalizasyon projesine bir an önce başbmak gerektiği şeklindedir. hla tüm paranın ayrtlması gerekmez, mevcut parayla da olsa başlaraak gerek" diye konuştu. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ATSO da denize deşarj sistemlerinin özellikle Konyaaltı gibi körfezin çok önemli konumu dikkate alınarak riskli olduğunu açıkladı. ATSO açıklamasında, denize deşarj sistemierinin ozelh'kle Konyaaltı gibi körfezin çok önemli konumu dikkate alınarak risk faktörü taşıdığı belirtildi ve şöyle devam edildi: "Nitekim Lara kesiminde bu yaklaşımı haklı kılan örnekler bir onceki sezon yaşanmıştır. Bu itibarla arıtma sistemli (ön antma uzun deşarj veya kesin arıtma kısa deşarj sistemierinin her ikisi itibanyla...)deşarjlann körfezeyapılması sakıncalı bulunmaktadır. Keza, Kaleiçi kesiminde restorasyon suretiyle tesis edilen pansiyon, otel gibi turistik konaklama tesislerinin sayısının her geçen gün artması, bu yoredeki fosseptik ve deşarj sistemierinin ciddi çözümler getirilmesini zoruolu kılmak ladır. Bu ciddi cözum de tabü ki, kentin kanalizaston projesinin yapımına başlanması ve en kısa sürede bitirilmesidir." Akdeniz Üniversitesi'ne bağlı Isparta Muhendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atasever Gedikoğlu da AA'ya yaptığı açıklamada, Antalya'da kanalizasyon olmadığı için zemine boşaltılan atık sulann yeraltındaki kayalann aynşmasım hızlandırdığını, bunun için kanalizasyon probleminin bir an önce çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Hiııdistan'da dijital sözltik • YENİ DELHİ Dünya dilleri arasında otomatik çeviri olanağı sağlayan ve dünyamn ilk dijital sözlüğü diye tanımlanan sözlük Hindistan'da geliştirildi. Hindistan haber ajansı PTI, sözlüğün bu hafta Bangkok'ta düzenlenecek uluslararası bir konferansta tanıtılacağını açıkladı. Yeni Delhi'de bulunan Evrensel Dijital Araştırma Enstitüsu tarafından geliştirilen sözlüğün alfabe düzeni içinde sıfırdan dokuza kadar rakamların kullanılmasıyia oluşturulan sözcukleri kapsadığı belirtildi. Dijital sözlüğün Hint ve tngiliz dillerinin bilgisayar yardımıyla karşılıkh olarak çevrilmesinde başanlı sonuç verdiği kaydedildi. \atağan Çayı sîzlere ömtir Ege Üniversitesi bilirkişi heyetinin Yatağan'da yaptığı incelemede, termik desinin Yatağan Çayı'na verildifi ve baca filtsantraldan akıtılan kimyasal madde ile Yatağan Çayı'mn "tamamen relerinin düzenli çalışmadığı anlaşıldı. öldüğü" ve fabrika baca fütrelerinin de çalışmadığı belirlendi. Santralın yanı sıra Yatağan Çayı'nda ve heÖZCAN ÖZGÜR MUGLA Ege Üniversitesi'nden gelen bilirkişi heyetinin, Yatağan Termik Santralı ve çevresinde yaptığı incelemeler sonucu, termik santraldan akıtılan kimyasal madde ile Yatağan Çayı'nın tamamen öldüğü ve fabrika baca filtrelerinin çalışmadığı anlaşıldı. Heyetin kesin raporunu 15 gün sonra vcreceğini beürten Yatağan Belediye Başkanı Sadi Özcan, "Rapora gore bareket edecegiz. Kapatma dahil yasalann verdiği lüm yetkilerimizi kullanacağız" dedı. Yatağan Belediyesi'nin santralın verdiği zararlann saptanması için Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı başvuru sonucu Ege Üniversitesi'nden gelen Prof. Dr. Hüseyin Aml, Doç. Dr. Kâmil Yürekli ve Prof. Dr. Ersin Önoğur'dan oluşan bilirkişi heyeti, beraberlerinde Asliye Hukuk Hâkimi Yusuf Candemir olduğu halde santraJa sokulmak isfenmedi. TEK Işletme Müdürü Hüseyin Gün, "İstirabatteyim" diyerek heyeti kabul etmedi. Hâkimin, mahkeme kararı buluqduğunu söylemesi üzerine heyet, vardiya amiri Ahmet Özçapan ile görüşebildi. Incelemeler sırasında vardiya amirirun verdiği bilgilere göre, soğutma depolanrun temizlijinde kullanılan potasyum hidroksit madmen santralın yarunda bulunan küi dağında, tarım alanlarında incelemelerde bulunan heyet üyeleri kendileriyle yaptığımız görüşmede, "Yatağan Çayı'nda en küçük mikroorganizmanın dahi yaşamasının mümkiin olmadığını" belirterek, "Çay ölmüş. Bu saatten sonra zor kurtanlabiiir. Daha çok kü/ dağlan üzerinde durulmalı. Çiınku Yatağan komürunde uranyum bulunduğu bir gerçek. Bu kömuriin yanmasından sonra geride kalan küllerin Yatagan'ın hemen yanında biriktirilip dağa donuşturiılmesi çok sakıncalı. Çünku radyoaktif madde içeren küiler, riizgârla şehrin üzerine rahatlıkla dagılabilir" şeklinde konuştular. Dinin Türkiye gibi ülkelerde bilimsel ve toplumsal gelişmeyi engellediğine inanan Cahit Arf, politikanın biiime etkilerine değinirken şu noktayı özellikle vurguluyor: "Politik hayatı gazetelerden izliyoruz. Nonnal zamanlarda bir gazeteye 1520 dakika bakardım. Şimdi saatlerce gazete okuyorum. Buna ihtiyaç duyuyonım, çünkii her yerde karşıma yolsuziuklar çıkıyor. Bu yüzden de, kendi işim üzerinde ugraşacak yerde böyle şeylerie dağılıyonım. Bu, bütün meslektaşlanm arasında göriilüyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle