25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecüik Türk Anonim Şirketi adına Nadr NKH • Gend Ya>m Müdürü: H M U Ccnal, Müessese Mttdürü: EnİH UiakhtU, Yazı Işlcn Müdürü: Ofcm Göaruiı, # Haber MerV.cn Müdürü. Yalçu B*j*r, Sayfa Düzenı Yönttmeni: AIi jtoı, # Timsüaler ANKARA.Akm< Tan. İZMIR: Hikmet Çetiakan, ADANA: Ccbri Ba«i*DgK. tsunbul Haberleri: Erku Akjıidız, D14 Haberler: Efgu Bala, Ekoaomi: Oaffa Ifcriua, Kflltür: Cdal Üster, Spor Danısmanı: AMaikadir ygcdaaa, Dttzelune: Rtfik Dartaf, Araşurnut ŞaUa Alp*j, tjSendika: Ş*kr u Kctead, Yun Haberleri: Nccdct D o f u , Dizi Yazılar: Kcrcn Çahfkaa, • KoordııutOr: Ahaet Koratua, • Mah Ijter Erol Eıtat, • Muhasebe: Bükst Vtner # ButçcPlanlama: Setgi OsmubcfcotİB • RcUam: Ajşe Tom, Ek Yıyınlar: HU71 AkyoJ # tdare: Hfacyta Gircr, Işktme: öadcr ÇcHk, BUplşkm: NaiMnL Basan w Yayan. Cumhunycl Mabaaalık vc GuReaJık TA* TOrk Oaf Cad. 39/41 Catalofhı 34334 1SI. PK 246!sttnbul. Td. 512 05 05 (20 hat). Tdra: 22246 F«ı: (1) 52* 60 72 # BUroto Aakıı»: Zıya Oflkılp Blv lnkılap S. Mo 19/4. Td 133 11 4147. Tde*. 42344 Fu. (4) 133 II 41/428 • U ^ r H Ziy» Blv. 1352 SJ/3. TU: 13 12 30. Töou 52359 Ra: (51) 19 53 «0 • Admm: InOoO Cad. 119S.No 1 Kal 1. Td: 19 37 52 (4 h»t). Tdoc 62155. F«x: (71) 1» 37 52 TAKVİM: 20 MAYIS 1989 lmsak: 3.46 Güneş: 5.35 öğle: 13.05 îkindi: 17.02 Akşam: 20.26 Yauı: 22.07 NATÖiç birlik peşinde ABD Dışişleri Bakanı James Baker'la dün de görüşen F. Almanya Savunma Bakanı Stoltenberg, kısa menzilli füzelerin modernizasyonu konusunda en geçgelecek hafta başına kadar uzlaşmaya varılacağını sandığını söyledi. D ç Haberier Servisi NATO içindeki "Kısa MenziUi Nükleer Füzder" krizini aşmak amacıyla ABD ve Federal Alman yetkililer arasındaki temasiar dün de Washington'da sürdü. Perşembe gOnü bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı James Baker üe Federal Alman Savunma Bakanı Gerhard Stoltenberg, dün de sorunu aynntılı olarak ele aldıkları bir görüşme daha yaptılar. Stoltenberg aynca ABD'li raeslektaşı Dkk Cheney ile de bir araya geldi. AA'nın haberine göre Federal Almanya Savunma Bakanı Gerhard Stoltenberg, NATO'da tartışmalara yol açan kısa menzilli füzelerin modernizasyonu konusunda en geç gelecek hafta başına kadar bir uzlaşmaya vanlacağını sandığını söyledi. Stoltenberg, önceki gtln Amerikalı meslektaşı Dick Cheney'le üç saatlik görüşmesinden sonra F. Alman Televizyonu'na verdiji demeçte, diğer müttefiklerle de görüşmeler yapraaları gerektiğini belirtti. Stoltenberg, kısa menzilli füzeler konusunda Varşova Paktı'yla yapümasını önerdikleri görüşmelerin zamanı konusunda ise "Hemen demek şimdi demek degil, ama göriişmeleri yillarca ertelemek de söz konosu degil, sorun mnttefiklerimizle birlikte yakın bir getecekte görüşmelerin başlamasım saglayacak koşullann belirlenmesidir" dedi. Kimliğinin açıklanmasım istemeyen ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri ise iki bakan arasındaki görüsmenin "yararlı" olduğunu belirttiler. YetkilileT, konvansiyonel silahlardaki indirimlerde sağlanan gerçek ilerlemeden ise iki tarafm da memnun olduğunu kaydettiler. ö t e yandan, AP'nin haberine göre Washington'daki bazı diplomatik kaynaklar Federal Alman Bakan Stoltenberg'in ABD'de önerdiği çözüm formülleri arasında "Konvansiyonel güç indirimi ile kısa menzilli silahlann azaltılması arasında bir baglantı kurmanın da bulundugunu kaydediyoıiar." Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın önceki günkü basın toplantısında, konuya ilişkin yaptığı açıklamalar da Fransız basınında "Atanaaya'ya yakın" olarak nitelendirüdi. Kısa menzilli nükleer füzelerin modernleştirilmesi konusunda hiçbir tereddütü olmadığmı vurgulayan tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ise NATO'nun 40 yıldır banşı nasıl koruduğuna bakmak gerektiğini söyledi ve "Bunu sürdürmek için hem konvansiyonel hem de nükleer silahlara ihtiyaç vardir. Bu yüzyüdaki iki dünya savaşı, konvansiyonel sılahların bir caydırıcı unsur olmadıgını gösterdi. Konvansiyonel silahlar ve kıtalararası balıstık füzeler yeterli değildir. Amerikan kısa menzilli füzeleri gereklidir" dedi. Füze krizi atlatılmaya çalışılıyor Kovalanan toplum İnsanların işlerinin büyük bir bölümünü artık makineler yapıyor. "Vakit nakittir" slogamna uygun olarak insanların çalışma süreleri kısaltılırken üretim süreçleri hızlandırılıyor. Dıs Haberier Servisi "Ölen zamanlar", "kronometrenin toplum üzerindeki diktatörlüğü", ekonominin "zamanın ekonomisine" dönüşmesi, zamanın, "etkinlik ve kovalamaca gibi garip bir hastahğın pençesine döşmesi..." Alman "Der SpiegeJ" Dergisi'nin bu hafta kapak konusu yaptığı "Kovalanan Toplum: Neden Zamanımız Yok?" başhklı yazıda ilginç bir çelişkiye dikkat çekiliyor: insanlar zamansızlıktan yakınıyor. Oysa insanoğlu hiçbir zaman günümüzdeki kadar çok zamana sahip olmamıştı. Eskiden insanlann büyük bölümü genç yaşta bu dünyadan göçüp gider ve az sayıda insan uzun süre yaşarken, günumüzde ortalama ömür süresi 7075 yıl civannda. Insanların işlerinin önemli bir bölümünü artık makineler yapıyor. "Vakit nakittir" slogamna uygun olarak, insanların çalışma süreleri kısaltılırken, üretim süreçleri hızlandırılıyor. 19. yüzyılın ortalarında erkekler, kadınlar v» hatta çocuklar haftada 80 saate kadar çalışırken, şimdi 40 saatlik iş haftası bile sendika ile işverenler arasında tartışma konusu. DerSpiegelDergisi, zamanın insan hayatı üzerindeki baskısını inceledi Zamanında ölmek MADRİD (AA) Dünyamn en yaşlı doktoru Galo Leoz'un zamanında ölmenin en güzel ölüm olduğunu savunuyor. 110 yaşındaki Ispanyol göz doktoru Leoz, "Tek dayanamadığım şey uzun bir hayat isteyen insanlar" diyor ve arkasından hemen ekliyor: "Benim yaşımda hayat çok stkıcı oluyor. " Bu kadar uzun süre yaşamak için Ozel olarak bir şey yapmadığmı kaydeden doktor Leoz. sağlığıyla hiçbir zaman ilgilenmediğini belirterek yiyip içip keyfıne baktığını, hatta sigara bile içtiğini söylüyor. Zaman nedir? Harold Lloyd "Komedi Dunyası" adlı deriemede zamana karşı ölümkalım savaşında. Oysa tam da sanayileşmenin yarattığı "mudzevi maDar", ekonomik olarak baküdığında, bedeli olmayan zamanın bütçesinden pek çok saat çalıyor. Sorun yalnızca, üretilen mallann satın alınmasıyla sınırlı degil. Zaman baskısı altında, birbiıiyle kıyasıya rekabet içinde üretilen mallara sahip olan kişiler, bunları kullanmak, temiz tutmak, bakmak ve yönetmek zorunda. Üretim aracılığıyla kazanılan zaman, tüketim tarafmdan yok edilmekle kalmıyor, tsveçli ekonomist Staffan Linder'e göre, "ekonomik büyüme aynı zamanda, zamanı giderek kıtlastınyor." Örneğin Brooklyn ya da Münih gibi içinde milyonları banndıran bölgelerde yaşayan insanlar, bir Yunan köyünde yaşayanlarla kıyaslandığında, bunların çok daha hızlı hareket ettiği ortaya çıkıyor. Konuşma ve çeşitli olaylara tepkide de aym "hız" farkı dikkat çekiyor. Zamanı kıtlastıran "hız", çağdaş toplumlara damgasmı vuruyor. Hava ulaşımındaki hız son 50 yıl içinde 20 kat arttı. Bilgiler ne Mantığın kurucusu Aristo'nun "zamanın bir taareket obnadıgı" sonucuna varmasından yaklaşık iki bin yıl sonra, 1687 yılında Isaac Newton, Yunanlı bilginin düşüncelerini bir doğa yasasına dönüştürmeyi başardı. Newton zaman kavranum şöyle formüle etti: "Mutlak, gerçek ve matematiksel zaman dogası geregi eşit biçimde ve hernangi bir dış obje ile ilişkUi olmaksınn akıp gidiyor." Ancak Albert Einstem'ın 1905 yüındaki Ozel Rölativite Teorisi, bu göruntüye bir darbe indirdi. Hiçbir olay, bir başkasun "nedensel" olarak etkileyemezdi. Einstein'uı fiziğiyle zaman "mutlakiyet" özelliğini yitirdi. "Önce sonra" belli olaylar ya da beUi izleyicilerle bağlantüı olarak açıklanabilirdi. Üstelik bunların hızına bağbydı. Ancak Minkowski Einstein'm "dünya görüsü" geçmiş ile gelecek arasındaki farka bir açıklık getiremedi. Neden "ileriye" doğru olabilecek şeyler, "geriye" doğru olmuyordu? Neden geçmişi hatırlıyor, geleceği hatırlayamıyorduk? Günlük yaşantımız bize sürekli "zamanın yönü" konusunda fikir veriyor. örneğin masanın üzerinde duran fincan yere düşüyor ve kınlıyor. Aynı fincanın parçalannın yeniden bir araya gelip masanın üstüne fırlamasına olanak yok. Fizikte bu olay düzensiz durumların, düzenli durumlardan çok daha fazla olmasıyla açıklanıyor. Düzensizliğin kaçınılmaz artışını araştırmacılar, "zamanın oku" olarak nitelendiriyorlar. Uzay bilimcisi tngiliz Stephen Hawking'in bu konudaki tahminleri şöyle: "Bizim zaman yönü konusundaki sübjektif duyumuz, zamanın termo dinamik oku tarafından belirleniyor. Düzensizlik zamanla büyüyor, çünkü biz ramam, dözensizligin büyudügü yönde ölçüyoruz." de, bilgilerin işlenmesinden meydana geldiğini gösterdi. Insanın yapacak işi yoksa, zaman sanki surünerek ilerliyor. Işler büyük bir hızla üstüne yıkıhnca ise dakikalar sanki saniyelermişçesine uçuyor. Ya da insanın canı sıkılıyor, hiçbir şey hareket etmiyor, hiçbir şey ona yeni gelmiyor, bu durumda zamanı donmuş bir nehir gibi algılıyor. Zamanın hızla ilerlediği günumüzde, zaman paradoksu ortadan kalkmış durumda. Bunun nasıl işlediğini, televizyon kadar etkili gösterebilen başka hiçbir uygarlık kazanımı yok: Ekrana arka arkaya yansıyan görüntüler ve sesler beyni harekete geçiriyor. Enformasyoıı hacmi, zamanın hızla ilerleyebilmesini sağlayacak büyüklükte. Ama sonunda, saatler geride derin izler bırakmaksızın akıp gidiyor. Televizyon bir zaman öldürme makinesi. Ama güaümüz insanını çevreleyen diğer sistemler de aynı prensiple çalışıyor. Hem yasanan hem de hatırlanan zaman son derece kısa. Bundan da öte, enformasyon teknolojileri "zamansızlığı" ortaya çıkararak, zamanı öldürüyorlar. Zaman disiplini, enformasyon akımı, artan hız, ilerleme isteği, başarıları ve zaaflanyla "kronometre bilimi" gelecekte de uygarlığımıan belirgin özelliği olma niteliğini koruyacak gözüküyor. Ama şimdi onun bir de karşı kutbu var. Bu da "yumuşak zaman büinci". "Yumuşak zaman" bireyin "benzamanını" dikkate alıyor, plansızhk, anlık yaratıcüık ve akıp giden düşleri; düşünce, hareket ve eylemlerin yavaşhğım; aşkın yavaş gelişimini, hüznün yavaş yok oluşunu; global ilerlemenin yavaşhğım ve doğanın ritimlerini de göz önünde bulunduruyor. Çocuk kongresi ANKARA (AA) Avrupa'nın en genç nüfusa sahip ülkesi Türkiye'de genel bir çocuk politikası belirlemek amacıyla düzenlenen "1990'lann Çocuk Politikalan Ulusal Kongresi "nin açılışı, 26 mayıs cuma günü Cumhurbaşkam Kenan Evren tarafından yaptlacak. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın koordinasyonunda Başbakanlık, ilgili bakanhklar ve UNICEF işbirliğiyle gerçekleştirilecek kongrede, "Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması", "Çocuk Gelişimi ve Aile tçi Etkileşim", "Kız Çocuklarının Eğitimi", "Yurtdışındaki Işçi Çocukları", "Çevre ve Çocuk", "Türk Çocuğunun Yasal Korunması", "Çalışan Çocuklar", "özel Ilgi ve Eğitim Gerektiren Çocuklar", "199O'lı Yıllarda Çocuklar ve lletişim" konularında paneller düzenlenecek. redeyse ışık hızıyla aktanlabiliyor. Bilgisayarlar saniyenin milyarda birinde bilgi işleyebiliyor. Saniyenin 25'te birinde ise 300.000 "Bit" ekranda yeni bir görüntü yaratıyor. Ancak çok çeşitli alanlardaki hızın, dünyamn gerçegini yok ettiğini bdirten Parisli Prof. Paul Virilio, "Resimler uçarak, saniyede 24 kez uçarak, ortaya hareketli bir göriıntü çıkartırken, zamanın süresi de kendisinin bir gölgesi haline geliyor" dıyor. Deneyler, bir sürenin ^aşanmasının, belli bir zaman parçası için Zirvede yeni denge arayışı LONDRA (CıunhBriyet) NATO ve Varşova Paktı Başkorautanlan, ilk kez Londra'da bir araya geldiler. NATO Başkomutanı General John Galvin ile Varşova Paktı Başkomutam General Pyotr Lusbev, "Savunma Bilimleri Enstitüsn"nün yıilık değerlendırme konferansmda, NATO Doruğu'na on gün kala özellikie nükleer silahlann modernleştirilmesi konusundaki görüşlerini açıkladılar. General Lushev, "NATO'nun kısa menzilli nükleer füzeleri modernleştirme planlannın, Avrupa'da konvansiyond silah indiriminin onundeki en büyuk engeJ otdu^uau" söyledi. Aynca NATO'nun planlarının Sovyetler'in SS23 füzelerinin, aralık 1987'de imzalanan anlaşma uyannca geri çekilmesini de tehlikeye düşüreceğini kaydetti. Ancak General Lushev, Sovyetler Birliği'nin konvansiyonel kuvvet müzakereleri (AKKUKI) ile kısa menzilli nükleer füzelere (SNF) ilişkin görüşmeler arasında bir bağ kurmadığmı, AKKUM için, SNF görüşmelerine başlanmasını şart koşmadığını da vurguladı. Lushev'e cevap veren Batı Almanya'nın NATO Askeri Komitesi Başkanı General Wolfgang Altenburg ise NATO'nun esnek mukabele stratejisini savundu ve buna ancak NATO'nun bir saldınya uğradığı takdirde başvurulacağıru belirttL General Altenburg, "Bizim aramızdaki farklılık amaç ya da niyelte degil, bunu nasıl göstereceğimizde yatmaktadır. Kısa menzilli nükleer füzelerin sıfirlanması konusu evet >a da bayırla cevaplanacak bir konu degil, bir zamanlama sorunudur," dedi. General Altenburg devamla, NATO'nun 88 adet Lance füzesinin yenilenmesinin "dünyamn sonu olmayacağını" söyledi. NATO Başkomutam General Galvin de yaptığı konuşmada, Sovyet Devlet Başkam Gorbaçov'un Avrupa'daki Sovyet asker sayısında tek yanh olarak yuzde 10 indinme gitme önerisi ile NATO'nun son yıllarda yüzde 33'e varan nükleer silah indirimi arasında karşılaştırma yaptı. General Galvin, Sovyet tank üretüninde azalma olmadığı halde ABDnin Uretimi kıstığını söyledi. lngiltere silahlı kuvvetleri ve NATO için strateji ve lojistik teorisi üreten, savunma ve strateji araştırmalan yapan "Savunma Bilimleri Enstitüsü"nün her yıl düzenlenen değerlendirme konferansında bu kez Galvin ve Lushev'in yer alacağı, neredeyse son ana kadar gizli tutulmuştu. NATOVarşova Paktı zirvesi TürkiyeDanimarka eğititn protokolü ANKARA (AA) Türkiye ile Danimarka arasında, Danimarka'daki Türk çocuklarının eğitimi sorununun çözümünde işbirliği yapılması konusunda bir protokol imzalandı. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol ile Danimarka Eğitim ve Araştırma Bakanı Bertel Haarder arasında dün imzalanan protokolde, Türkiye'deki yabancı dil, mesleki eğitim ve özel eğitimin desteklenmesi de öngörülüyor. Güney Afrika topu LONDRA (AA) Güney Afrika Cumhuriyeti'nin diplomatik ilişkisi olmamasına rağmen Türkiye 'yle ortak obüs yapımına talip olduğu bildirildi. Savunma konularında uzman haftalık "Jane's Defence" Dergisi'nin dün yayımlanan sayısında yer alan bir habere göre Güney Afrika Cumhuriyeti'nin silah, askeri araç ve gereçler üreten kamu kuruluşu Armscor, Türk Kara Kuvvetleri için 155 mm'lik çekili obüs topcu sisteminin yapımı ihalesine katılmak üzere başvuruda bulundu. Körfez suları artık uzun zamandır mavi olmamasına karşın, Kordonboyu hâlâ izmir'in en çok ilgi gören yerierinden biri. Güneşin batışı, doğuşu, buluüar ve tşık oyunlan her mevsim, her saat ayn bir çeidciliğe sahne olur. SevgHiler banMarda kısa kaçamaklar yaparlar, bazıları da iş stresini Bulırtlann arasında atmak için Kordon turuna çıkar. işte Körtez'de sabahın erken saatleri, orta yaşlı bir çift yeni bir güne başlamak uzere. Gökyüzunde bulutlar öbek öbek; bir arabanın uzerinden yansıyortar. Orta yaşlı çift birazdan başlayacak iş saatlerinden önce belki de gerginHkterini atmak ve "zamanı değertendirmek" için yürüyor. Bulutların arasında... Medya devleri uzayda tokalaştı LONDRA (Cumhuriyet) "Loch Ness canavarı ile Sky Television arasında ne benzerlik vardır?" sorusunun cevabı "Canavan daha çok gören olmnştur"! Basınyaym imparatoru Rupert Murdoch'un şubat ayında büyük gösterilerle başlattığı uydulu "Sky TV", pek az izleyici topladığı için zararda. Murdoch, çareyi Robert Maxwell'e sanlmakta buldu. tki tekel, el ele verdiler, eski rekabet, teknolojiye yenik düştü, şimdi birlikte Sky'i kurtaracaklar. Beş yılhk bir sözleşme uyannca Murdoch'un "Sky TV'si, Maxwell'in kablolu televizyon şebekesine bağlanıyor. Gelecek temmuzda başlayacak bağlantı için Murdoch'un "birkaç milyon" ödedi B i~ Robert Maxwell Beş yılhk bir sözleşme uyarınca Murdoch'un "Sky TV"si, Maxwell'in kablolu televizyon şebekesine bağlanıyor. Gelecek temmuzda başlayacak bağlantı için Murdoch'un "birkaç milyon" ödediğinden başka açıklama'yapılmadı. kadar meraklı olmaması Murdoch'a darbe vurdu. Oysa Murdoch 2.5 milyon kişinin özel anten satm alarak "Sky"i izleyeceğini müjdelemişti. Bu sayımn sadece 100 binde kaldığj anlaşılıyor. Sonbahardan itibaren hizmete girecek 3 kanalh rakip bir uydu TV yayını için de yine "ayn" anten gerekmesi, uydu yayın merakltlarını bile duraksattı. Murdoch'un, bu duraksama yüzünden son üç ayda haftada 2 milyon sterlin (7 milyar lira) zarar ettiği açıklandı. "Sky"in ilk yd zaran böylece 150 milyon sterline ulaşacak. "Sky"i izleyenler de sansürsüz filmler ve 24 saat aralıksız yayın yapan "haber kanalı" dışında ilginç bir şey olmadıgını, basit ve ucuz Amerikan ve Avustralya dizileri, çizgi filmler, futbol ve yarışma programları ile zaman doldurulduğunu söylüyorlar. Füzelerin gitmesi AmeHhaJaİarın da gitmesi demektir EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA Eski ABD Dışişleri Bakanlanndan Henry Kissinger NATO'nun kısa menzilli nükleer silahlannın modernleştirilmesi tartışmasına ilişkin görüşlerini açıkladı. BBC televizyonunda yapüan bir mülakatta Kissinger, "Fuzeler Avrupa'dan çekUirse, Amerikan askerieri de çeküir," dedi. Kissinger, NATOnun gerek karada, gerek denizde konuşlandınlan nükleer füzelerine ilişkin bütün tartışmalara son verilmesi gerektiğini vurguladı. Kissinger, •Almanya'nın iç siyaseti oğruna NATO'daki temel tutumumuzu değisliremeyiz. Almanlar tabii ki bu süahlann geri çekilmesini bteyebilir ve biz de cekeriz. Ama eninde sonunda bu, Amerikan askerlerinin de Avrupa'dan cekilmesine yol açar," dedi. Kısaraenzill]nükleer füze tartışmasının Batı Almanya'daki 88 Lance fuzesinden kaynaklandığını hatırlatan Kissinger, Batı Almanya'nın, "Bu füzelerin tümiinün kaldınlması şart degil, bir miktar azalblsa da olur" şeklinde göruşünü "tuzak" olarak niteledi. Kissinger, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov*un silahsızlanma konusundaki girişimlerini takdirle karşıladığını kaydetti, ancak bir kuşkusunu da dile getirdi: "Ruslann dış siyasetinde 400 yıidır sören bir sorun var. Ruslar biçbir zaman komşulan ile bir denge içinde >asayamadılar. Şimdi bir Sovyet liderinin çıkıp da bu siyaseti tersine çevirebileceğini diışünmek çok büyuk tedbirsizlik olur. Bir ülke ki her yeni gelen lider, bir öncekini karalar ve kötüier, bizim de şimdi bir tek kişinin eninde sonnnda bitecek olan ömnıne kendimizi bağlamamız dognı olmaz," dedi. Kissinger, Gorbaçov'un siyaset sahnesinden cekilmesi durumunda Sovyetler'deki reform girişiminin sona ermesi gerekmediğini söyledi ve "Sovyetler'deki reform girişimi itatiyaçtan dogmuştur. Diger liderterin de aşağı yukan aynı jönde ileriemeleri beklenir. Ama biz de kendimizi psikolojik olarak şantaja açık hale getirmeyeüm. Yani Gorbaçov'un harika IdsiUgi nedeniyle oaa taviz veriyor duruma girmeyelim. Gorbaçov acaba sırf boş insanlar olduklan için Thatcher'a ya da Bush'a taviz verir miydi? Gülerdi buna," dedi. Eski ABD'li bakan Henry Kissinger: ğinden başka bir açıklama yapılmadı. Zaten para miktanndan çok, iki dev tekelin işbirliği yapmış olması daha dikkati çekiyor. Geçen şubat ayında hizmete giren 4 kanalh "Sky TV", Avrupada bugüne kadar ki en atılıma uydu yayın kummu. Ancak, yayınlan izlemek için özel çanak antenlerin piyasada az bulunması, BBC ve ITV gibi kaliteli şebekeleri izleyen halkın uydu yayıncılığına o Maxwell'in kablolu şebekesini (MCTV) ise 50 bin abone izliyor. "Sky" bağlantısı sayesinde Maxwell'in abone sayısı iki yılda en az 300 bine ulaşacak. Maxwell ve Murdoch 20 yıldır amansız birer rakip. 1968'de "News of the Worid" Gazetesi'ni Maxwell'in satın almasını önlemek amacıyla Murdoch'dan medet umulmuştu. O tarihten beri kişilikleri, iş anlayışlan, siyasal görüşleri ve görünüşleri taban tabana zıt bu iki imparator sürekli bir çekişme içindeler. Bu nedenle "Sky" konusundaki son anlaşma, sadece bir "iş anlaşması" olarak tanıtılıyor ve iki imparatorun "güçbiriiği" yapmadıkları ifade ediliyor. Variller ve çevre kirliliği SAMSUN (AA) Başbakanlık Çevre Genel Mudürlüğü'nden Kimya Mühendisi Zeynep Yöntem, Karadeniz'de atılan zehirli varillerin Türkiye'yi çevre kirliliği konusunda duyarlı hale getirdiğini söyledi. Samsun 'da devam eden 9. Askeri Tıp Kongresi'nde bir tebliğ sunan Zeynep Yöntem, kirliliğin teknolojik bir sorun olduğunu belirterek Karadeniz'de belirli yerlerde 200 metrenin altında balık yaşamazken bu derinliğin son yıllarda 80 metreye düştüğünü bildirdi. Gorbaçov özel hayatını Izvestia'ya anlattı w MOSKOVA (AA) SSCB'de yönetimin başına geldiğinden bu yana ülke içinde ve uluslararası alanda başlattığı çarpıcı girişimlerle dünyada en çok sözü edilen liderler arasına girmeyi başaran Mihail Gorbaçov, ilk kez özel hayatı konusunda bazı açıklamalarda bulundu. Dünyamn kısa adıyla "Gorbi" olarak tanıdığı Sovyet lideri, Komünist Parti'nin yayın organı İzvestia'ya verdiği demeçte, ayda 1200 ruble (4 milyon lira) ücret aldığuıı açıkladı ve "Politbüro'nun diger üyeJeri gibi" yazhk villaya sahip olmadıgını, yalnızca Moskova'da bir apartman dairesi bulunduğunu bildirdi. Devletin emrine tahsis ettiği kent dışındaki evin ise ülke yöneticileriyle toplantılar yapmak için gerekli olanaklarla ve modern haberleşme sistemleriyle donatıldığını belirten Gorbaçov, bu evdeki zengin kitaplıktan da yararlandığını anlattı. Sovyet lider, emrine tahsis edilen otomobillerde de ülkenin her yeriyle, dış ülkelerdeki temsilcilerle ve diğer ülke yöneticileriyle temas kurabileceği aygıtlar bulunduğunu belirtti. Ender olarak bulabildiği boş zamanlarda edebi eserler okumaktan hoşlandığını belirten SSCB'nin bir numaralı adamı, "Tiyatroyu, müzigi, sinenıayı severim, ama hepsinden çok ormanda yüriımeyi severim. Ancak kabul etmek zonındayım ki hoslandıgım bütun bu şeylere giderek daba az zaman Aylık maaşım 4 milyon' bulabiliyonım. Birkaç saat uykunun dışında kendime ayıracak zamamm yok" dedi. Rusya'nın güneyindeki Stavrol'da bir çiftçi ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Gorbaçov, becerikliliği, alçakgönüUUlüğü ve yardımseverliği ile Sovyet vatandaşlarmda saygı uyandıran babasıyla gurur duyduğunu belirtti. 13 yaşında bir kolektif çiftlikte çalışmaya başlayan Gorbaçov, 2 yıl sonra da bir tanm makinesinde yardımcı olarak çalışmaya başladığını, bir yandan da öğrenimini sürdürdüğünü anlattı. Babasının tkinci Dünya Savaşı sırasında KP'ye üye olduğunu kaydeden Sovyet lideri, kendisinin de savaşa katıldığını ve Çekoslovakya'da Kosice yakınlannda yaraJandığını söyledi. Eşi Raissa ile 1951 yılında Moskova Üniversitesi'nde tamştıklannı, 1953 yılında da evlendiklerini bildiren Gorbaçov, " O zamandan beri birtikteyiz" dedi. Raissa'nın Sibirya'da demiryollannda çalışan bir aileden geldiğini ve felsefe tahsil ettiğini anlatan Gorbaçov, "Daha sonra da 20 yıl süreyle ögretmen olarak çalıştı" şekiinde konuştu. Gorbaçov çiftinin tek çocukları olan trina, eşi Anatoly ile birlikte Moskova'daki bir hastanede doktorluk yapıyor. Temmuz ayında 60 yaşına basacak olan Mihail Gorbaçov'un iki torunu var. Matematik şenliği ANKARA (ANKA) ODTÜ Kültür îşleri Müdürlüğü'ne bağlı matematik topluluğu, 2226 mayıs tarihleri arasında matematik haftası düzenledi. KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi üyesi öner Çakar'm "Matematik ve Doğa" isimli konuşmasıyla başlayacak haftada, Cahit Arf, Bülent Büyükbozkırlı, Semih Koray, Tuğrul Taner, Ayhan Türeli'nin konuşmacı olarak katılacakları "Matematiğin Türkiye'deki Konumu" adlı bir panel de düzenlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle