14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 MART 1989 MASAL Ml RÜYA Ml? CUMHURİYET/13 Ozalve enflasyon Enflasyonla mücadele programımızda htçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Her taviz, ortadireğin aleyhinedir. 19 Aralık 1983 Ekonomik politikada verilen tavizler, enflasyon hedefinin gerçekleşmemesine sebep olmuştur. 7 Ocak 1984 Enflasyon aşağı çekilecektir. 24 Ocak 1984 Ortadireğin hakiki dostu olan hükümetler enflasyonu dizginler, para basmazlar. 1 Mart 1984 19771980 arasında enflasyonun tesiriyle ortadireğin ciddi bir biçimde zayıfladığı tespit edilmiştir. Bir toplumda ortadirek en önemli unsurlardan birisidir. Bunu güçlü tutmak zorunluluğu vardır. Bunu sağlayan en önemli etken de enflasyonu aşağı çekmektir. 26 Nlsan 1984 26 Ocak 1985 Enflasyon aşağıya doğru inmeye başlamıştır. Bunu çarşı pazarda siz de yaşıyorsunuz. 30 Hazlran 1985 Enflasyon oranı yükseldikçe kalkınma hızı düşer. 30 Kasım 1985 Ücretliyi enflasyonun altında ezdirmediğimizi iddia ediyorum. Enflasyonun çözülmesi bizim ilk baştaki tahminimizden çok daha uzun sürecektir. Aynı gün12 Aralık 1985 Enflasyonu yüzde 10'a indiremezsek, gelir dağılımı ve diğer konularda zorluk çekeriz diye bir ifadem var. İnşallah 1988'den evvel yüzde 10 crvarına indiririz. 7 Nlsan 1986 Enflasyon geçen yıldan sadece 2 puan ileride. Yazın fiyatlar düşer, zaten sebze fiyatlarında şımdiden düşme var. 21 mayıs 1987 Gerisini hep birlikte bu akşam TV'de bekliyoruz. ANKARA GÜNÜN FGTOĞRAFI MINISOYLESI Duymadım, görmedim, bilmiyorum... Vakıfların siyasi partilerle herhangi bir şekilde ilişkiye geçmesi kanunen yasak, ancak bu kanun Semra Hanım için geçerli değil. Grevci işçilere pastırmalı pide ikram ettiği için soruşturulan siyasi parti yöneticilerıne rastlamanın bile plası olduğu Türkiye'de Vakıf Başkanı Semra Özal, kanun tanımıyor. Cumhuriyet muhabiri merakını yenemeyerek, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın oldukça yetkili bir yetkilisini aradı: Bir vakıf başkanı olan Semra Özal'ın bir siyasi partinin belediye başkan adaylarını ziyareti konusunda bir soruşturmanız var mı? Neymiş o, ne zaman olmuş? Gazetelerde yer aldı bu konu. Duymadım, görmedim, bilmiyorum, ne zaman olmuş? Cumartesi günü oldu, pazar günkü gazetelerde de yer aldı. Ben görmedim, ama sızin bu konuşmanızı ihbar kabul ediyorum, hemen o gazeteleri inceleyeceğim. Peki, biz gelişmelerden haberdar olur muyuz? Hayır. Yetkili, "hayır" dedikten sonra gelişmelerden haberdar olunmasını sağlayacak daha yetkili bir adresi salık verdi. Cumhuriyet Ankara Bürosu HAVASI BELEDIYE'DEN Gazetede başlık: "Özal, yine korkuttu." Korkuluk! Çem Duna: "Bizim TRT laçka." Ha şunu bılaydin! ANAP reklamından: "Makamsız, mekansız, imkansız ve ıktidarsız bir belediye başkanı ıster ıpıydiniz?" İlk uçü vatandaşı ilgılendirir. Ama, iktidarsızlığı belediye başkanının karısına sormalı!.. Özal: "Hükümeti sılkeleyeceğim." O işi yann seçmen yapacak. Enerji Bakanı Fahrettin Kurt: "Ülkemiz inanmış insanlarla doludur. Biz bu inanmış insanlarla Rusya'yı bile işgal ederiz." Ne duruyoruz öyleyse!.. MJO. ve M.S. Anakent belediye başkanhğına yeniden aday olan Mehmet Altınsoy'un propaganda anlayışı "M.Ö." ve "M.S."ye dayanıyor. Altınsoy, bastırdığı broşürlerde Ankara'nın " Mehmet'ten önce (M.Ö.)" ve "Mehmet'ten Sonra (M.S.)" görüntülerine yer veriyor. En önemli kozu da hava kirliliği. Altınsoy'un bastırttığı "Gelişen Ankara" broşürunde "Ankara Ölümden Döndü" başlığı altında, ithal kömür gelmeden önceki ve sonraki Ankara fotoğraflarına yer veriliyor. Tabii ithal kömür de Altınsoy'un marifeti. "M.ö."de çekilmiş Ankara fotoğrafında, başkent dumandan görünmüyor. Ocak 1989'da çekildiği kaydedilen fotoğrafta ise dumanın "d"si yok. Bu fotonun altında, "başkent bu manzarayı özlemişti" yazıyor. Küçük bir araştırma başkentin özlediği bu manzaranın 1985 Ankarası olduğunu ortaya çıkardı. Çünkü 1985'te inşaatına başlanan ve gökdelenin hemen yanında yer alan "Gama Çarşı ve İşhanı" binası ortada görünmüyordu. Altınsoy, "1985'in havası" ile hava atmıştı. KARSILASMA Şinasi Nahit Berker HAFTANIN DİLEKÇESI Ûrt başını oylar gelsin / Oy aman aman aman / Yolun iran'a Doğru / Muhalefet elinden el aman. Şapka kimi korusun? SHP Genel Başkanı Erdal inönü ile OYP Genel Başkanı Süleyman Demfrel, önceki akşam izmir Adnan Menderes Havaalam'nda karşılaştılar. Her iki lider de aynı yörede yaptıkları seçim turunu tamamlayarak Ankara'ya dönüyortardı. Alana önce gelen Demirel, uçağına giderken Erdal İnönü'nün bulunduğu salona girerek hatırını sordu. Ancak Demirel, hiç beklemediği bir espriyle karşılaştı. İnönü, birden "Biraz yanmıssınız. Şapka sizl korumamış galiba" dedi. Hazırcevap Demirel, bu sozler üzerine şaşırdı ve "O selamlamak için" demekle yetindi. Demirel'e uçakta Inönü'yü yanmış bulup bulmadığını sorduk. Demirei, "Fark etmedlm" dedi ve şöyle devam etti: "Şapka beni mi korusun, demokraslyl mi korusun, hangisini korusun?.." Mahal görulmedi İstanbul Aksaray'dan Hasan Caymaz, "TRT yayınlarında Türk örf ve âdetlerinin genel ahlak kurallarının dışına çıkmamasını" ısteyen bir dilekçe gönderdi TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı'na... Komısyon, Caymaz'a şu yanıtı verdi: "Vaki istek ilgili ve yetkili idari mercie müracaatı gerektirdiği cihetle komisyonumuz çalışmalarını düzenleyen 140 sayılı kanunun 5. maddesine ait işlerden olması hasebiy/e komisyonumuzca bir işlem yapılmasına mahal görülmediğine karar verildi." DÜSMEK Assolist kim? ~ ANTIDIYALOG Semra özal, geçen cumartesi günü kızı Zeynep ile birlikte Ankara ANAP Altındağ belediye başkan adayı Ayten Atılgan'ın bürosuna uğrayarak partililerie sohbet etti. Semra Hanımın koruması da insanlarla "diyalog"ta en az kendisi kadar başanlıydı. O da gazetecilerle "diyalog"a girmeyi tercih etti. Semra Hanım, "Hem ziyaret hem afiyet" diyerek, Atılgan tarafından ikram edilen şöbiyeti iştahla yemeye koyuldu. Cumhuriyet muhabiri de aynı "iştahla" olayı görüntülemeye çalıştı. Çalıştı, çünkü deklanşöre basmak üzere iken hanfendinin koruması muhabirimizi "nazlkçe" tartaklayarak böyle "yanlış" şeyler yapmaması için uyardı. Bu arada da muhabirimızle aralarında şu "diyaiog" kuruldu: Nlye çekiyorsun lan? Hanımefendl bir şeyler yerken çekllmeyeceğlni bllmlyor musun? Neyin fotoğrafını çekip çekmeyeceğime siz mi karar vereceksiniz? Konuşma lan, çık dışarı çabuk (Cumhuriyet muhabirıni itekleyerekçıkarmayaçalışarak).. Siz kim oluyorsunuz da bana müdahale ediyorsunuz? Kim olduğumu ogretlrim. Çeneni kırarım ulan. Kır bakalım haydi bir o kaldı... Konuşma. BAĞLILIK SHP'nin Ankara anakent belediye başkan adayı Murat Kareyalçın'dan dinledik. DSP'nin kuruculanndan işadamı Murtaza Çelikel partisi ve üyelerinın durumu ıçın ilginç birtanımlamabulmuş. Çelikel, kısa bir süre önce Karayalçın ile sohbet ederken, DSP'yi ve DSP'lileri şöyle tanımlamış. "BJzlm DSP'lllerSlh mflrtam gİDi.Hlndistan'daSih mllrtanlan nasıl 'ölürüm de Altın Tapınak'ı terk etmem' dtyorsa.DSPMerde'ne olursa olsun partlyl terk •tmeyiz'diyorlar." DSP'nin Sihleri ANAP'ın Türk siyasi yaşamına soktuğu "konserti açılışlar" bazı tartışmalara da yol açıyor. Geçenlerde, Mamak ilçesindeki pazar yerinin açıhşını Başbakan Turgut Özal ile birlikte arabesk sanatçısı ibrahim Tatlıses de onurlandırdı. Tatlıses konser sırasında yalnız türkü söylemedi. Çoğu gecekondulu olan 5 bin kişilik kalabalığa Başbakan gibi nutuk da attı: "Ben de gecekondudan çıktım. Bu gecekondu meselesi çok önemlidlr. Gecekondu denlldl ml Allah slzi inandırsın ellm ayagım bosalıyor. Gecekondu meselesi bu memleketin en önemli meselesldlr." Mikrofona son olarak Başbakan Turgut Özal geldi. O da benzer şeyler söyledi. Tatlıses Başbakan konuşurken ikinci plana düştü. Yüzünün asılmasını buna bağiayanlar oldu. Tatlıses, sahneye en son çıkmaya, haJka en son seslenmeye alışmış bir "assolist" idi. Bu unvanını elinden alsa alsa ancak Küçuk Emrah'la "düo" yapabilen Başbakan alabilirdı. O tedirgin olmasın da kim olsundu? Çeneni kırarım ulan HAFTANIN SKANDALI Ankara Valisi'nin "Skandal" kabulü aü kaıfranMusa $Ç'Ca' Ç«i*:ı BİRFIKRA Japon usulü konuşma SHP Genel Sekreteri Denlz Baykal'ın son günlerde anlattığı fıkra şöyle: Başbakanın biri Çin'e gelmiş. Buradan yemeğe onur konuğu olarak davet edilmiş. Ancak günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapma sırası gelince paniğe kapılmış. Yanında oturan ABD'den getirdiği danışmanına dönmüş: Eyvah, ne yapacağım? Tek kelime Japonca bllmem... Önemli değil efendim. Ellerinizi bacaklarınıza bitiştirin ve eğilerek başınızla selamlayın. (Yandakı resimde görüldüğü gibi) Konuşma yerine gecer. Başbakan öyle yapmış. Korkunç bir alkış kopmuş. Dış ülkelerde sevilmekten pek hoşlanan bu başbakan, alkışı görünce oturduğu yerden kalkmış. Bu kez dört bir tarafı aynı şekilde ikişer kez selamlamaya başlamış. Yemek salonunda çrt yok. Bozulmuş ve yine danışmanına dönmüş: Yahu ne oldu? Fazla gevezelik ettiniz, tadı kaçtı... Baykal, bu fıkrayı TV'deki "çok önemli açıklamalar" hakkında anlatıyor. GUNUN SORUSU Urafindn gflndtnltn v« çorak vt pmçtm h V Aj±4r*4a u fçı çacukltfindan otuf u 50 k*flfc teyvt. Aak» * c y a n l «Cu. BmâKk HAFTANIN İBADETİ AHMET EFLATUN ELA2IĞ özal'ı sevmek bir ibadet, Anavatan'lı olmak bir fazilettir. Aslını inkâr eden haramzadedir. Bu istanbul dükalığınca da böyle biline... li \ou need a local rep overseas, just say the vvord. "Sayanora Diyen Bir Belediye Başkanı İster misiniz?" Not: "Sayanora" elveda demektir... Mehmet Ali Ağca'nın suç ortağı ve Papa suıkastine adı karışan Musa Serdar Çelebl'nin F.AImanya'da kurduğu "Türkİslam Kültür Demekleri Birliği"nin Türkıye'ye gönderdiği 50 kişilik heyet Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük tarafından kabul edildi. Bedük, kabulde oldukça "anlamlı" konuştu. "Yurdumuzun üzerfnde çeşitli emeller besleyen güçlere rağmen hâJâ ayaktayız. Bunun nedeni mllliyetçilik ruhudur'' dedi. Bu sözler üzerine başkentte bir haftadır perhiz ile lahana turşusu arasındaki "antidlyalektik" ilişki tartışılıyor. Bedük'ün kabulü F1KRA ~ Cehennemin içinden TRT televizyonundan esinlenen bir başka ülkenin başbakanı; ülkesine hizmete ara vermiş ve ölmüş. Halkına hizmetin karşılığı olarak cennete gönderilmiş. Çalışma, tören ve ibadetten başka bir şey yokmuş cennette. Tanrı ile görüşme talebinde bulunmuş. Tekdüze yaşamdan sıkıldığını, televizyonda izledıği cehennem programında orasını daha ilginç gördüğunü söylemiş ve cehenneme gitmek istediğini belirtmiş. Dileği kabul edilmiş. Cehennemin kapısından girdiği an, televizyonda izlediklerinin tersine bir ortamda yaşamak zorunda olduğunu anlamış. Hesap veren insanlar, kaynayan kazanlar, cezalandınlan günahkârlar. Tanrı ile yeniden görüşme istemini iletmiş. Televizyon programına kandığını, cennete dönmek ıstediğini söylemiş. Ve bunca deneyden sonra nasıl yanıldığını düşünmeye başlamış. Bir ses gelmiş derinlerden, "Sizin ızledığinız İcraatın İçinden kanalıydı Sayın Başbakan" demiş ve eklemiş: 'Şimdilerde'GelişenCehennem'adrylayayımlanıyoroprogram. Tereddüte gerekyok!... İİ TABİİ Kİ GRUNDIG Ürün EVEREST 51 EKRAN 5 SİSTEM EVEREST 56 EKRAN 5 SİSTEM EVEREST 56 EKRAN 12 SİSTEM T55 KARE FULL FLAT SQUARE 12 SİSTEM UZAKTAN KUMANDALI Peşin 250.000.215.000.260.000.230.000.275.000.250.000.300.000.260.000. Taksit 144.000.130.000.162.000.145.000.167.000.150.000.190.000.170.000. Vade Toplam 10 Ay 1.690.000.12 Ay 1.775.000.10 Ay 1.880.000.12 Ay 1.970.000.10 Ay 12 Ay 10 Ay 12 Ay 1.945.000.2.050.000.2.200.000.2.300.000. ÇcİHHn) G R U n D I G Ş,RKETLER G U u RB zirvedeki Televizyon' CİHAN DAYANIKU TUKETİM MALLARI PAZARLAMA A Ş Yıldız Barbaros Bülvarı No 137 80700 BEŞİKTAŞ/İSTANBUL Tel 175 09 90 (9 hat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle