25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLER * m, 25 MART 1989 Iferelyönetimler denetlenmeli GENCAY ŞAYLAN ANKARA Yerel seçimler için panilerarası yarışma ve propaganda savaşı hemen hemen en yuksek noktasına erişmiştir. Belediyeler, yerel yönetim seçimlerinde yarışmanın odak noktasını oluşturmaktadıt. Belediye yönetimlerinin seçilişi ve işleyişi bir taraftan toplumun demokratikleşmesini belirleyen ana göstergelerden biri olarak değerlendirilmekte; diğer taraftan da bu yönetimlerin kontrol ettikleri kaynaklann önerai siyasi örgütterin ilgisini arttırmaktadır ODTÜ öğretim üyelerinden Profesör tlhan Tekeli, belediye yönetimlerinin işlevleri, deoetim ve demokratikleşme konulannda Cumhuriyet'in sorularını cevaplandırmıştır. tktidar partisi ANAP, TürVjye'de bir yerel yönetim devrimi yaptıgından söz etmektedir. Siz bu göriişe katılıyor musunuz? PROF. TEKELİ Türkiye'de 1970'lerden gelen bir yerel yönetimlerin demokratikleşmesi birikiminden söz etmek mümkün. ANAP bu birikimi kullanmış ve önemli değişiklikleri yaşama gecirmiştir. Bu değişikjikleri kaynaklann antınlması, imar hakkının belediyelere verilmesi ve buyük kentlerde federaıif bir sistem kurmak olmak üzere üç başlık altında toplamak mumkündur. Şimdi bu uç temel değişiklik ne ölçüde demokratikleşmeyi sağladı diye bakıp, tartışmak gerekir. Demokratikleşmeyi halkın kararlara katılması olarak tanımlaymca bu değişikliklerin önemli gelişmelere yol açmadığı, hatta büyük kentlerde ters bir gelişmenin ortaya çıktıgı görulmektedir. Demokratikleşme yolunda gelişme saglanamadı derken neyi kastediyorsunuz? PROF. TEKELt Bakın bu üç değişikliği tek tek ele alalım. Belediyelerin mali olanaklannın arttığı doğrudur, ama yerel yönetime lers bir felsefe içinde olmuştur gelişme. Arttınlan kaynaklar, merkezin kaynaklarından otomatik olarak yapılan transferlerden kaynaklanıyor, emlak vergisi, tüketim vergıs; gibi geleneksel yerel yönetim gelirlerine dayanmıyor. Gerçi merkezi yönetimin belediyelere giden pay üzerinde bir kısma yetkisi yok, ama yerel yonetimlerin de vergileme hak ve yetkileri de yok. Haibuki bu nokta, yanı yerel yönetimin kendi iradesi ile vergi koyması çok önemli. Bu olmayınca sistem özel tüketim içinde hapsedilmiş oluyor. Ben kentte yaşayan bir insan olarak örneğin evime bir ipek halı aiabilırim, ama sokağımı yaptırmak için vergj konamaz. Belediyelerin bu tür yetkilerinin olmama,sı kamusal gereksinmeler için, birjlikte yapılacak tüketimin alanını iyiıce darallmaktadır. Bunun sonucu olarak kent halkı daha iyi bir çevrede yaşama secmesi yapamamakta ve diger taraftan da kentte yapılan hizmetin maliyetini tüm toplum yuklennuş olmaktadır. Bu durumda "iyi ve başanlı belediye başkanı", kent halkını beili hizmet ve bunun karşüığında maliyet yüklenmek için ikna eden kişi değıl, "merkezle iyi geçinen" kişi olarak belirlenmektedir. İmar konusunda yapılan degişiklik gerçekten köklü bir yetki devri. Tam bir dönüşüm söz konusu. Yalnız burada iki nokta var. Birincisi bazı konularda, turizm vb. gerekçelerle merkezin eskisinden daha etkin bir müdahale yetkisinin olması. Bu düzenlemenin altında yabancı sermaye ile ilişkileri belediyeye bırak YEREL SECIM W Prof Ilhan Tekeli ile demokrasi ve belediyelermerkezi yönetim ilişkileri üzerine: A N A P ' I B lemd ideoiojisi dogdır. Oysa her programın, üzerinde konuşulmayan, bir ikincil yüzü var rullusunda bir belediyecilik düzendır. Ben ona gizil program diyorum. lcmesi ve uygulaması getirdigi soyGizil program, aÇık programda be lenebiliyor samyoıum. Peki solun, lirlenen işlerden doğan rantlann top örneğin SHP'nin belirginleşıniş bir lumda nasıl yeniden dağıtılacağını altematif belediyecilik anlayışı var belirlemektedir. Kent rantlannın mı? hangi büyüklüklere ulaştığı konuPROF. TEKELİ 1984 seçimlesunda bir fikrimiz var. Bu rantlar rinde SHP büyük kentlerin hiçbirinyaklaşık milli gelirin ytizde yirmisi de belediye seçımi kazanamadı. Bu civanna ulaşıyor ve bu değer dağı nedenle SHP belediyelerinin uygutılıyor. Gerçekte belediye reislerinin lamalarını ya da performanslannı seçiminde etkili olan husus, bu üze değerlendinne olanağımız oldukça rinde konuşulmayan gizil program sınırh. Yalruz CHP'den gelen bir bedır. lediyecilik deneyim, program ve ideEğer böylesine büyüklüklere ula olojisinden söz etmek olanaklı sanımama kaygısı olabilir. Ama merkez dir. Danıştay ve idari mahkemeler olarak çtkartılan yönetmelikle, anageçen dönem içinde bu yetkileri kul bu yola giderek kent halkına yeni bir kent belediye başkanına ilçe beledi şan rantlar yasal yol larla kamuya yorum. Bu ideoloji, katılımcı, ürelanmadı. Bu nedenle şimdüik üze katıhm sürecinin kapısını açtı. ör yekrinin kararlannı "tadilen lasdik" mal edüebilirşe, kentsel yaşamın sağ tici, kaynak yaraücı, birlikte tüketirinde durulmasa da olur. tkinci ve neğin Ankara'da Güven Park ile Za yetkisi verilmesi tamamen keyfı bir lıklı bir biçimde gelıştirilmesinde mi düzenleyici gibi ilkelere dayanıönemli nokta, imar yetkisinin bele fer Park'ın otopark yapılması bu otorite kullamm düzeni yaratmıştır. kullanılabilirse kentsel sorun'ar tü yordu. CHP'nin geçmişteki beledidiyelere devredilirken belediyelerde yotla engellendi. Bu, detnokraükleş Bu mekanizma sonucunda ilçe be müyle ortadan kalkardı. Ama bu yecilik programı kaynaklann çok kıt demokratikleşraeye yönelik yapı de me yolunda çok olumlu bir geliş lediyeleri, geçmişteki düzenlemeden rantlar toplumun çeşitli kesimlerine olduğu bir dönemde gelişmişti. örğişikliklerinin yapılmaması. Bugun meydi. Ancak ANAP, bu gelişmeyi farklı olarak iki katlı vesayet siste dağıtılmakıadır. Bu dağıtım sonucu neğin üreticilik böyle bir dönemin olarak da kentin iyileşmesi için kat kaçımlmaz sonuçlanndan biriydi. belediye meclislerinde yer alan yap engellemek için "Dabn tasana" ola mi altına girmişlerdir. satçılar kolayca yeşil alanlan yeşil rak kamuoyunda adlandırılan bir Yetkilerin keyfi kullammı ile ilgi kıları çok yetersiz düzeyde kalmak Bu iike doğrultusunda belediyeler alan dışına çıkanp buralarda çok yasa taslağını TBMNTye sunmuş bu li en iyi ve açık örnekler imar plan tadır. Bazı belediyeler artık bu işin ucuz hizmet üretmeye ve ürettikleri katlı yapılaşmaya gidebildiler. Yani lunmaktadır. Yasa, bu yolu kapal lan ile ilgili tutumlardır. Anakent farkına varmışlardır ve vakıf gibi ya hizmeüerin bir kısmını da piyasaya gerekli yapısal değişiklikler yapılma mayı amaçlamaktadır. yönetimine, diğer bdediyelerin üze rı formel örgutlenmeler aracılığı ile satmaya yönelnnşlerdi. ANAP beledığı için belediyelerın imar yetkisi, Peki geletim fedentif sistem rinde, koordinasyon sağlamak ama sözü edilen rantlann bir kısmını de diyeciliği ise kaynak bolluğu dönegeniş halk kitlelerinin zaranna ve bi dözeniemesine. cıyla yetkilerin verilmesi bana göre netlemeye çalışmaktadırlar. örneğin minde gelişti ve bu dunım ihaleci belimsel gereklerin aksine, keyfı olarak PROF. TEKELİ Once bu fe ancak bir plana dayalı olarak yasal imar hakları verilmesi karşılığı bu lediyeciliğin ortaya çıkmasına yol açkullanılabildi. Haibuki imar planla deraıif sistemin, yani anakent duzen konum alabilir. Bu yetki, anakent vakıflara büyuk paralar alınmakta; tı. İhaleci belediyecilik hem fiziki rının yapılması ve değiştirilmesi ile lemelerinin metropoliten alanların belediye başkanlanna kafalannda vakıfta toplanan kaynaklar kısmen olarak yaünmlann miktanru düşürilgili süreçlerin karar mekanizmala morfolojik özellikleri ile tutarlı ol ki bir düşünce nedeni ile ilçe bele kentin gereksinmeleri kısmen de be dü hem de daha önemlisi yolsuzluk rına, Batı ülkderinde olduğu gibi madığıru belirtmek gerekir. Bölun diyelerini zorlaması için verilmemiş lediye başkanmın siyasal yatırım ve iddialanna kaynaklık etti. Belediyedoğrudan katılımı Öngören ve tek meler tamamen rasgele yapılmıştır. ür. Bu yetkinin meşru olabUmesi için prapagandası için kullarulmaktadır. lerin makine parkı, özeUeştirme nisyenlerin denetimini sağlayan dü Ikinci olarak kurulan iki kademeli kamu yönetiminin geçerli usullerine Günümüz Türkiyesi'nde ilginçtir, bu amacı ile elden çıkanlınca belediyezenlemeler yapılsaydı sözü edilen so sistemin üst kademesinde seçimle ge uygun olarak yapılmış planlann var tür çözümler ve uygulamalar bece ler küçüldü, istendiği anda hizmet riklilik ya da iş bitiricilik olarak ta, vermek zorlaştı. runları önemli ölçüde önlemek lenlerin denetimi \e karara katılımı lığı gerekir. mümkün olurdu. hemen hemen tamamen engellenmiş İmar >etkisi ile beraber belediye nımlanmakta, övünme aracı olarak kullarulmaktadır. Ama oluşan rant Bu son seçime giderken SHP be Ama galiba yargı yoluyla halk bulunmaktadır. Bu kademede yer ler olağanustu bir rant dağıtım melardan toplum adına yararlanmaıun lediye başkan adaylannın yeni bir ildenetimi saglama örnekleri ortaya alan karar organlan, encumen, alt kanizmasını ellerine geçirmiş olduke üzerinde durduklan göruldü. Şefyapı koordinasyon kurulu, ulaşım lar. Bu soruna sizce nasıl yaklaşmak doğru bir biçimi olmadığı açıktır. çıktı degil mi? Rantlan yaratan toplumdur, toplu faf belediyecilik. Bu saydamlık tezı, koordinasyon kurulu ve genel sek gerekiyor? PROF. TEKELİ Bu dönemin mun kenüeşme surecidir. Bu rantlar ANAP'ın uygulamalanna ve bunun PROF. TEKELİ Seçim kam dan da nesnel ölçuler içinde toplu etrafında gelişen yolsuzluk savlarıANAP'a rağmen ilginç gelişme ör reter tamamen atanmış bürokratlaneği, idari yargının geçmişteki tutu nn denetimi altındadır. Bunlann ey panyalan sırasında belediye başkan mun yararlanması, bunu saglayacak na bir yanıt olarak ortaya çıkmı; munu değiştirerek imar konulann lem ve kararları üzerinde meclisin ları genellikle getirecekleri hizmet yolların devreye girmesi gerekmek gözOküyor. da kent hemşehrilerinin iptal dava doğrudan denetimi yoktur. Bunun lerin propagandasını yaparlar. Prog tedir. sı açabilme haklanru kabul etmesi ötesinde mevcut yasaya da aykın ramlar bu hizmellerden oluşmakta Belediye sorunlan açısından galiba denetim çok önemli bir yer tutuyor. Denelim soruna ile ilgili olarak nasıl bir degerlendirme yapmak gerek? PROF. TEKELİ Belediyelerimizde, belki de genel olarak siyasal yaşamımızda şöyle bir eğilim var. Beş yılda bir seçim yapılır, bu bir halk denetlemesidir ve başka bir denetime gereksinme yoktur. Bu, doğru bir yaklaşım değildir. Siyasal denetim dışında bırtakım nesnel denetimlere gereksinme vardır. Belediyelerin harcamalan, rant oluşturan kararları, bu kararların alınma süreçleri bir denetime labi tutulmalıdır. Yukanda kendiliğinden oluşan yargı denetimine değinmiştik. Denetim mutlaka bilgiye dayanarak yapılmalıdır. Haibuki bugün gerçek bUgjlenme yerine yaygın bir dedikodu ağı bilgilenmenin kaynağını oluşturmaktadır. Belediye yönetimi üzerine baskı aracı haline gelmeyecek ve hızla işleyecek bir denetim mekanizmasına gereksinme vardır. Sayıştay'ın bölge örgutlerinin kurulması ve benzeri desantralizasyon girişimleri ile bu tür bir sağlıklı denetim mekanızması kurulabilir. Tabii burada bir noktayı da gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Belediyelerin gelirlerinin artması ile gösterilerinde bulundu. Çevre binalardan İstanbul Haber Servisi SHP'nin Bakırköy adayı Dr. Yıldınm Aktnna, beraber yıkıcılıklan da artmaktadır. çiçek ve konfeti atıldığı gödemlendi. Istanbul'da seçime girecek belediye Şisli adayı Fatma Girik, Beyoğlu adayı Bu arada çok sayıda belediyenin taYürüyüştekiler, SHP'nin "ç«re var" başkan adaylan ile belediye ve il genel Hüseyin Aslan ve Sanyer adayı thsan rihi eserleri de yıktığı gözlemlenselamı Ue yurttaşlan selamladılar. Prof. meclisi adaylan, dün tstikiâl Caddesi'nde Yalçın'ın da yer aldığı final yürüyüşüne, mektedir. Bu, bir demokrasi sorunu Sözen, "final yüriijüşü"nün bir anlamda bir "final" yürüyüşü yaparak seçim arka sıralarda da ilçe yöneticileri katıldı. değildir. Çünkü tarihı eserler ya da "zafer" yüruyüşü olduğunu söyledi. kampanyasını tamamladılar. Aralarmda Saat 12.00'de başlayan "fiaal ytirüyüşü" kültür mirasını oluşturan yapıtlar saBu arada Prof. Sözen, yaptığı "son gün" tstanbul milletvekilleri Mustafa Timisi ve saat 13.00'te Prof. Sözen'in seçim dece o kentin insanlanna ve beledideğerlendirmesinde, yurttaşlann, Özal ve Mustafa Sangül de olduğu halde, bürosunun önünde son buldu. Yürüyüş yesine ait değildirler. Tarihi yapılar ANAP'ın ekonomik politikalarından Tünel'den Taksim'e kadar yürüyen sırasında halkın çok büyük ilgi gösterdiği bütün toplumun malıdır ve bir kenbunaldığını belirterek, "Vatandaş, bn SHP'liler, G. Saray ve İstiklâl Caddesi ve Tünel'den Taksim'e değin yükselen tin belediyesi orada söz sahibi olmaiktidara, Dalan'a ve talana karşı tepkisini malıdır. Bunun için de etkin bir deboyunca halkı selamladılar. ö n alkış sesleri dikkat çekti. Yumaşlardan netim ve koruma mekanizması kuoy sandıklannda gösterecektir" dedi. sıralannda İstanbul Anakent Belediyesi bazılan, Prof. Sözen ve Fatma Girik'e rulmalıdır. (Fotoğraf: Uğur Saner) başkan adayı Prof. Dr. Nurettin Sözen, zarnan zaman sanlarak sevgi Merkezi yönetimin, belediyelere giden pay üzerinde bir kısıtlama yetkisi yok, ama yerel yönetimlerin de vergileme hak ve yetkileri yok. Bu olmayınca, sistem özel tüketim içinde hapsedilmiş oluyor. Bu durumda iyi ve başanlı belediye başkanı kent halkını belli hizmet ve bunun karşılıgında maliyet | yüklemek için ikna eden kişi değil, merkezle iyi geçinen kişi olarak ortaya çıkıyor. Erbakan 16 üde ıımııtlıı DlYARBAKIR (AA) RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 16 ilde belediye başkanhğı seçimlerini kendilerinin kazanacağını iddia etti. Erbakan, dün partisinin Diyarbakır'da düzenlediği açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, milletin çile çektiğini öne sürerek, "Hastalıktan kurtutmak için hastalığı tammamız lazım. Ben de bunu tanıtmak için size geldim" dedi, Erbakan şöyle devam etti: "özal, futbol maçını seyredecek diye devletin parasıyla Almanya'ya gitti. Elin gavuru ciddi adam. Ne yaptı, özal'ı itti, 'seninle konuşmuyorum' dedi. Adamlar ciddi Bizimkilerin yüzüne bile bakmıyorlar. Onların krallan, bizim sultanlarımızın ayaklarını öpemezierdi. Şimdi biz peşlerinden aynlmıyoruz." Torumtayhn ABD temasları fVASHINGTON (AA) ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral William Crovte'un resmi konuğu olarak 18 mart tarihinden bu yana çeşitli eyaletlerdeki birliklerde incelemelerde bulunan ve askeri ve sivil yetkililerle görüşmeler yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nec'ıp Torumtay, büyük ilgi gördüğünü ve ABD yöneticileriyle birçok alanda görüş birliği sağlandığını açıkladı. Orgeneral Torumtay, ABD gezisi sırasındaki temas ve incelemelerini, basına yaptığı yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. Dış politikada seçim bekleyişi ANKARA (ANKA) Yerel seçimler nedeniyle, durgun bir dönem yaşayan dış politika, 26 Marttan itibaren Batı Avrupa Birliği Genel Sekreteri Alfred Cahen, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'nden iki ayrı heyet ve Küba Dışişleri Bakanhğı Batı Avrupa Genel Müdürü Navas'ın ziyaretleriyle canlanacak. Türkiye'yi ABD Kongresi'ne tanıtma faaliyetleri kapsammda 25 mart 2 nisan tarihleri arasında kongreden iki ayn heyet Türkiye'ye gelecek. Toplam 12 milletvekilinin bulunduğu iki ayrı kongre heyeti, ziyaretleri sırasında hükümet yetkilileri ve iş çevreleriyle görüşmeler yapacak. AT komiseri geliyor ANKARA (ANKA) AT komiseri Belçikalı Karel Van Miert'in kabine şefi profesör Michel Vanden Abeele, konferans vermek ve Ankara'da temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelecek. Aynı zamanda Briiksel Üniversitesi Avrupa Enstitüsü Müdürü olan Vanden Abeele, 27, 28 ve 29 mart tarihlerinde Marmara Üniversitesi rektörlük binasında "Avrupa Topluluğu bütçesi, topluluk faaliyetlerinin fmansmanı", "Avrupa Topluluğu'nda son gelişmeler tek pazar ve Türkiye'nin başvunısu" konulannia üç konferans verecek ve bir seminer yönetecek. Parti kavgası: 4 yaralı KARS (Cumhuriyet) ANAP ve SHP konvoylannın aynı caddede karşılaşmalan ve karşılıklı sloganlar atmaları sonrası çıkan kavgada biri ağtr 4 kişi yaralandı, olayla ilgili olarak 7 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre ANAP ve SHP'lilerin konvoylart kent içerisinde aynı anda karşılaştılar. Parti sloganlanmn atıldığı bir sırada kavga çıktı. Olayda biri SHP'li 4 kişi yaralandı. Yetkililer durumu ağır olan Ali Tepebaş adlı yarahnm Erzurum Numune Hastanesi'ne kaldırıldığını, diğer 3 kişinin ise Kars Devlet Hastanesi'nde ayakta tedavi edildiğini belirttiler. SHP'nin Istanbul'da Tınal' yürüyüşü 11 köylüye tahliye yok GAZİANTEP (Cumhuriyet Güney tUeri Bürosu) Araban'ın Fıstıkltdağ köyü, Kemerli mezrasında Hasan Bindal adlı öğretmeni öldürdükleri savıyla tutuklanan 11 köylünün yargılanmasına devam edildi. Tutuklu yargılanan Hüseyin Kocaman, Vakkas Kocaman, Servet Köksel, Said Doğan, Cengiz Köksel, Osman Doğan, Cengiz Köksel, Osman Doğan, Şahin Kozak ve Gani Sarı'mn hazır bulunduğu duruşmada, sanık avukatlan Hüseyin Kocaman 'ın akli dengesinin yerinde olup olmadığı konusunda Adli Tıp'tan gelecek raporun diğer sanıkları etkilemeyeceğini söylediler. Seçim sistemimiz üzerine bir inceleme AYDIN CINGI 1987 genel seçimlerinden bu yana ve özellikle özal'ın TBMM üyelerinin oyları ile Cumhurbaşkanı secilme olasüığına ilişkin tartışmalann yoğunlaştığı bu gunlerde, siyasal çevrelerce üzerinde en çok durulan konulardan biri, ANAP'ın, seçmenlerin % 36'sının oyu ile mületvekillerinin % 65'ine sahip olması. Bu olgunun öncelikle hakçalık aıılayışına ters düştüğu, seçmenin oylarını Meclise gerektiği gibi yansıtmaması dolayısıyla parlamentonun meşruluğuna gölge düşürduğü ve de hiçbir demokratik Avrupa ülkesinde böyle bir seçim sisteminin bulunmadığı ıktidar karşıtlarının öne sürdükleri başhca göruşler. Buna karşılık ıktidar kanadı, en çok oy alan partiye avantaj sağlayan bu seçim sisteminin sonucu olan mevcut parlamento yapısmın, en çok oyu alan ANAP'ı iktidara getirerek, partiler arasında bölünmüş seçmenlerin en önemli grubunun iradesine pekâlâ uygun düştüğu, koalisyonlardan geçmişte çok zarar görmuş olan ülkernizde iktidara güçlü bir Meclis grubu yaratarak rejime sağlam bir dayanak sağladığı ve de başta İngiltere olmak üzere pek çok demokratık Avrupa ülkesinde de oy sayısı ile milletvekili sayısı arasında aynı ölçülerde dengesizlikler bulunabildiği savında. öncelikle iktidar kanadırun son savının matematik yöntemlerle irdelenmek, Batı Avrupa demokrasilerinde de gerçekten partilere göıe oy ile milletvekili dağıhmları arasında Türkiye'deki seçim sisteminin 1987 Kasımı'nda ortaya çıkardığı kapsamda dengesizlikler bulunup bulunmadığını gösterecektir. Bunu saptamak için kullanacağımız ve siyasal sistemlerin analizinde uygulanan RaeTaylor indisi (Kp), bir parlamentoda rastlantısal olarak art aıda alınan iki parlamenterin aynı partiden olmama olasılığını gösterir. Daha açık bir deyişle, tüm parlamenterlerin adlanru ve mensup oldukları partiyi birbirine eş küçük birer top üzerine yazarak bir torbaya doldurup sonra bu torbadan iki tane top çekildiği zaman çıkan iki parlamenterin aynı partiden olmama olasılığını verir bu indis. (1) Bir parlamentonun RaeTaylor indisi daha "siyasal" bir deyişle, o parlamentonun bolünmüşlük ölçüsünü ortaya koyar. Biz bu katsayıya (Kp) (parlamento bolünmüşlük katsayısı) diyeceğiz. Aynı yöntem seçmenlerin oylarma da uygulanarak, yani toplam geçerli oylardan rastlantısal olarak a n arda çekilen iki oyun aynı partiye verilmış olmama olasüıgı ele alınarak, o ulkedeki seçmenlerin bolünmüşlük katsayısı (Ks) de (2) ortaya konur. Bu iki katsayı arasındaki fark ki biz bu farkı (Y) "yuvarlatma oranı" olarak adlandıracağız o ülkede geçerli seçim sisteminin seçmen iradesini parlamentoya ne ölçüde "yuvarlatarak" yansıttığmın göstergesidir. Demek oluyor ki, (Y) büyüdüğü oranda seçmen iradesi ile parlamento yapısı arasındaki dengesizlik artar. Aslında parlamento yapısı seçmen oylannm yapısına hiçbir ulkede tıpatıp uymaz. Orantıya dayalı d'Hondt, HagenbachBischof gibi seçim sistemleri az, çoğunluk sistemleri çok, tüm sistemler oyları parlamentoya bir ölçüde yuvarlak hesaba dönüştürerek yansıtırlar. Ancak, bunun örnek aldığımız Batı demokrasilerindeki ölçüsünü saptamak için, kapısıru çaldığımız AT ülkelerinin ve Türkiye'nin şu andaki parlamento yapılannı ve bu parlamentolan ortaya çıkaran seçünlerdeki oyları ele alarak yukarıda belirlenen indisleri uyguladık. AT ulkelerinden sadece iki turlu seçim sistemi dolayısıyla Fransa ve boyutlarının bir gösterge oluşturmasını engellediği Lüksemburg bu araştırmanın dışında tutuldu. Seçmen iradesinin mevcut parlamentoya yansıma yakınhğına göre sıraya dizilen AT ülkelerinin en altında görülenTürkiye'nin durumu aşağıdaki tabloda ortaya çıkıyor. ki "mesafenin" sapma yönetimiyle (3) yapılan hesaplaması da yine Türkiye'de bu sapmanın tngiltere'den yüksek, Yunanistan ve Ispanya'nın 3 katı, Bdçika'nın 5, ttalya'nın 8, F.Almanya'mn 16 katı olduğunu meydana çıkarmıştır. Demek oluyor ki, bize yakın başka demokrasilerde de bizdeki türden çarpık gibi görünen aritmetik tablolann var olduğu yolundaki sav kökünden yanlıştır. Bu, işin teknik ve bir ölçüde de estetik yönüdür. ö t e yandan ANAP, koalisyonlardan annmış güçlü iktidarlarca yönetilen bir Türkiye hedeflediğini öne sürmekte. Yine AT ülkelerinin parlamentolanna bir göz atalım. Bu ülkelerden alfabetik sırayla Belçika'da 12, Danimarka'da 9, F. Almanya'da 5, Fransa'da 11, Hollanda'da 9, İngiltere'de 6, trlanda'da 5, Ispanya'da 8, İtalya'da 11, Portekiz'de 5, Yunanistan'da 4 parti seçimler sonucunda parlamentoda temsil olanağı bulmuştur. Bunlann dışında küçük sağ ve sol gruplar ve bağımsızlar da bu parlamentolann bazılarında temsil şansına sahip olmuştur. TBMM'de ise bugün sadece 3 parti temsil edilebilmekte. Üstelik ö z a l bu sayıyı, getirdigi ve belki de getireceği "makyaj"lar yoluyla, 2'ye indirmek niyetinde olduğunu da açıklayıp durmaktadır. 1987 genel seçimleriyle ortaya çıkan TBMM, % 51.5'lik bir katsayı ile, AT ülkelerinin en az bölünmüş parlamentosu olan °?o 54'lük İngiliz parlamentosundan dahi daha az bolünmüş bir parlamentodur. letvekili elde etmek için her seçim öncesinde yapılan düzenlemeler ve bugünkü " o y / milletvekili" oranı, ülkemizin ANAP çağında uğratüdığı ahlaki çöküntünün bir parçasıdır. Gerçekten de bu oran, bazı çevrelerde neredeyse genelleşmeye yüz tutan "minimum çaba, makjsimum fayda" anlayışının seçimsd uzantısıdır. ANAP döneminde yaşamın her kesitinde geçerli kılınmak istenen "hakedilene orantıb olmasına bakmadan olabildiğince çok alma" çabası, seçimlerde de geçerlilik kazanmış ve ANAP "az oyla çok sandalye" kapmasını saglayacak "yasal" yolu bulmuştur. Bu ise işin ahlaki yönüdür. Önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimlerinde uzlaşma aramaksızın salt ANAP grubunun oylan ile seçilmeyi düşundüğü öne sürülen özal'ın olası karannın yukarıdaki bulgu ve saptamalar ışığında yeniden gözden geçirilmesi Türkiye açısından yaraıh olacaktır. Cumhurbaşkanımızın, ileride, yinelenip duracak meşruluk tanışmaları ile yıpranması ve de halkoyu ile parlamentonun kişiliği üzerinde birleştiği bir aday olarak ya da seçmen iradesini bizde olduğundan kat kat sadık yansıtan bir parlamento tarafından seçilmiş bir yabancı ülkenin başkanı karşısında eziklik duyması, gerçekten de öncelikle Türk ulusuııu üzecektir. D1PNOTLAR. Kayıp TlK olayında tutuklama GAZtANTEP (AA) Kayıp TIR olayında "kilit adam" olduğu öne sürülen ve halen gümrük kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla Gaziantep (E) tipi cezaevinde tutuklu bulunan Mazlum Enç'in şoförü, "transit malı yurt içerisinde sattığı" gerekçesiyle tutuklandu Mazlum Enç'e ait Çağlar Uluslararası Nakliyat Şirketi'nde şoför olarak çalışan Ali Sümmani Koçak, kayıp 31 HN 404 plakalı TIR'la birlikte Gaziantep'te yakalandı. Ali Sümmani Koçak, 1987 yılında Mersin'den yüklediği 20 bin 240 kilo ABD menşeli şekeri Irak'a götürmeyerek Gaziantep'te sattığı gerekçesiyle tuıuklandı. Seçim yılı Ks (%) Kp (*%) V (•*>) Ülke Danimarka 1987 81,6 0,3 81,3 F.Almanya 1987 71,9 71,1 0,8 71,8 Hoüanda 1986 72.7 0,9 76,4 1985 77,5 Portekiz 1,1 86,1 Beiçika 87,7 1,6 1985 75,6 2,7 ttalya 1987 78,3 62,9 4,7 lspanya 67,6 1986 Oysa yine yukarıdaki tablo gösteriyor ki, °7o 65,8 Irlanda 1987 70,7 4,9 75.5'lik bir bolünmüşlük katsayısı ile Türk seçme53,6 Yunanistan 59.2 1985 5,6 ninin oyları, aralarmda Yunanistan, lspanya hat13,2 ta F.Almanya ve Hollanda'nın da bulunduğu 6 AT 54.0 67,2 1987 tngüteıe ülkesindeki seçmen oylanndan daha fazla bölün75,5 51,5 24,0 muştur. O halde seçim sistemi ile sürekli oynaya1987 Türkiye rak, barajlar oluşturarak kendi payını çoğaltmak Tablo öncelikle, Ozal'ın "başka Avrupa ülke amacıyla parlamentoda temsil edilen parti sayısılerinde de oy aritmetiği ile meclis aritmetiği ara nı azaltmaya uğraşmak, zaten oy dağılımı ile milsında bizimki mertebesinde farklar olduğu" yo letvekili dağılımı arasında olağanüstü boyutlara lundaki savının, deyim yerinde ise, "havada ulaşmış olduğunu yukanda gördüğümüz dengesizkaldığını" ortaya koyuyor. Gerçekten de 1» 24'lük liği daha da derinleştirmekle, bir başka deyişle de yuvarlatma oranı ile, temelde orantıya dayanan önemli sayıdaki yurttaş gruplarının parlamentoama ANAP eliyle "düzeltmelere" uğramış Türk da temsil haklannı onların ellerinden almakla eş seçim sistemi, parlamentoya seçmen iradesini, ada anlamlıdır. Bu oyun ise, ileride, sistemi kendi leletsizliği ile tanınan çoğunluk sisteminin geçerli bu hine dengeye oturtma çabasındaki ANAP tipi iklunduğu tek AT ülkesi olan Ingiltere'deki sisteme tidarların tek boyutlu ve mekanik dünya görüşüoranla dahi iki kat fazla yuvarlatarak yânsıtıyor. nün şimdiden algılayamayacağı sosyal gerginlikTürkiye, seçmenin iradesini parlamentoya diğer lere ve hiçbir iktidarın goğüsleyemeyeceği ölçüde AT demokrasilerinden örneğin Yunanistan'a oran sertleşebilecek meşruluk tartışmalarına yol açma la 4 kat, Italya'ya oranla 8 kat, Almanya'ya oranla tehlikesini içinde taşır. Bu da işin siyasal yönüdür. 30 kat, Danimarka'ya oranla 80 kat daha az sadık biçimde yansıtıyor. Bundan başka, her yanştan önce yanşın kııralOkuyucuyu bir başka tablo ile yormamak için lannın yarışçılardan biri tarafından saptanması dübelirtelim ki, oylarla milletvekili sayısı arasında rüstlük kavramı ile bağdaşmaz. Az oyla çok mil Çocuklar yaşldar huzurevinde TRABZON (AA) Yaşltlar Haftası nedeniyle Trabzon Cudibey tîkokulu öğrencileri yaşlılar huzurevini ziyaret ederek yaşlılann ellerini öptü ve çeşitli armağanlar verdiler. Çocuklarla sarmaş dolaş olan yaşlılann bu ziyaretten çok memnun kaldıkları gözlendi Ote yandan TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut, Yaşlılan Koruma Derneği'nin yöneticilerini kabul ederek bir süre görüştü. nı: ı no'lu partının parlamenter sayısı N: Toplam parlamenter sayısı J: Parlamentoda temsil edilen parti sayısı Si: I no'lu partinin elde eıtiği geçerli öy sayısı S: Toplam geçerli oy sayısı J: Sev'ime katılan toplam parıi sayısı Ancak oy sayısınm mılyonlara ulastığı varsayıtırsa si= sı1 ve S = Sl kabul edilebılecejınden formul. DÜZELTME • Erdost Muzaffer ilhan Erdost'un "Şemdlnli Röportajı " ile ilgili İstanbul DGM'ce verilen "imha" kararının, Yargıtay'a başvuru dilekçesinde, Av. Halit Çelenk'le, Nevzat Helvacı'nın imzalan varken, buna ilişkin haberimizde iki avukatın da adları yazjlmamıştır; düzeltiriz. olaıak sadelesir. Burada pl, i no'lu parlinio oy sayısının toplam oylara oranı, daha basit bir ifade ile oy yüzdesidir. E = E: Sapma Si: i no'lu partinin yuzde cinsinden oy oranı Pi: i no'lu partının parlamentcrterinın toplam parlamenıer sayısına oranı J: Secime kaıılan toplam parti sayısı AÇIKLAMA • Gönül İçişleri Bakanhğı Müsteşarı Vecdi Gönül, önceki gün Hikmet Çetinkaya'nın "İşçiler ve Seçim" başlıkh yazısına bir açıklama göndererek "İzmir'e Burhan Ozfatura'yı desteklemek için değil, Mülkiyeliler Birliği Lokali'nin açılışına katılmak üzere geldim. Izmir'de sadece 4 saat kaldım. Özfatura'nın seçim çalışmasına katılmadım" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle