25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 5 ŞUBA T 1989 Türk filmleri Oscar'a aday gösterilecek kullur Servisi Sinemanın en bbüyuk ödulü Oscar'a bu yıldan itibaren Tuik filmlerinin de aday gösterileceği bildirildi. Kultür ve Turizm Bakanı Mustafa Tınaz Tiıiz. dünya sinema platformunun en büyük odulü olan Oscar"a bir Türk filminde aday gösterilebilmesi için bu yıl ilk kez bir çalışma yapıldığını söyledi. ABD'niu Los Angeles keııtinde merkezi bulunan Amerikan Sinema ve Birimleri'ne başvurulduğunu ve Oscar'a aday gösterilecek Turk filmi şartlarımn neler olduğunun sapıandığım belirten Titiz, "Oscar'a en son başvuru iarihinin 3 Kasım 1989 oldugu, dolayısıyla o larihe kadar Turkiye'de gerekli seçim işlemleri yapılarak bir Türk filminin aday gösterilebileceği öğrenilmişlir" dedi. Papatyalara Alman desteği FRANKFURT (AA) Federal Almanya'dan Türkiye'ye turist taşıyan "ATT Turislik" adh seyahat şirketi, Tiirkiye için yaptığı rezervasyonlarda kişi başına birer mark toplayarak Tur1} Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'na bağışta bulunuyor. ATT Turistik Genel Müdürü Kadir Uğur, yaklaşık üç ay önce başlatılan uygulamaya Almanların buyük ilgi gösterdiklerini söyledi. f i n 7 f f p Ç İ l t t ı a l Otomobilciler Derneği ve Stiellin desteğiyle I J U & U G a l TÜYAPta düzenlenen 1. Istanbul International Otomobıl Fuarı. Belediye Baskanı Bedrettın Dalan tarafından açıldt Alfa Romeo, Mercedes, Toyota. Mazda, BMWPeugeot. Honda, Volksvvagen marka otomobillerin son modellerinm sergılendiğı fuarda aynca özel arazi arabaları ile çeşitlı marka ve modellerde motosikletler tanıtıldı. Fuarda Shell tarafından özel olarak fuara getirilen 1 milyon mark (yaklaşık 1 mıiyar lira) değerindeki Proche marka yarış arabası da sergilendi Otomobil fiyatlannın 14 milyon lirayla. 240 bın mark (yakiasık 240 milyon) lira arasında değıştiği fuar 12 şubata kadar acık kalacak Almanların, Türkiye'de böyle bir vakfın bulunduğunu öğrenince "gönüllü olarak" bağışta bulunduklarını belirten Kadir Uğur, şu ana kadar yaklaşık 10 bin marklık bağış toplandığını bildirdi. Süper bacakların gösterisi Paris'te bugünlerde ilginç ıç çamasır gösterileri yapılıyor Uluslararası Iç Çamaşırları SaJonu'nda düzenlenen gösterilerin geçen günlerde odak noktası Italyan guzeli Nadia Bengala ile yine Italyan bayan super bacak Laura Ştevanella oldu. Iki süper bacaklı güzel teşhir ettiklen çoraplarla kendılerinı izleyenlerı büyülediler. Fransız bakan 'ATiçin büyük çaba gerekiyor' ANKARA (AA) Resmi bir ziyaret için hafta içinde Türkiye'ye gelen Fransa Bayındırlık ve Konut Bakanı Maurice Faure, 1992 yılında ongörülen tek pazara geçişin, onceden hesaplanılandan daha buyük giıçluklere yol açacağının anlaşıldığını, Türkiye'nin üyeliğini de bu perspektif içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. "Tiirkiye AT'ye üye olmadan önce ustyapı konusunda büyük çabalar harcaması gerekiyor ve Turk yetkililer bunun bilincindedir" diyen Faure, Fransız Haber Ajansı AFP'ye verdiği demeçte, Fransa'nın Turkiye'deki tek somut varlığının ekonomik ilişkiler olduğuna dikkat çekti. OLAYLAREV ARDENDAKI GERÇEK (Baştarafı /. Sayfada) doğru yol almaktadtr. 1989 yılının ilk ayında çarşıda, pazarda, köyde, kentte, kahvede, salonda konuşulan budur. BüyuklU kuçüklü işletmeler enflasyon dalgalarına karşı durmaya çalışınaktadırlar. İşadamları cankurtaran yeleklerıni takmışlardır. Yükselen fiyattara karşı korunmasız yurttaş ise ne yapacağını şaştrmıştır. Peki, bu ortamda Turk basını ne yapıyor? Basın ülke genelinde yaşanan bunalımdan soyuılanabilir mi? Üstelik kâğıt fiyatlannın arıış hızı gene/fiyat yükselişlerinden çok daha ileridedir. Bu yüzden son aylarda çeşitli gazeteler ve dergiler satışa çıkanlmış, el değişıirmiştir, çarpıcı bir tekelleşme siirecı yaşanmakta, siyasal iktidarın bu değişimi özellikle hazırladığı inancı yaygınlaşmaktadır. Gerçekten de Özal yönetimi SEKA grevinin uzamasmda bilinçli bir siyaset gütmuştür. Grev uzadıkça kâğıt bunalımı yoğunlaşmış, gazetelere ek finansman yüku bindirmiştir. Bu yetmemiş, hükümet ocak ayı ortasında kâğıda yüzde 61.8 zam yapmıştır. Bir ton gazete kâğıdmın fiyatı 1 milyon 390 bin liraya çıkmıştır. 1986 aralık ayından ocak 89'a kadar geçen iki yıl iki aylık surede gazete kâğıdına yapılan zam oranı yüzde 422.5 'tir. Ki bu kırılamayacak bir rekor gibi gorünmekte; basma yönelik kasıtlı bir içerik taşıdığı kuşkusunu doğurmaktadır. Sonuçta Sayın Özal her davranışıyla basma karşı bir savaş açmış gibi görunmekıedir, Tetevizyon, siyasal iktidarın tekelinde bulunduğuna göre basında hükümete dö'ntik bir tekeileşmenin ülkedeki haberleşme, yayın ve iletişim alanını dikensiz gul bahçesine çevireceği umut edilmektedir. Sayın Başbakan daha önce açıkça söylemiştir: "Bir buçuk parti, iki buçuk gazete bu ülkeye yeter" inanandadır. Özal yönetimi bu amacına ulaşabilecek midir? Hiç sanmıyoruz. Evet, artan ekonomik baskılar ve yükselen enflasyon basını zora koşmakla birlikte iktidarın çöküşünu hızlandırmaktadır; Sayın Özal bindiği dalı kesiyor. Siyasal iktidarlarm kimi zaman gözii kararabiliyor; bu gorüş eksikliğinin zararım elbet bütün toplum çekiyor. !\'e var ki sonuçta gerçekleri göremeyen ve dengelerini yitiren yönetimlerdir gidici olan... Dileriz ki önümüzdeki günlerde hem siyasal iktidarın dengeleri düzelir, hem enflasyonun azgmlığı durulur. Çünkü bu gidiş, gidiş değıl... Reklamın da bir sınırı var mektup İSMET BERKAN 910 yaşlarındaki erkek çocuğu eczaneden içeri girer ve eczacıya seslenir: "Tampav istiyorum." Eczacı sorar: "Hangi boy olsun?" •'Bilmem..." "Peki kim için istiyorsuo, annen için mi, ablan için mi?" "Kendim için." "Kendin için mi?" "Evet. Tampax alınca kayak yapılabiliyor, yüzülebiliyor, seyahate, lüks lokanlada yemeğe çıkılabiliyor." Yukarıdaki diyalog bir fıloa değil, reklam. Bilindiği gibi Tampax, regl olan kadınların kulfandıkları bir tampon markası. Bu reklam filmi, Türkiye'de değil yurtdışında gosteriliyor. Batı A\ rupa ülkelerinde uzun yıllardan beri bu tür hijyenik malzemelerin reklamı yapıldığı ve neredeyse bütün reklamlarda kadınlara "Regl olmanız, bayattan vazgeçmenizi gerektirmez. Kayak yapabilir, yüzebilir, yemek yiyebilir ve seyahate çıkabilirsiniz" mesajı verildiğinden. reklamcı yukarıdaki fıkra gibi filmi üretmiş. Biraz reklamcinın özeleştirisi gibi, sevimli, cana yakın ve satışı arttırıcı. Peki, aynı tür maizemeierin reklamı Türkiye'de yapılsaydı ne olurdu? Bu sorunun yamtını biliyoruz, çünku yıllardan beri TRT'de kadınlara yönelik hijyenik malzenıe reklamı yapılıyor. Yapılıyor, ama bu malzemelerin potansiyel müşterileri kendilerine ne satılmak istendiğini anlayabiliyor mu acaba? TRT'nin reklam yönetmeliğinden kaynaklanan uygulamalar, gerek reklam \erenleri. gerekse reklam ajanslarını çok zorluyor. "Ayın muayyen günlerinde" gibi tuhaf şifrelerle "Arif olan anlar" usulü reklamlar yapılıyor. Ya da "Temizliğinjz ve sağlığınız için" sloganı kullanılıyor ki burada da satılan malın sabun ya da deterjan sanılma tehlikesi çok büyük. HABERLERIN DEVAMI Her konuda sınırlama TRT'nin reklam yönetmeliği, reklam verenleri ve reklam ajanslarını hemen hemen her konuda, son derece muğlak ifadelerle, sınırlıyor. Işte bunlardan birkaçı: • Reklamlarda. bilinmeyen, açıklanmayan, özel nitelik taşıdığı şeklinde kanaat uyandırabilecek unstırlar kullanılamaz. (Vladde 11). • Ataturk, Türk milletine malolmuş tarihi kişiler, Türk ve yabancı devlet büyükleri, dini kişiler ve dini konular hiçbir suretle, toplumun değer hükumlerini zedeleyecek veya bunları istismar edecek şekilde reklam konusu yapılamaz. (Madde 7). • Reklamlar, genel ahlakın gereklerine. milli geleneklere ve manevi degerlere aykırı olamaz. (...) Reklamlarda seks, korku ve batıl inançlara yer verilmez, merhamet duygusu istismar edilemez. (Madde 12) • Reklamlarda, sosyal ve eğitici açıdan geçerli bir gerekçeye dayanmadığı sürece, trafik, sağlık, çevre sağlığı gibi konularda, guvenlik kurailarmın gözetilmediği durumlardan veja tehlikeli davra nışlardan söz edilemez \e bu tür göruntülere yer verilemez. (Madde 15) • Hayır ve yardımlaşma kunımlannın faaliyelleri ile bu gibi kurumlara yapılan ve yapılacak yardımlar, reklama konu olamayacağı gibi reklam aracı olarak da kullanılamaz. (Madde 16) • Milli marşlar ile kurumun üyesi olduğu milletlerarası yayın kurumlarının sinyalleri hiçbir şekilde; askeri marşlar ve mehter muziği, karakterine uygun konular dışında, reklam yayınlanna dahil edilemez, sinyal ve geçiş müziği olarak kullanılamaz. (Madde 18). • Reklamlarda, bayram, yılbaşı tebrikleri, teşekkür ve benzeri mcsajlara yer verilemez. (Madde 20) • Reklamlarda kişilerin övgüsü ve yergisi yapılamaz. (Madde 21) • Aşağıda sayılan iırün ve hizmetler ile benzerlerinin reklamlan kabul edilemez: A. Tedavi ve rehabüitasyon kunım ve kunıluşları, B. İlaçlar, C Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca, reklamına izin verilmeyen tıbbi müstahzarlar, araçlar, gereçler ve sağlık için yararlı olduğu iddia edilen hizmet ve iirünler. D. Alkollii içkiler, sigara ve tütünler. E. Yapımı sağlığı koruma standartlanna uymayan gıda maddeleri. F. Eş bulma veya mektuplasmii kuruluşlanmn hizmetleri. G. Ölüm. doğum, düğün, nişan ve benzeri duyunılar. H. tş ve işçi bulma duyurnlan. I. Kan ve kan nakli duyurulan. J. Pbsta ile odemeli gönderilen ühınler. (Madde 28). • Keklamlar. çocuklann ve gençlerin beden ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyecek, onları bunalıma. ozentiye ve çaresizliğe düşürecek nitelikte olamaz. Reklam yayınlarında, çocuklann inanç ve sadakat duygulanm zedeleyecek sözlere, göruntü ve yöntemlere yer verilemez; çocuk, reklamların esas unsuru olarak kullanılamaz. Çocuklar reklamlarda göruntü unsuru olarak bir ailenin üyesi gibi yer aldıklarında, davranışlannın görgü ve terbiye kurallarına uygun olması gerekir. (Madde 30) • Reklamlar kaderciliği övücü ve bu yönde dinleyici ve seyirciyi psikolojik baskı altında tutucu nilelikte olamaz. (Madde 22) UGUR MUMOJ GOZLEM Yorum hakkı TRT reklam yönetmeliğinin belki de en önemli maddesi 4. madde. 4. maddenin c bendi, "Bu yönetmelik çerçevesinde yapılacak reklam yayınlan ile ilgili işlemlerde kurumun yorum ve karan esasür" diyor. Yani TRT yönetmeükteld "örf ve âdeflere uygunluk", "görgü ve terbiye kurallan çerçevesinde" tarzı muğlak ifadelerin ne anlama geldiğini, hangi durumda geçerli olup hangi durumda geçerli olmadığını saptayan tek kuruluş. İtiraz hakkı da yok, engelleyecek bir üst kurum da. Nelerin örf ve âdetlere uygun olduğunu belirleme yetkisi TRT'ye ait olunca, reklamlarda çocuklar tırabzanlardan kayamıyor, babalarına karşı çıkamıyor, babalar aile reisi olmanın sorumluluğu içüıde davranıyor ve kadmlar da âdet göremiyor. yol açan olayı protesto amacıyla yöre halkı IstanbulAnkara E5 karayolunu bir saat sureyle ulaşıma kapattı. SEKA Genel Müdürü Sebahattin Yalınpala'nın icinde bulunduğu 41 EC 843 plakalı makam otomobili genel müdurlüğe 200 metre mesafedeki Yenidoğan mevKiinde caddenin karşısına geç meye çalışan Şekernaz kadına çarparak Üst geçit için eylem birIzmıt Yenidoğan semtınde yol açti. Buraya üst geçitDede (56) adhisteyen yöre halkı ağır yaralanmasına kişınin ağır yaralanmasına yapılmasını bunun üzerine cad deye oturarak yaklaşık bir saat süreyle yolu ulaş/ma kapatülar. Bu sırada E5 karayolunun her iki yönünde kiiometreleri bulan araç kuyruklan oluştu. ;;ocaelı Bölge Trafik Müdürü Remzı Tan'ın üst geçıdin kısa zamanda yapılacajını beiirtmesi üzerine yol ulaşıma açıldı. (Fotoğraf: AA) Askerlerin sorgusu bugün (liajtarafı 1. Sayfada) turmayı dün de sürdüren iki müfettiş, sabah 09.00'dan itibaren olayın tanıkları Ahmet Bağlar, Abdullah Madak, Mehmet Sait Bozkurt, Mehmel Miibanz, Mahmut Diri ve Salih Kayar'ı "yemin" ettirerek dinlediler. Altı saat aralıksız çalıştıktan sonra bir saat yemek molası veren müfettişler 15.00'ten sonra çalışmalarını yeniden sürdürdüler. Müfettişler tarafından büyük bir gizlilik içerisinde surdürülen soruşturma sırasında, tanıklara olay ayrıntılanyla anlattırıldı. Müfettişler, "Binbaşının yanı sıra diğer güvenlik görevlilerinin de olaya katılıp katılmadığı" konusu üzerinde durdular. Her tanığın yaklaşık 1.5 saat ifade verdiği sorgulamaya ilişkin davacı ve tanıkların anlatımlan şöyle: Kâmil Müştak: Müfettişlere olayı anlattım. Elime zorla verilen dışkıyı köylülere nasıl yedirdiğimi ve operasyon gecesi megafonla yapılan "Kaçan olursa oldünırüz" konuşmasını söyledim. Karın üstünde elim ve gözüm bağlı şekilde nasıl 1.5 saat bekletildiğimi anlatarak yediğim dayaktan dolayı aldığım raporu verdim. Bahatlin Müştak: Babamın sıradakilere dışkı yedirdijini gözlerimle gördüm. En sonda benim elime dışkı vererek babama yedirmemi zorla sağladılar. İşkence yaptılar, falakaya yatırıp hepimizi dövdüler. Binbaşının emriyle diğer güvenlik görevlileri de olaya katıldı. Salih Kayar: Dışkı yedirme olayını gördum. Küfur ettiler. Muhtan ve diğerlerini dövdüler. İşkenceyi komutan yaptırdı. Mahmut Diri: Olayı gözlerimle gördüm. Kâmil amcanın elinden herkese pislik yedırdiler. Komutan köylüleri dövmek için askerlerden cop istedi. Bulunamayınca ağaç dalıyla dayak attı. Ahmet Bağlan: Dışkı yedirme için Kâmil Müştak'a emri binbaşı verdi. Bu binbaşıyı ismen tanımıyorum, yüzleştirirseniz tarurım. Abdullah Madak: Asker önce insanları iki sıraya dizdi. Baştan başlayarak dövmeye başladılar. Hepimize, "gâvur, terörist" diye hitap ettiler. Dışkı yedirilme o!ayına tanık oldum, bana da yedirildi. Kadınların ustünü arayarak diş ve yüzlerini yakmdan kontrol ettiler. Bu arada önceki gün ifadesi alınan köy muhtarı Abdurrahman Müştak, Cizre Savcılığı'nca hazırlanan "soruşturma dosyası"nın müfettişlerin önünde olduğunu, bu bilgilerden kaynaklanarak kendilerine bazı soruların yöneltildiğini anlattı. Muhtar "davaa" olduklarım müfettişlere bir kez daha yinelediklerini belirterek, "Olayın sorumlularının cezalandınlmasını" istedi. Müştak, "Bizim sorunumuz devletle değil. Devletten iyilik bekliyoruz. Böliicü değil, Türk vatandasıyız. Uzayan somşturmadan tedirginlik duyuyoruz" dedi. hattin Müştak ve Abdullah Güldoğan ile tanık koy imamı Mevlut Altınbay'ı dinleyen müfettişler bugün de olaya katılan alt kademedeki güvenlik görevlilerinin ifadelerini alacaklar. Olayı gerçekleştirdiği one sürülen Cizre Güvenlik Komutanı Binbaşı Cafer Çağlayan'ın ifadesinin ise yarın alınması bekleniyor. Türk Hukuk Kurumu Başkanı Aksoy: Köşk'ten açıklama Anayasanın düzeltilmesi için komisyon kurulsun ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) ANAP'ın seçimlere katılma iznini Cumhurbaşkanı Kenan Evren'den eski NATO Başkomutanı ve ABD Dışişleri Bakanı Aleksandre Haig'in aldığı şeklindeki değerlendirmelerin gerçekleri yansıtmadığı bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ali Baransel bu konudaki bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Aleksandre Haig'i 13 Mayıs 1982 ve 12 Eylül 1983 tarihlerinde olmak üzere iki defa kabul ettiğini hatırlattı. Baransel şöyle dedi: "Halbuki ANAP 25 Teramuz 1983 günü alınan 99 sayılı Milli Güvenlik Konseyi karan ile 30 kurucu üyesini tamamlayan MDP ve HP gibi, seçimlere katılmaya hak kazanmıştı. General Haig ise bu tarihten yaklaşık 1.5 a> sonra Sayın Cumhurbaşkanımız larafından kabul edilmişti. Bu durum karşısında General Haig'in Sayın Curnhurbaşkanımızdan ANAP'ın seçimlere katılraası için ricada bulunması düşünulemez." Haig, AJVAP için ricada bulunmadı Binbaşının ifadesi Önceki gun dokuz saat süren çalışması sırasında "Yeşilyurt olayı"nın davacılarından Abdurrahman Müştak, Kâmil Müştak, Ba ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Hukuk Kurumu Başİkinci kez çağnldı kanı Prof. Mnammer Aksov, 1982 Cizre Kaymakamlığı'na dün Anayasası'nın düzeltilmesi için ge15.00 sıralarında tekrar çağrılan niş bir komisyonun bir an önce Yeşilyurt Köyü muhtarı Abdur kurulmasını önerdi. rahman Müştak, tanık ifadeleriTürk Hukuk Kurumu'nun dunin tamamlanmasından sonra I7.0O'de müfettişlerin odasına zenlediği "İşçi Haklan ve 1982 alındı. Kendisinden yeniden ifa Anayasası" açık oturumu dün yade vermesi istenen muhtar Müş pıldı. Kurum Başkanı Prof. Mutak, "Daha önce avnı heyele ver ammer Aksoy, anayasa metinleridiği ifadeden başka birşey söyle nin yalnızca darbeler sonucu alelacele hazırlanmaması gerektiğini roeyeceğini" belirtti. belirterek, partilerin, universiteleAbdurrahman Müştak, kendi rin, hukuk \e basın kuruluşlarıysiyle müfettişler arasında geçen la birlikte, 1982 Anayasasrnın dükonuşmayı şöyle özetledi: zeltilmesi için bir komisyon kurul"Subaylardan hangisini masını istedi. Aksoy, 1982 Anayatanıyorsun' diye sordular, 'birşey sası'nın işçi haklanna karşı bir sesoylemem' dedim. Ankara'dan mpati duymadığını anlattı geldiklerini, bu konuyu aydınlatmaya çalıştıklarını anımsattıklaSHP Genel Sekreter Yardımcırında, daha önce gerek kendile sı Cevdel Selvi, çalışma yaşamınrine gerekse savcılığa verdikleri da giderek ağırlaşan bunalımın ifadelcrden başka birşey soyleme ncdenlerinin, anayasadan, yasayeceğimi bildirdim. Bana inanma lardan ve iktidarın antidemokralarını. gerekirse vücudundaki iş tik uygulamalarından kaynaklankence izlerini göslerebileceğimi dığını bildirdi. söylediğimde, buna gerek olmadığını belirltiler." Prof. Dr. Alpaslan Işıklı da ikBu arada olayla ilgili olarak tidar yanlısı bazı derneklerin, ördinlenen tanıklardan Mehmel Sa neğin Papatyalar'ın en koyu siyalih Bozok'uıı Türkçe bilmediği sal eylemleri müsamahagörürken için Kiırtçe bilen bir bekçinin ter Türklş adına "kahve içelim" decumanhğı aracılığıyla ifade verdi menin bile soruşturma konusu olduğunu anlattı. ği öğrenildi. (Baitarafı I. Sayfada) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ikiye mi bölünecekmış? Namık Kemal Kılıç, ikiye bölünecek müsteşarlığın dış ticaret ve uygulama müsteşarı olmak mı istiyormuş? Yabancı sermaANKARA (Cumhuriyet Büroye ile yeterince haşır neşir olan Kılıç, şimdi de yerli sermayeyi su) SHP, TRT tanışması büyümi yakından tanımak istiyormuş? yor. SHP Genel Başkanı Erdal Kılıç, Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal'a çok mu yakınmış? İnönü ile TRT Genel Müdüru Bir dediğini iki etmez miymiş? Cem Duna arasındaki mektuplaşKılıç, hareketçi kanada yakın mıymış? malar, TRT'nin muhalefet partiBetil, "Müsteşarlık bölünürse gelmem" diye ayak mı diretiyorlerine vermeyi planladığı brifingi muş? tartışmalı duruma soktu. Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, yakın TRT'nin Başbakan Özal ve eşi arkadaşı Betil'e "Hayöi kabul et, yardım ederiz" mi diyormuş? ile ilgili parlamenterlere verdiği eef/Vin danışmanları çok mu etkililermiş? brifingden sonra Cem Duna, SHP Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, Betil'\ mi destekGenel Başkanı Erdal İnönü'ye liyormuş? SeWın yakın çevresindekiler çok mu önemli kişileryazdığı mektupta "TRT için miş? 199O'lı yıllann özel bir önem Mehmet Bey, çok mu ısrarlıymış bu işte? "Sen olmazsan başlaşıdığım" belirterek alınması gekası olmaz, istersen müsteşarlığı da böldürmeyiz?" mi diyormuş? reken önlemler konusunda ana Kimmiş bu Mehmet Bey? muhalefet partisinden de göruş isBeşiktaş'ta mı büyümüş bu Mehmet Bey? Mühendis miymiş, temeyi görev saydıklarını belirtti. neymiş bu Mehmet Bey? Duna'nın bu mektubunu SHP Bu Mehmet Bey, Semranımın kardeşi miymiş? Burtrak'taki Genel Sekreteri Deniz Baykal yaMehmet Bey miymiş bu Mehmet Bey? Soyadı Y&ğinmen miynıtladı. Baykal şöyle dedi: "Sosyal Demokrat Halkçı Parti miş? Bugünlerde Londra'da bir önemli toplantı mı yapılmış? olarak, TRT'nin tarafsızlık ilkeleri Asil Nadir, kurmay heyetini toplamış da gitmiş mi Londra'ya? ve demokrasi anlayışına açıkça ayLondra'da Anadolu Bankası eski genel müdür yardımcısı Cükırı yayın politikasını kaygı ile izneyt Ulsever, Asil Nadir'm şirketlerine mi girmiş, ne? lemekleyiz. Bu konuları inceleyip Ulsever, Anadolu Bankası genel müdür yardımcısıyken İstansoruşturmakla görevli komisyonubul Levent'te kırmızı pancurlu beyaz köşkte mi oturmuş? Sonmuz, bir süreden beri çalışmalara, yurtdışı gezilere çok mu gitmiş? Bankayla bir sorun mu çıkrım sürdürmektedir. 'Brifing' önerinizi bu çerçeve içinde büyük bir mış? Şemiler'in isteği üzerine bankadan ayrılmak zorunda mı memnuniyetle değerlendireceğiz. kalmış Ulsever? TRT'nin Başbakan'a, eşine, baGeçen hafta Şemilı,r ile Ulsevert istanbul'da lüks bir otelde kanlara, ANAP'ın TRT yayınlan yemek yerlerken mi görmüşler? AsilNadir'e eski genel müdür ile ilgili şikâyetleri soruşturmakyardımcısı Ulsevert öneren Şemıler miymiş? la görevlendirilen milletvekilleriUsunuza takılan bu soruları Şemiler'e sorsanız yanıt alamazne ve bazı üst düzey bürokratlasınız. nna gösterdiği ilgiyi, ana muhaI Hııı. lefrt partisinfn TRT yayınlamn s*>Asfl Nadirl'Türkiye'de başka gazeteler de mi alacakmış? İki ruştnrmakla görevli komisyonunsağcı gazetenin satışı gündemde miymiş? Bu sağcı gazeteledan esirgemeyeceğini biliyoruz." rin biriyle usuldan usuldan temas mı edilmiş? Ne bileyim ben? Cem Duna'nın Erdal İnönü'ye Kaya Erdem hiç konuşmayacak miymiş? Önce konuşmaya yazdığı 3 şubat tarihli mektupta karar vermiş, sonra susmaya mı? Başbakan ile ne konuşmuş? ise şu görüşlere yer verildi: Başbakan ile konuşunca mı susmaya karar vermiş? Yoksa ko"Zatıalinize hitaben yazılan ilnuşmaya hiç niyeti yok muymuş? gi yazımıza karşılık olarak alman, Yurtdışında adını çok duyuran çok ünlü bir ınşaat şirketi batGenel Sekreter Deniz Baykal inımak üzere miymiş? İstanbul'da her yerde bu şirket ile ilgili bazalı 2 Şubat 1989 tarihli ve 1486 tış dedikoduları mı konuşuluyormuş? sayılı cevabi yazıda, davetimize Bugünlerde İstanbul'da Ulus mahallesindeki bir evin telefopartileri bünyesinde kunılan TRT nu çok mu çalıyormuş? Devlet bankalarına arsa satış işleri, bu yayınlannı soruşturmakla görevevden mi yönetiliyormuş? Arsaları bu bey mi görüyormuş? Göli komisyonun katılacağı ifade rüyormuş da pazarlığı bu bey mi yapıyormuş? edilmektedir. Bu çerçevede kalan Ahmet miymiş bu aracının adı yoksa Mehmet mi? Midesinicabet duyurusundan zatıalinizin söz konusu brifingi arzu etmcdik de ülser mi başlamış bu beyin? Hangi beyin? leri sonucu çıkmaktadır. O beyin... Sayın Deniz Baykal imzalı yaO bey, kiracı miymiş o evde? 5000 dolar mı ödüyormuş? Ev zıdan anlaşıldığına gore TRT'nin sahıbi kimmiş? Ev sahibinin şirketi de bir devlet bankasından, tarafsızlık ilkeleri ne ve demokrabu kısa boylu, esmer ve tıknaz beyin aracılığı ile arsa mı alısi anlayışına aykın yayın politikayormuş? sının incelenip soruşturulması Varsıllar arasındaki yaşamsal konular bunlar işte... amacıyla partiniz tarafından göEkmekçi türü sorular, insana kök söktürür. revlendirilen komisyonun kuruluş gerekçesi genel mudürlüğumüzce Neyse, ne olacak ibrahim Betil'in işi? kesinlikle reddedilmektedir. Anavatan Partisi bünyesinde kurulan aynı mahiyetteki komisyon için de 5 yıl hapsi isîeniyor aynı görüşleri taşımaktayız. Bu brifinge zatıaliniz icabet elseydiler, beraberinizde getirmeyi takdir buyuracağınız heyetin sayın üveleri de şerefle misafir edilebileceklerdi. Ancak, hedefi ve amacı degiştirilmek istenen bu brifingin. sadece ilgi yazınızda belirtilen komisyona verilmeyeceğini bilgilerikaidıgım iki gun içinde Nazım astnize sunar, geliştirilen bu durum CE.NGİZ MUMAY subay tarafından dovüldum, elekdan dolayı, genel müdürlüğümüMİDYAT İdil Jandarma Bö trik verdi, ayaklanma vurdu. Akzün samimi u/üntulerinin kabuiük Komutaniığı bahçesinde Mu şam bahçede ayağıma zincir bağlünü saygılanmla arzederim." hittin Bağlar adh 16 yaşındaki bir layarak yerierde süriıkledi. Jopu İnönü'den iyi dilekler sanığa işkence yaparken Savcı Me anüs bölgesine soktular. Sonra balek Çelik (Kozanoğlu) tarafından na, 'Da\acı olursan karına sinkaf SHP Genel Başkanı İnönü, Du suçüstü yapılarak tutuklanan ast ederim, başına iki kurşun sıkar yol na'nın ikinci mektubunu yanıtlar subay Nazım Ayhan hakkında kenarına atanrn' dedi. Şikâyetfiken, TRT'nin iktidarın propagan Midyat Ağır Ceza Mahkemesi'nde yim. Aynca evimden bir ütü, bir dasını yaptığı görüşünü yineleye dava açıldı. Astsubay Ayhan'ın 5 el feneri. bir vantilatör de aldı." rek kendisiyle göruşmesinin mura yıla kadar ağır hapisle cezalandıİşkence yaparken suçüstü yakakün olmadığını söyledi. İnönü, rılması isteniyor. lanan astsubay Nazım Ayhan ise şöyle dedi: 15 Ocak 1989 gunü 20.30 sıra aynı dosyadaki ifadesinde, gasp ve "18 Ocak ve 2 Şubat tarihli ya larında ilçe jandarma bölük ko hırsızlık suçu nedeniyle gözaltına zılannız aramızda büyük bir an mutaniığı bahçesinden gelen çığ alınan Muhittin Bağlar adh sanılaşmazlık olduğunu göstermekte lıkları duyunca olaya müdahale ğa işkence yapmadığını söyledi. dir. Onun için konuyu en açık şe eden bayan sa\cı Melek Çelik (Koİdil'de ağır ceza mahkemesi olkilde ortaya koymak istiyorum. zanoğlu) tarafından düzenlenen madığı için İdil Savcılığı tarafınTRT Kanunu. anayasanın 133. tutanakla "re'sen" soruşturmaya dan düzenlenen 1989/2 sayılı feznıaddesine göre 'her türlu radyo geçildi. Muhittin Bağlar adh 16 leke 17 Ocak 1989 tarihind'e Midve televizyon yayınlarında tarafsız yaşındaki sanığa işkence ettiği ge yat Cumhuriyet Savcılığı'na gönlık ilkesini gozetmek' zorundadır. rekçesiyle İdil Sulh Ceza Mahke derildi. Bugünkü TRT yönetimi anayasa mesi'nce tutuklaııarak askeri ceDosyayı inceleyen Midyat Cumve ilgili yasanın verdiği bu temel zaevine gönderilen astsubay Nagörev i yerine getirmiyor. Yalanla zım Ayhan'ın itirazı İdil Asliye Ce huriyet Savcı Yardımcılarından namayan örnekleri dile getiren ar za Mahkemesi tarafından 1989/5 Ahmet kılıç, 20 Ocak 1989 tarih ka arkaya yazılarımız bir sonuç no ve 17 Ocak 1989 tarihli karar ve 1989/7 nolu iddianameyi duzenledi. Savcı Kılıç, Midyat Ağır vermemiştir. Yeni bir seçim döne la reddedildi. Ceza Mahkemesi'ne başvurarak mini yaşarken, TRT'nin her fırsal "suçu söyletmek amacıyla suimuve vesile ile iktidar partisinin proİdil Sağlık Ocağı Tabipliği'nden amele" suçundan tutuklu bulunan pagandasını yaptığını ya da hükümetçe yaptınlmasına izin verdiği aldığı 32/8 sayı ve 16 Ocak 1989 jandarma astsubay Nazım Ayni görüyoruz. Bu durum düzeltil tarihli raporda vücudunun muh han'ın TCY'nin 243/1 ve 40. madmedikçe benim sizinle TRT'nin telif yerlerinde darp izlerine rast deleri uyarınca cezalandırılmasıgelecekteki programları hakkında lanan ve "10 günde iyileşir, 5 gün nı istedi. Soz konusu maddeler, istirahali uygundur" denilen hır astsubay Ayhan'ın "5 yıla kadar görüşmem mümkün değildir. sızhk suçu sanığı Muhittin Bağlar, ağır hapis" ve "müebbeten ya da Parlimizin TRT yayınlannı in İdil Cumhuriyet Savcılığı'nın muvakkaten memuriyetlen men" celemekle görevli komisyonu, ana 1989/17 hazırlık dosyasında ola cezasmı kapsıyor. muhalefel partisi olarak görüşle yı şöyle anlattı: rimizi genel mudürlüğünüze anlaMidyat Ağır Ceza Mahkemesi, tacaktır. TRTnin larafsızlığını "Aslsııbayın isleği üzerine ko Savcı Ahmet Kılıç'ın açtığı davasağlavıncaya kadar uğraşacağımı yümden bölük komutanhğına gel yı incelemeye başladı. Duruşma zı, iyi dileklerimle bilgilerinize su dim. Gasp olaylannı sordular, tarihi onumuzdeki günlerde belirnarını." 'Bilmiyorum' dedim. Nezarette lenecek. diyaloğu İşkence sanığı astsubaya dava
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle