23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK J989 KULTÜRSANAT YAYIN DÜNYASINDAN İNÇELEMEARAŞTIRMA CUMHURÎYET/5 YÖNETEHSAHİN ALPAY Cela, Semprun ile çekişiyor • MADRİD (Cumhuriyet) Ispanyol dilinde verilen en önemli edebiyat ödülü olan "Cervantes"in bu yıl Nobel'i almasına rağmen Camilo Jose Cela'ya "bir kez daha" verilmeyişi, Ispanya'da büyük bir polemik yarattı. Edebiyat çevrelerini aşarak TV ve basının aracılığıyla geniş kamuoyuna bulaşan tartışmada, lspanya Kültür Bakanı ve yazar Jorge Semprun boy hedefî haline gelmiş bulunuyor. Cela'nin bu yıl da kazanamadığı Cervantes ödülü Seçici Kurul Başkanhğı'ndan sonra, Kültür Bakaru Semprun'un söz konusu yazann Nobel Ödülü'nü aldığı Stockholm'deki törene de gitmeyişi yergilerin tspanya sımrlanru aşmasma neden oldu. Jorge Semprun, bakanlık konumunu, öteden beri Cela'ya karşı beslediği kişisel kine alet etmekle suçlanıyor. Jkinci vatanım diye tanımladığı Fransa'nın başkenti Paris'te, Andre Malraux üstüne düzenlenen bir sempozyuma kaulacak olan Semprun, niçin Stockholm'e gitmediği ve Cela'ya niçin Cervantes verilmediği yolundaki sorulara karşı kendini söyle savunuyor: "Stockholm'e gitmedim, çünkü çağrılmadım. Cervantes ödülünü alamadı. Çünkü seçici kurul üyeleri kendisine (Cela'ya) oy vermediler" Türkiye'de ordu ve sivil otorite Rejim v e Asker / Hikmet özdemir, AFA Yayınları, Istanbul 1989, 320 s. WILLIAM HALE Son yıllarda Türk politikasmda ordunun rolü konusunda birkaç değerli kitap yayımlanmışsa da konuyu akademik açıdan ele alan çalışmalarm sayısı azdır. Ayrıca, çoğu yazarlar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 1960, 1971 ve 1980'de politikaya, üç doğrudan müdahalesiyle ilgili oiaylar üzerinde durmuştur. Hikmet Özdemir'in yaklaşımı farkh. özdemir, Türkiye"de askeri ve sivil yapüar arasında, ülkenin seçimle gelmiş bir sivil rejim tarafından yönetildiği uzun dönemlerle görece kısa süren doğrudan askeri yönetim dönemleri sırasında gelişmiş olan ilişkileri araştınyor. Konusunu titiz ve bilimsel bir yaklaşımla ele alıyor ve tarafiı bir söylemden dikkatle kaçımyor. Özdemir'in tezi, esas olarak askeri yapıda yer alan iki temel unsurun, Genelkurmay Başkanhğı ile Milli Güvenlik Kurulu'nun oynadıkları role dayandınlıyor. Bu iki kurumun tarihsel gelişimini ayrıntılı bir şekilde açıklıyor. Gerek 1961 gerekse 1982 Anayasası, genelkurmay başkanına doğrudan başbakana karşı sorumlu ve sakanhğı dışında ve üstünde bir sta kurulun askeri üyelerinin çotüye sahip" olduğu sonucuna va ğunlukta olması güven altına alındı. rıyor (s. 144). Bunun yanında çoğu Batı AvruParlamento denetimi pa demokrasisiyl? karşılaştırıldıMilli Güvenlik Kurulu esas ola ğında Türk parlamentosuna askerak 1960'ların bir ürünüydü, ama ri teşkilatı (özel olarak da askeri yazarın da belirttiği gibi tarihsel bütçe üzerinde) çok daha sınırlı kökleri vardı. 1961 Anayasası ile denetim olanaklan verildi. 1leri bu kuruluş, "gerekli temel görüş süriilen gızlilik ihtiyaayla, sivil orleri bakanlar kuruluna bildirmek" ganlann askeri harcamalar üzerinyetkisini almıştı. Bundan amaç, si de herhangi bir etkili denetimde lahlı kuvvetlere sivil sîyasal sistem bulunması önlendi. vetlerin yasalanayasal statüsünün ayrıntılı bir biçimde betimlenmesi ve çözümlenmesi açısından özellikle başarıhdır. BastUle Operası • Kültür Servisi Paris BastiLle Operasf nın, sekiz yıllık siyasal ve sanatsal çekişmeden sonra Hector Berliöz'ün "Truvalılar" operasıyla 17 martta perdelerini ıçabileceği bildırildi. MyungWhun Chung müzik direktörlüğünü Ustlendiği "Truvalılar" Pier Luigi Pizzi tarafından sahneye kondu. Hafta başında bir açıklama yapan Bastille Operası yetkilileri 14 temmuza kadar olan dönemde Leos Janacek'in "Katya Kabanova" adlı operasının da sahnelenecefini çeşitli konser ve resitallerin de programda yer alacağıru belirttiler. Oyküntin bir bölümü Ne var ki bazılan, çalışmada öykünüh yalnızca bir bölümünün anlatıldığını düşünebilir. Türk parlamentosunun Celal Bayar'ın 1960'ta devrilmesinden bu yana ilk sivil cumhurbaşkanı seçmiş olduğuna dikkat çekilebilir. Bu olay, silahlı kuvvetlerin Türk politikası uzerindeki etkisinin tedricen azalmasının bir belirtisi olarak görülebilir. Ancak yasaların ve anayasanın incelenmesi yoluyla bu alandaki gelişmelere ışık tutmak mümkün değildir. Önceleri geçerli olan, cumhurbaşkanının emekli bir general ya da amiral olması gerektiğine ilişkin varsayım, herhangi bir anayasa hükmüne dayanmamıştır. Silahlı kuvvetierin Türk politikasındaki rolünün evrimiyle ilgili bu ve başka sorulann açıklanması, özdemir'in kitabından daha geniş kapsamlı bir yaklaşımı gerektirecektir. Dr. Özdemir, kendisine çizmiş olduğu çerçeve içinde başanlı bir calışma yapmıştır. Ancak Türkiye'nin değişmekte olansiyasal kültürü ve daha geniş anlamda siyasal gelişimi dikkate alındığında, bu alanda daha başka çalışmalara da yer vardır. • Dr. İVHlıam Hale, Londra Ümversıtesı ögretim üyest ve The Poiitıcal and Economıc Development of Turkey (1981/ baflıkh kitabm yazandır. Kurosawa'ya şeref Oscar'ı • LOS ANGELES (AA) Ünlü Japon yönetmen Akira Kurosawa'ya şeref Oscar'ı verilecek. Sinema Sanatı ve Bilimi Akademisi'nden yapılan açıklamada, 26 marttaki Oscar ödül töreninde, Kurosawa'ya, "Dünyanın her yanında izleyicileri eğlendiren ve film yönetmenlerini etkileyen başarılan nedeniyle" bir şeref ödülü verileceği belirtildi. Kurosawa'nın 1951 yılında yönettigi "Rashomon" filmf, o yıl en iyi yabana film Oscar'ını almıştı. 1975'te yönettigi "Dersu Uzala" ise Sovyetler Birliği adına yarışmış ve yine en iyi yabancı film ödülünü almıştı. Böylece Kurosawa, iki ülke adına aynı ödülü iki kez alan tek yönetmen olmuştu. 1985'te Kurosawa'nın "Ran" adlı fılmi en iyi yönetmen ödülüne aday gösterilmişti. Kurosawa'nın diğer önemli filmleri arasında 'Yedi Samuray' da yer alıyor. Özdemir'in tezi DT. özdemir, Türkiye'nin, silahlı kuvvetlerin belirli aralıklarla siyasal sürece doğrudan müdahalelerde bulunmakla kalmayıp, diğer zamanlarda da rejim üzerinde sürekli bir gözetim uyguladığı bir grup ülkeden biri olduğu noktasından hareket ediyor. Bu ülkelerde ordu, siyasal yapının sivil hükümetin denetimi dışında kalan özerk bir parçası niteliğini kazanıyor. Hikmet Özdemir, silahlı kuvvetlerinin sivil otoritenin denetimi altına alınması için Türkiye'nin önünde, alınması gereken bir mesafe bulunduğuna ilişkin hayli irıandıncı bir sav ortaya koyuyor. Türkiye'nin gerçek bir demokrasi sayılabilmesi için bu mesafenin aşılması gerekecektir. Özdemir'in çalışması, Türkiye'de silahlı kuvvetlerin yasalanayasal statüsünün ayrıntılı bir biçimde betimlenmesi ve çözümlenmesi açısından özellikle başarıhdır. vunma bakanhğından bağımsız içinde sürekli bir yer vermek ve böylelikle sistemin, 1960 darbesibir statü çiziyor. ni askerlere göre zonınlu kılan bir Bunun sonucunda silahlı kuv duruma düşmesini önlemekti. vetler üzerinde "komuta hizmetleri" genel kurmay başka Milli Güvenlik Kurulu'na verilen nı'na verilirken, savunma bakan yetkiler 1971'de yapılan anayasa lığı yalnızca "idari destek değişiklikleriyle ve 1982 Anayasahizmetleri" ile görevlendiriliyor (s. sı'yla daha da genişletildi ve pe254). Dr. özdemir genelkurmay kiştirildi. başkanlığının "Milli Savunma Ba1983'te kabul edilen yasayla da Hikmet özdemir, silahlı kuvvetlerinin sivil otoritenin denetimi altına alınması için Türkiye'nin önünde, alınması gereken bir mesafe bulunduğuna ilişkin hayli inandıncı bir sav ortaya koyuyor. Türkiye'nin gerçek bir demokrasi sayılabilmesi için bu mesafenin aşılması gerekecektir. Özdemir'in çalışması, Türkiye'de silahlı kuv ^Doktor Ji • Kültür Servisi Boris Pasternak'ın oğlu, babasına verilen Nobel Edebiyat Ödülü'nü 31 yıl aradan sonra aldı. Sovyet yönetimince 1958 yılında ödülü geri çevirmesi doğrultusunda zorlanan Pasternak 1960 yılında öldü. Geçen hafta yapılan 1989 Nobel ödülleri'nin dağıtım törenine katılmasına izin verilen Yevgeny Pasternak 66 yaşmda. Tntegrale Sade' konseri ' Alvin Ailey'e u^urlama • Kültür Servisi 1 aralıkta 58 yaşında ölen dansçı ve koregraf Alvin Ailey'nin cenaze töreni dans ve müzik eşliğinde sanatçının yaşamına yaraşır bir biçimde yapıldı. New York'ta St. John Katedrali'nde yapılan dini törende ünlü caz davulcusu Max Roach da çaldı. Ailey Dans Topluluğu'nun bir dönem yıldızı olan Judith Jamison sanatçıyı "Benim nıhani önderim, dayanağımdı. Kendi ayaklanm üzerinde durana kadar bana kendininkileri vermişti" dedi. • PARİS (Cumhuriyet) Paris'in en uzun şenliği olan "Guz Şenliği" etkinlikleri arasında yer alan çağdaş müzik konserlerinden sonuncusu, Italyan besteci Sylvano Bussoti'nin, "Konser Parçalan" alt başhğıyla sunulan, "Integrale Sade" adlı yeni yapıtmdan oluşuyordu. Bir saat süren "yaşayan müzik" örneği bu beste, Paris'ten sonra Cenevre'de seslendirilecek. Sanatçının 1965 yılında bestelediği,"Sade*a Göre Tutku" adlı yapıtın bir devamı olarak nitelenen "Integrale Sade", orkestra eşliğinde bir mezosoprano ile dört değişik erkek sesinden oluşan küçük bir koro tarafından yorumlanmakta. KISA... KISA... actığı sonuçlar, bıçak kemiğe da başlığıru taşıyan ve 1985'te vayımyanana kadar kamuoyunun tepki lanan kitabı dilimize çevrildi. WUsini çekemedi... lnsan Hakları liams'ın, Rudolf Bahro'nun reel Derneği lstanbul Şubesi yararma sosyalizmi eleştirdiği Die Alternaçıkartılan bu kitap, uzun bir solu tive adlı eserinden esinlenerek kağu gerektiren bu mücadeleye kü leme aldığı ve bir anlamda reel kaçük bir katkısı olması amacıyla ve pitalizmin eleştirilmesini konu Prof. Dr. Türker Alkan'ın ye toplumumuzdaki hâkim belleksiz alan kitabını Murat Belge, "Kenni kitabı, önemli bir konuyu, si liğe bir uyan olması umuduyla ya dimize değerli bir hayat kurmak" yasal bilincin nasıl oluştuğu soru yımlanmıştır." başlıkh önsözüyle tanıtıyor. sunu irdeliyor. Birinci bölümde siELEŞTİREL AtLE yaset bilirninde "siyasal toplumsallaşma" olarak adlandınlan, si İKİBİNE DOĞRU / KURAM1 / Mark Poster, yasal öğrenme sürecinin teorik çer Raymond Williams, Çev. Çev. Hüseyin Tapınç, çevesinin çizildiği kitabın ikinci Esen Tanm, Ayrıntı Ayrıntı Yayınları, Ekim bölümünde, ilkokul yurttaşlık bil Yayınları, Kasım 1989, 256s. 1989, 235 s. gâsi ders kitaplannın içerik çözümlemesi temelinde, 1924 1969 arası ABD'li bir toplum bilimci olan dönemde okullarda verilmek isteKültür sosyolojisi ve edebiyat Mark Poster'in Critical Theorj ot nen siyasal bilincin çeşitli boyut eleştirisı konusundaki eserleriyle the Family başlıklı ve ilk kez cuklara kötü davrandığı, nevrozu lan inceleniyor. tarunan ünlü lngiliz yazar Ray 1978'de yayımlanan eseri, "Ka yaydığı ve cemaati engellediği mond WUliams'ın Towards 2000 d ı n | a n baskı altında tuttuğu, ço için" suçlanan; "ahlakı yücelttiği, SİYASAL BİLİNÇ VE TOPLUMSAL DEĞİŞİM / TürkerAlkan, Gündoğan Yayınları, Ankara 1989, 380 s. suçu önlediği, düzeni koruduğu ve uygarlığı sürekli kıldığı için" övülen aile kurumu üzerine çözümlemeleri irdeliyor ve bu konuda yeni tezler getiriyor. Akile Gürsoy Tezcan'm sunuş yazısı, kitabı ve yazannı tanıtıyor. HUKUK SOSYOLOJtSt / Cahit Can, S Yaymktn Ankara 1989, 126 s. Ankara Ü. Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Can'ın Oluşum Siireci tçerisindeki Hukuk Sosyolojisi başlıkh incelemesi, hukuku topluınsaldan bağımsız gören anlayışlara yönelülen eleştirileri ve bunun sonucunda gelişen hukuk sosyolojisiniı. esaslarını konu alıyor. UIN1CEF yararma gitar konseri • Kültür Servisi Tanınmış Ispanyol gitarcısı Josep Henriquez bugün saat 19.00'da Istanbul Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda UNICEF yaranna bir resital verecek. Klasik gitarın tanınmış virtüözlerinden sayılan Henriquez, Tarrago ve Sainz de la Maza ile tamamladığı eğitiminin ardından Cjuartet Tarrago'yu kurdu. 1982'den itibaren San Francisco Müzik ve Sanat Enstitüsü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan Henriquez, halen BarcelonaGranollers Konservatuan Gitar Bölümü Başkanı. Konserin tüm gelirinin aktarılacağı UNICEF, bu yıl ayrıca tebrik kartı operasyonunun 40. yılını kutluyor. 1949'da Jitka Samkova adlı 7 yaşındaki Çekoslovak kız çocuğunun, UNICEF'in 2. Dünya Savaşı sırasında köyüne yaptığı yardıma teşekkür için çizdiği resim, örgütün en büyük gelir kaynaklarından birini oluşturan New York ve Cenevre tebrik kartı operasyonunu başlatmıştı. CUMHURİYET KİTAP KULUBU'NDE YENI KITAPLAR IM 002 .396 002337 007453 007.454 007455 007456 007457 007.458 021.343 042 001 064398 066.090 066.091 072.086 096059 096.060 097.547 097.548 ÖLÜME SEVK / Haz. 099101 Murat Çelikkan Ümit 146.001 146.002 Kıvanç, Ortak Yayın, 146.003 lstanbul 1989, 214 s. 161.001 22 Haziran 1989'da Eskişehir 161002 özel Tip Cezaevi'nde hükümlü ve 161003 tutuklulann kazdığı iki tünelin bu 177.002 lunmasıyla başlayıp 19 ağustosta 178.001 Aydın Cezaevi'nde 52 gün süren 178.002 açlık grevinin sona ermesiyle nok 178003 talanan ve iki siyasi hukümlünün 178.004 ölümüne neden olan olaylann ki 178.005 tabı, Kara Kitap: Eskişehir ve Ay 191.053 dın Cezaevieri Açlık Grevi • Ölü 183.038 me Sevk yayımlandı. Çeşitli yayı 305.002 nevlerinin ortak yayımı olarak ba 308.036 sılan kitabın yayımcıları şöyle di 309009 yor: "1 Ağustos Genelgesi ve yol '•14.013 4iaO21 HtataıMı Gece Ağacı Abel Sanctıes Cengc Han Delta Formulü Umutlar Yeşerecek Zamanı Kullanma Sanatı Dünyaya Ouşen Adam İblis Tortumu Arzu Sapajjında Inecek Var Faşızme Karşı Bırieşik Cehpe Sinemamtzın Umırt Ytllan Bırlik Tarüşmalan1 Ölurne Sevk Secme Eserler1 Sözcükler Savaş Anılan Hamrıyamm Hocaefendinin Sandukası Anıtlann Öyküleri Gül Yordamı Kavganın Yüreği Zamanın Sözu Edebiyat ve Devrim lltel Toplumlarda Cinsellik ve Baskı Sahne Bıigisi Yas Tutan Tanhi33 Kuışun Dostluk Hüznü Paylaşmaktır Ûlümün Ağzı KimHk Muhafızgücü: 1,+layalgücu: 0 Zehırli Neşnyat Devrim Devrim Diye Diye Devrimi Yapan Üç Adam 12 Yolun Sonu Çağdaş Ortamda Teknık Toplumsal Kurtuluşun Kurt Davası Tom Savyer Bilim Dlii Turkçe, Yazın Dill Türkçe VuırfÇcırinDM Truman Capote/Memet Fuat M.de Unamuno/Denız Ûlken Haroh) Umb^ühal Ûnol Joseph VYambugrı/Azıze Bergin Danlelte Steel/Gönul Şuveren JL.Servan Schreiber/İ Açıkgöz W.Tevis/M.AIi Ağaoğullan Robın Cook/Oya Alpar NazlıEray G.Oimitrov/S.Ctlızoğlu AttlaDorsay Mao Ze Dung J P.Sartre/B.Onaran Che Guevara/S.Cılızoğlu Habib Bektaş Emre Kongar Adnan Özyalçıner Kemal özer Kemal Ûzer Nıcala Dragoş/KÖzerE.M.Roman Leon Troçkı/H.Portakal B MaltnoMSki Özdemir Nutku Günay Aslan S.Acar Kalyoncu İrtan Yalçın Kaan Arslanoğlu Tank Gunersel Mustafa Gulusever Tank Demirkan Bertran D.WolfeA'unus Murat Engin Erkiner Nermi Uygur Yalçın Küçük vd. Mark Twain/K.Özer nyncn Adam Adam Altın Altın Altın Altın Altm Altın Cn a Ekim rnKiıap Kaynak Payel Payel Remzi Remzi Redhouse Yordam Yordam Yordam Kabalcı Kabalcı Kabalcı Pencere Gölge Gölge Gölge Gölge Gölge Amaç BFS Ara Dönem Demet TDD Tur Ûykü Roman Çocuk Roman Roman Deneme Roman Roman öyku Inceleme Sinema Inceleme Belge Inceteme Anı Anı Roman Roman Çocuk Şir Şir Inceleme Inceleme Inceleme Röportaı öyioj Roman Roman Şiir Mızah jnceleme Inceleme Roman Deneme Belge Çocuk Inceteme Paul Collaer öldü • BRÜKSEL (AA) Belçikah müzikolog Paul Collaer geçen pazartesi günü 98 ya^nda öldü. Müzik tarihine yaptığı katkılardan ötürü 1985 yılında UNESCO tarafından Uluslararası Grand Prix'ye değer gönilen Collaer piyanist ve orkestra şefiydi. Eric Satie, Darius Milhaud, Arthur Honegger, Alban Berg, Paul Hindemith gibi öncü bestecilerin arkadaşı ve eserlerini Belçika'da ilk yorumlayan Paul Collaer, 15 yıldır Belçika Devlet Radyosu Müzik Yayınlan'm yönetiyordu. Dayanışma gergisi açılıyor • Kültür Servisi Plastik Sanatlr Derneğı tarafından düzenlenen ilk "Dayanışma Sergisi" bugün saat 18.00'de Urart Sanat Galerisi'nde açılacak. 2 ocak tarihine kadar sürecek olan sergiye Fuat Acaroğlu, Rahmi Aksungur, Alaeddin Aksoy, Mevlut Alayüdız, özdemir Altan, Beril Anılanmert, Oktay Anılanmert, Cihat Aral, Mustafa Ata, Aydın Ayan, Ramiz Aydın, Eüf Ayiter, Bedri Baykam, Tamer Başoğlu, Bubi, Ali Candaş, Mehmet Güleryüz, Ergin Inan, Balkan Naci lslimyeli, Meriç Hızal, Berika Kıram, Hüsamettin Koçan, Nüzhet Kutluğ, Zekai Ormancı, Kadri özayten, Mehmet Ö2er, Bünyamin / özgültekin, Fatma Tülin öztürk ve Yusuf Taktak /. katılıyorlar. ZİYA GÖKALP'IN TENKİDİ / Hüseyin Kâzım Ryıt Kadri, Dergâh Yayınları, 3300r Eylül 1989, 171 s. 3.700^ Ismail Kara'run yayıma hazırla7.700^ 12.600^ dığı kitap, Hüseyin Kazun Kadri'10.500 nin 1933 yılında basılan Zija Gö&m kalp ve Tiirkçulağün Esaslan baş6.60ft lıklı eseri ile Ismail Kara'nın, ya13.800 zann hayatı ve eserleri üzerine, ki6 i 0 0 ^ tabın yaklaşık yarısım oluşturan 14.0O0r incelemesini kapsıyor. Kara, çahş8.00O masını sunarken, Ziya Gökalp'in 5.00ÜV görüşlerinin eleştirilmesinin etki7.000 leriyle hiç orantılı olmadığı gerçe12.600^ ğine dikkat çekerek, Hüseyin Ka6.000r zım Kadri'nin eserinin bu boşlu7500^ ğu bir ölçüde doldurduğunu 7500r söylüyor. aouo^ 9.000:4.000r3.000^ Hösejin Kâzım Kadri 3.000^ 7.500H &000^ 15.000r4500^ Haarlayan: Unıail Kara 5.000^ 7.500^ aoooraooor3.000^ aooo^ 3aooo7.000^ aoott7.500^ 2.000^ 2500r ZİYÂGÖKÂLPİN TE^'KİM Son kitap fuarı • Kültür Servisi Bu yüın son kitap ve yayın fuarı, FM Kültür ve Ticaret Merkezi'nde açılıyor. 1524 arahk tarihleri arasında düzenlenecek olan fuara 40 firma katılacak. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol tarafından açılışı yapılması beklenen fuar Milli Eğitim Bakanlığı Vakfı yaranna' düzenleniyor. Yakko Sanat GalerilerTnde • Kültür Servisi Vakko tstanbul, İzmir, Ankara Sanat Galerileri'nde 15 arahktan itibaren üç ayn sergi açılacak. Istanbul Beyoğlu Sanat Galerisi'nde Tayfun Erdoğmuş, Ankara'da Adnan Türani, tzmir'de de Mustafa Ayaz'ın yapıtları ay sonuna kadar görülebilecek. İkisi Paris ve Berlin'de olmak üzere şimdiye dek altı kişisel sergi açan Tayfun Erdoğmuş altı ödül sahibi. Sergide sanatçının insanı, yalruzlıklan ve gizleriyle konu edindiği resimleri yer alıyor. İlk sergisini actığı 1958'den bu yana ürettiği resimler, yazdığı kitaplar ve akademik çalışmalan ile Türk Resim Sanatı'nda önemli bir yere sahip olan Adnan Turani ise son dönem resimlerini sergiliyor. Resimlerinde yukarıda da görüldüğü gibi genellikle kadın konusunu işleyen Ankarah sanatçı Mustafa Ayaz "aynı konuları sık sık yinelediğim olmuştur. Bu konuya duyulan sevginin, değişen zaman içerisinde değişik bir biçimde görünmesinden başka bir şey değildir" diyor. Istıklal Cad. No 140 Fernand Braudelle 'bir başka tariK udel, tarihin tüm değiştirici faktörlerini hesaba katan bir global Ünlü Fransız tarihçi Fernand tarih yapma peşinde. Histoire ToBraudel'in (19021985) "Akdeniz tak dedikleri şeye ulaşmak istiyor ve Akdeniz Dünyası" adlı kitabı yani "bütünsel tarih"e. geçen günierde Eren Yayınları ara Bizim tatil için gittiğimiz mekâsında çıktı. Aynı adh derginin çev nı Braudel, tarihsel bir nesne olaresinde toplanan tarihçilerin oluş rak ele alıyor. Tarih "değjşmenin turduğu Annales Okuhı'nun ikinci bilimi" olduguna göre Akdeniz kuşaktan önemli bir temsilcisi denen coğraf i mekânda insan dıolan Braudel'in kitabını dilimize Mehmet Ali Kıüçbay çevirdi. şı neler değişiyor ömegin? Prof. Küıçbay'la "Akdeniz" kitaKILIÇBAYAkdeniz, tarih bı ve Braudel'in tarih anlayışı üs boyunca hep aynı boyutlara sahip tüne konuştuk. olarak kabul edilmiyor örneğin. MÜRŞİT BALABANLILAR Sayın Kıhçbay, Brandel'in "Akdeniz" adta yapıünda gerçekteştirdiği işin "bir başka tarih" oldoğunu söylüyorsunuz. Nedir bu çauşmarun özgün yanı açıklar mısınız? KIL1ÇBAYŞimdi biz Türkiye'de tarih dendiği zaman "Yer ve zaman göstererek yapılan bilimdir" diyoruz. Bu geleneksel bir tarih anlayışı. Oysa tarih bu değildir. Tarih değişmenin bilimidir. Yani, ne değişiyor, niçin değişiyor? Bu soruları sorduğumuz zaman da değiştirici faktörler ortaya çıkıyor. Değiştirici faktörler, insamn bilinçli faaliyetinin sonucu ortaya çıkmış olabilır ki burada insan aktör olarak ortaya çıkmaktadır. Yani işi yapan insandır. Bir de insamn dışında gerçekleşen doğal oiaylar olabilir. Bu açıdan bakılınca, Akdeniz'in tarihin bir aktörü olarak devreye sokulması çok,önem kazanıyor. özetle Brağişeni hesaba katmak lazım. Bu açıdan bakılınca, Akdeniz'in bir tarih aktörü olarak devreye sokulması devrimci bir olaydır. Bu anlayış doğrultnsnnda Braudel Akdeniz'i nasıl inceliyor? KILIÇBAYBu kitapta Akdeniz, Braudel'in diğer yapıtlannda olduğu gibi, üç katlı bir yapı olarak ele alınıyor. En alt katta en yavaş değişen unsurlar, yani cografya yer ahyor. Orta katta alt kata göre hızlı, üst kata göre yavaş değişen alan, ikn'sat bulunuyor. Üst katta ise büyük adamlann orsek Türkiye'nin de bir Akdeniz ülkesi olması nedeniyle, yapıtın bizim açınuzdan önemi nedir? KILIÇBAYBütün Akdeniz ülkeleri içinde (Arap ülkelerini hesaba katmıyorum, Akdeniz'in kuzeyini düşünüyorum) en çok bizim acunızdan önemli. Çünkü biz hem yapı olarak, hem hissediş olarak bem de kültür olarak Akdenizliyiz. Asya'dan getirdiğimiz sütlü yemekler dışında, dolmasından baklavasına, hatta rakı da dahil olmak üzere her şeyimiz Akdenizlidir. Fakat üst belirlenme ısrarla söylenir hep... KILIÇBAYAsya kökenimiz hiç önemli değildir. Çünkü Avrupa'da da asağı yukarı bütün bugünkü modern uluslann Avrupa dışı bir kökenleri vardır. Fakat orilar kendi kökenleriyle değil, şimdiki ülkelerinde ne oluşturduklanyla ilgileniyorlar. Türkler de Türkiye'de ne oluşturduklarıyla ve bunun Akdeniz kimliğiyle olan bağlantısınj düşünmelidirler. Braudel de onu söylüyor zaten. Örneğin Akdeniz kıyılanndaki insanların birbirinden ayrılan çok önemli fıziksel özellikleri yok. Braudel'in Akdeniz veAkdeniz Dünyası' adlı yapıtı Kılıçbay'ın çevirisiyleyayımlandı UGUN • Sinema yayıncılığı tstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Sinema Kulübü "Türkiye'de Sinema Yayıncılığının Dünü, Bugünü ve Sorunlan" konulu paneli saat 14.00'te Anfı l'de gerçekleştiriliyor. Panele, Afa Yayınlan'nı temsilen Atıl Ant, Hil Yayınları'ndan Hüseyin Sönmez, Burçak Evren ve Agâh Özgüç katılıyorlar. • Salâh Birsel'le Salâh Birsel saat 16.30'da Atatürk Kitaphğı'nda şiir üzerine bir söyleşi yapacak. • Yaşama hakkı Atilla Birkiye'nin "Yaşama Hakkı ve Bir Yurttaş" konulu konuşması saat 18.00'de Tabipler Odası'nda gerçekleşiyor. Bu yapıt en çok bizim açımızdan önemli. Çünkü biz hem yapı olarak, hem hissediş olarak hem de kültür olarak Akdenizliyiz. Fakat ideolojik belirlenme düzeyinde, Türk insanının Akdenizli kimliğini oluşturmasına izin verilmemiştir. Bu kitap okunduktan sonra bizim esas ağır basan kimligimizin ve Avrupa'yla entegrasyonumuzun Akdeniz kimliğinden geçtiği anlaşılırsa, kitabın etkisi muazzam olur. Bir de Paris'teki Bibliotheque National'ın MüdürU Le Roy Ladurie'nin yaptığı bir araştırma var: Bin yıl içinde iklimin değişmesi. lklimin değişmesi tamamen insan dışı bir faktör, yani insan müdahale edemiyor, ama her şey üstünde etkisi var. Üretim düşebilir örneğin. Bütün yansımalarını ortaya koymadan basitçe ifade etmek istersek, bu köylü isyanlanna kadar varabilir. Onun için "Şnrada şu oldu, şu adam şıınu yapo" tarihçilik değildir. Tarihçilik yapılabilmesi için mutlaka global unsurlara ulaşmak lazım, her detaya çıktığı nokta siyasct bulunuyor. Braudel, asıl kahcıhğm alttaki iki katta bulunduğunu, üst katın bunlara tabi olduğunu söylüyor. Burada Marksist analize benzer bir taraf var: Altyapının üstyapıyı belirlemesi gibi... Braudel, Marksizme nasıl bakıyordu sizce? KILIÇBAYBraudel ve mensubu olduğu Annales okulu Marksizme hiçbir zaman antipatik bakmamıştır. Braudel, Marksist değil, ama onun bazı terim ve kavrarnlarını sık sık kullanmıştır. Ylnc Akdeniz kiUbına döner TİMUR SELÇUK İSTANBUL ODA ORKESTRASI 18 Arahk 1M9 Puartnliut 21.00 AÇILIŞ KONSEBİ Sayın Kıhçbay son bir sonı: Bu kitap ilk kez 1949'da yayımlanmış. Braudel, bu çalışmasını defalarca gözden geçirmiş ve iki kere de yeniden yazmış. Son edisyonu da sanıyonım 1979 tarihini taşıyor. Bu kadar yıl geçmiş aradan. Ülkemiz tarihçilerini nasıl etkiledüzeyinde, yani ideolojik belirlen di sizce? me düzeyinde, Türk insanının Akdenizli kimliğini oluşturmasıKILIÇBAYBurada üzücü bir na izin verilmemiştir. Resmi ide kopukluk var. Braudel'in yapıtı, oloji tarafından ya Asya ya da ts Batı'da kıyameti kopardı ve o yol lami kökenimiz ön plana çıkanl üzerinde yapümış binlerce araştırmıştır. Sonuç olarak Akdenizli ma var. Bugün dünyanın belli kimliğimiz gizlenmiştir. Bu kitap başlı hiçbir Ulkesi yoktur ki Braokunduktan sonra, biam esas udel'in verdiği sinyaller ışığında ağır basan kimligimizin ve Avru tarihsel sentez çalışmalarına gitpa'yla entegrasyonumuzun Akde mesin. Türkiye'de ne yazık ki niz kimliğinden geçtiği anlaşılır Ömer Lütfi Barkan hocanın dışınsa, kitabın etkisi muazzam olur. da; yabancı dilden okumuş birkaç Çtinkü, Türkiye'nin geleceği ger akademisyen ve bilimsanat adaçekten Akdenizlilik bilincinde. mının dışında Braudel tanınmıAma Asya kökenli oldugumnz yor. BİLSAK'TA BUGÜN Umut ve Zafer, Borman Erol COŞKUNER GÖRSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet Güleryüi'le resim 14 Arahk Perşembe: 19.00 SANAT ESERİNİN OBJEKTİF ANLAMI: çalışmalan. 10.0001.00 aras CAFEFOYERBAR BİLSAK Herkes* Açıktır. BİLSAK, Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGtR 143 28 79 143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle