Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ARALIK 1989 DIŞ HABERLER PARA BİRLİĞİ, ANKARA CUMHURİYET/15 KohPe destek, Gorbi'ye çiçek Yolun açık olsun A. JL nin iki günlük zirvesinden Alman birliğine, 'demokratik ve barışçı' yöntemlerle gerçekleştirilmesi koşuluyla destek veren bir karar çıktı. Karara F. Almanya ile diğer topluluk üyeleri arasındaki pazarlık sonucu ulaşıldı. AT zirvesinin sonunda yayımlanan ortak bildiride, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a da göz kırpıldı. YASEMtN ÇONGAR STRASBOURG Avrupa Topluluğu'nun (AT) iki günlük zirvesinden, Abnan birliğine "demokratik ve bansçı" yöntemlerle gerçekleştirilmesi koşuluyla destek veren bir karar çıktı. Strasbourg'da ele aldıklan iç sorunları, Bayan Thatcher'ın dışta kalmasıyla "on bire bir" çoğunlukla karara bağlayan topluluk ülkeleri, iki Almanya konusunda ortak bir yaklaşımda uziaşmaya vardılar. Zirvede aynca Doğu Avrupa ülkelerine ekonomik yardınun merkezileştirilmesini sağlayacak Avrupa Kalkmma Bankası'nın kurulması da ilke olarak kabul ediidi. On ikiler Orta ve Doğu Avrupa konusunda yayımladıkları ortak bildiride, "Alman halkının kendi kaderini özgiir biçimde belirleyerek birliğini sağlamasıyla sonuçlanacak bir barışçı durum arayışı içindeyiz. Bu sonuç barışçı ve demokratik bir biçimde gerçekleşmeli, anlaşma ve sözleşmelere saygılı olmalı, Helsinki Sonuç BeJgesi'nin lüm ilkelerine uyum gostermelidir" sözleri yer aldı. Bu ifade biçimme Federal Almanya ile diğer topluluk ülkeleri arasındaki pazarlık sonucunda ulaşıldı. Nitekim, parasal birlik konusunda bir hükümetler arası konferansın 1990 sonunda toplanmasını kabul ederek AT dönem başkanı Fransa'ya "önemli bir taviz" veren Bonn, karşılığmda Almanyaların birliği konusunda "nel" bir destek istedi. Ancak Italya ve Fransa bu desteğin dile getiriliş biçiminde Moskova'nın duyarlılıklarmı da gözeten bir titizlik gösterdiler. ttalya Başbakanı Giulio Andreotti "kendi kaderini belirleme hakkı (selfdeterminasyon)" sözleri yerine, "halkın iradesinin özgiir biçimde ifadesT deyişinin bildiride kullanılmasını istedi. Bu ikinci formül, Fransa'run da desteğini buldu. Ancak Malta zirvesinden hemen önce Roma'da Andreotti ile 6 aralıkta da Kiev'de Mitterrand'la göriışen Gorbaçov'un kuşkusuz yeğleyeceği bu ifade biçimi Federal Almanya ta1 rafından kabul görmedi. On ikiler, Fransa nınssran üzerine ortak büdiriye "demokratik ve banşçı yöntemler" koşulu ile Helsinki Sonuç Belgesi vurgulamasını koyarak bir denge oluşturdular. Böylece, Helsinki'de guvence altma alınan "sınırlann zorla değiştirilemeyeceği" ilkesi de dolaylı biçimde gündeme getirilmiş oldu. AT zirvesinin sonunda yayımlanan ortak b'ildiride, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a "destek" anlamı taşıyan sözler de yer aldı. On ikiler, Doğu Avrupa'da yaşanan reform sürecinin, Gorbaçov'un daha önce Sovyetler Birliği'nde başlattığı "glasnost" politikasmın bir ürünu olduğunu açıkça ifade ederek Moskova'ya bir "çiçek" gönderdiler. Gorbaçov'un Andreotti ve Mitterrand'la yaptığı görüşmelerin etkisiyle alındığı düşünülen diğer bir karar ise Avrupa Kalkınma Bankası'nın sermayedarlan arasına Sovyetler Birliği'nin katılması yolundaydı. On ikilerin yüzde 51 sermayesine sahip olacağı Avrupa Kalkınma Bankası'nın kuruluşu gene Ingiltere'nin itirazlarına karşın kabul edildi. Bayan Margaret Thatcher, böyle bir banka aracılığıyla Doğu Avrupa ülkelerine uygun koşullarda kredi verihnesinin "borç yükünü artbrmaktan başka işlevi olmayacağı ve bu tiir bir kredilendirme anlayışının demokratik gelisnıelerle aynı frekansı tuttunnasının güçlugü" gibi gerekçelerle oneriye karşı çıktı. Ancak ilk kez Fransa Cumhufbaşkanı Mitterrand tarafından geçen ay Avrupa Parlamentosu'nda gundeme getirüen öneri, diğer ülkelerin desteği ve sonuçta "on ikilerin göriiş birligiyle" kabul edildi. Bankanın AT ülkeleri dışındaki sernıayedarları, Doğu Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Japonya ve SSCB olabilecek. Banka, sanayileşme projelerini de finanse edecek. Strasbourg zirvesi genel havasıyla Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile "pazarhğından" basanyla çıktığını gösterdi. Mitterrand, parasal birlik, Avrupa Sosyal Şartı ve Avrupa Kalkınma Bankası gibi bu zirvede karara bağlanmasını istediği konularda Bonn'un desteğini almayı başardı. Bayan Thatcher'ın ise Mitterrand'ın tüm çabalanna karşın, ilk iki konuda "taayır" demesi ve üçüncü konuda çekincelerini belirtmesi, topluluğa geleceği açısından önemli bir mesaj verdi. Thatcher İngilteresi, yalnızlaşmak pahasına, AT kararlarında oybirliği kurallarını bozuyor. Bu durum, ufukta bir "on birier AvrupasT'nın belirebileceği şeklinde yorumlanıyor. STRASBOURG İÇİNDARBE Avrupa Topluluğu SABETAY VAROL STRASBOURG Strasbourg'da dün sona eren dorukla Avrupa Topluluğu bütünleşme yolunda dev adım attı. Ingiltere'nin muhalefeti bir yana bırakılırsa 11 ülkenin onayıyla alınan "ekonomik ve parasal birlik" hakkındaki karar, topluluk ülkelerinin federatif anlamda bütünleşmeleriyle sonuçlanacak ölçüde önemli... Çünkü ekonomik ve parasal birlik, özetle tek bir para birimine geçişi ifade ediyor. Alınan kararlar sonucu ortaya çıkan takvim, tempcmun giderek hız kazanacağını ortaya koyuyor. Bu koşullarda topluluğun başka ülkeler alacak biçimde genişlemesi, gündemin gerçekten de en alt sıralanna itiliyor. Olsa olsa iki Almanya birleşmesi konusu da "siUndir"den kendini kurtaıabilir. O da süper devletlerin onayıyla... Tek para birimine geçiş, Alman Markı, Fransız Frangı ya da ttalyan Lireti gibi paraların iki aşamada tarihe karışması anlamına geliyor. Bu olgu, devletlerin temel hükümranlık haklanndan olan para basma ve bağımsız bir paraya sahip olma hakkının devredilmesi. Başka bir deyişle ilk bakışta ekonomik gibi gözüken karar gerçekte tam anlamıyla siyasal sonuçlar doğuracak nitelikte. Bilindiği gibi AT ülkeleri, 1987'de "tek senet" adı altında zamanında çok önemli olarak ilan edilen bir belge yayımlamıştı. Tek senet, 12'leri 1993 başlarında "tek ve büyük bir Avrupa pazarT'na yönlendiriyordu. Oysa tek para birimine geçişin gerektirdiğı "donanımlar" tek senetin en azından onla çarpılraası anlamına gelecek. Federal Almanya ortak pazann kuruluş akti olan Roma Anlaşması hükumlerine göre toplanması gereken "Hükümetler Arası Konferans'ın 1990 yıb içinde bir araya gelmesini istemiyordu. Oysa Roma Anlaşması'nda kapsamlı değişiklik için bu konferans zorunlu bir geçiş. Yoğun tartışmalar, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand*ın usta manevraları sonucu Şansölye Helmut Kohl, 1990 aralığıru benimseme durumunda kaldı. Diğer ülkeler baştan razıydı. taya geldiğimizi ortaya koyuyor bile. Nitekim Konsey Başkanlığı adına gecenin geç saatlerinde bir basın toplantısı yapan Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, "Türkiye'nin üyeliği konuşuldu mu?" şeklindeki bir soruyu, "Toplnluğun genişleme mescleleri ele ahnmadı. Şu anki konumlann öneminin boyutu buna izin venniyor" tarzında yaıutlamaktan kaçınmadı. Buna karşılık Kıbns konusu, bir iki cümleyle de olsa ele alındı. Topluluk, "toplumlararası görüşmelerin 15 aydan ben sekteye uğramas karşısında derin endtşelerini" dile getirdi. Birçok Batılı lidere göre Avrupa kurumlannda "demokrasi açığı" var. Çünkü şimdiki uygulamada, tüm yetkiler, "Konsey" le Brüksel komisyonu arasında bolüşülüyor. Parlamento'nun tek yetkisi, alınmış kararları "veto" etmek. Nitekim, Avnıpa Parlamentosu'nun sosyaiist grup başkanı Fransız Jean Pierre Cot, grubunun, gene dün biten dorukta benimsenen "sosyal şart"ı veto etmeye hazırlandığını duyurdu. Cot ve sosyaiist gruba egemen düşünceye göre "Konsey", adı geçen belgeyi sulandırdı. öte yandan ulusal parlamentolar, tek pazara geçiş hedefiyle birlikte gelişmeleri denetleyemez hale geliyor. Avrupa Parlamentosu'nun denetleme ya da yasa çıkarma yetkisi yok gibi... Büyük olasıhkla 1994'te yenilenecek Avrupa Parlamentosu, çok daha önemli yetkilerle donatılacak. Bazılarının Avrupa'run vicdanı olarak adlandırdığı bu meclis, Türk kamuoyunun çok iyi bildiği gibi, Türkiye topluluk ilişkilerinde en çok sorun yaratan kunımlardan biri. AT'de halkoyunun yeni yetkiler kazanması demek, Türkiye açısından, daha fazla demokrasi ve insan haklan talebi, ama aynı zamanda daha fazla "önyargı" demek. Ama gelişmeleri izlemek için Brüksei'den gelen Türk delegasyonu görevlisi, "Türkiye'nin AT'de böhınme yerine bütnnlük olmastnı" yeğledıfeinı ifade etti. A . A nin, parasal birligin gerçekleştirilmesi yolunda aldığı karar, aslvnda siyasal birligin hızlanması anlamına geliyor. Bu olgu da Türkiye'nin topluluğa girebilmesi olasılığını daha uzaklaştıracak. Ankara, karşısında tek pazar Avrupası'ndan başka tek para birimine geçmeye hazırlanan bir Avrupa bulacak. Kalkınma Bankası Yeni hükümet belli oldu Dış Haberter ServUi Çekoslovakya'da M ı r i u Catfa başkanbğındaki hükümet dün açıklanırken, Devlet Başkanı Gustav Huşak görevinden istifa edeceğini bildirdi. Başbakan Marian Calfa televizyondan naklen yayınlanan açıklamasmda yeni hükttmette 10 komünist partili, 7 partili olmayan bakan, 2 sosyalist bakan ve 3 Halkçı Parti üyesinin yer aldığını bildirdi. Muhalefet lideri Vadav Havel de alınan sonuçtan memnunluk duyduğunu ifade etti. Bu arada Cumhurbaşkanı Gustav Huşak bükümetin kurulmasından sonra istifa edeceğini bildirdi. Huşak televizyonda yaptığı konuşmada bir anayasa bunalımına ve kanşıklığa yol açmak istemediğini belirtti. Huşak "GeHşmeleri kolaylaştırmak için görevinden aynlacağım" sözlerine ekledi. Muhalefet 76 yaşındaki Huşak 'ın insan haklan gününün kutlanacağı 10 aralıktan önce istifa etmesini istemişti. 1975'te Cumhurbaşkanlığına seçilen Huşak iki kez aynı göreve getirilmişti. 1969 nisan ayında Dubçek'ia yerine Komilnist Parti Başkanhğına seçilen Huşak, 1987 aralık ayında bu görevinden istifa etmiş, yerine Milos. Jakes getirilmişti. Huşak o tarihten bu yana Cumhurbaşkanlığını sürdürüyordu. Huşak'm yerine getirilmesi de düşünülenler arasında muhalefet lideri Vaclav Havel ile eski Başbakan Ladislav Adamec'in adı geçiyor. Yeni Cumhurbaşkanının 14 gün içinde seçilmesi bekleniyor. Bu arada Çekoslovakya tçişleri Bakaıu Frantisek Pinc, terörizmle mücadele amacıyla kurulan karşı casusluk servislerinin reorganizasyona tabi tutulacağını ve Komünist Parti'nin pdis içindeki etküüiğinin kaldırılacağını açıkladı. ÇEKOSLOVAKYA DEMOKRATİK ALMANYA Ortak bildiri Öte yandan dün sona eren Strasbourg doruğunda Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand, Avrupa'da yaşanan hızlı değişim sürecinin Yalta'yı çağdaş gündemin dışına çıkardığını söyledi. Doruk kapanışında yaptığı basın toplantısında François MİUCTrand, "Yalta Avrupa'yı iki süper gucün güdümü altında iki ayn bölgeye ayırmışn. Artık bu degişiyor. Çünkü, iki süper giiç de artık Avrupa'ya ne direktif vermeye yelteniyor, ne de bunu yapacak giiçteri var" dedi. Doruk sonunda yayımlanan ortak bildiride şu ana noktalar yer aldı: Kıbns: "Konsey Avrupa ailesinin bir üyesi olan Kıbns'ın trajik bölünmüşlüğünden ve bu durumun BM Genel Sekreterinin 15 aydır süren çabalanna karşın değişmemesinden derin endişe duymaktadır." İnsan haklan: "Topluluk üyesi ülkeler arasındaki eşgüdüm, artan ölçülerde temel özgürlüklerin ihlal edildiği ilkelerdeki diplomatik misyonlarımız arasında yerinde ve daha yoğun işbirliğini gerekli kıiraaktadır." Doğu Avrupa: "Topluluk ve bu ülkelerdeki mevcut dunımdan tek taraflı avantaj elde etmek isteği taşımamakta, demokratik değişim yolunda adımlar atan ülkelere tam destek vermektedir." ArapAvrupa Konferansı: "Konsey Akdeniz'in iki kıyısındaki 12'lerle Arap dünyası arasında bağları güçlendirme isteğindedir." Tnrkiye Tarih konusunda anlaşmaya vanldığına göre konferans ltalyanlann dönem başkanlığında, yani 1990 sonundan önce çalışmalarına başlayacak. 1991 ve 92 yılları kaba hatlanyla, yeni bir sözleşme hazırlanması için gerekli makul bir süre olarak göriılüyor. Bu şu demek: Ünlü 1993, tek pazarına geçilirken, "ekonomik ve parasal birlik" konusu da aynı anda yürürlüğe girecek. Yakın zaraana kadar Türkiye'nin tam üyelik başvurusu tspanya ve Portekiz'in hazmının getirdiği güçlükler nedeniyle engelleniyordu. Çeşitli AT yetkililerinin açıklamalanndan Türkiye'nin başvunısunun gene aynı tarihten, yani 1993 başından önce incelemeye alınmayacağını biliyoruz. Bu da şu demektir: En iyi olasıhkla Türkiye'nin başvurusunun incelemeye alınacağı günlerde, Türkiye karşısında tek pazar Avrupası'ndan başka tek para birimine geçmeye hazırlanan bir Avrupa bulacak. Türk Lirasfnin muzmin zayıflığı bile, entegrasyonun o tarihten sonra "nayal" olacağını göstermeye yeter. BULGARİSTAN Türkler için 'uzlaşma komitesi' Stalinizm gömüldü JVomünist Parti'nin Stalinist yapısı tümüyle değişti. Politbüro ve Merkez Komitesi feshedildi. Parti Başkanhğına liberal bir avukat olan Gregor Gysi seçildi. KP Kurultayı dün bir bildiri yayımlayarak özür diledi. GÜNER YÜREKLtK DOGU/BAT1 BERLİ.N Demokratik Alman Komünist Partisi'nin (Sosyaiist Birlik Partisi) Doğu Berlin'dekj olaganüstü kunıltayında 41 yaşındaki liberal avukat Gregor Gysi parti başkanlığına seçildi. Dün sabah yapılan oylamada Gysi, 2.700 delegeden ^»95'inin oyunu aldı. Kurultayda Komünist Parti'nin Stalinist yapısı da değiştirildi. Politbüro ile Merkez Komitesi feshedilerek, başkan seçimi doğrudan delegelerin 3'te 2 oylarına bırakıldı. "Genel Sekreter" unvam da kaldırılarak "Parti lideri ya da başkan" sıfatı kabul edildi. Eskiden genel sekreteri Merkez Komite seçiyordu. Avukat Gregor Gysi, başkanlığa aday tek delegeydi. Gysi, başkan seçilmeden önce kurultayda gündem dışı yaptığı konuşma büyük ilgi görmuş, "Yeni bir parI ti istiyoruz. Bu parti ne bir sınıf partisi olacak ne de bir kitle partisi" sözleri dakikalarca alkışlanmıştı. Demokratik Almanya'ya "Staliıüzmden ve tekelci kapitalizmden uzak üçüncü bir yol" öneren Gysi, sık sık coşkuyla alkışlanarak kesilen konuşmasım şöyle sürdürmüştü: "Partimiz, modern sosyaiist bir yapıya sahip olmalı. Stalinist ve merkeziyetçi sosyalizmle bütün bağlanmızı koparmalıyız. Federal Aln.anya'dan da ogrenecegimiz çok şev var. Ama bu ülkenin uluslararası tekelci kapiıalizmin çıkarlannı savunduğunu unutmayalım." Seçim sonuçlan açiklanmadan önce, Sosyaiist Birlik Partisi kurultayı bir bildiri yayımladı ve partinin temel görüşlerini açıkladı. Bildiride, partinin demokratik bir sosyalizmden yana olduğu haber veriliyor v.e PARTİ KURULTAYI Demokratik Alman Komünist Partisi'nin olaganüstü knrultayına çok sayıda subayın da katıldığı gözlendi. SOFYA (AA) Bulgaristan'da, eski devlet Başkanı ve KP lideri Todor Jivkov'un Müslüman Türk azınlığa karşı uyguladığı politikanın olumsuz etkileriyle mücadele amacıyla "Ulusal Uzlaşma Komitesi" kuruldu. Başkent Sofya'da önceki akşam kurulduğu açıklanan ve 73 kişiden oîuşan komite üyelerinin büyük bir çoğunluğunu Türkler oluşturuyor. Komitede bağımsız derneklerden bazı üyeler de bulunuyor. Komite sözcüsü dün AFP'ye yaptığı açıklamada, 1984'ten bu yana isimleri değiştirilen Türklere kendi soyadlannın geri verilmesi amacıyla Bulgar halkına, Ulusal Meclis Başkanı'na ve KP Merkez Komitesi'ne çağnda bulunduklarını söyledi. Öte yandan Sofya'da yaklaşık 2 bin kişüik bir grup gösteri yaparak, Komünist Partisi'nin iktidardan çekilmesini ve ülkede demokrasiye geçilmesini istedi. 'Yığmların öfkesi partiyi yere çalıyor KPsözeösü Uwe Stelbrink'ten: Parti olarak teorik hatalar yaptık, yöneticilerimiz halktan uzaklaştı. Ama ben partinin varhğmı sürdüreceğine, gelecekte yapılacak seçimlerde iktidara geleceğimize inanıyorum. GENCAY ŞAYLAN DOĞU BERLtN "Tarihi yaşarkan yakalamak" son zamanlarda çok kullanılan, deyiş yerindeyse moda haline gelmiş bir klişe. Ama şu sıralarda sosyaiist ülkelerde, özellikle Demokratik AJmanya'da gerçekten heyecan verici bir tarih yaşanıyor. Duvann yikılması, Eric Hoenecker'in iktidardan düşmesi, Egon Krenz'in tarihe en kısa ömürlü Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak geçmesi, üst düzey yöneticilerin tutuklanması, bir aydan kısa bir zaman dilimine sığmış olaylann en çarpıcı örnekleri. Geçen pazar günü Merkez Komitesi'nin toptan istifasından sonra iyice kanşan Komünist Partisi (SED) halka yepyeni bir imaj vermeye çalışıyor. örneğin, bizim de yaptığımız gibi elînizi kolunuzu sallayarak SED'in genel merkezine giriyorsunuz, girebiliyorsunuz. Oysa eskiden askerlerin kımseyi bu binanın yakıruna yaklaştırmadığı biliniyor. Şimdi orıaua MUCU. Kuudiınaa kırmızı kolluk bulunan gençler var ve herkese yardımcı olmaya çalışıyorlar. Biz bu gençlerden birine bir yetkili ile görüşmek istediğimizi söyleyince uzun uzun düşünüyor ve sonunda "Siz gidin Bertha'yı bolun, o yardım eder" diyerek Bertha'nın bulunduğu yeri tarif ediyor. Elimizi kolumuzu sallayarak SED genel merkezinde dolaşıp tarif edilen yeri anyoruz. Bertha'yı bulunca da biraz şaşınyoruz. Çünkü üzerinde son moda bir deri takım bulunan Bertha, bir Komünist Partisi görevlisinden çok bir mankene benziyor. Çok sempatik ve yardımsever. Bn. Bertha partinin çiçeği burnunda basın sözcüsü ile görüşmemizi sağlıyor ve bir iki saat önce geçicı yonetımde görev alan ve partinin basın sözcülüğüne atanan Uwe Stelbrink sorularımızı cevaplandırmaya başlıyor: Bay Stelbrink, acaba burada da Macaristan'daki ya da Polonya'daki bir gelişme ortsya çıkahilir mi? Yani Komünist Parlisi kendisini lagvedebilir ya da muhalefele dıişebilir mi? STELBR1NK Bu göreve yeni geldim ve gazeteciler ile nasıl konuşulur pek bilmiyorum. Size samitni düşüncelerimi aktaracağım. Parti üyelerinin çok büyük bir çoğunluğu partiye sahip çıkıyor, devamını istiyor. Tek sorun bif namus annmasının yapılması ve iç hesaplaşmanın tamamlanması. Çok açık, biz parti olarak teorik hatalar yaptık, yöneticilerimiz halktan uzaklaştı. Bu hiçbir siyasi parti, özellikle Komünist Partisi için affedilir bir şey değil. Ama ben partinin varlığını sürdüreceğine ve yapılacak bir seçimde de rakiplerimizi geride bırakarak iktidara geleceğimize inanıyonım. Buna sadece ben değil, geçmişte partiden uzaklaştırümış, ülkeden sürülmüş, acı çekmiş komünist yoldaşlar da inanıyor. Nitekim bunlar birer birer Demokratik Almanya'ya dönmeye ve parti içinde aktif politika yapmaya başladı. Peki Demokratik Almanya'da sosyalizmi, doğrusu ve yanlışı ile kuran bu eski kuşak onderlerin gerçekten ileri süriilen yolsuzluklara kanştığını düşünüyor musunuz? STELBRİNK Şımdi tasfiye edilen eski yönetici kuşağın hepsinin yolsuzluklara bulaştığını söylemek abartma olur. Bu insanlar Hitler'in zindanlarından geldiler. Ama inanılmız yoUuzlukların da yapıldığı bir gerçek. Yani tum eski kuşağı aynı kefeye koymak mumkun değil. Yalruz yolsuzlukların ortaya çıkışı halkın öfke patlamasına neden oldu ve yığınların öfkesi şimdi DALMANKOMÜNİST PAKTİSİ SÖZCÜSÜ 'CUMHURİYETE DEMEÇ VERDİ: "Eski yönetim ülkeyi büyük bir bunalıma Doğu Avrupa'daki gelişmelerin hızlansüriikledi. Bandan dolayı halktan özür masıyla I2'ler Avrupası'nın iç bütünleşme diliyoruz" deıliliyor. Bildiri şöyle devam sürecinin kazandığı baş döndünicü sürat ve ediyor: dinamizm, Türkiye'nin üyeliği meselesin"Sosyaiist Birlik Partisi işlenen hatalade, belki de bir daha dönüşü olmayan noknn sorumluluğunu taşımaktadır. Halkımıza barış içinde gerçekleştirdikleri devrim için leşekkür ediyonız. Partimiz diğer siyasi partilerle ve toplumsal güçlerie arasında hiçbir fark gözetmeyecek. eşitlik ilkesine dayanarak çalışacaktır. Eski yönetimin Stalinist çizgisine son verilecektir. Federal Almanya ile ilişkiler konusunda yeniden birleşmeyi reddediyoruz. Fakat antlaşmalara dayalı ortaklaşa çalışmadan yanayız. Federal Başbakan Kohl'ÖB konfederasy on fikrine de açığız." S B K P Merkez Komitesi, 1917 devriminden bu yana, Kurultay'da, partinin isminin değiştirilSSCB yönetimiyle özdeşleşmiş olan Rusya mesi istendi. Bu yolda bir dizi önerge getirildi, ama "hatalanmm üstlenmekten ve Federasyonu'nun Komünist Parti Örgütü'nden kendimizi temize çıkarmaktan kaçmayabağımsızlaştırılmasına karar verdi. lım" düşüncesiyle bu önergeler geri çevrilBasın toplantısında Merkez Komitesi'nin MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği di ve partinin ismi eskiden olduğu gibi yiKomünist Partisi Merkez Komitesi, Miha ele aldığı 13. Beş Yıllık Plan taslağını da ne Sosyaiist Birlik Partisi olarak kaldı. il Gorbaçov'un, perestroyka programının benimsediğini kaydeden Medvedev, eylül Öte yandan Demokratik Alman Savcılı en önemli adımlarından birini atarak 1917 ayında Ukrayna Komünist Partisi Genel ğı, bir süre önce parti üyeliğinden atılan ve yılındaki Bolşevik Devrimi'nden bu yana Sekreterliği'ne seçilen Vladimir Ivashko'ev hapsine alınan Erich Honecker ile eski SSCB yönetimiyle özdeşleşmiş olan Rusya Politbüro üyeleri hakkında tahkikat açtı. Federasyonu'nun Komünist Parti örgütü nun SBKP Politbüro üyeliğine getirildiğini, Pravda Gazetesi'nin yeni yönetmeni nün, SBKP'den bağımsızlaşmasına karar Ivan Frolov'un da SBKP Merkez Komiteverdi. si Sekreterliği'ne atandığını bildirdi. SBKP Merkez Komitesi'nin dün yaptığı Sovyet yetkili, aralannda Andrey Sahatoplantının sonuçlannı acıklayan Politbüro' nun ideolojiden sorumlu üyesi Vadim rov'un da bulunduğu bazı milletvekilleriMedvedev, Sovyetler Birliği'ni oluşturan nin pazartesi günü genel greve gidilmesi yocumhuriyetlerin en büyüğü olan Rusya Fe lundaki çağnlanm da şiddetle eleşirerek bu derasyonu'nu parti örgütünün, Merkez Ko grev çağnsının yasadışı olduğunu vurKomünist Parüsi'ni yerden yere çahyor. Bu mitesi bünyesinde ve Mihail Gorbaçov baş guladı. öfke, doğal olarak aynm yapmıyor. Bunun kanlığında oluşturulan 15 üyeli bir "büSaharov, salı günü başlayacak Halk olumlu ve olumsuz sonuçlan var. Bence en ro"ya bağlandığım bildirdi. Temsilcileri îkinci Kongresi'nde, Sovyet ölumlu ders, toplumun adalet gereksinmeMedvedev, bu büronun, Komünist Par Anayasası'mn Komünist Partiye iktidar tesinin çok köldü olması. Ayncalıklar halkın ti'nin tüm Rusya Federasyonu'ndaki faa keli sağlayan 6. maddesinin tarüşılması yoöfkesini patlatmış durumda. Sosyalizmi in liyetlerini denetleyeceğini ve yönlendirile lundaki isteğinin desteklenmesi için Sovyet şa peşinde koşan bir toplum için bu çok ceğini belirtti. işçilerini greve çağırmıştı. olumlu bir özellık değil mi? Tabii şimdi muhalefet çıkacak ve sizinle iktidar için yansacak değil mi? STELBRİNK Evet. Şimdiden partinin dışında birçok sol grup ortaya çıktı. örneğin "Birteşik Sol", 'Entelektüel Sol", "Yeni Sol" gibi gruplar var. Ayrıca zaten hukuken pluşmuş siyasi partiler de var. Yani bizim dışımızda birçok yeni siyasi kuruluş yanşmaya katılacak. Hep soldan söz ettiniz. Sag örgütlenmeyecek mi ya da izin vermemeyi mi düşunuyorsunaz? STELBRİNK Hayır bir izin vermeme söz konusu değil. Sağ deyince ne anlıyoruz ona bakmak gerek. örneğin faşist bir partiye izin verilebüir mi? Şimdi bir kriz döneminde yaşıyoruz ve faşist ya da ultrasağ gruplar da ortaya çıkabih'r. Bence önce bir siyasi uzlaşma sağlamamız, tüm partilerin dışına çıkmayacağı çerçeveyi saptamamu gerek. Bana sorarsanız burada çıkacak sağ partiler de en azından ilkesel düzeyde "sosyalizme evet" diyeceklerdir. Bu benim samimi görüşüm. International Herakl Tribune'den SSCB Rusya Federasyonu KP'den ayrıldı