17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 DİZİRÖPORTAJ 23 KASIM 1989 Bakırticaretindenbavul turîznıîne Kıbrıs Notları ı Akdeniz'in üçüncü büyük adası Kıbrıs'ta artık alışveriş egemen GÜROL SÖZEN Ercan Havaalanı'na ındiğimde geceydi. Bir yaz gecesinin durgunluğu ince, uzun yolu kaplamıştı. Arabalann ışığı ustume üstume geliyordu. Sanki arabayı ben kullanıyordum! Iki de bir frene basıyordum, fren yenne arabanın zeminine. Alısageldiğimız trafiğJn tam tersiydi. Tedirginliğim bir hafta boyunca da surdu. Hep tavuklar gıbı karşıdan karşıya geçerken çırpınıp durdum. lngilız arabalarının sağda yer alan direksiyonu yetnüyormuş gibı, sol direksiyonlu araçlar da iyice karıştırdı akhmı. Hiçbir zaman ıyi bir yaya olamadım. Çunkü gözlerim hep tepelerdeydı, bir eski yapının balkonunda ya da anıtsal bir mimarinin yüzyıllar önce biçim verilmiş ayrmtısında. Belkı de bu şaşkınlık, kentli olamamamın sonucuydu. Topraktan kopamamanın gevşekliği de olabılir. Lefkoşa, Girne ve Magosa'ya yıllar önce ilk kez gıttiğimde ithal mallan pazarıydı. Sanki bu üç kent tencere, tava, porselen, cam ve elektrikli mutfak eşyalarının ortasında kurulmuştu. Girne'nin yamacındaki Bellapaıs'i görmeseydim, hurma ağaçlarının Gotik katedral ile nasıl bütunleştiğınin de farkma varamayacaktım. 12. yüzyılda gelişmeye başlayan 13. yüzyüda doruk noktasına özellikle mimari ve ona bağlı süsleme alanında ulaşan Gotik, bir bakıma hurma ağaçlanıundallarınabenziyordu. Göğe doğru uzanan payandaların her birinden dağılan sivri kemerler ve çapraz tonodarın belirgin çızgilerini gördükçe yanı başında bitiveren hurma ağacından ayıramadım kendimi. St. Hilarion Kalesi, adını M.S. 291'de Filislin'de Hıristivan manastırsistemini kunuı keşiştetı alıyor. Hilarion, valnızlıgı seçipyerleşmiş bnraya. Lefkoşa'da günduzlerin en buyiik özelliği alışveriş. Yiiklenilen eşya otel odalanna istifleniyor. Benzetmenin ve düşlerin sınırı yok. Aynı Bu yolculuğun durak yerlerinden biri de Geceler ise durgun. Özellikle Gırne'de duş yüzyılı paylaşan Selçuklu sanatı da yalın bir mimarinin ürunüdür, Yunus Emre'nin şiirin kuşkusuz Kıbrıs. Akdeniz'in üçüncü büyük dünyasının karanlığı ınsanı yuzyıllar ötesine adası. göturüyor. Nedendir bilinmez limberto Eco 1 deki yalınlık, derinlik gibi.. Bakır yatakları M.Ö. 25OO'de işletilmeye nun "Gülıin Adı" geliyor akla. Bunu da çağAdonis'in anayurdu başlanmış. Tarih kitapları bu bakır yatakla rıştıran Girne yakınmdaki St. Hilarion Kalesi. Bulutun indiği, sisin kuşattvği St. Hilarion tster ada, isterse bir kara parçası olsun, her rının en zengin bölgesi olarak Türk kesimınKalesi'ni görmeyi çok isterdim toprak efsanelerden de payını almıştır. Top dekı Gemikonağı'nı gösteriyor. Belki bu alışkaniığın bir sonucu, tencere taYağmur sonrasınm guzelliğini de yadsıyarağın ve bereketin simgesi Adonis'in anayurdu da Guney Akdeniz'dir Afrodit'e tutkun va ticareti gunumuzde en görkemli şekilde sal mam doğrusu. Gittiğimizde birkaç yabancıdur. Başına ne gelmişse bu sevda yuzünden tanatını koruyor. Denk ve balyaya benzeyen dan başka kimse yoktu, bizım dtşımızda. gelmıştir. Kıskanç Ares ya da Artemis onu ölü fermuarlı, tekerlekli bavullar da bu nedenle me mahkum etmiş, kanayan yarasından Ma çok üretiliyor Lefkoşa'da. Büyük goçe hazır St. Hilarion Kalesi nisa lalesi denen bahar çiçeklen bıtivermiştir. lanan akıncılar gibi her biri. Uzakdoğu'nun Didymus ya da Ikizler adı verilen ikı tepe Aslına bakıhrsa tum bu yazgmın kaynağı Kıb ucuz ve albenili mallarıyla gümrüğe girenle uzerinde kurulmuş St. Hilarion. Denize ve Beş ns Kralı Kınyras'ın Myrrha adındaki kızıdır. rin taşımacılıkta gösterdiği çabayı ise kimse Parmak Dağları'na yukarıdan bakıyor... Afrodit'in lanetine uğrayan Myrrha'nın serü yadsıyamaz. Taş merdivenleri tırmanıyoruz. Küçuk sarı tşin en zorlu yanı da gümükte açılan bavu meyvesi yere dökulmuş ağaçlar yolun iki kıvenli yaşamı dönup dolaşıp sonunda Adonis'le Afrodit'i karşı karşıya getırmiştır. Sevdayla lun kapanması. Bu basanyı gösterenlere, gum yısında kayalarm arasından bitivermiş. Seğirdim yolunu izliyoruz. Karanhk bir geçit ürölumıin çizgisi de binlerce yıldan beri Akde ruk çıkışında armağanlar verilse yeridir. "Iki yıldır nedens« durgundu piyasa. Ama kutuyor. Çapraz tonozlu bu geçit ikıye ayrılıniz'de bir su köpüğünun çizgisi gibi dolaşıp anlamadığımız şey, üç aydan beri dükkfina mal yor. Üstünuzde ahşap bir köprü. Solda demir durmuştur. Efsanelerle örülu bu su köpüğu, gene bin \etistiremiyonız" diyor Lefkoşa'lı bir dukkân parmakhklı bir zindan. Sonra dehliz. Yanda lerce yıldan beri siyasal ve topiumsal daiga sahibı. Alıcıların en buyuk yakınması ise dük karanhk odalar. Işığın girdiği pencere sonsuz lanmalann yanında, olup bıtenlere aldırma kânların cumartesi günü oğleden sonra kapalı boşluğa açılıyor. Kurtuluşu hep yukarıya çıolması. kan merdıvenlerde arıyoruz. Duşme korkusu dan yasamını sürdurüyor. Türkiye'nin 64 km. güneyinde, Mısır'ın Nil da yureğimizde. Yukselmekteki amacımız yaAkdeniz'in ayn bir uygarlık olduğunun kesin kanıtı da bu. Akdeniz'in kuzey kıyılan bu deltasının 400 km. kuzeyinde yer alan Kıbns'ın pıya hâkim olmak ve korkuyu yenmek. Dört kişi seslenerek buluyor birbırim. Girne Limauygarlığın en görkemli urünleriyle bezenmis. toplam kıyı uzunluğu ise 780 km. Geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi ticaretle sa nı'na bakan odaların duvarlarında ziyaretçi Ama her şey güllük gulistanlık değil. Ticaret ve sanat birlikte yol almışlar geçmış yuzyıl nat bugun bir arada değıl. Yalnızca tıcaret ya adları yazılı. Âşıklann adlan ise birbirıne bitişik. Mahzenler, sarnıçlar, mutfaklar, kulelarda. Mısır'dan, Kuzey Afrika'dan yola ko da ahşveriş egemen. Gundüzun en büyuk özelliği de dukkân ve ler iç içe. yulau yelkenliler nice zorlu fırtmalara, nice lçimızi rahatlatıp inişe geçiyoruz. Bir başkorsanlara karşı gelerek ulaşmışlar Ana otel arası. Yuklenilen eşyalar otel odasına yığılıyor ve istifleniyor. ka dehliz çıkıyor karşımıza. Buyuk Kemer'in dolu'ya. Kıbrıs'ta bakıryatakları M.Ö. 2500'de işletilmeye başlanmış. Belki bu alışkaniığın birsonucu tencere, tava ticareti günümüzde en görkemli şekilde saltanatını koruyor. Denk ve balyaya benzeyen fermuarlıs tekerlekli bavullar da bu nedenle çok üretiliyor Lefkoşa'da. Büyükgöçe hazırlanan akıncılargibi, herbiri Uzakdoğu'nun ucuz vealbenili mallarıyla gümrüğe girenlerin gösterdiği çabayı ise kimse yadsıyamaz. ardından dağlar gorunuyor. Kraliyet Sarayının terasına açılıyor bu bölum. Düşümü spor spıkerınin sesı yok edıyor. Terasın yanında buyuk bir mekân var Girne Limanı'na bakan. Çaycı maç dınlıyor. Bir de ban var. Her çeşit içki raflarda sırah. Içim gidiyor, ama iniş yolu için kendime guvenemiyorum. Hilarion, M.S. 291'de Mısır geleneğini örnek alarak Filistin'de Hıristiyan manastır sistemini kuran keşişin adı. Tarıh kitapları öyle yazıyor. Ailesi Hıristiyan olmayan Hilarion, Iskenderiye'deki bir gramercinin yanında almış ilk derslerini. Gene kitaplann yazdığına göre çol çilecisi Mısırlı Aziz Antomıos'tan etkilenmiş. Geçimını yalnızca sepet örerek sağlamış. Yalnızlığı seçmiş sonra. Mısır'a, oradan da Kıbrıs'a geçmiş. Bızans ve Luzinyanlar (Lusignan) doneminden Venedikiilere, Haçlılar seferine katılan Arslan Yurekli Richard'a kadar uzanan tarih diliminin her çeşidinden nasibini almış Hilarion Kalesi. Din ve devleti koyu bir renk içinde yaşamışlar, Akdeniz'in mavisine bakarak. Bin yıh aşkın bu serüveni duşundukçe nasıl urpermez insan!.. Adanın Türk kesimindeki en canlı yeri Girne Limanı'na doğru yola koyulduğumuzda "Gıilun Adı"nı da dağın yamacında bırakıyorum. Insanoğlu ne denli çıkann peşinde, ne denli bireyci olursa olsun gizemli yanını da surüklemış çağlar boyu. Seruvenlerin, efsanelerin çılgmlığı da bundan ötürü boyvermiş. Din, kuşkusuz en buyük etken, bir toprak parçasını kazanabilmek içın. M ö 6 bine değin uzanan bir tarihi var Kıbns'ın. Neolitik çağdan Asurlulara, Yunan goçüne ve Mısır'ın etkinliğine değin birçok topluluğun ve toplumun ilgisini çekmiş. Epik şiir yaygınmış bir dönemde. Tunç, demir eşyalar, kuyumculıik ve fildişi işleme önem kazanmış.lngiliz Haçlı fılosunun komutanı,Arslan Yurekli Richard, adayı ele geçırdiğınde, adayı once Templier tarikatı şövalyelerine vermiş. Ardından da Haçlı Kralı Guy*a para karşılığında satmış. 1361'de Kıbrıs Kralı I. Pierre, Antalya (Adalia) ve tskenderiye'yi yağmalamış. Yağma, işin kuralı galiba... Venedikli bir kraliçenın de yonetimine girmiş bir ara Kıbrıs, Adı Caterina. Doğrusu tarih bu Katarina'lardan çok çekmiş ve çekiyor... Seksen yıllık Venedık yonetimine de Osmanlılar son vermiş. Öylesine karmakarışık bir tarih çizgisi var ki Kıbns'ın, içinden çıkılacak gibi değil. Hele benim gibi ezbere yatkın olmayanların becerebileceğini hiç sanmam. Bu karmaşada dinin itici gucune de bir örnek verelim. Kultür Bakanlığı yaymlan dizisinde yer alan "Kıbns'ın FethTnden aynen aktanyorum. "Araplar Kıbns'm fethi amaayla adaya ardı ardına 24 sefer yapmışlardır. Bu seferlerin birinde Peygamber Hz. Muhammed'in süt halası şehit olmuş, buraya gomülmuştur. Peygamber ailesinden bir kişinin mezannm Hıristiyan ülkesinde bulunması, Osmanlı düşüncesine aykırı görüluyordu. Yavuz Sultan Selim, Mısır'ı Memluklulardan aldıktan sonra halifelik Osmanlı hukümdarlanna geçmişti. Mısır Memluklulan Kıbrıs Adası'nın geürlerini, Mekke ve Medine halkının geçimlerine bağlamışlardı. Mısır, Osmanlılara geçtiğine göre, bu görevın Osmanlı Devleti tarafından surdurülmesi dini bir zoJ runluluk olarak kabul ediliyordu. Dolayısıy ^ la Kıbrıs Adası, Hıristiyanların elinde daha fazla kalamazdı. Aynca Venedik korsanları, Osmanlı hacılarını deniz yoluyla Mısır'a getiren gemilere de surekli zarar veriyorlardı, hac yolculuğunu engelliyorlardı. Bu durumlar karşısında, Kıbrıs sorununun çö'ümlenmesinin şeriata da bağlanması için Şeyhülislam Ebussuut Efendi'den, Venedikiilere savaş açılmasının şeriata uygun olduguna dair fetva da alınmıştı" 1570 yılında Lefkoşa, yedi taarruzdan sonra, 9 Ağustos 1571'de de Magosa abnmış. Lala Mustafa Paşa tam tamma 43 bin taş gülle atmış. 50 bin Türk şehit olmuş. Sonuç: 300 yıl süren bir egemenlik... Yakın tarihin olaylannı hepimiz biliyoruz. Amacım da zaten çıplak bir tarihi sıralamak değil. Wruzca bir adanın gelişimini günümuze aktarmak; önume çıkan doğa ve tarihsel yapılara biraz zemin hazırlamak. Rastgele bir anlatıma dayanak olsun diye butün bunlar. Gezgincinin seruven dolu yüreğı daha çok ilgimi çekiyor. Ana yol yerine patikaların daha bir albenisi var nedense... SClRECEK 18 YILUK OKURLARIMIZLA IKİ HAFTA SUREN HASRETUK BITTI! Artık satılmış olan Gırgır ve Fırt'ı bırakan: Oğuz ARAL • İlban ERTEM • Orhan ALEV • Nuri KURTCEBE • Özden ÖĞRÜK • Şevket YALAZ • Gürcan GÜRSEL • Yavuz TARAN • Aydın ŞAHİN • Serhat GÜRPINAR • Mevhibe TURAY • Süleyman YILDIZ • Suat GÖNÜLAY • Zafer TEMOÇİN • Yılmaz OKUMUŞ • Soner GÜNDAY • Birol BAYRAM • Murat ALPAY • İbrahim SARI • Bülent MORGÖK • Servet GÜRBÜZ • Turgay TÜYSÜZ • Kayhan ERKAN • Sait OKTAY • Erdal TÜRKMEN • Sefer SELVİ • Halil İNCEŞU • Yılmaz KURUHASAN • Vedat ÖZDEMİROĞLU • Vedat KEMER • Mehmet COŞKUN • Doğan GÜZEL • Erhan BAŞKURT .^ • Bayram USLU • Ünal DİLEKMEN Zafer KALKIN • Yılmaz ARSLANTÜRK • Galip TEKİN • Tekin ARAL vmı oom AVNI'den sonraki ikinci dergimiz de yolda! SATILIK Ortaköy sırtında, Yıtdız parkı yanı, Mim konakta. havuzlu, manzaralı. 2 saunaiı, garajlı, i50m net yenı 2. kat. 240 milyon. Tel: 1606464 haftalık mizah dergisi HER HAFTA AVNİ MİZAH DERGİSİNDE TEŞEKKÜR İSTANBUL BÜYÜK ! ÎEHİR BELEDİYE BAŞKANLI 3INDAN Oarulaceze Müesseses Mudurluğu'ne aıt Beyoğlu Kasımpaşa Kadıahmet Mah Kulaksız Caddesı 90 nolu bahçelı ahşap boş eyin aylık kırası 350 000 TL bedelle 1 yıl süre ıle 2886 sayılı kanununun 45'ıncı maddesıne göre açıkarttırma suretıyle ıhale olacaktır. Geçıci temınatı 226.000 TL dır Ihaleye ıştirak temınatr 700 000 TL dır. Yukarıdakı iş daha önce sehven aylık 35.000. TL bedelle ılanı yapıldığından yeniden 05 Aralık 1989 tarıhınde şartnamesı veçhile ıhale olacaktır. Ihaleye ıştirak etmek ısteyenlerın yukarıdakı günde Buyük Şehır Beledıye Encumenınde saat 11 00'de gecıcı temınat makbuzu ve ıhaleye ıştirak teminatı ıle dığer belgeferfe Dirlıkte hazır bulunmaları gerekmektedır Marmara Umversıtesi Hastanesi'nde yapılan basarılı bir amelıvatla sağlığıma kavuşma yolunu açan, insancıl ve alçakgonullu Urolog Doçent Dr. BILSAK'TA BUGÜN Sn. FERRUH ŞİMŞEK'e Uroloji servisi dokıorları, Basasıstan Sn. DE.NtZ ERSEV, Sn. VLSLF ALtCAN, Sn. ÖZDAL DtLLtOGLUGİL, Sn. CENGtZ BAVBEK ve Sn. NAZİRE AFŞAR'a, anestezi doktorları Sn. NAtL ve SEDAT beylere, ınsan ve meslek sevgısiyle dolu tum hemsırelere, bilhassa MEFTUN. MERYEM ve GÜLCAN hemşirelere, ilgılerini esirgemeyen butün doktor, hemşıre ve gorevlilere sonsuz teşekkürlerimi sunarım. NEJAT CİHANOĞLU YUZYUZE Atiüâ Dorsay 2000 hra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 3941 CağaloğluIsıanbul TURK KALP VAKFI İçki ve Sigaradan, düzensiz beslenmeden k 175 12 44/45 148 58 66 172 87 24 23 Kasım Perşembe 19.00 GUNLERIN GÖTURDUĞÜ Bedenimiz Bizimdir. Cinsel Tacize Hayır. "Tanıklık." 19.00 YEŞİLLER VE ÇEVRECİLER, AÇIK TOPLANTI. GÖRSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resım Çalışmaları 10.0001.00 arası CAFEFOYERBAR BİLSAK Herkese açıktır. BİLSAK, Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79 143 28 99 T.C. KARS 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1985/118 Karar No: 1988/265 Hâkim: Tevfik Özdemir Z. Kâtibi: Fuat Gumüş Suç: Fuhusa tesvik Suç tarıhi: 17.5.1989 HÜKÜM ÖZETİ SANIK HAKKINDA VERİLEN HÜKÜM SANIK NEJMETTİN KARAKOYUN: 436/2, TCK'nm 438.,59. maddeleri uyannca sanı&n ALTI AY YİRMİ GÜN HAPİS CEZAS1NA KARAR VERİLMİŞ olduğu ve mahkememizce verilen ilamın tebliği için sanığın tum aramalara rağmen bulunamadığı 7201 sayılı yasanın muıeakıp maddeleri gereğince Türkiye'de yayımlanan bir gazetede yayımlanarak yayın tarihinden ıtıbaren 15 gün ıcerisinde kararın kesinleşeceği kanun yollan açık olmak uzere ilanen tebliğine 1.11.1989 Basın: 39128
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle