21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 2 KASIM 1989 Kadavradan deri nakli LONDRA (AA) Ölmüş kişilerden, ölümlerinden sonra 48 saat içinde alınacak deri parçalannın, ciddi biçimde yanmış hastalan tedavi için deri naklinde kullanılabilecegi bildirildi.Mount ÎVernon Hastsnesi'nden Dr. Roy (f Sanders, bu yöntemle tedavi edil J mişüçkişiyle birlikte düzeniediğı basın toplantısın da, kadav ralardan alınan derinin hastadan alınan deri parçasma eklenmesi, bu derinin de yanmış bölgeye eklenmesi şeklinde uygulanan bu yeni yöntemin, yalnızca hastanın kendi derisinin yanık yaralannı kapatmaya yetmemesi dururnunda uygulandığını söyledi. Sanders, bünyenin nakledilen deriyi reddetmemesi için yalmzca 48 saat önce ölmüş kişilerden alınan deri parçalanmn kullanıldığmı belirtti. SemraÖzal, 'Cumhuriyet Kızı'nı izledi ANKARA (AA) Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal'ın eşj Scmra Özal, dün akşam Yeni Sahne'de sahnelenen "Cumhuriyet Kızı" adlı oyunu izledi. Cumhurbaşkanı eşi olarak ilk kez tiyatroya giden Setnra Özal'a, Yönetmen Yücel Erten, oyun bittikten sonra sanatçılan tanıttı. "Cumhuriyel Kızı"nı, "çok değişik, güzel bir oyun" olarak nitelendiren Semra Özal, oyunculara, "Hepiniz çok gıizel oynadınız, inşallah yeni oyunlannıza da gelirim" dedi. Mu c iİ d ı m a g d n ı ı ı n P armannnı YaklaşaılNoelkutlaıIH Royce firması, 1990 model lüks RollsRoyce'un tanıtımını Noel Baba'ya yaptınyor. Bu güzel Noel armağanının fîyatı ise 215 bin dolar (yaklaştk 515 tnilyon TL) tutuyor. (Fotoğrat: AP) ıarım f irsa t biien ROII' S ren Batman filminin kahramanının artık ingiltere'de bir rakibi var. Terrier cinsi iki köpek Max ve Corky, katıldıkları yanşmada giydikleri Batman ve arkadaşı Robin giysilerıyle sahiplerine ödül kazandırdılar. Batman öldü, yaşasın B a t d o g ^ HABERLERIN DEVAMI Oyuncuları tek tek kutlayan Semra Özal, 65 yaşındaki emekli tiyatro sanatçısı Nuri Altınok'a, sanatçılann emekli olamayacağını söyledi. GözlerinJ ayıramaiı N»w York'un Central Park'ında düzenlenen bir defilenin en yakın izleyicisi, parkın güvenlik görevlisi oldu. Modellerin ilginç giysi ve yürüyüşlerinin cazibesine kaprlan bekçi, zaman zaman görevini ihmal ederek modellerden gözlerini ayıramadı. (Fotoöraf: Reuter) Demokrasi Kolay Değil... (Baftarafi 1. Sayfada) yenilmişlik duygusu içinde görülüyor. Toplumun bir kesiminde ınsanların öfkesi burnundadır. Başbakan olarak görmek istemedikleri bir kişinin, 21.8'lik bir grubun oylanyla cumhurbaşkanı seçilmesini haklı olarak içlerine sindiremiyorlar. Böylece ülkemiz bir kez daha gerilimlerin serpildiği, çalkantılı bir ortama doğru yol alıyor. Çare?.. Susup oturmak mı yeni bir seçime dek? Sayın Özal'ın, demokrasiyle ilgili gelenek ve görenekleri hiçe sayan gözükaralığını sineye mi çekmek? Yoksa, madem öyle iste böyle deyip bayrak mı açmak bu zihniyete karşı? Ne yapmalı? Batıda oluşan demokratik siyasal kültür, uzlaşma ve diyaloğu içerir. Siyasal mücadele, bir al ver oyunudur çoğulcu demokrasilerde. Taraflar, bu oyunu yalnızca yenmek ya da yenilmek gibi algılamazlar. Dengeleri oturmuş, törpülenmiş, köşelı olmaktan çıkmış bir oyundur soz konusu olan. Ancak burada bir noktaya dikkat gerekiyor: Batı demokrasilerinde böyiesi bir kürtürün oluşumu uzun zaman almıştır; büyük ve acılı savaşımların sonunda ortaya çıkmıştır bu durum. Siyasal güçlerin yeni dengelerde buluşmaları, diyalog kurup uzlaşabilmeleri sancılı, inişli çıkışlı bir sürecin ürünüdür. Yani bir kavganın ürünüdür, hiç kolay olmamıştır. Biz henüz böylesine bir süreci tümüyie yaşamış değiliz Türkiye'de. Mücadele ede ede geliştireceğiz demokrasi .kültürümüzü de. Madem ki Sayın Özal, demokrasinin geleneğini göreneğini böylesine hiçe sayıyor, gözükaralığı bayrak edinebiliyor, o halde bu tutuma karşı karariı bir mücadele de demokrasinin gereği oluyor. Muhalefet partilerine düşen görevin büyüklüğü orta yerdedir. Politikayı bir futbol maçı olmaktan çıkarıp, tam anlamıyta demokratik bir çerçeveye oturtabilmek için çok ciddi mücadele gerekiyor. "Ne olacak canım? Otdu bitti arbk. Oturun oturduğunuz yerde" tavrıyla demokrasi olamıyor, öğrenilemiyor. Demokrasi kolay değil! Özal: Güzel çok acele etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) Anavatan Partisi eski Genel Başkanı ve eski Başbakan Turgut özal, cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk basın açıklamasını dün yaptı. özal cumhurbaşkanlığı sırasında "cuma namazlanna pdecegini", kendisinden sonra gelecek başbakanın "kimsemn kopyası olmayacagım" söyledi. Özal başbakanın belirlenmesi konusunda "Anavatan gnıbunun egilimlerine önem verecegini" dile getirerek, dün başbakan adaylığmı açlklayan Hasan Celal Güzel için "Bu kadar acele edilmemesini söylemiştim. Artık onu Anavatan Partisi'nin il başkanlan ve kongresi takdir eder" dedi. Muhalefetin tavrı konusunda da "suhuletle" davranılması gerektiğini belirten özal, "Seçim yapılmıştır. Netice itibanyla şu söylenmiş, bu söylenmiş bunlan bir tarafa bırakıp herkes kendi işine bakarsa mcmleketin daha faydasına olur" diye konuştu. Turgut Özal dün Başbakanlık Konutu'nun kabul salonunda gazetelerin cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık muhabirlerini kabul etti. Siyah takım elbise gi>'en ve oldukça rahat gözüken özal, gazetecilerin sorulanru şöyle yanıtladı: Geçen gttnktt gnıp (oplantısından sonra curahurbaşkanlığında daha başka bir Turgut Özal göreceksiniz dediniz. Bu Turgut Özal nasıl olacak, tarif eder misiniz? ÖZAL Onu zaman içinde göreceksiniz. Ben bir şey diyemem. Ben bir parti başkanlığından buraya gelen ikinci insanım. Zannediyorum ki alışılmış pek çok şeyler var. Cumhurbaşkanı şöyle olur diye bir şablon var cumhurbaşkanlan için. Ben o şablonlara uymuyorum, onu söyleyeyim. Zaten gelenler politikacı değil. Bundan sonra bu makama gelecekler politikadan geleceklerdir. Politikanın yücelmesi, memleketin yücelmesiyle beraberdir. İktidardan olsun muhalefet mılletvekilleri olsun, politikacırun ve politikanın ileriye gitmesi halinde, o cemiyetin ileriye gittiğini görecektir. Biz demokrasiyle idare ediliyorsak ki demokrasiyle idare ediliyoruz politikacırun önemi büyüktür. Ben Anavatan'dan aynlmadan önce orada da söyledim, bir siyaset okulu açmak gerek. Yani siyasetçi yetiştirmek, okullardan gelen gençlerin, siyasi davranışlan ve bu işin pazarlanmasından başlayarak öğrenmesi lazım. Bu iş biraz çıraklıkla öğrenümiyor. tlmi olarak öğrenmek lazım. Ben inanıyorum ki bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nde partilerden gelecek politikacılar olacak. Bu şekilde olursa, Türkiye'de daha iyiye doğru bir gidiş olacaktır. Geçen yıllarda birçok ıstıraplar çekilmiştir. Bunun karşılıklı reaksiyonları vardır; ama her şey daha rayına girecektir. Sizinle ilgili olarak merak edilen konular var, cuma namazına gidecek misiniz? Haftahk toplandlardan sonra bir açıklama yapar mısınız? Yurtiçi geziler yapar mısınız? ÖZAL Yurtiçi geziler yapıhr. Biz politikaa'kökenden gelmeyiz. Buralara geldik, her zaman politikacılar gdecektir, 1996'da da politikacı gelecektir. Kim 1992 seçimini kazanırsa onlar getireceklerdir. Konum farklı bir konumdur. Ona göre davranmak lazımdır. Cuma namazı konusuna gelince, ben hep cuma namazım kıldım. Konumum değişti diye cuma namazım kılmamazlık edemem. Tabiatıyla farklı yorumlanmasın diye cumhurbaşkanlığı forsuyla gitraem oraya. Ama özel arabayla giderim. O ayn bir konu, benim şahsi anlayışım. Bunun haricinde yurt gezileri tabiyatıyla yapanm. Memleketimle yakından alakadanm. Çok geniş bir bilgi birikimim var. Görülebilecek hatalar, noksanlar varsa bunu düzeltmek de düzeltilmesini istemek de benim görevimdir, anayasadaki görevler içindedir. Gayet tabii halkla yakınlasmak lazım. Bir cumhurbaşkanı benim anlayışıma göre bir zırha bürünmüş camlı köşkte bir yerde oturuyor, kimse buna yanaşamıyor. Bunun kalkmasını isterim. Tabii şimdi ne yapacağım bunu düşünmedim. Ama seyahatlerde beni Semra Hanım'la el ele görürseniz şaşırmaym. Basın davalanndan vazgeçmeyi düşünür müsünöz? ÖZAL Bir bakacağız. Ama kesin bir şey söyleyemem. Ne olduğunu da ben bilmiyorum. Onu bir gözden geçiririz. Efendim bir tanesi sadece gazete manşetini ytiksek sesle okuyormuş? ÖZAL Ben onun ne yaptığını bilmem. Ama zannediyorum sarhoş. Önüniizdeki 9 günü nasıl gcçireceksiniz? ÖZAL Gelecekler var, istirahat ederek, arkadaşlar geliyor... Muhalefetin tavn konusunda ne düşünüyorsunuz? ÖZAL Ümit ederim ki konu suhuletle memleketin menfaatine bir yörüngeye girer. Bunda memleketin menfaati yok. Seçim yapılmıştır. Netice itibanyla şu söylenmiş, bu söylenmiş bunlan bir tarafa bırakıp herkes kendi işine bakarsa memleketin daha faydasına olur. Benim daha fazla söyleyecek bir şeyim yok. Meseleyi milletin takdirine bırakmak lazım. Sayın Evren ayda bir liderlerie olağan göriişme yapıyordu. Siz de yapacak mısınız? ÖZAL Bilmiyorum nasıl yapacağım... Her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı var. Eskid.en böyle bir gelenek devam etti mi, araştıracağız. Sonra biraz bazı meselelerin soğumasında fayda vardır. Başbakan konusunda bir anket yaptınız... ÖZAL Ben grubun eğilimini almaya çalıştım. Problem var mıdır, yok mudur?... Anket enterasan bir ankettir. Şöyle sonuçlandı, böyle sonuçlandı diye ben de ortalığı kanştırmak istemem. Herkes bu konuda benim dürüst davrandığımı bilir. Hasan Cdal Güzel adaylığını açıkladı. ÖZAL Bir şey diyemem tabii. Ben aslında bu kadar acele edilmemesini söylemiştim. Artık onu Anavatan Partisi'nin il başkanlan, kongresi takdir eder. Başbakan adayını ne zaman açıklayabilirsiniz? ÖZAL Şu anda kesin bir şey yok, belki erken de olabilir geç de olabilir... Şu anda 15 gün değil mi? ÖZAL Bakanüğa diyor, başbakanlığa değil. Anket çeşitli yorumlara neden oldu? ÖZAL Ben anket yaparken kulis yapmalarını engelledim. Dikkatli davrandım. Verdiğimiz sayıya göre bir oran kullandım. Nasıl bir başbakan tasartıyorsunuz kafanızda? Türkiye'ye yakışan bir başbakan nasıl biri olmalı? ÖZAL Buna cevap vermek çok zor. tnsanlar birbirine benzemez. tnsanlar tornadan çıkmaz. Benim tipimde bir başbakan ararsanız bulamazsımz. Bu mevzu bahis konusu dahi olamaz. Çünkü kim gelcekse o da kendine has hususlar deneyecek. Doğrusu da budur. Filanca adamın kopyası gelecek diye katiyen duşunmeyiniz. Hele kopya ohnaya çalışacaksa yanlış olur. Mümkün olduğu kadar grubun eğilimine önem veririm, ama grup da bizim grubumuz Anavatan grubu, vaktiyle bana çok güvenirdi. Güvendiklerini zannederdim. Seçimde hata olabilir. tnsanlık her zaman hatasız kul olmaz. Ama daima doğrusunu yapmaya çalıştım. Başta tenkit edilmişizdir. Ama sonra doğruya gitmişizdir. En güzel misali Bulgarıstan'la olan konudur. Masaya oturulacak ve Allah'ın izniyle bir sonuç alınacak. Çünkü dünyanın durumunu biliyorum. Hele Macaristan, Polonya, Doğu Almanya'da bu değişiklikler olurken Bulgaristan böyle kalamaz. sında büyume var. Galiba ekonomi geliştikçe, haberleri her türlü alabiliyorlar. Oysa yöresel haberlere daha çok ilgi gösteriyorlar. Ben de dikkat ettim, bazı gazetelerimiz yöresel ekler yapıyorlar. Belki böyle bir şey. Yukarıda basının miktarı azalabilir. tki, üç, dört gazete, ama buna mukabil yöresel basının daha fazla olabiİeceği ihtimali var. tki buçuk basın ondan kaynaklanan bir şey mi? ÖZAL O daha ziyade; büyüme, ekonomik olma, dağıtım, basma gibi konular var. Basın da büyük bir sanayi haline geldi. Bir tarafta düşünce hürriyeti, basın hürriyeti var; bir tarafta da büyük ticari ve sınai organizasyon var. tkisi bir arada olmazsa ne kadar iyi elemanlan olursa olsun, mali bakımdan iyi idare edilemezse yürümesi mumkün değil. Şimdi son 10 yü içinde Türk basımnda teknolojik değişmeler var. Özal, yabancı gazeteciler için duzenlediği basın toplantısında ise ülkede üç temel özgurlüğün uygulanması niyetinde olduklannı belirtti. özal demokrasinin aynlmaz parcası olarak nitelediği bu özgürlükleri "düşünce özgüriüğü", "din ve vicdan özgüriüğü" ve "leşebbüs hürriyeti" olarak sıraladı. Cumhurbaşkanı özal anayasa değişikliği konusunda ise " 9 kasımda yapacağım yemin töreni konuşmamı beklemenili öneririm" dedi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baftarufı 1. Sayfada) ANKARA (CnmhBriyet BüroSD) Eski Milli Eğitim Bakanı, Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, ANAP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu, Turgnt Özal'ın her salı günü gruba hitap ettiği kürsüden açıkladı. Güzel'in ANAP grup toplantı salonunda dün yaptığı basın toplantısma HCG, liderliğe 63 ANAP milletvekili kaüldı. Hasoyundu san Celal Güzel, her hal ve şartta Hasan Celal Güzel, dün genel başkan adaylığının devam edeceğini vurgulayarak, ANAP'ANAP genel başkanlığına aday ta birlik ve beraberliği sağlamalığını açıkladı. ANAP'a miras bı nın tek koşulunun "müdahaksiz rakıtan düşünce, din ve vicdan, ve demokratik" kongre olduğuserbest girişimciliği kapsayan üç nu, ANAP'ın parti içi demokramirasa bir dördüncüsünü ekledi. siyi işletmesi açısından ilk Seçilirse ANAP'a "parti içi sınavının 17 kasımda toplanacak demokrasiyi" getirecek, parti ku olağanüstü kongrede verileceğini rullarıyla hükümet yetkilerini öz söyledi. Güzel, genel başkanlıkla gürce kullanırken, başbakan başkanlığın ayrılması formulütabii seçilirse kendisi "icracı" ne de karşı çıkarak, Cumhurbaşolacaktı. karu seçilen Özal'ın başbakanı HCG, "dördüncü özgürlüğe" kongreden sonra ataraasını istedi. Eski Milli Eğitim Bakanı Hagereksinirken son altı yıldır ANAP'ta parti içi demokrasi ol san Celal Güzel, ANAP grup topmadığını kabul ediyor, parti ku lantı salonunda 63 milletvekili ile rullarıyla hükümetin yetkilerini bazı il ve ilçe örgütlerinin kaüldığı yeterince ve gereğince kullana bir basın toplantısı ile adayhğını madığını öne sürüyor. Hele "li açıkladı. Güzel'in, Meclis'teki derler demokrasisi"nden "kad ANAP grup toplantı salonundaro demokrasisi"ne geçeceğini ki basın toplantısma katılan ifade ederek isim vermeden ANAP milletvekilleri şunlar: Mahraut Karabulut, Mehmet uzun bir geçmişi yadsıyor. Çevik, Alpaslan Pehlivanlı, Talat İsim vermesin, ama dinleyici Zeugin, Mehmet Yaşar, Burhan leri, neyi ve kimi amaçladığını Kara, Nevzat Durukan, Mehmet anlıyordu. "Al emri, yap Ali Karadeniz, Ömer Faruk Mageregini" çizgisine oturtulan cnn, Veysd Atasoy, trfan BaşyaANAP'ta hiç değilse bir kişi ger zıcıoglu, Hasan Tanrıöver, çeği aramanın peşine düşüyor. Gökhan Maraş, Mehmet PürdeHCG'nin koyduğu kurallar yad loğlu, Muslafa Uğur Ener, Yavnz sınacak nitelikte değildi. Şayet Köymen, Şevki Goğüsger, Yılmaz ANAP gerçek siyasal vartığa ka Sanioglu, Hayrettin Kurbetli, Sevuşacaksa zorunluydu. yil Ahmet Dalkıran, Femıh tlter, Yanı sıra, HCG'nin ortaya koy lhşan Bedirhanoglu, Ibrahim Özduğu ilkeler siyasal anlayış açı türk, Mustafa Denmr, Nevzat Aksından da doyurucu olabilirdi. su, Nizamettin Özdoğan, Aydın Ne var ki, kısa boylu bireyin dev Arvasi, Mustafa Balcılar, Sait golgesi ANAP üzerindeydi. Göl Ekinci, Biilent Öncel, Beşir Çelegenin estirdiği korku, çekingen bioglu, Zeki Çeliker (bagımsız), lik, buna rağmen bir çıkış yap Sadi Abbasoğhı, Yaşar Albayrak, manın erdemi HCG'nin sorulara Erkan Yüksel, Mehmet Perçin, verdiği yanrtlarda ortaya çıkıyor Eyüp Aşık, Rıfat Diker, Cevdet Akçah, Mebdin Işık, Necati du. de bir vatandaşın hukuksal haklarına" sahipti. Hakkındadava açılabilir, her türden hukuksal işlem yapılabilır ve cumhurbaşkanlığının hukuksal zırhına ancak ant ıçtiği gün kavuşabilirdi. Başbakanlığın, Çankaya'ya gönderdiği yazıda "yeni başbakan atanıncaya kadar Başbakan Yardımcısı Ali Bozer'in başbakantığavekâletedeceği" bildiriliyor, onayianması isteniliyordu. Cumhurbaşkanlığı hukuk danışmanlannın hazırtadığı ve Başbakanlığa dün gönderdıkleri resmi yazının içeriği şöyleydi: "İlgili yazınıza cevap: Anayasanın 101. maddesi gereğince cumhurbaşkanlığına seçilen kişinin hem başbakanlık görevi, hem de milletvekili sıfatı 31 Ekim 1989'da sona ermiştir. Yapılan hukuksal incelemeden sonra bu sonuca varılmıştır. Başbakan Yardımcısı Ali Bozer'in Başbakanlığa vekâleti onaylanmıştır." İlk bakışta Başbakanlık isteminin Çankaya tarafından kabul edildiği anlamı çıkabilir. Hatta, Başbakanlığın Danıştay'a başvurarak aynı soruyu yönetttiği, Danıştay'ın "işlemi hukuka aykın bulmadığı" anımsatılabilir. Ancak Evren'in Cumhurbaşkanlığı uzmanlarınca hazırlanıp Başbakanlığa dun gönderilen bu yazryla "ant içme törenine kadar geçecek sekiz günlük surede seçilen cumhurbaşkanının, anayasa açısından bugün hiçbir hukuksal zırhı olmadığı, anayasaya aykın bir durumun dokundurulduğu" »urgulanryor. Uzmanlara göre, gerçek resmi yazışmayia tarihe geçiriliyor. HCG, 17 kasım kongresinde başarıya ulasabilmek için "lider sultası" deyimini ağzına almak istemiyor, geçmış yıllarda liderin "tabii üstunlüğünün" partiye egemen olduğunu öne sürerek gölgeyi karşısına almaktan kaçınıyor. Son altı yılı sultada geçirdiklerini dolaylı yoldan irdelemesine karşın, geçmişteki olgunun "üstün bir karizmadan" kaynaklandığını vurgulamaya özen gösteriyordu. Her fırsatta kongreye "müdahaie edilmemesinden, tarafsızlıktan" söz etmesi uygar siyasal savaşımını daha baştan ipotek altına alıyor. Tepeden inmeciliğe dikkatli biçimde yaklaşıyor. Bu, ANAP'ta önümüzdeki günlerde parti içi demokrasinin yine olmayacağına inanışın belirtisiydi. HCG deyimiyle "çatal yönetimi" reddederken, 17 kasımda demokratik hidayete erişen bir başın tarafsız kalmasıyla liderliğe oturduğunda, başbakanlığı üstlenmesi zorunluluğunun ortaya çıkacağını söylüyordu. Oysa HCG, liderliğe soyunurken başkentin bir başka semtinde başka birileri 10 kasımda yeni başbakanı, doğal olarak yeni ANAP liderini bütün yetkiler le nasıl "tepeye oturtacaklarım" hesaplıyordu. HCG'ye göre, başbakan saptamak için yaptlan anketlerin fazla kıymeti harbiyesi yoktu, hepsi "istişari" idi. "Başbakan atarım" denilraemiş, "atayabilirim" gibi yumuşak, her yana çekilebilir bir ifade kullanılmıştı. Öyleyse?.. HCG'nin hem kongrede liderlik hem de 10 kasımda açıklanacak başbakanlık umudu henüz solmamıştı. HCG, dün "robot bir başbakanlider"likten öteye taşan, hatta böyle bir düzenlemeye karşı çıkan öğeler sıralıyordu. Dilediği kadar demokratik kuralların adamı olduğunu söylesin, ilk başta, o koltuklara bu tür niteliklerie gelmesini kabul edecek, sindirecek tek söz sahibini yanında bulabilecek miydi? Kuşkulu. Ne var ki, HCG, yıllardır öziemi çekilen bir atılımı gerçekleştiriyor, kongreye umut bağlandığını söylüyor, ANAP'a yeni bir çehre getirmenin heyecanını taşıyor. Başarırsa partisi adına büyük iş görmüş olacak. Yitirirse, adı ANAP tarihinde parti içi demekrasiye açılma savaşı veren insan olarak geçecek. Efendim siz iki buçuk gazete demiştiniz. Bu, tarüşmalara neden oldu. 2.5 gazeteyle neyi kastediyorsunuz? ÖZAL Bakın biz bu tahminlerde çok yanlışlıklar yapabüiriz. Bizde basın şu anda Babıâli ve yöresel olarak ikiye aynlıyor. CNN lelevizyonunda geçen gün bir Amerikalı gazete ve televizyon patronuyla söyleşi vardı. O diyor ki Amerika'da büyük basında erime var. Buna mukabil yöresel ba UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM Güzel: Özal kanşmasın Akına, Muhittin Karaman, Hikmet Biçenriirk, Talat Sargın, Mustafa Namlı, Dogancan Akyürek, Mustafa Şahin, Mehmet Akarca, Alaattin Fırat, Muıir YazKa, Barias Dogu, Osman Doğan, Mehmet Sağdıç, Akın Göoen, Orhan Ergüder, Mümin Karaman, Ümit Kahraman, Abdülbaki Albayrak, Kndret Bolükoglu, Rıfkı Yaylalı, Adnan YUdız, Hamdi Özsoy, Abdurrahman Karaman, Kudbettin Hamidi. Güzel'in basın toplantısma katılan überal milletvekiHerinden Fernıh tlter, "Merak ettim, geldim, davet etmişlerdi" değerleudirmesini yaparken, Orhan Ergüder, "Atatürk çocugu olmasına ragmen Atatürk ilke ve inkılaplannı ağzına bile almadı" dedi. Akın Gönen, sadece dinlemeye geldiğini belirtirken, Dogancan Akyürek, Güzel'in açıklamasını bitirmesinden hemen sonra salondan aynldı. Hasan Celal Güzel, özgeçmişini anlatarak, özal'ın cumhurbaşkanı seçihnesiyle boşalan ANAP Genel Başkanlığı makamım doldurmanın zor olduğunu söyledi. Güzel, "Liderliğe değil, A N A P Genel Başkanlığı'na aday olduğunu" vurgulayarak, Özal'ın düşünce hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ile teşebbüs hürriyetinin korunması yolundaki tavsiyelerine "parti içi demokrasinin işletilmesi" unsurunu ekleyeceğini kaydetti. Güzel'in "parti içi demokrasi" ve "lider demokrasisi yerine ekipler demokrasisi" şeklindeki önerileri ANAP milletvekillerince uzun süre alkışlandı. Güzel, Batılı anlamda parti içi demokrasinin işlemesi konusuna ANAP'ın liderlik edeceğini beurterek, 20 yıllık devlet hizmeti olduğunu, her göreve " Ö z a l sayesinde geldiğini" anlatarak, "Sayın Özal'a bu nedenle her zaman şükranlarımı ifade edeceğim" dedi. Kendisinin ffzik olarak özal'a benzediğini vurgulayan Güzel, "Ancak benim Sayın Özal'a asıl benzerligim hırslı, inatçı, karariı ve mücadeled olmamdır" şeklinde konuştu. özal'ın, "birlik ve beraberiiğin korunması ve kavgadan kaçma" yönündeki tavsiyesine sonuna kadar uyacağını belirten Güzel, 2000'li yıllann, Türkiıalkı ile aydırunı banştırma yüı olacağını, siyaseti "açık, net ve dttrüst bir biçimde yapacaklanm" sövledi. Güzel, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "lider demokrasisi yerine ekipler demokrasisi" düşündügünu, ANAP'ın, bu konudaki ilk sınavını 17 kasımda toplanacak olağanüstü kongrede vereceğini kaydetti. Güzel, bir gazetecinin, "Özal'ın genel başkanlığı döneminde parti içi demokrasi yeterii ölçülerde değil mijdi?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Benim genel başkan adayiığımı rest çekme olarak nitelenıeyin. Sayın Özal, kelimenin tam anlamıyla ANAP'ın lideridir. Büyük bir karizması olmuştur, bu anlamda da tek lider olmuştur. Biz bu dunımu hiçbir zaman liderlik sultası olarak gormedik, kendisine tabi olduk. Bundan da gocunmadık. Özal'dan sonra partinin başına gelmenin güçlüğünü kabul ediyoraz. Kim gelirse gelsin, genel başkan olacaktır, ama lider olabilmesi için belirii bir süre geçmesi, partide ve kamuoyunda lider olarak benimsenmesi gerekecektir. Bu da çağdaş demokrasinin gereğidir." Güzel, bir başka soru üzerine, Özal'ın önceki gün ANAP grubunda 18 başbakan adayı için yaptırdığı anketi de değerlendirerek, bunun "istişari olduğunu", Özal ile yaptığı görüşmede genel başkan adayı olarak çıkmasına karşı görüş bildirmediğini, ancak bunun "desteklemek" anlamına da gelmeyeceğini söyledi. Güzel, genel başkanlıkla başbakanlığın ayrılması formulüne de karşı çıkarak, " A N A P ' ı n e n fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir Gizel'e katiama ANAP genel başkanlığına adaylığmı koyduğunu açıklayan Gaziantep Milletvekili Güzel'i çok sayıda milletvekili kutiandı. (Fotoğraf.AA) dönemde iki başlı yönetimi uygun görmüyorum, parti içi demokrasi işlemelidir. Bu konuda ilk imtihan da 17 kasımda verilecektir" dedi. Güzel, adaylığimn her hal ve şartta devam edeceğini vurgulayarak, kendisinin "uç isim" olrnadığını söyledi. Güzel, "Kaldı ki uç isim olup olmadığımı kongre lespit edecektir. Bu karan verecek olan delegelerdir" diye konuştu. Guzel, Özal'ın atayacağı başbakamn kongreden genel başkan olarak çıkmasım istediğinin hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu: "Sayın Özal'ın kesin bir ifadesi yoktur. Ben bütün konuşmalannı inceledim, kendisi 'Başbakanı atayabilirim' demiştir. Zaten Cumhurbaşkanı olarak başbakanı ataması yetkisi de vardır. Ama esas olması gereken, kongreyi bekleyip, ondan sonra başbakan atamasıdır. Başbakanlığa elbette münasip göreceği isimler olabilir. Bunun ağırlığım da inkâr etmek mümknn değildir. Ama kişilerin demokratik haklannı kullanarak gidip kongrede aday olmalanna da yanlış bakmamak lazımdır. Esasen demokrasinin icabı da budur. Ben Başbakana rağmen aday değilim. Çünkü Özal, kendisine rağmen aday çıkmasım gerektirecek bir ortam hazıriamamıştır. Şu an Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarafsız cumhurbaşkamdır. Bundan böyle aksi şekilde davranması zaten miimkün değildir." Hasan Celal Guzel, bir başka soru üzerine, ANAP'ın 26 mart seçimlerinden sonra oyunun yüzde 1015'lere düştüğü biçimindeki kamuoyu y o k l a m a l a n n a inanmadığını söyledi. Güzel, ANAP'ta birlik ve beraberliği sağlamanın tek koşulunun "demokratik ve müdahalesiz bir kongre" olduğunu da belirterek, "En az çalkantılı yol, demokratik ve müdahalesiz bir kongredir. Biz kazananın yanında >er alınz. Bir nefer gibi hizmet etmekten de gurur duyanz" şeklinde konuştu. Güzel, Özal'ın tavsiye ve önerilerine uyacağım da ifade ederek, Özal'ın ANAP'ın gönlünde yaşayan manevi lider olduğunu kaydetti. Basın toplantısından sonra Güzel'i ilk kutlayan, liberal milletvekiHerinden Fernıh tlter oldu. tlter, Güzel'i öperken, "Çok iyi konuştun, tebrik ederim" dedi. Hasan Celal Güzel daha sonra basın toplantısma katılan milletvekilleriyle Meclis lokantasında yemek yedi. Eski bakanlardan ve ANAP'ın Genel Başkan yardımcılanndan Veysel Atasoy da Güzel'i hararetle kutlayarak, yemek süresince Güzel'in yanında yer aldı. Güzel'in kongre hazırlıklanm bazı illere yapacağı gezilerle sürdüreceği öğrenildi. Güzel'in ilk olarak bu hafta sonunda tstanbul il örgütüne gideceği ve burada yapacağı toplantılarla delegelerden destek arayacağı bildirildi. ANAP Genel Başkanvekili Orhan Demirtaş, ANAP il başkanlan ile "Cumhurbaşkanından işaret geldi. Onun göstereceği adayı destekleyin" diye konuşuyor. Bir siyasal partinin özünü örgütü oluşturur. İl ve ilçe başkanlan, örgüt yöneticileri ve delegeler, parti çatısını belirlerler. Partinin temeli örgüttür. Partinin çatısı da parti genel başkanı ile partinin genel merkez yöneticileridir. Bu örgütlenme modeli "aşağıdan yukanya doğru"öut. Temel konularda son ve belirteyici kararı, parti büyük kongre* si verir. özal, bu modeli tersine çeviriyor. Genel Başkanvekili Orhan Demirtaş, genel başkan adaylarına şimdiden gözdağı veriyor. Anket, ANAP grubunda yapılıyor. Oysa parti genel başkanını seçecek ve partinin yapısını belirleyecek olan kurul, TBMM ANAP grubu değil, parti büyük kongresıdir. Parlamenter sistemlerde siyasal partiler ve partilerin genel başkanlan önem kazanırlar. Niçin? Çünkü, genel başkanlar, partinin ideolojik ve siyasal kişiliğinin simgeleridir. Parti, bir siyasal savaşımın, bir siyasal kimliğin ürünüdür. Bu savaşım ve bu kişilik, partilere ideolojik nitelikler verir. Genel başkanlar, bu siyasal ve ideolojik özellikleriyie partiyie özdeşleşirler. Bu özellikler, parlamenter sistemlerin yazısız kurallarını da oluştururlar. Başbakanlar genellikle, parti genel başkanlarıdır. Cumhurbaşkanları, bu "yazısız kural" gereğince, çoğunluk partisi liderini başbakanlığa atarlar. Parti genel kongresi genel başkanı seçecek, cumhurbaşkanı da bu genel başkanı başbakanlığa atayacaktır. Sayın Özal, cumhurbaşkanlığına seçilmeden iki saat önce ANAP grubunda yaptığı konuşmada "seçilenler • atananlar" çelişkisine değinmiş, demokratik ülkelerde, atananların değil, seçilenlerin kararlannın geçerli olması gerektiğini söylemişti. Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte Özal'ın partisiyle ilişkisi kesilmiştir. Kesilince de partide yeni bir süreç başlamıştır. Yetkiler ve yetkililer, bu süreç içinde parti büyük kongresince yeniden belirlenecektir. Özal, yaptırdığı anket ile parti yönetiminde "seçilenlerin" değil, kendisi tarafından "atananlann" egemen olduklan bir yapı getiriyor. Bu yeni modelde belki de parti genel başkanlan başbakan olamayacaklar. Genel başkanlan parti örgütü seçecek, başbakanlan cumhurbaşkanları atayacak. Öyle genel başkan seçilsin ki kendisinde başbakan olacak nitelikleri ve yetenekleri göremesin; öyle başbakan atasın ki partide gücü olmasın! Parti büyük kongresi 17 kasım günü toplanacak. Büyük kongreye dinleyici alınmayacak. 9 kasım günü de Sayın Özal, başbakanı atayacak. 9 kasım günü atanacak başbakan, 17 kasım günü yapılacak büyük kongreye "Özal'ın adayı olarak" katılacak. Özal, seçimlerin değil atananların egemen olmasına çalışacak. ANAP bir yol ağzındadır. ANAP milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu ilk genel seçimlerde seçilemeyecekler, seçmen tabanındaki oyu yüzde yirmilere düşen bir partinin bundan sonra belini doğrultması ve oylarını yeniden yüzde 36'lara ve 40'lara çıkarması düşünülemez ANAP örgütü bu yol ağzında "genel başkanımı ben seçerim" diyebilecek midir? Bu bir kişilik, erginlik ve olgunluk sorunudur. ANAP, oldum olası "tek adam partisi"d\r. Bu "tek adam" kendi deyişi ile "Allah'ın ipine sımsıkı sanlıp" cumhurbaşkanı olunca, ANAP'ın parti modeli yine"yufcar/dan aşağıya doğru" işleyecek bir "Allahlık sisteme" oturacaktır. Yukarısı, bu kez Çankaya olacak; aşağısı da ANAP genel merkezinin bulunduğu Balgat!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle