18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRÎYET/6 DİZİRÖPORTAJ 16 KASIM 1989 Avrupa'da sayılan 2 milyonun üstündeki Türk topluluğu 30. yılınayeni bir ikilemle giriyor Avrupada kalmak da zor, vatana dönmek de ya'da, araştırmalara göre Almanya'da kalmak karannda olan Türklerin oraru 1980'deki >üzde 40 dolayından 1985'te yüzde 56'ya çıktı. Merkezin geçen yıl KuzeyRen Westfalya eyaletinde yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'ye dönmek karannda olanların oranı yüzde 13'e kadar inmiş bulunuyor. KaJma eğiliminin güçlenmesi yanında ikinci bir önemli eğilim ikinci kuşak göçmenler, yani Avrupa'da doğup büyüyen Türk gençler arasında mesleki eğitim görenlerin oranının giderek artması. Batı Almanya'daki Türklerin yaklaşık üçte birini meydana getiren 16 yaşın altındaki gençlerin, 1990"larda iş piyasasında belirli bir branşta meslek eğitimi görmüş, vasıflı işçiler olarak yer almalan bekleniyor. göre bu grup Türk kadınları arasında kronik yorgunluk, depresyon, uykusuzluk, aşın titizlik, kıskançlık, cinsel ilişkiyi reddetme gibi psikolojik rahatsızlıklar yaygırılaşıyor. Bu dertlerine çare arayan kadınlar arasında üfürükçülere başvuranlarm sayılan artmakta. Yine Kadıoğlu'nun aktardığına göre içinde bulunduklan toplumdan soyutlanmış bir yaşam süren kadınlar, Milli Görüşçü ve Nurcu orgütlerin "Islam misyonerligi" faaliyetlerinin de çok uygun bir hedefi haline gelmiş bulunuyor. Çok sayıda Alman kadınının da katıldığı tslamcı kadın örgütleri içinde alışılagelmişin dışında bazı akımlann doğduğu da görüluyor. Bir tür Islam feminizmi nite: liğini taşıyan bir akım "tesettür *ü (örtünmeyi) kadınlann kişiliklerini kuvvetlendiren, kadını erkek tarafından seks nesnesi olarak görülmekten kurtaran bir araç olarak savunuyor. Bu arada Alman okullannda okuyan Türk kızlan arasında başörtüsu de yaygınlaşmakta. Ancak bu durum, genellikle aile baskısmdan kaynaklanıyor. "Kalıcılık" eğiliminin güçlenmesi ne, yaşadıkları topluma entegrasyon sürecinin ilerlemesine karşıhk 1992'de Avrupa Tek Pazan'na geçişle birlikte Türklerin Batı Avrupa toplumlanndaki ve öncelikle Almanya'daki statülerinin tehdit aitına girdiği endişesi TÜSES konferansında dile getirilen en önemli konulardan biri oldu. Alman yetkililerinin, Doğu Avrupa'dan gelen göçmen akınımn Federal Almanya'daki göçmenlerin statüsunü hiçbir şekilde etkilemeyeceğine ilişkin beyanlanna karşın, bunun şimdi Türk göçmen topluluğu için ciddi bir tehlike olduğu üzerinde duruldu. Bu tehlikeyi, konferansa tek pazara geçişin Avrupa'daki Türk topluluğu için ne gibi sonuçlar getireceğini tartışan bir bildinyle katılan Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu sözcülerinden Mehmet Ali Ynrttagül ile konuştuk. Avrupa'daki Türk örgütlenmelerinin en büyüğu olan Halkçı Devrimci Federasyonu'nun (HDF) uzun yıllar genel başkanlığını yapan Merib Lnel ile Avrupa Türklerinin karmaşık gerçekliğini konu alan söyleşimizi ise yann yayımlayacağız. kalmayıp dedektiflik gibi hizmetlerden kaset, kravat ve sigara üreŞAHİN ALPAY timine kadar uzanan 55 değişik sektore yayılması. ,' Türkiye, lkinci Dünya Savaşı Avrupa'daki Türklerin kendileşonrasında yaşanan uluslararası rini "kalKi" gurdükierinin belki göç hareketlerinde önde gelen ülde en önemli göstergesi, tasarruf Jcelerden biri oldu. Yüzyıllar bove tüketim eğilimlerinde gözlenen yunca büyük ölçude dışa kapalı değişmeler. 1960'larda kazançlabir dünyada yaşayan Anadolu inrının yüzde 45'e kadar çıkan bir sanı, 1960'ların başlarından bölumunıi tasarruf. ederlerken 1970'lerin ortaJanna kadar devara 1986'da yapıian bir araştırmaya .eden görece kısa bir süre içinde, göre bu oran yüzde 16 dolayına JABD'den Avustralya'ya; Kuzey kadar dusmuş durumda. Türkle]Avrupa ülkelerinden Arap ülkelerin tasarruf ve tuketim eğilimleri rine kadar uzanan kitlesel bir göç giderek Almanlara benzemekte. Jıareketinin kahrarnanı oldu. BuAile fertlerinin büyük bölümü de gün Türk göçmenlerin büyük çoartık Almanya'ya taşındığı için ğunluğunun toplandığı Avrupa Türkiye'ye gönderilen paralar giTopluluğu ülkelerinde 2.2 milyon derek azalıyor. Avrupa'daki TürkTürk yurttaşı yaşıyor. Bunlann 1.5 ler artık, Türkiye ekonomisi açımilyon kadan da tek bir ülkede, sından para gönderen, ülkeye ya•Federal Almanya'da. tırım yapan kimseler olarak değil, 198Cner uımamlanırken giderek Türkiye'den ithalat yapan, TürUçüncü bir önemli gelişme de iyi anlaşılmaya başlanan bir gerkiye'ye turist olarak gelen kimsebaşta Federal Almanya olmak çek, başlangıcında "geçici" olarak görülen göçün, giderek "kalıcılık" kazanması. 1960'lar ve 1970*lerde hâkim olan geçici bir süre çalışmak amaayla yurtdışma giden; en agır ve en pis ışlerde çaJışarak hem geride bıraktığı ailesini geçindirmek hem de dönüşe hazırlık olmak üzere kazancının büyük bir bölümünü tasarruf eden; bütün ilgisi Türkiye'ye dönük; içinde yaşadığı topluma tümuyle kapalı bir Türk göçmenler topluluğu imgesi, artık gerçeklikle fazla bağdaşmıyor. Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) ile merkezi Bonn'da bulunan Türkiye Araştırmaian Merkezinin, 2425 Ekim 1989 tarihlerinde Jstanbul'da düzenlediği konferans, 1990"lara girerken hemen her konuda olduğu gibi Avrupa'daki Türklerle ilgili olarak da yeni k o şullarla karşı karşıya olduğumuzu olanca açıklığıyla ortaya koydu. Konferansa katılan Avrupa'daki Türk topluluğunun temsilcileri, Avrupa'da yaşayan Türk araştırmacılar ve gazeteciler, bu yeni koşullar konusunda öncmli açıklamalar ve uyarılarda bulundular. TÜSES konferansında ortaya çıkan bir temel gerçek, Avrupa'da yaşayan Türkler arasında artık orada "kalıcı" olduklarını düşünenlerin oranının bıiyüyen bir çoğunluk haline gelmiş olması. Bonn'daki Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Farufc Şen'e göre Avrupa'daki Türklerin dörtte üçünü barındıran Batı Alman Doğu'dan gelen göçmenler Türkleri tehdit ediyor Sayın Yurttagül, Avrupa Topluluğu 1992'de tek pazara geçiyor. Sizce bu, AT ülkelerinde yaşayan yaklaşık 8 milyon yabancı, bu arada 2.2 milyon Türk yurttaşı için ne gibi sonuçlar getirecek? Tek pazar, AT ülkelerinden gelen göçmen işçilere Avrupa vatandaşlığının öncüsü diyebileceğimiz, her türlü aynmcılıktan uzak olarak göçmenlerin her türlü sosyal ve ekonomik haklannı güven aitına alan garantiier getiriyor. Ne yank ki bu güvenceler, AT dışı ülkelerden gelen 8 milyon dolayındaki göçmeni, bu arada 2.2 milyon Türkü dısarıda bırakıyor. Şu andaki stalülerinde genelde bir değişiklik olmayacakmış gibi bir izlenim varsa da meseleye yakından baktığımzda bugünkü statülerinin de tehlikede olduğunu görüyorsunuz. Nedir bu lehJike? tki açıdan tehlike var. Birincisi, AT iç sımrlann kaldınlmasıyla dışa çok yüksek duvarlar öriiyor. AT'ye ziyaret amaayla bile girmek, özellikle Türkiye gibi ülkelerden girmek, çok zorlaşıyor. Yani Türk göçmenlerin anayurtlanyla, aileleri ile ilişkilerine engeller gelecek. Bir Türk Almanya'daki akrabalannı ziyarete gitmek istediği zaman, bütün Avnıpa'yı dolaşacakmış gibi bir işlemden geçecek. ikinci ve daha önemli olan tehlike, yabancılar politikasının, AT düzeyinde değil, milli hükümetler düzeyinde saptanacak oluşu. örneğin Almanya, gerektiğinde "Türkler dışan" diyebilmek serbestliğine sahip oluyor. 1980'lerde başlayan ve son yıllarda giderek yoğunlaşan Doğu Avrupa'dan gden Alman kökenli göçmen akım Federal Almanya'da iş piyasasını buyük ölçüde zorlayacaktır. Şu veya bu şekilde işsiz kalaı\Türk vatandaşı, bir daha iş bulmak olanağını yitirecek. İşsiz kalıp sosyal yardım aJmak zorunda kalan bir yaban Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Sözcüsü Mehmet Ali Yurttagül: 1980'ler tamamlamrken giderek daha iyi anlaşılmaya başlanan bir gerçek, başlangıcında "geçici" olarak görülen göçün, giderek "kalıcılık" kazanması. Araştırmalara göre Federal Almanya'da kalmak karannda olan Türklerin oranı 1980'de yüzde 40 dolayındayken 1985'te yüzde 56'ya çıktı. Bununla birlikte Tek Pazar'a geçişin Türkler için ne gibi sorunlar getireceği de Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı'nın düzenlediği konferansta ele alınan konulardan biriydi. üzere, birçok Avrupa ülkesınde çok sayıda Türkün ücretli işçi Statüsünden çıkarak kendi işlerini kurmaları. Dr. Şen'in verdiği sayılara göre Federal Almanya'da ekonomik bakımdan aktif 700 bini aşkın Türk arasında 30 bine yakla^an bir grup kendi işyerinde çalışıyor. Bunlann kurdukları işyerlerinde çalışanların sayısı 105 bin dolayında. Toplam yatınmJarı 5.1 milyar markı, yıllık toplam ciroları 23.5 milyar markı buluyor (Almanlann Türkiye'deki toplam yatınmları ise 380 milyon markı aşmamakta). Tüm AT ülkelerinde "işadamı" statüsüne geçen Türklerin sayısının ise 40 bine; toplam yatınmlarının 6.3 mityar marka ulaştığı hesaplanıyor. Türk yatırımcılan öteki yabancı yatırımcılardan ayıran önemli bir özellik, yatınmlarının yalnızca gıda ve turizm gibi alanlarla sınırlı 1980 'lerde başlayan ve son yıllarda giderek yoğunlaşan Doğu Avrupa'dan gelen Alman kökenli göçmen akım Federal Almanya'da iş piyasasını büyük ölçüde zorlayacaktır. Şu veya bu şekilde işsiz kalan Türk vatandaşı, bir daha iş bulma olanağını yitirecek. İşsiz kalıp sosyal yardım almak zorunda kalan bir yabancı hukuken Almanya'dan çıkarılabiliyor. a hukuken Almanya'dan çıkanlabiliyor. Almanya'da kalmak için hiçbir hukuki garantisi bulunmuyor. "Avrupa'da Yaşayan Türklerin Bugünü ve Yannı" konulu konferansta yaptıgınız konusmada, Türkiye'nin Türk göçmenlerin Avrupa'daki statülerinin AT çerçevesi içinde güvence sdtına alınması fırsatını kaçırdıginı söylediniz. Nasıi? Bilindiği üzere, Türkiye ile AT arasındaki katma protokol uyannca Türklerin AT içinde serbest dolaşımının 1976'da başlayan bir süreç .sonunda 1986'da gerçekleşmesi gerekiyordu. 12 Ey1U1 askeri rnüdahalesi sonunda AT ile Türkiye arasındaki ilişkilerin askıya alınması sonunda bu konudaki son adım atılamadı. 1986'da, hukuki açıdan sıkışan AT, Ortaklık Konseyi'ni toplantıya çağırarak serbest dolaşım meselesine bir çözüm arayışına girdi. Türkiye bu toplantıda serbest dolaşımı gündemin ana maddesi alarak bir çözüme bağlayacağına, Mehmet Ali Yurttagül, Dofu Avrupa'dan gelen göçmenlerin, Türkleri eşitsiz rekabette bırakuklan kanısında. Türkiye ile AT arasındaki çeşith' konulardan biri olarak ele aldı. Gerçekçi bir teklifle masaya oturup Avrupa'da yaşayan 2 milyonun üzerindeki Türk yurttasının serbest dolaşım hakkım garanti aitına alma fırsatını kaçırdı. Serbest dolaşımı üzerinde tartışılabilir, taviz verilebilir bir koz olarak gördü. Çözümlenmemiş serbest dolaşım meselesi, bugün en büyük engel olarak karşımıza çıktı. Çeşitli Alman yetkilileri, bu arada geçenlerde Türkiye'ye gden Sosyal Demokrat Parti Genel Sekreteri Anke Fuchs, Dogu Avrupa'dan gelen Alman göçmenlerinin hiçbir şekilde Almanya'daki Türklerin statülerini etküemeyeceğini belirtiyor... Doğu Avrupa'dan gelenler AT dışından gelenler için kesinlikle bir tehdit oluşturuyor. Bunu sayılarla ifade edebiliriz. 1973 yılında Almanya'da 2.6 milyon yabana sigortalı işçi çalışıyordu, bugün bunlann sayısı 1.4 milyon. Demek ki 19731989 arasında yaklaşık bir milyon yabancı, iş pi ler olarak anlam taşıyor. Yukarıda belirtilen ekonomik gelişmeler yamnda, Türkler arasında sendikal örgütlenme oranının Almanları geride bırakması, AJman siyasal partilerine üye olanlann sayısının giderek artması gibi sosyal ve politik gelişmeler de en azından Federal Almanya'daki Türk topluluğunun, Alman toplumuna "enlegrasyon" ve uyum sürecinde hayli yol aldığına işaret ediyor. Ancak bu genel eğilime ters düşen ve önemli uyum sorunlan yaşayan kesimler yok değil. Bu kesimlerin başlıcası, biri nci kuşak göçmenler arasındaki evkadınları, konferansta ele alınan konulardan biri oldu. Avrupa'da Türk nüfusu en yoğun olan kent konumundaki Köin'de, çeşitli araştırmalarda ve sosyal çalışmalarda çalışan Stibeyla Kadıoglu'nun verdiği bilgilere yasasından çtkmış. Doğu Avrupa'dan gelen, Alman kökenli, iyi bir eğjtime, iş deneyimine sahip göçmenler Türkleri tamamen eşitsiz bir rekabet içinde, işsiz kalıp geri gönderilme tehdidi altında bırakıyor. Bu durumun Türkiye AT iUşkileri açısından bir anlamı var mı? Doğu Avrupa'dan gelen göçmenler Batı Almanya'yı güç bir durumda bırakıyor. Kaç yüzbin göçmenle karşı karşıya kalacağıru kestiremiyor. Serbest dolaşım konusunda 1986'da verebilecekleri tavizi bile artık veremeyecek dunundalar. AT üyeligi konusunda Türkiye'nin arkasındaki en büyük destek Federal Almanya idi. Bu desteği kaybediyoruz. 1986'da sendika çevreleri, Avrupa'daki 2.2 milyon Türkün haklanrun garanti aitına alınması için yapılacak bir girişimi destekleyebüirdi. Zira Türklerin sendikalaşma oraru Almanlardan daha yüksek ve Türkler grevlere öncülük edebilecek niteliğe ulaşmış durumdalar. Bu insanlann hakkını arayan bir Türk hükümeti, sendikalan arkasında bulacaktı. Türkiye hükümeti genel serbest dolaşım talebiyle gelince, kendi üyelerinin işlerini korumak durumunda olan sendikalar elbette ki milyonlarca işsize kapılann açılması anlamına geiecek bir gelişmeye evet diyemez. Mehmet Ali Yurttagül, Halay dogumlu Ankara Üniversitesi Siyasal BUgiler Fakültesi'nde başladığı siyaset bilimi öğrenimini Berlın Hür universitesi'nde tamamlad!. Halen aynı üniversitede doklora çalıjmalarını sürdünıyor ve Avrupa Topluluğu konusılnda ders veriyor. Yuntagül, 198085 yülan arasında Federal Almanya Aile, Gençlik ve Sağlık Bakanlığı'nın Türk ailelere bilgi veren projesınin yOncımenliJını yaptı; 1985'ten bu yana da Avrupa Parlamentosu'nda Yeşiller Gruhunun bilimsel kadrosunda sosyal politika, Akdeniz politikası ve goçmeruer politikası konulannda uzman olarak çalışıyor. grubun sözcülOJünü yapıyor. SlRECEK 'Ev ödevi olsıııı, ama İlkokul öğrencileri bir yandan oyun oynayamamaktan yakımrken diğer yandan özellikle ilk üç sınıfta ev ödevlerinin tamamen kaldırılmasını yanlış •buluyorlar. POĞAN AKIN ~ f ANKARA Milli Eğitim Bakanlıgı'nca ev ödevleriyle ilgili olarak başlatılan yeni uygulamanın getirdiği tartışma öğrenci, öğretmen ve veliler arasında devam ediyor. tlkokul öğrencileri genellikle, "bütün zamanlannı almayacak bir ödev uygulamasına" gidilmesini isterlerken, veliler ev ödevlerinin kaldınlmasını "yanlış bir uygulama" olarak değerlendiriyorlar. Ev ödevlerinin sınıriandınlması ve bazı sımflarda kaldırılması ile ilgili olarak göruştuğümüz ilkokul öğrencilerinin gündemini yalnız ev ödevleri doldurmuyor. Oyundan ev ödevlerine, Anadolu liseleri sınavlanmn öneminden cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar birçok konuyla ilgileniyor öğrenciler. öğrencilerin ev ödevleri ile ilgili görüşleri şöyle: Heval Coşkun (Türktş Bloklan tlkokulu): Ödevler bir saati geçmeyecekti, ama hâlâ bir sürii saati alıyor. îlk üç sınıfta ödevlerin tamamen kaldırılmasına karşıyım. Reyhan Çetiner (Kavaklıdere Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilkokullardakiyeni uygulamasına öğrenciler'ılımlı* yaklaşıyor bize zaman da kalsıır Türban takmayı YOK de yasakladı A nayasa Mahkemesi'nin yasaklama kararından sonra Yüksek Öğretim Kurumu da üniversitelere yolladığı 2 kasım tarihli genelgeyle üniversitelerde türban takılmasının mevzuata aykırı olduğunu bildirdi. HAKAN ANKARA Geçen yıl TBMM'de kabul edilen ve türbanla derslere girilmesini serbest bırakan yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesinin ardından, uzun süredir bekleyiş içinde olan YÖK, türbanı yasaklama ve türbanla derslere giren öğrenciler hakkında disiplin işlemi yapılması karannı aldı. Edinilen bilgiye göre, YÖK'ün 2 Kasım 1989 gününde üniversitelere gönderdiği yazıda, geçen yıl TBMM'de kabul edilen ve türbana serbestlik getiren yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğine işaret edilerek, türbanla derslere girilmesinin mevzuata aykırı olduğu bildirildi. rimizin Türk yüksekögretim gençlifine yakışır ber türlü aşınhklardan uzak bir göhinümde olmalan esastır. Bu sebeple öğrencilerin derslerini, dershane, laboratnvar, klinik, poUklinik ve atölyeierde çok frapan kıyafetlerle ya da türban veya başörtüsu knllanmak suretiyle başlan kapalı şekiMe takip etmcleri mevzuata uygun degildir:* Üniversite yönetim kunılu karannda dersleri türbanla takip etmek isteyen öğrencilerin öğretim elemanları tarafından ikaz edileceği ve tavnnda ısrar eden öğrenciler hakkında dersin öğretmeni tarafından tutanak düzenlenecegi kaydedildi. YÖK'ün kararından sonra üniversite yönetimlerinin türban konusunda daha katı bir tutum takınmalannın beklendiği kaydedildi. Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan üzerine yönetim değişikliğine giderek türbanı yasaklayan, ancak türbanlı öğrencilere göz yumulan bazı üniversiteler ile karara karşın yönetmelik değisikliği yapmayarak türbana izin vermeyi sürdüren üniversitelerin, YÖKün "yasaklama" karanndan sonra, türbanla derslere giren öğrenciler hakkında disiplin işlemi yapacakları belirtildi. Aynca YÖK1 ün kararının yeni "türban eytemlcrine" yol açmasınm beklendiği ifade edildi. tlkokul ögrencilerinden baalan ev ödevini yararsız bulurken, kimileri de boş zaman kalmak kaydıyla ev ödevinin yararlı oidngunu söylüyoriar. (Fotoğraf: Banş Bii) llkokulu): ödevler 1. sımflarda kaldırılmamah. Hiç olmazsa fişlerin evde yazılması gerekir. Ödevlerin yararlı olduğuna inanıyorum. Anadolu lisesi sınavlan bizim hayatımızın dönüm noktası, ailemiz para ve emek veriyor, karsılığını vermemiz Jazım. Dinemes V atanarroran (Kavaklıdere tlkokulu): Ben ödeve karşıyım. Çok yoruluyorum. Uykumu bölüyor, ancak sabah erken kalktığımda ödevimi bitirebiliyorum. Emek Tüzün (Anıttepe llkokulu): Öğretmenler yine ödev veriyorlar. ödev verilmediği zaman su taşınz. Milli Eğitim Bakanı'çalışma yapılmıyor. nın söylediklerine katılmıyorum. Behçet Hacıbeyoğlu (Yücetepe Beden eğitim ve müzik derslerine tlkokulu): Ev ödevlerini bazen daha çok yer verilmesini istiyoyararb, bazen zararh buluyorunı. rum. O zaman kafamız daha iyi Öğrencilerin kendilerinin çahşma çalışıyor. Mine Güney Anıttepe tlkokulu): 5. sınıflara ödev verilmesine Gülçin Yalçın (Gazi tlkokulu): karşıyım, hem dersane hem okul 1, 2 ve 3. sınıflara ödev verilmeödev verince yetiştiremiyoruz. sini istiyorum. Yoksa çalışmazlar, okulda öğrendiklerini eve gelince Burçak Başkale (Mustafa Keunuturlar. 4 ve 5. sıruflara da mal İlkokulu): Bazı öğretmenler ödev verilmesini istiyorum, yoksa beden eğitimi, müzik gibi dersleAnadolu liselerine giremeyiz, ha ri yaptırmıyorlar. Milli Eğitim yatımız boyunca suçluluk duygu Bakanlığı, eğlenmemizi sağlayan sı bence daha doğru. bu derslenn yaptınlması için uyarıda bulunsun. Evren Baysal (Hamdullah Suphi llkokulu): Ödevlerin kaldırılması kötü, oldu. Okulda yaptığımız derslerin tekranydı. Özgür Can Öney (tncesu tlkokulu): Kötü oldu. tlkokul 3. sınıfa kadar çalışmak için çaba sarfetmeyecekler. Sonra da ileri sımflarda çalışma istekleri ve çabaları olmayacak. Sinem Gülsen (Bahçelievler tlkokulu): Ödev yapmayı istiyonız, ama öğretmenimiz çok fazla ödev veriyor. Alper Baysal (Bahçelievler llkokulu): Çok fazla ödev veriliyor, saatlerce ödev yapıyoruz. Hasan Coşkun (Nuh Eskiyapan tlkokulu): Öğretraenimiz çok ödev veriyor. Örneğin bugün 45 sayfa özet var, bir şiir ezberlenecek, kompozisyon yazacağız ve aynca Türkçe kitabındaki sorulan yapacağız. Özge Erpolat (Ulubatlı Hasan tlkokulu): İlk sımflarda ödev verilmemesi çocuklarda güvensizlik yaratır, sonra da verilen ödevi yapmazlar. Bence çok ödev verilsın. YÖK'ün yazısı üzerine, "Ankara'da türbanı yasaklamayan tek üniversite" olan Gazi Universitesi'nde yasaklama karan alındı. Diğer üniversitelerin Anayasa Mahkemesi'nin karan üzerine yönetmeük değişikliğiyle türbanı yasaklamalarına karşın, "YÖK'ten işaret gelmediği gerekçesiyk" türbana göz yumulan Gazi Universitesi'nde, bu işaretin gelmesi üzerine toplanan üniversite yönetim kurulunun karannda şu görüşlere yer verildi: "Dış görünüm ve kılık kıyafetin şabsiyetin bir parçası olduğu gerçeginden hareketle, ögrencile KURS DERSHANE EGITIM ÇAN AJANS 151 00 44 Gerçekten öğrenmek istiyorsanız... EHLİYETINİZİ LISKUR'DAN ALIN ARACINIZIGÜVENLE KULUNIN İNGİLİZÇE'yi • • • • • Har wviysy« herkaM »mıHar Uzman ofiretım kadrosu Mılı EOılım uen »ertıhka Harkasa uygun takaıderla Ayda 40.000 TL'dan ıtıDaren OZEL BORA SURUCU KURSU 28. Dönem kayıtJan başlamıştır. OKUL: ÜSKÜDAR 343 67 82 KOZYATAĞI 362 47 33 TARABYA 162 08 18 Barış ve demokrasi yandaşı değerli öğretmen arkadaşımız DİLFEN'E gelmelisiniz! İn^ilizcc ve kursliirı « CamüMge sistemt ile yaşoyofak mgıluce • Labarotuvar ve vtdeo çalısmalan • Bılgısayar Basıç ve Pascai flıllen • Bılgıscryar baş^rda sürekli uygulama • Proıe/ staı olanaklan • Nıteliklı ve deneyımlı öğrerım koarosu • ingdace ve Dılgsoyara Dıriîkte kafıianlara tîOyuk ındmm • Milh Eğihmden onaylı sertiMca DİL BİLİM'de yaşıyarak öğr»nln KACHKÖY 348 01 71 346 19 47 Soöutlüçeşme Camii Karşısı DVLJP ÖZTÜRK'ü öldürülüşünün 10. yılında sevgiyle anıyoruz. ÖĞRETMEN AR^ADAŞLARI ADBVA RLKASA Not: 16J 1.1989, saat lO.OO'da, TopkapıKozlu Mezarlığı'ndaki mezan basında amlacaktır. LISAN ÖĞRENMEK GEREK] EVET İNGİÜZCE f VEFATLAR İÇİN Yurt içi, yurt dışı cenaze nakledilir. İlaçlama, malzeme, tabut, bütün işlemler hassasiyetle, süratle yapılır. İşletmede aynca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilaniarında, hizmet bedeli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 140 68 86 DILFEN SURUCU KURSU KADtKÖY Tel 336 02 79336 02 06 ERENKÛY Tel 359 30 68 363 77 86 MALTEPE Tel 3522421 Adres OılabahceCod No 11 Bts «'as lel 160 77 46 i.5yılYerine6ayda Inglilzce öğretlyoAma Ben.EN IYI ruz. EN ÇABUK Haftada 5 gün issaat. ENKOLAV Kurs döneml Ayda 30.000 TL'ye 1 Kasım31 Mayıs Nasıl öğrenebilirim diyorsanız arayın Met: 159 74 30 147 07 34 140 73 87 Sen kitaplara sızan Karanlığı elerdin S«n hep aydınlık dogru Bilgılcr vtrdüı bize Sokmacfan yanhşlan Körpe bilincimize Bızde hep kardeşligi Ve gerçegi göverdin SevgUı Amcamız ANMA TALtP ÖZTÜRK'ü aramızdan aynlışının onuncu yılında saygıyla anıyoruz. YECEVLERl ADCVA AKEN ÖZTURK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle