27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Universite özerkliği nasıl ki askeri müdahaleler dönemlerinde ve sonrasında yok edilmisse, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ilkeleri de aynı şekilde yok edilmişlerdir. Bugünün mevcut YÖK'ü aracılığıyla nasıl ki üniversitelerimiz yozlaştırılmış, öğretim üyeleri uzaklaştırılmış, özerk birer kurum olmaktan çıkarılıp liselere dönüştürülmüş, çökertilmişse, yargı kuruluşlanmız da "yargının YÖK'ü" diye tanımlayabileceğimiz Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu eliyle hak arama özgurlüğünu kısıtlayıcı, nitelikli ve bilgili yargıçlann uzaklaştırıldığı ya da uzaklaşmak zorunda bırakıldığı birer kuruluş haline dönüşturülmuşlerdir. Yargı bağımsızlığı duşüncesinin ülkemizde de kök salmasıyla bırliku, 1961 Anayasası ile Yüksek Hâkimler Kurulu ve Yüksek Savcılar Kurulu diye iki kurul oluşturuldu. 12 Mart mudahalesinden sonra bu kurullar ilk darbeyi yemiş, yeni düzenlemelerle önceden sadece "izleyici" konumu ile kurullara katılan Adalet Bakanı'nm oylamalara da katılması sağlanmış, savcılarla ilgili güvenceler de yok edilerek doğrudan bakanlığın gudümüne sokulmuşlardır. Bu hükümler 27.1.1977 ve 27.9.1977 tarihlerinde Anayasa Mahkemesi'nce "insan haklanna, hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine" aykırı bulunarak iptal edilmisse de; 12 Eylül 1980 sonrası her alanda yapılanlar gibi tekrar ve en kötü biçimde yeniden çıkarılan yasalarla kökünden değiştirilmiştir. Eski kurullar, 15 Mayıs 1981 tarih ve 2461 sayıh Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası'yla kaldınlarak yargı bağımsızlığı tamamen yok edilmiştir. Daha önceki yasalarda, "hâkimlere ve savcılara" yani yargı mesleğinin mensuplarına atfedilen "yükseklik" payesi bu kez "kurula" atfedilmiştir. Adalet Bakanı, kurulun oy kullanan "başkanı" sıfatını almış, bakanbk müsteşan da kurulun doğal üyesi olmuştur. Birçok defa karşılaştığımtz "ilk defa" ve "bir kereye mahsus" yasa hükümleri burada da boy göstermiş ve kurulun öbur üyeleri de Devlet Bakanı'nca atanmışlardır. Yeni yasaya göre oluşturulan ilk kurulun üyeleri arasında yüksek yargı organlarınca doğrudan seçilen hiçbir üye yer almamıştır. Her yönüyle olumsuz yapısına karşın buyük yetkilerle donatılan kurul, yargıç ve savcılann tüm özlük hakiarı ile ilgili olarak tam yetkili kılınmıstır. Atama, seçilme, nakil, geçici görevlendirme ve göreve son verme yetkilerinin tümü bu kuruldadır. Kısacası yargı mekanizması tümüyle idarenin, bir politikacı olan Adalet Bakam'nın emrine verilmiş, yargı bağımsızlığı; sözde var olan (Anayasa Md. 138) gerçekte var olmayan bir ilkeye dönüştürülmüştur. Yargıç güvencesi de bu yolla yok edilmiştir. Bu kurulun görevleri arasında bulunan geçici görevlendirme, görevden alma ve meslekten çıkarma yolu ile hem yurttaş yönünden hem de yargıç ve savcılar yönünden teminatın yerinde yeÜer estirilmiştir. Bununla da yetinilmeyerek 2461 sayılı yasanın 12. maddesiyle "kurul kararlarırun kesin olduğu" ve "bu kararlar hakkında başkaca bir idari ya da kazai mercie bas,vurulamayacağı" hükmü geıirilerek verilen kararlara karşı dava açma yolu da kapatılmıştır. Yani her vatandaş kendisini ilgilendiren konularda birçok zorluğa karşın dava açma hakkına sahipken, yargıçlann dava açma haklan ellerinden alınmıştır ve hâlâ yargıçlar kendilerini teminatta (!) ve bağımsız (!!) hissedeceklerdir. 16 KASIM 1989 F. Almanya demokratik göçmen hareketinin önde gelen isimlerinden, üyemiz, değerli insan Y argoıın \ ÖK*ü!.. Eğitim sistemimize getirdiği tahribatla özerk üniversiteyi yok eden YOK'e karşı başından beri tutarlı ve sağlıklı bir tepkiyle muhalefet eden kamuoyu ve aydınlarımız, aynı tepkiyi benzer niteliğiyle yargı düzenini ve bağımsız yargıyı yok eden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 'na gösterememiştir. BİNALİ AĞAÇ Danıştay Eski Tetkik Hâkimi Eylül 1980 askeri müdahalesi ile birlikte gerek Milli Güvenlik Konseyi döneminde, gerekse 1982 Anayasası'mn kabulünden sonra hemen hemen hayatm her alanında anti demokratik yapıyı ayakta tutmak ve sürdürmek için birçok kurum ve kuruluş oluşturuldu. Yasama organııun yerine, atamayla oluşturulan Danışma Meclisi; idari işlevin yerine geçraek üzere gücünü halkın oyuyla seçilmiş bir yasama organından almayan huküraet; çalışma hayatında ve toplu pazarlıkta işçileri ve sendikalan devre dışı bırakan Yüksek Hakem Kurulu; eğitim alanında Yüksek öğrenim Kurumu (YÖK); yargı alanında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve benzeri birçok kurum ve kuruluş bu demokrasi karşıtı yapının öğeleri oldular. Bu yazımızda, hâlâ varhğını sürdüren kuruluşlardan biri; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üzerinde duracağız. Adalet ve hak arama özgürlüğü, herkesin rahatça ve hiçbir engelle karşılaşmaksızın idari makamlara ve bu özgürlüğun kullanılmasının en meşru platformları olan mahkemelere başvurabilmesi ve buralarda gerek davacı, gerekse davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahip olmasıdır. Gerçek anlarnda adalet duygusunun kamu vicdanında yer edebilmesi için hak arama özgürlüğünün varlığı tek başına yeterli olmayıp ayrıca "yargı bağımsızlığı" ve "yargıç teminatı" ilkelerinin de bu özgürlükle birlikte var olması koşuldur. Bu ilkeleri biraz irdeleyelim: Yargı bağımsızlığı, idarenin yargı organları üzerinde baskı kurmarnası, müdahaleci olmaması, yönetim gücünü elinde rutanlann yargı gücünü de ellerinde tutma hevesinde olmamaları ve "bunun fiilen mevcut olması" demektir. Yargıç güvencesinden anlaşılan da yurttaşın, hak arama özgürlüğünü kullanırken nereye ve hangi yargı kuruluşuna başvuracağını önceden bilebilmesi, bu yargı kuruluşunda görev yapan yargıçlann önceden btlli olmalan ve özel etkenlerle o dava için secilmemiş olmaları, yani her kim ki aynı koşullarda bu yargı mercii önüne gelirse gelsin yargılamanın da aynı ve eşit koşullarda olmasıdır. Bu ilkeler aynı zamanda hukuk sistemlerinin vazgecilmez bir parçası olarak kabul edilen avukathk mesleğinin sağlıklı yürütülebilmesi ve savunma hakkı için de yaşamsal bir öneme sahiptir. kaybettik. Acımız büyüktiir. Ailesinin, F. Almanya'da özellikle Köln'de yaşayan tüm vatandaşlanmızın başı sağolsun. KAMBER KAPLAN'ı GÖÇMEN DERNEKLERİ FEDERASYONU GDFGENEL YÖNETİM KURULU ADINA GENEL BAŞKAN ARİF ÜNAL Tepkiler ve sonuç Eğitim sistemimize getirdiği tahribatla özerk üniversiteyi yok eden YÖK'e karşı başından beri tutarlı ve sağlıklı bir tepkiyle muhalefet eden kamuoyu ve aydınlarımız, aynı tepkiyi benzer niteliğiyle yargı düzenini ve bağımsız yargıyı yok eden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gösterememiştir. Belki bunda dikkatlerin 12 Eylül sonrası oluşturulan başta sıkıyönetim mahkemeleri ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri olmak üzere özel yargı kunımlan üzerinde yoğunlaşmasırun da etkileri olabilir. Son zamanlarda çeşitli vesilelerle yükselen tepkiler yetersiz de olsa umut verici ve yerindedir. Çözüm yolu, bu konuda köklü değişiklikler yapılarak 12 Eylül sonrası çıkanlan yasaların kaldınlmasıdır. Bütün toplumun ve hukuk çevrelerinin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kaldınlarak yerine, üyeleri yargı kuruluşlanmınn en üst organları olan sadece Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarf nca seçilecek bir yeni kurulun oluşturulması için yeni düzenlemelerin yapüması amacıyla el ele vermeleri gerekmektedir. Bu Iconuda siyasi partilere de büyük görevler düşmektedir. Özlük hakJan da güvence gerektirir Yargıç güvencesinin bir de yargıçlar yönünden düşünülmesi gereken bir yanı vardır. Bu da her yargıcın politikacılar ya da idari gücü elinde tutanlarca etki altında bırakılmaması, atama ve yukselmelerinin bu güçlerce değil de üyeleri sadece yargıçlardan oluşan bağımsız kurullarca yapüması ve herhangi b'r nedenle kolayca görevlerine son verilememesi, verilse dahi onların da haklarını aramak için başvuracağı bir yargı yerinin olmasıdır. Başka bir deyişle yargıçlann maaş ve kariyerlerinin güvencede olması, yasalar ve vicdani kanaatleri dışında hiçbir etkide kalmayarak yargılamayı surdürmeleridir. Peki ülkemizde durum böyle midir? Çok uzgünüz ki yanıtımız kesinlikle "Hayır"dır. AJNMA Canımız evladımız, CEMİL BARAN'ın babası AIİ HAYDAR ÖZTEMÎR Ebediyete aynlışının üçüncü yılında Sensiz yasamımızm acı çaresizliği içinde, Yüreğimizde yanan ateşimiz, kanayan yaramızsın Ulu Tanrı'nın rahmeti üzerinde olsun. 16 Kasım 1986 16 Kasım 1989 Baban: OSMAN SUNUSİ Annen: AYTEN Kardeşlerin: MURAT. FERHAT. FERAH. FERDA ÖZTEMtR EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Çevre Duc\ arlıbğı Acaba 21. yy. içinde insanlığın karşılaşacağı tehlikeler nelerdir? Bugün çeşitli yönleriyle tartışılan 21 yy!da insardığı neler beklemektedir? Bu ve benzeri sorulara özellikle 1960lardan bu yana insan zihni cevap aramak tadır. Akademik çevrelerde konunun önem kazanması, dünya ülkelerinin günümüzdeki kadar önemle konuya yaklaşmaları ile aynı zamana rastlamaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası ekonomik büyüme hızı, yeni endüstriler kurulması, yeni maddelerin bulunması ve kullanımının artması ve bunun getirdiği kirlilikler, altyapı eksikliğirün sonuçlan gibi herkes tarafından bilinen ve yaşanan olaylar çevre sorunlannı ön plana çıkardı. Sanayileşmiş ulkelerin sorunun büyüklüğunun farkına varmalanndan sonra konu üzerinde çalışmalara hız verilmiştir. Çalışmalann amacı, çevre sorunu yaratmayacak veya bu sorunlan en aza indirecek yeni tekniklerin bulunması ve mevcut sorunlann ortadan kaldınlması şeklinde özetlenebilir. Tartışmaların arkasında yatan en önemli gerçek ise gelecek kuşaklara çevre sorunlan ile dolu bir dünya bırakma kaygısfdır. Batı ülkeleri artık çevre konusunda hassas davranmaktadırlar. Çevre sonınlanm azaltıcı yönde yatırımlarla buna bağlı araştırmalar ve örgütlenmeler hızla gelişmektedir. 1972 yılında Stockholm'de BM Çevre Konferansı toplanmasmdan bu yana 120'yi aşkın ülke genel müdürlük düzeyinde çevre örgütüne sahiptir. NURAN HALİSE ÖZKAN Gazi Üniversitesi Ne Dolaplar Döndü! Salâh Birsel'ln dizelerini anımsadım birden: "Neler otdu neler Ne dolaplar döndü". Dolap mı döndü, insanlar mı, olayfar mı, tarih mi? Yoksa sagduyu, akıl mt elden gitti? On gün içinde hem ülkemizde hem de dünyada büyük değişmeter okJu. Kim derdi, Berlin'deki utanç duvarının ortadan kalkacağını? Kim derdi Macaristan'da, Pclonya'da, en sonra da Bulgaristan'da yıllanmış yönetim kadrolarının tepetaklak gideceğini? Evet, dahası var, kim derdi, kim duşünebilirdi; Atatürk'ün, İnönü'nün Çankaya'sına Turgut Özal adjı bir mühendisin yerfeseceğini? Bu, Sayın bayın, Çankaya'dan hem ülkeyi hem de partisini yönetebileceğini? Kim derdi, çarşaflı, takunyalı bir karanlık takımın Basın Müzesi'ni güpegündüz basabileceğini? Kalktım, birazcık dinleneyim dedim. İsveç'ten gelen sanatçı dostum Lütfi özkök'le bırkaç gün için Gökova keyfini çıkarmak istedim. özkök'ü sanatseverler tanırlar, dünya yazarlarının fotoğraflarını çekmiş, pek çok ülkede sergiler açmış, İsveç'le Türkiye arasında yıllardan beri sanat elçisi görevinı yapmış bir kişi. Kasım ayında güneyin tadını çıkarmak, dostlarla birlikte olmak güzel bir şeydi. Ama olayların bir anda hızlanması olmasa, ülkede ve dünyada akıl almaz değişiklikler tam da bu dinlence günlerine rastlamasa! Hızlı değişmeler insanın hayal gücünü aşıyor. Düşünüyorum, iki bin yılından sonraki yasamı! Belki Ayrupa Birliği kurulacak. Belki ne demek, gerçekten kurulacak! İnsanoğlu bugün nasıl tek pazar oluşturuyorsa, yarın tek bir Avrupa, gide gide tek bir (Arkası /*. Sayfada) tarının sonsuz artamayacağı göz önüne alındığında özellikle sürekli artan dünya nüfusu Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, do karşısında sorunun ne denli önemli olduğu orğal çevrenin hızla tahribi başta ABD ve Altaya çıkmaktadır. manya olmak uzere pek çok ülkenin kamuo 5) Kapital artışı: Buna endüstriyel gelişme yunda tanışılmaya, konuya yönelik bir dizi ça de denilebilir. Durmadan gelişen endüstri, çevlışmaya başlandı. Bunlardan en önemlisi, 1972 re sorunlarım ağırlaştırmaktadır. >Tİında Roma Kulübu'nün "sıfır büyüme" öne Araştırma ekibi çözüm olarak, dünyada bir ren raporuflur. denge durumunun sağlanmasını, kaba bir ifaDennis Meadows'un başkanlığında oluştu deyle, nüfus ve kapital artışının tüm dünyada rulan ve içlerinde bir de Türk bilim adamının önce yavaş yavaş, sonra tamamen durdurulbulunduğu 15 kişilik bir ekip iki yıllık bir ça masını, çevre kirlenmesinin sabit bir düzeyde lışma sonucu bilgisayarlarda olusturduklan bir tutulmasını, hammadde rezervlerini geliştiredünya modelini değişik koşullar altında dene cek teknolojiler yardımıyla tüm dünya sistemelere tabi tutmuştur. minin dengeye ulaştırılmasını, yani 'sıfır Ekibin çalışmalarına göre insanoğlu esas büyüme' önermiştir. olarak 5 büyük sorunla karşı karşıya bulun Konuya getirilen çözüm önerilerini şu şekilmaktadır. Bunlar: de sıralayabiliriz: 1) Niifus artışı: Hesaplamalara göre 1970 başlannda dünya nüfusunun kendini yenile Nüfus artışının kontrol altına alınması, kayme süresi 33 yıldır. Yani dünya nüfusu her 33 naklann tüm insanlann istifadesine sunulmayılda, 33 yıl önceki değerinin 2 katı olmakta sı, önleyici çalışmalara hız verilmesi, çevre sorunlarınm çözüm maliyetine ortak katkı vb... dır. 2) Çevre kirienmesi: Sanayi artıklanmn vb. Buradaki sorunlar daha çok gelişmiş ülkeçöplerin atılması sonucu akarsu ve denizlerin lerce hissedilen ve çözüm önerileri de onlarca önerilen sorunlardır. Gerçekte soruna adil çökirienmesi önemli ölçude artmıştır. 3) Tekrar üretilemeven hammadde rezerv züm yolu buiabilmek için alınacaic tedbirleleri tükenmesi: Petrol, kömür, demir, vb. ye rin az gelişmiş ulkelerin de gelişmelerine imraltı servetterinin tükenmesi, bunlann insan kân sağlayacak şeyler olması gereklidir. örnekleyecek olursak, nüfusun kpntrolü önerilarca tekrar üretilememesi. 4) Besin maddelerinin sınırlı iiretilebiiirii si, az gelişmiş ülkeler açısmdan geçerli olmagi: Dünya yüzündeki ekilebilir alanlar ne ka yabilir. Çünkü bir ülkede nüfus sadece tükedar zorlanırsa zorlansın, üretim teknolojisi ne tici değil, aynı zamanda bir üretim unsunı olan kadar gelişirse gelişsin, üretilecek besin mik "işgücü"nün kaynağı olarak düşünülmeudir. SAI.TUKPIa» ve Kaseıçrt* 513 7369 GECE: Halk danslarıyla, dia gösterileriyle, etkinliklerde 18 Kasım 1989 Saat 20.00 KARTAL Belediye Sineması'nda KARDEN Kartal Halk Dayanışma Derneği katkılarıyia BEYAZ DIZl 99 Yeni bir yaklaşım. yeni bir çızgi, yeni bir estetik anlayışı... AEG, ürünlerine yepyeni bir dizi ekliyor: Beyaz Dizi. Beyaz Dizi, evinize bembeyaz fırınlar, bembeyaz .Lavamat'lar, bembeyaz soğutucular getiriyor. Her şeyiyle, *her yeriyle bembeyaz! AEG sizin için beyaz bir dünya yaratıyor... 1990'ın çizgileriyle, 1990'ın dizaynıyla. Ve Beyaz Dizi, Beyaz Fırsat'la birlikte geliyor! isterseniz tüm diziye, isterseniz diziden bir ürüne çok kolay sahip olabilmeniz için... "Beyaz" güzeltiğini evinize kolayca taşıyabilmeniz için! AEG AynnMı Wlgl İçin başvurabileceOinJz Grünberg Ttearet AŞ bölge telefonlan: istanbufc (1) 512 53 50 Anfcn: (4) 127 73 50İzmin (51) 22 66 50 GOney Anadokı: (71) 14 4790(Adana)Karadeniz:(361) 15626(Samsun)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle