27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 [ABERLERİN DEVAMI 20 OCAK 1989 ^Tokadı atarf kayboluyor (Baştarafı I. Sayfada) de bulunan milyarlarca liralık stoğu eritmeye çalıştığı öğrenildi. Piyasada başlayan tokatçılığın, özellikle son uç ayda hız kazandığı ve olayın boyutlarının da artık milyonlarla değil, milyarlarla ölçülmeye başlandığı beliniliyor. İstanbui toptancı piyasalanndan edindiğimiz bilgilere gore tokatçılık bölgeler arasındaki mal akışıyla el ele gıdiyor. Adının yazılmasını istemeyen bir büyük toptancı fırma >etkilisi olayı şöyle açıkladı: "Pijasalarda durgunluğun başlamasıyla birlikte senet ve çek prolesto olaylan daha sık göniliır oldu. Ama daha once, arada bir yaşanan lokatçılık ola>lan giderek sıklaşmaya başladı. Zor duruma düşen firma elindeki malı fabrika fiyalının da allına zararla salıyor ve ardından ortalıklan kaybolu>or. Zor dururadakilerin bazıları gerçekten zaranna satış yapıp borcunu öderken, bazıları da ortadan ka> boluyor. Zaranna satış yapanlar İslanbul'dan çıktığı gibi, Eskişehir, Ankara. Gaziantep ve Ronya'dan da çıkıyor. Vani Anadolu'dan sipariş gelmediği gibi. tersinden oradan bura>a mal geliyor." Tokatçıhk olayına ilişkin son yaşanan ornek, Rami toptanc; piyasasında görüldu. Bunlardan birine Bölek Ticaret'in, diğerine ise Çebi Gıda diye bilinen Anadolu Pazarlan AŞ'nin adı karıştı. Piyasa ilgilüeri Bolek Ticaret'in elinde bulunan iki, üç milyar liralık malı zaranna elden çıkardıktan sonra ortalıktan kaybolduğunu, Çebi Gıda'nın da 1 milyar liranın üstunde malı zaranna sattıktan sonra pıyasadan çekildiğini ifade ettiler. Çebi Gıda'nın Anadolu Pazarlan adı altında Sana, Omo deterjanları ureten Levertş'ten 426 milyon liralık mal aldığı ve çekinin karşılıksız çıktığı öğrenildi. Leverlş'ten bir üst düzey yetkili olavı doğrulayarak, "Firma yetkilileri hakkında dava açıldı ve tutuklama karan alınmaya çalışılı>or. Bunlar da hileli iflas >oluna başvuruyorlar. Sanırım parayı çoklan başka alana kaydırmışlardır. Buradan alacaklan faizle anaparayı herhalde daha sonra 6de>eceklerdir. Elimizde ipotek var, ama paranın tutarını karşılamı>or" diye konuştu. Edinılen bilgilere göre gıda \e temizlik urünleri piyasasında Gaziantep, Konya, Eskişehir ve Ankara'dan getirtilen mallar nakliye parası da dahil olmak uzere fabrika fiyatımn önemli duzeyde altında satılıyor. Orneğin bir koli deterjanın fabrika çıkış fiyatı 60 bin lira civarındayken. bu ilierden nakliye parası da dahil bir koli deterjan 47 bin liraya kadar varan fiyattan getirilip satılabiliyor. Kolisi 24 bin lirayı bulan Sana yağı, yine nakliye parası dahil olacak şekilde 22 bin lıradan satın alınabiliyor. Bir topıancı firma yetkilisi "Elinde nakit olan kazanıyor. Çünkü peşin parayla bunlan ucuza alıp yine fabrika fiyatından almış gibi yine çek ve senelle satabiliyorsunuz" dedi. Bu arada toptancı ve perakendeci esnafın ellerindeki milyarlarca liralık stoğu eritme>e çalıştığı, bu yuzden pek sipariş vermediği de öğrenildi. Istanbul Rami toptancı piyasasında siparişler önemli ölçüde düşerken, fabrikaların satış yapabilmek için vadeleri bir aydan 3 aya kadar çıkardıkları belirtiliyor. Toptancı firmalara kimsenin stoğunu erilmeden sipariş vermediğini soylediler. Aldığımız bilgilere görc diğer piyasaiarda ise durum şoyie: İnşaat malzemeleri piyasası: Çimentoda bayiler 1988'e göre siparişlerini yüzde 30azalttılar. Boyada toptancı kuruluşlar siparişlerini yüzde 80 azaltırken. demir çelik ürunleri ve seramik fayans ve armatur ürünlerinden mal satıldıkça sipariş verilmeye başlandı. Perşembe pazarından bir firma yetkilisi "Eskiden bizi kapıdan Kovan fabrikalar şimdi telefon açıp neden mal almadığımızı soruyorlar. Sloklan erilmeye çalışıyoruz" dedı. Yetkili daha önceden fabrikalarla imzaladiklan üçer aylık donemleri kapsayan siparişlere karşılık verilen senetlerin yürürlüğe girdiğini, bu yolla gelen malların stokların artmasına yol açtığını ifade etti. Dayanıklı tuketim mallan piyasası: Türkiye'de sayısı 3000'i aşan beyaz eşya, kahverengi eşya ve elektronik ürunler bayilerinde milyarlarca liralık stok birikti. Beyaz eşya satıcıları satışların ancak kampanyalarla yapılabildiğini hatırlaıarak "siparişlerin yüzde 7080 azaltıldığını, stokfan kaçınmaya ve mallan elden çıkarmaya calıştıklannı" ifade ettiler. Bu arada Arçelik'in bayilerine "her ayın beşine kadar stok durumlannı bil mektir." (Baparafı I. Sayfada) miktarda borcu olduğu belirtilen Banker Kastelli'nin an arda gelen haciz ve iflas istemleri yanında, konut ya da işyeri alanların, inşaatların durması üzerine, 100 milyonlara varan ve 12 yıla kadaı yayılan vadeli senetlerini geri almak için yaptıklan baskı karşısında iflas ya da konkordato silahını çektiği kaydediliyor. Kastelli'nin şirket yöneticilerinden "tüm işlerin durdurulmasını, hiçbir konuda hiçbir yere kesinlikle ödeme yapılmamasını ve Turk Ticaret Kanunu'nun 324. maddesini çok dikkatlice ele almalanm" istediği de öğrenildi. Soz konusu madde şirketin mali durumunun bozulması halinde yapılacak yasal işleri belirtiyor. dirmelerini, bir yıl içinde üç kez slok durumunu btldirmeyen \e bildirmekte geciken bayilere yıllık ciro priminin verilmeyeceğini" belirten yazılar gonderdiği öğrenildi. Bir Arçelik bayisi "Piyasanın nabzını ellerinde tulmak istiyorlar. İlk kez böyle bir uygulama söz konusu" diye konuştu. Her dayanıklı tuketim malı satıcısı bayide 1020 milyon liralık bir stok bulunduğu varsayıldığında, Türkiye çapıııda bu alanda 3060 milyar liralık bir stok olduğu ortaya çıkıyor. Olomoliv yan sanayii: Üretici fırmaların kapasitelerini düşürmelerinin ilk etkisi yan sanayiinde gorüldu. Otomobil, kamyon, kamyonet üreticisi firmalann ürctimlerde yaptıklan duşuşle yan sanayiye verdikleri siparişi yüzde 50'ye yakın azalttıkları belirtildi. Taşıt Araçları Yan Sanayi Kuruluşları Demeği (TAYSAD) Başkanı Ahmet Arkan siparişlerin azaldığını ve şu anda kendi sektörlerinde "boş kapasitelerin ihracata aklanlma" çalışmalarının yapıldığını belirtti le şunları söyledi: "Derneğimize bağlı 138 kuruluşla 30 bine }akın işçi çalışıyor. Yüzde 50 bosalan kapasiteleri ihracata aktarabiliriz. Bir aya kadar bu konuda ilk somul gelişmeler sağlanır. İhracat şansımız var. ama maliyellerimiz yüksek oldugu için bu bizi olumsuz elkileyebilir. İhracat şansımızı kullanamazsak bu 10 binin üslünde işçi işsiz kalacak de UGUR MUMCU (Baftarafı I. Sayfada) GOZLEM SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, amcası Rıza Temelli'nın torunu Canan llmer'in düğün yemeğine katıldı. Inönü, düğün yemeğinde, davetlıler arasında yer alan ışadamları Vehbi Koç, Halit Narin ve Ali Kocman ile bir süre sohbet ettı, Inönü. gazetecilerin bir bayanla görüşmesinı görüntülemelerı üzerine, "Bebek'lıdir hanımefendi. Kazıklı marinadan söz ediyor. Yazın. çok şıkâyetçı. Kazıklı marina falan istemıyor. Doğanm, Marmara'nın, Türkiyenin en güzel koylarından biri olan Bebek Koyu'nun kazıklı marina yapılarak katledilmesine tepkı gösteriyor. Onu konuşuyoruz" dedi. Madencı Müfit Kepenek'ın oğlu Süleyman Kepenek ile evlenen Canan llmer, baiayını ABD'de geçıreceklerini söyledi. Divan Otelı'nde yapılan düğune. Inönü'nün akrabalar; ile coğunluğu ışadamı ve sanayıci olmak üzere 700'ü aşkın davetlınin katıldığı bildirildi. (Fotoğraf Fuat Kozluklu) Inönü, yeğeninin düğününde Inönti'den suç duyurusu (Baştarajı I. Sayfada) me yaptığını, geri kalanını da 4 taksitte 1991 yıîına kadar ödemek için banka ile bir sözleşme yaptığını anlattı. İnonü, sözlerini şöyle surdurdu: "Bu sözleşme ilginç bir sozleşme. Çünkü bu sözleşmeye göre şirket, arsa için ödemesi gereken bedelden lam 10 milyar lira daha az para odeyecek. Taksillerin toplamı sadece 24.5 milyar lira lutuyor. G«ri kalan 10 milyar ne olacak? tşte burada bankacılık tarihinde eşi, benzeri olmayan garip bir uygulama düşünülmüş. Banka laksitlerle alacağı paralar için borçlu şirkete yüzde 30 oranında faiz verecek. Bu faizler toplamı da gene 10 milyar lira tutuyor. Boylcce şirketin bankaya ödemesi gereken 35 milyar lira tamamlanmış oluyor. Yani borçlu alacaklıya değil. alacaklı borçluya faiz veriyor. Böyle bir laksitli salış örneğini sanırım hiçbir kimse yaşamaınıştır, görmemiştir, duymamıştır." SHP Lideri bankanın 1987 bilançosunu kârda göstermek amacıyla Karaman çiftliği olarak bilinen Kadıköy ilçesine bağb 4.5 milyon metrekarelik bir arazirün özel bir şirkete vadeli olarak satıldığını anlattı. Bankanın bu araziyi Hazine'nin bankaya olan ödenmemiş sermayesinin 23 milyarlık kısmına karşılık devletten aldığını, sonra da konut yapılmak koşuluyla bir şirkete sattığını belirten Inonu, inşaat bitiminde arazinin üzerindeki yapılarla birlikte değerinin 1.7 trilyon olacağının tahmin edildiğini kaydetti. Inönü, "Banka bilanço günü olan 31 Aralık 1987de satılmış gösterdiği bu arazinin yeni değeri olan 143 milyar lirayı >aklaşık 10 yıl sonra lahsil edebilecektir" dedi. Bankanın kasasına girmeyen paralarla 1987 bilançosunda hayali kâr gösterdiğini ve zarara sokulduğunu anlatan İnönü, bu muhasebe hilelerınin Bankalar Yasası'nın 54 ve 7 9/3. maddeleri uyarınca suç olduğunu, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası gerektirdiğini söyledi. lnönu, sözlerini şöyle tamamladı: "Yetkili mercilerin ve savcılıgın bu konuya eğilerek gerekli işlemleri başlatacağını umarım. Şimdi hükumetin bu konulann Meclisle görüşülmesini neden istemediği, işbitiricilikten, beceriklilikten neyi anladığı daha iyi gönilüyor. Bankanın 1987'de artan zaran uydurma, hileli ve şaibeli işlemlerle ortbas edilmişti. Hükümel bunlan biliynr mu? Genel müdür bu nedenle mi istifa ettirfldi? Başbakanlık Danışmam yapılması çözüm mü? Hakkında soruşturma açıldı mı? Sayfn Kaya Erdem bu tür uygulamalara karşı çıktığı için mi istifa etmek zorunda kalmıştı? Vatandaş bu sorulann yanıtını bekliyor. Çünkü bu istifalar göriildügü gibi AıNAP'ın iç sorunu değildir." SHP lideri basın toplantısında daha sonra gazetecilerin sorularıru yanıtladı. Inönü, bir soru üzerine Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlannda şirketlerin isimlerinin kod olarak geçtiğini belirtti. tnönü, bir başka soru üzerine belgelerin açıklandığını, her şeyin ortada olduğunu vurgulayarak, savcılıgın görevini yapmasını beklediğinı sövledi. Başbakan'ın "çakallar" suçlamasıyla ilgili soruya karşılık İnonü, "Biz 'Basbakan görevini yapmalıdır' diyoruz. Bunlan bir larafa bırakıp geçmişten ömekler vererek konuyu saptırmak gibi oyunlara herkesin karnı toktur. Bugünkü durum son derece vahim bir gidiş halindedir" dedi. İnönü, "Peki çakallık yapan kim?" sorusunu, "Vatandaşlar kimin ne olduğunu gayet iyi görüyorltr" diye yanıtladı. "Yetkililerin ve savcılıgın harekete geçmemesi durumunda bu konulann Meclis soruşturması ya da gensoru ile TBMM'ye getirilip getirilmeyeceği"ne ilişkin bir soruya da SHP lideri, şu karşıhğı verdi: "Onları zaten biz getirdik. Denelim diye devlette ne varsa hepsini göreve çağmyoruz. 'Hiçbiri işlemezse, ne olacak?' diyorsunuz. Bunlann hiçbiri işlemezse Türkiye'de devlet ne hale gelmiştir? Elbet bunu en sonunda vatandaş çözecektir. Devletin denetim organlan da elbet armut toplamayacaktır. Ben o kadar umutsuz değilim. Bu belgeler nasıl ortaya çıkıvor? Bürokrasideki sağlam göriişlü, namuslu vatandaşlar, gönüllüler bunlan ortaya çıkanyorlar. Bunlar hükumetin baskısı altındalar. Sayın Basbakan dünkü gibi beyanlanyla namuslu insanlan ortaya çıkmaktan korkutuyor. Ama şu meşhur sözii bBiyorsunuz; namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesur olmadıkça işler düzelmez. Türkiye'deki namuslu insanlan göreve çağmyoruz ve ben namuslu insanlann hiç de az olmadığına inanıyorum. Ona inanarak. ona güvenerek bu açıklamalan yapıyonım." Yüksek Denetlerae Kurulu raporunda adı geçen bankaya borcu karşılığında 25 milyar lira değerinde arsa devreden şirketin Ali Rıza Çarmıkh'nın Libaş firması olduğu öğrenildi. Bankanın bu arsayı 31 Aralık 1987 tarihli bir protokolle Tekfen şirketine sattığj kaydedildi. Edinilen bilgiye göre, yapılan protokolle arsanın yarısı Tekfen'e bırakıldı. Banka elinde bulunan diğer yan payla Tekfen ile ortak bir projeye girdi. Batıköy projesi olarak anılan ve 3 bin 600 konutun inşaasını öngören bu anlaşmada inşaatı yürütecek müteahhit şirket olarak Tekfen İnşaat seçildi. Tekfen inşaat, bankaya borcunu nakit olarak ödemeyecek. İnşa edilen konutlardan kendi hissesine düşen payla 1989 yılından itibaren bankaya «lan borcunu kapatacak. çevrilen "The Day of Jackal" adlı kitabının kahramanı olan profesyonel terörist bu anlamda bir çakaldır. Bu anlamda, hayalı ihracat yoluyla zengin olanlara, devlet bankalarından dolanlı yollarla milyarlar vuranlara ve bunlan destekleyen çevrelere de "çakal sürüsü" denebihr. Deney görmüş, zeki siyasetçilere de gerçi "kurt politikaa" 6enir, ama burada "kurt" küçültücü anlamda değil, yüceltici anlamda kullanılır. Halkımız, yüzyıllardır "Pireyi gözünden, çakalı dizinden vurmak" gibi atasözlerini kullanır. Olağanüstü başarılar bu gibi atasözleri ile anlatılır. Türkçemizdeki, "Ne dağda bağım var ne çakalda davam" atasözü de renksiz, ürkek aydınlanmızın ağızlarına yakışır. Çatışan iki taraftan da yana olmamak anlamında kullanılır bu atasözü. Gülmece ustası Aziz Nesınr\n "Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu" diye tanımladığı aydın türlerine yakışır bu renksizlik ve yansızlık. Günümüzde, "ilericiliğin bir türü" olarak tanımlanan "döneklik" için de kullanılabilir. En çok dönenin, en çok ideoloji ve kimlik değiştirenin, her kalıba girenlerin, zor görünce tavşan gibi kaçanların en ilerici sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz!.. Çakal, şiirlere de konu olmuştur. Nâzım Hikmet, 1962 yılında yazdığı bir şiirinde gençlere şöyle seslenir; okuyalım: Daha gün o gün değil, derlenıp dürülmesın bayraklar/Dinleyin, duyduğumuz çakallann uiumasıdır/Saflan sıklaştınn çocuk lar/Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır... Başbakan Sayın Özal, İstanbul'da önceki gün yaptığı konuşmada. 1960 iktidarına çamur atanların benzerlerinin yine ortaya çıkmaya başladıklannı ileri sürerek şunları söylüyor: Kastelli, Narin'in yolunda TTK'nın 324. maddesinde şöyle deniliyor: "Şirketin acz halinde bulunduğu şiiphesini u>andıran emareler mevcutsa idare meclisi akliflerin satış fiyallan esas olmak uzere bir ara bilanço lanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde. urnumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin aktifleri şirket alacaklılarının alacaklannı karşılamaya velmediği takdirde. idare meclisi bu dururau derhal mahkemeve bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder. Şu kadar ki, şirket durumunun ıslahı mumkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacakiımn talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzimi ve>a bir yediemin tayini gibi şirket mallarımn muhafazası için lüzumlu tedbirleri alır." Kastel Inşaat'ta da son günlerde bilanço hazırlıklarının yoğunlaştığı belirtilirken, Banker Kastelli, şirket merkezinde olmasına karşılık bizimle göruşmekten kaçındı. Kastelli'nin sık sık bürosuna gittiği belirtilen Avukat Nida Ergenç, bu konuda konuşmak istemedi. Kastel İnşaat Yönetim Kurulu uyesi Av. Tufan Atlı ise, ifias ya da konkordatoya gideceklerini yalanladı, "Böyle bir durumun söz konusu olmadığını" söyledi. Bu arada Kastel lnşaat'ın Bayramoğlu Projesi, Tercüman Mahallesi ve Konak Çarşısı'ndan konut ve işyeri alanlar, bu projelerden vazgecerek senetlerini kurtarmaya çalışıyorlar. Aralık ayından beri Kastel lnşaat'ın Kadıköy'deki merkezine giden ve senetlerini geri isteyenlerden bazıları, bu senetlerinin yakın tarihli hatırı sayılır miktarının piyasaya verildiğini öğreniyorlar. Önemli bir miktannı ise geri alabiliyorlar. Bu senetleri geri alırken Kastel İnşaat'la bir protokol imzalattırılıyor. Şimdiye kadar ödedikleri paralar için ise sadece sözlü olarak, "Ona sonra bakanz, öderiz" cevabı veriliyor. Buna karşılık protokole, piyasaya verildiği için geri verilmeyen senetlerin numaralan konuluyor, ama bunların ne zaman ve nasıl geri ödeneceği belirtilmiyor. Çifte satışların bulunduğu Konak Çarşısı'ndan işyeri alan ve isminin açıklanmasını istemeyen hak sahiplerinden biri, 450 milyon lira değerindeki senetlerini geri aldığını, buna karşılık 22 milyon 180 bin lira tutarındaki 1989 yılı senetlerinin "piyasaya verildiğinden" dolayt kendisine iade edilmediğini söyledi. Seçimler yaklaştıkça aynı çakallar, aynı lafların benzerlerini tekrar tekrar söyleyeceklerdir... 27 Mayıs 1960 öncesinde Menderes hükümetine karşı sert yazılar yazanların bir kısmı bugünkü alaturka liberalizmin alafranga savunucuları olarak diyalektık sıçrama içinde her gün gazetelerde ve televizyonlarda gösteri yapıyorlar. Sayın Öza/'ın "aynı çakallar" benzetmesinin bu gibi yazar ve çizerleri kapsayıp kapsamadığı konusu önemlidir. 27 Mayıs 1960 öncesinde BayarMenderes yönetimine karşı yazılar yazıp 27 Mayıs'tan sonra da ihtilali savunanların bir kısmı da bugün Sayın Oza/'ın çevresındedir. Bu "çakal" benzetmesinden, belki bu değerlı dönekler alinırlar 1960 öncesi ile 1989 yılındakı "çakallar"\n aynı olup olmadıkları konusuna bu yüzden bir aç/Klık getirmek gerekir. Kim bu çakallar? Bu gibi sözler, bir başbakamn ağzına yakışmaz. Siyasette, zoolojik değil, ideolpjik terim ve kavramlarla konuşmak çok daha inandırıcı ve etkili olur. Peki,"ideolojik çakallık" var mıdır, yok mudur?.. Bu konuda henüz bir araştırma olduğunu da sanmıyoruz. Sayın Özal, hiç şüphesiz, "aynı çakallar" benzetmesini bir dil sürçmesi sonunda yapmıştır Tipkı "Allah'tan başka kims&ye hesap vermem" konuşmasında olduğu gibi. Başbakanımız, hiç şüphe yok demokratık hukuk devletinde anayasa ve TBMM içtüzüğünde hesap verilecek yerler ile ilgili kuralları herkesten iyi bilir. Başbakan bu sözü "Ben Allah'tan başka kimseden korkmam" anlamında kullanmıştır. Kullanmıştır da "korkmam" sözcüğü ağzından, her nedense, "hesap vermem" biçiminde çıkmıştır. 27 Mayıs durup dururken mi oldu? Birkaç çakalgazeteci, üç beş kurt politikacının eseri midir 27 Mayıs? Her ıhtilalin olduğu gibi 27 Mayıs 1960 ihtilalinin de çeşitli ve karmaşık yapı ve nitelikte nedenleri vardır. İhtilal bir sonuçtur. Önemli olan, ihtilal koşullarının doğumuna yol açmamaktır. Yoksa, iki üç bürokrat, beş on albay, iki yüz üç yüz Öğrenci ve üç beş gazeteci ihtilal tstediler diye ihtilal olmaz. Kendisi de bir "ihtilal hükümeti üyesi" ve ihtilal öncesinin "1 numaralı bürokratı" olan Sayın Özal, bu gibi konuları, sizlerden ve bizlerden çok iyi bilir. 27 Mayıs ihtilalinin nedenlerıni 26 Mayıs 1960 günündeki koşullarda aramak daha doğru olur. Çakallar... Şunlar, bunlar... Bu gibi sözcüklerı siyaset terminolojisinden çıkarıp atmak gerekir. Yolsuzluk haberlenni yazanlan çakallara benzeten Sayın Başbakanımız, bu yolsuzlukları yapanlara zoolojik sözlükten seçtiği hangi adları uygun görür dersiniz? Çakalsız ve çakal sürüsüz Türkiye dileğiyle... İnönü'nün uçağına bomba ihbarı SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'yü dün Ankara'dan tstanbul'a göturecek THY uçağına bomba konulduğu ihbar edildi. Yapılan incelemeden sonra uçak yaklaşık 2 saatlik gecikme ile lstanbul'a hareket etti. A S A ĞI İ N Dİ GAYRETTEPE'de AÇHDL Rezenasvon: 174 87 13 SARDVNYA Restaurant: Yıldız Posta Cad. 25'inci Blok. Gayreitepe HERGÜK 17.00 02.00 ARASI İNGİL'IZCE ÖĞOMCEĞİM DİVE ZAMAKJINIZI VC PABAKJIZI p KıtapKulubu c Cumhuriyet Kitap Kulübü Bakırköy Temsilciliği Karya Kültür ve Sanat Merkezi İMZA GÜNÜ 21 Ocak Cumartesi 13.0017.00 AZİZ NESİN Biıincı Cd. No 15 Amovuflcây Tel. 163 32 34 Yeni bir Club, yeni bir çevre, farklı iletişim ve aktiviteler. Seçkin bir ortamda, sizin kadar seçkin kişilerie. • JAZZDANS • FESTİVAL BİLETİNİZ mUINIDATA BANK • KİRALIKARABA SERVİSI • DAHS KURSLAfil • D0GUM GÜNLERlNtZmlNDlRlM KARTLARINIZLA200 SEÇKİN FIRMADAN AUŞVERIŞ • BAYRAM TATİLLERİNDE, ÇOK DAHA UCUZA. ISTEDİGINİZYERİ, ArLARONCESlNDEN 21.00 VolkanOeha 23 30 MELİŞERCÜMENT IMEZİH TURGUT Cad Ç*fehavıjzlaf Î5« 18 7C • 358 49 30 VESfl •TUPSEKÎN " REUBECÜrSİNDE İMĞÎLTEPt'KİN SEÇKİN DİL r OKULLARINDiuy VACA BÜTÛN YİL İNĞfÜZCE $HTI İngiliz Lisan Okullan Oanışma Merkezi Adliye karsısı BAKIRKÖY T.C. BİGA SULH CEZA MAHKEMESİ Karar No: 1988/400 SANIK: ISMET ÇAR1KÇ1. Ali ve Ayşegul'den olma 1930 d.lu Gönen Pilevne Mah. 47 no.lu sokak no.71'de oturur. Mandıracı SL'Ç: Gıda Maddeleri tüzüğune aykırılık SUÇ TARİHİ: 22.3.1988 KARAR TARİHİ: 5.12.1988 KESİNLEŞME TA.: 5.1.1989 Yapılan yargılama sonunda sanığın TCK.'nun 3%, 402 maddeleri gereğince 32.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 3 ay meslek ve sanatının tatiline, 7 gün iş yerinin kapatılmasına ve karar kesinleşlikten sonra karar ozetinin kapatma suresi kadar kalmak uzere büyuk harflerle yazılmak suretiyle kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştınlmasına karar verildiği ilan olunur. Basın: 15834 KARAR ÖZETİ Esas No: 1988/153 ORTAKÖY GECELERİNDE MARTI İLE YENİBİRSOLUK HAKANMACIT Gitar üdlisi ÇarşambaPerşembeCuma İSMAİL C.tesiPazar Gitar dinletisi Muollim Nocı Cod No 70 Kat 3 Ortakuy Nufus kâğıdımı ve sigorta kartımı kaybettim. Hükumsuzdür. HALİL DENİZ Nufus kimliğimi 17.1.1989 tarihinde kaybettim. Hukümsuzdı,r. SABRI TÜZÜS Ehliyeti kaybettim. Hukumsuzdur. NA1L TOPLAYICI • LİSAN KURSLARI • RESIM.MÜZİK TİYATKO ÇAUŞMALARIKÜLTÜREL SER&LERm ORTAK ZEVKLEREEORE DÜZENLENUIŞ TURLAR • MOOAETKİNUKLERİ turseın Cümnunyet Cad 173'tB Elmadag istjnbul 80230 Hıllon Otelı karşıSı Tel ı.1| 148 39 77 • 148 79 43 Tlx 27498TUSMTRFax (1)1329729 TIME CLUB ÜYELİK BEDELİ 1 SENELİK 50.000.TLdır. 3373028 3450913 • SATRANÇ TURNUVALAflimFlLHIIVE VtOEO GOSTERtLERI • BftR 159 35 78140 78 28 T.C. BİGA SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Esas No Karar No Sanık Suç BURDUR KADASTRO MAHKEMESİ 1987/18 ESAS 1988/627 KARAR SAYILI DOSYASINDA YARGI DUYURUSUDUR Burdur Merkez Belenli Koyü'nün Çarşakardı mevkiinde bulunan 1646 sayılı parselin tapulama tesbitine itiraz edilmekle mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; davalı 1646 sayılı parselin 3402 S.Y.'nin 14. maddesi gereğince Gulsüm Akgün, Mehmet Şahin, Ibrahim Mesut Tenşi, Bahattin Tenşi, Habibe Şavklı, Ali Şahin, Durmuş Şahin, Nurhan Şahin ve Şeref Şahin adlanna tapuya tesciline karar verilmiştir. Burdur Merkez Belenli Köyü nüfusuna kayıtlı Halıl oğlu, 1934 D.lu, Durmuş Şahin'in tum aramalara rağmen adresi belirlenemediğinden; Mahkememizden verilen 31.10.1988 gun ve 1987/18 esas, 1988/627 sayılı karar ile verilen karar davacı hazıne tarafından lemyiz edilmekle adı geçene kararın ve temyiz dilekçesinin gazete ile tebliği uygun görülmüştur. Duyurunun gazetede yayımlanmasından itibaren 15 gün içerisinde adı geçen tarafından temyiz edilebileceği açıkça duyurulur. Basn: 40162 İLAN ELAZIĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1988/1077 Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından tmam Tekkılıç, Bünyamin Ekmen ve Osman Çelik aleyhine açılan tazminat davasımn yapılan açık duruşmaları sırasında verilen ara karan gereğince; 28.3.1988 tarihinde Tunceli Sağlık Müdurlüğune ait 62 AD 646 plaka sayılı araç ile davalılardan Bunyamin Ekmen'in kullandığı 23 AN 777 plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen hasar bedeli olan 385.000 TL.'nin davalılardan tahsiline karar verilmesi ıstenmiş olmakla maliye hazinesi tarafından tazminat davası ikame edilmiş ve davalılardan Bunyamin Ekmen'e çıkarılan tebligatlann (Şoför Osman Çelik'e ait nakliyat şirketinde çalışır adreslerine çıkarılan tebligatlar) bila tebliğ iade edildiğinden ve tüm soruşturmalara rağmen adresinin tesbit edilemediğinden dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olduğundan davalılardan Bunyamin Ekmen'in duruşma günu olan 14.2.1989 günü saat 09.00'da hâkimliğimizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verileceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 40157 BURDUR KADASTRO MAHKEMESİ 1988/221 ESAS SAYILI DOSYASINDA YARGI DUYURUSUDUR Burdur Merkez Yakalar Köyü'nun Köşkaltı mevkiinde bulunan 1299 sayılı parselin tapulama tesbitine Zekeriya Taşdemir tarafından itiraz edilmekle mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ve tapulama ve tutanaklarının Tapu Sicil Müdürluğüne devredilmesine karar verilmiş, verilen karar Zekeriya Taşdemir tarafından temyiz edilerek Yargıtay lö.H.D.nin 28.1.1988 gün ve 1987/6499 esas, 1988/1344 sayılı ilamı ile bozularak gelmiştir. Burdur Merkez Kemer Nahiyesi nüfusuna kayıtlı Ayşe Çakmak mirasçısı Mehmet oğlu, 1942 D.lu, Fevzi Çakmak'ın tüm aramalara rağmen adresi belirlenemediğinden; adı geçene gazete ile duyuru yapılmasına karar verilmiştir. Yukanda adı yazılı bulunan Fevzi Çakmak'ın 3402 S.Y.nın 28. maddesi gereğince duruşmanın yapılacağı 30.1.1989 gunune kadar bozma ilamına karşı diyeceklerini bildirmesi, aksi halde yargılamanın vokluğunda yapılacağı, çağrı kâğıdı tebliğ edilmiş gibi geçerli olmak uzere açıkça duyurulur. Basın: 40161 Suç Tarihi Karar Tarihi Kesinleşme Tarihi 2.1.1989 Yapılan yargılama sonunda sanığın TCK'nun 398, 396, 64'' Sk. 4, TCK. 402 maddeleri gereğince 64 bin lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 6 ay meslek ve sanatının tatılıne, 14gun sureyle işyerinin kapatılmasırıa, karar kesinle>ükten sorra karar özetinın kapatma suresi kadar kalmak üzere büyuk harfkrle yazılmak sureıiyle kapdtılan işyerinin goze çarpan bir yerine yapı^tırılmasına karar venldiğı ilan olunur. Basın: 15835 1988/ 132 1988, 383 RECEP UÇAR , İsmail ve Hatice'den olma 1943 dğ.lu Biga Çan caddesi No: 51'de Kasaplık yapar Gıda Maddelerı Tüzüğune aykırılık 4.3.1988 1.12. 988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle