23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ÎSMAÎL GÜLGEÇ MUZIK FILIZ ALI HAYVANLAR 16. Uluslararası tstanbulFestivali'nin ardından Ardından Istanbul'un vüz akı PİKIVtK PİYALEMADRA Kimilerince "elit"likle suçlanan tstanbul Festivali, her geçen yıl seyirci ve dinleyici sayısı artarak gelişmesini surdürüyor. Bu yılki izdiham, festivalin artık tstanbul kentinin en vazgeçilmez etkinliği durumuna geldiğini gösteriyor. Festivale elbirliğiyle sahip çıkalım. Aksamalan dile getihrken övgülerimizi de belirtelim ki çalışanlara güç verebilelim ve festival lstanbul'un yüz akı olmaya devam etsin. llkel ropiumlarda (burada ilkel sozcuğunü bir iltifat olarak kullanmaktayız, çunku gelişmiş dediğimiz toplumların ilkel toplumlara oranla daha az insanı olduğunu artık dehşetle gormekteyiz) muzik, dans, tiyatro, resim, heykel; tumüyle sanat herkesin malıdır. Gelişmiş dediğimiz toplumlardaysa sanatın halktan uzaklaştığına, gitgide daralan bir kesimin hizmetine girdiğine tanık oluyoruz. Yunanlı besteci Mikis Theodorakis ise sanatla halk arasındaki dengenin, önce anstokrat, sonra da burjuva toplum yaşamının güç kazanmasıyla bozulduğuna, sanatçıların halka sırt çevirip kendilerini prenslere, güçlulere adadıklanna değinerek şoyle de\am ediyor: "Burjma küllüru, kendine kitlelere uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmatan bir >ön, bir işlev bulmuştur. killelere ise kalitesiz romanlar, sıradan şarkılar. yani kıiltur düze>i duşük yan ürünler bırakılmıştır..." (M. Theodorakis: Sanatsal lnancım. sayfa 16. Çev. Lizi Behmoaras, Afa Yayınları, 1987) fflZLI GAZETECÎ NECDETŞEN IL EM MUtUK GftSTERİLER Maunce Bejart, dans, muzik ve sözsüz tiyatroyu birieştırerek kendme özgü total sanat anlayışıyla festivalin en partak gösterilerini izlememizi sağladı. Koregrafisı Bejarfa ait olan "Patrice Chereau" da Bejart Lozan Toplulugunun Ataturk Kultur Merkezi'nde sunduğu yapıüar arasındaydı. (Fotoğraf: Tank Ersoy) ta nota izle>ip kimLzaman da bu işten zevk alanlar sadece orkestra iıyeleridir." Ünlü orkestra şefi Sir Thomas Beedıam'ın İngiliz dinleyirisi hakkındaki görüşleri Alfred Bendiner'inkinden pek farklı değil: "Şef ve orkeslranın iki şeji akıllanndan çıkarmumalan gerekir. Parcaya birlikte başlayıp birlikte bitirmek. tkisinin arasında olup bitenler o kadar önemli değildir. Dinleyici nasıl olsa anlamaz! İnbazı konserlerin biletlerinin firmdlar veya kuruluşlar tarafından önceden kapatıldıklarına dair yayılan söylentiler, bileti olanlann bile bazı görevliler tarafından itilip kakılmalanydı. Yani kısaca tstanbullular festival konserlerinden yeterince yararlanamamaktan şikâyetçiydiler, izdihamdan şikâyetçiydiler. Bu da gösteriyor ki, artık tstanbul Festivali kentimizin en vazgeçilmez etkinliği durumuna gelmiş. kendine özgu trompet ustalığını sergileyerek bir kez daha gönülleri altust etti. Dans, müzik ve sözsüz tiyatroyu birleştirerek kendine ozgü bir total sanat anlaytşını sunan Maurice Bejart ise festivalin en parlak gösterilerini gerçekleştirdi. Muzi| i Bejart kadar bilinçle, Bejart kadar bilgi ve beğeniyle dansa kaynaştıran az sayıda koregraf var dunyada. Ehil olmayan ellerde faciaya dönüşebilecek müzik kolajları, Bejart'ın bilinçli ve dahiyane yaklaşımıyla dansın dramatizmine olağanustu katkıda bulunuyordu. Ç İ Z G İ Ü K KÂMtL MASARACI Joan Baez'in kişiliğinin, sahne sempatisi ve manyetizminin, inandıklanndan ödün vermeden aynı Denize düşen çizgiyi bunca yıl sürdürmesinin, en az sesinin güzelliği, 70'lik dinç piyanist Theodorakis'e hak vermemek söylediği şarkıların çekiciliği kadar önemli olduğunu ne mümkün? Halkın doğrudan gördük. Miles Davis konserleri de İstanbul'a yepyeni Jorge Bolet, festivalin bir baş AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLtR KEMAL GÖKHAN GÜRSES katılmadığı sanat olayına yaban Miles Davis hayranlan kazandırdı. ka sürpriziydi. Hoş, müziğin içincılaşması ve kendine sunulan yoz sanat taktidine "denize düşen >ılana sanbr" kabilinden yaklaşması kaçımlmazd]. tlkel toplumun dinsel ve toplumsaJ torelerinin yok olmasının nedenini de yine Theodorakis'in değindiği gibi "köylerin boşalmasında ve köylulerin duygularını dile getiremedikleri koca kentlere yığılmalannda..." arayabilıriz. Bu yılkı festivalde önceki tahgilizler mıizigi pek sevmezler, ama mınleri de aşan bazı sürprizler olçıkan gürültine bayılırlar." du. Joan Baez konserlerinin epey Atı alan meraklısı olduğu bilıniyordu gerÜlkemize gelince; sanatın baş çi, ama Joan Baez'in Türkiye'deka hiçbir dalı "miizik" kadar tar ki her kuşaktan dinleyicinin kaltışılıp orasından burasından çekiş bini bu derecede fethedeceğini tirilmemiştir Türkiye'de. Halka ne 1960 kuşağı amigolan bile pek tür muzik sunulup ne tür müziğin tahmin edememişlerdi. Joan Basunulmaması gerektiği, eğitimde ez'in kişiliğinin, sahne sempatisi Büyücii taklitçileri müziğin hangi yönde uygulanma ve manyetizminin, inandıklannAncak günümuz dunyasında bu sının doğru olacağı tartışmaları dan odün vermeden aynı çizgiyi gerçek yaşanıyor diye, "elit" kesi surer gider. Bu arada "atı alan bunca yıl sürdürmesinin, en az sede olanlar için Bolet adı hiç de yabancı değildi, ama yine de 70'lerindeki bu dinç piyanist bütün kariyeri boyunca hiçbir zaman şimdi olduğu kadar dikkat çekmemişti müzik çevrelerinde. Bolet, tstanbullulan, ozellikle Beethoven ve Cesar Franck yorumlarıyla buyüledi. Sovyetier Birliği, tstanbul Festivali'ne daima en nitelikli sanatçılarıyla katkıda bulunagelmiştir. Bu yıl da hem İgor Oistrakh, hem Gürcü kemancı Liana İssakadze yönetimindeki Gürcistan Devlet Oda Orkestrası konserleri ile aynı yüksek düzeyi sürdürdü Sovyetier. tstanbul Festivali etkinlikleriııi TRT Televizyonu çalışanları bü> uk özverilerle kaydedip geniş bir ızleyici kitlesine sunabılmek için çırpımp durdular festival boyunca. Ancak yabancı kaynakh yapımlarda ulaşılan profesyonel düzeye yaklaşılabildiği ne yazık ki söylenemez bu kayıtlarda. Ayağımıza kadar gelen dünya çapında Festival etkinliklerini TRT Televizyonu çalışanları büyük özverilerle kaydetmek için çırpınıp durdular. Ama bu kayıtlarda, yabancı kaynakh yapımlardaki profesyonel düzeye yaklaşılabildiği ne yazık ki söylenemez. Dünya çapında sanatçıların YÛKSEKOOZEYİ Sovyetier Biriiöi, yıllaıdan beri istanbul Festivali'ne en nitelikli sanatçılarıyta kat konserleri, tonmeister ve soiTKiuıril YÛKSEKOOZEYİ Soyete Briö, y çy B l Güü k Li i k d ö t i i d k G ü i t Od 0 kıda bulunan ulkelerin başında geliyor. Bu yıl da Gürcü kemancı Liana issakadze yönetimindekii Gürcistan Oda 0r kımera görevlileri kestrası hem kendi başına verdiğı konserierle hem de SSCB Devlet Oda Korosu'yla verdığı konserle bu yüksek duzeyi yetiştirilerek en iyi biçimde surdurdü. (Fotoğraf: Tank Ersoy) kaydedilebilir, sonradan bu me seslenen ve 500 yıldır geliş çoktan Üsküdar'ı geçmiştir" bile. sinin güzelliği, söylediği şarkılann kayıtlar dünya TV'lerine mekte olan muzik sanatıru da in Butun bu kargaşa ve toz duman çekiciliği kadar önemli olduğunu bile pazarlanabilir. kar edecek değilız. Günümüzde, binlerce kişiyi bir stadyuma toplayabilen, kendinden geçiren, çığlıklar attırıp baygırüıklar geçirten, eski zaman "büyüciisn" taklitçileri var. Bir Michael Jackson ya da yerli ilahımız İbrahim Tatlıses kitleleri kendinden geçiriyor diyebiliriz. Ne var ki, kitle artık muziği kendisi yaratmıyor, paylaşma yerine pasif tepkilerle yetiniyor sadece. Kendisine sunularu sorgusuz sualsiz kabulleniyor. arasında Uluslararası' tstanbul Festivali bazen sessiz sedasız, çoğu zaman da büyük yankılar uyandırarak 16. yılını idrak eder. '•Elif'likle suçlanan bu festival, her geçen yıl seyirci ve dinleyici sayısı artarak gelişmesini sürdürmekte. gördük bu konserlerde. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARDUS 13O3TE BUGÜN, ÜSJLÜ TTJHU£U/ LİDER H48/8 BUR&8A DOĞMUŞTV. FİNtKE, GOMA, I/AMML , g/Z/IMS, 8 SAL F& YAŞAMIŞ OLAN TUNUS, SugG'SA ONOERLİĞMDE MA8'B Su/SG'BAt YSSO'LARDA GENÇ OLAGAK FGANSI2. KOLONİ yÖNET~İM>ME &VSŞI MÜCAOELEYE BAÇLAMtÇ, AP/M ADtM HEOEFİNE Y4KLAŞtofŞTT. f&S7 'ÛE CUMHU&YEr KUGULDUKTA'N SONRA K/Ş&Et S/R YONETrM GeeÇSKLEÇngMİŞ, 6ELEMEKSEL YAPIYU4,BA~rrPAU /4U»Sf YENlUKLEt e&rMeK. rsTEMiçri. AAJCAK , SÜYÜ*: YAMI S(f?A, ÖAJEMLİ YAtJUŞLA/e YE UIAMAIA/S DA Y/tP/4M 8AKAH Z£YM£L ABrOİN B'M AO Ü£ 4 el CA 3 Ağustos AKDBNİZ TUNUS UN BUYUK ONDBRL. LIBYA 5 0 YIL Ö.\CE Cumhuriyef sanatçıların konserlerini, tonmeister ve kamera görevlileri yetiştirerek en iyi biçimde kaydetmek, sonradan bu kayıtları dunya televizyonlanna pazarlaraak fikri üzerinde ciddi biçimde durulmalı kanısındayım. Dtinyanın dört tarafında loplar, bombalar patlar, insanlar İnsanüstü çalışma birbirini gırtlaklarken tstanbul Festivali bir avuç yö Balkanlarda günden güne neticinin insanüstü çalışmalany kuvvet bulan ılık bir kardeşlik la gerçekleşiyor. tnanın, onların havası esiyor. kendilerini perişan edercesine ge Bir zamanlar sulh perisinin ceyi gündüze katarak çalışmaları belahsı sayılan milletlerde bu karşısında, insanın zaman zaman ne değişikliktir? Yirmi sene tepesini attjran aksaklıkları büe evvelki beli kamalı bağışlayacağı geliyor. Genel Mü komitacüarın yerine şimdi dur Aydın Giin, festivalin başın bütun dünya ya ntimunelik barış dan sonuna, hemen her etkinlik çiçekleri yetiştiren sanatkar te saatlerce ayakta durarak, en bahçıvanlar görüyoruz. ufak ayrıntıyla uğraşarak sağlığı Ve cesaretimiz artıyor: nı bile tehlikeye atıyor. Bilindiği Ah, diyoruz. acaba insanlık gibi, muzik ve konser organizas bu idealist duygulardan yonu başlıbaşına bir meslek artık kendine bir ders çıkarabilecek çağımızda. Bizde ise henüz böyle mi? Balkanlılarm ruh bir mesleği profesyonelce ele alan olgunluğundan doğan barış kişiler ya da kuruluşlar ortaya çık eserlerinin temiz havası, madı. Belki de festivalin kendi etrafımizdaki ağır, kasvetli bünyesınde çağdaş anlamda pro barut kokusunu dağıtabilir mi? fesyonel bir kadro oluşturması du Kısa zamanda elde ettiğimiz şunulebilir ileriki yıllarda. böyle neticelerin parlaklığına bakarak likle festivalin bütün yükünün bir ümidleniyoruz. kaç kişi tarafından omuzlanması Neden dağıtmasın? Içi na da koklü bir çare bulunmuş dinamitle doldurulmuş bir gülleye benzeyen şu çılgtn olur. dünya, neden günün birinde Festivale elbirliğiyle sahip çıka yaptıklanmn manasızlığmı lım, aksamalan dile getirirken öv anlayıp kendine gelmesin? gülerimizi de belirtelim ki çalışan Neden? lara güç verebilelim ve İstanbul * +* festivali, İstanbul'un yuz akı olBalkan milletleri arasındaki maya devam etsin. 3 Ağustos 1938 yalmz Balkan milletlerinin değil, sulhu seven, barışçı insanlığm tebrik ve teşekkürlerine layıktırlar. Işte bakınız: Belgrad sevinç içinde. tstanbul ve Ankara el çırpıyor. Atinada, Selanikte bayram şenliklerini andıran kalbden tezahürat yapı/dığını okuyoruz. Ve Sofya, anlaşmayı imzalamaklan dönen Başvekil KöseivanoFu. bir gelin gibi süslenerek aşkla kucaklıyor. Bu candan sevincin manası nedir? Balkan antantı devletleri, Bulgahstanm sırtına bir lakım yükler mi koydular? Hayır. Yoksa Bulgaristan bazı mükellefıyetlerinden kurtulduğu için mi böyle bayram ediyor? Bu da hayır. Çünku Neuilly muahedesmin askeri kısımları masal olalı epey zaman geçmiştir. Balkan milletlerinin kalbini aynı zamanda çarptıran sevincin manası sadece, Balkanlılar arasındaki yaklaşmanın tam bir tesanüde doğru yol almış olmasıdır. Yarın Bulgaristanı da aramızda görmemek için hiçbir sebeb yok artık. Kuvvetli bir Balkan birliği, hem teker teker her Balkan milleti için hem de Avrupa sulhu için büyük bir nimettir. Bütün dünyanın böytece bildıği bir hakikati benimsemiyen tek bir Yunanlı, Bejart'ın dehası 193819H8 Bulgar, Yugoslav, Rumen ve Türk bulunmamalıdır. Balkan antantının lüzumuna inanmamak, tarih akışmın zaruri kıldığı vaziyetleri anlıyamamak olur. İnsanlık, bugünden yarına doğru durmadan akarken bizim vazifemiz, tarihin seyrini bozmağa çalışmak değil, onu müspet yola sevketmesini becerebilmektir. Son senelerin Balkanlı politikası gösteriyor ki, bugünün nesilleri müspet yolu bulmuşlardır. Yannın ideallerine doğru hızla akalım. NADİR NADİ m Konser dinleyicisi Miles Davis konserleri de yepyeni Miles Davis hayranları kazandırdı İstanbul'a. Üç buçuk saat süren konsere doyamayanlar, ertesi gece çeşitli yollardan bilet edinerek bir üç buçuk saat daha dınBu yıl Istanbulluların en çok lediler Miles Davis ve arkadaşlayakındıklan konular, biletlerin rını. Dizzy Gillespie, bıçak gibi çok pahalı olması, satışa çıkar çık keskin gençlerden oluşan toplulumaz daha ilk günden tükenmesi, ğu ile zaman aşımına uğramayan, Müspet yolda yürüyen Balkanlıhk fikri Klasik müzik dinleyicisi ise salt ülkemizde değil, bütün dünyada sayısı ancak binlerle sayılabilecek kadar sınırlı. En iyi konser dinleyicisini Almanya ve Avusturya'da, biraz da bu ulkelerin kultür mira•sıyla uzun yıllar haşır neşir olmuş olan Doğu Avrupa iîlkelerinde, surpriz olarak da Japonya'da bulabilirsiniz. Alman ve Avusturya kültüründe, müzik yüzyıllar boyunca sıradan insanın hayatının bir parçası olmuştur. Evlerde muzik yapma geleneği son zamanlara kadar surmuştur bu kültürde. Oysa, bakın Alfred Bendiner, "Music to my Eyes" adlı kitabında Amerikan konser dinleyicisini nasıl tanımhyor: "Senfonik konser sırasında doğrudan uykuya dalroayanlar, gözlerini sahnenin ışıklanna dikip sokak kapısını kilitleyip kiliüemediklerini ya da buna benzer şeyleri gecirirler akıllanndan. Tek bir dinleyicinin bile konserin başından sonuna kadar BİR BAŞKA SOHPRb Piyanist Jorge Bolet, İstanbul festivali'nin surprizleher notayı izleyip zevk aldıgını ri arasındaydı. Gerçi müziğin içinde olanlar içın Bolet adı hıç de yabancı sasanmam. Konseri bastan sona no yılnazdı Ama yine de 70'lenndekt bu dinç piyanist, özellikle Beethoven ve Franck yorumlanyla İstanbullulan buyüledi. yaklaşmalar, tuhaf bir tesadüf eseri olarak, büyük devletler arasındaki anlaşamamazlıklarm gittikçe çoğalmasıyla başlar. Yürekleri sulh ve kardeşlik idealile çarpan Balkanlı devlet adamları her toplanıslarında bu anlaşmayı bir kat daha kuvvetlendirmeğe muvaffak oluyorlardı. Müşterek menfaatlerin daima gözönünde bulundurulması ve karşıiıklı haklara riayet, onların hiçbir zaman terketmedikleri prensiblerdi. Setanikte imzalanan yeni mukavele, bütün Balkanlılar için iftihara değer ileri bir merhaiedir. İdealistlerimizin kafalarında yaşattıkları yarınki Balkan bütünluğüne doğru bir adım daha yaklaştığımıza inanabiliriz. General Metaksas, Stoyadinoviç, Köseivanof ve Celal Bayar, azimli çalışmalarile bu müspet işi başarabildiklerinden dolayı yalmz kendi mılletlerinin, 1 r ^ i L KA7AMI LHASC, TtRKTYI İJBANICA5I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle