17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 21 MAYIS 1988 DÜNYADA BUGÜN Amaertam B 15° Lgnıngrad Amman A 32° Londra Alma B 27° Madnd A 36° Mılanc Barcelona B 2«° Mofflroi B 18° Moskma Basel B 25° Munıtı Belgrad B 18° Ne* Yort Berlın R 7° Oslo Bonn B 15° Pans Brutee) Y 21° Prag iş B 18° Rıyad Cenevre B 27° Roma Csayır A 38° Sofya udde A 39° Sam Ojtraı Frankfurt B 7° leiAvıv A 29° Gme Tunus B Vf Hetsnkı A 3T> Varçom Kahıre Vened* Kopentoç B U ° Vıyana B 7° Köin A 29° Vtasümglon Lefloşa B 16° B 10° B 20° B 21° B 18° B 15° B 7° A 24° B 14° B 16° B 7° A 40° B 24° B 27° A 33° A 27° A 26° Y 16° B 22° A 19° HAVA DIRUML Nleteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre yurdu ı kuzey kesımlen parcalf bulutlu Trakya ile Marmara'nın kuzeyı yer yer sağanak yağışiı, Öiekı yerler az bulutlu ve açık gececek HAW SICAKLIĞI Oeğışmeyecek RUZGÂR Kuzey ve doğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Oenizterde. yıldız ve gündcğusjndan 4 ila 16, zaman zaman 21 dentz m i hızta esecek. DENIZ Hafıf çalkantıh ola kuzey ve doğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecak, dalga yükseklıği 05 ı!a 15 cek göl hatıf çalkantılı olacak, görüş uzaktığı 10 km cometre görüş tızaklığı 10 km. dola layında bulunacak. yında bulunacak. Van gölünde hava parçalı bulutlu geçecek, ruzgâr A Y A A B A A A 8 B B V B B B Sursa B Çanaklale Y Corum B Denı* A TURKİYEDE BUGÜN A 31° 15° Otyamafcr A 31° 14° Madısa 28° 12° K Maraş A 27° 12° Ertırne A 27° 10° Mersn 32° 17° Erancan A 23° 4°Mujla 27° 10° Eraırm B 27° 8°Muş 22° 3° Eskışehr A 31° 16° Nı5de 27° 10° Gazıanleo fl 2CP13° Oröu 30° 16° Gıresun B 29° 18» Gumüşnane B 25° 9 ° R C T B 26° 11° Samsun 24° 12° Hakkan A 26° 10° Sıırt 33° 17° Isparta B 24° 15° Sınop 29° 10° Istantmt B 30° 16° Sıvas 2fi°14°tmır Y 20° 2°Telorda« 29° 10° Kars B 25° 7°Kasan»nu B 26° 7°Traba>n B 27° 7°1uncel! 26° 7°Kaysen A 26° 12° Usa29° 10° KırtOare» B 28° 9°Vs24° 14° Konya E 26° 9°VD:ja26° 9°Kutahya 31° 13° Zonguiöak B 31° 16° Malatya 32° 15° 30° 14" 29° 18° 30° 14" 28° 8° 26° 7° 20° 13° 20° 13° 20° 13° 30° 16° 21° 14° 25° 7» 23° 14° 20° 13° 30° 12° 27° 10° 24° 8° 25° 7° 22° 15° MEHMED KEMAL POLTnKA VE OTESI Dünyayı Gezmek Nüktedan dostumuz Aydın Bcysan'ın maşallahı var, bir bıtti, ama pir bittı; birkaç yıl içinde, bir hamlede biri gezi notları olmak üzere sekiz kitabı birden yayımladı. Kitapları, nazar değmesin, kaptş kapış gidiyor da. Bunu sunuş yazısından öğrenıyoruz: "Sekiz kitabın on iki baskısını yüzündekı gülumsemeyi eksık etmeden gerçekleştirmek inceliğini ve sabrını gösteren Uğur Gergin ve Dr. Turhan 3ozkurt dostlara, tekrar yürekten minnetler sunarak." Aydın Boysan, mesleğinde mımar, dost meclislerinde ehlidil dir. Son yıllarda buna velut' köşeyazarlığı da eklendi. Köşe yazılarını içeren yedi kıtap raflarımızı dolduruyor Sekizincısi gezi notlarıdır. Son üç yılda kuzey ^rımküresine yaptığı gezi notlarını 'Dünyayı Severek' adıyla bir kitapta topladı. Gerçı bunların bir böluğünü, yazan olduğu Hürriyet Gazetesi'nde yayımlarken okumuştuk. Şimdi topluca elımizin altındadır 8u kıtaptaki yazılarda, Birleşik Amerıka. Kanada, Meksıka, Sovyetler Birliği, italya, Sıngapur. Malezya, Japonya, Finlandiya, İsveç, ispanya ve Fransa gezilerı vardır. Son üc yıl gezileri diyoruz, son üç yılda bu ülkclerden kiminı birkaç kez görme mutlusudur. "Son üç yıldan önce de yurtdışında ilgi çekecek ülkelere, belki ellı gezi yaptım. Bu gezılerden elde kalan tek satır yok" diyor. Öyle olur. Eğer yazı hayatına daha önce başlamış olsaydı onları da yazardı. Yazmak için gezmediğinden onlar geride kalıyor Kişı gezer, tozar, dolaşır, görür (göremez de)..Ama bunları oturup bir de yazmak vardır. Sanırım en güç olanı da budur. Eğer insan yazacaksa gideceği ülkeler ustüne, gitmeden önce, en az 510 kitap okumalıdır. Çünkü neyi görecektir, nereyi gezecektır, bunlar üstüne bıraz ön bilgisi olmalıdır. Notlar alacaktır, bu notlarla gördüklerini karşılaştıracaktır. Böyle olmazsa olmaz. Burada Tevfik Fikret'ten bir alıntı yapmak ısterız, o "sail" diyor, biz "gezgın" diye değiştirelim de kimse alınmasın: İşte seksen yaşında bir sail Yaşamış kainatı görmeyerek Yaşamış mevte olmamış kail Yaşamak ayrı, görmek ayrı demek Aydın Boysan, bu gezilerınde en az on bin poz renklı fotoğraf çekmiş. Bunları okura sunmak, hiç olmazsa birkaç sayfalık örnekler vermek ıstiyor. Ama kâğıt, baskı, klişe parası dayanılır gibı değildir... Fotoğrafların konması için istenen para, kitabın fiyatını aşıyor. Bundan ötüru vazgeçmek zorunda kalıyor. Her gezi yazarı. gezdiği, gördüğü yerlerı anlatırken bir yargıya da varır Bu gezilerden sonra elimde kalan ne, diye sorar. Gerçi Evliya Çelebi döneminde, Çelebı'ye gezdiği, dolaştığı yerlerdeki beyler, paşalar armağanlar verirlermış; elinde çok şey kalmıştır. Kimi de gezerken Çelebi'yi yollarda eşkıyalar soyarmış. Soygunu öbür beye söytediginde de ziyadesıyle alırmış, neyse... Aydın Boysan, kendı gezilerini şöyle bağlıyor: "Dünyanın ne kadar güzel ve ilgı çekıcı olduğunu anlamak ıçın gezmek görmek gerekiyor. Yorgunluk ve külfet pahasına da olsa... Çaresi hemen yola çıkmak... Kitabın adı ıçtenlikle konmuştur. Gerçekten de 'dünyayı severek' geziyorum. Hem başka neyi seveceğim kü." Kitabı okurken baştan başlayıp sırasıyla gitmedım. Çünkü her bölüm ayrı. Ben, ilgımi daha çok çekenleri öne alarak okudum. Aydın Boysan'ın ışlenmiş bir dilı var. Sözcüklerde titizlık göstermiyor. Eski olsun. yenı olsun sırası gelince her sözcüğü kullanıyor Dahası var, öyle oluyor ki sözcüğün hem öztürkçesıni hem arapçasını birden kullandığı da oluyor Tezatçelışkı gıbi... Kolay yazdığı şuradan belli, bir yandan mimarlık bürosunda lıarıl harıl çalışırken öte yandan da birkaç yıl içinde sekiz kitabı ortaya koymak kolay değildir. Gezi notlarını severek, merakla, bir yandan da bırçok şeyle'i öğrenerek okudum Ben bir kitaba sarılıp okuyanlardan değilim Birkaç !<itabı birde? okurum, böylece bırkaçı da birden biter. 'Dünyayı Severek' gerçekten severek okunuyor. •Şam Kaiılreı * ac* B bmullu K kart S sısk V Zurtı A 22° B 18° UĞUR MUMCU (Baştarafı l. Sayfada) GOZLEM Kimlerdi bunlar. Hiram Abas'öı, Mehmet Eymür'tiü, Eyüp Özalkuşiu, Bulent Öztürkmen'd\. Bulent Öztürkm&n Özal hükümetinde önce DPT Müsteşar Yardımcılığı yaptı. Şlmdi de Başbakanlık danışmanlarından. Oztürkmen aynı zamandaTHY Yönetim Kurulu üyesi. Eyüp Özalkuş da THY'de çalışıyor. ilginç rastlantıdır; 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde işkencelı sorgular sonunda açılan siyasal nitellkli davaların savcısı Süleyman Takkeci de THY'de. Hiram Abas, bugün MİT Müsteşar Yardımcısı. Mehmet Eymur de MİT'te Kaçakçılık Daire Başkanlığı yaptı. Şimdi geri hizmete çekildi. Abas, Eymür ve Özalkuş adları 12 Mart döneminde Sıkıyönetim Kom'jtanı Faik Türün'ün emrinde ve Tümgeneral Memduh On/ütürirtin yönetimindeki İstanbul'daki ünlü "Ziverbey Köşfcü"ndeki sorgucular olarak bilinmektedir. Bulent öztürkmen de Ankara'da "Marmara Köşkü"nöeki işkenceli sorgularda görev almıştı. Bu kapalı kutu, 12 Mart sonrasında casusluk suçuyla suçlanan MİT Müsteşar Yardımcısı Sabahattin Savaşman'm yargılanması sırasında da bir ölçüde basına açılmıştı. Emekli Deniz Kurmay Albay Savaşman, Amerikalılar hesabına casusluk yapmak" suçundan yargılanmıştı. Savaşman, mahkemedeki sorgusunda ifadelerini Hiram Abas başkanlığındaki bir grup tarafından işkenceyle alındığını ileri surmüştü. Savaşman sorgusu sırasında MİT'le ilgill bazı açıklamalar da yapmıştı. Bu açıklarnalar gazetelere ulaşmıştı. Gerçi duruşmalar Genelkurmay Asker: Mahkemesi'nde gizli olarak yapılmaktaydı. Ama gazeteciler Savaşman'tn sorgu ve savunmalarını ele geçirmeyi başarmışlardt. Savaşman yargılandı ve "Amerikalılar hesabına casusluk yapmak" suçundan mahkum oldu, cezasını çekti, şimdi evinde anılarıyla baş başa yaşıyor. Basının MİT ile ilgilt bügiler edinmesıne yol açan ikinci olay emekli Kurmay Albay Turan Çağlar'm 12 Eylül döneminde yine "Amerikalılar hesabına cesusluk yapmak" savıyla gözattına alınıp tutuklanmasıydı. İstanbul'da bırçok gazete yöneticisi ve yazarryia yakın dostiuklar kuran Çağlar, MİT'ın eskı istanbul Bölge Başkanı Turan Denizr\n yakın arkadaşıydı. Turan Deniz 12 Mart döneminin ilk günlerinde MİT Müsteşarı Fuat Doğu'nun görevinde alınması ve yerine o zamanki Korgeneral Nurettin Ersin"\n getirilmesi sonunda Bonn'a atanmış, yerine Nuri Gündeş getirilmiştı. Turan Çağlar'm MİT görevlisi olmadığı ileri sürülür, ancak Çağlar'ın MİT Bölge Başkanı Turan Denizîn yakın arkadaşı olduğundan MİT'in içini MİT görevlilerinden daha iyı bildiği söyienirdi. Turan Den/zin Bonn'a atanması ve yerine Nuri Gündeşin getirilmesiyle biriikte MİT içinde "ekipler savaşı" başladı. Bu arada Ecevit hükümeti de kurulmuş MİT Müsteşarlığına Koramiral Bahattin Özülker getirilmişti. Özülker bir süre sonra Samsun'da otel odasında ölü bulundu. Özulker'in ölümüyle birtikte MİT'te bir "otorite boşluğu" doğdu. 1976 yılında MİT içinde bir operasyon başlatıldı. O operasyon sonunda MİT'te bazı daire başkanları görevlerinden alındılar. Bu MİT görevlileri Danıştay'a başvurarak haklarındaki işlemlerin ıptallerini istediler. Davalar nedeniyle basn MİT içindeki çalkantıyı ve bu çalkantıya yol açan "ekipler savaşı"m bir ölçüde izleme olanağı bulmuştu. 1978 yılında Aydınlık Gazetesi'nde MİT ile ilgili yayınlar başlamış, işkenceli sorgularda bulunanlartn adları teker teker fotoğraflarıyla birlikte yayımlanıştı. Kuşkular hemen Turan Çağlar üzerınde toplanmıştı. Yakın dostlarının anlattığına göre Çağlar, MİT İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş tarafından çalıştığı bir büyük bankadan alınarak sorgulandı. Durum, Çağlar tarafından Başbakan Ecevit'e özel bir mekiup gönderilerek bildirilmişti. Bunun üzerine Çağlar, ikinci kez sorgulandı. İkinci sorgu Çağlar'm ileri sürdüğüne göre Belgrad ormanlarında yapıldı ve kendisi "Metin" adlı bir MİT görevlisi tarafından dovüldü. 27 Mayıs ihtilalinden sonra İstanbul Radyo Mudürlüğü yapan Çağlar'm silahiı kuvvetlerde önemli görevlerde bulunan arkadaşlarıyla sık sık görüştüğü bilinirdi. 12 Eylül döneminde Çağlar "Amerikalılar hesabına casusluk yapmak" savıyla MİT tarafından gözaltına alındı. Sorgusu yapılan Çağlar tutuklanarak Ankara Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Çağlar, cezaevinden glzli olarak çıkartıp yakınları aracılığıyla bazı gazetecilere ulaştırdığı mektuplarda, ilginç bilgiler verdi. işkencelerden ve ölümierden söz etti. Çağlar, bir süre sonra askeri cezaevinde ölüverdi! Böylece Turan Çağlar'm sıriarı, kendisiyle birlikte mezara gömüldü gitti. 12 Eylül öncesi ve sonrastnda İstanbul Bölge Başkanlığı görevinde bulunan Gündeş, bu görevi sırasında Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ ile birlikte çalıştı. Üruğ, Sıkıyönetim Komutanı ve Gündeş'in MİT Bölge Başkanı olduğu günlerde İstanbul Emniyet Müdürü de Şükrü Balcı'ydı. Gündeş, İstanbul Bölge Başkanlığf ndan sonra MİT'te bir üst göreve getirildi. Hiram Abas ise MİT'ten ayrılrpış, işadamı Har lit Narin m koordinatörü olarak çalışmaya başlamıştı. Bir süre Halit Narin'in yanında çalışan Abas, daha sonra bir günlük gazete sahibinin şirketlerinin birinde iş bulmuş ve Narin'in yanından ayrılmıştı. Hiram Abas'ın Ortadoğu ülkeJeriyle ış yapan, devletle bağlantılı bir dışsatım işine giriştiği de söylenmekteydi. ANAP'ın 1983 yılında iktidara gelmesiyle MİT içindeki "skipler savaşı" yeniden kızışmıştı. Bu kez ekiplerin birinin başı MİT içindeki Nuri GJndeş, ötekı de MİT dışındaki eski MİT'çi Hiram Abas\ı. MİT Müsteşar Yardımcıları'ndan Tümgeneral Mustafa Arda emekli olmuş; emekli olur olmaz da ünlü kaçak Kema/ Hofzurrf un şirketinde iş bulmuştu. Anlaşılan MİT ile özel sektör arasında çok yakın köprüler kurulmuştu. Öyle ki Abas görevinden ayrılır ayrılmaz Halit A/arinin yanında hemen iş bulmaktaydı, Mustafa Arda da emekli olur olmaz hemen Kemal Horzum'un şirketlerine yerleşmekteydi. MİT içindeki "ekipler savaşı" Hiram Abas'm MİT Müsteşar Yardımcılığı görevine getirilmesiyle sonuçlanınca Nuri Gündeş, MİT'ten ayrılıyor ve istanbul'da iş hayatına atılıyordu. Gündeş'in o günlerde Hiram Abas'ın MİT Müsteşar Yardımcılıği'na getirilmemesi kpin zamanın Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ'n başvurularda bulunduğu da söylenmekteydi. Mehmet Eymür MİT içindeki Hiram Abas ekibinin önde galen adlarından biriydi. 12 Mart'ta "Ziverbey Köşkü"nöe sorgucu olarak görev yapan Eymür, 1978 CHP hükümeti zamanında bir CHP milletvekilinin oğlunun dövülmesi olayına adı karıştığ; için MİTtekı görevinden alınmış ve İstatistik Enstitüsü'ne memur olarak atanmıştı. 12 Eylül döneminden önce yeniden MİT'e dönen Eymür, 1980'den sonra kurulan MİT Kaçakçılık Daire Başkanlığına atanmıştı. Emniyet Genei Mudürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanı Atila Aytek ile Mehmet Eymür'ün arkadaşlıkları aynı operasyonlarda görev almalanna dayanmaktaydı. 1980'den önce MİT'te kaçakçılık diye bir daire yoktu. Bu yüzden MİT, başlangiçta bütün bilgi ve belgeleri Emniyet Genel Müdürlüğü'nden almıştı. Son MİT raporu olayını bu ekipler çatışmasına ve bu ekipler çatışmasımn devlet içindeki güç dengelerıne bağlamak da olasıdır. Geçen ay başında "darbe tartışması" yapıldı. Bayram da MİT konusuyla geçti. Haydi hayırlısı Özal: Fethiye Körfezi konımaya alınacak HAKAN KARA GÖÇEK Başbakan Turgut Özal talilini geçirdiği Fethiye Körfezi'nin koruraa altına alınabilmesi için önümuzdeki ay doğayı koruma kararnamesi çıkaracağım açıkladı. Önceki gun geldiğt Göçek'te tatilini sürdüren Başbakan Turgut Özal, dun Boynuzbuku, Akbük ve Yıkıkhamam koylarını gezdi. Bu koylarda turistlerle sohbet eden Başbakan bir turistin, "Tiirkiye^ yi çok sevdik, umanz İspanya gibi kıyılan betonlaşmaz ve kirliliğe ugramaz" demesi i>2erine bolgenin kesınlikle koruma altına alınacağını, >apılaşmanın yerleşim yerleri için kısıtlanacağını ve koylara yat turizmi için sadece gunübirük tesisler yapılacağını belirtti. Başbakan bolgenin dünya çapında bir yat merkezi haline getirilmesi için çaba gösterildiğini söyledi. Geceyarısı Ekspresi fılmini izleycn biı turist ise filmdeki sahnelerin yalan ve kasıtlı olduğunu sapladığını belirterek "Bu doğadaki güzellikleri gösleren bir film çekecek olursanız turisti yatıracak yatak bulamazsınız" dedi. Başbakan Turgut Ozal, dun cuma namazını Fethiye Yeni Cami 1 de kıldı. Ardından Fethiye'de kısa bir gezinti yapan Özal, daha sonra gazetecilerle çay içerek sohbet etti. Özal, gazeteciiere önce bolgenin turistik gelişimi için ne yapılması gerektiğini sordu. Sonra da kendi düşüncelerini şöyle dile getirdi: "Sadece Fethiye'de ve Göcek'le yapılaşmaya izin vvreceğiz. Diğer koylar boş kalacak. Burada sadece güniıbirlik dinlenme tesisleri >apacağız. Bınük tesisler yapılmamalı. Biz bu turizm modelimize doğayı koruma modeli di>oruz." 200 milyonluk tazminat (Baftarafı 1. Sayfada) Edinilen bilgilere gore, Üruğ'un 16 mayıs tarihinde MlT raporunda kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak Başbakanlık'a açtığı 200 milyon liralık manevi tazminat davası genel sekreterlikçe 10. Daire'ye gönderildi. 10. Daire'de ise ilgili tetkik hâkimi tarafından incelenmeye başlanan dava dilekçesi, "içerik, görev ve yelki, idare merci tecavüzü, ehliyet, husnmet ve süre aşıım" gibi konular açısından ele alınacak. Tetkik hâkimince incelemenin tamamlanmasından sonra 2575 sayılı Idari Yargılama Usulu Yasası'na göre davanın Danıştay'da görüşülüp görüşülmeyeceğine karar verilecek. Danıştay'a yakın çevreler, Cumhuriyet'e yaptıkları açıklamada, "Danıştay'ın Üruğ davasına bakabilmesi için, Başbakanın MİT raporuyla doğrudan ilgili olması gerektiğini" soylediler. "Danısta>'a Bakanlar Kurulu karan, liizük gibi konularda doğrudan dava açılabileceğini" ifade eden çevreler, Danışta>'ın "bunun dışındaki davalara bakmasının istisnai durumlarda söz konusu olduğunu. Üruğ davasnıın ise istisnalar içinde sayılamayacağım" bildirdiler. 2575 sayılı yasanm 24. maddesinin (c) bendınde "Başbakanca alınan kararlardan" söz edildiğine dikkat çeken çe\reler, "Danıştay, MtT raponınun Başbakanca hazırlattınldığı kanısına vanrsa. davanın göruşulebileceğini" one surduler. Aynı çevreler, "Davanın Danıştay 'da görüşülmesinin uygun buiunmayacağı ve dava dilekçesinin Yuksek İdare Mahkemesi'ne gönderileceği" görüşünü savundular. masını tekrar üruğ'a gönderecek. Davacı Ünığ, savunma için ikinci kez bir ay içerisinde yanıt hazırlayarak Danıştay'a gönderecek. Üruğ'un yanıtı ile tamamlanan dava dosyası Danıştay Savcısı'na gönderilecek. Savcı, dava dosyasına ilişkin görüşünü en geç bir ay içerisinde bildirecek. Dosya, savcının görüşü ile birlikte Danıştay heyetine gönderilecek. Dava dosyası, Danıştay heyeti tarafından incelenerek karara bağlanacak. Davalann heyette gorüşülmesi, dava dosyalannın gönderiliş tarihlerine gore yapıldığı halde, ilgili daire başkanının islemiyle görüşme öne alınabilecek." Dışişleri Özal île Yılmaz Borsa: 10 ayda yüzde 55 aymdîli konuşuyor ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sozcüsu İnal Batu, Başbakan Turgut Özal ile Dışişleri Bakam Mesul Yılmaz arasında TurkYunan ilişkileri konusunda göruş ayrıhğı olduğu iddialarını yalanlayarak "Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes aynı dili konuşur. Oysa konuşulan aynı dil başka yerierde yanlış anlaşılıyor" ded;. Batu söz konusu açıklarr.asın,. Yunan Hukümet Sözcusu Rubatlis'in, "Özal ile Vılmaz ayrı dillerde konuşuyor" şeklindeki sözleııne ilişkin bir soru üzerine yaptı. Batu, a>rıca Başbakan Ozal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun haziran avında Atına'da yapacakları goruşme sırasinda bir saldırmazlık paktı imzalayacaklarına ilişkin haberleri de yalanladı. (Ba$tarafı 1. Sayfuda) Geçen ağustos ayı hisse senedi Tıyatlan ve sermaye miktarları dikkate alınarak yapılan hesaplamada, borsa birinci pazarında işlem gören 43 şirketin toplam piyasa değeri 5 trilyon 294 milyar lirayı buluyordu. Bu şirketlerin ortalamasından oluşturulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) endeksi a>nı tarihte 1332'ye varmışken, şimdi yuzde 55 oranındaki duşuşle 600 puana kadar indi. Bu duşüş, 5.294 milşar lira>a varan 43 şirketin toplam piyasa değerinden 2. ırıl>on VI1 mıl>ar lırasını alıp goturdu. Sermaye Piyasası Kurulu verilerine gore halka açıklık oranı ortalama yüzde 33 olan bu şirketlerin hisselerini elinde tutanların fiyat duşüşlerinden dolayı uğradıklan zarar 960 milyar 630 milyon lirayı buldu. Sermaye pi\asası çevreleri, hamiline olduğu için yüzde 33 oranındaki hisselerin bir böiumunun kuçuk yatırımcılar yerine yine bazı şirket gruplarının elinde olabileceğini belırlıyorlar. Avnı çevreler, hisselerın hepsinin en yuksek fijattan alındığını düşunmenin > anlış olacağını kaydederken, yuksek fiyattan hisse senedi alanların bile kuçuk bir zarardan sonra bu hisselerı satabileceklerini, dolayısıyla 960 milyar liralık zararın fîilen daha makul düzeylerde olduğunu ifade edivorlar. Borsa Komisvoncusu Emin DENGESİNİ KAYBETTİ Ozal Fethiye de motordan ınerken bir ara dengesını kaybett .hotoğraf. AA) TürkYunan siyasi ve ekonomik komiteleri 24 mayısta çift randevu L . ANKARA/ATİN A (CumhunŞet) Başbakan Turgut Özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun Davos ve Bruksel'de vardıklan mutabakat çerçcvesinde TürkYunan siyasi ve ekonomik komiteleri 24 mayıs salı gunu Ankara ve Atina1 da çalışmalarına baslıyor. Ankara ve Atina'da yapılan açıklamalar doğrultusunda Atina'daki siyasi komite toplantılarına Dışişleri Bakam Mesut Yılmaz ile Yunan Dışişleri Bakam Karolos Papulyas, Ankara'daki ekonomik komite toplantılarına da Devlet Bakam Adnan Kahveci ile Yunan Ulusal Ekonomi Bakam Panayottis Rumeliottis başkanlık edecek. Siyasi komite toplantılannda Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Kapsis, Dışişleri Bakanhg! Genel Sekreteri Kostas Georgiu, Yunanistan'ın Ankara Buyukelçisi Dimitris Makris, Türk tarafında da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nuzhet Kandemir, Genelkurmay Plan ve Prensipler Daıresi Başkanı Koramiral Işık Biren ve Turkiye'nin Atina Buyukelçisi Nazmi Akıman bulunacak. Her iki komitemn toplantüan 26 ma>'s gunü sona erecek. Yunan hükümeti bu arada Dışişleri Bakam Ytlmaz'ın Atina programım da açıkladı. Buna göre Yılmaz, başkanlığındaki Türk heyet: 23 mayıs pazartesi sabahı THY uçağıyla Atina'yagidecek. Erlem bu olayda halkın uğradığı zararın 200 milyar lira civarında olduğunu söylerken, Vapı Kredi Bankası Genel Mudür Vardımcısı \e Menkul kıymetler Sorumlusu Melih Şensoy, piyasanın bilinçsizliği nedeniyle bu tur çıkış ve inişlerin çok hızlı olduğunu söyledi. Amerikan New York Borsası deneyimi olan Melih Şensoy, bilinçsiz yatırımcıların fıyatlar yükselirken hisse senedi almaya geldıklerini, düşmeye başladığında da korkup kenara çekildiklerini anlattı, Şensoy, hisse senetierinin fivatlarırun duşukken alınması, yukselirken de satıiması gerektiğini söyledi. Şensoy, Borsa'da trilyona varan bu değer duşıişlerinin nedenlerini şoyle sıraladı: • Geçen femmuz ve ağuslos aylannda fiyatlar çok şişmişti. Diğer alternatif \atmm araçlanna göre daha fazla kazandırdığından herkes hisse senedine hücum etti. Arz yeteniz kaldı. Piyasada para miktarı da çoklu. • Hisse senetlerini Fıyatı duştüğünde alacak, yükseldiğinde satacak kurumsal yatırımcıların Türkiye'de olmaması, hem fiyatları yükseltti, hem de sonradan fazla duşmesine yol açtı. • 4 Şubattan sonra bankalardan epeyce para çekildi. Bankalann Borsa'ya ayıracakları kaynaklar kısıldı. Borsa'da sadece borsa komisyoncuları kaldı. • Şimdi hisse senedine alternatif olan yatınm araçlarının getirileri de iyi. Hazine Bonosu ve özel sektör tahvilinin gelirleri yüzde 70'in üzerinde. • Para musluklan açılmaya başlamadan Borsa'da hareket beklenmcmeli. Hisse senedi piyasasının oarasız gelişmesi olanaksu. Hem para olmamasından. hem de fiyatr düştugunden yatırımcıtar korkup kenara çekilmiş «lunımda. Geçen ağustos a\ında hisse senedine yatırıian 100 bin lira Akçimento hisselerinde 192 bin liraya çıkarken, Koç Holding hisselerinde 20 bin liraya kadar indi. Sadece hisse senedi fiyat değişimleri dikkate alınarak yapılan hesaplamada Bagfaş'da yatırımcısına zarar eetirmedi: Hisse senedi 100 U n TLneoMu? Akçimento 192.000 Arçelik 76 390 Bagfaş 101.210 Çelık Halat 61223 Cukurova Elektrik 62 215 Döktaş 72 000 Erdemir 55 026 Good Year 71867 Kartonsan 44 640 Koc Holding 20 338 Koç Yatınm 20.258 Kordsa 38.518 Lassa 49.411 Otosan 39.007 T Demır Döküm 39.153 Kimyasal (Baftaraft I. Sayfada) rıyor. Çunkü INF Antlaşmas ı ' y l a Pershing ve Cruise (GLCM) orta menzilli füzelerinin kaldırılmasının üsleri korunmasız bıraktığı düşünü^yor. Anlaşmadan önce, NATO ülkelerindeki .Amerikan hava uslerine yapılacak dalga dalga uçak satdırıları INFlerle caydırılabilirdi. Şimdi onlar yok. Bu boşluğu, taktik hedeflere yonelmiş kıtalararası balistik fuzelerle (ICBM) doldurmanın da riskleri var. Çunku ICBM'ler taktik bir hedefe doğru yonelmiş olsa dahi Sovyetlerce genel bir stratejik saldırı sanılıp karşı stratejik saldırı, hatta topyekun nükleer savaş getirebilir. ABD bu riskten uzak olmak için ozellikle önümuzdeki dönemde NATO ülkelerindeki üslerinin dayanma gucünu arttırarak karşı paktın hava taarruzuna, yine hava taarruzuyla karşılık verilmesi taktiğine ağırlık veriyor. ILO nıakyajı beğenmedi (Baştarafı I. Sayfada) da, "Işçi kuruluşları da istenmiyor" gerekçesiyle yer almadı. A>TII şekilde, grevlerin Bakanlar Kurulu'nca ertelenmesi hükmü de anayasada yer aldığından, hükümet tasarısı bu konuda bir değişiklik öngörmedi. A N A P iktidarları boyunca gorev vapan eski Çalışma ve Sosyal Gu\enlik Bakanları Mustafa Kalemli ve Miıkerrem Taşçıoğlu doııemindeki ginşimlere de değinilen ILO uzmanlar komitesi raporunda, şu gonişlcr savunuldu: "Komile, Toplu Iş Sözleşmesi, Grev \e Lokavt Yasası'nda 1986da >apılan deği.sikliklerin özii ilibanyla toplusözle^me goruşnıeierinde yöntemsel zorlukların aşılmasını amaçladığını. ancak sendikalar için gerekli olan sayısal krilerler ve ba/ı hallcrde ujgulanan zorunlu arabuluculuk uygulamalan sonınlarına bir çozüm getirilmediğini not etmiştir. Komite, hukumclin yasaları >elerli biçiınde değişlirmek iç^n 1987 > ılımn ilk yarısında olduğu gibi. hukumelişçiiş\erenden oluşan üçlü yapıyı koruyarak, iiçlü konsiıltasyonlar ustlenme doğrullusundaki karariılığını not etmiştir. Komite aynca, hükıimelin siyasi kısıtlanmalann çeşitli secimlerden sonra kaldırıldığına ve bunun yasa taslağının hazırianmasını geciklirdiğine, ancak bu yonde yapılan çalışmalann en kısa zamanda öneri olarak sunulacağına ilişkin açıklamalarını da nol etmiştir. Bu hususlan nol etmekle berabcr komite, ILO'nun 98 sayılı sözlesmesi gereği, hukümetin serbesl toplu pazarlık goruşmeleri için gerekü onlemleri alması gerektiğine işaret eder ve yukanda belirlilen yasal kısıtlamalann toplu pa/arlığı teşNİk etmedigini bildirir. Komite. işçilerin gelirleri vo çalışma şartları için yapacakları serbeMçe görüşmelere verdiği önemi anıınsar. Bu nedenle ve ozellikle ulkedeki olağanuslu hal durumunun lamamıyla kaldınldığı bu donemde, durum uygun olduğuna gore, komite, toplupazariık ile ilgili gerekli yasal değışikliklerin yakın gelecekte yapılacağına güvenmektedir. Komite. bu yöndeki lıım gelişmelerin Turk hükümeti tarafından kendisine bildirilmesini lalep eder." BlVTnin zirve (Baştarafı I. Sayfada) Mart 1985 çereeve anlaşma taslağı idi. Rum tarafının taslak temelinde görüşmelere başlamayı reddetmesi nedeniyle Kıbns toplumlararası goruşmeleri çıkmaza girmişti. Vasiliu ile silahsızlanma konferansı sırasında goruşeceği kesinleştikten sonra BM Genel Sekreteri'nin, Denktaş'a bir görüşme daveti iletmesi bekleniyordu. Gerek ABD ve İngiltere'nin girişimleri, gerekse genel sekreterlik iyi niyet gorevlilerinin yoğıın temasları, Cuellar'ın iki toplum lideri ile ayıı a\rı gorüşmekle kalmayıp bir zirve planladığını ortaya çıkarmıştı. Batılılar, zirvenin Başbakan Ozal'ın Atina ziyareti öncesinde olmasında ısrar ettiler. lkı toplıım lidennın görüşmesinin yolunu açan olaylar, BM diplomatlannca şoyle sıralanmakta: Adada askerin azaltılacağı yolunda Turkiye'den gelen sinyaller, I urk ve Kıbns Rum dışişleri bakanlannın Stra>bourg'da ilk kez bir saati aşan bir sure karşıhklı goruşmeleri, Vasilıu'nun II Tempo Gazetesi'ne verdiği demeçte Denktaş ile göruşmeye hazır olduğunu bildirmesi. Üruğ'un Danıştay'a 16 mayıs tarihinde verdiği dava dilekçesinde. "2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MUli İstihbarat Teşkilatı Yasası uyannca. MİT hizmellerine ilişkin işlem \e eylemler sebebîyle muhatap alınması gereken tek idari otoritenin Başbakan olacağının anlaşıldığı" bildirilmişti. "Başbakanın MİT Musteşarlığı tasarruflan yönünden tek merci dunımunda olduğu" belirtilen davadilekçesinde, "hukuk açısından Başbakanın şahsı yerine, onun başında bulunduğu Başbakanlık •nakamının muhatap alındığı" kaydedilmişti. Davanın Danıştay'da gorüşülmesi uvgun bulunursa, dava dilekçesi Başbakanlık'a gönderilerek bir ay içerisinde savunma yapması istenecek. Davanın bundan sonraki işleyişi ise şöyle: "Başbakanlık'ın savunması davacı olan emekli Orgeneral Necdet Ünığ'a gönderilerek. Üruğ'un bir ay içinde savunmaya yanıt vermesi istenecek. Üruğ'un yanıtı ikinci kez davalı Başbakanlık'a gönderilerek, yeni bir savunma daha istenecek. Başbakanlık savunmasını bir ay içerisinde Danıştay'a gönderecek. Danıştay, Başbakanlık'ın savun 13 kişi kayıp (Baştarafı 1. Sayfada) bilgiler veriliyor. İlk belirlemelere göre 13 kişi kayboldu; kaybolanlann sayısının 15'e çıkabileceği, kurtulanların da 21 ile 28 kişi arasında değiştiği bildirildi. Otobüste 33'ü yolcu 39 kişinin bulunduğu sarulıyor. Kaybolanlann kimlikleri şöyle: Cemil Coşkun (otobus şoförü), Jale Düzel, Rahime Güneş, İmriye Yddınmkaya, Osman Yıldınm, Şeref Altm, Gurkan Özbayraktar, Erdoğan Bayraktar (kamyonet şoförü), Murat Tozoglu, Ziyafet Topaloğlu, Kemal Öztürk. Yusufeli Jandarma Karakolu'na İlhan Cihanson ve Fehmi Dereli'nin da kayıp olduğu yakınları tarafından bildirildi. Ancak bunların söz konusu otobü&e binip binmedikleri anlaşılamadı. Kayıp olduğu açıklanan yolculardan Yaşar Sürat ve Serdar Şenriirk de telefonla Yusufeli'ni arayarak sağ olduklannı bildirdiler. Olayda kesin ölü sayısının bugün belli olması bekleniyor. Hüviyetimi kaybettim. Hükumsüzdür. KORKMAZ ŞAHtN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle