Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER aldıkları " H ı t " kökunden turetmışlerdır Turkler de "Hıtıt" sözcuğunu, Ataturk donemınden berı " E t ı " sozmğune çevırerek Turkçeve yaklaşjn sağlamak ıs temışlerdır Oysa gerçekte, Hıtıt kavmının adı, ne Hıtıt ıdı, ne de Etı Ancak Turk asıllı olduklan kesın dır Ataturk'un bu goruşunde de tam bır ısabet vardı Etılenn gerçek adlan Kuş (Kus) kavrnı ıdı ve bunlar Hındıstan'm kuzeyıne, Kuzey Asya'dan ınmışler, uzun sure oralarda yerleşmışler, yorede kullanılan eskı Farsça, Hıntçe kanşımı bır dıle getırdıklerı Turkçe sozcuklen de katarak kendı kavımlerınden bır kısım topluluğu da yıne Hındıstan'ın kuzeyınde bırakarak, "Hındı Kuş" denen "Kuş Hındıstam"ndan, Kuşarat'tan (Kuşarat) (*) İran'a, Elam'a, oradan da Kuzey SunyeVe geçmışler, bır gece baskını ıle, vme bu yorelerde daha sonrakı çağlarda, bırı Farsça, otekı Türkçe konuşarak bırbırlenyle Otluk Beh'nde, Çaldıran'da çarpışan Turk hükumdarlar gıbı Kuşlar da Turkçe konuşan ve kendılerı gıbı Turk asıllı olan Hattılenn (Had / Hat / Kat Gadların) Boğazkoy'dekı başkentlen Hattuşaş'ı alrtuşlardır Bundan sonra Doğu ve Orta Anadolu'da ıkı dıl sureklı konuşulur olmuştur Bunlardan bın Hattılenn Turkçesı, otekı de Hıntçe, Turkçe, eskı Farsça kanşımı Kuş kavmının dılı, Kuşça'dır Bugun de Kuşça, bu yorelerde gızlı bır dıl gıbı kullanılmaktadır Yuzyıllar sonra 13 yuzyılda, aılesıyle bırlıkte Iran'ın Turkıstan'a yakın bolgesınden Belh'ten Anadolu'ya goç eden buyuk duşunur sanatçı Mevlana, bır rubaısınde "Bakmayın Hıntçe konuştuğuma, aslım Turk'tur" demıştır Mevlana'run "Hıntçe" dedığı, kıtaplarını yazdığı dıl eskı Farsça'dır Ancak bu yorelerde hâlâ o dıle "Hıntçe" denebılıyordu Kuş kavmının Anadolu'yu ıstılası ıle Hıtıt kulturu Anadolu'da ve On Asya'da, Arap Yanmadası'nda "Ahılık" gıbı Hınt teşkılatına benzer geleneklerdekı ızlerın ve en önemlısı Arap rakamlarının kökenının de Hınt'ten kaynaklandığı anlaşılmıştır ılışkılerı kurdular Turkçe konuşan ve Hattı denen Turk asıllı Anadolu'nun yerlı halkı, ıstılacı soydaşları Kuş kavmının dılıne, kendı eklerı " h " ıle kurdukları Nasıbı ( = Naşıbı) adını vermışlerdır •' lı" ekı bu sozcukte " c e " ekının gorevmı ustlenmıştır, sözcuğun anlamı "Naşıce" demektır Naşı ıse bır bölgenın adıdır Yıne Kuzey Hındrtan'dan goç eden Kuş (= Kus) kavmının bır kolu, yıne eskı Farsçayı konuşa konuşa Arap Yarımadası'nı asarak Gune> Nıl'e verleşmış, orada kurduklirı krallığın gorkemlı, buyuk boyutlu saray, tapınak benzen vapıtlarının, kapılannın, duvarlannın kahntılan gunurnuze kadar ulasmıştır Mısır fîravunları da sonradan yıktıklan bu Kuş (Kus) krallığını, başlarındakı taçlarda, kendılennı "ıkı krallığın temsılcısı" olarak gostermışlerdır Kuş halkının ustalarını, ışçılennı, ehramlannın, saraylarının yapılannda tutsak gıbı kullanmışlardır Batılıların Mısır uygarlığında aradıkları UralAltay ızlen, Turk asıllı bu kavımlerın ızlerıdır Kuş kavmı Sudan'a, Somalı'ye de goç etmış, Kuzey Afnka'da Barberra'da yerleşmış, Berberıler adı ıle tamnmıştır En önemlısı ttalya'da kalıntılan bulunan ve yıne koken lerı bılınmeyen, dıllerı tam olarak çozulemeyen Ikesuslar da Kuş kavmının Afrıka'dan îtalya'ya geçmış olan bır kolu olsa gerek Batıhlar ınceledıklerı Ikesus (Hıksos) dılınde, "hatun, hakan" gıbı Turkçe sözcukler bulmuşlar, butununu çözememışlerdır Ikesus sözcuğu Turkçedekı "ıke/eke" sozcuklen ıle bağdaştırılabılır Dıllenndekı çozulemeyen sözcukler de Hıntçe, Farsça, Turkçe olabılır. 21 MA YIS 1988 19 Mayıs 1919'dan Sonsuza Yüeelen Atatürk Ataturk'un, genç kuşaklara, gelecekleri için armağan etmeyi amaçlodığı, zengin, görkemli Turk tarihi kapatılıp gömülduğü karanlıklardan yine kendisinin bilim kuruluşlarında yetişenlerce, bilim yöntemleriyle kuriarılmış ve Atatürk'ün dehasının bilim yönü de bütün dünyaya jpa 'anmıştır. r PENCERE Gökberk'in Tanısı... Prof. Dr. VECİHE HATİBOĞLU 19 Mavıs 1919'dan sonsuza doğru Ataturk vucelıyor, buyuyor Ataturk'un 1911 >ılından başlavarak, Osmanlı Imparatorluğu sınırlarındakı emeklenru, Çanakkale'dekı kahramanlıklannj, Kurtuluş Savaşı'ndakı buvük onderlığını, Cumhunyetı kurduktan sonra da devrımlerdekı başarılarıru, dost duşman, butun dun\a bılıyor Butun dun>anın şımdıîık bılmedığı konu, Ataturk'un dehasının bılım vonudur Ataturk bu >onu>le, bılıme verdığı değerle algılarını, sezgılennı bırle^tırerek, uzağı, gdeceğı, gevmışı gorebılmış, ekonomının ya da tanhın en zorlu sorunlarını kolaylıkla çozmuştur Ataturk'un "Hayatta en hakıkı murşıt ıhmdır" sozu, sıradan bır askı sozu değıldır Ataturk butun om runce, bu sozunun ıçenğıne bağlı kalmış, her adımında bılımı goz onunde tutmuştur Ust uste gelen savaşlarla oluşan yoksulluğu, Anadolu da kımılerının paramparça gıvsıler ıçındekı durumunu genç vaşında gözlemış, bu goruntulere çareler varatacak ka>naklar aramış ve bulmuştur Gunduzlerı, çozumlemek ıstediğı konulardakı bılımsel kıtaplan ıncelemış, gecelerı de sofrasına, ozellıkle o konulardakı uzmanları çağırıp göruşlerını almıştır Bovle bır bılımsel yöntemle, ekonomı alanındakı devamhhğı göz onünde tutarak, tanh alanındakı göruşlerını de geleceğe ulaştırmak n,ın Sumerbank, Etıbank adlannda ıkı banka kurmuştur Ataturk bu bankaların adlarıvla Sumer, Etı konusunu topluma mal etmış. en eskı uygarhkların sahıbı olan Sümerlerın, Etılerın (Hıtıt), Turk asıllı olduklarını savunmuş, gelecek kuşaklara, hakları olan guç kaynaklan sağlamayı amaçlamıştır Ataturk, Batılıların Turk tanhı konusundakı bılımlerıne gu\enmı>ordu Turklerın tsa'dan çok once var olduklarını keramet sahıbı gıbı bılıyordu Bu amaçla kurumlar, fakulteler kurdu, yerlı, yabancı bılım adamlannın çağrılı olduğu kurultaylar topladı, dınleyıcılenn şaşkın bakışlan onunde, bılımsel bır duyuru (ılan) olarak, Sumerlenn, Etılerın Turk asıllı olduklarını butun dunyaya duyurdu Ataturk 1936'da genç kuşaklara "Batıhlar Turklerı tanımazlar. Turkçeyı bılmezler, onların eskı kavımler hakkında menşeı, kökenı bıhnmıvor dedıklerı her >erde Tarklerı arayın" dı>ordu \slında, o gun bugun, ellı yıldır, Ataturk'un bu göruşlerinin tersını ıspatlayabilen Batılı bır bılım adamı çıkmadı, çıkamayacak da Son yapılan araştırmalar, Ataturk'un bu tur bılımsel konularda da dehasının gucunu gostermış, ellı yıl öncekı gdruşlennın doğruluğunu, sağlamlığını pekıştırmıştır Batılılara gore kokenlen bılınmejen, Gu nev Irak'takı Sumerlenn, Bağdat yoresınde, Babıl'de devlet kuran Kaslann (Gud, Guz, Guzaa, Guzanların), Batı İran'da yaşamakta olan Kuzların (Huzların) aynı bölgede eskıden yaşamış olan Elamlılann, çeşıtlı bölgelere yayılmış bulunan Kasarlann (Ha zarların, Azenlerın), Arap Yanmadası'ndakı Gudaaların (Kudaalann, Huzaaların, Havazınlerın), Afganıstan \e Pakıstan'dakı Kuşhanlann, Kuşanla nn, Kuşanaların, Afnka'dakı Berbenlenn Turk asıllı olduklan ıspatlanmış, bılım alanında aranan bu gerçekler Ataturk'un ızınde gıdılerek gun ışığına çıkarılmıştır Adları sıralanan bu kavımler başlangıçta Turkçe konuşmuşlar, goç ettıklen yerlerde zamanla, çevrelenne uyarak kımılerı Farsça, kımılen de Arapça konuşup, yazarak Turkçeden uzaklaşmışlardır Bunların başında Etıler (Hıtıtler) gelır Sonuç Goruluyor kı, Turk dılının ses olayları (foretık) ıle oluşan "Guz/Kus/Kuş, Kas/Kaş" gıbı, "Kazar/Hazar/Hazer/Azer" gıbı aynlıklar, ustelık genellıkle konuştuklan dıllenn, Farsça, Arapça oluşu, toplulukları bırbırınden ayırmıştır Pek çok araştır macı, Kuzıstan (= Hunstan) halkının ya da Iran Körfezı'ndekı Kaşkaların (= Kaşkay) Turk asıllı olduklarını bılmez Tanhın getırdığı bu tur olaylarda ıç ıçe yaşamanm kaçınılmaz buyuk etkılen vardır ölumsuz Ataturk'un, ınsanları, kavımlerı, eskı yenı uluslann sıyasalannı, tutumlannı, çok uzaklarda, derınlerde olsalar da çok yakından tanıdığı, bıldığı ıçın edındığı sarsılmaz, sağlam görüşlen ışığında tanhtekı çözulemez sanılan pek çok sorunun karanlığı buyuk ölçude aralanmıştır Ozellıkle Ataturk'un dedığı gıbı, "Sumerler, Etıler Turk asıllıdır" ve bunlardan başka kokenlen bılınmeyen kavımlerden Kaslar ve benzerlerı de Turk asıllıdır Sorun durumundakı bu konular, bılım yöntemlerı ıle yayımlanan araştırmalarla ıspatlanmıştır Ataturk'un, genç kuşaklara, gelecekleri ıçm armağan etmeyı amaçladığı, zengin, gorkemlı Turk tarıhı kapatılıp gömulduğu karanlıklardan yıne kendisinin bilim kuruluşlannda yetişenlerce, büım yöntemlenyle kurtarılmış ve Ataturk'un dehasının bılım yönu de butun dunyaya ıspatlanmıştır (*) "Ararat" (Ur ar at) Etiler (Hititler) ve Kuş Kavimi sorunu Etıler (Hıtıtler), Batılılara göre kokenlerı bellı olmayan ve HıntAvmpa dıllerınden bırıru kullanan ustun uygarlıklan ıle tanınmış bulunan bır kavımdır Batı bılım adamlarınca Hıtıtlenn nereden geldıklerı tartışılmış, lyonlular, Bızanslılar gıbı HıntAvrupa dıllennden bırını kullanarak, Batı'dan geldıklerı ılerı surulmuş, sonra da Doğu'dan geldıklennde karar kılınrmştır \ncak Doğu'dan nereden gelmışlerdı'' Bu sorunu çözemedıler, oysa dıllenndekı Hıntçe, Turkçe sozcuklen dıkkate alsalardı, sorun bu gunlere kalmazdı Ozellıkle Hıtıt kavmının kendılerının kökenlen ıçın vaptıkları açıklamalar çok onemlıdır "Bız Kuşaralı adamın scyundan gelı>oruz ve bununla ıftıhar edıyoruz" dıyorlar Batıhlar "Kuşara" sozcuğunu bır kent adı sanmışlar, kazılar yaparak Anadolu'da "Kusara" kentını aramışlardır Oysa "kuşara = kuşara" sozcuğu, bır kent adı değıl, bır kavım adıdır Kuzey lran'dakı (Hazaralar = Hazaralan Kuzey Romanya'dakı Kasaralar, (Kasaralar) gıbı Batıhlar "Hıtıt" adını, kutsal kıtap Tevrat'tan Türklerin Farsçayı kullanmalan Goruluyor kı, Surıye ve Anadolu Selçuklularının Farsça kullanmalan koksüz, dayanaksız bır tutum değıldır Bu tutumun çok onceden geleneğı kurulmuştur (Ancak eskı soydaşlarımızın bu tutumlan, gelecek kuşaklara ağır bır yuk olmuştur ) Ozellıkle bu yorelerde, HıntlranTurkıstan uçgenınde, Ellırunı, Ibnı Sına, Mevlana Celaleddın Rumı gıbı Turk asıllı buyuk bılım, sanat adamlan, unlu yapıtlarını hep bu Farsça ıle yazmak zorunda kalmışlardır Ustelık Mevlana bu Farsçaya "Hıntçe" demektedır Çağımızda da, bu yörelerde oturanlar, Turk asıllı olduklannı bıle bıle, ana dılı gıbı Farsçayı kullanırlar Turkmenlerın buyuk bır bölumunun, Taııhlerın, Iran Azenlerının anadılı gıbı Farsçayı kullandıkları bılınır Anadolu Selçuklulan gıbı Osmanlılar da Farsçayı resmı bır dıl gıbı, 15 yuzyıla kadar kullanmışlardır. Etıler eskı Farsçayı >a da Mevlana'mn dedığı gıbı Hıntçe kökenlı bu dılı, aldıkları Hattuşaş adlı başkentlerınden başka, kendılerının kurdukları ve Kaneş (= Kanış) adını verdıklerı Kaysen'de de kullandılar ve bu dılle, Ön Asya'dan eskı Mısır'a kadar tıcaret EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ACI KAYBIMZ Selanik eşrafından merhum Kolağası İzzet Beyin ve merhume Zekiye Hanım'ın oğulları; merhume Mihriban Hanım ve merhum Yzb. İhsan Bey'in kardeşleri; İstiklal Harbi Gazilerinden Dr. Yük. Müh. Em. Tüm General "Gönlümün Yarısı Içerdedir" 'Burası erkeklerın dünyasıdır" dıye bır Amerıkan şarkısı vardı Şarkıcı yırtınırdı, dunyanın erkeklerın olduğunu kanıtlamak ıçın Inanarak mı ozlem duyarak mı? Bu dünya kımın'? dıye sorarsanız yanıt vermek guç olur Goründuğu kadar, bu dunya, parababalarının1 Her şey onların buyruğuyla oluyor Karşıdevrımler, baskılar, btlımın, bılım adamlannın, sanatçıların bıle parababalarmın ısteklerıne uygun bıçımde çalışma yapmaları bıle1 Dostum Alı Sırmen ın "Erkeklere Mahsus" başlıklı yenı kıtabını okurken aklıma boyle şeyler geldı Sırmen bır yazısında kendısıne gönderılen bır mektuptan alıntılar yapmıştı Şöyle djyordu o bayan eşı konusunda 'Onun elı ayağı, gözu kulağı, dışardakı bağlantısıydım 0, sıkıntılarını dıle getırmekte ozgurdu Oysa dayanıklı olmalı bır mahkumun karısı, ben hep bakımlı, hep guleryuzlü, hep neşelı olmalıydım Yıllar sonra çıktı Ben etkın rolumden kendı ısteğımle çekıldım yıne edılgen eş durumuna gırmelıydım Kural boyleydı" Bırden Barış Davası gunlerıne döndum Izledığım başka davaları da anımsadım Erkekler yargı karşısındaydı Eşler de yukarıda, ızleyıcı bolümunde Avukat olan eşler de savunmanlar arasındaydı Orhan Apaydın ın eşı Gursel, Alı Sırmen'ın eşı Mıne haftada bırkaç gün cezaevlerındeydıler1 Ya kapılarda, ya görüşme yerlerınde Cezaevı erkeklere mahsustu Kadınlarsa beklemek, sabretmek gorevıyle baş başa ıdıler Bır resme bakıyorum Barış davasının bır oturumundayız Nadır Nadı, llhan Selçuk ve ben Alı Sırmen'ı dınlıyoruz Bastona dayanarak yargıcın karşısında savunmasını yapıyor Üçumuz de bır çeşıt şaşkınlık, ınanmazlık ıçındeyız Oradakı sanıkları gerçek bırer suçlu sayamadığımız yuzumuzöekı ıfadeden bellı Ama böyle şeyler hep olur llhan Selçuk 12 Mart'ta buyuk bır deneyımden geçmedı mı'' Nadır Nadı de yırmı yıl oncekı bır yazısından öturü ıkı buçuk ay hapse mahkum edılmedı mı' Ben de Sağmalcılar'da geçırdığım 90 geceyı anımsıyorum bu resme bakarken 'Erkeklere Mahsus" (Boyut YayınlarıJ'na yazdığı önsözde llhan Selçuk şöyle dıyor "Kan, gözyaşı, umut, umutsuzluk, olüm, hayat, ozgürluk, tutsaklık. ışkence ve cezaevı ustüne kurulu yaşamların sıradanlaştığı surec daha noktalanmadı Alı Sırmen hem 12 Mart'ta, hem 12 Eylül'de gözaltına alındı, tutuklandı yargılandı, yıltarını dort duvar arasında geçırdı Neden9 Bır tek nedenı var Alı Sırmen'ın başına bütun bu ışler 'yazar' olduğu ıçın gelmıştır" Galatasaray Lısesı'nı, hukuk fakultesını bıtırmış, avukatlık staji yapmış Alı Sırmen ısteseydı başını boyle dertlere sokmaz, koşesın.de rahat bır yaşam surerdı Nedır aydın, bılırrçh ınsanları toplumu daha lyı, daha güzel, daha anlamlı bır yaşamı kurmak savaşına ıten' Bunun duğumü kolay çözulemez Selçuk önsözunu şoyle bttırıyor "Yazarlık kolay değıl bugunku Turkıye'de, gerçek bır yazann ödedtğı bedel, kımı zaman çok ağır oluyor ama bu bedelın bır de yazara donuk yanı var Aklın saydam bır su durulması, mantığın pekışmesı bılgelığın tumcelere, sozcüklere, noktalara, vırgullere yansıması Alı Sırmen'ın yazarlığı kolayca elde edılmış bır yazarlık değıl, bedelt odenmış bır ustalık ' "Erkeklere Mahsus"la Sırmen'ın son yılların ılgınç olaylannı yansıtan yazılannı okuyoruz Hepsıne ıctenlıkle katıidığımız bu gözlemier, bu duyarlı duşunceler ıçınde yaşadığımız acılarla dolu bır dönemın anlamını verıyor bıze Alı Sırmen 12 Mart ta 12 Eylül'de egemen güçlerın elınden kendını kurtaramadı Aylar, yıllar geçırdı 'ıçerde ' Gençlığının en güzel zaman parçasını tutukevlerınde yaşamış nıce ınsanlardan bırıdır o Sırmen gıbı daha pek çok genç yurttaş var ıçerde yatan Bakıyorsunuz sonunda bütun bu yıllar havaya uçuyor Suçlanan nıce sanık aklanıp ozgurluğe kavuşuyor Ama elınden gıden za1 man' Onun hesabını kım verecek' Kımse vermıyor Kurtuldun ya şükret buna dercesıre bır kayıtsızlıkla karşılaşıyorlar "Suçlusun" dıye yakana yapışan kışıler, çevreler bır 'geçmış olsun' bıle demıyorlar" Sırmen bır yazısını şöyie bıtırmış"Güneşın şavkı vurmuş suya Kedı güneşte ısınmış betonun üstünde mayışmış O tutmuş kolumu sarsıyor 'Daldın' dıyor 'daldın, benı dınlernıyorsun' Gulumsüyorum 'Evet dalmışım' dıyorum Sen kusuruma bakma Gonlumun yarısı ıçerdedir Ne zaman günes betona vursa vo gölgeler uzansa taş duvarlardan, ben dafarım böyle Evet gonlumun yarısı ıçerdedir' Cumhunyet 12 Eylul askerı darbesı aynı zamanda Ataturk devrımlerıne kaşı da oldurucu bır darbe olmuştur anlayısındayım Dıs gorunusundekı butun gurultuye patırtıya torensel Ataturkculuğe karsın gercekte 12 Eylul Ataturk devrımlerıne cok ağır bır darbedır" Profesor Macıt Gokberk bu darbenın felsefeye ılışkın yanını şöyle ozetlıyor " Bırcok yenı unıversıte kuruldu, yanılmıyorsam sayısı 28'ı buldu Eskıden kurulmus 10'unu dısta bırakırsak, bu yenı ünıversıtele rın hıcbırınde felsefe bolumu yok Işın ıçınde değılım arkadaşlardan ısıtıyorum bır de gazetelerdekı ılanlardan ızlıyorum Bu ılanların hıcbırınde doğrudan doğruya felsefe oğretım uyesı ıstendığını görmedım Bütun ılanlarda hep ılahıyat fakultesı çerçevesınde bır felsefe tarıhı ya da dın sosyoloıısı, dın felsefesı oğretım uyesı aranıyor Bu da ortacağa donus demek Cunku Ortacağda Avrupada felsefe ılahıyatın denetımındeydı, ıl hıyatın uygun gorduğu konulara eğılebılır, yıne ılahıyatın uygun gör duğu sonuclara varabılırdı Benım gorduğum bugun Turkıye'de durumbu Buıse, 12 Eylul'den sonrakı gıdıse çok uygun Cunküokullara zorunlu dın dersı koyuyor ahlak dersını de dın hocasına okutuyor, yanı ahlakı dıne dayıyor Ahlakı dıne dayamak demek, ozgur vıcdan ıstememek demek ozgur vıcdan bılıncının oluşmasına karsı olmak demek Boyle bır anlayışın felsefeyı ılahıyat fakulteterıne bağlaması cok doğal (Cumhurıyet 16 Mayıs 1988) * Profesor Macıt Gokberk, Istanbul Unıversıtesı nde 1933'ten 1978'e kadar calıstı Turk Dıl Kurumu'nun 13 yıl başkanlığını ustlendı Ulkemızde felsefe kursusunun kurulusunda ve felsefe dılının olusmasında en etkın kısılerden bırıdır Atatürkculuğun uygarlık dunyasında anlamını belırlemekte Sayın Gokberk'ten daha yetkın ve daha ıcten kımı gosterebılırız'' Bu bakımdan 12 Eylül'e ılışkın tanısının ozellığı var Lıselerde felsefe mantık sosyolojı derslennın dıslanmasını da bu gozlemlere katabılırız Gercekten de 12 Eylul bıltnch bır' karşı devrım" hareketıne donusmustur Ordu, bu hareketı emru kumanda zıncırınde cumhunyetı koruma ve kollama gorevı olarak algılamıstır Ne var kı darbenın sıyasasını bes kısılık Mıllı Guvenlık Konseyı yonetmekteydı Bu kurulu oluşturan beş general Turkıye'yı nereye götürdüklerının bılıncınde mıydıler' Aldıkları kararlar bıiırtclı bır sıyasanın urunü ıse, sorumlulukları daha da buyuktur Çunku hıçbır sıvıl ıktıdarın yapamayacağı ışlerı, bu beş kışılık kurul ordunun emru komuta zıncırıne dayanarak yapmıştır Bır sıvıl ıktıdar, Ataturk'un temel ılkelerını kundaklamak ıcın halktan yetkı ısteseydı ozgur bır ortamda seçım sandığında yeterlı oyu sağlayamazdı * Ataturkculuk, uygarlık tarıhının Islama dönuk kesımınde ' aydınlanma' surecını bır devnmle yururluğe koyan akımdır, 12 Eylül darbesının sıyasal kurulunu oluşturan bes general ıçınde tonuyu bu bakımdan ırdeleyen bırı var mı' Oğretım bırlığı devrımını yok etmek Turk Dıl Kurumu nu yok etmek Turk Tarıh Kurumu'nu yok etmek Orta oğretıme zorunlu dın derslerı koymak, ahlak derslerını dın hocasına okutmak Unıversıtenın ozerklığını kökunden yikarak bılım ozgurlüğunu baltalamak Felsefeyı ılahıyata bağlamak Imamhatıp lıselerınde bu tur ılahıyat okutulurken, lıselerden felsefeyı dıslamak Butun bunlar, 12 Eylul den bu yana yururluğe gıren ve etkılerını yenı yetışen kuşaklarda gosterecek olan bellı bır sıyasetın urunudür İSMAİL KAMİL ARGUT (192410) 18 mayıs çarşamba günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun naaşı 21 Mayıs 1988 Cumartesi günü, Selimiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'ndaki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Allah rahmet eylesin. ANISINA Canımız kadar sevdiğimiz büyuk ve faziletli insan, dar zaman dostu, hepimizin hamisi, vefakâr sevgili buyuğumuz İSMAİL KAMİL ARGUT'u kaybetmenin sonsuz acısı içindeyiz. Seni hiç unutmayacağız sevgili Paşamız. AİLESİ Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmaları rica olunur. AYHANBESİZİYATUNÇ CECAN VEFAT VE BAŞSAGLIĞI Şirketimizin kurucusu ve Yonetim Kurulu Başkanı, iyi insan, vefakâr buyuğumuz, tum çalışanlarımızın hamisi VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Şirketimizin kurucusu ve Yonetim Kurulu Başkanı, iyi insan, vefakâr buyuğumuz, tum çalışanlarımızın hamisi ÇAĞRI Sait Faik Abası>anık'ı sevenlen bu yıl da 22 Mayıs 1988 gunu Burgazada Kalpazankaya'da bekhyoruz. Çevremiz Gazetesi Vapur saatlen 11 30 Sırkecfden 11 50Kadıkov'den 11 00 Bostancı'dan İstiklal Harbi gazilerinden Dr.Yük.Müh.Em. Tüm General İstiklal Harbi gazilerinden Dr.Yük.Müh.Em. Tüm General İSMAİL KAMİL ARGUT 18 mayıs çarşamba gunu hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. İSMAİL KAMİL ARGUT 18 mayıs çarşamba gunu hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesi ve yakınlarına başsağlığı dileriz. TEŞEKKUR Se\gılı torunum DOGAN'ın amelıyatını başarı ile gerçekleştıren Sayın Dr. CENGİZ ÖKTEM ve S S K Goztepe Hastanesı Çocuk Cerrahı Servısı hemşıre ve hastabakıcılarına en ıçten duygularımızla teşekkur ederız DOĞAN SONMEZ ARTTOURS ARGÜN TURİZM A.Ş. ARGÜN Mümessillik ve Müşavirlik A.Ş. ÇAN İÇRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİĞİNDEN Yargıçlığımızın 16 3 1988 gunlu, 1987/37 Esas ve 1988/8 sayılı ka ran ıle Çanakkale ılı Çan ılçesı Vatan Cad No 4 adresınde tıcaret >apan borçlu UZEY1R YAVUZ'un tum borçlarının r o 100'unu faızsız olarak 4 yılda odemesı koşuluyla borvluya 2 aylık konkordato onelı verılmış ve konkordato komısen olarak A\ Orhan Usal atanmış olmakla ılgılı alacaklıların bu ılandan ıtıbaren 7 gun ıçınde bu karara karşı yargıçlığımıza ıtıraz edebıleceklen duyurulur Basın 19722 ÖDÜL PLAKÇILIK AÇILIŞA DAVET 22 Mayıs 1988 pazar günü okulumuzun geleneksel "TALAŞ BÖREĞİ" gününde beraber olmak ve aynı günde tanhı "AHMET RATİP PAŞA" Köşkü'nün restore edılerek Kultür ve Sanat Merkezı halıne getınlmesı ıçın hazırlanan, Turkıye Tanhı Evlen Koruma Der.ıeğı uyelerı ve öğrencılenmızın karma resım sergısının açılışına onur vermenızı dılenz. YILIIN MUZIK OLAYIÎ SABAHATTIN SEL YURUYEIN ADAM ÇAMLICA KIZ LİSESİ MEZUNLARI DERNEĞİ Cl MHl RI\FT KIT\P KLLLBl II vc ıKemerkezlerıne temsıkılıkler verecekıır Oğlumuz ÇIKTI... Odül Plakçıllk IMÇ 6 Blok 6426 Tel 513 34 66 Unkapam/İST CİNSEL SORUNLARINIZ bızım ışımız Ücretsız broşür ısteyın. ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN Gazeıemızın 18 4 1988 tarıh 22865 sayılı nushasında Tıp Fakulıesı Göğus Hasıalıkları Bölumunde sehven yazılan bır doçent alımı, 1 vardımcı doçent alımı olarak duzeltılır Tıp Fakullesı Yrd Doç Ojr Gorevlısı Göğub Hastalıklan I I (Tashıh) K tapKututkj OSMAN'ın doğumunu tum dostlarımıza duyururuz FATOŞKEMAL BİLGER lla i .,r ı, k 1 • ı ı hıİLI 1 !L ı k n 1 LJ ıluıuır Dr. HAYDAR DÜMEN P K 39 Levent tst