17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 1988 HABERLER CUMHURİYET/7 'Kürtçe yasağına karşıyıırf Akıl dışı madde Türkiye'nin güneydoğusunda çözüm, bölgenin ekonomik, sosval ve kültürel açıdan geliştirilmesinden geçiyor. 1982 Anayasası'mn Kürtçe konuşmayı yasaklayan akıl dışı maddesine karşıyım. Herkes istediği dilde konuşup yazabilmeli. HALUK BAKIR AMSTERDAM Bülent Ecevit "1982 Anayasası'nın Kürtçe konuşmayı yasaklayan akıl dışı maddesine karşıyım. herkes istediği dilde konuşup, yazabilmeli \e okuyabilmelidir" dedi. Madrid'de Sosyalist Enternasyonal Yönetim Toplantısı'na gözlemci sıfatı ile katılan Bülent Ecevit, diln eşi ile birlikte Hollanda'ya geldi. Ecevit, Amsterdam Belediye Başkanı, Hollanda İşçi Partisi yöneticileri ile ayrı ayrı görüştü. Avrupa Parlamentosu eski başkanlanndan Piet Danker'le de ikili bir görüşme yapan Ecevit, De Balie Sanat ve Politika Merkezi'nde "Avnıpa ve Türkiye'de Sosval Demokr»si" konulu bir konferans verdi. DSP ve SHP arasındaki ayrımları anlattığı konuşmastnda, sosval demokrasinin çözümlenmesi gereken sorunlan olduğunu söyledi. Ecevit konferansını tamamladıktan sonra Kürt sorununa ilişkin sorulan yanıtladı. Ecevit şöyle konuştu: "Türk toplumu ABD'de olduğu gibi karışık etnik gruplardan oluşuyor. Biz Türk terimini bir ırk ismi. değişik kanşık etnik gruplardan oluşan bir ulusun ismi olarak anlıyonız. Sorun kısmen Güneydoğu'daki yan feodal yapıdan. kısmen de dış güçlerin Ortadoğu'daki "böl ve yönet" oyunundan kaynaklanıyor. Bölgedeki aynlıkçı akımlar 1920'lerde İngiltere; 70lerde Irak'ta ABD ve daha sonra da Libya gibi ülkeler tarafından kışkırtıldı. Korsika, Irlanda ve Bask gibi ülkelerde, etnik sorunlar ülkelerin iç sorunu sayılırken Ortadoğu'daki benzer sorunlann uluslararası plana getirilmek istendiği gerçeğine, Batılı gözlemcilerin dikkatini çekerim. Türkiye'nin güneydoğusunda çözüm, bölgenin ekonomik, sosval ve kültürel açıdan geliştirilmesinden geçiyor. 1982 AnayasasTnın Kürtçe konuşmayı yasaklayan akıl dışı maddesine karşıyım. Herkes istediği dilde konuşup yazabilmeli, okuyabilrnelidir." Cceviı, Arrçsterdam Ün versitesi'nde Obreıim üyesi ve Irak'taki Yurtsever Kürdistan Birliği yanhsı bir dinleyicinin "Karmaşık bir soruna basit çözüm önerileri getiriyorsunuz. Siz de uluslararası bir kuruluşun Madrid'deki toplantısından geliyorsunuz, ama kimse sizi başka bir ülkenin ajanı diye suçlamıyor. Llkenize döneceğiniz için dikkatli konuşmanm anlıyorum, ama Türk siyasi liderlerinin Kürt sorununu ciddiye alması zamanı geldi. Sorun Türkiye'de çözülmezse uluslararası düzeyde çözülecek. Bu soruna ilişkin sorularla her yerde karşılacıksınız." sözleri üzerine de şöyle konuştu: "Konuşmaktan korktuğum şeklindeki görüşü reddediyorum. İnandığım konularda her zaman büyük riskleri göze aldım. Kürt sorunu hakkında konuşmaktan da korkmuyonım. Demin de düşün: Ecevit, Hollanda'da konferans verdi celerimi içlenlikle anlattım. Bir Tıirkle Kürt arasında ırkçı temele dayanan aynm yapmayı reddediyorum. Benim için ikisi de eşit haklara sahip insan. Baskı altında kaJmalanna, anadillerini konuşmaktan ya da istedikleri ismi seçmekten men edilmelerine karşı çıkıyorum. Ama ırkçı bir aynm yapmayı reddediyorum. Çünkü birincisi, ilke olarak buna karşıyım, ikinci olarak Türk loplumunu, en az Amerikan loplumu kadar etnik açıdan karışık bir toplum olarak görüyorum. Amerika'da insanlar kendilerini İsveç asıllı, Hollanda asıllı veya Lübnan asıllı diye adlandınyorlar ama Amerikan ulusuna ait olduklannı söylüyoriar. Turkiye'de de durumu buna benzer görüyorum. Kıbns ve Bulgaristan'daki Türklere değindiniz. Oradaki Türklerin siyasi hakları kısıtlıydı. Oysa Türkiye'de siyasi haklar açısından TürkKürt aynmı yapmıyonız. Ama özellikle askeri rejim dönemlerinde. Güneydoğu'da etnik kökeni ne olursa olsun herkes üzerinde baskının tamamen gereksiz nedenlerle arttığını kabul ediyorum." Ecevit, bugün tsviçre'ye geçecek ve daha sonra ABD'ye gidecek. Inönü kongre turuna başlıyor İlk durak Manisa • DUYDUK/GÖRDÜK YALÇIN PEKgEN Metris fırarisi Murat Şaşkal, Atina'da basın toplantısı yaptı Polis önce gözaltına aldı, sonra bıraktı ATİNA (Cumhuriyet) Metris Cezaevi'nden mart aymda 35 metrelik bir tünel kazarak kaçan 29 firariden biri olan Murat Şaşkal, Atina'da dün bir basın toplantısı düzenledi. Şaşkal, kaçtıktan sonra bir kere yakalandığını, ancak polislerin kendisini tanımadığını ve serbest bıraktıklannı öne sürdü. Atina'daki "Halklann Kurtuluşu İçin Dayanışma Örgütü" adlı uluslararası bir örgütün bürosunda düzenlenen basın toplantısından önce TKPML örgutü üyeleri dört sayfalık bir bildiri dag'ıttılar. Bildiride, TKPML'nin Metris Cezaevi'ndeki kaçış eylemini içeriden ve dışandan koordineli bir biçimde gerçekleştirdiği öne sürüldü. Kendisini TKPML Yunanistan temsilciliği basın sözcüsü olarak tanıtan Cemil Yüdız, kaçrnayı başaran diğer yandaşlarının bir bölümünün yurtdışında oldularıru, tedavi gördüklerini ve en kısa zamanda yurda dönüp yeni eylemlere katılacaklarını açıkladı. TKPML'nin "kızıl siyasi iktidarlar ve kurtanlmış bölgeler" için gerilla savaşını sürdüreceğini ve köylüleri de bu Saşkal (solda) ve orgutün Yunanıstan basın sözcüsü Cemil Yıldız (sağda) basın toplantısında na katacağını belirten Cemil Yıldız bu arada polisin açıkladığı "TKPML Batı Anadolu Bölgesinin çökertildigi" yolundaki iddialarının bütünüyle geçersiz olduğunu söyledi. Bu arada Metris'den kaçan Murat Şaşkal, gazetecilerin sorularını yanıtlamaya başlamadan önce, başından geçenleri özetledi. Şaşkal, firar ettiğı Metris'ten çıkar çıkmaz sahte kimlikle dolaştığını ve bir keresinde "şüpheli şahıs" olarak yakalanarak polis karakoluna götürüldüğünü söyledi. Polis karakolunda altı gün üst üste ifadesinin alındığı ve duvarlardaki 'aramyor' afişlerinde kendi fotoğrafının da bulunmasına karşın polisin bunun farkına varmayarak serbest bıratığını söyledi. "Türk polisi bu konuda yeteneksiz. Resmen ayakta uyuyor" diyen Şaşkal, ancak nerede, nasıl ve niçin yakalandığmı söylemek istemediğini sözlerine ekledi. Metris'ten firar edenlerden 19'unun TKPML, 5'nin DEVYO1,4'ünün TDKP ve 2'sinin de Partizan üyesi olduğunu söyleyen Murat Şaşkal bunlardan ll'inin idam, geri kalanlarının ise muebbet, 36 yıl, 26, 18 ve 13'er yıllık hapis cezası hüküm lüleri olduğunu belirtti. Yunanistan'a ne zaman ve nasıl girdiği konusunda da bilgi vermek istemeyen Şaşkal, Metris Cezaevi'ndeki tünelin 2 ayda cezaevinde yapılan özel aletler ve dışandan sağlanan birkaç aletle kazüdığmı söyledi. Kaçış sırasında Metris'te tutuklanan personel konusunda "tutuklananlar bize yardım etmedi" biçiminde açıklama getirdi. Murat Şaşkal TKPML ile ASALA arasında işbirliği olduğu yolundaki iddiaların da bütünüyle tutarsız olduğuna dikkati çekti. ANKARA İZMİR (Cumhuriyet) SHP'dd haziran ayı sonunda yapılacak büyük kurultaya yönelik mücadele bugünden başlayarak il kongreleri ile yürütülecek. SHP'de yönetim değişikliğine yol açması beklenen il kongreleri 5 haziranda sona erecek. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü kurultaya dek sürecek kongre turunu Ege'den başlatıyor. İnönü bugün Manisa il kongresine katılacak. SHP il kongrelerinde, 2628 haziran tarihleri arasında yapılacak büyük kurultayda, yönetimde etkinlik sağlamayı amaçlayan "sol grup" ile "Baykalcılar"ın ciddi çekişmeye girmeleri bekleniyor. tl kongrelerinde kurultaya gönderilecek delegelerde çoğunluk sağlamayı amaçlayan her iki grup "iilletvekilleri de bayram tatilini boş geçirmediler, il örgütlerinde kongre çalışmalarını sürdürdüler. tnönü 1 nün gitmeyeceği kongrelere katılmayı planlayan Deniz Baykal'ın Rize, Artvin, Antalya, Samsun, Trabzon ve Diyarbakır il kongrelerinde bulunması bekleniyor. Kendilerini sol grup olarak tammlayan SHP'lilerin kurultay öncesi, "örgüte bir deklarasyon yayımlamak" için hazırlık yaptıkları belirlendi. Bayram tatilini Marmaris Bozburun'da geçiren SHP Genel Başkanı Erdal tnönü dün akşam Ankara üzerinden İzmir'e geldi. Geceyi Balçova tesislerinde geçiren tnönü, bugün de partisinin Manisa il kongresinde konuşacak. Beyaz Saray Sineması'nda yapılacak olan kongrede halen il başkanı olan, Baykalcı gruptan Hüdai Fazlılar ile sol kanat adayı Serhan Özbek çekişecek. İnönü daha sonra pazar günü yapılacak Bilecik ve Bursa il kongresine gidecek. SHP lideri 23 mayısta Erzincan, 24 mayısta Giresun, 25 mayısta da Ordu'da olacak. 28 mayıs günü tzmir, 29 mayıs Ankara, 4 haziran Sakarya, 5 haziran günu de İstanbul il kongrelerinde konuşacak. tzmir il kongresinde halen il başkanı olan Kemal Karataş ile sol kanat adayı Ertan Özen ve Karşıyaka eski İlçe Başkanı Turhan Karakaş'ın çekişmesi bekleniyor. Yarın yapılacak Muğla il kongresine Genel Başkan Erdal İnönü katılmayacak. Muğla il kongresi öncesinde aday sayısı 5'e çıktı. Dnal Türkeş'in karşısında, hepsi de sol kanattan olduklannı bildiren Tuncer Besi, Birdal Ertuğnıl, Okan Erkut, Naim Kılıç adaylıklannı açıkladılar. Aytaç Arman "Maltepe" paketini göstererek "içkim yok, kumanm yok. sigaram da bu " diyor. Yeşilçam değişirken.. "yakışıklı erkekler"de değişime uğruyor.. olmak kötü..r Sinemanın "sanat" olduğunu T ürk sineması yarım yüzyıldan beri kurtulamadığı "zengin kızfakir oglan (veya tersi) öykülerinden son yıllarda sıyrılmaya çabalıyor. Bu olgunun bir sonucu da Yeşilçam'a egemen olan "yakışıklı erkek" ve "güzel kız"lann yerlerini yavaş yavaş daha "içimizden birilerine" bırakmaları... Sinema o>Tincusu Aytaç Arman bir derginin yanşmasına katılarak Türk smemasına "yakışıklı erkek jön prömiye" olarak girdi. Daha sonra yeni sinemaya uymaya çahştı. Bu hafta Aytaç Arman'la Türk sinemasının son durumu üzerinde konuştuk. Sayın Aytaç Arman, jön prömiye dediğimiz bir olgu var... Bütün dünya sinemalannda da var. Bu eskiden en önemli özelliği yakışıklılığı, uzun joyu falan olan erkeklerdi. Bu kavram şimdi degişmeye başladı. Macit Koperler, Şener Şenler ki bunlar fizik olarak rasgele insanlar ön plana çıkmaya başladı. Siz ise klasik jön olarak başladınız. Sonra değiştiniz... Filmlerinizde artık fiziğinizi ön plana çıkarmıyorsunuz... Neden degişti bu durum? Gerçekten geçmişte sinema, hem bizde hem dışarıda.. bazı sinemacıların ticari kaygısıyla eğlence boyutunda ele dldıkları bir olaydı. Önce Batı sinemasında değişim başladı. Bu değişim bize hemen gelmedi. Çunkü iletişinı o kadar gelişmemişti. Biz hâlâ klasik jönlerle çalışırdık... Ama şimdi sinema seyircileri d ü n y sinemasının çok kaliteli örneklerini öyle veya böyle izlemeye başladılar. Sinemanın anlamını biraz daha derinlemesine kavradılar. Gerçekten sinemayı bilen, genç, sanata yatkın, diğer sanat dallanyla ilişkisi olan bir sinema seyircisi oluştu. Öyle olunca artık klasik jön, yakışıklı adam esprisi de bitti... Ama bunu genelleştiremeyiz. Star sistemi hâlâ sürüyor bir kesimde... Geçmişte jön olarak bu işc başlamış ki ben de öyle başladım arkadaşlarımız hâlâ varlıklannı sürdürüyorlar... Ama bir değişim başlamıştır. oynamaya başladım. Yani Yılmaz Güney'in daha önceki tarzını... Bu üçdört yıl sürdü... Tabii müthiş bir set deneyimi kazandım. Bu arada çeşitli toplumsal olguların içinde yer alıyordum. Katılıyordum ama ne kadar bilincindeydim? 80"den sonra bir yığın sorunlarla bir iç hesaplaşmaya yönel , dim. Bir şeye inanıyordum: Bu koşullarda sağlıklı filmler yapılamaz... Gazino starları, arabesk kralları, gazinodaki hatunlann anons edilmesi için yapılan filmler... Çalışmamaya karar verdim. Kendimi okumaya, yetişmeye verdim... Dönüşünüz nasıl oldu? Sinemanın bir sanat olduğunu bütün felsefesiyle kavradıktan sonra yeniden denemeye karar verdim. tlk düşüncem klişeleşmekten kaçınmaktı. Ama bunu yaparken benden talep edilen karakterin dışına fazla düşmeden değişimi gerçekleştirmek... Ama her fılm, mutlaka kendi dışıma çıkmak kaygısıydı... Geçmiş günlere dönersek.. jönler genellikle gıpta edilen kişilerdir.. sıradan insanlann gözünde... Sizin kendi gözünüzde durumunuz neydi? Ben jön olayını, star sistemini sorunuza cevap verecek ölçüde yaşamadım. Hatta jön prömiye olduğum devirlerde, şöhretlerin yaşadığı hiçbir şeyi de yaşamadım. Koca bir evim vardı. 140 m2.. fakat hiç eşyam yoktu. Evimde tencerem kaynardı.. o kadar.. zaman zaman yemek masasımn üstüne battaniye serip üzerinde yattığımı bilırim... Parasızlıktan mı? Para kazanıyorduk, ama araba masrafı, kost'im masrafı aldığımız parayı götürüyordu. Bir de ev kirasını verebiliyordum. Kadir Inanır, Tarık Akan gibi starların kendine özgü çalışma tarzları vardı. Ben bu sistemin içine girmedim, dediğim gibi... Peki yakışıklı bir erkek olmak, aynı zamanda ünlü olmak, ne getiriyor, nc götürüyor? GUNEY'DEN NOTLAR İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) SHP Grup Başkan Vekili demeyen, SODEP'in \e SHP'nin eski i) baş Deniz Baykal Ramazan Bayramı İl başkanı adaylarından eczacı Timuçin Savaş "Ben Baykalcıyım" diyor. kanların^an Avukat Ziya Vergök var. Yergök süresince Denizli, Aydtn, Uşak, Aynı ilçeye giden aday Mehmet Salıcı "Ben hakiki Baykalcıyım" diye milletveUH Cüneyt Can>er'in desteğini sağlaManisa ve Muğla'da partilileri zitamtıyor kendini. tl Başkanı Fevzi Ciritçi de "Ben öz Baykalcıyım" diyerek mış durimda. yaret etti. Konuşmalarında taban yoklaması yapıyor. îlçeye giden dördüncü kişi, suçladığı SHP'ye Baykal'a yakın'ığı ile bilinen SHP Genel SekSHP'nin iktidara hazırlandığını Baykalcılann oylanyla giren CHP'li eski belediye başkanı, "Ben bu üç reter Yardımcısı Fikret Ünlü'ye "Dört adaybelirten Baykal haziran sonunda Baykalcı adayı birleştirmek için Deniz Bey tarafından görevlendirildim" dan Ziya ^ ergok dışında olan üçu Baykalcı olyapılacak kurultaydan Erdal Inödiyor. Bizce "En Baykalcı, Ecevitçi olup DSP'ye giden, SHP'ye gelince de duğunu söylüyor. Acaba bunlardan hangisi nii'nün genel başkan olaraK çıka"Baykalcı" olandır. gerçekten Baykalcı?" diye sorduk. Ünlu sovle cağını söyledi. Baykal, "Şu aşayanıtladı: mada benim genel başkanhğa sokan adayı Avukat Mehmet Salıcı "'Ben hakiki yunmam çılgınlık olur" dedi. Özel bir görevlendirme sö/ konusu değil. CELAL BAŞLANGIÇ Baykalcıyım" diye tamtıyor kendini. Şu anda Bayramın birinci günü Uşak'a Böyle bir iç dinamiği bi/ kontrul edemeyiz. BuADANA Butun doğal âlemi yasalara bail başkanı olan ve yeniden aday olmayı düşügelen Baykal'ın beraberinde SHP tun SHP'liler parti disiplini içersinde birbirleğımlı gören ve bir dış etkinin işe karışmasını nen Diş Hekimi Fevzi Ciritçi de iki adavın'arDenizli Milletvekili Adnan Keskin. riyle yarışıyorlar. kesinlikle reddeden, "bilinemezciler" felsefedından gittiği üçede "Ben öz Baykalcı)ım" diManisa milletvekilleri Erdoğan Bu yanıttan da anlaşılıyor ki, Baykalcılar, lerine. "Bilinen evrenin ölesinde yücelerden yuyerek taban yoklaması yapıyor. Üç adaydan Yetenç ve Hasan Zengin de vardı. öz Baykalcılar, hakiki Baykalcılar ve birleştice bir variığın bulunduğunu ileri surmemizi sonra ilçeye giden dördüncü kişi ise. "ANAP'la Uşak muhabirimiz Taşkın Özler'in rici Baykalcılar dışında da bir olgu gelişiyor de çüriitmemizi de sağlayacak hiçbir aracımız işbirliği yapmak"la suçladığı SHP'ye Baykalhaberine göre. Eşme, Ulubey ve SHP politikası^da: Korsan Baykalcılar... yoktur"u ekleyince, Engels dayanamayıp socılann oyuyla giren, CHP'li eski bir belediye Banaz ilçelerini bir konvoy eşliğinLlbette bu durum karşiMiıda en zorda kalanrar: başkanı. O da üç adayın Baykalcı olduğunu de dolaşan Baykal parti binaları ve lar ise ulangac Bavkakılaı. Bir yandan Gerçekten, bilinemezcilik, "utangaç" bir doğruladıktan sonra "İşte ben de bu üç Baykahvelerde yaptığı konuşmalarda "Baykalcıyım" diyen adayı destekliyorlar, dimateryalizmden başka nedir? kalcı adayı birleştirmek üzere Deniz Bey tarasosya! demokratlann artık bolünğer yandan "Parti içindc gerçek sol biziz" diFelsefede "ulangaçlık" olur da, politikada fından görolendirildim" diyor. meye tahammülleri kalmadığını yorlar. Baykalcılıklaıı kurıuhnak icın de bir beolmaz mı? Elbette olur. belirtti. Deniz Baykal'ın bilgısi dışında gelişen olayşinci aday arayı>ına giriyorlar. SHP Adana il kongresine bir hafta kala Daha sonra Manisa'ya geçen lardan "örtüsüz" dört tur "Baykalcı" olduutangacıyla, utangaç olmayamyla il başkanı Bugunlerde SHP kulislerindc en çok soruBaykal, Sarıgöl ilçesinde SHP biğu ortaya çıkıyor: Baykalcılar, hakiki Baykaladayları ortaya çıktı. Yapılan çalışmalar sonulan soru "Baykalcılann üç yakası bir araya gcnasını hizmete açtı. Baykal Aycılar, öz Baykalcılar ve birleşürici Baykalcılar. cu da beş olan aday sayısı, ancak dörde ındırı• lir mi?" Manisa Millet\ekili Ertloğan Velenç dın'ın Söke ilçesinde İzmir'e bağBu ayrımların dışında bir de "örtülu" Baylebildi. Bayram tatilini de fırsat bilen adaylar geçen hafta Adana'ya gelerek Baykalcıları bir lı ilçelerin SHP'li başkanlarıyla kaİLilaı \ar. Buıılar gcnellıkle Engels'in "biliAdana'nın ilçelerine "o> toplama turu" düzenaraya getirmeye calıştı. ama bunda umduğu sotoplantı yaptı. Bu toplantıda SHP neme/ciler"e soylediğı turden "utangaç Baylediler. nucu bulamadı. Şu ana değin de kimin "daha Izmir İl Kongresi'nde aday olacakalcılar". Her fırsatıa "Biz Baykalcı degili/. Baykalcı" olduğu ortaya çıkmadığı için "BayAday sayısı dörde inmesine indi, ama yine ğı açıklanan Turhan Karakaş'ın ayrıta Baykakılığa karçıyu" diyorlar ama kal'ı se>en" delegcler de kinıe oy verecekleride ortaya "biraz çarpık" ve ilginç bir durumun "Aday olma!" diye uyarıldığı, an"Ben Baykalcıyım" diyen adayı dıisıeklemekni şaşırmış durumdalaı. Bir hafta sonra yapıçıkması engellenemedi. Çünkü dort adaydan cak bir partıünin de "buna sizin ten de geri durmuyorlar. Halta sol kanaı millacak il kongresine kadar "Baykalcı aday enf gücünüz yetmez" karşılığını verü v â her gittiği ilçedc "Ben Baykalcıyım" diletvekillori ile birlikte harekeı eden Sedal Dolasyonu aşağıya çekilmezse" delegeler ellerine yor da neden ayrı seçime girdiklerini bir türlü diği öğrenildi. gan ile de iıtifak kuran bu grup dolaylı da Hsteyi alıp "ya şu Baykalcıdadır. ya bu açıklayamıyorlar. Adana'daki SHP kulislerinBaykal bayramın ikinci günü olsa Baykalcılara destek veriyor. Baykalcıdadır" diye sayıp. kazanan lısteye oy de yan şaka yarı ciddi anlatılan bir oykü var: Muğla'da yaptığı konuşmada da Bu üç "Baykalcı" adaya karşı da "Baykal'a verecekler. Ama bizce "en Baykalcı" Lcevilçi Bir ilçeye giden il başkanı adaylarından Ecbir soru üzerine partide sol kanat karşıyım" da demeyen, ancak Adana'da guolup DSP'ye giden, SHP'ye gelince dc olmadığım belirterek, "Sol kanalzacı Timurçin Savaş, "Ben Baykalcıyım" dinün politik modasına uyup "Baykalcıyım" da "Baykalcı" olandır. yor. Arkasından aynı ilçeye giden yine il baştayım diyenler partinin programına sahip çıktıklarını söylüyorlar. 143 64 17 U MY061U K C K S»HM U U 143 M 17 14« 43 27 Benim bu programa sahip çıkmaORTAOYUNCULAR dığımı kim söylüyor. Ben hizip baANCA VlbjJhlrML T.C. İFERHANGİ MÜNİR ÖZKUL EROL GÜNAYMN şı değilim. Parti içinde isleven miıFerha* Şensoy un cadelesini surdurur. l\eticede milli ! ŞEYLER İSTANBUL U SATIYORUM DON JUAN ile MADONNA takım oluşur" dedi. BATMAN SULH HUKUK : Fernan ıjensoy Çev. ve Yon FERHAN ŞENSOY ı aıtamu^ O O L O Y U N 1200. OYUN Milas muhabirimiz Olcay AkdeFtRHAN ŞEMSOV Baykal Kent Ferhan S<nsoy Rasım Oz'elt " MAHKEMESİ OEP.YA BAYKAL RASİM OZTEKİN niz'in bildirdiğine göre bayramın Pagar 5 18 P'M.Sal' 21 üçuncu günü bu ilçeye gelen BaySayı: Esas No: 1987/70 kal partililerle uzun süre sohbet etti. Baykal burada kurultaya ilişkin Davacı PTT Genel Mudürlüğu vekili tarafından davalı Seyfettin SAYIN ÜYE; görüşlerini şöyle açıkladı: Akçay aleyhine mahkememizc açılan alacak davasının yapılan acık S.S.Özgüven Yapı Koopenuifimizin 5. Olağan Geııcl Kurul Topyargılaması sırasında davalının yapılan tum araştırmalara rağnıen teb"Biz SODEP'i kurarken gidip lanıısı 5.6.1988 pazar gunu saaı 13.00'de Beykoz Khatağa İlkokulu ligata açık adresi temin edilemediğinden adına ilaneu tebligal yapılSayın İnönü'den genel başkan olsalonunda aşağıdaki gündem doğrulıusunda yapılacakur. masına karar verilmekle; masını istedik. Bizi kırmadı. GöGÜNDEM: Aleyhini/e açılan alacak davası mahkememizin 1987/70 esasına revi en iyi şekilde yerine getirdi. İs1 Açılış, yoklama ve saygı duruşu. kaydı yapılarak d^ruşması 21.6.1988 günü saaı 9'a lalik edilmiştir. tifa etmesi ise yanlış bir olaydı. 2 Divamn oluşturulması. Belirtilen gun ve saatte duruşmaya bizzat veya bir vekil aracılığıyla Kendisi ile görüşüp her konuda 3 Yonetim ve denetleme kurulu faaliyet raporu ve bilançonun okuııtemsil ettirmeniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde HUMK'nın 509 yardımcı olacağımı/j bildirdik. Bu ması, görüşulmesi ve kabulü. ve 510. maddeleri gereğince yargılanmaya gıyabınızda devam edileaşamada genel başkanlık için be4 Eleştiri ve yanıtlar. ceği ve karar verileceği IIÜSUSU dava dilekçesi ve yenileme dilekvesi nim ortaya çıkmam çılgınlık olur. 5 Yonetim ve deneıleme kurullarımn aklanması. yerine kaim olmak uzere ilanen tcbliğ olunur. Genel başkan yerinde kalacaklır. 6 Yeni odeme pianının görüşulmesi ve kabulü. 7 126. parselle ılgili gelişmeler ve lecavuz mıkıannın saıışı için yctBiz kurullayda partimizi gerçek taBasın 19/15 ki verümesi. bana oturtacak bir Merkez Yöne8 Dilek ve lemenniler. kapanış. tim kurulu olu>iuracağız." 1 SHP'de Baykalcı aday enflasyonu Bıı aşarnada başkanhğa soyunmam çılgınlık olur' w Deniz Baykal Oyuncu mu, sanatçı mı? Bu değişimde, jön oyunculann aşın ücret talep etmeleri de acaba rol oynamış mıdır?.. Ben buna katılmıyorum. Asıl önemlisi, yapımcı veya yönetmen gördü ki, bir Macit Koper "Star olmak kötü..." Yakışıklı olmak, ilk bakışta sıra dışı olmaktır... İlk bakışta ilgi çekmek insanı önce mutlu eder... Fakat sonuçta zararlı olur. Tesadüfen bir yanşmaya girmişsiniz. Birden tüm yaşamınız değişime uğruyor... Koca bir şöhreti sırtınıza yüklüyor "Tesadüfen bir yarışmaya girmişsiniz. Birden tüm yaşamınız değişime uğruyor. Koca bir şöhreti sırtınıza yüklüyorlar... Biz bu yükü nasıl taşıyacağız? Nereden gelmişiz? Hangi kültürden ? Hangi kültür birikimiyle koca bir şöhreti sırtımızda taşıyacağız?.. Ruhsal dengeniz bczuluyor, sonuç muısuzluk..." "K.ollarına imza attırmak isteyen hammlar... Önce hoşunuza gidiyor, ama sonra bir anlamı yok..." çıkıyor.. her şeyi ayrıntılarıyla yorumlayan, "Bu benim yaşam biçimimdir" diyen arkadaşlar geldiler oyuncu olarak... İlginç karakterler koydular ve güzel filmler yaptılar... Macit Koper bir yabancı film şenliğinde ödül alıyor... "Anayurl Oteli"nde başrolü oynuyor ki bir star degildir. yaygın bir ismi yoktur sanatçı oyuncu aynmı ortaya çıktı. Dış görünüş ikinci plana düştu... Siz bir yanşmayla işe başlamıştınız galiba... Yani sadece dışgörünüşünüzle... Evet... Ses Dergisi'nin bir yarışması... 70 yılında ben, Hakan Balamir, Serdar Gökhan, Alev Sezer girdik... Bizim yarışmaya girdiğimiz dönemde erkek star çoktu. Yılmaz Güney, Cüneyt ArV:n, Ayhan Işık, Kartal Tibet, Engin Çağlar, Tamer Yiğit, Salih Güney... Siz de şimdi küçümsediğiniz tarzda birçok film çevirdiniz. Sonra aynldınız. Neden aynlmıştınız? Bu konuş'uklanmızla ilgisi var mıydı? Tabii vardı... her şeyden önce sanat kültürü sıfır, hatia sanattan bihaber biri olduğumu anladım... Ve bu durumda bir sanat dalında çalışmaktan utandım... lar... Biz bu yükü nasıl taşıyacağız? Nereden gelmişiz, hangi kültürden?. Hangi kültür birikimiyle koca bir şöhreti sırtımızda taşıyacağız? Ruhsal dengeniz bozuluyor, sonuç mutsuzluk... Yani star olmak kötü... Bir hay ran kitlesi oluşuyor çevrenizde ama... Oluşuyor.. ama bu nasıl bir hayran kitlesi... Kollarına imza attırmak isteyen hammlar... Önce hoşunuza gidiyor, ama sonra bir anlamı yok... Ben başka bir anlamda hayran olunmasını isterdim.. oyunculuğumla orneğin.. sanatımla... Şimdi oynadığım karakterler başka bir kitleye hitap etmeye başladı. Şimdi sinemayı, sanatı bilerek izleyen, sanatın başka dallanyla da ilişkileri olan bir kitle var... Bu kitle ile karşı karşıya kaldığım zaman, koluna imza atılmasını isteyen insanlar yok artık karşımda... Onlarla oturup koııuşuyoruz, tartışıyoruz... Şimdi kazanç durumunuz nasıl? Para sıkıntınız var mı? Yıllardır hep vardı... Normal refah seviyesine biie ulaşamadım. Şimdi bir evim oldu... Evim oldu derken yine kira... Bir ev kiralayabildim de "evim oldu" diyorum... Eskiden ne yapıyordunuz? Yani nerede yatıyordunuz? Yalçın Bey, ben harabelerde bile yattım. Nerelerde kalmadım ki... Ama parayı düşünmedim.. Amacım benimle çaiışmak isteyen yönetmenler, yapımcıya projeyi götürdüğünde "Aytaç Arman" dediğinde yapımcı onu reddeımesin adına, kaliteli filmler olsun, iyi filmler olsun kaygısıyla para düşünmedim... Ama yine de 1 2 starın dışında, diğerlerinden çok fazla paralar aldım. Buna rağnıen sağlıklı koşullarda yaşamıyorum... "Yakışıklısm, yaparsın" Eğitiminiz neydi? tlkokuldan sonra sanat enstitüsunün orta ve lise kısmında elektrik bölümünde okudum. Daha sonra elektrik mühendisi oimak için İstanbul'a geldim. Yaşım 18'di. Çok başaniıydım ama ekonomik nedenlerle okuyamadım... Ganatın hiçbir dalıyla ilgim yoktu. Sadece çok film izliyordum ve "yakışıklısın. bu işi yaparsın" diyoriardı. Böylece sinemayla ilişkim başladı. Fakat köyden Adana o zamanlar bir köydü gelmiş bir adam... Şimdi dünüşüyorum bir günlük gazeteyi bile surekli okumuyordum. Bir tek kitap okumamıştım... Okulda edebiyat derslerinde öğreımenlerimizin zorunlu okuttukları birkaç kitap dışında... 2526 yaşında okumaya başladım. O zaman dunyayı biraz anladım... Ve ne yaptığımı da... Peki memnun değil miydini/ yaşantınızdan? Gençtiniz, yakışıklıydınız... Film oyuncusu olmustunuz... Ün kazanmıştınız... Para kazanıyordunuz... Çevrenizde herhalde büyuk bir hay ran kitlesi vardı... Bunlar yelmedi mi? Yetmiyor... Çünkü yaptığırn işin saygın bir iş olduğuna inanıyordum ve bizım yaptığımız o değildi... Bende bir tepki, bir uyumsuzluk başlad\. Jon roüeri oynarken bunları bıraktım. İkinci, üçüncü sınıf prodüksiyonlarda sokaktaki adamı Parasızlık ve saygı Belki çok savurgansınız... Hayır... İçkim yok. kumanm yok, sigaram da bu (Maltepe) Daha önce Parliament içiyordum. Baktını ağır geliyor bu son zamlardan sonra... O ölçüde yani parasızlıgınız... O olçude.. Bir sigara parası bile koyuyor... Ev kira, telefonuydu, bilmem nesiydi... Sürekli de çalışmıyorum... Öyle olunca oldukça zorlanıyorum. Şimdi bunları söylemesi ayıp... Ama neden ayıp olsun... Zaman zaman bazı dergileri abmıyorum.. Bir çorap alacağım, öğleye kadar düşi'nuyorum. Ama para kazanmak adına, istemediğim bir fimde oynarsam, o zaman kendime duyduğum saygı ne clacak... Parasızlık bundan iy,.. KONGREILANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle