19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1988 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Ifedeksııbay öğrencinin ölümü esrarını koruyor 22 Haziran 1988"de Tuzla Piyade Okulu'ndan gözaltına alınan Mustafa Gülmez'in 4 gün sonra Edirne'nin Kıyık Karakolu'ndaki nezarethanede ölü olarak bulunması hâlâ açıklığa kavuşmadı. NİHAT HALIC1 Edirne'nin Kıyık Karakolu'nda ölu olarak bulunmasmdan yaklaşık 6 aylık bir süre geçmesine karşın Tuzla Piyade Okulu öğrencisi Mustafa Gülmez'in ölümunun ardındaki giz perdesi hâlâ aydıtılatılamadı. "TKP yöneticisi" olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Gülmez'in karakolda asıh olarak bulunmasmdan sonra İstanbul Adli Tıp'ı tarafından hazırlanan otopsi raporu, Edirne Cumhuriyet Savcılığı'nca düzenlenen birinci raporda belirtilenleri aşamadı, birçok karanlık noktayı açıklığa kavuşturamadı. Mustafa Gülmez'in yakınlarının avukatları Mahri Belen ve Jale Ercan ise Edirne Savcıhğı'nın konuyla ilgili olarak verdiği "takipsizlik karan"na itiraz ettiler. Emniyet Genel Müdürü tarafından başla Edirne Emniyet Müdürü oimak üzere görevliler hakkında açılan "idari tahkikat" da sonuçsuz kaldı. nı duyurmalarına yol açmıştı. Ancak Genel Müdürlüğün "idari tahkikaf'ından hiçbir sonuç elde edilememiş, Edirne Emniyet Müdürü ise kendisini "Biz onun rahatını düşünduk de yataklı, somyalı bir odaya yerleştirdik" diye savunmuştu. "TKP yöneticisi" olmakla suçlanan bir kişinin, mültecilerin geçici olarak barındırıldığı bu kararolda ne aradığı, neden Siyasi Şube'de sorgulanmadığı yalnızca bu gerekçeye dayandırılmıştı. • Maktul, siyasi bir suçtan soruşturma amacıyla gözetime alınıyor. Ancak Emniyet Mudurluğü Siyasi Şubesi'nde değil, tavanından asmaya uygun bir boru geçen, mahalli bir karakolda tutuluyor. Bu farklı uygulamaya ilişkin dosyada herhangi bir araştırma bulunmuyor. • Ülkemizin hiçbir karakolun Halit Çelenk da somyalı. çarşaflı nezarelhaneler bulunmazken bu nezarethane neden bulunuyor? • Verilen otopsi raporlannda ölüm saati bulunmaz ve belirtilmemişken, bu denli önemli bir olayda ölüm ani niçin Adli Tıp'a sorulmaksızm "koğuşturmaya yer olmadığı" kararı veriliyor? • tlk otopsi raporunda olmamasına karşın Adli Tıp Kurulu'nca düzenlenen 29.6.1988 tarihli otopsi tutanağının "dış muayene" bölumünde sözü edilen "sol diz alt içte bir santim çapında üzeri kurutlu eski" yaranın larihi, nasıl ya da nasıl biçimde rneydana gelmiş olabileceği sorulmadan. bir karara vanlabiliyor. • Nezarethanede maktülün yüzü duvara donuk olduğu halde ve çırpınma devresinde bilinç yitimi tam olacağı için, kol ve bacaklardaki çırpınmamn duvarlarda ve ayaklarda yapacağı yarabere ve sıyrıklar neden bulunmamış ve bunlann nedeni neden araştırılmamıştır? Af ve türban yürürlükte Haber Merkezi Üniversitelerden atılan ya da atılma durumuna gelen öğrencilere ek sınav hakkı tanıyan yasa, dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yurürlüğe girdi. Yasayla birlikte üniversitelerde "türban devri" başlarken, Danıştay 8, Dairesi, türbanla ilgili hükmün iptaline ilişkin davayı incelemeye devam ediyor. Üniversitelerden atılma durumuna gelen ya da atılan öğrencilere ek sınav hakkı tanıyan yasadan yararlanmak için ue aylık başvuru süresi dün başladı. Başvurular 27 Mart 1989'da sona erecek. Yasaya göre, disiplin suçu dışında herhangi bir nedenle kurumlanyla ilişiği kesilen ya da kesilme durumuna gelen öğrencilere, üç ay içinde başvurmaları halinde başarısız oldukları her ders için bir sınav hakkı tanındı. 19881989 öğretim yılı sonunda atılma durumuna gelecek öğrencilerin üç aylık başvuru süresi ise ilişiğin kesildiği tarihten itibaren başlayacak. Girdikleri ek sınavda başanlı olan öğrenciler Yükseköğretim Yasası'nın 44. maddesi çerçevesinde yeniden kayıt yaptırarak öğrenimlerini sürdürecekler. Bu yasa maddesi kapsamına girmeyen öğrencilerin okullarına nasıl devam edeceklerini YOK belirleyecek. Yasayla son sınıfta okumuş, ancak ara ve son sınıf derslerinin en fazla üçünden verilen ek sınav hakkında başarısız olacak öğrencilere bu üç ders için, ek sınavdan sonra ilk açılacak yeni sınava girme hakkı tanındı. Bu durumdaki öğrenciler uygulamalı dersler dışında başarısız oldukları derslere devam etmeyebilecekler. Yasa, her iki sınav hakkında başarısız oldukları derslerin sayısını bire indiren son sınıf öğrencilerine, üniversite harçlarını yatırmaları koşuluyla 1992 yılı sonuna kadar bu dersten sınava girme hakkı tanıyor. Yasaya göre bu haklardan Gülhane Askeri Tıp Akademisi öğrencileri de yararlanacak. Lisansustü eğitime başlayan, ancak gerekli süre içinde başanlı olamayan ve kaydı silinen öğrenciler de üç ay içinde başvurduklan takdirde, lisansustü çalışmalarını tamamlama hakkına sahip oldular. Üniversite senatoları, önlisans ve lisans düzeyi öğretimlerinde sürdürecekleri esasları, devam, ara sınav sayısı, ara sınav notlannın başarı notuna katkısı, uygu netmelik değişikliğinin iptal ediilama, sınav vebütünleme gibi un mesi istemiyle açtıklan davayla ilsurları bir ay içinde çıkaracakla gili olarak şöyle konuştu: rı bir yönetmelikle belirleyecek. "Türbanın serbest bırakılmasıÖte yandan yasayla önlisans ve nın da içinde yer aldığı >asanın lisans eğitimi veren tüm ytıksek Cumhurbaşkanı tarafından onayöğretim kurumlannı bitirme süre lanmış olması, karar verraemizi leri, birer yıl uzatıldı. Buna göre, engelleyemeyecek. Biz davayı iniki yıllık önlisans okullan dört, celemeye devam edeceğiz. Cumdört yıllık okullar yedi, beş yıllık hurbaşkam'mn yasanın türbanla okullar sekiz ve altı yıllık okullar ilgili maddesini Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi durumunda ise da dokuz yılda bitirilebilecek. biz yine davayı incelemeye devam edeceğiz. Karar verirken CumhurTürban başkanı'nın yasayı onaylamasını Yasayla birlikte üniversitelerde da dikkate alacağız." türbana dünden itibaren yasal güBu arada öğrenci affı yasası vence sağlanırken, Danıştay 8. Dairesi türbanla ilgili hükmün ip kapsamında üniversitelerde türbataline ilişkin davayı incelemeye na serbesti tanıyan yasanın Cumdevam ediyor. Yeni yasa, yüksek hurbaşkanı Evren tarafından öğretim kurumlarında dershane, onaylanmasının yankıları da sülaboratuvar, klinik, poliklinik ve rüyor. Türk Hemşireler Derneği koridorlarda çağdaş kıyafet ve Genel Başkanı Lalezar Mürşitpıgörünümde bulunmayı zorunlu nar, meslektaşlarını türban konukılarken, dini inanç sebebiyle bo sunda uyararak kepforma bütünyun ve saçların örtü veya türban lüğünün bozulmamasını istedi. la kapatılmasını serbest bırakıyor. Mürşitpınar, bazı hastanelerde stajyer hemşirelerin kepin altında ANKA'nın haberine göre Da türban takmaya itildiğini ileri sünıştay 8. Daire Başkanı Metin Gü rerek, "Kişiler görev yerieri dışınven bazı öğretim üyelerinin da istedikleri gibi giyinebilirler, YÖK'ün öğrencilerin türban taka ama hastanede haslanenin kuralbilmelerine olanak sağlayan yö ları geçerli olmalıdır" dedi. Hatit Çelenk'e beraat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara DGM'de "kosavıyla yargılanan Avukat Halit Çelenk beraat etti. DGM Savcı Yardımcısı Nuh Mete Yüksel, Halit Çelenk'le ilgili suçlamasını değiştirerek "komünizm reçetesi sunmadığı"nı belirtti ve "komünizm propagandası"ndan değil, "emekçi kitleleri tahrik etmek"ten cezalandırılmasını istedi. Ancak DGM heyeti, oybirliğ: ile aldığı kararında, Çelenk'in Abece Dergisi'nde yer alan dava konusu yazısının "eleştiri sınırlan içinde kaldığı"nı belirtti. miinizm propagandası yaptığı" Gülmez hakkında Edirne Cumhuriyet SavcılıŞTnca düzenlenen birinci otopsi raporu da İstanbul Adli Tıp'ının hazırladığı 28 Haziran 1988 tarihli rapor da karanlıkta kalan noktaları aydınlatmaktan uzak kaldı. Mustafa Gülmez'in yakınlarının avukatları Bahri Belen ve Jale Ercan, Edirne Cumhuriyet Savcıhğı'nın 1988/1082 karar numaralı takipsizlik kararına verdikleri 1988/1743 numaralı itiraz dilekçesinde her iki raporda da değiYedeksubay öğrencisi Mustafa nilmeyen noktaları şöyle sıraGülmez'in karakolda ölü olarak lıyordu: bulunduğu resmi makamlarca • Otopsi raporlannda ölümün açıklanmasından hemen sonra ya "ası" (asılarak ölum) olduğu bepılan araştırmalarda gözaltına alı lirleniyor. Ancak her "ası"nın bir nışındaki "gariplik" ile dikkatleri intihar olamayacağı, bele siyasal çekmişti. Gülmez, Tuzla Piyade suçlarda işkence olayının ayyuka Okulu'ndan 22 Haziran 1988'de çıktığı gunümuzde böyle akıl alİstanbul Siyasi Polisi tarafından maz bir olayın ic yiizü arastıgözaltına alınmıştı. Bazı savlara nlmıyor. göre Okul Komutanlığı okul içinde Siyasi Polis'in yaptığı operasyona, Gülmez'in askeri giysilerinin değiştirildikten sonra yeniden Tuzla Piyade Okulu'na getirilmesi koşuluyla izin vermişti. Bu savları doğrulareasına yedeksubay öğrenci Mustafa Gülmez önce Üsküdar'da bulunan babasının evine götürülmüş ve evde kimsenin olmamasından da yararlanılarak "sessiz sedasız" askeri giysiler uzerinden alınmıştı. Askeri giysiler Siyasi Şube'nin bir aracıyla Tuzla Piyade Okulu'na geri götürülürken, Gülmez ancak 24 haziranda nakledildiği Edirne Siyasi Şubesi'nden tstanbul'a telefon etme olanağı bularak ailesine gözaltmda olduğunu bildirmişti. Yedeksubay öğrencisi Gülmez'in, Edirne Emniyeti'nce "rahatı diişiinülerek" yerleştirüdiği Kıyık Karakolu'nun 2 numaralı nezarethanesinde, 26 haziran akşamı ölü olarak bulunduğu açıklanrnıştı. F • Olay anında 4 numaralı ne Erdost yargılandı zarethanede iltica için gelen yaAbece Dergisi'ndeki yazısı bancı uynıklular olduğu halde, bu kişilere bir ses, bagırma \e gürültü nedeniyle hakkında "komüduyup duymadıklan neden soru nizm propagandası" yapmaktan dava açılan yayımcı ve lnlup araştınlmamıştır. san Hakları Derneği Ankaıa Şube Başkanı Muzaffer İlhan Erdost da Ankara DGM'de dün yargıç önüne çıktı. Erdost'un avukatı Halit Çelenk duruşmada, ortada bir karut değişikliği bulunmadığı halde savcının suç vasfını değiştirmesini yadırgadığını belirterek yeni suç vasfı yönünden ek savunma süresi isteminde bulundu. DGM heyeti de duruşmayı 17 ocak tarihine erteledi. Polis, 3.300 kitaba el koydu "TKP yöneticisi" olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Mustafa Gülmez'in ölümünün kamuoyunda yarattığı yankı, Emniyet 'Garip' bir gözattı ve 'esıartı' Ur ölüm Tuzla Piyada Okulu öğrencisi Genel Mudurlüğu'nün sorumlular Mustafa Gülmez'in gözaltına alınışındaki gariplik' ve 4 gün sonra Edirne'nin hakkında idari tahkikat açtıkları bir karakolunda ölü bulunmasının ardındaki esrar' hâlâ aydınlanamadı. Işkencede Ölümün Güncesi'ne YÖK'teki değişiklik toplatma ANKARA (ANKA) Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcılığı bir hafta aradan sonra Ozan Nihat Behram'ın bir kitabını daha toplattı. DGM SavcüığYnın emriyle Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerince Behram'ın TİKKO liderlerinden İbrahim Kaypakkaya'nın yaşamım ve anılarını konu alan "tşkencede Ölümün Güncesi" adli kitabına el konuldu. ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Emniyet Müdürlüğu'nden biri komiser, ikisi polis memuru 3 kişi, dün saat 11.00'de Yurt Kitap Yayın Şirketi'ne gelerek yayınevinde bulunan 3 bin 300 dolayında kitaba el koydu. Görevliler, tutanak düzenleyerek aldıklan kitaplan bir minibüse doldurdular ve götürdüler. Yaklaşık 10 milyon lira tutarındaki kitabın toplatılma gerekçesi öğrenilemedi. Behram'ın "Yüli kitabı da bir süre önce Ankara DGM Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun'un istemi üzerine DGM'ce toplatılmıştı. rekleri Şafakta Kıvücımlar" ad 4 • yılın İptal stvlad Danıştay'ın, ÛSS sisteminde değişiklik y p ve bu y haziran dönemi mezunlanyla sınıflarında dereceye g Danıştayın, d e ğ i ş k yapan y y girenlere ek başarı puanı esini öngören düzenlemeyi iptal etmesı, bu uygulamadan zarar görecek üniversite adayları arasında sevinç yarattı. Ozellikle liseyi geçen yıllarda verilmesini öngören düzenlemeyi iptal etmesı bu uygulamadan zarar görecek üniversite adayları arasında sevinç yarattı Ozellikle liseyi geçen yıllarda bitirdikleri halde üniversite sınavında başanlı olamayan öğrenciler, Bu yıl da baştan kaybetmekten kurtulduk' dediler. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu) OSS'de öfke (Bastarufı 1. Sayfada) diye konuştu. "Eşitsizlik aynı kurumlar arasında farklı muamele ortaya çıktığı zaman söz konusu olur" diyen Güzel şöyle devam etti: "Burada böyle bir durum yoktur. Okul birincilerine yıllardır ek avantaj uygulanmaktadır. Yine yıllardır ortaöğretim başan puanı uygulanmaktadır. Yapılan şey, katsayıları biraz arttırmak ve birincilere ek olarak ikinci ve üçüncüler ile haziran mezunlannı değerlendirmektir. Bu değişiklikle beş yıl içerisinde üniversiteye giriş sınav sistemini tamamen değiştirmeve yönelmiştik ve bu, gerçek bir reform programıydı. Bundan faydalanan öğrenci sayısı bir milyonun uzerindeydi, halbuki haklan çiğnendiği iddia edilen öğrenci sayısı çok azdır." Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel'in "150 milyarlık çıkarian olan özel dersaneler bu sonuçtan yararlanacaktır" sözleri dersane yöneticileri arasında büyük tepki yaratırken, ÖZDEBİR Başkanı İbrahim Ankan, Danıştay'ın karanru sevinçle karşıladıklannı ancak bu karann dersanelerin lehine değil aksine aleyhine olduğunu söyledi. Arıkan şöyle dedi: "Sistemdeki yeni uygulama dersanelerin işini daha da arttırmıştır. Daha fazla öğrenci yeni sistemde başanlı olmak için dersanelere başvurmuştur. Bnna rağmen biz yüriitmeyi durdurma kararına olumlu bakıyoruz. Çünkü karar adaylar arasında yaratılan eşitsizliği ortadan kaldırmaktadır." Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Fethi Toker de konuyla ilgili olarak sorularımızı yanıtlarken, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararına ilişkin tebligatın henüz ellerine geçmediğini belirtti ve şöyle konuştu: "Karar herhalde kısa bir sürede bize tebliğ edilir. Biz ÖSYM olarak hukuka sa>gılıyız. Bugüne kadar da hukuk kurallanna uyulmuştur. Karar bize tebliğ edildikten sonra konu YÖK'e sunulacaktır." Öte yandan fen liseleri ve Anadolu liseleri yöneticileriyle öğrenciler Danıştay'ın kararını olumlu karşılarken Galatasaray Lisesi Müdürü Prof. Dr. Yıldızhan Yayla şöyle dedi: "Karar bir eşitsizliği ortadan kaldırmaktadır. Okullar arasında öğrenci sayılan, öğrelmen durumlan, ders araç ve gereçleri gibi konular bakımından elbette imkân ve fırsat eşitsizliği var. Ancak bu eşitsizlik yeni bir eşitsizlikle hal olacak bir konu değil. Bu yıl üniversite giriş sisteminde yapılan düzenleme hızlı koşanları tutan ve yanşın hızını düşüren bir uygulama olacaktı. Türk toplumunun menfaatine olmayan bu uygulama için yüriitmeyi durdurma kararı verilmesi sevindiricidir. Tüm öğrencilerimiz sevinçten uçuyor." Fen liselerinin yöneticileri de öğrenciler açısından Danıştay kararının çok olumlu olduğunu belirtirken, öğrencilerine yapılan haksızlığın ortadan kalktığına işaret ettiler. Fen liseleriyle Anadolu liselerinin son sınıfında okuyan öğrencilerle birlikte geçen yıllarda mezun olan üniversite adaylan arasında da Danıştay'ın kararı sevincle karşılandı. YÖK ve ÖSYM'nin Danıştay 8. Dairesi tarafından alınan yurütmeyi durdurma kararına yasa gereği itiraz hakkı bulunuyor. iki PKK davası birleştirildi Malatya, Ankara ve îzmir'deki çeşitli davalarda 9 sanık tahliye edildi. Haber Merkezi Yasadışı PKK örgütüne üye oldukları ve örgütün Ege Bölgesi'nde toparlanması için çalıştıkları iddia edilen 9 kişinin yargılanmasına Izmir DGM'de dün başlandı. Savcı, saruklann PKK üyesi olduklarını öne sürdü ve örgüt adma çeşitli silahlı eylemlerde bulunduklarını iddia etti. Sa\cı, sanıklardan İbrahim Özmen. Şebmuz Poyraz, Zatair Dinler. Mehmet Ali Orak ve Mahsun Özer'in ölüm cezası ile cezalandırılmasını istedi. Duruşmada daha sonra sanıklardan İbrahim Özmen. Şehmuz Poyraz ve Saruhan Avşar'ın sorguları yapıldı. Mahkeme bu davanın daha önce açılan 16 sanıklı PKK davasıyla birleştirilmesine karar verdi. Sanıklardan sadece Abdülaziz Yılmaz'ın tahliye istemi kabul edilirken sanık avukatı Kemal Kırlangıç'ın polis ifadelerinin dosyadan çıkartılması talebi ise reddedildi. Her iki davada böylece 5 ölum cezası, 20 sanık için de 15'er yıl ağır hapis cezası isteniyor. 5 sanığın idaım istendi Ertuğrul Okuyan'ın adresi vardı. Onun evine gittik. Bizi evine almak istemiyordu. Ama reddededün Malatya DGM'de devam medi. İki gun kaldıktan sonra da edildi. Duruşmada tutuklu bulu yakalandık. Mersin Emniyeti'nde nan 9 sanıktan Mehmet Yaşar As işkence gördük. Bize fazla yapıllan, Mebmet Nedim Şahin, Sabri madı ama yataklık ettikleri söyKorkmaz, Mehmet Kâzım Gülte lenen arkadaşlara fazla yaptüar." kin ve Mehmet Özkara'nın tahliMahkeme heyeti firarilere yayesine karar verildi. taklık ettikleri savıyla yargılanan Kırşehir Cezaevi'nde geçen ey Oğuz Lül, Ertuğrul Okuyan, Velül ayında fırar eden 18 kişiden li Eceoğlu ve Kamer Teyhani'nin Mersin'de yakalanan 4'üne yatak tahliye istemlerini reddetti. lık etmekten sanık 4 kişi de aynı Yeni Çözüm Dergisi'nde yayınmahkemede yargılanıyor. lanan yazılarında yasaların suç DGM'deki dünkü duruşmada saydığı eylemleri övdükleri gerekfırardan sonra Mersin'de yakala çesiyle Tayfun Özkök, Aslan Şenan ve Malatya E Tipi Cezaevi' ner Yıldınm ve İbrahim Bingöl'ne konulan Mahmut Aslan, ün yargılanmasına dün İstanbul Adem Kütük, Ali L'çar ve Sami 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Türkmen tanık olarak dinlendi. devam edildi. Dünkü duruşmada Bunlardan Adem Kütük, firar ortaklaşa hazırladıkları bir dilekolayını şöyle anlattı: çeyi mahkemeye sunan sanıklar "Nisan ayında tünel kazraaya DevSol davasında İstanbul Askebaşladık. 4.5 ayda 120 metrelik ri Mahkemesi'nde aynı gerekçetünel kazdık. 16 eylül gecesi 4'erli lerle yargılandıklarını belirterek gruplar halinde firar ettik. Bizim aynı suçlamayla iki ayn yerde yargrubumuz Ankara'ya gidecekti, gılama yapılamayacağım öne sürama yolda gelirken bir arkadaşı düler. Mahkeme savcının bu komızın Mersin'de arabasının bu nuda görüş bildirmesi için duruşlunduğunu söylemesi üzerineMer mayı erteledi. Özkök, Yıldınm ve sin'e geldik. Daha önce Adana BingöPün 6 yıla kadar hapisleri isCezaevi'nde birlikte yattığımız teniyor. (Bastarafı 1. Sayfada) Neler çıkardmıştır? Derse devam, ara sınav sayısı, başarı notunun belirlenmesi, sınav ve bütünleme esasları, bundan böyle üniversite senatoları tarafından yönetmeliklerle duzenlenecektir. Böylece, öğretimde çeşitliliğin sağlanması, her eğitimöğreüm programında o programın gereği olan öğretim koşullarırun uygulanması mümkün olacaktır. 44'üncü maddenin yeni şeklinde, öğrenim süresi ile ilgili kayıtlar yumuşatılarak muhafaza edilmektedir. Burada, iki yıllık önlisans ve dört yıllık lisans programlannın süresi en çok dört ve en çok yedi olarak saptanmıştır. Bu süreler, eski kanundaki sürelerden birer yıl daha uzundur. Beş yıl ve altı yıl süreli eğitimöğretim programları için en çok öğrenim süreleri eski şekli ile bırakılmıştır. En çok öğrenim sürelerinin birer yıl daha uzatılmış olması, öğrencilerin lehine midir, öğretimin niteliğini yükseltici midir? Bu konuda tereddütlerimiz vardır. Sürelerde bu şekilde yapılan ferahlatmalar, uzun vadede öğrencinin yararına olmamaktadır. Gerek öğrenciler, gerek öğreticiler yeterli süre bulunduğu savı ile öğretimin süresini uzatmamak yolunda yeterli çabayı göstermemektedir. Esas olan, her eğitimöğretiın programının öngorulen en kısa süre içinde, başarı ile tamamlanmasıdır. Bunun için de öğrencilerin ve öğretim üyelerinin, öğrenimin en kısa sürede tamamlanabilmesi için birlikte çalışmalandır. 44'üncü maddenin eski şeklinde lisans öğrenimini tamamlamayan ve tamamlayamayanların önlisans diploması alabilmeleri ile ilgili esaslar yer almakta idi. Yeni şekilde ise önlisans diploması verilmesi ve intibak ile ilgili hususların Yüksek Öğretim Kurulu tarafından hazırlanacak yönetmelik ile belirleneceği kaydedilmiştir. 3511 sayılı kanun ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'na 4 geçici madde eklenmiştir. Geçici madde 30 da ilişkisi kesilen öğrencilere sınava girme imkânı sağlanması ile ilgilidir. Bu maddenin birinci paragrafında yer alan "sınav hakkı", 18 Ağustos 1983 yılında yayımlanan 3248 sayılı kanunun geçici 2B maddesindekine benzemektedir. Başarısız olunan her ders için bir sınav hakkı tanınmaktadır. Geçici 30'uncu maddenin ikinci paragrafı ise bir önceki paragraf ile verilmiş bulunan ve öğrencinin üniversite ile ilişkisinin kesilmesine yol açan derslerin sınavlarına girildikten sonra, en fazla 3 dersten başarısız olunması halinde, bu dersler için ilave bir sınav hakkı tanınması ile ilgilidir. Geçici 30'uncu maddenin son paragrafı ise ilk iki paragraftaki hakların kullamlmasından sonra dahi öğrencinin mezun olmak için bir sınavı kalvrsa, bu sınav\ 1992 42 gözaltı Yeni Çözüm Dergisi yöneticilerinin gözaltına alınmalarını protesto amacıyla valiliğe dilekçe vermek isteyen 42 kişi gözaltına alındı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni Çözüm Dergisi yöneticilerinin gözaltına alınmalarını kınamak amacıyla valiliğe dilekçe vermek isteyen 42 kişi gözaltına alındı. Gözaltı olayını protesto amacıyla Yeni Çözüm Dergisi'nde basın toplantısı yapan ve aralarında dergi çalışanları, DEMKAD, TAYAD üyeleri ile öğrencilerin de bulunduğu kalabalık topluluk, daha sonra Ankara Valiliği'ne dilekçe vermek üzere yola çıktılar. Toplu olarak valiliğe giden kalabalığa polis tarafından dağılmaları ihtar edildi. Dağılmayan ve "işkence insanlık onurunu yenecek" diye slogan atan kalabalıktan 42 kişinin polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi. yılı sonuna kadar verebilmesini sağlamaktadır. Bir hafta önce Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri arasında yapılan bir ankette, ankete katılan 575 öğrenciden 447'si üniversiteden başarısızlık nedeniyle çıkarılan öğrencilerin TBMM'den çıkanlacak bir kanun ile tekrar üniversiteye alınmalarını istemiş, 128 öğrenci ise buna karşı olmuştur. Görüldüğu gibi geçici 30'uncu madde, üniversite ile ilişkisi kesilmemiş, halen öğrenim görmekte olan öğrenciler arasında da olumlu karşılanmaktadır. Üniversite ile ilişkisi kesilmiş veya kesilme durumuna gelmiş öğrenciler arasında maddeye olumlu bakanların sayısımn daha fazla olacağı tahmin edilebilir. Bütun bu olumlu görülebilecek yanlarına rağmen geçici 30'uncu madde bir gerçeği vurgulamaktadır: Yükseköğretimde. zaman zaman yeni "sınav haklan" verilmesini gerektirecek bazı sıkmtılar ortaya çıkmaktadır. Bu sıkıntılan önlemenin ilk çaresi, eğitimöğretimin düzeyini yükseltecek önlemler alınması, böylece başarısızhğm önlenilmesidir. Bu önlemler sürekli olarak alınmaz ve alınan onlemlerin başarısı izlenmezse, TBMM tarafından veya üniversite senatoları tarafından böyle yeni sınav haklan verilmesi kaçınılmaz olacaktır. Geçici 31'inci madde, geçici 30'uncu maddede lisans öğrencileri için getirilcn "sınav haklan'na benzer bir düzenlemeyi lisansustü çalışmaları için getirmektedir. Lisansustü düzeyde böyle bir düzenleme, hatırlayabildiğimiz kadarı ile ilk kez yapılmaktadır. Lisansustü çalışmaları, başansızlık halinde, tekrarlamak mümkündür. Esasen günümüzde, birçok lisansustü programına öğrenci bulunmasında güçlük çekilmektedir. Durum böyle iken lisansustü öğrencilerine böyle bir "hak" verilmesi anlamsız ve öğretimin düzeyini düşürecek niteliktedir. 3511 sayılı kanunun geçici 33'üncü maddesi, üniversite senatolarının 44'üncu maddenin öngördüğü yönetmeliği bir ay içinde düzenleyip yayımlamasına amirdir. Üniversitelerin, hatta bazı üniversitelerde fakültelerin öğrenim ile ilgili yönetmelikleri vardır. 44'üncü maddenin yeni şekli ile yapılan eklemeler çok az olduğu için bu değişiklik ufak rötuşlarla gerçekleştirilebilir. Oysa geçici 30 ve geçici 31'inci maddelerin uygulanmasında üniversiteleri daha buyük güçlükler beklemektedir. S'mdiden, bu konuda yapılacak düzenlemelerin, üniversitelerde oğretime onemli sancılar getireceği tahmin edilebilir. 3511 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ve ilavelerin yükseköğretimimize yararlı olmasını dilerken, 44'üncü maddenin kısaltılmış olmasını (kaldırılamasa bile) çok olumlu bulduğumuzu belirtmek isterim. DGM'de güvenlik önlemi Ankara DGM binası çevresinde alınan geniş polisiye güvenlik önlemleri, duruşma salonuna da yansıdı. DGM Savcılığı, çok sanıklı siyasi davalarda, slogan atılması ve taşkınlık yapılması olasılığına karşı duruşma salonunda da geniş güvenlik önlemleri almaya başladı. DGM Savcıhğı'nın aldığı bu yeni önleme, DGM'de dün yapılan 10 sanıkh TKP/ML Genç Koraünistler Harekatı davasında tanık olundu. Duruşma salonunda tutuklu sanıkların kontrolü için hazır bulunan jandarma erlerinin dışmda, çok sayıda çevik kuvvete ait polisin de güvenlik amacıyla hazır edildikleri gözlendi. 4'ü tutuklu 10 sanığın yargılandığı davada DGM heyeti, tutuklu sanıklardan Osman Albayram, İskender Çetin ile Mustafa Peköz'ün tahliyesine karar verdi. Sanıklar, emniyet ifadelerinin işkence altında alındığını ve gozleri bağlı olarak kendilerine imzalatıldığını belirterek bu ifadelerinin doğru olmadığını öne sürdüler. Yasadışı bölucü PKK örgütünün Adıyaman Grubu davasına Kaş hayali ihracat davası 15 sanığa 1015 yıl arası hapis istemi dokuz firmanın temsilcileri olarak görünen kişilerin vargılanacağı davada henüz Turan Çevik'in adı geçmiyor. Ancak bu fırmalardan çoğunun ardında Marmaris hayali ihracatının baş kahramanı Turan Çevik'in olduğu biliniyor. Olaya adı karışan firmalar şunlar: Sonat Turistik İşletmeler, Boncuk Gıda ve İhtiyaç Maddeleri, An Turizm Sanayi Ticaret, Başar Dış Ticaret, Öncü Dış Ticaret, Sarpa Dış Ticaret, Çağ Denizcilik, Destek Dış Ticaret, Aksu Sanayi. Ocak ayında ilk duruşması yapılacak olan davada yargılanacak sanıkların adları ise şöyle: Cüneyt Can Bozkurt, Recep Nail Koc, Zafer Tiktu, Nail Sevil, Mehmet Yıldınm Dabakoğlu. Yusuf Şanlı, Özcan Bezal, Şaban Bezal, Cahit Koç, İsmail Akdağ, Hikmet Adıyamam, Osman Nuri Nergün, Mehmet Gökoğlu, Abdullah l>emir, Tahsin Yetkiner. İLAN T.C. ANKARA ASLİYE BİRİNCİ HUKUK MAHKEMESİNDEN DOSYA NO: 1988/126 ADRESİ MEÇHUL DAVALILAR: 1 Vahdi Ersöz; Becikoğlu tesisleri BOLU. 2 Nazmi Büyükbal, Aynı adres. Davaa Sami Türk vekili Av. İlhan Ünsal tarafından davahlar Vahdi Ersöz ve Nazmi Büyükbal aleyhine mahkememize açılan tazminat davasının yapümakta olan açık yargılamasmda: Davacı vekili vermiş olduğu 17.2.1988 kaydiye tarihli dava dilekçesi ile 27.10.1987 tarihinde davacının sahibi bulunduğu 05 AR 905 plakalı aracına davalılardan Vahdi Ersöz'e ait olan ve Nazmi Büyükbal sevk ve idaresındeki 06 ZC 368 plakalı araçla carpışması sonucunda davacının (müvekkilinin aracmda) hasar meydana gelmiş olduğunu Bolu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yaptırılan tespit ile hasarın 2.444.500. TL. olduğunu ve bu nedenle zararlanmn karşılanması için davahlar hakkında dava açmak zorunda kaldıklannı belirtmiştir. Mahkememizce yaptırılan tüm emniyet arastırmalanna rağmen davalıların tebliğe yarar açık adreslerınin bulunamaması nedeniyle dava dilekçesinin ve davetiyesinin (duruşma gününü bildırir) ilanen tebliğine karar verilmiş bulunduğundan karar gereğınce adı geçen davalıların yargılamanın bırakıldığı 24.1.1989 günü saat: 9.35'teki duruşmada Ankara Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nde bizzat hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, gelmedikleri veya kendilerini bir vekille de temsil ettirmedikleri takdirde haklanndaki davanın yokluklannda görülüp bitirileceğine karar verileceği hususu dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye yerine geçmek üzere adresi mechul davalılara ilanen tebliğ olunur. 12.12.1988 Basın: 38029 tZMfR (Cumhuriyet Ege Burosu) Kaş'ın Kalkan bucağından geçen ocak ayında yapılan 200 milyon dolarlık hayali ihracat olayının iddianamesi tamamlandı ve davaaçıldı. DGM Savcı Yardınıcısı Güner Yiğitbaşı, 3'ü gümruk memuru olmak üzere toplam 15 kişinin 10 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Dün son şekli verilerek DGM Başkanlığı'na ulaştınlan 1988/39 hazırlık, 1988/67 esas nolu iddianamede, Kaş'm Kalkan bucağından bugüne kadar hiç ihracat yapılmadığı belirtilerek Nazar adli gemiye sadece 50 ton patatesin ytiklendiği öne sürüldü. Savcı Yiğitbaşı iddianamesinde, ihraç edildiği belirtilen 1800 ton sanayi ürunünün "taşındığı" kamyon ve TIR'ların da motosiklet, traktör ve otomobil çıktığını söyledi. Hayali ihracatı gerçekleştiren KlSA KISA • YILDIZ Universıtest Kocaeli Mühendisük Fakulıesi Dekanhğu 36 öğrencisi hakkında soruşturma açtı. • tZMIR 'de A merikalUara ait Tuslog 'a dun öğle latili sırusında telefon eden kımliği belırsız bir kişi bomba ıhbarında bulundu ve 5 dakika içinde patlayacağını öne surdu. Bina, ihbar üzerine polis tarafından boşaltılarak arandt, ancak ihbann asıtsız olduğu anlaşıidı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle