18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 1988 CUMHURİYET/13 Milletvekilinin fabrikasında yangın çıktı İslanbul Haber Servisi ANAP Ankara Milletvekili Rifat Diker'in Istanbul Avcılar Firuzköy'deki Pürsas adlı sünger fabrikasında dan gece yangın çıktı. Çıkış nedeni belirlenemeyen yangın saat 20.00 sıralannda başladı ve kısa sürede büyüdü. İtfaiyenin tüm çabasına karşın sünger fabrikasının tamamen yandığı gözlendi. tlgililer yanan fabrikadaki zararın 2 milyar lira civarında olduğunun sanıldığını bildirdiler. ^Türban'da karar ANKARA (ANKA) Hukuk danışmanları, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, öğrenci affının yanı sıra, üniversitelerde, "Kılıkkıyafeti" serbest bırakarak, türban takmaya olanak sağlayan yasayı onaylayıp onaylamama konusunda, kararını bugün vermesi bekleniyor. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre, cımhurbaşkanı hukuk danışmanları 15 gündür üzerinde çalışmalar yapiığı söz konusu yasayla ilgili incelemelerini tamamlayarak, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e bilgi verdiler. Cumhurbaşkanı Evren'in danışmanlannm, yasanın "kıhk kıyafeti" serbest bırakan maddesiyle ilgili "anayasaya aykırılık" düşüncesiııde olduklan bildiriliyor. Bu arada, Çankaya'yı "kılıkkıyafetin" serbest bırakılmasımn üniversitelerde "yaratacağı sakıncalar"ın düşündürdüğü bildiriliyor. Thatcher Pariste Mitterrand'la hurbaşkanı François Mitterrand ile Ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Avrupa zirvesine iki gün kala, dün Fransa'da bir araya geldiler. SaintMichel'deki öğle yemeğinde 4 saat göruşen iki liderin özellikle DoğuBatı ilişkileriyie AT sorunlannı eie aldıkları bildirildi. İki lider AP muhabirinin objektifine SaintMichel Belediye Başkanı (ortada) ile beraber poz verdiler. tl ^, arallkta acak u z a y un ^ 1 wfll1a . At I n n r i r a f r l a I n ı ç l ı ı n a r k Londra'daki St James ?*<ler için çok sayıda değişik kuşu izlemek ve beslemek için ideal bir yer. Yaşlı bir adamın etrafına toplanan martılar bir parça ekmek kapabilme çabasında. (Fotoğraf: Reuter) U I I I U I d U d K U Ş I U |WH R k, bö|ge sakin|erj«tunst. Fabrika müdürü İbrahim Variık olay yerine gelerek yangını gözü yaşlı bir şekilde izledi. Yangınla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. lantıs'in astronotları uçuş öncesinde basına tanıtıldı. Resimde (Ayakta soldan sağa) VVilliam Sheperd, Mike Mullane ve (Oturanlar soldan sağa) Pilot Gardner, Komutan Robert "Hoot" Gibson ve Jerry Ross görülüyor. Uzay mekiği Atlantis'in bu uçuşunda Sovyetler Birliği'ndeki askeri faaliyetleri izlemek üzere dünya yörüngesine bir casus uydusu yerleştireceği bildiriliyor. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI "68?LİLER T4RTI$IYQRW VURALHANMUMCU DAVASI 6 pazarhk AHMET KURT tZMtT Grevde 86. günü geride bırakan SEKA'da taraflar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tmren Ayknt'un aracüığıyla bugün yeniden bir araya geliyorlar. Ankara'da bugün saat 10.30'da yapılacak toplantıya Selüloz Iş Sendikası Sözleşme İComitesi'nde bulunan Genel Başkan Ismail Önay, Genel Başkan Yardımcısı Tunçay Becedek, Genel Sekreter Nevıat Sözer ile sendikanın tzmit, Çaycuma ve Dalaman şube başkanları katıhyor. Selüloz tş Sendikası Genel Sekreteri Nevzat Sözer yaptığı açıklamada, özel kâğıt fabrikalarında bugüne kadar imzaladıkları sözleşmelerde Türkiye'de en iyi hakları elde ettiklerini vurguladı. TBMM'de gündemdışı bir konuşma yapan SHP Bursa Milletvekili Fehmi Işıklar, SEKA grevinin 86. gününü doldurdugunu belirterek, "Grev nedeniyle artan kâğıt fiyatlannın kânnı kim yiyor? Eczacıbası gibi f'ırmalar" dedi. Hükumetin özgür toplusözleşme düzenine müdahale ettiğini savunan Işıklar, "Tek çözüm işçilerin birleşmesidir. Greve giden işçilerle birleşip hükumetin katı tutumuna karşı mücadele etmektir" biçiminde konuştu. Işıklar'a yanıt vermek üzere kürsüye gelen Adnan Kahveci, SEKA işçisinin durumuna sempati duyduğunu ve sorunlannı çözmek istediğini söyledi. Kahveci, Işıklar'ın "Hükümetten merhamet beklemek, ölü gözünden yaş bekleroek gibidir" sözlerini arumsatarak, önceki gün bir gazetede kendisinin "taş kalplilikle" suçlandığını söyledi. Kahveci, "taş kalpli" olmadığını savunarak, SEKA'ya yılda 75 milyar dolar orman sübvansiyonu yaptırdığıru kaydetti. Tülay Arw: 68 başkaldırısı dünyada çok büyük boyutlarda gelişti. Tugrul Eryılmaz: Başkaidırmasını bilen insanların yılı. €«ngiz Çandar: ANAP içinde bile en tutarlı bakanlar 68 dönemini yaşayaniar. Haeit Akman: Siyasi yelpazede her türlü görüşün fılizlendiği bir dönem. Baskuı Oran: 68 denilirken düzene başkaldırı anlaşılıyor. Oral Çalışlar: 68'li yıllarda bir kültür patlaması gerçekleşti. Hayal kırıkbklan ile arayışın dönemi' Erkan Vuralhan nıafyanın kendisi' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Milli Savunma Bakanı Ercan Yuralhan'ın, yazarımız Uğur Mumcu hakkında açtığı "şahsi" davada, savunma tanığı gazetemizin İzmir temsilcisi Hikmet Çetinkaya, Kâmil Gebeloğlu'nun, bakanın kardeşi Erkan Vuralhan'ı kastederck "Bunlar asıl Mafya'nın kendisidir" dediğini aktardı. Izmir 2. Asliye Ceza Hâkimliği'nde tamkların talimatla dinlenmeleri ile davaya devam edildi. Hâkim Garip Garibagaoğlu, Uğur Mumcu'nun daha önce ifadesini vermiş olması nedeniyle savunma tanıklarını dinlemeye başladı. İlk olarak dinlenen Hikmet Çetinkaya, 18 Ocak 1988 günü Uğur Mumcu, Erol Temelkuran ve Kâmil Gebeloğlu ile Cumhuriyet Gazetesi'nin İzmir Bürosu'nda buluştuklarını belirterek başladığı ifadesini şöyle sürdürdü: "Kâmil Gebeloğlu, Erkan Vuralhan, yani müdahilin kardeşi ile iki Almanın madenlerini satın almasında Orhan Çekiç'in aracı olduğunu, alacaklı olduğu 300 milyon liranın Erkan Vuralhan ve Almanlar tarafından ödenmediğini söyledi. Uğur Mumcu da bu paranın ödenmesinin miımUün olmadığını beyan etti. Kâmil Gebeloğlu, Burhan Özfatura'yı telefonla aradı, ertesi gün konuşmaya karar vermişler. Ertesi gün buluşup göriişmüşler. Burhan Özfatura bu arada Başbakan ile görüşmüş, Başbakan, Kâmil Gebeloğlu'nun parasının bir an önce ödenip sorunun çözülmesini istemiş. Daha sonra Burhan Özfatura'yı telefonla arayarak Gebeloğlu'nun SHP'li olduğunu söyledim. Özfatura da Gebeloğlu ailesinin geniş bir aile olduğunu, seçimlerde kendilerine yardım bile ettiğini söyledi. Kâmil Gebeloğlu, 300 milyon lirayı alabileceği umudunu taşıyordu. Uğur Mumcu, bunlara güvenmemesini söylemişti Gebeloğlu'na. Kâmil Gebeloğlu da Mumcu ya, 'Siz Mafya konusunda kitaplar yazıyorsunuz. Ancak bunlar asıl Mafya'nın kendisidir. Benim pararnı ödemiyorlar, sıkıştıklan için belki ödeıier' demişti. Ben bu görüşlerimi gazetemizde iki defa yazmıştım." İkinci savunma tanığı Avukat Erol Temelkuran ise Hikmet Çetinkaya'nın söz ettiği toplantıyla ilgili olaylan tekrarladı. Temelkuran, Gebeloğlu'nun Erkan Vuralhan ile ilgili yakınmalan konusunda şunları söyledi: "K&mil Gebeloğlu, eskiden müvekkilimdi. Sattığı madenden dolayı iki Alman ve Erkan Vuralhan tarafından dolandınldığını, alacağını tahsil edemediğini söylüyordu. Olay basına da yansıyınca ben Uğur Mumcu ile Gebeloğlu'nn konusturdum. Bu sırada Gebeloğlu, bazı belgeler, senetler ve çekler gösterdi. Uğur Mumcu, aynı belgelerin kendisinde de olduğunu söyledi. Bir ara Mafya konusu geçtiğinde Gebeloğlu, Uğur Mumcu'ya döniip Almanlan ve Erkan Vuralhan'ı kastederek 'Bunlar asıl Mafya'nın kendisidir' dedi. Gebeloğlu, Erkan Vuralhan'ın ortaklık y^püğı Almanlardan birinin kirli işler nedeniyle İsviçre'de tutuklu olduğunu da söyledi." u Kuşkulu ölüm (Baştarafı 1. Sayfada) "kılavuz" olarak götürüldüğü Gercüş'ün Başar köyü yakınlannda çıkan çatışmada vurulduğu bildirildi. Söz konusu çatışmada Hikmet Onat adh polis memuruyla terörist olduğu bildirilen Mehme< Akyıldız adlı kişi de öldürülmuştü. Eşı Kadriye Çelebi'nin Mardin Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçeye göre, Istanbul'da inşaat işçiliği yapan Sadık Çelebi (30) 14 kasımda Midyat'a bağlı Dargeçit kasabasındaki ailesini ziyarete geldiğinde jandarma tarafından arandığını öğrendi. Sadık Çelebi aranma nedenini öğrenmek amacıyla 16 kasım sabahı jandarma tugayına gitmek üzere amcasının oğlu AH Çelebi ile yola çıktı. Ancak Mardin'e giderken yolda jandarma tarafından yapılan aramada Sadık Çelebi gözaltına alındı. Jandarma, Ali Çelebi ile bindikleri taşıtın şoförü Hasan Doğan'ı da gözaltına aldı. Sadık Çelebi Mardin Jandarma Tugay KomutanlığVna götürülürken, Ali Çelebi ile Hasan Doğan Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edildiler. Ali Çelebi ile Hasan Doğan beş gün sonra, 21 kasım günü sahverildiler. Gözaltına alınma olayından on gün sonra, 26 kasım günü Dargeçit Jandarma Karakol Komutanhğı, Çelebi ailesine Sadık Çelebi'nin Gerçüş'teki çatışmada vurularak öldüğunu bildirerek Mardin Devlet Hastanesi'ndeki cesedinin alınmasını istedi. Çelebi ailesi kendi isteğiyle teslim olan Sadık Çelebi'nin "ölüm haberi"yle şok geçirdi. Aynı gün hastaneye giden yakınları Sadık Çelebi'nin beş kurşun yarası almış ve aynca boyun, bacak ve göğüs kısmında darp izleri bulunan cesedini gördüler. Bu arada, Çelebi ailesi, bir hastane görevlisinin dört gündür cenazelerini almadıkları için kendilerine kızdığıru belirterek, söz konusu "dört günliik sürcnin 23 kasımda me>dana geldiği belirtilen çatışmadan önceye rastladığı"na dikkat çekti. Kadriye Çelebi eşi Sadık Çelebi'nin öldürüldüğünü öğrendikten sonra Mardin Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak "cesette ikinci kez olopsi yapılmasını" istedi. 27 kasım günü yapılan ve "olay yerinin Mardin olmadığı" gerekçesiyle kabul edilmeyen bu başvurudan sonra Kadriye Çelebi, 28 kasım günü iki ayrı dilekçeyle Mardin Cumhuriyet Savcılığı'na tekrar başvurdu. Kadriye Çelebi, söz konusu dilekçelerinin ilkinde eşinin cesedinin evde, ikincisinde ise camide bekletildiğini belirterek şu istemde bulundu: "Esim Sadık Çelebi kendi eceliyle ölmemiştir. Otopsi zabıt varakası şayet kendi eceliyle öldiiğünü ifade ediyorsa biz bu beyanı betirten ölüm sebebini kabul etmiyonız. Cenaze gömülmeden ve özelliğini kaybetmeden belirtilen organiann aldınlmak suretiyk adli bp kunımuna gönderilmesini ve bu arada tarafsız tabipler kanalıyla otopsi yaptırmak suretiyle gerçek ölüm sebebinin tayin ve tespil edilmesini..." Kadriye Çelebi'nin her iki başvurusu da Mardin Cumhuriyet Savcılığı'nca "Sadık Çelebi'nin Gerçüş'teki çatışmada öldüğü, dolayısıyla olay yeri itibariyle yetkileri dışında olduğu" gerekçesiyle kabul edilmeyerek Gercüş Cumhuriyet SavcılığYna gönderildi. Gercüş Savcı Yardımcısı Ünal TuTkmea tarafından hazrrlık soruşturması yapılan olayla ilgili olarak Kadriye Çelebi bu kez Getcüş Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Gercüş Cumhuriyet Savcılığı da, Sadık Çelebi'nin Gercüş'ün Başar Köyü yakınlanndaki çatışmada vurulduğunu kabul ederken, "yaralı olarak kaldınldığı Mardin'de öldüğü ve otopsinin de Mardin Cumhuriyet Savcılığı'nca yapıldıgı" gerekçesiyle dilekçeyi işleme koyamayacağını bildirdi. Gercüş C. Savcı Yardımcısı Şerafettin Özcan, bu aşamada yapılacak başka bir şey olmadığını belirtti. Adının açıklanmasını istemeyen Gerçüş'teki bir yetkili Sadık Çelebi'nin nasıl öldüğünü şöyle anlattr. "Sadık Çelebi gözaltına alındıktan sonra devlete yardımcı olacağını belirterek bazı ihbarlarda bulunmuş. Bunun üzerine güvenlik kuvvetlerine yardımcı olup 'kılavuzluk' yaparak Gercüş'ün Başar köyü yakınlanndaki bazı sığınaklan göslermiş. Sadık'ın ifadeleri ve yardımlan sayesinde 45 sığınakJa silahlar ele geçirildi. Bu arada, karşılaşılan teröristlerle çıkan çatışmada polis memunı Hikmet Onat şehit oldu. Mehmet Akyıldız adlı terörist ölü olarak ele geçirilirken, Sadık Çelebi de vuruldu. Çelebi yaralı olarak Mardin Devlet Hastanesi'ne kaldınlırken öldü." Çelebi ailesi, ikinci otopsi için girişimlerini sürdüriirken, Dargeçit Jandarma Komutanlığından bir yetkili tarafından cenazeyi gömmeleri konusunda tehdit edildiklerini öne sürdü. Yetkilinin "cenazeyi bugün (28 kasım) gömün. Gömmezseniz, siz bilirsiniz. Yapacak başka şeyleriraiz de olur" dedıği bildirildi. Çelebi ailesi bunun üzerine Sadık Çelebi'nin cenazesini önceki gün 16.00 sıralannda toprağa vermek zorunda kaldıklarını söylediler. Dargeçıt'de olayın yankıları sürerken, Çelebi ailesi Sadık Çelebi'nin cesedi üzerinde ikinci kez otopsiye izin verilmemesinin bazı gerçeklerin gizlenmesi amacına yönelik olduğunu öne sürdüler. Ailesi, Çelebi'nin ölümü ile ilgili iddiaları şöyle dile getirdi: "Bir kez Sadık'ın çaüşmada öldüğüne inanmıyoruz. Çünkü bu konudaki gazete haberleri bile birbirini tutmuyor. Gazetelerin biri 'bir polisle bir terörist öldü' derken, digeri 'bir polisle iki teröristin öldüğü' haberini verdi. Bu yüzden Sadık başka yerde vurulmuş ve adı bu olaya kanştınlmış olabilir. Ya da gerçekten o çatışmada Sadık da vardı. Çatışmada polis ölünce buna kızan diğer gorevliler Sadık'ımızı o kızgınlıkla çekip vurmuş olabilirler. Olayın bir başka yönü daha var. Gerçekten de Sadık çatışmada vurulmuş olabilir. Ancak çanşma yerine gelinceye kadar gördüğü işkencelerin ortaya çıkmasından korkan bazı yetkililer ikinci otopsiye izin verilmesini engellemiş olabilirler. " İstanbul Haber Servisi Mülkiyeliler Birliği'nin Kuruçeşme'deki yeni binasında dün akşam 68 kuşağı tartışıldı. Kalabalık bir izleyici tarafından ilgiyle izlenen ve konuşmacılann 68 kuşağına mensup olmaktan mennunluk duyduklannı belirttikleri söyleşide, konuşmacılar, 68 kuşağının demokratik bir ruhun ifadesi olduğunu savundular. Mülkiye Haftası etkinlikleri kapsammda gerçekleştirilen "68111er Tarüşıyor" isimli söyleşiye Macit Akman, Tülay Ann, Oral Çalışiar, Cengiz Çandar, Tuğrul Eryılmaz ve Baskın Oran konuşmacı olarak katıldüar. Koray Düzgören'in yönettiği söyleşide ilk konuşmacı Baskın Oran, 68 denilirken düzene başkaldırı anlaşıldığını belirterek, bu dönemden, şiddet olaylanndan önceki Mülkiye Haftası etkinlikleri Mülkiyeliler Birliği'nin Kuruçeşme'deki yeni binasında duzenlenen söyleşiye (soldan sağa) Cengiz Çandar, Oral Çalışiar. Tülay Ann, Baskın Oran, Macit Akman ve Tuğrul Eryılmaz katıldılar. (Fcîoğraf: Ali Tevfik Berber) gençliği ve üniversitelerdeki çok sesliliği anladığını söyledi. Konuşmasına 68 kuşağıru kadınlann nasıl yaşadığmın incelenmediğini belirterek başlayan Tülay Ann da 68'li yıllann kadınlann siyasete katıldığı dönem olduğunu savunarak "68 başkaldına bence dünyada çok büyük boyutlarda gelişti. Kadınlanmız ise geleneksel bir biçimde siyasete yalnızca izleyici olarak katıldılar. Geleneksel rollerini üstlendiler" diye konuştu. Oral Çalışiar da 68 döneminin dünyada son 40 yıhn en büyük "dalgası" olduğunu anlattı. 68 döneminin yalnızca nostalji olarak kalmaması gerektiğini vurgulayan Çalışiar, "68'de ne vardı" sorusuna "Bizim hayallerimiz vardı" yanıtını verdi. Çalışiar, ayrıca 68'li yıllarda bir kültür patlaması gerçekleştiğini ve gençlerin dünyayı değiştirmek istekleriyle devrimciliğe akın akın koştuklarım vurguladı. Bu dönemin, siyasi yelpazedeki her türlü görüşün fılizlendiği bir dönem olduğunu belirten Macit Akmanın esprili konuşmasından sonra söz alan Cengiz Çandar da 68 kuşagının, ülkemizde Meşrutiyet, Balkan savaşlan ve Milli Mücadele dönemi kuşağına benzeyen tek kuşak olduğunu ileri sürdü. Çandar, sözlerini şöyle sürdürdü: "68 demokratik bir ruhun da ifadesi sayılmalıdır. Hayal kınklıklan ile arayışın dönemi olmuştur. Bu kuşağın bir özelliği arayışını terk etmemiş, sürekli arayış arayan kuşak olmasıdır." Çandar, ANAP içinde bile en tutarlı bakanlann 68 dönemini yaşayaniar olduğunu söylerken, Dışişleri Bakanı Mesut Yıİmaz ile Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel'i örnek gösterdi. 68 döneminde, kendisinin birey olduğunu anladığını söyleyen son konuşmacı Tuğrul Eryılmaz ise "68, başkaldırmasını bilen insanların yılı" diyerek sözlerini noktaladı. PARAJANS'I ARARKEN... 3 Aralık 1988 tarihinden itibaren lütfen aşağıdaki numaraları çevirin. MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ İSTANBUL ŞUBESİ MÜLKİYE HAFTASI'nda B U G Ü N 1 ARALIK PERŞEMBE 1988 PANEL 10.00 Değişen Dünyada Türkiye'nin Dış Politikası ve Güvenli$i Ercan VURALHAN (Milli Savunma Bakanı), Ümit PAMİR (Dı$ İlişkiler Bakanlıgı Siy. Planlama Daire Başkanı) MAH B/RAAD (Yazar), İ.Sabri ÇAĞLAYANGİL (Dı$işleri Eski Bakanı), Cengiz ÇANDAR (Yazar), Hikmet ÇETİN (SHP Grup Başkan Vekili), Doç.Dr. Haluk CERGER (Yazar) ROCHE İLAÇ FABR. KONFERANS SALONU l.LEVENT • İSTANBUL UĞUR MUMCU (Başlarafı 1. Sayfada) liğine; Prof. Ediz de 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı'na getirilmiştir. "Nasıl olur?" demeyin, oluyor işte. Her ikisi de "medeni hukuk" öğrenimi gördüklerinden olacak, bu iki değerli öğretim uyesi uyuşmazlıklarını "medeni" biçimde çözmüşler; biri YÖK üyesi olmuş; öteki de dekan! Böylece 12 Eylül ruh ve felsefesine; devletiyle, milletiyle bölünmezlik ilkesine, Atatürk ilke ve inkılaplanna uymuşlar, son bağımsız Müslüman Türk devletine yaraşır örnekler vermişler. Size ne, bize ne? Yok, yok... Pek öyle demeyin, baksanıza, günlerdir sağ basında, Ankara SBF öğretim üyelerinden Prof. Or. Beşir Hamitoğullan'nm aynı fakültenin araştırma görevlilerinden Dr. Tülin Hoşgör ile sınav salonunda öğrencileri önünde tartışmaları konusu yer alıyor. Demek. bu olaylar örnek alınıyor. Ve alınacak... Danışma Meclisi üyesi ve Refah Partisi milletvekili adayı Prof. Dr. Hamitoğullan, olayla ilgili olarak "ötümcül saldın, kaba tehdit ve yalan dolan iftiralara karşı açıklaması" başlığı ile bir bildiri yayımlıyor. Bildiride, 8 kasım günkü olayın basına yanlış yansıtıldığı ileri sürülüyor ve Dr. Tülin Hoşgör ile ilgili şu suçlama yer alıyor; okuyalım: Açıkça anlaşılıyor ki, universiteden 1980'de kovulmuş ve bugünlerde yolunu bularak geri dönmüş; bayan Tülin Hoşgör* ün öncülüğünde, planlı, hesaplı, örgütlü bir şiddet ve terör olgusu yaratılarak bazı hedeflere varmak istenmektedir... Dr. Tülin Hoşgör, 12 Eylül'den sonra "resen" universiteden uzaklaştınlmış, idari yargı kararı ile görevine dönmüştür. Dr. Hoşgör, ikinci kez görevden alınmış; idari yargı kararı ile yeniden görevine dönmüştür. Kimi, Danışma Meclisi'nin yolunu tutar, kimi de haksızlıklara karşı mahkemelerin... Kimi laik partilerin, kimi de dinci partilerin... "Vb/" çok! Akademik dilde "universiteden kovulmak" ve "bir yolunu bularak geri dönmek" gibi tanımlara yer yoktur. Prof. Hamitoğullan'nm okuttuğu İkhsadi DC'.şünceter dersinde de böyle kavramlara yer var mıdır? Doğrusu bu ya bilemiyoruz! Herkes kendi yolunu seçer. Prof. Hamitoğullan 12 Eylül'de ülke yönetimini ele alan beş generale başvurarak Danışma Meclisi'nin yolunu tutmuş; aynı günlerde, fakültedeki arkadaşları birer ikişer görevterinden alınmışlardır. Peki, Prof. Hamitoğullan, olayı kendisine yönelik "planh, hesaplı, örgütlü bir şiddet eylemi" olarak niteliyor da Dr. Hoşgör, olayı nasıl anlatıyor? Dr. Tülin Hoşgör, SBF'de Prof. Hamitoğullan'nm kendisine sınav salonunda önce sözlü saldırıda bulunduğunu, sonra da "Ulan... Ben senin ananı avradını s...sem" diyerek öğrencilerin gözleri önünde sağ kulağına ve saçına yapışıp kendisini yerde sürüklemeye çalıştığını anlatıyor. "İktisadi Düşünce" derslerinde "ana" ve "avrat" gibi konuların okutulmadığı ve ayrıca "sinkaf etmek" gibi cinsel amaçlı "eylemli kalkışma" konusunun gösterildiği bir "kurpratik dersi" olmadığını da bıliyoruz. Böylesine erkeklik gösterilerinin "müfredat programlarına" uygun olduğu da ileri sürülemez. Tokat yiyen dekanın YÖK üyesi, tokat atan öğretim üyesinin de dekan olduğu şu YÖK düzeninde, Prof. Hamitoğulları'na da artık bir dekanlık yakışır. Kendisine "Bezmi Alem Üniversitesi"n\ salık veririz. GÖZLEM 159 11 77 (6 hat) 136 18 83 P.A.R AJANS PAZARLAMA VE REKIAM HIZMETLERİ A.S. Fax: PANEL 14.00 Turk Ekonomisinde Yeni Politika Arayışlan Prof. Sadun AREN, Dr. Işın ÇELEBİ, Dr. Nazif KOCAYUSUFPAŞAOĞLU, OJVuri TORUN, Dr. Osman ULAGAY, Prof.Dr. Besim ÜSTÜNEL ROCHE İLAÇ FABR. KONFERANS SALONl l.LEVENT İSTANBUL 18.30 Kitap İmza Söyleşi Dr. Vehbi BELGİL, Prof.Dr. Kurthan FİŞEK, Prof.Dr. Emre KONGAR, Doç.Dr. Yalçm KÜÇÜK Mülkiyeliler Lokali Kuruceşme İSTANBUL Tel: (1) 157 46 3435 18.30 Fibn BİRİ Yön: Oyn: Gösterisi VE DİĞERLERİ Tunç BAŞARAN Aytaç ARMAN, Meral OGUZ MİDUJ Sinan L nıversitesı Smenu TV Enstüâsu Salomı/Yüdu Posta Cad. Kı^Uönu İSTANBLL Cumhuriyet Kitap Kulübu C BÜTÜN ÖĞRETMENLER • 123 ARALIK • 100.000 TUnin üzerinde sipariş veren ilk 250 üyesine 41.000 TL değerinde İngiliz, Deneyimli ve Profesyonel TC Mıllı Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıgı ÖZEL EMSA DİL EĞİTİM MERKEZİ KURSU İSTANBUL Tel 147 09 83152 82 7172 Rumelı Cad N D 92 4 Zekı Bey Ap! OsmanbeyISTANBUL ANKARA Tel 135 30 94135 23 Selanık Caa No 8 Kal 5 Kızılav ANKARA CUMHURİYET YILLIKLARI armağan ediyor. KALBİNİZİ K0RUYUN TÜRK KALP VÂKF1 Muavene Laboralu'.ar Röntgen Muayan* «• Konlrol İçin Tel 175 12 45 « 1 4 8 58 66
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle