Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EKİM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR iSMAtı GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 Düşünen bir beyin, görebilen bîr göz Vezneciler'deki Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nin dış avlusunda yer alan Madde, Işık ve Hareketten Doğan Şiirsellik Sergisi 26 ekime kadar açık kalacak. 27 Alman sanatçınm 60 yapıtını içeren sergiyi, Istanbul'daki 15 günlük süresi sonunda Ankaralı sanatseverler de izleme olanağı bulacak. SEMA ÇAĞA Kentimız sanat onamı, ilk kez geçen yıl bu mevsimde tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Sergiler dolayısıyla Batılı, tanınmış, çağdaş sanatçıların yapıtlarını topluca izleme olanağı bulmuştu. Bu başlangıcın devamını sağlayıcı nitelikte "bienal", yani "iki yılda bir" sergilerinin ön çauşmalan sürerken, bu kez farklı kurumlann düzenlediği nitelikli yabancı sergiler sanat ortamına yine çok canh bir açıhş mevsımi yaşattı. Gerek sözlü ve yazıh basının, gerekse diğer duyuru unsurlannın harekete geçip etkili olabildiği oranda dar ilgi çevTelerini aşarak geniş kitlelere yansıyabilen bu sergiler büyük kentin uzun zamandır yabancı sanata duyduğu gereksinimi karşılamak yolunda olumlu bir atılımın başlangıcı sayılabüir. özerkliğı, öznellıği, tanhsel işlevi gibi sorular sanırım en iyi yanıtını şu sıralar Vezneciler'deki Kuyucu MuTat Paşa Medresesi'nin geçen yıl sergi mekânına dönüşturülen dış avlusunda 26 ekime kadar sürecek olan "Madde, Işık ve Harenetten Doğan Şiirsellik" adh sergide bulabiiir. Sanat olaylan bakımından son derece zengin bir Ona Avrupa kenti olan Stuttgart'tan yola çıkıp Asya'da ve Avrupa'da birçok kültür metropolunü gezdikten sonra kentimize gelen ve 15 günlük süresi sonunda Ankaralı sanatseverlerin de izleme olanağı bulabileceği sergi, hepsi sanat alanlannda dinamik bir üretkenliği yaşayan 27 Alman sanatçısının 60 yapıtıru içeriyor. Son derece yalın ve yoğun bir özenle hanrlanmış 95 sayfalık tngilizce katalog ve burada yer alan yazının Türkçe çevirisi (çevirmenin adını, belirtilmediği için öğrenemiyonız!) sergiye eşlik ediyor. Katalog konusunda burada hemen değinilmesi gereken bir nokta, katalogsuz sergi düzenleme alışkanhğımızdan vazgeçme zamanının çoktan gelmiş olduğu Madde, Işık ve Hareketten Doğan Şiirsellik Sergisi^ P İ K N İ K PtYALE MADRA BUGÜK1 SİMİOIAA TEPEMPE. NİVE. SİK1İRIM Uecker sarunm 5 yıl önce tstanbul'a gelmiş ve ResimHeykel Müzesi'nde günlük kullanırri amaçlanna yabancılastınlarak alegorik aalamlar kazandırılmış çivi nesnelerinden oluşan hareketli ve durağan ışık/gölge nesneleri sergilemişri. YaratlŞ Resmin iki boyut üzerinde yükselen sorunlanna karşm uç boyut sorunlan ile uğrasan heykel sanatı gelenekselden moderne, geçmişten bugüne çesitli aşamalar geçirerek "gelişti". İster fıgüratif olsun, ister soyut, boşluk içinde ya da çevresinde yer alan geleneksel anıt heykel her zaman hareketsiz bir hacim olmuştur. Malzemesi yuzyıllar boyu ağaç, kil, menner, taş, bronz, çelik gibi doğanın soylu maddelerinden oluşur. SanatÇinın bu maddeleri kullanış biçimi de genel olarak eksütme ya da artnrma eyleminde beliren ikili bir görünüm alır. örneğin, kil katmanlarmın arttırıla arttırıla "nıodle edilmesi" ya da menner kütlenin eksiltile eksilti\e Günter VVeseler'in (1932) "Nefes Duvan" adlı yapıtı (1972). suz bir diyaloğu, malzeme ue aralarında kurmaktan çekinmemişlerdir. la oynar gibi korkuşuz ve fütur I f l Z L I GAZETECİNECDET ŞEN Dördiincü boyut Malzemeyi kullanım konusunda kendini sonsuz olanaklarla donatan sanatçı yapıtına dördüncü boyutu, yani zaman faktörünü de eklemeyi akletmekte gecikmeyecek ve bu amaçla zamanı algılayışımızın araa olan hareket unsurundan elbet yararlanacaktı. 1920'de Marcel Duchamp, 1925'te Naom Gabo, 1930'da Lasdo MobolyNagy ışıkrenk klavyeleri, rotorölyefler, kinetik ışık makineleri yaparak ritiuüi ve hareketli hacimlerden oluşan heykeller gehstirdiler. Bütün bu tarihsel gelişimler izlerini ve doğanın, bilim ve teknolojinin her gün gelişen olanaklannı yeniden algılayarak sorgulayan 27 Alman sanatçısı akla gelebilecek her türlü doğal ve yapay malzemeyi yapıtlannda kullanmışlar. Bonı, tel, çivi, çubuk, cam pleksiglas, deri, lastik, sünger, köpük, ayna, ampul, aluminyum, demir, çelik, elektrik, ışık gibi olanaklar yapıtın gerekli kıldığı ölçüde özgürce tüketilmiş, günlük kullanım Duchamp gelir mi? Mevsimin hemen başında Sultanahmet'teki tbrahim Paşa Konağı'nda yerlesik Türk ve Islam Ç t Z G İ I İ K KÂMtL MASARACl Asya ve Avrupa'daki AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES birçok kültür merkezini gezdikten sonra ülkemize de gelen sergide sanatçılar ışıklı ve M M f t f HOFFMAinrttl SALLAMN NESNELERİ 1 9 3 5 Danzig doğumiu ArndflMfmann, bugurt sanat çalışmala devingen nesnelerle nnı 8atı Berlın'de sürdurüyor. Hoffmann, 197374 yıllarında gerçekleştirdijji "Safenan Mesn8ter"inde, eski saatlerin doğal ya da yapay sarkaçlanndan esınlendiğını söyiüyof. Hoffmann, 1961'den bu yana sanat öğretmenHği de yapıyor. madde dünyasını ve Escrleri Müzesi'nde Isviçreü Bally dur. Sergi yapımı için de ayrı bir "yonlulması" geleneksel heykel bu dünyaya katılan fırması koleksiyouundan gelen ve bilgi, emek ve kaynak konusu sanatçısımn yaratış eylemi olarak insanın işlevini nedense olağanüstu sıkışık bir dü oluşturan katalog, sergilerin seni benimsediği tutumlar olmuştur. Modern heykel sanatı tarihse'l araştırıyor ve zen içinde sunulan ayakkabüar venini kütüphanelere taşıyan, salonlarda sona eren yaşamlarını gelişimi içinde akademik kural ve sorguluyorlar. sergisini epey merakla, nostalji ile, belki biraz şaskınlık ve biraz bıuadan sürdürmelerine olanak şemalar diktasından kurtulmuş Günümüz insanının eğlence ile, ama herhalde yalınkat veren belgeler olarak sergilerin ay sanatçının malzeme ile kurduğu çevreyle ilişkilerini ve TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN ve kolayca anlaşılır olmalanmn rümaz ve vazgeçilmez tamamlayı diyaloğu yansıtır. 20. yüzyılın başında ilk kez kübistlerle ortaya cı yaşama ortammı sağladığı sonsuz bir rahathkla iz cılandır. kan ve sanatın betimleme ile ya sorguya çeken sergi, ledik. Bu arada kuşkusuz kendi nılsatma işlevine son veren antiikendimize de şu soruyu sorduk: İnsanın işlevi lüzyonist tavır, içeriğin yepyeni bize düşünen bir Salt bir sergileme olayının konuIşıklı ve devingen nesne heykel biçim dokulan ile özdeşleşmesitü beyin ve gören bir göz sunu oluşturmaları, yuzyıllar boyu ustadan ustaya aktanlmış titiz lerle doğal ya da yapay madde gerekli kılıyordu. Bu gereklilik sa kazandırıyor. el işçiliklerini yansıtan bu tüketim dünyasını ve bu dünyaya katılan nesnelerine günlük kullanrma hiz insanın işlevini araştıran ve sormet amaçlannm dışmda daha gulayan yapıtlarla bu sergiye kafarklı bir anlam kazandırabilmiş tılan 27 sanatçının birçoğu Türk midir? Ya da bir Marcel Duc izleyicisine yabancı değildir. Ophamp'ın çıkagelmesini ve içlerin tik ve kinetik sanata açılan obje den birine el koyup "Bu ayakka sanatçüan olarak literatürde isimbı bundan böyle bir tüketim nes lerine sıkça rastlamıştık. ömeğin, natçıyı yeni malzemeler aramaya ve bulmaya yöneltti. Biliyoruz ki, bir sanat yapıtımn özü ve iç unsuru olan ve ona teklik, benzersizlik, özgünlük ve zaman aşımına uğramayan değerler kazandıran ve bir iç gerekirlik yasası olarak yorumlayabileceğimiz içerik amaçlanna olabildiğince yabancılaştırılarak duygu, sezgi ve bilgi donanımı ile özgün bir entellekt yapısı getiştiren sanatçııun elinde birer sanat yapıtına dönuşmüşler. 18 Ekim 1931'DE BU6ÜN, ÜHLÜ 8ULUŞÇU THOMAS ALVA EOfSON, B4 YAŞ/UPA ĞU3Û. HEMEM UİÇ OÜJlA GİTMEKAı$lKEAJOı KSNDİHı YETİÇTlflMİÇrİ. YAPT7ĞI BiUOBM ÇOK 8ULUÇLA, 49.YUe.ytL SOtlLARIVLA 2O. YÜZflL BAŞLAfÜMDA BUYÜK. S//t "KAHRAAAAkl" OLLn/ERMlşri.&UMLARDAN YALUIZCA UÇ TO/yeSİ BİLB GRAMOFOHfSlŞZ.m/K AMPULÛ, SİNEAAA MAlüUESİ BÜYÜK EUDÜÇ.m.iLE&İKl tOlRULMASlNA NEPEN OLL £ R P Ç Ç ,Ç Ml OLARAK PA BAŞftElUOLMUÇTU. f88Z'P£, NEIV YD&i KEMTM /Ş//OAMP/eMA IpAJİ ÜSTLEUEM £DISON, 85 ASONEÜ İUC tSmSYOMUYLA BUNU G£GÇElCLeŞr//W€YE KOYUmuÇTU. EDISON'UN ÖLÜMÜ.. çeneesiMi Ğ Günlük tüketim Bu sergi tesisatçılann, teknisyenlerin, montajcılann işlerini yaparken gerçeklestirdikleri çivilemek, vidalamak, çakmak, yapıştırmak, germek, parlatmak, aydınlatmak, döndürmek, çevirmek gibi eylemleri çağrıştırıyor. Son derece gjrift ve anlamak için öğ'enilmesi gereken bir dil olan sanat dilinin günlük tüketim sözcükleri ile bu denli kaynaşması sanatı yalnız tarihsel temellerinde araştırmakla yetinmeyip onu çağın bilimsel ve teknik olanaklan temelinde de araştıran bir tuturaun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Sanatı yaşamm aynlmaz bir parçası olarak algılayan bilinç düzeyini somutlaştırırken çağdaş makine dünyasını insaru ezen saçmalıklan üe alay edercesine ne işe yaradığı, nereye gittiği, ne gibi işlevi olduğu bilinmeyen makineler yaratılarak günümüz insammn çevre ile ilişkileri ve yaşama ortamı sorguya çekiliyor. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 18 Ekim 1938 esasları ihtiva etmektedir. fiatlan ipka olunmuştur. Tanzim edilen dört senelik Gerek ette, ve gerek ekmekte program mucibince bu sene yapılan tenzilât yanndan zarfında Ankara tstanbul itibaren tatbik olunacaktır. hattına ilâveten: Ankara tzmir, Ankara Konya Adana; müteakıb seneler zarfından da Adana Gazianteb Diyarbakır, Diyarbakır Van Ankata Türk Kaptan ve Makinistler Sıvas Erzurum hatları cemiyeti yıllık kongresi dün açılacak. cemiyetin Reşadiye Bunlardan maada birçok caddesindeki merkezinde yerlerde esas meydanlar, telsiz yapılmıştır. Karada bulunan istasyonlan vücude bütün deniz adamlanmızın getirilecektir. iştirak ettiği bu toplantı kısa bir yemek fasılasile sabah Vazife esnasında tehlikeye saat ondan akşam saat on maruz kalanların ailelerine ordudaki emsallerine kıyasen yedi buçuğa kadar devam etmiştir. tazminat verilecektir. Yolculann sigortaları da idare Kongrede, Yüksek Deniz tarafından yapılacaktır. Ticaret mektebini tesis eden Devlet Hava Yolları müdür kıymetli denizcimiz merhum muavini Arifin başkanlığında Hamid Nacinin ölümünün bir fen heyeti şehrimize her sene bir ihtifalk gelmiş ve Yeşilköy hava anılmasına karar verdikten istasyonunda yapılacak beton sonra ruznamenin inşaat ve istasyon hakkmda müzakeresine geçilmiştir. tetkikatta bulunduktan sonra Yardım sandığında bulunan Ankaraya dönmüştür. beş yüz liranın bir yardım olmak üzere derhal ölen denizcilerin ailelerine tevzii karar altına almmıs, gemi zabitanımn daha esaslı ve daha şuurlu çalışmaları bakımından zabitan vezaif talimatnamesinin alâkadar Et ve ekmek narhlannı tesbit makamlar tarafından bir an ile meşgul olan komisyonlar evvel tanzimle mevkii tatbika toplanarak yeni fiyauan konulmasının temenni tesbit etmişlerdir. Birinci nevi edilmesi takarrür etmiştir. ekmek 10 kuruştan 9.75 kuruşa; ikinci nevi ekmek 9,5 kuruştan 9.25 kuruşa indirilmiş, francala fiatlan ipka olunmuştur. ve b«lg«vfekliğini «inir Karaman eti toptan 35 xafiy«tmi giderir kuruştan 33 kuruşa; perakende 40 kuruştan 38 Her ezzanede bulunur kuruşa; sığır, toptan 32 Kutusu 150 kuruflur kuruştan 30 kuruşa Adrn Oolota, Po.to ItntaM « M indirilmiştir. Diğer cins etlerin Âtatürk'ün sıhhati Istanbul 17 (OM) Riyaseticumhur Umumî Kâtibliğinderv 1. Reisicumhur Atatürkün sıhhî vaziyetleri hakkmda mtidavi ve müşavtr tabibleri tarafından bugun verilen rapor ikinci maddededir. 2. Reisicumhur Atatürkün duçar oldukları karaciğer hastahğı normal seyrini takib ederken 16 birinciteşrin 1938 tarihine tesadüf eden pazar günü birden bire aşağıdaki ârazı göstermiştir: a. Saat 14J0 dan 22 ye kadar gittikçe artarak devam eden umumî zâf ile birlikte hazmî ve asabî âraz Bu saate kadar nabız dakikada 116, teneffüs 22 ve hararet derecesi 36,5 idi. b. Saat 22 den bu sabah saat 10 a kadar yukanda ismi geçen âraz kısmen hafıflemiş ve nabız dakikada 104, teneffüs 20 ve hararet derecesi 37 olmuştur. c. Yapılan muayene ve müşavere neticesinde tesbit ve tatbik edilen müdavattan sonra umumî ahvalde hafıf bir salâh görülmekle beraber vaziyet ciddiyetini muhafaza etmektedir. 3. Müteakıb sıhhî vaziyet raporları neşredilecektir. maddededir. 2. Bugün, dün akşamkine nispetle daha iyi geçmişıir. Asabî ârazlarda bir değişiklik yoktur. Nabız muntazam, "116", teneffüs 20; hararet derecesi 37 dir. Müdavi doktorlar: Prof. Dr. Neşet ömer trdelp Prof. M. Kemal öke Dr. Nihad Resad Belger Müşavir doktorlar Prof. Dr. A kil Muhtar özden Prof. Dr. Hayrullah Diker Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter Dr. Abrevaya Marmarah Dr. Mehmed Kâmil Berk. Denizeüer kongresi Özgür ve öznel Tarihsel geçmişi içindeki biçimT H t t " GRUBUNMN GONTHER UECKER "Zero" grubu uyejerinden Günther Uecker de yapıtian sergide yer alan sel değişimlerini isterse 3000 yüsanatçılardan 1930 Düsseldorf doğumlu Uecker, 5 yıl önce de istanbul'a gelmiş, çivi nesnelerinden oluşan hareketli lık gelişimi içinde karşılaştırma olanağına kavuşmuş olalım, ömew durağan ıstWgölge nesnelen sergılemısti. (Fotoğraflar Mehmet Demırkaya) ğin ayakkabı "giyilerek nesi değildir, çflnkü ben onu sa Adolf Luther (1912) ışık kayna her zaman bir dış unsurda, yani tüketilen" bir nesne onu kullanat yapıtı olarak üan ettim'' de ğına dönüşen ya da bu kaynağı biçimde somutlaşır. Biçim içeriği nan kişide ne denli ustün hazlar, yansıtan, izleyicide yapıtın devin somutlaştıran ve onun algılanma üstün kişilik duyguları uyandırsa mesini mi beklemeliyiz? gen yansıtıcıhğına kendi vücudu sma yarayan bir görimtüden baş da; biçimi, malzemesi, işçiliği ile ile katkıda bulunma isteğini uya ka bir şey değildir. Somut mad ne denli titiz ve olağanüstü olsa da Manzara resimleri ran aynalı Op Art heykelleri ile di dünyasındaki varlığını özdeş bir sanat yapıtı değildir. Konusu tbrahim Paşa KonağYnda bun görüntüyü sayısız ekranda defa leştiği "malzeme" üe savunur. Bi ister manzara olsun, ister makidan sonra yer alan sergi, 19. yüz larca tekrarlayan günün video sa çımi oluşturan malzeme soyut iç ne, "seyredilerek, düşünülerek yıl sonu ile 20. yüzyıl başında sa natına ilham vermiş bir sanatçı dunyanın dışarıya vurulduğu so tüketüen" bir şey yani yine ayaknat tarihinde bir devrim gibi pat dır. Heinz Mack (1931), Otto Pi nut alandır. Malzeme, sahip ol kabı gibi bir tüketim nesnesi ele layan empresyonist akımın ve ek ene (1928) ve Günther Uecker'i duğu ve sağladığı olanaklarla bi alalım. Bunun sanat yapıtı olabilspresif tavrın dünyaca ünlu tem (1930), Düsseldorflu bu 3 sanat çime. giderek onu özgür iradesi ile mesi için siyasal, toplumsal, dinsilcilerini ortak bir tema altmda çıyı 1950'lerde kurdukları Zero seçmiş olan sanatçıya yön verir. sel, geleneksel, ekonomik herhantoplayan "Manzara Resimleri" adlı grupla taruyoruz. Aynı ad al Yüzyü başında sanatta devrime gi bir amacın hizmetine koşulmafcergisiydi. Burada malzemesi soy tında 3 kez yayımladıklan mani yol acan yeni biçimler ve yeni ger mış olması, varoluş yasasını kenlu ve geleneksel, amacı öznel, iç festolarında amaçlanmn an ışık çekler yaratma tutkusu yeni mal di saptaması, arkasında bir sanatgerekirlik yasalan ile yönlenip bir ve katışıksız renk fenomenine ha zemeler bulma tutkusunu da be çının kişiliğini yansıtması gibi nigezegen gibi kendi etrafında dö cim kazandırmak olduğunu bil raberinde getirmiştir. Kübistlerin teliklerle donatılmış olması nen, kendi özvarlığmdan başka dirmişlerdi. Zero (sıfır) tum figü bu amaçla kolajı keşfetmeleri ile yeterlidir. Bu nitelikleriyle bir hiçbir amaca hizmet etmeyen öz ratifin sıfıra indirgenmesi ve ber açılan yoldan futüristler, dadacı "Iş" özgür, özerk ve özneldir, dorak renk ve ışık titreşimlerinin di lar ve sürrealistler de geçerek ye layısıyla da "sanat"tır. "Madde, güı sanat yapıtian izledik. namiğinden ortak bir zaman /me rinegöre "montaj", "asamblaj", Işık ve Hareketten Doğan kân ya da hareket/hacim duygu "readymade", "mobile" diye Şiirsellik" Sergisi bize işte bütün Altmış yapıt su yaratmak amacını taşıyor. adlandınlan nesneler yaratırken bunları düşünen bir beyin ve göVine bu sanatçılardan Günther patlamaya hazır bir el bombasıy ren bir göz kazandırıyor. Sanat yapıtımn özgürlüğü, Hava yoüarı teşküut kanunu Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü teşkilâtı hakkmdaki kanun tatbik sahasına girmiştir. Yeni kanun, Devlet Hava Yolları idaresine tam ve geniş bir inkisaf imkânı verecek Et ve ekmek fiatlannda tenzilât Gece tebüği tstanbul, 17 (OM.) Riyaseticumhur Umumî Kâtibliğinden: 1. Reisicumhur Atatürkün sıhhî vaziyetleri hakkmda müdavi ve müsavir tabibleri tarafından bu akşam saat 20 de verilen rapor ikinci Ademi iktidar .KUTUSUİ UNDAN ÇIKAB ,.. VVETI ORMOBİN