Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Tunzm fiziksel planlan bölge, çevre planlannın bır bölümü olabıleceğı gıbı başlı başına tunzm fiziksel planlamaları da hazırlanabılır Bugune değın sadece tunzm amaçlı, bırçok fiziksel planlama hazırlanmıştır da Ülkenın belırb kesunlennde fıak ve ıklım yönünden tunzm amacında kuUanılabılecek olağanüstü doğa kesımlen yer almaktadır Bu yöreler elbette tunzm amacına yönelık değerlendırılmelıdır An cak bu değerlendırmenın yapılabılmesı ıçın öncehkle bu yörenın korunması gerekmektedır Bu yörelenn şehırleşme ve sanayıleşmeden korunması makro ekonomının de temel kuralıdır Tanma ve tunzme uygun alanlarda ve ormanlarda konutlann ve fabnkalann yapılamayacağı yıllardan ben söylenen ve yazılan ılkelerdır "" Ancak yazmak ve söylemek aykın kullanımları önleyememektedır En uzücu olgu da kıyılan tunzm amacı ıle kullananlann yaptıkları tahnbattır Kuşkusuz vatandaşlann tümunün belırlı bır kultür duzeyınde olması ve doğayı sevmesı durumunda ülkede bır doğa kıyımı (tahrıbatı) olmayacaktır Ancak herkesten bu duzeyde olmasım bekle meye hakkımız yoktur Kaldı kı kımı kışılenn çıkarlan, toplum çıkarlarma aykın olabılır Hatta bu çıkarcılar bır grup oluşturarak yasalan kendı lehlenne değıştırmeye, yönetıcılen kendı çıkarlan doğrultusunda karar almaya zorlavabılırler Böylesı durumlarda toplum kendı çıkarlanm koruyabümek ıçın yasalar koymuş, kurumlar oluşturmuştur Bu yasalar ve kurumlar bugün ne haldedırler, bunlara bır göz atalım Tunzm fiziksel planlan, ımar planları adı altında6785 ve 1605 sayılı ımar kanunlanna göre Imar ve tskân Bakanhğı'nca hazırlanır, hazırlattınlır, kışı ve kuruluşlann hazırladıkları ımar planlan ıncelemr ve onaylanırdı Bakanlık her aşamada denetleme yapardı Bugün bu kanunlar yünlrlükten kaldınlmış bulunuyor 2634 sayılı Tunzmı Teşvık Kanunu'na göre Kultür ve Tunzm Bakanlığı, tunzm fiziksel planlamalarım yapar, tmar ve tskân Bakanhğı'na onaylatırd: Yenı tmar Kanunu ve Bayındırlık ve tskân BakanlığVnın kuruluş karamamesı bu ışlemı geçersız kılmıştır. Kıyılan ve onun kullanımını tammlayan 3086 sayılı Kıyı Kanunu yürurlükten kaldınlmıştır 180 sayılı kararnamc Bayındırlık ve tskân Bakanlığı'nın görevlerı arasında fiziksel planların yapıl ması, onaylanması ve denetlenmesınden söz etmıyor artık 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 3 maddesı fiziksel planlama ıle zayıf bır bağlantı kurmuş, 4 maddede behrtılen Çevre Kunılu'na Kültür ve Tunzm Bakanlığı'nı almamış bıle Görülüyor kı, merkezı örgütlenn fiziksel plan hazırlama, onama ve denetleme yetkılen kaldınlmıştır Bugün fiziksel planlamayı agırbkh bır bıçimde yönlendıren, 3 Mayıs 1985 jçün ve 3194 sayılı tmar Kanunu'dur Bukanunö ve8 maddelennde planlama kademelennı ıkıye ayırmaktadır Bınncısı bölge planlan olup, gereğmde Devlet Planlama Teşkılatı'nca yapılacağı, ıkıncısının ımar planlan olduğu ve bunİardan mücavır saha ıçmdeküenn beledıyelerce, dışındakılerın ıse valıhklerce yapılıp onaylanacağını öngörmektedır Yerel yönetimlere plan onama yetkisinin venlmesı demokratik bır uygulama gıbı görulebıbr Ancak ülke ölçeğınde önemli olan doğal ve külturel değerlerın koruma ve kullanma kararlarım sadece bır belediyenin yönetıcılennın verebileceğini düşünmek, mantıklı ve bılimsel bır yaklaşım olamaz Bu değerlerden tüm ülke vatandaşlarımn en ıyı bır bıçimde yararlanma haklan vardır Bu vatandaşlann haklan da ancak devlet merkez örgütlerince gözetilebilir Aynca yerel yönetımler aşağıda behrtılen olumsuzlukları gıderemezler 1 Yerel yönetımlenn yeterlı nıtelık ve sayıda teknık elemanlan yoktur Planlamada uluslararası normlan tutturamazlar 2 Yönetıcüer bazı sıyasal ve ekonomık baskılar altında kalabılırler 3 Bır kuruluşun plaru hem hazırlaması ve hem de onaylaması demokratik olmadığı gıbı, planın objektıf, teknık ve bılimsel olmasına da olanak ver mez 4 Merkezı örgütle gerekb eşgüdume (koordınasyona) neden olacak ortak bır plan olmadığından, altyapı uvgulamasında ve finansman sağlanmasında güçlüklen olabılır 18 EKİM 1988 Turizm Fiziksel Planlaması Yerel yönetimlere plan onama yetkisinin verilmesi demokratik bir uygulama gibi gorulebilir. Ancak ülke olçeğinde önemli olan doğal ve külturel değerlerın koruma ve kullanma kararlarım sadece bır belediyenin yöneticilerinin verebileceğini düşünmek, mantıklı ve bılimsel bir yaklaşım olamaz. Bu değerlerden tüm ülke vatandaşlarımn en 1yi bir bıçimde yararlanma hakları vardır. Bu vatandaşlann hakları da ancak devlet merkez örgütlerince gözetilebilir. "Ama.Ne Zaman Olur?" Gutenberg, 15'ıncı yüzyılda yaşadı, ibrahım Mütefernka 18'ınct yüzyılda Arada ıkı yüz yıl var Mütefernka, neden geç kalmtstı? Gutenberg, neden erken doğmuştu'' ilk kıtap Almanya'da 15'ıncı yüzyılın ortasında basılmıştı Türkıye'de ılk basımevı 1726da Sultanahmet'te kurulmuştur. Zamanın şeyhuhslâmı bu yolda fetva vermıştı, ama, bır koşulla Dınsel kıtap basılması yasaktı "Teşrıh", Balıda 14'üncü yüzyılda başladı, TTncı yüzyılda doğal sayılıyordu Tıpta anatomı cansız ınsan bedenlerının kesılıp bıçılmesıyie öğrenılır, buna teşrıh denır Türkıye'de gencılık 19'uncu yüzyılda bıle teşnhı sorunlaştırıyordu Ikıncı Mahmut dönemınde yalnız Hırıstryan ölülen üzerıne teşrıh ıçın ızın çıkmıştı Takvım Türkıye'de yavaş ışlıyor Insan Haklan Bıldınsı 18 ıncı yüzyılda yayımlandı, 21'ıncı yüzyıla yaklaşıyoruz, Türkıye'de büyük sorundur, ışkence gündemdedır, Insan Haklan Demeğı'nt kapatmak ıçın gınşımler söz konusudur * Federal Almanya'ya gıden Cumhurbaşkanı Evren, yolda gazetecılere demış kı ' Bır zaman gelecek, Türkrye'de komunıst partısı kurulacak Kurulmalıdır da Ama ne zaman olur? Onu bılemem Ona halk karar verecektır" Batıda sosyalıst partılen 19'uncu yüzyılda kuaıtdu, 21'ıncı yüzyıla yaklaşıyoruz, Türkıye'de Sosyalıst Partısı Anayasa Mahkemesı'nde, Komunıst Partısı Devlet Güvenlık Mahkemesı'nde yargılanıyor Batıdan yüz yıl gerıdeyız llerde okul kıtaplarında bu gerılığımızın nedenlerını çocuklarımıza okutacaklar Bugün Türkıye'yı yönetenler Padışah ikıncı Mahmut'tan daha gen Ikıncı Mahmut zamanına göre ılencı bır adamdı, Osmanlı toplumunu çagdaşlaştırmak ıçın o dönemde rızıkolu atılımları göze alrruştır Bugünküler ıse ülkeyı genye çekmek tçın ellerınden ne gelırse yapıyorlar Tanhın her zaman dılımınde bır halkın bütünü aynı bıçimde düşünmez Halk kesımlennın uyanış hızları eşıt değıldır Halkın bır yanı ılenye açık, ötekı yanı gerıye bağlı olabılır Eger bır yönetım halkın uyanık katmanları üzerınde baskı rejımı kurarak, tutucu kesımlerıne dayanarak ıktıdarını sürdürüyorsa gerıcı sayılır Ne dıyor Sayın Evren Bır zaman gelecek, Türkrye'de komunıst partisi kurulacak Kurulmalıdır da " Pekı, sonra? Kurulmasını ılende kaçınılmaz gördüğü komunıst partısı yönetıcılen bugün en ağır hapıs cezalarına çarptrılırken Sayın Ev* ren, neden susuyor? * 12 Eylul'le bırlıkte komunıst dıye ıçen atılan nıce aydının suçu, erken doğmalan mıdır^ Bır zaman gelecek Türkıye demokratlaşacak Fıkır ozgürlüğu gerçekleşecek Komunıst partısı kurulacak "Kurulmalıdır da." Ama bugün Türkıye, Batıdan yüz yıl gerı dıye ılerıcılerı zındana atmak gerekryor, öyle mı? * 12 Mart'ın Genelkurmay Başkanı Memduh Tagmac'ın ünlü deyışı, hıç unutulmadı Sosyal uyanış ekonomık gekşmeyı ast>, bunu durdurmak ge ORHAN GÜNER Y.Mimar, Turizm Bakanlığı'nın Eski Yatırım Planlama Gn.Müdürü "Fmksel Planlama" deyımı, ulkemızde 1960'h yıllann başlannda kullanılmaya başlanmıştır Kımılen tüm ülkenın fiziksel planlamasının yapılabıleceğını, kımılen de fiziksel planların ancak böl ge ölçeğuıden başlayabıleceğını savunagelmışlerdır Uygulamalar ıse bölgecılen haklı çıkarmıştır Bölge planlarımn ılk öncülerı vadı sulamasını başlatanlardır Ulkemızde Güneydoğu'dakı GAP projesı de buna bır örnektır Bunlar fîzıksel kaynakların değerlendınlmesıru esas alan tanmsal karakterlı planlardır Ancak bunlann şehırleşme, tıcaret, enerjı, sanayı, turizm, ulaşım, haberleşme, eğıtım, saglık gıbı konulan ıçermeyeceğı anlamına gelmez Bır de sosyal ve ekonomık hedeflerden hareket eden ve hedeflenn mekânda yansımasını belırleyen fiziksel planlar vardır Bu planlarda hedefin salt ekonomık olmasına karşın yıne de hedefe uygun mekân özellıklerı arama zorunluluğu duyulmaktadır Doğal kaynağa fazla bağımlı olunmaması, hammaddemn kolay taşınabılır olması halınde dahı en azmdan topografya, sıcaklık, fırtına, sıs, kar, buz, don gıbı ıklım elemanlan çoğu kez ıhmal edılememektedır Tanhtekı en muhteşem uygarhklar zengın ovalarda, ıhman ıklımlerde kurulmuşlardır Bugün de ınsanlar, ulaşımı kolay, verımlı ovalarda toplanmaktadır Bu yaklaşımla fizıksel planlama, yörenın tüm sektörlennın planlanması anlamına gelmektedır Kamu yönetıcılen ıse bölge planlamasına bır başka açıdan yaklaşırlar Türkıye'de ıllerle merkezı örgütler arasında öteden berı ara ıdarı kademeye gereksımm duyulmuştur Çoğu bakanlıklann ve KlT'lenn bölge müdürlüklerı vardır Ancak bunlann hudutlan ve merkezlen bırbınnın aynı değıldır Bölge planları kamu kuruluşlan arasında çok sıkı ışbırlığını gerektınr Sınırlan ve merkezlen aynı olmayan kamu kuruluşlan arasında bır bölge planının uygulaması nasıl olacaktır sorusu gundemın degışmeyen maddesı olmuştur Bu nedenle geçnuşte bölge valılıklen sık sık gündeme gelmıştır Halen Guneydoğu'da bır bölge valılığuıuz bulunuyor Gelecekte bölge valılıklennın kalkınma amacı ıle kurulacağını umuyoruz Acaba neden aykın kullammlar önlenemiyor? Belkı de sektörler arasında bu denlı koordınasyona en çok gereksınımı olan, turizm sektörüdür Tunzmın ılışkılı olmadığı sektör hemen hemen yok gıbıdır Yatırım aşamasında Tarun, Orman, Bayındırbk ve tskân, valılık, beledıyeler, ışletme aşamasında ıse Gümrük, tçışlen, Ulaşım, Saglık, Kültür ve Tunzm, valılık, beledıyeler gıbı kamu hızmetlen veren kuruluşlarla ışbırbğı ıçınde çalışma zorunluluğu vardır Bır ölçüde tunzm kalkınmış ülkelenn harcıdır denılebılır Gelışmekte olan ülkelerde devletın öncülüğü ve katkısı olmadan başanlacak bır ış gıbı görünmüyor. Bu çok yönlü koordınasyon gereğınden tunzm bakanlannın kabıne ıçınde sözü gecen bır bakan olması, bunun ıçın de devlet bakanı ya da başbakan yardımcısı olması ıstenegelmıştır Tunzmın öbür sektörlerle bu denlı ılışkısı, bakanlığın ve fonksıyonlarının tanımını da zorlaştırmıştır Kurulduğundan bu yana bakanlann ve üst duzey görevlılennın formasyonlarına bakarak bu kargasamn hâlâ devam ettığını görebılınz Tunzmın külturel değerlerle ılışkısı onun kultflr bakanlığı ıle bırleşmesını herhalde gerektırmezdı Sonuç Doğal ve külturel variıklann olması, kıyüann yoğun kullanımı ve betonlaşması, fiziksel planlama kurallarına uymayan nıtelıksız planların hazırlanması, mtelıklı planların değıştınlmesı ve bozulmasına büyük ölçüde neden olan, 3194 sayılı tmar Kanunu'dur Bu olumsuz gebşmelen durdurmarun yollarından bın yerel yönetımlerce hazırlanan fiziksel planlann merkez örgütlennce ıncelenmesı, uygun görülenlenn onaylanması ve uygulamanın sürekb denetlenmesıdır Bu ışleme olanak verecek yasal düzenleme ne demokrasıden sapma, ne de bürokrası yaratmaktır Bunun anlamı yerel örgütlenn merkez örgutlen ıle bütünleşmesı, ülke duzeyınde önemli doğal ve külturel varlıklannı koruma, kullanma kararlannın, ülke temsücılenrun uygulama organı olan merkezı örgütlerce denetımını sağlayarak gerçek demokrasımn sağlanmasıdır HESAPLAŞMA BUKHANARPAD OKURLARDAN YÖK açıkoturumu ve öğrenciler olaya taraf olan tum bırımlerı tartışmaya dahıl etmesı gerekırdi. Bu yonuyle TVdekı açıkoturum 80'ler Turkıyesındekı unıversıte sorununun ozunu ortaya koyamazdı. YOK uygulamasından bu yana sorunların tam gobeğınde yaşayan, oğrenım hakkını kuUanmak ıçın para odemek zorunda kalan, pohstdare işbırhğı sonucu hukuk dışı dısıplın cezalarma çarpttrılan, unıversıte yonetımmde hıçbır soz hakkı olmayan, anfilerde bılım adı altında çağdışı bir eğitım gormek zorunda btrakılan universite Yazılan II Ismet Inönü'yü yakından ılk kez temmuz 1948'de gördüm İstanbul'a gelmıştı Dolmabahçe Sarayı'nın camlı koşk bölumünde gazetecilerle ayakustü tanışmıştı Her gazeteden muhabır ve fotoğrafçı vardı Yuksek rutbelı subaylar da salondaydı Bır sure bektedıkten sonra, Inönü salona gırdı ve tanışma hemen başladı Gazetecı saygıyla yaklaşıyor, adını ve gazetenın adını söyleyıp Inonü'nün elını öpüyor ve yüksek rütbelı bır subayın tuttuğu (Beşıktaşlı bır şekercının adı yazılı) kutudan bır lokum alıyordu Sıra bana gelmıştı Bır an durakladıktan sonra, bır cumhurbaşkanı önünde bulunduğumu belırtecek bır saygryla eğılerek "Hürrıyet gazetesınden Burhan Arpad'" dedım Inönü, hıç de hoşnut kalmamış bır sesle, adımı ve gazetemın adını yınelettı, lokum kutusunu tutan yüksek rutbelı subay, sert bır bakışia suzdu 1946 temmuz ayında bır lokuma el öpturen Ismet Inönü ve 1952 baharında şarap kadehı tokuşturan Inönü apayn ıkı ınsandı Inönü boylesıne değışebılıyordu 1952 Karadenız ve Ege gezılerırtde Inonü'nün değışme çabalarını bıra7 da şaşırarak tanımıştım Içten görünüyordu Ege gezısı Izmırde başlamıştı Istanbul'dan vapurla gelmıştık Rıhtımda toplanmış onbınlerce yurttaş coşKuyla karşılamıştı Izmır'den yola çıkılacak, Manısa ve ötekı şehırlerden geçılerek Balıkesır'de gezıye son verılecektı Ne var kı ara duraklarda bıle Demokrat Partılı lerın sınırlı tutumları göze çarpıyordu Demokrat Partı Balıkesır örgutünden Sırrı Yırcah'nın düzenledığı sanılan kamyonlar dolusu ınsan, Inonü'nün konuşacağı şehre önceden gıdıp kürsünün hemen önünde yerlerını alıyorlar, Inönü konuşmaya başlayınca bağınp çağırıyorlar, hatta ıtışıp kakışarak kürsüyü devınyortardı Sataşmalar ve tedırgınlık, Manısa'da son kerteye varmıştı Saldırganlık öylesıne azgınlaştı kı hepımız kaçışıp ıl bınasına sığırdık sonra arka pencerelerden atlayıp polts korumasında CHP ıl başkanının evıne kapandık Gece CHP ıl başkanının yemeğındeydık Inonü'nün sotunda ve hemen yanıbaşındaydım Manısa ıl başkanı sağında oturuyordu Bır ara Balıkesır CHP II Başkan Yardımcısı ve Hürnyet muhabırı Cevdet (soyadını hep unuturum) Inönü'ye yaklastı ve şunları soyledı Paşam yarın Balıkesır'e gelmeyın' Sızı şehre sokmamak tçın Demokratlar her şeyı yapacaklar Büyük olaylar çıkabılıri Inönu kısa bır süre konuşmadı, sonra o kendıne özgü derınden sesıyle şöyle dedı Ne demek" Bır avuç çapulcunun sözü ıle yolumdan mı döneceğım Bız Mıllı Mücadele vermış ınsanlarız Yarın Balıkesır'e geleceğız1 Sesı son derece kararlı ve etkıteyıcıydı Yüz anlatımı da 1 Heyecanlanmıştım Sabahın erken saatlerınde Manısa'dan ayrıldık Arada bır kısa süratler yaparak Balıkesır'e doğru yol alıyorduk DP örgütünün düzenledığı kamyonlar dolusu adam, bındırılmış SS'ler gıbı her yerde karşılıyor, bağınp çağırıyordu Balıkesır'e yırmı kılometre bır yolumuz kalmıştı Mandıra denılen bır yerde mola verıldı Inönü dı'nlenmek ıstemıştı! Gazetecılere seslendı ' Bız burada bıraz dınlenelım Balıkesır'e gıdıp durumu yerınde görerek haber getınn*" Ikı otomobıle doluşup Balıkesır'e gıttık Durum gerçekten korkunçtu Istasyon alanında Inönü ıçın kurulmuş olan kürsü yerle bır edılmış, bu arada bır komıser öldurulmüştu Göreceğımızı görmüstuk Hemen döndük Inönü Mandıra denılen yerdeydı Beklemedığımız bır durumla karşılastık Bız Balıkesır'deyken va!ı gelmış Inönü yle göruşmüş ve durumun gergınlığını ılerı sürerek Balıkesır e gelmemeyı önermış ve "Gelmeyıni Gelırsenız çıkacak olaylardan sız sorumlusunuz 1 Ben sorumluluğu yuklenemem" demıştı Inonü, Balıkesır'e gıtmekten vazgeçtı Bursa üzerınden ve havayoluyla dönmeyı uygun bulmuştu Balıkesır'e uğramadan Istanbul'a döndü O derınden sesı hâlâ kulaklarımda ' Bırkaç çapulcu ıstedı dıye vaz mı geçeceğız'' Bız Mıllı Mücadele yapmış ınsanlarız" Arna vazgeçmıştı1 Yolundan dönmüştü Çelışkılı ve çapraşık durumu uzun süre düşündüm Sonunda bır yoruma vardım Ismet Inönü kurulu düzenın temsılcısı bıldığı kışılere büyuk saygı beslıyordu Kurulu düzenın temsılcısı bıldığı kışıler saygınlık yıtırsın ıstemıyordu Balıkesır olayında yasandığı gıbı' Bir sure once TV'de YOK konulu bır açıkoturum duzenlendı. Açıkoturumda partı temsılcılerı ıle bakan ve YÖK başkanı, konuyu çeşitlı boyutlanyla tartışmaya çaİLŞtılar. Ilk bakışta bu açıkoturum değtşık taraflarm goruşlennı açıklayabıleceğı serbest bu platform gıbı gorunmesıne rağmen, bızce çok onemlı bır eksikliğı vardı. Eksiklık, universıtenm aslı unsuru olan oğrencilenn açıkoturumda temsil oğrencisının bulunmadığı edılmemeslydt. Oysa konuyu YOK açıkoturumunda, YOK tum boyutlanyla tartışmak sorunu gerektıği şekılde ele ıddiasında olan bir programm alınamaz. Isteğimiz, TV'de L Ikemızde eğitimoğretım eşıtsızlığımn en çarpıcı boyutlarda vaşandığı yuksekoğrenım kurumlarından bın de yabancı dıller. Yanı fllolojı ve yabancı dıl eğıtim fakultelerı Sorun ıse, yabancı dıl sorularınm Ingılızce, Fransızca ve Almanca, aynı yanıt anahtannda kodlanmalan. Sonuç olarak yurtdışından kesin donüş yapmış aılelerin çocukları ıkı dıl bılmelerinın avantajıyla bırınde yanıtlayamadıklan Yabancı dil soruları YOK'u sahiplenyle yuzyuze tartışmaktır. İÜ Sıyasal Bılgıler'den bır grup öğrencı soruları dığerinde yanıtlıyorlar. Bunun da otesınde bazı öğrenciler, anadılı gıbı bıldıklerı Almanca sorularını çozerek, boluk porçuk Ingılızcelenyle bır tngılız fîlolojısıne gtnyor. Bu durumda Turkiye koşullarmda en olumsuz koşullarda Ingılızce oğrenmış olan ve fllolojı ıçın gece gunduz çahşanlar açıkta kalıyor, hak etmemış olanlar kazamyor. Yurtdışından gelenler karşısmda Türkıye'de yaşayanlarm şansı yuzde 3035'lerde kalıyor. Çözum gayet basit. Yabancı dil sorularınm uç ayrı yanıt anahtannda kodlanması. Bu yolla haksızlık onlenecektir kanısmdayım. NILGUN ANADAĞ rekıyor" Sayın Evren, Tağmaç'ın düşüncesını bugün bır başka bıçimde dıle getınyor Ne yazık kı dokuz yıl arayla ıkı genelkurmay başkanı Türkıye'de ılenye değd, gerıye doğru ıkı askerı müdahalenın ıkı temsılcısı oldular OZGÜ MÜZİK YAPIMDAN "DEYİS SEVENLERE.. MüJDE MUTLU GÜLER'in "SEVIN GAYRI,, HASAN KAPLANI v'plı. 97 FEDERAL ALMAN PARLAMENTERİN YAPTIÖI AÇIKLAMA Kutlu ve Sargın davası 6 Hazırarîda Ankara'da başhyor<*> Savcı, ıddıanamesınde her ıkı genel sekreterın herhangı bır şıddet eylemınde bulunmadıklarını ıtıraf edıyor Iddıanamede, Kutlu ve Sargın'ın, bınncısı komunıst fıkır ve kanaatlen yuzunden ve ıkıncısı de Kurt halkının demokratik haklarını savundukları ıçın cezalandırılmalannın ıstendığı açıkça belırtılıyor Bu ıddıaname, Kutlu ve Sargın aleyhıne açılan davanın Avrupa Insan Hakları Konvansıyonu'nun 9., 10 ve 11. maddelerıne ters duştuğunun yenı bır delılıdır Bu dava Turk hukumetının Türkıye'de demokratık koşullar yaratılmak ıstendığı yönundekı beyanlarıyla da çelışmektedır Turk hukumetını, her ıkı genel sekreten ve kanaatlen yuzunden takıbata uğrayan butun dığer şahısları derhal serbest bırakarak fıkır humyetının ve sıyası faalıyet hurrıyetının sağlanması amacıyla Turk Ceza Kanununda gereklı değışıklıklerın yapılması ıçın gırışımde bulunmaya davet edıyoruz. B n g ı t t e ADLER (SPD) Cerd ANDRES (SPD) H e r m a n n BACHMAIER (SPD) Maneluıse BECKOBERDORF (Yeşıller) Ingrıd BECKERINCLAU (SPD) Angelıka BEER (Yeşıller), Rudolf BINDINC (SPD) Lıselotte BLUNCK (SPD), Helga BRAHM5TROCK (Yeşıller), Dr Ulrıch BRIEFS (Yeşıller) Edelgard BULMAHN (SPD), A r n e BORNSEN (SPD), Regula BOTT (Yeşıller). Margıd CONRAD (SPD) Peter CONRADI (SPD) Dr VVoltgang DANIELS (Yeşıller) Marlıese DODDERTHIEM (SPD). Dr Herta DAURLERCMELIN (SPD). Freımut DUVE (SPD) Thomas EBERMANN (Yeşıller), Ursula EID (Yeşıller) C e r n o t ERLER (SPD), A n n e t t e FASSE (SPD), Dora FLINNER (Yeşıller), Katrın FUCHS (SPD), P r o f Monıka CANSEFORTH (SPD), Charlotte CARBE (Yeşıller) Konrad CILCES (SPD) Dr Rose COTTE (SPD), Achım CROSSMANN (SPD). Cerald HAFNER (Yeşıller), P r o f Dr Ingomar HAUCHLER (SPD), Karıtas HENSEL (Yeşıller). C u n t h e r HEYENN (SPD), Reınhold HILLER (SPD) I m m a HILLERICH (Yeşıller) Peter HORST (SPD) VVıllı HOSS (Yeşıller), Uwe HUSER (Yeşıller), C u n t h e r HUONKER (SPD) Cerlınde HAMMERLE (SPD), Ljothar IBRUGCER (SPD), Petra KKELLY (Yeşıller) C u n t e r KIEHM (SPD), Klaus KIRSCHNER (SPD) Karl KISSUNGER (SPD), H u b e r t KLEINERT (Yeşıller) Dr VVıIheım KNABE (Yeşıller), M a t t N a s KREUZEDER (Yeşıller). Verena KRIECER (Yeşıller). Eckart KUHLVVEIN (SPD) Klaus Dıeter KUHBACHER (SPD) Klaus LENNAR7Z (SPD) C u n t h e r LEONHART (SPD), Dr H e l m u t LIPPELT (Yeşıller). Egon UJTZ (SPD) Dr Anke MARTINYCLOTZ (SPD) Ingrıd MATTHAUS MAIER (SPD) Dr A l f r e d MECHTERSHEIMER (Yeşıller), Mıcael MULLER (SPD) Chnsta NICKELS (Yeşıller), Dr Edıth NIEHUIS (SPD) J u t t a OESTERLE SCHVVERIN (Yeşıller) Ellen OLMS (Yeşıller), Jan OOSTERGETELO (SPD) Horst PETER (SPD), Barbel RUST (Yeşıller), VVolfgang RCTH (SPD). Hannelore SAIBOLD (Yeşıller) Dr H e r m a n n SCHEER (SPD), O t t o SCHILY (Yeşıller) Renate SCHMIDT (SPD). O t t m a r SCHREINER (SPD) Thomas SCHROER (SPD). Harald BSCHAFER (SPD) D ı e t m a r SCHULTZ (SPD), Bodo SEIDENTHAL (SPD) Peter SELLIN (Yeşıller). Lısa SEUSTER (SPD) Horst SIELAFF (SPD) Johannes SINGER (SPD) Dr Sıgrıd 5KARPELIS SPERK (SPD) Prof Dr H a r t m u t SOELL (SPD) Dr Peter STRUCK (SPD) Luıse TEUBNER (Yeşıller), C u n t h e r TIETJEN (SPD), HansCunther TOETEMEYER (SPD), Trude UNRUH (Yeşıller), J u r g e n VAHLBERG (SPD), Chnsta VENNECERTS (Yeşıller), Dr A n t j e VOLLMER (Yeşıller), Ludger VOLMER (Yeşıller). Barbara VVEILER (SPD), Mıchael WEISS (Yeşıller) Gert VVEIS5KIRCHEN (SPD) Eugen v o n d e r VVIESCHE (SPD) Lıeselotte WOLLNY (Yeşıller), Carl EWEN (SPD Mılletvekılı), Günther VERHEUGEN (SPD Mılletvekıh) (*) Not Imza metnı dava başlamadan bır kaç gun once hazırlanmıştı İsimli kaseti C\^ Bü tün kase tcüerde ısrarla ısteyinız. arif red <ema 3 asıl adalet TURKULERİ î= 526 10 49 £ "Arıf Kemal' 'Red Turkuterı" serisınden Red Turkuleri2 kaseti toplatılmıştır 1 ve 3 kasetlerı serbest olarak satılmakladır öevahır BU YOLUN SAHİBİ ALİ DEĞİL MI ? KASETI ÇCKTI GUNER PLAK 527 55 93. £ 5 2 6 10 49 Sungur Saı'ran SBKP 19. Konferansı • Naıl Sathgan Moskova Duruşmaları • Leon Troçkı Sovyet Devleti • Yusııf Barman İşçi Demokrasisi * Gıdnur Savran Gramsci'nin Çıkmazlan • Mehmet Şadı Devrimci Marksizm ve "Sos>al Demokrasi" uze 'OEYİŞLER, MERHABA DEME IMC 6 Bıok 6510 Jn»apan, , s t Tfl 5209689 ...PEKYAKINDA.BEKUnN!