27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1987 CUMHURİYET/9 Akdeniz'e dökülen efsanevi su Nil için Yunan tarihçisi Herodot, "Mısır, Nil'in bir hediyesidir" demiş bfil: Ölümü ve yaşamı tanımlayan su 2 Nil Nehri üstüne gün doğuyor. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tren kompartımanlannda bir hareket başlıyor, perdeler açılıyor, bir gece önce Kahire'den bindiğimiz ve bizi Assuan'a getiren bu tren yolculuğundan yararlanarak gerçek Mısır'ı, köyleri, kırsal yaşamı, insanları ile görme çabası başlıyor.. Tren yolunun bir yanında bir şose, öbür yanında ise Nil akıyor. Nil... Bütün bir ülkenin yaşamını borçlu olduğu kutsal nehir... Dünya üstünde bu önemde kaç su var? Fırat ile Dicle*yi, Mezopotamya'da değilse de Türkiye'de doğdukları ve Güneydoğu Anadolu kültür ve insan .mozaiğini kucakladıkları yerler•dçn geçtiğini, Hitit uygarhğıru sinesine yerleşüren Kızılırmak'ın gerçekten kızıla çalan sulannı .gördüğümü, Mississippi'yi eski bn yandan çarklı gemiyle geçer | « ı duyumsadıklanmı arumsıyoIrum. Darısı Ganj'ın başına!.. **lNil de bunlar gibi, bunlardan 'ii öte bir ananehir, bir hayat venri, bir besleyici, bir uygarhk be$iği... Afrika'nın göller bölgesin.dç doğduktan sonra 6 bin 500 ki^nnetrelik bir yolculuğu bitirip 2 ^Ba kolun arasında yer alan 40 TcSdar ırmak halinde Akdeniz'e •dökülen efsanevi su... Yunan tadhçısı Herodot, "Mısır, Nil'in 4>ir hediyesidir" demiş... Gerçek"ten de çevresine yıllık taşmaları sonucu verimli bir alüvyon bırakan ve bu sayede tanmı mümkün kılan nehir boyunca uzanan zengin bitki ve ağaç örtüsü, hemen ötede yerini çöle bırakıyor. İki jandaki çöller arasında güneyden kuzeye doğru uzanan yeşil brr çizgi. İşte, tarih boyunca Mın var olmasını, bu ince, ama v*/ic zengin bitki ve tanm koridoru sağlamış. Her şey Nil'e göre âyarlanmış.. Eski Mısır takvi'minde yeni yıl, Nil'in taşma gühü olan 19 temmuzda başlarmış {Geçerken söylemeli: Eski Mısırhlar, yılı 30'ar günlük 12 aya ve 3 tnevsime ayırmışlar: Ta$ma, taf»m ve hasat mevsimleri. Yıldan 5 günün arttığını fark edince de onu bir 13. ay 5 günlük bir ay•pkleyerek çözümlemişler.. Ve Mısır köylüsünün önemli bölümü, hâlâ bu firavun takvimini kullanjrrruş). Firavunlar döneminden beri Mısırhnın tüm çabası, Nil'in taşmasını denetim altına aljnai,olmuş Kimi kabartmalaıda görülen, taşmayı önleme ve (aşmanın getirdiği suyla ilkei sutomayı gerçekleştirme yöntemlecj, bugünkü Mısır'da (3 bin yıl sonra) hâlâ kullanılıyor. Ama Kuşkusuz, çağdaş Mısır, Nil sulârını Assuan barajıyla denetim altına almayı yeğiemiş." Yine Nil.in, doğuşunu temel alarak, tarih bpyunca ikiye ayTilan Mısır'ın gjiney bölgesine Yukarı Mısır, kuzeye ise Aşağı Mısır deniyor. ATİLLÂ DORSAY Piramitler, Nil ve Kum İnsanlığın Şafağı MISIR NtL ÜZERİNDE FİL ADASI İşte Assuan kentinden gözüken Mi... Palmiyeler, hurma ağaçlan, "felluk 'lar (yelkenliler), küçük motorlar.~ Ve karsıda, fîl poposuna benzeyen kayalarla çevrili kıyılan dolayısıyla Fil Adası (Elephantine) diye adlandıntmış ünlü ada... ki, genel binalar, ikincisi ise hacı evlerini simgeliyor. lbcca gidip hacı olmuşlar, bu ülkede, evierinin cephesini bunu belirten motiflerle süsleme hakkını kazanıyorlar. Bu resimlerde, ilginçtir, çoğu zaman gemi, uçak veya otobüs resimleri de yer alıyor. Bunlar da söz konusu kişınin hacca hangi araçla gittiğini gösteriyor. Kökenleri, kuşkusuz eski kabartmalara dek inen bir resimli roman mantığı kısacası!.. "Nil'de Ölüm"ü düşünttrken... Assuan'daki Katarakt Otel'den ise başka türlü bir Nil görüyor, bambaşka bir duyguya kapılıyoruz. Yukan Mısır'ın, yani güney bölgesinin birbirinden güzel ören yerlerini gezmek için bir merkez Assuan.. Yarım milyon nüfuslu bir vilayetin 200 bin nüfuslu başkenti, Mısır'ın Afrika ülkeleriyle ticareti için de bir kavşak noktası.. Ama bizi bunlar değil, indiğimiz Katarakt Otel'in atmosferi etkiliyor öncelikle... Egzotik bitkilerle dolu bir bahçeden geçerek girilen otelin eski, geniş mekânlar içeren soylu yapısı, sanki bizi zamanın gerisine götürüyor. Kapılardan beyaz tül giysileri, genis kenarlı şapkalarıyla zarif kadınlar, beyaz keten kostümler ve hasır sömürge şapkalanyla erkekler süzülüverecekler sanki... Ve biraz sonra, yeni bir kral mezan, yeni yontular keşfedip bunları Nil üzerindeki '•felluk"larla "uygar" ülkelerine kaçırmak iizere bir kez daha Krallar Vadisi'ne yollanacaklar! Veya en azından, kapıdan daha yakın yıllann bir Agatha Christie romanından süzülüp gelmiş kahramanları. yaşlı, ama cin gibi bir lady, fıttırık bir polis romanları yazan, emekli bir Hindistan valisi vb. giriverecekler... Biraz sonra, Christie'nin ünlü romanından ahnma "Nil'de Olüm" filminin kimi sahnelerinin bu otelde çekilmiş olduğunu öğreniyor ve ilk izlenimime hiç şaşırmıyorum... Katarakt Oteli (Katarakt, Nil üstündeki küçük şelalelere verilen ad, ve Assuan'da bunlardan ilki var), 1904'te kral sarayı olarak inşa edilmiş. Mısır1 ın son kralı Faruk ve babası Fuad'ın Yukan Mısır'daki gözde ikâmet yerleriymiş. İnanılmaz büyüklükteki odamız, kim bilir ne tür "kral eğlenceleri"ne tanık olmuştu!.. la birlikte... Nil boyunca palmiyelerin, muz veya mango ağaçlarının ince siluetiyle "felluk" adı verilen Nil'e özgü yelkenlilerin ince, uzun, direkleri birbirine karışıyor. Terasta, 19. yüzyıldan çıkmışa benzeyen aklara bürünmüş turistler kadar, Assuanh genç kız ve erkekler de var. Ama çoğunluk yabancılarda... Biraz sonra biz de bu ">abancı"lann arasına karışacak ve antik kentleri gezmeye çıkacağız. Az önce sözünü ettiğimiz 19. yüzyıl turistleri gibi tıpkı.. Çünkü Napolyon'un ünlü Mısır seferiyle ve bu seferde getirdiği 40 kadar bilim adamı, arkeolog ve tarihçinin yazdıklan kitapla birlikte Batıda başlayan Mısır hayranlığı, tüm bir 19. yüzyıl boyunca buraya akın akın Avnıpalıyı yöneltmiş. "Egyptoloji", günümüzün değil, geçen yüzyılın bir kurumu.. Bizim elbette ki 19. yüzyıl ziyaretçilerinden temel bir farkımız var. Mısır'da yüzyülar boyunca herşey Nil'e göre ayarlanmış. Takvim bile: Eski Mısır takviminde yeni yıl, Nil'in taşma günii olan 19 temmuzda başlarmış. Ve Mısır köylüsünün önemli bölümü hâlâ bu firavun takvimini kullanıyor. Ama çağdaş Mısır, Assuan Barajı'yla Nil'i artık denetimi altına almış. Biz onlar gibi yağmaya gelmiyoruz. Ama tıpkı onlar gibi, firavunların taş yığmlanndan, hazineierinden, arkeolojik kalıntılardan habersiz, kendi günlük ve yoksul hayatını sürdüren günümüz Mısırlısının hayatına girmeye, günlük yasamına sanki bir çıkarma yapmaya, mahremiyetlerine saygısızca saldırmaya gelmedik mi biz de? Bu geri kalmış "fellah"lara biz de meraklı, merhametli, alaya, küçtimseyici, acıyan gözlerle bakmayacak, bol bol resim çekmeyecek, üstümüze a n sürüsü gibi üşüşen sayısız satıcının sattıklannı hem küçümseyip hem de bu el emeğini olabildiğince ucuza kapatmak için saatler boyu pazarlığa girişmeyecek miyiz? Günümüzde de turizm, genelde ve de hâlâ gelişmiş ülkelerden daha az gelişmiş olanlarına doğru yönelmiş, sanayi toplumu insanının tüm komplekslerini, yüzyıllık sömürülerin. soygunların, yağmalann vicdan azaplarını yatıştırmaya yönelik bir etkinlik değil mi? Filae Adası'nda ilk şok... Assuan'daki Katarakt Otelinin çevresinde, Nil'i keşfe çıkıyorum. "Felluk"larını onaran Araplar ille de beni bindirip gezdirmek istiyorlar. Oysa "felluk" gezisi daha sonra... Bu arada Nil fonu üstünde, doğanın ortasında dikilmiş bir Nâsır büstü oldukça etkileyici gözüküyor bana... Nâsır, Mısır'da her yerde büstlerine, resimlerine, portrelerine rastlanılan (yomulanna pek o kadar değil: Bu ülke de bizim gibi, henüz pek "heykel uygarlığı"nı yaşamıyor), tam bir ulusal kahraman... Sonra bir motorla gezilerimize başlıyoruz. Motor, oldukça garip görünümlü, adeta ürkünç kayalardan geçiyor.. İlk gençliğimin roman veya filmlerini anımsıyorum: "Monte Kristo," "30 Tabutlu Ada", "Dr. Moro'nun Adası", vb... Sonra Filae Adası'na çıkıyor ve Mısır'daki ilk ören gezimizi yapıyoruz. Yani, ilk şokumuzu yasıyoruz... Her biri değişik baslıklar taşıyan bir dizi sütunun çevrelediği bir yoldan, devasa bir duvara yaklaşıyoruz. Üstündeki çok iyi korunmuş kabartmalar, Tannça İsis'in işlerini gösteriyor. İsis, eski Mısır'da üçlü gruplar halinde tapınılan Tannlardan önemli bir grubun üyesi... "Abidos Üçlüsii'nde diğer Tanrılar, Osiris ve Sel... Her üçlüde olduğu gibi, bunlarda da çeşitli iyi ve kötü yanlar bölüşülmüş.. Osiris, iyilik simgesi.. İsis, onun hem kız kardeşi hem de karısı... Tanrı/Tanrıça çifti, mutlu bir yaşarn sürerken, kötü Set araya giriyor.. Hileyle bir tabuta kapadığı Osiris'i nehre atıyor. İsis, onu kurtanyor. Daha sonra yine Set, bu kez tuzağa düşürdüğü Osiris'i tam 14 parçaya bölüyor. Ama sabırlı ve sevecen İsis, parçaları toplayıp kocası nı yine hayata döndürüyor. Yalnız bir parçası eksik kalıyor. Bilin bakalım hangisi!.. Böylece artık cinselliği zorunlu olarak geride bırakan Tann çifti, zihinsel birliktelikle yetiniyorlar.. Ancak bu denli kötülükten yılan Osiris, artık yeryüzüne geri dönmek istemiyor, ölüler dünyasında kalmayı ve onların Tanrısı olmayı yeğliyor. Yalnız Tanrıça İsis ise, yine büyü gücünü kullanarak kendine bir çocuk^aratıyor. O da Horas'... Mısır Tanrılarıyla, onların karmasık entrikalı öyküleriyle ilk karşılaşmamız Filae'de oluyor. Bundan böyle, Yunan mitolojisinin Tanrı/Tanrıça ilişkilerini aratmayan (ve kuşkusuz onların doğumuna büyük ölçüde yardımda bulunan) bu eski Mısır inançlarıyla sık sık karşılaşacağız. Filae, görkemli bir tapınak. Çok eski değil gerçi: Geç Mısır hanedanı Ptoleme'lerden kalma (Kleopatra'nın da mensup olduğu hanedan: M.Ö. 31. yüzyıl arası). Ama öncelikle bize Mısır'daki eski kalıntılann, ören yerlerinin, tapınakların büyüklüğü ve iyi korunmuşluk düzeyi üstüne bir fikir veriyor. Göreceklerimizin yıkıntılar, taş parçaları değil, ilke olarak tümüyle ayakta duran de\r yapılar olacağını haberliyor. Sonra mimarinin görkemiyle koşut olarak yine dev boyutlu duvarlar üstüne gerçekleştirilmiş kabartmalarla ilk kez yeriride karşılaşıyoruz. Bunlar, göz kamaştıncı bir sanat tekniğini de çok zengin bir mitolojinin beslediği bir hayal gücünü de bize gösteriyorlar. Ve önem kazanan bir şey de doğal çevre... Filae, bir ada üstüne kurulu, ancak deniz yoluyla ulaşılabilen bir tapınaklar bütünü... Antik çağda, bütün Mısır halkı, yılda bir kez İsis kültüne tapınmak için burayı ziyaret edermiş. 19. yüzyılda Fransız gezginlerin gözde ziyaret merkezlerinden biri olmuş. 1904'te ilk Assuan barajının yapımından sonra, Filae Adası sular altında kalrhış, ancak ağustos ayında ziyaret edilebilir hale gelmiş.. 1960'larda, yeni Assuan'm yapımıyla adanın tümüyle sular altında kalacağı anlaşılmış. Ve asıl görkemli örneğini daha sonra, Ebu Simbel'de göreceğimiz bir çalışma gerçekleştirilmiş, tüm dünyanın da katkısıyla: Filae tapınaklan, parça parça, 150 km. daha kuzeydeki Egelika Adası'na taşınmış. Demek ki bizim gördüğümüz, bundan böyle Filae Adası adını taşıyacak olan başka bir ada, Egelika oluyor. Asıl Filae ise, artık ebediyen sular altında kalmaya mahkum!.. Bu ilk şoktan sonra, Mısır'dan artık her şey beklenir. Nitekim beklediklerimizi de fazlasıyla bulacağız. Süreeek Turizm üstüne kimi aykın düşünceler... Otelin terası, Nil Nehri'nden nefis bir görünümü gözler önüne seriyor. Karşıda ünlü Elephantine (Fil) Adası, üstündeki yıkıntılar ve tepede, sonradan ünlü Ağa Han'ın mezarı olduğunu öğreneceğimiz küçük bir yapıy r Assuan'daki Katarakt Oteli, bize kimi fılmleri, özellikle "Nil'de Ölüm"ü anımsatıyor... Ancak bu ünlü Agatha Christie romanının filminin gerçekten de bu otelde çekildiğini duyunca, hiç şaşırmıyoruz... Eski Mısır'daki sayısı bol Tanrı ve Tanrıçaların öyküleri, Yunan mitolojisine rahmet okutacak denli zengin... Özellikle kocası Osiris'i kötü kalpli Set'ten korumaya çalışan ve tam 14 parçaya bölündüğü halde (bir eksiğiyle) tamamlayan Tanrıça İsis'in serüveni, gözler yaşartıcı!.. H e m e n kendini belli eden 't)acı evleri"... *'ye tren boyunca uzanan Nil'i s^ynediyoruz. Kerpiçten yapılmış, sade evleriyle yoksul köyler, toz töprak içinde oynayan çocuklar, bîf futbol topu peşinde koşuşup duran yeni yetme gençler... Fira«•ünların şaşırtıcı görkemi veya hire'nin kimi bölgelerinin zen•feiiıliği ile kıyaslayınca, bu yokşulluk manzaraları yadırgatıcı geliyor. Evet, Mısır, belli bir kesimine götürdüğü "refah" düzeyini henüz toplumun bütününe yaygınlaştıramamış, yoksulluk duvarını aşamamış bir ülke... Ama yine de halkın yoksulluk içînde bile yaratıcı olan yanı gözdefı kaçmıyor. O kerpiç yapılarin kimilerinin cephesi, renk renk bpyalarla, resimlerle süslenmiş... Ya boyasız, ama çepeçevre uzanan bir kabartmayla güzelleştiHlmis ya da renkli resimlerle süslenmiş fasatlar görüyorsunuz. İl Nil üzerindeki bu devasa FUae Tapmağı, Assuan barajuun sulan altında kalmasın diye, yakmdaki bir adaya şimdiki yerine tasmmtş (sağda). Nil boyunca uzanan köylerde hemen göze çarpan ilk şey, ön cephelerinde kabe tasviri bulunan 'hacı evleri' (solda, üstte.) Çok rastlanan bir taşıma yöntemi: Japon malı Nissan kamyonete bindirilmiş ökü'zler. Altı Japon, üstü Mısır (solda, altta.) :! "I •' KAYŞERİ 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1986/2396 Karar No: 1987/483 Hâkim: Sevim Eryılmaz 27656 Kâtip: Ali Yaman Sanık: Turan MartgenKaya ve Teslime oğlu 1938 D.'lu Kayseri . Karpuzatan mevkiinde tmamoglu Pasürma ve Sucuk Imakthanesi'nin , tmâlat Mesul Müdürti. Suç: Gıda. '., Suç tarihi: 31.10.1986 Yukanda açık kimliği yazılı şanık hakkında yapılan yargılamada mahkememizin 1986/2396483 sâyüı karan ile taklit veya tagşiş edilmiş sucuk imal etmek ve saglığa zararh sucuk imal etmek suçundan sanığa TCK 396, 398, 647 sa. 4, Ck. 72, 402/1, 2 uyarınca 64.000.lira ağır paıa cezası ile tecziyesine, sanığın cürme vasıta kıldığı meslek sanat ve ticaretinin 6 ay sttreyle tatili ile 14 gün süreyle işyerinin kapatılması cezası ile tecziyesine, aynca hüküm özetinin .\nkara, ls"« tanbul ve İzmir'de yayımlanan bir gazete ile Kayseri'de yayınlanan •. mahalli bir gazctede ilar edilmesine karar verümiştir. İLAN T.C. ANKARA ASLİYE ÜÇÜNCÜ TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Esas No: 1987/226 KONKORDATO İSTEYEN: Mahmut DönraezKarabali Sokak No: 70/B ŞentepeAnkara. VEKİLİ: Av. Hamil Polat Necaübey Caddesi 19/18 SıhhiyeAnkara. Ankara 2 No'lu İcra Hâkiraliği'nin 1986/1240 sayılı konkordaıo dosyası incelenmek üzere mahkememize verilmiş olmakla incelendi: Konkordato talep eden Mahmut Dönmez, konkordatönun lasdiki ilgili komiserce istenmiş olmakla; Mahkememizin 1987/226 esasında kayıtlı davanın duruşması 19/6/1987 günü saat 9.40'ta yapılacaktır. İlgililerin ve alacaklıların duruşmada hazır bulunmalan, gelmemeleri halinde H.U.M.K.'nun 509. ve 510. maddeleri uyarınca gelmeyen taraf ve ilgililerin gıyabında karar verilebileceği ilan olunur. 14.4.1987 Basın: 21942 T.C. Ç.KALE İCRA DAİRESİ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 1986/1127 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci artırma 17/6/1987 günü saat 14.0014.30"da Çıplak Köyü muhtarhğında yapılacak ve o günü kıymetlerinin ""075'ine isıekli bulunmadığı taktirde 18/6/1987 günü aynı yer ve saatte 2. artırma yapılarak en çok fiyat verene satılacağı ve satış şannamenin icra dosyasından görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şannamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isıeyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla icra memurluğuna başvurmaları ilan olunur. 21.5.1987 Muhammen kıymeti Adedi Cinsi (Mahiyeli ve önemli nitelikleri) I.ira krş. 4.000.000 5.50O.OOO 5.000.000 3.000.000 1.000.000 150.000 150.000 8.875.000 20 Beheri 200.000 TL.'den Höstayh i 14 Behen 250.000 TL.'den yavrulu i 1 1983 model 295 blok no 295 T104 numaralı plakasız stayr marka traktör 4 tekerlekli, 4 römork 1 Evirgen marka 1445 seri nolu Eltör. 1 Taşçıoğlu marka 600 Amp. Elekir. kaynak makinesi, 1 Aksan marka 595 seri nolu kompr. 355 beheri 25.000 TL.'den irili ufaklı küçiık baş hayvan, Basın: 5847 İ.T.Ü. Matematik Mühendisliği öğrencisinden matematik dersi verilir. 162 45 45 Sahibinden satılık Microvvave fırın. 136 83 63 A n k a r a CumartesiPazar T.C. ANKARA ASLİYE ÜÇÜNCÜ TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Esas No: 1987/233 , Konkordato isıeyen: Hüseyin Dönmez Karabali Sokak No: 70/B Şentepe Ankara. Vekili: Av. Hamiı Polat Necatibey Caddesi 19 İS Sıhhiye Ankara. Ankara 2 Nolu İcra Hâkimliği'nin 19861242 sayılı konkordato dosyası incelenmek üzere mahkememize verilmiş olmakla incelendi: Konkordaıo talep eden Hüseyin Dönmez. konkordatonun tastiki ilgili komiserce istenmiş olmakla: Mahkememizin 1987/233 esasında kayıtlı davanın duruşması 19/6/1987 günü saaı 9.40'da yapılacaktır. İlgililerin ve alacaklıların duruşmada hazır bulunmalan, gelmemeleri halinde H.LJ.M.K.nun 509 ve 510 maddeleri uyarınca gelmeyen laraf \e ilgililerin gıyabında karar verilebileceği ilan olunur. 14.4.1987 Basın: 21940 ( ;; . • £ ' '\ İLAN NAZİLLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN SALİHLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN Dosya No: 1987/176 Davacı: Fırat Yavaş'a velayeten Ayşe Yavaş Vekili: Avukat Cemil Göğüsoğlu SALİHLİ Dava: Şerif Yavaş'ın gaipliğine karar verilmesi Hk. Duruşma günü: 29.6.1987 günü saaı 10.20'de Davacı vekili tarafından açılan Şerif Yavaş'ın gaipliğine karar verilmesi isteğine ilişkin davanın duruşması yukanda yazılı olduğu üzere 29.6.19S7 günii saat 10.20'ye muallak bulunmaktadır. Yukanda yazılı gaiplik davasmda. gaipliğine karar istenen Şaiihli Eldelek köyü cilt 068/01, sayfa 2, kütük 2'de nüfusa kayıtlı İsmail Hakkı ve Ayşe'den olma 01.07.1956 tashih doğumlu Şerif Yavaş'ın hakkında malumat sahibi olanlann malumat ve bilgilerini duruşma gün ve saatine kadar mahkememize bildirmeleri için keyfiyet Medeni Kanunun 32/2. maddesi uyannca ilan olunur. Basın: 21671 İZMİR 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1986/82? Karar No: 1987/377 Davacı Cemile Tarhanacı vekili Av. Yavuz İsmet Anıl tarafından davalılar Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Ahmet Hancıoğlu aleyhine açılan tapu üzerindeki şerhın iptali davası 14.5.1987 tarihinde ve yapılan yargılama sonunda (kerpiç ev Ahmet oğlu AHMET HANCIOGLU tarafından yapılmıştır şeklindeki şerhin kaldınlmasına) karar verilmijıir. ^ Davalı Ahmet Hancıoğlu'nun açık adresi bilinmediğinden kararın ilanen tebliğine karar verümiştir. Karar gereği rica ve ilanen tebliğ olunur. 25.5.1987 Basın: 21707 1986/384 Davacı Ifakat Tuncer Vekili Av. Avni Uğan. Av. Mehmet Boztaş tarafından davahlar Yusuf Ökmen ve Izzet Salman aleyhine açılan "'. aktin feshi davasınm yc.pılan açık duruşması sırasında: • « Davalı Yusuf Ökmen'in açık adresi tespit edilcmediğinden adına • ' 'tdaveliye yerine kaim olmak üzere ilanen tebligat yapılmasına karar 't<f verümiştir. ' •:.• Dava basit usule tabi olup H.U.M.K.nun 509 ve 510 maddeleri ih.gereğince duruşma günü olan 15.7.1987 günü saat 09.00'da mahkeifj meraizde hazır bulunması, delillerini ibraz etmesi, aksi takdirde da. l F vanın yokluğunda yürütülüp karar verileceği lebliğ olunur. 15.5.1987 11 Basın: 21481
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle