27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1987 HABERLER SHP'nin gençlik toplantısı stanbul fanka) Sosyal / Demokrat HaUçı Parti (SHP) tstanbul tl Başkanı Hasan Fehmi Cüneş, bir dönemin sorumlutuğunu r .gençlere yükleyip onları "YÖK"e mahkum eden ffnlayışın SHP'ye yabancı ',duğunu ve bir siyasal orgür olarak bu anlayışa karşı çıkacaklarım söyledi. /Jüneş, "Bu haliyle YÖK, bir eğitim kurumu olmaktan çok, bir infaz kurumu görünümündedir" dedi. r Ecevit: Bu düzeni biz değiştireceğiz AKSARAY (Cumhuriyet) Adana gezisinden Ankara'ya dönüşte Niğde'nin Aksaray ilçesindeki bir turistik tesiste geceleyen Eceviıler, dün öğle saatlerinde Taşpınar kasabasında düzenlenen açık hava toplantısına katıldılar. Bülent Ecevit burada yaptığı konuşmada, "Biz bu düzeni değiştireceğiz". dedi. 12 Eylül'de demokrasiye şiddet eylemleri gerekçe gösterilerek ara verildiğini belirten Ecevit, "Güneydoğu'da şiddet eylemleri 12 Eylül öncesinden daha fazla. Her gün insanlar olmekledir. Hukumetin. politikacının görevi şiddeti önlemeklir. Niye onleyemiyorlar? İslanbul'a bomba konuyor. Devletin polisi. güvenlik güçleri nerede?" şeklinde konuştu. Ecevit. daha sonra Adana'daki DSP toplantısına değinerek. "Güzel bir toplantı oldu. Orada ögrendim. Halk bir slogan üretmiş "Halk üretir, Özal tüketir" diye. Bu güzel toplantıyı gazeteler yazmaz. Ama balk biliyor" dedi. 12 Eylül'den sonra dernekler yasasmda yapılan bir değişiklikle, köylülerin örgütlenraesinin yasaklandığlnı anlatan Bülent Ecevit, bu konuda şöyle devam etti: "Hiç bir dernek koylerde şube açamaz. Köylünün gücünü birleştirmesi yasak. Köylünün bir araya gelip, şehirde oturan köylüyk birlikte. düşünen kişilerle çalışması yasak. Yani köylülerimiz. şehirdeki birtakım aracıların. kodamanlann, birta CUMHURİYET/11 ANKARA'dan YALÇEN DOGAN Çoğunluk Burnundan Soluyori "Emniyet görevlisidir" diyerek ANAP'a yaktn ünlü bir holdingin başındaki işadamını uçağın ön kapısından içeri buyur edince, hiç kimse ne Yemen'deki barajı. ne yurtiçinde çoktandır işletmeye açılan barajları düşünüyor ve THY yetkililerine veryansın ediyor: "Nasıl olur, bir işadamı'önemli kişi' muamelesi görür ve ön kapıdan ayrıcalıklı bir biçimde uçağa alınır da. bizler profesörler, sanatçılar, işadamları arka kapıdan binmek zorunda bırakılırız?.. O işadamının czelliği nedir de, üstelik emniyet görevlisi' diye takdim edilip uçağa ön kapıdan buyur ediiir?" Ankaraistanbul seferini yapan uçakta sinirler gergin. "Normal yolcular" içeri alınıyor. "Normal yolcular" bekliyor Önce "transit yolculan ", yurtdışına çıkacak yolcuiarı bekliyor. Ardından "çok önemli kişileri" bekliyor Içerisi sıcak mı sıcak. Havalandırma çalışmıyor. Herkes terden sırılsıklam, Nefes zor alınıyor havasızlıktan. Sinirler gergin. Yolcular burunlanndan soluyor. Yurtdışına çıkacak yolcularla birlikte genç bir gümrük memuru da bu yolculara "refakat etmek üzere" uçağa biniyor. Yolcular gümrükBir profesör, lü olduğu için, bir de bir gümrük gümrük memuru katılımemuru, bir yor yanlarına. Acaba, dünyanın neresinde var hostes, bir böyle bir uygulama; difotoğrafçı, bir ye düşünürken, gümrük şoför. Hepsi bir memurunun da burnun şeylerden dan soluduğu belli oluyakınıyor. yor. Hiç teklifsiz söze Hepsinin giriyor: sorunu 'kendi Abi, valla bildiğin çapında' bir gibi değil. Bizi bu sorun. Ama gümrüklü yolcularla toplumun bir Ankara dao İstanbul'a yolluyorlar. Sanki, yol kesitini cular İstanbul'da gümgörüntülüyor rüğe girse ne olur? her biri. Hadi, Ankara'da girdiKısacası hepsi ler. Biz biraz önce akburnundan şam uçağına yer istesoluyor. Ya siz? dik, ben geri dönmek Siz durumundayım. THY 'Yer yok' dedi. O zaburnunuzdan man İstanbul'da bir solumuyor gece kalacak yer iste musunuz? dik, ona da Olmaz' dediler. Biz ne yapacağız abi şimdi İstanbul'da? Hangi parayla, nerede kalacağız? " •Gümrük memurunun sorunu "kendi çapında bir sorun". Ancak, toplumun bir kesitini görüntülüyor. Gümrükçüler bu "küçük" sorunlarından. dolayı burunlarından soluyor. Derken uçaktaki hostes hanımlardan biri yaklaşıyor. Hostes hanım da burnundan soluyor ve söze giriyor: "Bakın efendim, size bir şey anlatmak istiyorum. Biz yıllardır hosteslik yaparız. Yurtiçinde, yurtdışında eğitimlere katıldtk. Ama, hepsi kâğıt üzerinde kalıyor. AsJmda, uçak kalktıktan sonra ilk üç dakika ve irtmeden önceki son sekiz dakika bizim hiçbir servis yapmamamız ve her türlü servisi durdurarak yerlerimize oturmamız gerek. Çünkü, en tehlikeli anlar o anlardır. Ama, bunu yöneticilere anlatamtyoruz. Zaman zaman günde tam 12 saat uçtuğumuz oluyor. Uçuş saatlerinin sonunda artık yorgunluktan bitiyoruz. Biraz oturup dinlenmek istediğimizde, rapor ediliyor ve bize ceza veriliyor. Zaten en kıdemlilerimizin aldığı ücret 200240 bin lira dolayında. Yolcular her zaman güler yüz istiyor. Görevimiz, bize sözde bu öğretiliyor, ama THY'deki koşullar nedeniyle bunu da yerine getiremiyoruz. Yurtdışındaki eğitimde bize ne öğrettilerse, bunu burada uygulamak mümkün olmuyor. Bu nedenle hostes arkadaşlarımız THY'den ayrılıyor, hostes bulmak güçleşiyor ". Hostes hanımın sorunu "kendi çapında bir sorun". Ancak, toplumun bir kesitini görüntülüyor. Hostesler bu "küçük" sorunlarından dolayı burunlarından soluyor. Söze bir fotoğrafçı karışıyor. Yolculardan biri olarak: "Efendim, son zamanlarda bizim meslek gözden düştü. Belki tam öyle değil, ama ne yapacağımtzı şaşırdık. Başlarını örtmüşler fotoğraf çektirmek için diıkkâna geliyorlar. Hem fotoğraf çekiiriyorlar hem de devlete sokuyorlar1 diyorlar. İse girecekler için fotoğraf lazım oluyor, bunu çektirmek bazılarına zor geliyor. Bunlar dinci geçiniyor efendim, ama İran'daki rejimi istiyorlar aslında. Fotoğrafçılık artık eskisi gibi değil. Çok zor para kazanılıyor. Üstelik, bu tür adamlar gün geçtikçe artıyor". Fotoğrafcının sorunu "kendi çapında bir sorun". Ancak toplumun bir kesitini görüntülüyor. Fotoğrafçılar burunlarından soluyor. Soylenenleri dikkatle izleyen İTÜ'den bir profesör söz alıyor. Profesör burnundan soluyor: "Siz gazeteciler galiba sosyal bilimcilerin etkisi altında fazla kalıyorsunuz. YÖK'e filan çok eleştiride bulunuyorsunuz. Haklısınız, ama şu öğrencilerin sık sık vizeden geçmesi konusunda yeni sistem haklı. Sosyal bilimciler kâğıt okumaktan sıkılıyor. Çünkü, dışarıda yapacağı iş nedeniyle kazanacağı parayı düşünüyor. YÖK aksıyor. Bu doğru. Ama, öğrencinin yetişmesi için de bu sıkıntılara katlanmak gerekiyor. Fen dallarındaki laboratuvarlardan geçmeyen bir öğrenci nasıl yetişir?.. Öğrenciler böyle. Ya biz?.. Ben profesör olarak ayda 350 bin lirayla geçinmek zorundayım.. Nasıl geçinir, kafamı sağlıklı olarak bilime nasıl verinm bu parayla?" Fenci profesörün sorunu "kendi çapında bir sorun". Ama toplumun bir kesitini görüntülüyor. Profesörler bu sorunlardan dolayı burunlarından soluyor. Biz uçakta koyu bir sohbete dalmışken, arka sıralardan iki kişinin tartışması sohbetımize karışıyor: Ne var kardeşim bunda?.. Semra Hanım insan değil mi? Mayo da giyer, denize de girer... Ne var bunu büyütecek?.. Ne var büyütecek olur mu?.. Semra Hanım Başbakanın eşi. Davranışlarına bir çekidüzen vermek zorunda. Hakkında binbir dedikodu dolaşan başka bir Başbakan eşi var mıydı?.. Baksana bazı gazetelerde kimler, neler söylüyor Semra Hanım için.. O da pervasızlığı sürdürüyor. Çivisi çıkmış bu işin... Uçak istanbul'a iniyor. Bir arabayla kente doğru yol alırken, şoför başlıyor bu kez: "Abicim, ben oniki ytldır direksiyon sallıyorum, daha tek bir gün tatil yapmadım. Başbakan sözde Türkiye'yi yönetiyor, on gündür o yat senin, bu yat benim, dolaşıp duruyor. Abi, o yatın sahibi bir işadamıymış. Şimdi, o işadamı Özal'a gelse, bir işinin görülmesini istese. Başbakan bundan sonra nasıl hayır der abi. Benim kafam valla basmıyor bu işlere başka türlü. Ama abi, o denizde dinlenirken bizim bujilerin fiyatına yine zam geldi. Geçinemiyorum ben abi. Ben Özal'ı ruyamdaki cinler kadar sevmiyorum artık abi..." Şoförün sorunu "kendi çapında bir sorun". Ama, toplumun bir kesitini görüntülüyor. Şoförler burunlarından soluyor. Ya siz? Siz burnunuzdan solumuyor musunuz? ECEVtTTEN Güneydoğuda şiddet eylemleri 12 Eylül öncesinden daha fazla. İstanbul'a bomba konuyor. Devletin polisi, güvenlik güçleri nerede? Bu güzel toplantıyı gazeteler yazmaz, ama halk biliyor. Savaşta köylü en önde, barışta en geride. Halk slogan üretmiş, "Halk üretti, Özal tüketti" diye kım kişilerin rahatça somüreceği kişilerin elinde bir köşede kalsın. Yani dernekçiliğe, particiliğe, ocağa böyle birtakım şeylere kanşmasın isteniyor. Ama neden? Devlet yönetimine. siyasete aklı ermez mi koylumüzün? İşte, Danimarka'ya, Almanya'ya gidiyorlar. Dünyanın en ileri ülkelerine gidiyor. orada partilere, demeklere giriyorlar. Belediye Başkanlığı seçimlerine katılıp belediye meclisi üyesi seçiliyorlar. O memleket, kendi halklanna tanıdığı bütün haklan köylülerimize de tanıyor. Ama biz, aman köylü işlere kanşmasın, bir kenarda dursun diyoruz. Savaş çıktığında. Allah esirgesin, köylü en önde. banş geldi mi en Pevlet sanatçıları ücretleri nkara (a.a.) Devlet kufumlarında çalışan sanatçılar ile devlet sanatçılarına ödenecek 1?özleşme ücreıterinin alı ve üst "~sınırları açıklandı. Resmi 'Gazete 'de yayımlanan "Bakanlar Kurulu kararma göre, devlet sanatçıları ile Devlet Tiyatroları, Devlet 'Opera ve Balesi, Devlet Klasik ~Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Çok Sesli Müzik •'koroları ile Halk Danslan l Toplu!uğu sanatçılarına ' '(haklannda Devlet Memurlan Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekenlerin "dışındakilere), aylık brüt sözleşme tutarı olarak en çok 630 bin lira ödenebilecek. Bu sanatçılar için ödenecek ücretin alt sınırı 224 bin lira olarak belirlendi. Sözleşme ücretleri, sanat uygulatıası uzman memurlar için 420 bin lira ile 154 bin, sahne uygulatıası uzman memurlar için 280 bin ile 126 bin lira arasında olacak. Stajyerlere aylık brüt sözleşme tutarı olarak 182 bin lira ödenecek. filan küfrederek, Bizi bunlar günaha Ecevit'ler Adana toplantısında geride. Biz bu düzeni değiştireceğiz arkadaşlar." Zaman zaman " H a l k ç ı Ecevit" sloganları ile konuşması kesilen Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Savaşta en önde giden köylümüz banşta da en önde gitsin. Nasıl savaşta silahıyla. yüreğiyle memleketi kurtanyorsa, banşta da emeği ile iyi niyeti ile memleketi kurtarsın. Bugüne kadar halk geri planda kaldı. Memleketi birtakım kalbur üstü kişiler yönetti de ne oldu? Bizim istediğimiz ve demokratik solun istediği düzen değişikliğinin özü bu. Şimdiye kadar ihmal edilen, halk kesiminin. işçinin, köylünün, esnafın ön safa geçmesi ve kararlan almada ve memleketi yönetmede soz sahibi olmasıdır." "Cebinizdeki paranın satın alma gücü arttı mı, azaldı mı?" diye soran Ecevit'e hep bir ağızdan "azaldı" şeklinde yanıt veren köylülere. hayat pahalılığından, enflasyondan söz eden Bülent Ecevit, kendisine armağan edilen ünlü Taşpınar halı ve kilimini "emeğin değeri hemen ödenmeli" diyerek 70 bin lira ödeyerek kabul etti. DSP Niğde Milletvekili Arif Toprak ve DSP Aksaray ilçe yöneticilerinin de izlediği ve yaklaşık 1000 kişinin katıldığı açık hava toplantısı sonrasında Bülent ve Rahşan Ecevit Ankara'ya hareket ettiler. Taşucu'na ' turistik pansiyon '. \/fersin (Cumhuriyet) VI İçel ll Özel tdaresi, ı~aşucu*kasabasında turizme '. yönelik çarşı ve pansiyon ; yaptıracak. tl Özel İdare ı Müdürü Uğur Karaçay'dan • edinilen bilgiye göre, turizme \ yönelik çarşı ve pansiyon 1 yerli ve yabancı turistlere ı açık olacak. 1988 yılında \ tamamlanması planlanan ! pansiyon ve çarşı yaklaşık ı 600 milyon liraya ınal ! olacak. DSP'de eski yöneticiler tutumlarını yorumladı: 'Muhtıtu yok, rapor var' ! Suriye sınırında şüpheli kişi eylanpınar (Cumhuriyet/ ! Şanlıurfa'nın Ceylanpınar | ilçesinde Suriye sınınna bir j kilometre kadar uzaklıkta • bir kişi yakalandı. | Ceylanpınar tarım ; işletmesinde çalışan işçilehn • yakalayarak güvenlik \ güçlerine teslim ettiği kişınin ] sakallı ve cüppeli olduğu, t üzehnde ise iki milyon lira \ para bulunduğu öğrenildi. \ Viranşehir nüfusuna kayıtlı ' olduğu bildirilen kişinin ı büyük bir olasılıkla '. Suriye'ye geçmeye çaltşttğı sanılıyor. Kimliği konusunda •. bilgi verilmeyen 30 \ yaşlanndaki kişinin yasadışı ' örgütlerle ilişkisinin olup olmadığınm araştırıldığı . belirtildi. C \ Kırmızı biber ı hayvan yeminde aziantep (Cumhuriyet) Devlet ve özel J sektöre ait yem ^ ı fabrikalarmın, karanfil \ denilen maddenin yerine, acı I kırmızı biberi hayvan ı yeminde katkı maddesi \ olarak kullanmalarıyla, î önemli ölçüde döviz 1 tasarrufu sağlanacağı ! belirtildi. Ege ve A nkara . ! Ziraat Fakülteleri'nde J yapılan araştırmalann 1 sonucu, Gaziantep ve \ Kahramanmaraş yöresinde \ yetişen acı kırmızı biberin, ; karanfil denilen ve • yurtdışmdan ithal edilerek ', yeme, katkı maddesi olarak \ kullamlan sentetik maddenin yerini tuttuğunu, ayrıca j . kümes hayvammn ve | yumurtanın irileşmesini ; sağladığmı ortaya koydu. G riişlerdir. Birtakım eksiklik ve aksak rını yanıtlayan eski MKYK üyesi lıklarla nerelerde zaafiann olduguSeyfettin Aydın, yeniden MKYK nun orta yere konarak bir an önce üyeliğine seçilememesi konusunda çozüme kavuştunılması dognıllusun"bunda bir kasıt yok. Ben DSP'de da bir isıek paketidir. Bîzlerin her türlii göreve hazırım"dedi MKYK'de olmamız y» da olmamaDSP'nın çok kıt kaynaklan olduğumız o kadar önemli değildir. Bizim nu ve bu yüzden örgüılenmenin çok için önemli olan DSP'ye ve emekçi güç koşullar altında yapıldığmı behalkımızın demokrasi miicadelesine lirten Seyfettin Aydın, DSP içinde her koşulda katkı koyabilmektir." hizipcilik hareketi ve muhtıra verilADANA ıCumhuriyet Giine> İl de aralannda eski DSP il yftneıicisi diğine dair iddiaların asılsız olduğuleri BÖBOSU) DSP.'nin eski MKYK SfUib Kahranuuı'ın da bulunduğu nu ifade etti. üyeleri Sami Doğan. Erkan Özdemir 20Okiyi DSPden istifa etıi. " Bu doğrultuda Bülent Ecevit'in Yine Yankı dergisinin sorulannı ile l'fuk Alaç. bir süre önce Genel Genel Başkan Rahşan Ecevit'le, demokratik sol hareketin önderi olyanıtlayan DSP kurucularından Başkan Rahşan Ecevit'e verdikleri eşi Bülent Ecevirin önceki gün yapduğuna yürekten inandıklarını söyolan, ancak parti içi muhalefet yap"Partidrki >anlıslıklar. aksaklıklar tıklan açık hava loplantısına katılleyen Doğan, Özdemir ve Ataç götığı nedeniyle ihraç edilen Celal Kiirve zaaflar'a ilışkin yazılı memin mak iizere geldikleri Adana'da, ruşlenm "O'nun gösterdigi yolda çakoglu ise "Parti içinde muhalefete "muhtıra" olmadıjını belirterek, ••Cumburiyef'te yayımlanan "Ece lışmalanmızı aktif olarak DSP içinlahammül ediiemedigini ve her elespartinin daha eıkin olabilmesi yolun vil'e muhtıra" haberi ile ilgili olarak de sürdüreceğiz. Bu çalışmalan sur liri getirenin ihraç cdildigini" söyleda görüşlerini içeren bir tür "rapor'" bir açıklamada bulunan Sami Dodürürken de bir partinin hem tuzük. di. Kürkoğlu, taban edebiyatımn yaolduğunu söylediler. Haftalık Yan ğan, Erkan Özdemir ile Lfuk Ataç hem de parti di&iplinine uyarak çapıldığı partide bir tane işci, köylü ve kı dergisinin sorulanru yanıtlayan es söz konusu hareketlerınin muhalefeı lışacagız. DSP'nin program ve tiızü esnafın olmadığını da öne sürdü. ki MKYK üyelerinden Seyfettin Ay olraadığını belirterek şöyle dediler: ğiindeki Ukelerin uygulanabilmesi İSTİFALAR dın da "nıuhtıra" iddialannın asıl"Bizim sayın Genel Başkanımıza dogrultusunda, iistümüze duşen her DSP Mersin il örgütünde son günsız olduğunu ifade ederken, DSP ku sunduğumuz metin bir muhtıra deturlu görevi >erine gelireceğiz. Bir de lerde il ve ilçe başkanlarımn istifarucularından olan. ancak paniden ğil. DSP'nin gelişip güçlenmesi ve çok özd olan söz konusu melnin balanna bu kez de aralannda eski DSP ihraç edıten Celal kurkoğlu. "Parti halkın umudu olma ozelliğini surdürana nasıl intikal etiğini bilmediğimizi il yöneticisi Salih Kahraman'ın da içinde muhalcfete lahammül mesini amaçlayan ve bu konuda yabelirtmek ısteriz" diye açıkladılar. ediiemedigini" ileri sürdü. Mersin pılması gereken islemlere ilışkin göHaftalık Yankı dergisinin sorula buh.ıduğu 200 DSP üyesinin istifalan eklendi. DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit'in olumsuz politikasını eleştirerek partilerinden istifa ettiklerini belirten 200 kişi, yaptıklan yazılı açıklamada şunları söylediler: "Aşagıda isünleri bulunan DSP eski il yönelim kurulu ve parti üyeleri olarak, partinin yeteri kadar halka açılamaması ve yerel yöneticilerin surekli hatalı tutumlan yuzünden, partimizin de tabanda bütiinleşme arzusu dogrultusunda erimesi yuzünden. Genel Başkan Rahşan Ecevirin olumsuz parti politikasının halkınuza yeterince umut ve çözüm getirememesinden dolayı DSP'den istifa gereğini duyuyoruz." DIYARBAKIR DSP Diyarbakır eski tl Başkanı Şeyhmus Tas, eski partisini ağır bir dille suçlayarak "Demokratik Sol Parti Diyarbakır il örgütüne diktatörluk. zor ve rüşvet hakim" dedi. DSP Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Taş, Demokratik Sol Parti'ye mensup bazı örgut yöneticilerinin Refah Partisi'ne geçmeleri dolayısıyla bu partinin il merkezinde bir tören düzenlendi. DSP'den Allah yolunda ve Peygamber'in devrimleri dogrultusunda hareket etmediği için ayrıldığınt.safoYYk\'r\t>f\\ Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlt Çevre Grubu, Zeyvunan Şeyhmus Taş, "Durumu bil1*51IU&U5UI dttaiana bağh Çamhçay Sahil Sitesfnde sahil temizüğiyapdirdigimiz genel merkezin de diktatörlerin ve sömürücülerin yanında tüar. Çevre zabıta ekibi, gençler ve emeklilerin katıldığı çevre temizleme svasmda çevrecüer çevreyi yer aldıgını gördük" diye konuştu. temizlerken, çevre sakinleri ise seyrettL (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) DSP'nin eski MKYK üyeleri Sami Doğan, Ertem Özdemir ve Ufuk Ataç, bir süre önce Genel Başkan Rahşan Ecevit'e verdikleri yazıh metnin "muhtıra" değil, bir tür "rapor" olduğunu savundular. Eski MKYK üyeleri, partide aktif çahşmaya katüacaklarmı da belirttiler. "Açık Sarı açıklanmadan kimse bana salata yaptıramaz!' SARI D E G I L ^ A C I K S A R I ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, anayasa referandumunda oylanacak siyasi yasaklılar listesini, Anayasa Mahkemesi'nin MÇP Genel Başkanı Abdülkerim Doğru'yla ilgili gerekçeli kararını gördükten sonra yeniden değerlendireceklerini söyledi. Siyasi yasakulann belirtildiği yasak listesinin yargı kararlan dogrultusunda gözden geçirilerek. yeniden ilan edilmesinin zorunlu hale geldiği belirtilirken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Orhan Onar, Doğru'yla ilgili gerekçeli kararın ancak haziran ayı sonunda hazırlanabileceğini söyledi. Anayasanın geçici 4. maddesi uyannca haklannda siyasi yasaklılık getirilen eski parlamenterlerden 13'ünün, haklarındaki bu yasağı yargı yoluyla delmeleri. Içişleri Bakanlığı'nca hazırlanarak 29 Nisan 1983 tarihli Resmi Gazeie'nin mükerrer sayısında yayımlanan yasaklılar listesini tartışma konusu yaptı. Bu listede yasaklı olarak görülen parlamenterlerden bir bölümünün haklarındaki yasağı tamamen ya da yarı yarıya ortadan kaldırmaları, anayasa referandumu öncesinde bu listenin yargı kararlan dogrultusunda gözden geçirilerek, yeniden hazırlanmasını gündeme getirdi. Ankara 3. Idare Mahkemesi, kapatılan C H P Gençlik Kolları Başkanı Hasan Belovacıklı ile kapatılan Nizam Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muammer Errver Özkan'ın 10'ar yılhk, MÇP Genel Başkanı ve kapatılan Nizam Partisi milletvekillerinden Abdülkerim Doğru'nun ise 5 yıllık siyasi yasağını ortadan kaldırdı . Idare mahkemesi, bu kararıyta birlikte bu üç eski siyasiyi İçişleri Bakanlığfnın yasak listesinden de çıkarmış oldu. İdare mahkemesi ayrıca, CHP Grup Başkan Vekilleri Coşkun Karagözoğlu, Metin Tiiziin, Senato Grup Başkan Vekilleri Orhan Vural, Erdoğan Bakkalbaşı, kapatılan AP Senato Grup Başkanı Cahit Dalokay. Yasokk tistesi beklemede Grup Başkan Vekilleri Orhan Çalış. Ergun Özkan, Meclis Grup Başkan Vekilleri Oğuz Aygiin ile kapatılan MHP Meclis Grup Başkan Vekili Ali Fuat Eyüboglu hakkındaki 10'ar yıllık yasağı da 5 yıla indirdi. . İdare mahkemesinin siyasi yasaklı parlamenterlere ilişkin bu kararlarından sonra Resmi Gazete'de yayımlanan "yasaklı parlamenterler litesi"nde değişiklik oldu. İçişleri Bakanlığı'nın yasaklı listesine göre sayıları 242 olan 10 yıllık yasaklı parlamenterlerin sayısı 23O'a düştü. Aynı listede 474 olarak belirtilen 5 >illık siyasi yasaklı parlamenterin sayısı ise 10 yıllıklardan eklenmelerle 484'e yükseldi. Referandum öncesi yasaklı parlamenterler listesinin değişikliğe uğradığı ve gözden geçirilerek yeniden ilan edümesi gerektiği şeklindeki görüşlere ilişkin bilgisine başvurulan İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, şöyle dedi: "Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını görüp okuduktan sonra siyasi yasaklıların bulunduğu listeye ilişkin bir değerlendirme yapacağız. Anayasa Mahkemesi'nin karanna iiişkjn bizim duyduklarımız da harici bilgilerdir. Mahkeme kararının neyi emrettiği gerekçeli karan okuduktan sonra ögreneceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Halen bakanhkta yasak listesine ilişkin herhangi bir caİLşmamız yok. Liste konusunda bir değeriendirme yapabilmek için gerekçeli kararın mahiyetini bilmek gerekir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Orhan Onar, MÇP Genel Başkanı Abdülkerim Doğru'ya ilişkin gerekçeli kararın ancak haziran ayı sonunda hazırlanabileceğini söyledi. Onar, konuya ilişkin bilgi verirken, şöyle dedi: "İdare mahkemesi karan, Doğnı'yu listeden çıkarmış. Başsavcı diyor ki, 'Yasaklı listesinde bulunan yasaklı bir kişiyi partiye almışlar, partiyi ihtar ederek bu kişiyi partiden çıkarmalarını sağlayın' Biz de diyoruz ki, bu kişi mahkeme kararıyla listeden çıkanlmış. O karar da temyiz edilmemiş, kesinleşmiş. Hukuken Abdülkerim Doğru. listede yer almıyor, yani yasaksız. Yasaksız bir kişi, parti üyesi de olur, genel başkan da. Ama bu karar, yalnızca Doğru için geçerli." Akbulut gerekçeli kararı bekliyor Pottik Yakovas ve Güv..~y Amerikadaki Rum Ortodokslann dini ttderi Başpiskopos Yakovas, dün Fener PütrikhanesVnde, Patrik Dimitrios'un yönettiği pazar ayinine katüdu Başpiskopos Yakovas, Heybeliaaa Manastın'nda bugiin düzenlenecek büyük ayine de katıldıktan sonra, 9 haziran salı günü, Atina'ya gitmek üzere Türkiye'den aynlacak. (Fotoğraf: StSA KOLOGLU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle