27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 8 HAZİRAN 1987, TCDD'nin saatte ortalama hızı 25 küometreye düştü ANKARA (ANKA) Yuk ve yolcu taşımakrında demiryoBannın tCm Turlriye p»p»v<plci ortalama hızuun 25 kilometre dolaymda o l d u ^ ögreniküUbjünı» BaluudıJı'iKİan bir üst dözey yeliciii, hızlı tren uygulamasi çabalannın, tüm hatlardaki hızı gulünç düzeye düşürdüğünü öne surdü. Trenlerin ortalama hızmdaki düşüşu, tek hatiı yoDarda Ankara, tflanbui, tznsr, Kayıeri gü» mtrVrriere konan *M«Tİ Irea" uygulamasaun "jeçiş i c t i M t t a " nedeniyie diSer trcnleri geciktirmesine ve yetersiz olan demiryohı h»Hynnnı hâlâ 50 yü öacesioin leknolojisiyle idare edilmeye ^ı«yim»«nn> baglayan yetkili, bunun yfik tapmacüığraı oiurnsuz etkilediğint beürtti. Bakanlıklarda atamalar ANKARA (UBA) Çeshli takanhklarda atamalar yapüdı. Üst (Ittegy bOnAlrthir gTMHKİa yitpfaff Jtt»m»1aT anmnııtla (ıflmrflkler Oead MOd&rHttffne Matttfa G o n u , Arsa Ofiji Gend Müdör lfcrdımolıgı'na Gif*y Aei, DemiryoBan, Lunanlar «e Hava Meydanlan tnşaat Genel Müduriüp'ne Ajtrida Akaf&n getiıüdi. Resmi gazete'de yayımlaıtarak yürürlüğe gjren diger atama kararlanna göte ise Mîlli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhjı BaşmOfettigligi'ne Saim Erdm, Vakıflar Gend Müdüriüğfi VakıfUr Meclisi üycligıne Gazi Ümmstesi tktisadi ve Idari tlnnkr Faktlbes Ogretim uyekrinden Doç. Dr. K n » 1 Çer&, Antalya Miffi Egitinı Gençtik ve Spor Müdürlüğü'ne ise Eaa4 S«tc»« ataodt. ANKARA (a.a.) Bedensel Engellileri Guçlendirme Vakfı tarafmdan, 1525 yaşlan arasındaki özürlülere beceri kazandıracak Mesleki Rehabilitasyon Merkezi, yarın Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafmdan açılacak. a x muhabirinın edindigi bilgıye göre, deneme niteliğinde çâlışmalarını sürduren Mesleki Rehabılitasyon Merkezinden halen 60'dan fazla bedensel özürlu yarartanıyor. Beceri Kazandırma Kursları, Devlet Bakanlığı'run koordinatörluğunde, Milli Eğitim Mudürluğu 11 Beceri Kazandırma görevlileri tarafından yurutüluyor. Kurslar dikiş, trikotaj, dokuma, bilgisayar, elektronik ve torna tesviye alanlannda sürdürulüyor. 3 ile 8 ay suren kurslarda özürlülere gumüş ışlemesi de öğretüecek. Özürlülere Beceri Merkezi Miniklehn bale resitali tvnir Dokuz Eylül Anaokuht'nun düzenUdiği balt rtdtaünde 46 yaş grubu öğrencüeri, ana ve babalarma göıkamaftıncı bir gösteri sundular. Von tVeber'den Dansa Davet, Tchaikovsky'den Mavi Kuf, Mbük Kuğular, Ravel'den Atej Dansı'ntn yer aldığı redtalde, küçük baUrinler beklenenin çok üzerinde bir başan gösterdüer. öğretmaüeri Katya Beresit'tn hazırlayıp sahneye koyduğu bale gösterisinde, çocuklar kadar anne ve babalann da heyecanh olduklan gözlendi. Fransız TV'sinde 23 Nisan şenlikleri PARİS (Cukvıiyet) 23 Ülkeden çocuk topluruklannın katrfdığı bu yılki 23 Nisan Çocuk Bayramı $enlikleriyle ijgffi Fransız televizyonunca çekilen bdgesel tetevizycmun 3. kanab FR 3te dün gösterüdi. Mosaique adlı pazar sababian göstenkn Fransa'da çabşan yabana işçi gruplannca bOyük Ugiyle izlencn programın bu baftaki b6lümü 23 Nisan kutUmalanna aynldı. FR 3 objekafı şcnliklere katılan ve iki deği$ik yöreden gden iki Fransız çocukffTtt&ufiiısrfnın y^ın* ız* leyerekbubdgadfilmisaçdclcştirdi. Barış Manço'nnn "Şchrazat" ve "Afkada«M E#ek" sartalan da gösterildi. Denize uçtu htanbul Haber Scrvisi Calatasaray'ın şampiyonluk maçının coşkusu içinde unceki akşam htanbul'u turlayan 6 kişilik bir grup, aşın hız nedeniyle Kazlıçeşme kavşağında denize uçtu. < Gece saat 03.00 sıralannda Bakırköy yönünden Eminönü'ne '' doğru gitmekte olan Hakkt Oz yönetimindeki 34 RE 961 plakalı Doğan marka otomobil Kazlıçeşme kavşağına geldiğinde aşın hız nedeniyle virajı alamayarak denize uçtu. Şans eseri hafıf yaralarla kurtulan Hakkı öz, Necati PortakaL, Ğnder Korkmaz, Mustafa özcan ve Kadir Başar Haseki Hastanesi'ne kaldınlarak ayakta tedavi gördüler. Kaza sırasında otomobilde Onemli Olçüde hasar meydana geldi. (ASENA ÖZKAN) HABERLERİN DEVAMI llginç Bir Dönem (Baftarafi 1. Sayfada) "zafsr" olacaktır, zira 12 Eytül'ün damgasını taşıyan MDP ve HP'den sonra ANAP da politika sahnesinden silinecektir. Süleyman Demirel'in gönlünde yatan herhalde budur. Böylesi bir olasılık var mı? ANAP'ın öyle kolayca tabelasını kaldınp kısa zamanda arşive intikal edeceğini öne sürmek, biraz fazla ıddıalı bir yaklaşım olur. Bununla birlikte iktidar partisinin şimdilik iniş grafiği çizdiği, gittikçe vaygınlaşan bir izlenimdir. ANAP'ı bugüne kadar desteklemiş olan iş çevrelen dahil bazı etkili odaklarda bu durumun yarattığı bir şaşkıniık havasından söz edilebilir. özellikle enflasyonun patlamasından sonra Başbakan Özal bu çevrelerde, geçmişten çok tarklı olarak, artık açıktan açığa iyice eleştirilmeye başlanmış bulunuyor; hatta geçirdiği bypass ameliyatının, davranışlanna donük sürpriz etkileri bile tartışılabiliyor... Bütun bunlar, ANAP'ın görüntüsünün hiç de ryi olmadığını vurgulayan belirtilerdir. Bugün için giderek güçlenen genel izlenim, ANAP'ın tek başına iktidar olmasının artık çok güç olduğu yolundadır. DYP'nin az farkla da olsa birinci parti niteliğini kazanmasının ise ANAP açısından sonun başlangıcı olacağı öne surülmektedir. Bu ihtimal yabana atılamaz. ANAP 12 Eylül'ün özel koşullarında seçim kazanmış ve partileşmesini "iktidar olmaya" dayamış bir siyasal kuruluştur. Bu yüzden ikinci parti durumuna düşmesi, ANAP'ın sonunu hızlandırabilecektir. Bu koşullarda ve enflasyonun boytesine patladtğı bir ortamda Başbakan Özal yine de erken seçime gidebilir mi? Yoksa bazılarının tavsiye ettiği gibi vazgeçebilir mi? Vazgeçerse, frenleri gün geçtikçe laçkalaşan bir ekonomiyle ne yapacaktır? Kemerleri sıkmaya yönelebilir mi? Yönelse bile bunu ne kadar sürdürebilir? Çünkü en çok bir buçuk yıl sonra yine seçim vardır. Seçimi 1988'e bırakır Iıısaıı Hakları Derneği: Genel af çıksın İnsan Hakları Derneği bildirisinde idam cezasının kaldırılması, işkenceye ve benzeri insanlık dışı uygulamalara son verilmesi ile ayrım yapılmadan genel af isteği dile getirildi. ANKARA (UBA) İnsan Hakları Derneği, ilk genel kurulu sonucunda yayımlanan bildiride, idam cezasının kaldırılması, işkence ve benzeri insanlık dışı uygulamalara son verilmesi ve suçlar arasında ayrım yapmayan bir genel affın zaman geçirilmeden çıkarılması istendi. Genel kurula sunulan raporlarda 12 Eylül 1980 harekâtından bu yana en az 169 kişinin hapisanelerde ve polis karakollarında öldüğü, ayrıca yaklaşık 240 bin kişinin de tutuklandığı ya da gozaltına alındığı bildirildi. İnsan Hakları Derneği bildirisinde, insan haklarının temelinin, "tüm insanlann ırk, renk, cinsiyet, dil, din, mezhep, siyasal ya da toplumsal köken, servet ya da herhangi başka bir dunımdan dolayı aynm yapılmaksızın hak ve ozgürluklerden yararlanabilmesi" olduğu belirtilerek şöyle denildi: "İnsanın maddi ve manevi kişiliğini yok eden, insan onuru ile bağdaşmayan işkence ve benzeri insanlık suçu uygulamalanna son verilmelidir. Hiçbir gerekçe, bu uygulamaları haklı gösteremez. Ceza ve tutukevlerinde insanlann bedensel ve ruhsal saglıgını yok eden, onları havalanma, beslenme, haberleşme gibi en temel gereksinmelerinden yoksun bırakan haksız ve hukuka aykırı uygulamalara son verilmelidir. Toplumsal bans ve güveni saglamak için suçlar arasında ayrım yapmayan bir genel af, zaman geçirilmeden çıkanlmalıdır. Savunmaları bile alınmadan keyfi işlemlerle cezalandırılan 1402'liklerin ve polis fişlemeleri ile haklarından yoksun bırakılanlann uğradıkları haksızlıkları giderecek düzenlemeler yapılmalıdır. En temel insan hakkı olan yaşam hakkını ortadan kaldıran idam cezası ve insan vaşamına yönelmiş diğer baskıcı yöntemler yasalardan çıkanlmalıdır." Bildiride, temel felsefesi bakımından özgürlükçu değil, yasakçı olan 1982 Anayasası'nın Turkiye'de insan haklarının tam anlamıyla gerçekleşmesine engel olduğu, insan haklarının ancak laik bir ortamda gelişebileceği, eğitim, öğretımın özgürlükçu ve laik bir temele dayanmasının demokrasi için zorunlu goruldüğü bildirildi. Biidiride, birtakım sınırlamalarla bile olsa Avrupa İnsan Hakları Topluluğu'na bireysel başvuru yolunun açılmasının yalnızca olumlu bir ilk adım olarak karşüandıgı bildirilirken, ay : nca Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi'nce kabul edilen irt san haklarıyla ilgili sözleşmelerf Türkiye'nin onaylamamaktaki ısrarı da kınandı. Genel kurulda aynca 12 EylüJ 1980'den bu yana en az 169 kişinin hapishanelerde ve polis karakollarında öldüğu bildirildL Konuşmacılar, 1980'den bugüne kadar yaklaşık 240 bin kişinin tutuklandığı ya da gözaltına alındığını bildirdiler. sa bu defa "seçimden kaçıyor" diye özetlenebilecek muhalefet baskısına nasıl dayanacaktır? Bize kalırsa, tutulacak en akıllıca yol, yasaklann kaldırılması ve erken seçime gidilmesidir. ANAP dört yıl içinde gerek parti gerek hükümet olarak fazlasıyla yıpranmıştır. "Özal ekonomisi" insanımızı yeterince ezmiş ve bunaltmıştır. Üstelik 12 Eylül'ün geiirdiği demokrasiye aykırı kurumlar ve düzenlemeler, yaşanan gerçeklere uzunca zamandır ters düşmektedir. Bu gıbi durumlarda halkın oyuna başvurmak sağduyunun gereğidir. Ülkemiz, demokratikleşme sürecinde gerçekten ilginç bir döneme giriyor. Halefoğlu: Rumlar oyundan vazgeçsin (Baftarafi 1. Sayfada) sonra da verilmesi niyetinde olmadığını" vurguladı. Bakan Halefoğlu, Kıbns sorununa ilişkin Sovyet girişımı konusunda, "bu ülkenin ve nye olduğu BM Güvenlik Konseyinin. De Cuellar'a r>i niyet görevi verdigini" anımsatarak, "Madem ki o görev Perez de Cuellar'a verilmiş, yapılacak en i>i iş, onu deslekletnektir" dedi. Halefoğlu, "Türkiye ile iyi geçinmek, Tıirkiye1nin dostluğunu saglamak, Yunanistan için en biiyiik kozdur" diye konuştu. Halefoğlu yaklaşık 1.5 saat süren basm toplantısında, BM Genel Sekreteri'nin 29 Man 1986 tarihli teklifınin Türk tarafınca kabul edildığini, Rum kesiminin ise teklife yanıt vermediğini anımsattı. Rum kesirainin, işin "propaganda yönii" üzerinde durduğunu beiirten Halefoğlu sözlerini şoyle surdurdu"Giiriiltünün kaynağı aynıdır. Kaynak Kıbnslı Rumlar ve YunanisUn'dır. Zaman zaman Turkiye'ye gelinmiş ve denmiştir ki 'Aman ne olur Kongre'yi yatıştırmak için, dünyadaki irnajı düzeltmek için bir miktar asker çekin! Geçmişte bu da yapılmıştır. Ama uzun vadeli düşünulduğünde bunlann hepsi bir bahaneden ileri gitmemiş«ir." Halefoğlu, Kıbrıs'taki Türk gucü konusundaki değerlendirmesini uç noktada şöyle topladı: 1) Kıbns'taki Türk kuvveüerinin varlıgı ve düzeyi, Kıbns'taki Türkleri koruyacak seviyede olmalıdır. 2) Zaman zaman sırf dostlarımızı memnun etmek için yaptığımız jestler hiçbir yarar sağlamamıştır. 3) Kıbns'taki Rumlann silahlanmasından hiç bahsetmiyorlar. CHdukça kuvvetli gelişen bir silahlı kuvvete kavuşmakladırlar. Şimdi tank satın alma sevdasına kapüdılar. Füze satın aldılar. Kıbns'a islediginiz zaman asker gonderebilirsiniz diyorlar, mesele bu degildir. Mesde mahallinde mevcut olan kuvvet dengesinin bozulmamasıdır. Bozuldugu takdirde daima bir macerayla karşı karşıya kalınabilir. Bunun için biz Kıbnsta bir daha bir maceraya meydan %ermeyecek bir kuvvel bulundurmamızın herkesin yaranna olacagına inanıyoruı. BM Genel Sekreteri'nın raporunda yer alan tank sorusuna ilişkin Halefoğlu şunları söyledi: "Orada bir modemizasyon sırasında tanklann gidişi, dönuşu sırasında belli bir artma olmuş gibi gözükebilir. Ama ben oradaki kuvvetimin hesabını kimseye vermek zorunda degilim. 1974'ten bu yana benim şu kadar askerim, şu kadar topum var diye hesap vermiş degilim. Bundan sonra da vennek niyetinde degilim." Halefoğlu, yine genel sekreterın raporunda yer alan Maraş'ta bir binanın açılması konusunda da, "Maraşta açılan bir tek bina. O da üniversitedeki çocuklann yurt ibtiyacını karşılamak için" dedi. Halefoğlu, Perez de Cuellar'ın son raporunda yer alan ve daha öncekilerden farklı yorumları konu alan bir sonı üzerine, "Bu kadar çabuk dönmedim. 29 marttan ben bu iş oluşmaktaydr dedi. Sadece Amerika'nın değıl, Avrupalılann da propaganda yoluyla Perez de Cuellar'ı etkilediğini kaydeden Bakan. "Propagandayı öyle bir hale getirdiler ki, Birteşmiş Milletler Genel Sekreteri'ni de boyle bir rapor hazırlamaya zortadüar. Kolay çozumler peşinde koştular. Eger Kıbns meselesini haüetmek istiyoriarsa, boyle oyunlardan vazgeçerler. 29 Mart 1986 tekliflerini Rumlara da kabul eltirirler, iki tarafı masaya oturiurlar, Kıbns meselesini hallederler. Ama halletmek istemijoriar" dedi. Halefoğlu, butun dunya Kipriyanu'yu başkan olarak tanırken, tüm mali yardımlar Kıbnsh Rumlara giderken, Kıbns Rum kesiminin Türklerle paylaşmak istemediğini vurguladı. Halefoğlu, Yunanistan'a şöyle seslendi: "Türkiye ile iyi geçinmek, Turkiye'nin dostluguna sahip olmak Yunanistan için en buyuk kozdur. Bunu yavaş yavaş idrak etmeve başladıklanna dair çok küçük de olsa bazı işaretler göniyoruz. tki ulke arasında mesajlann teati edilmekte olması bir >umuşamanın işareti olarak tefsir edilebilir." Bakan Halefoğlu, Sovyetler Birliği'nin Kıbns sorununun çözümu için uluslararası konferans toplanması önerisinde neden ısrarlı olduğu yönündeki bir soruya, şu yarutı verdi: "Sovyetler Birİiği Güvenlik Konseyi'nin bir uyesidir. Konsey, BM Genel Sekreleri'ne iyi niyet görevi vermiştir. Neden bu görevi göz ardı edip, yeni tekliflerk onaya çıkalım. Madem ki o gorev Perez de Cuellar'a verilmiş, yapılacak en iyi iş onu desleklemektir. Ortadogu sorununa ilişkin bir konferansa gösterilen egilim Sovyetleri Kıbns'ta da önerilerini tekrarlama cesareti içine soktu." Türkiye açısından önumuzdeki dönemin Kıbns yönünden guç bir dönem olup olmayacağı sorusu uzerine, Halefoğlu şu karşıhğı verd\: "Kıbns konusunda dünıst ve doğru bir politika izliyonız. Genel sek{eterin iki onertsini de kabul ettik. Bizim dışımızda hoş olmavan bazı gelişmeler olutorsa bunlan da sonuna kadar tahlil edip uğraşıp ne cevap verecegimizi hazırlayacagız. Türkiye^ nin bolgedeki durumu onadadır. Bolgede istikrar unsurudur. Türkiye1 yi luzumsuz yere zayıflatmak acaba kimlerin yaranna hizmel eder. Herhalde bunlann düşunulmesi lazımdır.' Halefoğlu, GAP'ı gezen yabancı dıplomatlann son derece etkilendiklerinı belırtti Bakan, GAP projesiyle Sun>e \e Irak'a bırakılan su mikıannı ilgilendiren bir soru uzerine, şu yanıtı verdi: "Su tutmamız bunlann da (Suriye ve Irak) lehinedir. Bol olduğu zaman milyarlarca melre küp suyu bir haznede topluyoruz. Lazım oldu zaman kullanıyonız. KomşulanmLuı. elbelteki haklaruu ytmemiz mumkun degil. Onlara da bu kanıyı vermek zorundayız. Yalnız onlann da Türkiye'ninraenfaatlerineaykın harekellerde bulunmalannın kendi vararla^ nna olmadığını anlamalan icap eder.. Yani iki komşu ulkenin birbirlerinin problemlerini anlavarak birbirine zıt polilikalar degil. birbirine uyumlu politikalar geliştirmelerinin yarartı olduğunu anlamalarına yardımcı. olur. Bu projeler daha iyi zamanlatda suyu vermemizi kolavlaştıracaklır." Bakan Halefoğlu, Türkiye ve Surıye arasında su, doğal gaz takası konu alacak bir ücarete ilişkin kendısine henuz bilgı gelmediğim belırterek, »Bir yakışOrm» olabitir de<îir Halefoğlu, sozlerıni şyole surdurdu: . "Eger bir gun fazla suyumuz olur" sa ve bir takas yapmamız icap ederse nihayet su da bir metadır. Onu da duşünmememiz için bir neden gormuyorum. Yani kendi suyumu eger bir şey karşdıgında vennek icap ederse onu da duşünmemek için bir sebep görmuyorum." Bakan Halefoğlu daha sonra, Baş^ bakan Ozal'ın Barış Suyu projesint; ilişkin bilgi aktardı. Antakya'da tu^1 rıstik ziyaretleri tamamlayan Bakan Halefoğlu ve yabancı dıplomatlar dun akşam başk^nte dönduler. (ieray: Dfl, ldmsenin (Baftarafi 1. Sayfada) liklerinin durdumlduğuna dikkat çeken Geray, kurulması yasak dernek kurma girişiminde bulunmak gerekçesiyle haklannda kovuşturma açılabilecegini ve derneğin kapatılması için mahkemeden karar istenebileceğini kaydetti. Geray, "Dilerim ki, cumhuriyet savcılıgı, valiligin bu kapatma ve suç duyunısu yazısını u>gun görmeyip takipsizlik karan verir. Etkinliklerimiz yeniden başlar" dedi. Geray idare mahkemesinden yurutmenin durdunılması karannı isteyeceklerıni kaydetti. Geray, dernek kurma hakkının, Avrupa insan Hakları Sozleşmesinde temel hak ve ozgurlukler kapsamı içinde guvence altına almdıklanru vurgulayarak, "Bu hakkırruzı kullanmak için sonuna kadar yasal yollara başvuracagu. Tiırkiye'dc adli mahkemeler bu haklanmızı saglamazsa bireysel başvunı hakkımız dogmuş olacak" biçıminde konuştu. Geray, "Türk dilinin özleşmesine ve gelişmesine katkıda bulunmak ve Ataturk'un başlattığı dil devrimini sürdürmeyi amacımn, nasıl Dernekler Yasası'nın, kurulması yasak dernekleri düzenleyen S. maddesi kapsamı içinde goruldüğü anlaşümaınaktadır" diyerek sözlerini şoyle surdurdu: "Öte yandan, birçok kamu kuruluşunun, hatta bakanlıklann yanı başında, onlann görevlerini üstlenmiş ozel kuruluşlar yer almışken. Türkİslam sentezi gorüşü dogrultusunda Türk diline Osmanlıcayı egemen kılma çabası içine ginniş olan, arnacından saptınlmış yeni Tük Dil Kurumu var diye, Türk diline Ataturk'ün başlattığı dil devrimi dogrultusunda katkıda bulunmak amacıyla kunılan Dil Dernegi'nin 'kurulması yasak dernekler' içinde sayılması, yasalan keyfi yorumlamadır. Yasalann kişilere göre uygulanmaya çalışılmasımn çarpıcı bir ornegidir. Milli Eğitim Bakanlıgı'nın yamnda bir süru ozel okul var. Turk Eğitim Demegi okul açabiliyor. Derneklerin sivnsetle ugraşması yasaklandıgı halde Aydınlar Ocağı, iki parti arasında yakınlasmayı açıkca kamuoyuna duyuruyor. Niçin hakkında suç duyunısu yapılmıyor?" Gerav yürurlükteki anayasada, Dernekler Yasaa'nda ve Atatürk Kultür Dil ve Tarih Yuksek Kurumu Yasası'nda Turk dilımn gelişmesine ve ozleşmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulacak bir derneğin yasak olduğu ve boyle bir derneğin kurulamayacağı konusunda bir huküm olmadığını bildirdi. S ! DÜĞÜNDE Vaü Nevzat Ayaz, 1. Ordu Komutam Org. Recep Ergun ve Kara Kuvvetleri Komutam Org. Necdet Oztorun damat ve gelinle. (Fotoğraf: YALÇIN ÇAKIRJ EKONOMIN0TLAR1 ' OSMANULAGAY (Baftarafi j}. Sayfada) yüzde 40'larda tutmanın bile zorlaşabileceği görülüyor. ' • Enflasyonu besleyecek uygulamalar arasında parasal ge nişleme ve emisyon artışları onemli bir yer tutuyor. 1986 so* nunda 1.9 trilyon dolayında olan emisyonun yılın ilk beş ayında yüzde 36 artarak 28 mayısta 2.6 trilyonu bulmuş olması ve Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemlerine başvurarak bankalara kaynak enjekte etmek zorunda kalması, emisyonun iyice kontrokjen çıkabileceğini düşündürüyor. TMO'nun tahıl alımlarına baslamasıyla birlikte bu cephede yeni zorlamalarla karşılaşılması da uzak bir olasılık gibi gorünmüyor. • Devietin gelirleriyle giderieri arasındaki uçuaımun giderek açıldığı, yılın ilk üç ayı sonundaki bütçe açığının 1 trilyon lirayı astığı belirtiliyor. Bu acığı kapatmak için emisyona seçenek olarak geliştirilen iç borclanma operasyonunun da bugünkü biçimiyle enflasyonist etki yaptığı, geçen hafta yayımlanan TÜSİAD'ın "İç Borclanma" raporunda ortaya konmuş bulunuyor. Bu yılın ilk beş ayında Hazine bonosu ve devlet tahvili satışı yoluyla gerçekleştirilen iç borçlanmanın 1.7 trilyon gibi dev bir büyüklüğe eriştiği ve TÜSİAO Raporu'nun yıl sonu tahmini olan 4 5 trilyonluk iç borç stoğuna kolaylıkla erişilecegi anlaşılıyor. Yüksek faizle bu çapta bir iç borçlanmaya gitmenin enflasyonu besleyici etki yapması kaçınılmaz görünüyor. • "Bugün gelinen noktada paradan kaçışt önlemek ve bekleyişleri karşılamak için mevduat faizlerinin arttırriması ve kur ayartamalannm hızlandınlması kaçınılmaz oldu" diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu arada, doyize endekslenmtş tahvil ihracının gün meselesi olduğu belirtiliyor. Bu yondeki önlemlerin sonuçta gene enflasyonist bekleyişleri besleyici ve kurumsallaştırıcı niteliği olabileceğini unutmamak gerekiyor. • Türkiye'nin geçen yıl ortalama 145 dolardan aldığı ham petrolün varil fiyatı halen 1819 dolar arasında seyrediyor. Petrole zam yapmama polrtikasının bu durum karşısında ne kadar sürdürüteceği tartışma konusu. Boyle bir zammın yapılması halınde, bunun da buna bağlı olarak yapılacak zincirieme zamlaria birlikte fiyat artışlarını körüklemesi olası görünüyor. • Petrol fıyatlannın artmaya baslamasıyla birlikte Türkiye1 nin, geçen yıl ithalattan sağladığı 1.5 milyar dolar mertebesindeki tasarrufu bu yıl sağlaması olanaksız görünüyor. öte yandan ekonominin büyüme sınırlannı zoriayan temposu da ithalatı arttırıcı etki yapıyor ve özellikle nisan ayı ithalatı bu konudaki ilk tehlike sinyallerini veriyor. Nisan ayında ihracatımız yü^ de 2i artarken tthalatın yüzde 27 artması ve dış ticaret açii nin 382 milyon dolara tırmanması, bu cepheden de ekonominin zorianabileceğini gösteriyor. • Bütün bunlar olurken özellikle bazı alanlarda örneğin otomobil gibi hızlı üretim artışlan olduğunu, buna karşın şahlanan talebin gerisinde kalındığmı ve ikili fiyatlar oluştuğunu biliyoruz. Enflasyonun kontrolden çıkma belirtileri gösterdiği, enflasyonu besleyecek gelişmelerin birbirini izlediği, rthalatın ihracattan hızlı arttığı, paradan kaçışın hızlandığı, bazı piyasalarda ikili fiyatların oluştuğu, devalüasyon beklentilerinin yaygınlastığı ve hemen her alanda belirsizliğin arttığı bir ekonomiyi "sağlıklı" saymak olanaksız. Bu bakımdan rvedi olarak bir şeyler yapmak gerekiyor, ama gerek politikanın gerçekleri gerekse dümendekilerin şaşkınlığı, gerekenin yapılmasını güçleştiriyor. Şükrü Balcıldan yılın düğünü FÜSUN ÖZBtLGEN Istanbul eski Emniyet Mudürü iken 12 Eylül döneminde rüşvet suçu ile yargılanıp beraat eden Şükrü Balcı, dün akş.arn Harbiye Orduevi salonlarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ürug'dan işadamı Vehbi Koç'a kadar her kesimden tanınmış kişilerin katıldığı görkemli bir düğün ile oğlunu evlendirdi. Şükrü Bala'nın oğlu işadamı Ertuğrul Bala ile Sinem Balaban'ın nikâh töreninde damadın şahitliğini Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, gelinin nikâh şahitliğini ise işadamı Vehbi Koç yaptı. Kara Kuvvetleri Komutaru OrgeneraJ Necdet Öztonın, Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Recep Ergun, tstanbul Valisi Nevrat Ayaz, tstanbul Emniyet Müdüru Ünal Erkan, işadamı Cevher Ozden, Erol Aksoy gibi isimlerin dikkat çektiği düğünde davetlilerin gönderdiği çelenkler salonu ve giriş holünü çepeçevre sardıktan sonra binanın dışına taşmış ve garaj girişine kadar dizilmişti. Harbiye Orduevi'nin garajı ise lüks otomobillerin istilasına uğramıştı. Davetlilere nikâhtan sonra somon balığı füme, karides, dil füme, lakerda içeren zengin bir ordöv tabağı, yeşil sebze ile garniturlü pilavlı soslu et ve vişne dondurmah meyve salatası ikram edildi. Viski dahil her çeşit içkinin verildiği yemekten sonra gelin ve damat 6 katlı beyaz bir pastayı kestüer. Muazzez Abacı'nm kalabalık bir saz heyeti eşliğinde şarkı söylediği davette geceye, Harbiye Orduevi'nde geçirmekte olan Başbakan Turgut Özal'ın da katılması beklendi, ancak özel dairesinde seçim sonuçlannı izlemekte olan Özal düğün salonuna inmedi. Şükrü Balcı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden alındıktan sonra Dışişleri Bakanlıgı emrine verilmiş ve ABD'de görevlendirilmişti. Balcı hakkında ABD'de bulunduğu sırada meşhur babalardan Dündar Kılıç, gazinocu Fahrettin Aslan ve Hüseyin Cevabiroğlu ile birlikte, çeşifli kişi ve kulüplerden rüşvet aldığı savıyla dava açılmıştı. Bu yargılama sırasında Turkiye'ye çağrılarak açığa alınan Şükrü Balcı beraat etmişti. Balcı daha sonra merkez valiliği görevine atandı. Halen bu görevini surdüren Balcı, düğünde Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atanması konusundaki bir soruya, "Ben valiyim ve görevime devam ediyonım, gidersem de başka bir yere vali olarak giderim. Emniyet Miidiirluğü veya Genel Müdürlüğü'ne atanacağım yolundaki sözler uydurmadır" yanıtını verdi. Bu arada damat hrtuğrul Balcı da yaptığı işin ne olduğu sonısuna "Kanştırmayın orasını, işadamı deyin yeter" yanıtını verdi. Anayasaya (Baftarafi 1. Sayfada) Yazımda gorevlendirileceklerin, yazımdan bir gun once de yazım yapacakları bölgeyi görmeleri esasırun getirildiğini kaydeden Elçin, siyasi partilenn yazım ekiplerine birer temsilci verebileceklerini açıklacb. Elçin'in verdiği bilgiye göre, yazımlarda 250 bin dolayında kişi görev yapacak. KÜTtGE YAZILACAKLAR VE YAZILMAYACAKLAR YSK Başkanı Muammer Elçin, a.a. muhabirinin seçmen yaşı ve yazım dışı bırakılacaklarla ilgili sorusunu şöyle cevaplandırdı: "Son değişiklikle seçmen yaşı da dikkate alınarak, halkoylamasının yapıldığı yılda, ay ve gün besabına bakümaksızın 20 yaşına giren her Türk vatandaşı, halkovlamasına kaülma hakkına sahip olduğundan kiitüğe kaydedilccektir. Referandum, 6 Eylul 1987 tarihinde yapılacağına gore, 1968 doğumlu olanlara kadar (hangi ayda ve giinde dogmuş olurlarsa olsunlar, 1968 dogumlular dahil) kutüge yazılacakur. SUah alhnda bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşlan, askeri ögrenciler, ceza infaz kunımlannda hukümlü veya tutuklu olarak bulunanlar, kısıtlı, kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar ile 7 Kasım 1982 guniı yapüan anayasa halkoylamasına mazereti olmaksızın katılmayanlar seçmen kütügüne yazılmazlar. Anayasa halkoylamasına mazeretsiz katılmayanlann. kutüğe dahil edilmemesinden ilçe seçim kurulu başkanlan sonımludur." SANDIK SEÇMEN LİSTELERİ YSK sandık seçmen listelerinin askıda kalma suresini de 7'den 10 güne çıkardı. Buna göre, 15 ağustos cumartesi gunü askıya çıkanlacak sandık seçmen listeleri, 24 ağustos pazartesi gunü saat 17.00'ye kadar askıda kalacak. Listelere bu sure içerisinde itiraz edilebilecek. YSK BaşkanrElçin, askıya çıkarılan listelerin bir orneğinin de o ılçede teşkilatı bulunan siyasi panilere verileceğini, bunun da kutüklerin sağlıklı hazırlanmasına katkı sağlayacağını soyledı. 8mahkum (Baftarafi 1. Sayfada) doğumlu), Şakir Ipek (1962 Çorum doğumlu). Aydın Mandak (1960 Samsun doğumlu), Selim Erhan(1954 Samsun doğumlu), Adnan Keskin(1957 Artvin doğumlu) Huseyin Özpınar (1960 Samsun doğumlu), Selim İJnay (1958 Amasya doğumlu), Nejat Övel (1953 Sinop doğumlu). Kaçanlann suçlan konusunda bir açıklama yapılmadı. Abnan bilgiye gore, Erzincan (1) Nolu Asken Cezaevinde dun sabah yapılan sayım sırasında ortaya çıkan kaçış ola>ı şöyle gerçekleşti: 5'i ölüm, 3"u omur boyu hapis cezasına çarptırıldıkları ileri surulen 8 mahkum, 23 yıldır kazdıkları sanılan bir tunelle cezaevi kanalizasyonuna ulaşmayı başardılar. Oldukça geniş olan kanalizasyonun içınden geçerek cezaevinin uzağında açık arazıye çıkan 8 mahkum, daha sonra izlerini kaybettirdiler. Olayın ortaya çıkması uzerine Erzincan ve yöresinde olağanüstu güvenlik onlemleri alındı. Çevrede yer alan tum koylere güvenlik guçlerince baskın yapıldı ve tek tek arandı. Bu arada 3. Ordu Komutam Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, (1) Nolu Cezaevi'ne giderek incelemelerde bulundu. Olay nedeniyle gorev li askerlerin dışarıyla ilişki kurması yasaklanırken, cezaevi bahçesinde bekletildiklen oğrenildı. Erzincan Valisi Metin Ilyas Aksoy, konuyla ilgili olarak Cumhuriyet muhabirine, "Askeriyeyi ilgilendiren bir olaydır. Bu konuda açıklama yapamam. 3. Ordu'dan bilgi alnıamz gerekir" dedi. Zarifoğlu öldü Yugoslav turist uyuşturucu komasına girdi htanbul Haber Servisi Balat'ta önceki gece bol miktarda uyuşturucu hap aldığı için trafık kazası geciren bir Yugoslav turist Çapa Tıp Fakültesi'nde midesi yıkandıktan sonra taburcu edildi. Fatih Balat Şişhane Caddesi Avabey Mahallesi'nde saat 21.30 sıralannda Zastava marka san renkteki BG 589.073 plakalı otomobiliyle dolaşmakta olan bir kişi duvara çarparak kaza geçirdi. Bu sırada yakında bulunan Balat Karakolu'na bağlı iki polisin kazayı farkedip olay yerine gelmesiyle Yugoslav turistin aşın derecede uyuşturucu hap aldığı ve baygın halde bulunduğu belirlendi. Bunun üzerine Yugoslav turist hemen Istanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Dahiliye Servisine götürülcrek midesi yıkandı. İstanbul Haber Servisi TRT İstanbul Radyosu denetçilerinden Cahil Zarifoğlu dün İstanbul'da öldu. İstanbul Ünıvenitesi Edebiyat Fakültesi mezunu olan Zarifoğlu, TRT Genel Mudürlüğu'nde çeviri sekreterliği ve uzrnan olarak gorev yapmışu. 1985 yılından bu yana da İstanbul Radyosunda denetçi olarak göre\' yapıyordu İsaret Çocuklan, Vcdi Güzel Adam, Ins, Menziller, Korku ve Yakanş, Saraş Ritraleri, Bir Değirmendir Bu Dunya adlı yapıtları bulunan Zarifoğlu'nun cenazesi bugün öğle namazından sonra Beylerbeyi'ndeki Küplüce Mezarlığı'nda toprağa verilecek. (Baftarafi 1. Sayfada) dı etmek demokrasi ile bagdaşmaz'" dedi. Değiştirilmesi istenilen anayasanın 16. maddesi şöyle: "Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterligi bulunduğu halde hukuki veya fiili herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, anayasa, nin halkoylamasını takip eden beş >ıl içinde yapılacak genel ve ara seçimler ile mahalli seçimlere ve diger halkoylamalanna katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle