18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 1987 CUMHURİYET/13 Kahire Müzesi'nde bir güçlü kadın 1 Han ElHalili meydanına akşam düşuyordu. Aynı adı taşıyan ünlü çarşıdan çıkan, akla gelebilecek veya daha çok gelmeyecek her türlü küıkta, her cins giysi ve her çeşit renk taşıyan insan kalabalığı arasında, özellikle kadın ^yüzleri anyordum. Erkek giyimindeki ilkesizlik, kadında daha da çok belirginleşiyordu. Kimisi tümüyle kara çarşafa bürünmüş, kimisi gözlerini, kimisi ise yüzünü açıkta bırakmıştı. Kahire'nin modern semti Geziiah'da (Cezüe) görülebilen, Batüı gibi giyinmiş, saçı başı açık kadınlar, Kahire'nin belki en canlı köşesini oluşturan ve ünltl camimedrese külliyesi ElEzher'in yanıbaşındaki bu meydanda çok daha az göze çarpıyordu. Günümüz Mısır'ını oluşturan binbir çelişkinin, binbir zıtliğın, El Ezher'in Kuzey Afrika mimarisinin tipik kule minareleri tarzındaki siluetini belirginleştiren akşam fonu üstünde daha bir gizem kazandığı günün bu saatinde, meydanı dolduran kadınlar, kadın yüzleri arasında Özellikle neyi anyordum? Birden durdum ve soruyu somut biçimde kendi kendime sordum. Bilinçaltından bilinç düzeyine geçişim, bana neyi aradığııru anımsattı: Eskilerin "gayri ihtiyari" dediği biçimde, içgüdüsel olarak, o gün bütün öğleden sonramı geçirdiğim Kahire'nin ünlü müzesinde gördüğüm Nefertiti'yi anyordum günümüzün Mısır kadınında... Bir değil, birkaç da değil, birçok Mısır gerçeği vardı kuşkusuz... Günümüzün Mısır'ı için olsun, geçmişin görkemli, gizemli Mısır'ı için olsun... Ama bu gerçeklere ulaşmak için, bir kadının, ünlü, güzel, gizemli bir kadının yüzünü çıkış (veya, belki de vanş) noktası olarak almak, yerinde bir eylem olmaz mıydı? Nefertiti'nin peşinde Nefertiti... Bu ad bende hep gizli çağnşımlar yapmış, bilinçsiz düşler uyandırmıştı. 10 küsur yıl önce çok kısa (bir buçuk günlük) bir Kahire gezimde, gerçi savaş nedeniyle kapalı olan müzeyi görememiştim, ama oldukça üçkâğıtçı bir rehberin götürdüğü dükkândan, tyefeniti'nin kaymaktaşından bir büstünü almıştım... Içine konan küçük bir ampulle bir gece lambasına dönüşen bu baş, inanılmaz zariflikteki boynu, çekici profüi, upuzun başlığı ile o gün bu gündür salonuma süzme bir ışık verirken, beni Nefertiti üstüne binbir varsayım üretmeye, hayaüer kurmaya götürmüştü. Mısır lahitlerinin, Nefertitiyi ararken, Mısır'ın gelmişgeçmiş en dirayetli kadını Hatşepsut'a tutuluyorum ATİLL DORSAY Piramitler, Nil ve Kum İnsanlığın Şafağı MISIR ıııııııııııınıııııııııın ' & llllllllllll MİÎIİTIİI serefine layık bulmadığım için değil... Tersine, o kara çarşaflann arasından gözukse bile, Mısır kadınlarının sürmelerin arasından işveyle, nazla bakan gözleri (hâlâ) çok güzeldi, burunlan (Kleopatra'nınki gibi) artık dünyayı değiştırmiyorsa da yine uzunca bir zariflik taşıyordu. Ama Han ElHalili meydamnda dolaşırken kafama takılan sorular, artık yalnız kadınlarla ilışkili değildi. Binbir soru, düğüm düğüm oluyordu birbirine.. 12 günlük hızlı tempolu bir yolculukta, Kahire'den Sudan sınınna tüm Nil boyunca, hemen tüm önemli antik kentleri, tapınaklan gezerek, Doğuda Sına Yarımadası'nı geçip Ismaihye'den Port Said'e dek Süveyş Kanah'nı izleyerek, bu gizemli ülkenin çeşitli yüzlerini tamyarak yaptığım yolculuğun getirdiği sorular... Bu denli çok, çeşitli, zengin ve üst duzeydeki sanat yapıtım üretmek, hangi itici gücün etkisiyle olabılmişti? Eski Yunan'ın sözünü ettiği "Dünyanın 7 Harikası"mn çağnştırdığı dev boyutlan doğ Han ElHalili meydanındaki kadın yüzleri arasından, görünebildiği kadanyla bir seyler arıyorum. Aradığımın bir Nefertiti yüzü olduğunu fark edince de en çok şaşıran ben oluyorum... mumyalannın üstünde yer alan o iri ve çekik gözlü, bol renkli ka* n başlannın daha bir süzülmüşü, daha bir zarifiydi bu Nefertiti .41... Biraz, bir başka ünlü Mısırlı kadının, Kleopatra'nın, artık sinemasever belleklerimizde EUzabeth Taylor'm dişiliğinden aynlmaz hale gelen efsanevi varlığı gibi... Ve o inanılmaz güzellik ve zenginlikteki Kahire Müzesi'nde ben, yönlendirici noktam olarak Kraliçe Nefertiti'yi alacaktım... Egyptolog olmuş bir çocukluk arkadaşımı düşünüyorum. Uzun zaman Osmanlı egemenliğinde kalan bu ülkeyi, bu uygarlıgı tanımakta Osmanlıdan bugüne, niye bu denli gecikmişiz ki? rulayan, hatta onları bile aşan, insancıl ölçütlerin dışına çıkan bu dev yapılar, yontular, başlar, piramitler, sfenksler ve başka seyler, hangi tekniğin, hangi sabnn ürünüydüler, hangi bilinmez amaca yönelmişlerdi? Günümüzün Mısır kadınları, Hatşepsut'tan, Nefertiti'den hangi kabtımı taşıyorlardı, yine günümüz Mısır'ının insanlan, o geçmiş uygarlıkla kıyaslanmayacak duzeydeki alçakgönüllü yasamlan, giderek yoksulluklan, çaresizlikleri içinde, o yitik uygaruğın ne ölçüde mirasçısıydılar? Ve biz, 19. yüzyıla dek bir Osmanlı vilayeti olan Mısır'la niye hiç ilgilenmemiş, ona yaklaşmamıştık? Bugün bile burnumuzun dibinde sayılacak bu ülkeyle ve onun baş döndüren eski uygarlığıyla niye bu denlî az ilgileniyorduk? "Yoiculuk" deyince gözlerimizi niye hep Batıya çeviriyor, yurtdışına çıkmak deyince aklımıza hep Paris, Roma, Londra ve Amerika'yı getiriyorduk? Osmanh aydınından bugüne... Akhma Izmir'in Karşıyakası'nda, yerine çoktan beton bir blok yükselmiş olan Rum tarzı bahçeli evimizde, akasya ağaçlannın gölgesi ye akşamsefalanmn kokusu eşliğinde "sinema oyvnu" oynadığımız, 55 YÜZYILLIK MtMARLIK TARİHİ Mısır tarihinin ünlü kadını Hatşepsut, iktidar uğruna erkeklere meydan okumus ve çok basan işaretlerle füm adlan anlatmaya çahştığumz çocukluk arkadaşım Mih yönetimini, askeri zaferler kadar, sanat koruyuculuğu ile de değerlendirmişti. Yalçın bir dağın eteğinde uzanan 35 yüzyılhk tapmağı, ne (Melda) Ok geliyordu. Mine, uzun yıllar önce Paris'e yerleşmiş Mıstr'm en eski ve en görkemli yapılanndan biri (üstte). Kimi mabetlerin sütun baslannda Tannça tasvirleri yer alıyor. Bu eski uygarhkta ve orada "Egyptologie" (Mısır sanatı bilimi) okuyarak "Egyptolog" "Tann" kavramının yalnn erkek değil, kadın görünümü de aldığını somutlar gibi (altta, solda). Ebu Simberdeki 2 dev tapınağın biri olmuştu. Bana oldukça garip gelmişti doğrusu, tzmirli çocukluk arünlü firavun Ramses2'ye, diğeri ise kansı Nefertari'ye ait. Gtriste solda Ramses'in, safda ise Nefertari*nin dev yontulart var. Nefertari, kadaşımm yapacak başka iş bulamamış gibi "Egyptolog" olması... tüm Mısır tarihinde bir firavunun kansı adına tapınak yaptırmasının tek omeğini oluşturuyor (altta sağda). Evet, piramitler, mezarlar, tapınaklar, dev Ramses yontulan, papirüsler ve hiyeroglifler elbette çekiciydi, öyle olmalıydı... Ama bildiğine görkemli biçimde tasvir eden ve 35 yüzyıl öncesinin hey hin en görkemli hükümdan olan 2. Ramses'in kansıydı. Daha "Egyptolog" olmak? Kuşkusuz bu tavnm, tüm bir 19. yüzyıl bokel sanatından yankılar getiren başyapıtlardı. Tüm Mısır hukümdar doğrusu karılanndan biri.. Çünkü Mısır'ın, tam 66 yıl hükum sü yunca Batı, eski Mısır'ı, onun sanatını, kultürünü, inançlannı, felları gibi, ölumsuzluğu inanan Hatşepsut da dev tapınağı, dev yon ren, 100 yaşına yakm ölen, 60 küsur (kimi kaynaklara göre 100'e ya sefesini keşfederken, bu olaydan tümüyle habersiz, kendi kısır çetulan, Mısır tarihinin ilk obelisklen (dikilitaşları), aradan geçen uzun kın) karısı, 150 çocuğu olan bu efsane düzeyindeki fıravvınu, karıla kişmeleri, Babı Ali dedikodulan, Dersaadet çalkantüan içinde yuzamana karşın bir bölümü hâlâ capcanh duran renkli kabartmalan rından yalnızca güzel Nefertari'ye önem vermiş, yalnızca ona yon varlarup durmuş Osmanlı aydınının tavnndan, ancak bir nebze farkaracılığıyla ruhunun ölumsuzlüğunü guvenceye alırken, güzel yüzü tular, tapınaklar adamıştı... Yalnız Mısır gezimde değil, bugüne dek lıydı. Mısır'ı gördükten sonra, kulakları çınlasın, Mine Ok'u çok iyi nü gösteren tüm tasvirlere, fıravunluk simgesi olan lapis mavisi tak tüm dünyada gördüğüm en etkileyici şeylerden biri olan kayalara anladım. Geçmiş uygarlıklara eğilmek, onlarla içtenlikle ilgilenmek, ma sakalın gelip yapışmasına da rıza göstermişti. Ama kadın değil oyulmuş dev Ebu Simbel tapınağındaki 2 yapıdan biri, tümüyle Kra hele bizim gibi bu uygarhklann yeşerdiği bir bölgede yaşamak talimi, yine de kendisini, kabartmalara eşlik eden hiyeroglıflerdeki şu liçe Nefertari'ye ve onun kişıliğinde, muzik, dans ve aşk Tannçası hine sahip bir toplum için adeta bir gereklilik değil miydı? Oysa biz sözlerle övunmeden duramamıştı: "Kokusu ilahi bir nefes gîbiydi.. olan Hathor'a adanmıştı... "Küçük Tapınak" diye adlandınlan Ne bunu hep Batıhya burakrruş, bırakınız yabana uygarhklan, kendi ülTeni altındandı, yüdızlar gibi pariardı.. O,taarikabir şeydi.. Mısır fertari/Hathor tapınağının girişindeki dev 6 yontudan dördü, yine kemizin, halkımızın, bu topraklarda yaşamışlann birikimine bile yeın kornnması, erkeklerin kabramanlığının canlı durması için seçil Ramses'i gösteriyor, ama hiç olmazsa ikısı Nefertari'ye ait bulunu terli ilgiyi duymamıştık. Acaba çağdaş uygarhğa ulaşmamn kaçınılmişti.. O yaşıyor, sağlığı yerinde, dengeli.. O Hatşepsut'tur, ve her yordu. Ve masalfiravun, eşinin tapmağını kendisininkinden önce yapmaz yolİanndan birirun, geçmiş uygaruk birikimiyle ilgilenmek, onu zaman var olacaktır..." Evet, Hatşepsut, gerçekten de büyük bir ka tırmak inceliğinde bulunmuştu. tanımaya, anlamaya, korumaya çalışmak olduğunu ne zaman öğredındı. Günümuzun en iddialıTV reklam kampanyalannı bile hasetnecektik? ten çatlacak bir "Unıtma zihniyeti"ne sahip olması da işin cabası!.. Geçmişten bugüne kalan... İnsan, en uzak, en yabancılaştıncı ülkeleri ve kUltUrleri tanırken Adlan, yazılı tarihle söylence arasında gidip gelen bu kadınlann, bile kendi kişisel ve ulusal sorunlanndan uzaklaşamıyor. Unutulmaz Nefertari, Ramses'in gözdesi... müzelerde, dev açık tapınaklarda, kitaplarda gördüklerimiz veya reh Mısır yolculuğumuzda daha önce sözünü ettiğimiz sonılann yanınYa Kraliçe Nefertari (Kadın adlarında yaygın olan "nefert" bir berlerin anlattıklanyla şaşkın ve hayran belleklerimizde somutlaş da, bağışlansın, bu turden olanlan da yer aldı. Bakalım, bu yazı dibaşka okuma biçimine göre "nefret", eski Mısır dilinde "guzellik" ma çabasındaki görüntüleriyle benim bir akşam üstü Han ElHalili zisi boyunca belki de bunlara kimi yamtlar getirmek fırsatı doğar... anlamma geliyordu.) Bir kaynağa göre Nubyalı (Mısır'ın Sudan'a meydamnda görduğum kadınlar arasında acaba ne tür bir ilişki olayakm güney bölgesi) olan Nefertari, yalnız Mısır'ın değil, tüm tari bilirdi? Bugunkü Mısır kadınlannı küçumsediğim, "ecdaflaruun şan StTRECEK Kkopatra'run attı.. Ancak sonuç, düş kınkhğıydı. Nefertiti'nin kirectaşından 0 ünlü başı, Kahire'de değil, Berlin Müzesi'ndeydi. Yine de kraliçenin, başta inanılmaz guzeüikteki bir "tamamlantnaınış başı" olmak üzere, çeşitli tasvirleri yer ahyordu müzede... Ne var ki Nefertiti, bir Kleopatra değildi. Baştan çıkartıcı, erkekleri birbirine katan bir kadın olmamıştı o... Tam tersine, 3 bin yıla yayılan (M.ö. 3000'lerde başlayıp tskender'in fetihleriyle birlikte önce Yunan, sonra da Roma egemenliğine girerek yok olup giden) Mısır uygaruğının en erdemli kadınlarından biriydi.. Daha çok hariedanlann sırasıyla anılan Mısır tarihinde, 18. hanedandan (M.ö. 14. yüzyıl) Firavun Amenofis 4'ün kansı, dört (kimi kaynaklara göre beş) kız çocuğunun annesi, yalnız iyi bir eş ve anne olmakla kalmamış, kocasının giriştiği büyük dinsel reformlarda da onun yambaşında yer alan bir eylem kadını olmuştu. Çünkü Amenofis, inanılmaz bir Tannlar/Tanrıçalar bolhığu içeren eski Mısır'da, bu inançlann terk edilerek tek Tannya inanümasım savunan ve ömrünü buna adıyan tek fıravundu. Adım bile değiştirerek Aknaton'a çevirtmiş, eskinin dev tapınaklannı bırakıp yeni mabetler yaptırmıştı. Ve Nefertiti, tarihe, kocasının bu zor tskrinde yambaşında yer alrnış zarif, ama güçlü bir kadın olarak geçecekti. İDt (ve son) kadın firavun: Hatşcpsut Ancak Mısır tarihi, kadınlardan yana hiç de yoksul değildi. Bunlardan bu gezide tanıdığım biri, beni özellikle etkileyecek ve gönlflmde belki de Nefertiti'den boşalan yeri alacaktı. Tarihin ilk büyük kadın hükümdan sayılan Hatşepsut'tu bu... I. Tutmozis'in kızı, 1. Itatmozis'in kansı, kocasının ölümünden sonra tahta geçen üvey yeğeni (kimilehne göre üvey oğlu) Tutmozis 3'ü gölgede bırakarak ve Mısır tarihinde ancak erkeklerin firavun olması geleneğine meydan okuyarak iktidan eline almıştı. Kimi kaynaklar, onun üvey oğİuyla da evlendiğini yazıyorlardı (Mısır tarihinde, öz kardeşler arasındaki evlilikler bile doğal sayüıyordu). Hatşepsut, eski başkent lebai veya diğer adıyla Luksor'un karşı kıyısında, yalçın kayalann dibine (bugün onanm halinde olan) görkemli bir tapınak yaptıracak, yine 'ir kaynağa göre, rahip mimar Senenmut ile de büyük bir ask yasa/acaktı. Kahire Müzesi'nin en görkemli parçalan arasında yer alan bir dizi insan başlı aslan yontusu (sfenks), Kraliçe Hatsepsut'u ala YILUK87 Cumhunyet 1 0 CA K 1 9 8 6 / 3 1A R A L I K Yeni Mezun Genç Mimarlar BOLU SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ NDEN 1986/995 Davacı Türkiye Halk Bankası A.Ş. Bolu Şubesı Vekili tarafından davalılar Bayram Ajdemir, İsmail Yavuz Şeremetoğlu ve Ayşe Şeremetoğlu aleyhine açılan izalei şuyu da%asında; Davacı vekillerine dava dilekçelerınde Bolu Merkez Alpogutbey Koyu'nde bulunan ve tapunun 270 kutuk, 275 parselde kayıtlı taşınmazın taksimi kabıl olmadığından satış sureti ile ortaklığın gıderılmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılardan ismail Yavuz Şeremetoğlu ile Ayşe Şeremetoğlu'nun yapılan tum araştırmalara rağmen adresleri tesbit edılemediğınden adı geçen davalılara dava dilekçesinın ve duruşma gununun ilanen tebliğine karar verilmiştir. Bolu Alpogutbey Koyu'nde ikamet eden davalılar ismail Yavuz Şeremetoğlu ile Ayşe Şeremetoğlu'nun duruşma gunü olan 7.7.1987 gunu saat 9.00'daki duruşmada bızzat hazır bulunmalan veya kendilerini kanuni bir vekille temsil ettirmelerı, aksı takdirde duruşmaya yokluklannda devam edileceği hususu adı geçen davalılara dava dilekçesi ve duruşma gunu yerine kaim olmak üzerı ilanen teblığ olunur. Basın: 21892 FELAHİYE SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN ESAS NO KARAR NO HÂKİM KÂTİP DAVACI SANIK 1954 : 1987/26 : 1987/37 : Izzet EStN 27286 : Mumin SELANİKLİOĞLU 737 ILAN 1986 Büyük boy, lüks ciltli, 560 Sayfa, 4500 TL (KDV dahil) » Edtnme yeri: Cumhunyet Kitap Kulübü sergi salonu, Türkocağı Cad. 3941, Cağaloğlutstanbul. Tek 512 05 05 (20 hat) Büyük bir kuruluşun "İnşaat Emlak BirimTnde proje çizimi ve şantiye çalışmalarına katılmayı düşünürseniz lütfen 166 4693 ya da 167 0958 numaralı telefonlardan randevu alınız. : K.H. i' : Suleymafl Aysel, Muhsk oğlu Rabiya'dan olma, 1 doğumlu, Tomarza ilçesi Şıhbarak köyu nufusuna kayıtlı, halen ilçe merkezınde fırıncı. SUÇ : Gıda Maddeleri Tüzüğu'ne muhalefet. SUÇ TARİHİ : 20.6.1987 DAVA SONU : MAHKÛMİYET. GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın ilçe merkezınde fınnalıkla iştigal ettığı, olay tarihinde sağlık ekipleri tarafından işyerinde yapılan kontrolde imal ettiği ekmeklerden bir adet numune alınmış, Kaysen Halk Sağlığı Laboratuvan'na analize gönderilmiş, yapılan ıncelemede GMT'nun 331/ f maddelerıne aykın olduğu saptanmıştır. Sanığın uzerine atıb suçtan eylemine uyan TCY'nm 398. maddesi gereğınce 3 ay hapis ve 5.000 TL ağır para cezasıyla tezciyesine, sanığa venlen hapis cezasının beher gunu 647 sayıh kanunun 4/1. maddesi gereğince 300 liradan 27.000 lira ağır para cezasma cevrilmesıne, TCY'nın 72. maddesi gereğince ıçtimaen 32.000 lira ağır para cezasıyla tezciyesine, TCY'nın 2891 sayılı yasa ile değişik 402 maddesi gereğince 3 ay muddetle curume kıldığı meslek, sanat \e tıcaretin tatil edilmesine, 7 gun işyerinin kapatılmasına, karar kesinleştikten sonra Ankara, tstanbul ve İzmır'de yayımlanan ve tirajı ytız bının uzerinde bir gazetede ilan edilmesine, karardan bir orneğınin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nı temsılen Felahiye Sağlık Ocağı Tabipliği'ne gönderilmesine, hükum fıkrasının buyük harflerle yazılarak sanığm işyerinin kapısına yapıştırılmasına karar verilmiştir. tlan olunur Cumhuriyel Diğer ytHık flyatlan: 1981 YILLIK 19821983 YILLIĞI 1984 YILLIK (CİLTLİ) 1985 YILLIK (CtLTLt) 1985 YILLIK (CİLTSİZ) 1986 YILLIK (CİLTSİZ) 1986 YILLIK (CİLTLİJ 1000.2500.3500.3500.3000.3000.3500. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNDEN İLAN KOÇARLI SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN TC. Koçarlı Sulh Ceza Mahkemesi. Esas No: 1987/46 Karar No: 1987/57 Kamu sağlığı ıçın tehlikeli sucuk satmak suretiyle gıda maddelerı tuzuğune muhalefet etmek suçundan sanık Mustafa oğlu, 1968 D.Iu. Koçarlı, Guduşlu koyu nufusuna kayıtlı ve orda oturur, Eyup Arslan'ın, musnet suçlardan dolayı yargılanması sonunda, TCK'nun 3%, 402/12, 647 SK.nun 6. maddesıne gore 32000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına ve 3 ay sureyle meslek ve sanaıının tatiline, 7 gün sureyle işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir. Basın: 21902 İLAN KARAPINAR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ Dosya No: 1986/19 Davacı Ali Kılıçh vekili Avukat Cevdet Gür tarafından davalı Gülten Karaduman aleyhine açılmış bulunan velayetin nez'i davasının yapılan açık yargjlaması sırasında verilen ara kararı gereğince: Aşağıda açık kimliği yazılı bulunan davalı Gulten Karaduman'a tstanbul / Zeytinburnu Sumer Mah. 30/5 No: 18 adresine çıkanlan çağn kâğıdı bila teblığ iade edilmış olup, zabıuca yaptırılan tahkikatında adresinin meçhul olduğu tespit edilmi; olduğundan ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davalı Gulten Karaduman'ın duruşma günü olan 10.7.1987 günü saat 9.35'te Karapınar Adliyesi'nde hazır bulunmanız, bulunmadıJınız takdirde yargılamaya yokluğunuzda karar verileceği, mesruath çağrı kâğıdı yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Davalı: Gulten Karaduman 'Sumer Mah. 30/5 No: 18 Zeytinburnu/ tSTANBUL Enstitumüzde açık bulunan 2 adet araştırma görevlısi kadrosuna sınavla eleman aünacaktır. Adaylann sınava girecekleri yabancı dıli befarten dilekçelerine, 2 adet fotoğraf, mezuniyet belgesinin onaylı benzeri, nUfus cüzdanuun onaylı benzeri, erkek elemanlann askerlik belgesi ile birlikte Enstitü Sekreterliği'ne (Deneysel Tıp Araştırma Uygulama MerkezıDETAM) müracaat etmeleri gerekmektedir. Bajvurular en geç 22.6.1987 pazartesı günü iş saati bitimıne kadar yapümalıdır. Postada meydana gelecek gecikmeler göz önünde tutulmaz. SINAV TARİHLERİ Yabancı Dil Sınavı: 23.6.1987 Salı günü saat: 14.00 Bilim Dalı Sınavı: 29.6.1987 Pazartesi gOnu saat: 14.00 SINAV YERİ Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Mcrkezi, Vakıf Guraba Caddesi ÇapaÎSTANBUL Kontenjan Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı 1 (Eczacı) Deneysel Tıp Araştırma Uygulama Merkezi 1 (Biyolog) Basın: 22021 • Sahibinden satılık Microvvave fırın. 136 83 63 Ankara CumartesiPazar l.T.Ü. Matematik Mühendisliği öğrencisinden matematik dersi verilir. 162 45 45 986/162 Davacı Erzurum Belediyesı taratmdan davalı Tevfik Aktaş aleyhine açılan davada Davalının malik olduğu Erzurum Gez Koyu Pafta 16, Parsel 3795 numaralı taşınmazın 660.000 lıra takdiri bedelle kamulaştırıldığını; adresı tespit edılemediğınden ilanen tebligat yapıldığını, davalının dava açmadığı gibi rızayı feraga da gelmediğini, takdırı bedelın adına bankaya >atırıldığını, el konacağından taşınmazın beledıye adına tescılını dava etmış olup, davalının duruşma gunu olan 19/6/1987 gunu saal 09.00'da duruşmada bulunması veya bir avukaıla temsil edılmesi, aksi halde yokluğunda davanın yurutuleceği kendısıne tebligat yerine geçmek uzere ilanen tebliğ olunur. ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN 986/172 Davacı Erzurum Belediyesi tarafından davalı Vahit Turan aleyhine açılan davada: Davalının tnalik olduğu Erzurum Gez köyü pafta 15, parsel 2594 numaralı taşınmazın 384.000 lira takdiri bedelle kamulaştınldığıru, adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapıldığını, davalının dava açmadığı gibi nzaî feragata gelmediğini, takdiri bedelin adına bankaya yatınldığını, el konacağından taşınmazın beledıye adına tescıliru dava etmış olup, davalının, duruşma günü olan 19.6.1987 günü saat 9.00'da duruşmada bulunması veya bir avukatla temsil edilmesi, aksi halde yokluğunda davanın yürütuleceği kendisine tebligat yenne geçmek üzere ilanen tebliğ oiunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle