18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 MUZIK FILİZ ALI HAYVANLAR tSM.Ath GÜLGEÇ Herbert von Karajarfa göre dünyanın en iyî kemancısı Herbert von Karajan ın, "dünyanın en iyi kemancısı" diye nitelediği Gidon Kremer, 15. Uluslararası îstanbul Festivali'nde Orpheus Oda Orkestrası eşliğinde iki konser verecek. New York Times'ın müzik yazarı Bernard Holland da Kremer'i "Uçan Hollandalı"ya benzetiyor. Dünyayı dolaşıp duran Kremer, yılda en az 100 konser veriyor. Herbert von Karajan'ın "dünyanın en iyi kemancısı" diye nitelendirdiği Gidon Kremer'i, New York Times gazetesı muzık yazarı Bernard Holland, "Uçan Hollandalf'ya benzetiyor. Kremer de Uçan Hollandah gibi sonsuza dek hayalet gemisiyle denizlerde dolaşmaya mahkum anlaşılan. Demir atabileceği, "evim" diyebileceği bir liman bulamamış henuz. 1980 yılında Batıda yaşamaya başlayan Letonyah Kremer, 1947'de Riga'da dogmuş. Anne tarafından buyukbabası Karl Brückner, tsveç ve Almanya'da un yapmış bir keman virtuoztı imiş. Kremer, "Ben Alman, tsveç ve Musevi geleneğinde >etiştim. Rusya'da doğdum, ama koklerim Rus değil" dıyor. Sanatçının Lucerne'de bir studyosu, New York ve Paris'te apartmanlan var. Ailesi Heidelberg'de yaşıyor ve kendisi hâlâ Sovyet pasaportu laşımakta. Hiçbir yerde kök salamadan yaşamayı sürduren Kremer bu durumda. tki evliliği boşanmayla sonuçlanmış. Kızı Rusya'da yaşıyor, uzun suren bir başka beraberliği de geçenlerde bitmiş. Kendisinden beklediğı mukemmelliği, disiplinli hayatı ve çalışma enerjisini birlikte yaşadığı insanlardan da beklediğinden olsa gerek ılışkilerinin hiçbiri uzun ömurlu olamıyor. Gidon KremeT, Karajan'ın, "donvanın en iyi kemancısı" yar1 Uluslararası İstanbul Festivali'nde kemancı Gidon Kremer de var KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK Vf=S> •& V y (ikalım diyt * FESTÎVALDE DÎNLEYECEĞtZ Ünlü şef Herbert von Karajan'ın "dunyanm en iyi kemancısı"yargısım omutlanna yerleştirilmiş bir yük gibi gören Gidon Kremer'i bu yıl tstanbul Festivali'nde izleme olanağı bulacağız. Kremer, biri Aya İrini'de, öteki Spor ve Sergi Sarayt'nda olmak uzere Orpheus Oda Orkestrası eşliğinde iki konser verecek. gısını omuzlanna yerleştirilmi$ bir yük gibi görüyor çoğu zaman. Bernard Holland, "Keadinden bu denli memnun olmayan başka bir sanatçı tanımıyonım" dıyor. Muzik çevrelerinde "keman mafyası" diye tanımlanan lsaac Stern, Isaac Periman, Pinchas Zuckerman ve Schlomo Mintz dortlusunden uzak duran Kremer, piyanist ve şeflerin kemancılardan daha geniş fikirli ve araştırıcı olduklanna parmak basıyor. "Meslektaşlarımın yuksek standartlarını takdir etmivor deg'üim, fakat bir yerde yaratıcıhk eksiği hemen sırıtıyor. Kemancıların çoğu bildikleri. rahal ettikleri repertuarın dışına hiç çıkmıyorlar. Bilinmeyeni araştırmak akıllanna bile gelmiyor. Ya da başka bir deyişle, belki akıllanna geliyor da bİlinmeyeni araştnmanın tehlikekrini göze alamıyoriar" dıyen Krcmer, "keman mafvasT'nın tam tersine hep tehlikeli sulara dümen kmyor. Cesur program Sovyetler'in genç kadın bestecisi Sofya Gubaydulina gibi, Schnittke, Arvo Part gibi Batıda tanınmayan Sovyet bestecilerinin eserlerini sürekli konser programlanna alıyor Kremer. Çağdaş ve tanıntnamış muzik çalma tehlikesine atıldığı yetmezmiş gibi, daha da ileri giderek, kimsenin kılına bile dokunmaya cesaret edemeyeceği klasik bestecilerin eserlerine, örneğin Beethoven'ın Keman Konçertosu'na Schnıtteke^ nin son derece çağdaş kadansını uygulayıveriyor sanatçımız. Stress içinde Gidon Kremer'ın ulaştığı düzey, kolayca elde edilmemiş: "Çocnkken, kemancı olmaktan bâfka bir seçenegim olabilecegini hiç düşanmemistim. Annem ve babam kemancı olacağıma bana sormadan karar vermişlerdi bir kere. Moskova Konservatuvan'ndaki kaçınılmaz yanşma ortamı, kişiliğime aykırıydı aslında. Fakat yenilgiyi kabul edecek değildim. Benden bekleneni yaptım konservatuvarda. Yani tekniğe önem verdim, temiz çalmaya özen gosterdim, konserlere, yanşmalara sporcu gibi disiplinli çalıştım. Her an stres içinde ve umutsuzluğun eşiğinde >u$adım. Ne kadar çok engeli aşmam gerekiyordu bir bilseniz, ama işte yenilmedim." Kremer, Uluslararası Çaykovski Yanşması'nı 1970'te kazandı. Bu yanşmayı kazanan pek çok Sovyet sanatçısı gibi Kremer de Batıda konserler vermeye can atıyordu. Sovyet sanatçılannın genç yaşta Batı ile tamşmalarım doğru bulmayan Sovyet yetkilileri, ilk başlarda dızginleri sımsıkı ellerinde tutuyorlardı. 1974'ten sonra dizginler biraz gevşeyince Kremer, Avnıpa'da tanınmaya başladı. 1977'de Nevv York'ta ük konserini veren sanatçı, programına Stravinsky, Bach, Schnittke ve Charles Ives'm eserlerıni koyarak, ilk kez Batılı dınleyiciyi de şaşkına çevirdi. O gun bugun dunyayı dolaşıp duran Kremer, yılda en az 100 konser veriyor. Plak yapmaktan nefret ettiğini üna etse de yaptığı 50 plak, sanatçının nefret ede ede yine de plak endüstrisinin isteğine boyun eğdiğüıin göstergesi. Çellist YoYo Ma, Kremer'ın "kemancı ve miızisyen olarak bestecinin düzeyine ulaşma>ı amaçladığım" vurguluyor. "Çaldıgı eseri yommlarken, besteci gibi du.>unme>i, daha da otesi, o eseri sanki o anda kendi yaratıyormuşçasına benirasemeyi kaç kişi göze alabilir?" diyor YoYo Ma. lşte Kremer'i Uçan Hollandalı gibi yapayalnız lıman liman dolaştıran, içindekı bu ulaşılması neredeyse olanaksız özlem olsa gerek. H1ZLI GAZETEd NECDET ŞEN Sonrokı gmkrdc LEON (a daha oisuru Kıyı doioştık , omo mc omsı CAM8iWAK kOfJnvn bvyiiSu <ia el (cıvösfanomazd/ l rtRİNl TARIF ET QB K't, 04YA6I CAMHPAK ÇİZGİIİK KÂMİL MASARAC1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAis TURALI VEAKSÖZ Atina ve Yanya kentlerinde basarılı konserler veren topluluğumuzun iki üyesi de kemancı Gülden TUrah ve Yusuf Güler Aksöz'du. Bir konser turnesi ve Türk^unan dostluğu Kemancı Gülden TUralı ve Yusuf Güler Aksöz, viyolacı Panayot Abacı ve çellist Suzan Altıner'den oluşan topluluk, Atina ve Yanya'da konserler verdi. Yunanlı gitarcı Evangelos Budunis'in de katıldığı konserler ilgiyle karşılandı ve TürkYunan dostluğuna katkıda bulundu. muz için konserlerimiz çok ilgi gordii. Atina Koleji Konser Salonu da, Yanya'daki Konser Salonu da doluydu. Dinle? iciler arasındaki muzisyen çokluğu dikkatimizi çekti. Konserlerden önce halka tanıtıldık. Yanya'daki konserden once Yanya Belediye Başkanı bir konuşma >?parak TiirkYunan dostluk ilişkilerinin sanatla guçleneceğini \e iki halkı ancak sanatın yaklaştırabilecegini söyledi ve biztere birer plaket verdi" dıyen Gülden Turalı ve Yusuf G. Aksoz, sozlerine "Böyle cana yakın, güler yüzlıi, comert ve dost bir halk hiçbir yerde görmedik. Gitarcı meslektaşımız Evangelos'un oğrencileri, Iphigenia, Athena, Elena gibi mitolojik isimli gençler her işimize koştular, çalgılarımızı bile taşıdılar. Bo\le vakınlık gormek bizler için gerçeklen surpriz oldu. Konserlerimiz ayakta alkıslandı. Konser bitince halk kulise doluyordu. Şerefimize şampanyalar patlattılar. Sorular birbirini izlnordu. Hatta Suzan'a konservatuvar oğretmenliği teklifi bile yapıldı. Statis Ülkeroğlu adında aslen lspartalı bir beste Kemancı GiıJden Turalı, Yusuf G. Aksöz, viyolacı Panayot Abacı ve çellist Suzan Altıner, 1218 mayıs tarihleri arasında Yunanistan'da konserler verdiler. Yunanlı gitarist Evangelos Budunis'in de katıhmıyla Atına'da ve Yanya'da iki oda muziğı konseri veren sanatçılar, bir de radyo bandı yaptılar. Konserlerinde J. Schnabelin (Mozart'ın çağdaşı bir Alman besteci) Gitar ve Yaylı Çalgılar tçin Beşlisi'ni Boccheri'nin yine Gitar ve Yaylılar Dörtlüsu Için İki Beşlisi'ni ve Schubert'in Mi Bemol Majör Yaylı Çalgılar Dörtlüsu'nu seslendiren sanatçılar, Yunanistan'da gordukleri yakmhğı anlata anlata bit'ıremıyorlar. Atina'da President Otelı'nde ağırlanan Turk sanatçılannı rahat ettirmek için seferber olan Andreas Samuhos hem konserleri duzenlemiş, hem de sanatçılara Yunanistan'ı ve Yunanhları tanıtmak ıçin elinden geleni yapmış. Ayakta alkışlandı "Hem Tiırk olduğomuz, hem de degişik bir program sunduğu. ci bmm için eser yazmaya karar verdi. Konserlerin başansından doiayı 1988 yaz aylannda Rodos, Girit,Ttorfu ve Skiyatos adalannı kapsayan bir konser turnesi için yeniden davet aldık. Ayrıca, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nı 1988 Patras Festivali'ne davet ettiler. 1988 konser mevsiminde şef Erol Erdinç ve Yusuf G. Aksoz Atina Senfoni Orkestrası'nı yonetecekler" diye devam ettiler. Büyiikelçi A k ı m a n Yunanistan Buyükelçimiz Nazmi Akıman, elçıhk görevlilerinden Cem ve Zcynep Ergin'in de kendilerine çok yardımcı olduklannı vurgulayan sanatçılanmız, Nazmi Akıman'ın müzik sevgisine ve bilgisine hayran olmuşlar. Buyukelçimizin onca işi arasında provalanrn dinlemesini, balans, yani denge ayarlamalarına yardımcı olmasmı ve konukseverliğini unutamıyorlar. Yunanistan'daki demokratik ortamı da ilgiyle gözleyen sanatçılarımız, TürkYunan dostluğunun, politikalann aksıne çok guçlu olabileceğine inanıyorlar. Konserlere gelen dinleyicilenn, "Sadece konser için defil, gezme\e gelin, sizleri evleriraizde ağırlayalım" demeleri bu tur sanat olaylarının TurkYunan dostluğuna ne denli yararlı olduğunun somut kanıtı olarak değerlendiriüyor sanatçılar tarafuvdan. 'Gigi'de oynayan Hermione Gingold öldü TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAK 27 Mayıs PHANTOMÇFANTOM) 1958'OE 8Ü6UAJ, . , SAtfAf UÇAĞI İLK DEUBMe OÇUfÜİARlYLA T4MAMLAOI.. SOÜUYA' SASOKlLAGflVA POĞRll ALMANLAe'tN SAŞtATT/ğr JETÇAUŞMALAIZl, PAHA SOMSA ÎLEgj SAA/AYt ULHSl£f£tNl>E SUISDÜRÜlMUŞ, ÇSŞf'TLİ ÖfZA/etUS/S OerAYA ÇCtcA&LMtŞTI. MC PONNE.LL. AOLI AMERikAM Ç'GK€TfMM PHANTVM UÇAĞI OA 6£L/ŞM/Ş MOPELLEHLDEfJ BİBJYDİ'. &.OUSGOYCS ÇIFT AAOTOR. TAŞlYAKi UÇAĞIN HIZI SAATTE 2.Z3O T .... gacıtyo/ZDÜ. 136O'U Y/LC4RPA PA(4A YESİI HAODELLE&t YAPILACAtC O(AN PNAMTOM, A8D Music Man" gıbı unlu muzıkal filmlerde oyna>an, sahne ve sınema sanatçısı Hermione Gingold 89 yaşında New York'ta öldu. 1897'de Londra'da doğan ve sah Kultur Servisî "Gigi" ve "The nu>la 1911'deatılan Hermione Gingold, daha sonra Olıl V\c TKat.osu'nda Stıakespeare oyu.'larında, İngılız revulennde ve BBC radyo \e TV'sınde rol aldı. Ikıncı Dunya Savaşı'ndan sonra ABD'de çesıtli oyunlardaki rollenyle tamnan sanaıçı, 1951'de CBS televızyonuyla sözleşme ımzalayarak bır ne yasanuna Noel Co»ard'ın "Gokkuşağının Bittiği Yerde" adlı oyu 50 YIL ÖNCE Cumhurivet Yurdun cenııb incisi Adana imar ediliyor Adana (Hususî) Şehir meclısı dünku toplantısında, işlerin ehemmıyetine göre tedricen ve dokuz senede tatbık edılmek uzere bir mesaı programı kabul etmiştir, Şehırcı profesor Jansen'in hazırladığı planiar gozonune alınarak başanlacak olan bu 27 Mayıs 1937 maada, halkın sıcak yaz gunlerınde ıstirahat etmesı için şehrın şımalinde, Seyhan kenannda ve yuksek bir tepe uzerinde bulunan Dilberlersekisi mevkunde bir mesıre hazırlanacaktır. Cene bu programa nazaran, şehrın merkezı bir yerınde buyuk bir beledıye sarayı yapılacaktır. Saray, ayni zamanda yuz yırmı mağazalı 19371987 bir çarşı ile Ticaret Odası, Borsa ve bankalar gibi malı müesseselen bıraraya toplıyacak ve beledtyeye muhım irad geüren bir bina olacaktır. Ayrıca şehir tıyatrosu da, modern bir sınema ve bir kabareyı ıhtıva etmek uzere buyuk bir binada kurulacaktır. Asri bir şehir hamarnı, bayram ve eğlence meydanlan da bu ctimledendir. '"z\:. çok tanınmış "şov"da ekranlara çıktı. ce Chevalkr ile birlikte unlu "Gigi" filmınde oynadı ve "The Music Man" adlı muzıkalın sinema u>arlamasında valinin kansını canlandırdı Gingold, Leslie Caron ve Mauri programa gore, yeniden muhtelif yollar, şehrın bir çok yerierinde parklar açılacak, yeşıl satıhlar. bulvarlar tesis edılecektir. İlk ıs olarak, zaten başlanmış olan Ataturk parkı tamamlanacak ve buraya bir şehir otelı, Şeref Pavıyonu adı vertlen Şehidler abıdesı, açık ve kapalı yuzme havuzlan, tenıs korıları ve çocuk bahçelen yapılacaktır. Bundan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle