18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 27 MAYIS 1987 TELEVİZYON 08.00 Açılış Günaydın Tiirkiye Program, Şanlıurfa'nın örnek kuyünden siîrüyor. "Yeni Bir Hayat" adlı oyunda. Ballıkpınarlı çifıçilerin Şanlıurfa 'daki gezileri ve karsılasııklart ilginç olaylar anlatılıyor. Daha sonra örnek köyünde devam edecek programda, tartmla ilgili komılarda uzmanlann görüslerine yer veriliyor Progrurmn Tiırk Halk Müziği bulümünde. Serbulent Yasun, Nuri Sesiguzel, Zekeriya Ünlü, Emine Demirıaş, Nursol Zeren ve halk oyunlan ekıplen yer aiıyor. 27 Mayıs, caz ve Amerika'nın Sesi Şimdilerde nasıl ayaklara "Convers"leri çekip BMW arabalarla Bağdat Caddesi'nde "pıstıt, pıstıt" teypterde "Seni Sevmeyenler" ölüyorsa; o zamanlarda lambalı radyolara kafasını sokup, IVillis Connover'ın Amerika'nın Sesi caz programlannı ve BBC'nin "Top 20"sini dinlemeyeler, kültür yetmezliğinden yerlerde sürünüyorlardü TARIK ÖCAL 1960 denince, benim aklıma önce, yeırniş beş liraya ahnmış ilk gitanm, "BlueJeans", "Vikings" adları ile kurulmuş "Vocal Gnıp'"larım, kırmızı orlon kazaklarım, Loafer ayakkabılarım ve Etibank'ın önünden Sıhhiye ve oradan Kızılay'a kıvrılıveren Cihan Sokağı'm gelir. 1960 Mayısı'nda akşamüstleri Ankara Atatürk Lisesi'nden çıktım mı, nümayişler, yürüyerek beş dakika çekerdi. Şimdjlerde nasıl ayaklara "Convers"leri çekip, BMW arabalarla, Bağdat Caddesi'nde "pıslıl, pısül" teyplerde, "Seni Se>meyenler" ölüyorsa, o zamanlar da, lambalı radyolara kafasını sokup, Willis Connover'in Voice of America'daki (Amerika'nın Sesi) caz programlannı ve BBC'nin "Top 20"sini dinlemeyenler. kültür yetmezliğinden yerlerde sürünüyorlardı. Biz yine de en "Küçük Amerikalı" halimizle de olsa akşamüstleri, Kızılay Me>daru'na demokrası koklamaya koşardık. Meğer o kokuyu, hangi kurtlar da koklarmış, öğrenmesi 27 sene sonrasına nasipmiş. Geçenlerde Erol Pekcan, artık e\ine sığmayan bazı eski caz dergilerini, bana "Yeddi Emin" olarak teslim edince, gecenin bir köründe, e%de bir koltuğa yığıhp rastgele bir tane çektim. "Down Beal's Music 1%1". İyi'. Biraz karıştınp, yatarım! Vay başıma gelenler! Daha yodaydı, ama kansı yoktu. Getirmemişti kansım. Şarkıcılıgına çok ilgi gostermiştim ve Türk erkekleri, profesyonelce de olsa. başka erkeklerin, kanlanna ilgi goskrtnelerine karşı, hâlâ Osmanhydılar." Yine tepem atıyor. İlham Gencer'i bulamıyorum. Açıyorum telefonu Suheyl Denizci'ye: Soruldu: Yahu! Doğru mu bu zındığın dediği? "Yok canım, ne Osmanlılığı? Ayten o zamanlar 4 saat çalışırsa, 20 saat uyurdu. Sabahın köründe kalkıp gidememiştir. Kı/in şansı işle? Şimdi olsa vakit bulurdu. Artık 16 saat uyuyor." Sağol! Suheyl Hoca. Ayten Alpman'a hesabı sen verirsin, ama Türk erkekleri adına teşekkürler! Dönüyoruz yine Çatı'ya. "Piyano, bas, davul ve vibrafondan kurulu bir grup kasıla kasıla Django çalıyor. (Modern Caz Dörtlüsü'nün ünlü parçası. Bu sene İstanbul Festivali'nde bizzat kendilerinden dinleyebilirsiniz.) Onlara. Modem Caz Dörtlüsü kopyacılıgının, egzersiz yapmak ve kulüp müşterilerine hava atmak için iyi olduğunu, ancak UILLIS COSŞOVER DİNLİYOR Amerika'nın Sesi'nden milis Connover dinliyor. Teknisyen ka boyle şeyleri kaydetmenin bir yıaran olmayacağını söyledim." yıt başında. Türk cazcılan, davulda Erol Pekcan, piyanoda Metih Gurel, kontrbasta Selçuk Sun çalıAdama bakın, barut gibi... yor. Yıl 1960. Soruldu: Bu ne biçim azardır böyle tardı. Ama polis gözyası bombası atı hocam. Kimlerdi o çalanlar? Suheyl birkaç sayfa çevirmeden, Willis Conrum. yordu. Gazlar bize kadar ulaşmıştı. Hoca cevapladı: nover ve Türkiyç adlarını bir arada Soruldu: Kimdi bu kılıbık hocalar? Camlan kapayıp icerki odalara kaçgörmeyeyim mi? Gel de sabahı, sa"Ben. Nejal, Turan ve Eray. Bu tık. Ama gözysşlanmız uzun sure bah etme! Meğer biz Kızılaylarda de"Vallahi biz boyle birilerini hatıradam bizi dinlemeye gelecek diye bir dinmedir (Ah! Mr. Cannouver, sen mokrasi koklarken, adam, Israil, Mı lamıyoruz!" ktafta prova yapmışbk. Evet, aynen bir bizimkileri sorsan!) svr, Suriye geçip gelmiş Ankara'ya. dediklerini söyledi, ama sonra çaldıkBenden yorum yok.. Bilen bilir, o Bir 1960 Mayısı oğleninde inmiş lanmızı da kaydetli. Amerika'ya dozamanlar Ortadoğu'da kıyametler "... tstanbul'dayız, Türkiye'nin en Esenboğa'ya hazret. Şöyle ifade bunünce de, VOA'de 'Türkiyeden Caz° başlamış. Adam, Şam'daki sıkıyönealeşli caz taraftan Cüne>1 Sermet, yuruyor teşrifini: diye bir hafta bu bantlan çaldı." timden kalkmış, inmis Ankara'ya, Sıcaz müzisyenleri ile buluşturmak üzekışık yönetime. İfadesi şu meyanda: re beni otelimden aiıyor. Gece soka"Türkjye'nin Ankarası'ndayım. Connover devam ediyor: . "Toplu gösteriler burada da vasak. ga çıkma yasağı var. ama bir piyanisBurada caz başlamaya başlamış. Bir"Bütun müzisyenler. birbirleriyle İhlilal yakın. (Gordünüz rnü müzistio işlettigi bir gece klübüne gidiyokaç giin süreyle beraber olacağım degişerek uzun sure çaldılar. Bir kısyen unsezisini.) Nümayişler sünıp ginız. (İlham Gencer'in işlettigi Çatı). müzisyenler, beni havaalanmda karmını VOA için kaydeltim. Ssbah diyor. Benim de US Oanışmii serviMüzisyenler çalıyor. piyanistin cazip şıladılar. Hada iki lanesi. İsianbulolurken hukumet devrildi. Ordu idasinde konferanslanm olacaktı. İzin kansı da şarkı söylüyor (Avlen Gendan, 450 kilometrelik şoldan kanlareyi ele almıştı. Pencerelerden sokakverildi. Ancak daha ilerisine gitmecerl, Piyanistle, ertesi sabah kansı ile n ik biriikle gdmişlerdi." lara Türk bayraklan uzanıyordu. Bir mem lavsiye edildi. Caddeler tıklım birlikte İslanbul Radyosu'ndaki stüd"Kanlanvla beraber" demese hiç anda bülün şehrin yüzünde güller açtıklımdı. Nümayişçilerin karşısında yo kaydına gelmesi için anlaşıyoruz. ellemeyip, çeviriye devam edeceğim, mıştı." polis ve askerler yer almıştı. NumaBelki, Voice of America için iyi bir ama içime bir kurt düşüyor ve açıEvet, aynen dediğin gibi olmuştu yişciler çok coşkulu olmalanna karşeyler kaydedebiliriz. K.nesi sabah yorum telefonu Erol ve Suheyl (DeVViIlis Connover. Sonrası mı? Sonraşın pek şiddet taraftan göriinmüyorlam antaştıgımu saatte, piyanist stüdnizci) ağabeylerime ve zapta geçiyosı, sen caz, biz selamet! Caz uzmanı Willis Connover, 27 Mayıs'ta Türk cazcıları dinliyordu Şehir Tiyatrosu sanatçılan J7~ ültür Servisi 1402 *Y sayılı yasayla görevlerine son verilen İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçılanndan Başar Sabuncu, Leyla Altın ve Oben Güney'in kadro işlemleri başkanhk onayından sonra Belediye Meclisi'nden de geçmıs ve onanmak üzere Maliye Bakanlığı'na gönderilmişti. Bu kez de, İstanbul idare mahkemelerinden tiyatroya dönme kararı alan öteki sanatçılardan Zihni Küçümen, Ersan Uysal ve Celile Toyon'a İstanbul Anakent Belediyesi'nin temyiz itirazUvı reddedildi, adı geçen sanatçılar da Danıştay'ca göreve iadeye hak kazandı. Bilindiği gibi, Belediye Başkam Bedrettin Dalan, Danıştay'ca davalarını kazanan sanatçılan görevlerine iade edeceğini daha önce açıklamıştı. Görevlerine son verilen 42 sanatçıdan Şehir Tiyatroları'na dönmeye hak kazanan 15 sanatçı bulunduğu bildirildi. 10.00 Kapanış 18.59 Açılış Haberler 19.15 Ayıcıklar Zalim ve kaypak ayıcıklar "Mavî Mağara'da yafayan korkunç canavan uyandırarak iyi ayıctklan tuzaga düsürmek isterler. Cesur ayıak tam yarışı kazanacakken canavaı içrıği büyülü surubun etkısıyle iyi ayıaklara saldınr. tyi ayıcıklar da büyüyü bozacak bır formulün peşine düserler. 19.47 tftara Doğru Kuram Kerim'i Fikreı Latifoğlu okuyor. Ttirkçe açıklamasından sonra din ve ahlâk konuftnası yer aiıyor. Türk Tasavvuf Müsikisi ve hadislerden ögütlerle devam eden program, ezon ve iflar duası ile son buluyor. 20.15 İyi Uykular Belkıs Teyze yolda ucu kırılmıs, kabuğu soyvlmuş bır fıdano rasilar Fidan bazt yaramaz çocukların kendisini bu hale gelirdiklerini soyler. Belkıs Teyze cocuklara bu konuda öğüıler verir. Daha sonra çizgi film seyrederler. 20.30 Haberler ve Hava Durumu 21.15 Bayern MünchenPorto Avrupa Şampiyonası Final Maçı 23.00 Kuruntu Ailesi Programda dizirun "£/ Bebek Cul Bebek" adlı bolümü yayımlanıyor. 23.50 HaberlerKapamş tKÎNCİ KANAL 19.30 Açılış Ramazan Sohbeti 19.46 Dünden Bugüne Musikimiz Musıkimizi ve edebiyatımızı konu alan programda. müsikımizin büyük formdaki eserleri ve dil konusu ifleniyor. Selma Ersöz sırasıyta şu parçoları seslendiriyor: Hançen ebrusu saplandı dile, Dun gece ye's ile kendımden geçıim ve Şimdi haurda mıdır aşkı nalan acaba. Bir Avuç Cennet'in başarısı T7~ ültür Servisi 1\ Portekiz'de yapılan 13. Uluslararası Santarem Film Şenliği'nde "Bir Avuç Cennet " adlı film, senaryo dalmda Altın Buket, film dalında Bronz Buket ödüllerini kazandı. Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Muammer Özer'in, yapımcılığını Selahattin Çetin 'in yaptığı filmin başrollerinde Tarık Akan ve Hale Soygazi ovnuyor. "Bir A vuç Cennet '' filmi iki yıl içinde 22 festivale katıldı. 20.16 Perihan Abla Perihan'ın evinde bır yafganu partisı vardır. Şakir de bir hedıye alarak yoia koyulur. Bir çukurdan çocuk sesi duyar. Çocugu çıkartmak için çukura girer ve onu kunarır. Ama kendisi çıkamaz. Yardım beklerken, iki adamın çukura bır paket sakladıklannı gurür. Bu çalınmif paradır. Şakir de ıster islemez bu olaya kanşmısıır. 21.01 Cosmos Bu bölümde Buda dini anlatılıyor, evrendeki değisiklikler, X ısınlan ve gözlemevlerinden söz ediliyor 2130 Haberler 22.05 TV'de Sinema: Bir Milyonerin Hatıraları Ünlü aklör ömer Şerifin Hollyvood'a gılmeden önce Mısır'da çevırdiği fılmlerden biri olan "Bir Milyonerin Haiıralan"nın konusu jöylt Büyük bir sirkelin sahibi o'.an Abdülhamit Bey bir şirker loplantısı sırasında sinirlenir ve/elç olur. Hasralığı sebebiyle kendını tamamen bırakır Ama bir siire sonra eski bir arkadaşı olan dokıor Celal'in lelkinleri ile hayata lekrar bağlanır. Dokıor yeniden ayağa kalkması için öneriterde bulunur ve bu arada hayaımı yazmosmı tavsiye eder. Abdülhamit Bey bu tavsiyeyi yerine gerirır, ama nasıl zengin olduğunu anlaıırken pek çok kisinin isine gelmeyecek açıklamaiarda bulunur. Kitabtn basılmasına engel olmak için basımevi yakılır, kendisi dövulur, bu arada hastahğı da kısmen geçmistır. Ama kiıabı bastırmak için kararlıdır, kızı ile birlikle arabası ile yoia çıkar ve vurulur. Amerikah sanatçı Avis Almann "Topkapı Sarayı'ndan İzlenimler"ini sergiliyor Önce fotoğrafuıı çektl, sonra resnıini yaptı JVevv Yorklu kadın ressam, önce çok gelışkın bir fotoğraf makinesiyle Topkapı Sarayı'nm fotoğraflarınt çekmiş. Sonra da bunları yağlıboya resimlere, sehgrafıye, fotokolajlara ve muşamba üzerine çalısmalara dbnüstürmüs. Kültür Servisi New Yorklu kadın ressam Avis Almann, dört y\l arka arkaya Türkiye'ye gelerek yaptığı çalışmaları, "Topkapı Sarayı'ndan tzlenimler" adı allında Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergiliyor. Almann, 21 hazırana kadar sürecek olan sergisini değişik yöntemler deneyerek olusturmuş. Yağlıboya ve serigrafi dışında, fotokolajlar ve döşeme muşambası üzerine yaptığı çalışmalar da var. "Topkapı Sarayı izlenünleri, neden Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde?" sorusuna, "Sergiye gezenlerde, Topkapıyı beBi bir mesafeden seyrediyormuş izlenimi uyandırmak istedim" yanıtını veriyor Almann. Sanatçı, 1982yılında İstanbul'a ilk geldiğinde önce Topkapı Sarayı' na koştuğunu anlatıyor. "Herkes gibi büyulendim tabii. New York'tayken sanki bir güç beni İslanbul'a çekiyordu. O yaz, bir ay için İstanbul'a geldim. Topkapı Sarayı dışında da pek çok yer gezdim. Süleymaniye, Rüslem Paşa Camü gibi. Benim için en ilginç olanı çinilerdi. Ve çinilerin en güzelini Topkapı'da buldum." Avis Almann, gerekli izinleri alarak bir ay süreyle her gün sabahın erken saatlerinden akşama kadar Topkapı Sarayı'nda çahşrnaya karar vermiş. "Maalesef ilk geldiğim giine kadar Türk sanatı, Türk eserleri hakkında çok az bilgiye sahipüm" diyor sanatçı. Almann haremi, özellikle 3. Ahmet'in yemek odasını ve sultanlarm kabul salonlarım çalışmalanna odak noktası yapmış. Saraym bu bölümlerini Osmanlı süsleme sanatının örneklerini, desenlerini, renklerini ve çizgilerini, simgesel ilişkilerini incelerken, kendi yorumunu ve yaratıcılığını da katmış. Sanatçı, çalışmalanna fotoğraf çekerek başladığıru belirtiyor: "Lights sirkeünin bana verdiği son derece gelişmiş, özel bir makineyle odalardaki tum aynntılan çekiyordum. İnsan gözünün göremediği çok ince aynntılan da görebilen bir fotoğraf makinesiydi bu. Fotoğraflardan sonra ınontaj işlemine geçiyordum. Yani bu kez kendi zevkime göre ben boyuyordlım istediğim yerleri. Daha sonra muşambalarla çalışmalar yaptım. Özel olsrak Almanya'dan getirttiğim muşambalann üzerine basit kalemlerle odadaki her seyi, ne var ne yoksa resimliyor Fethi Naci davayı' kazandı 23.30 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE Süpervizyon çok iyi İzzet Oz'ün hazırlayıp sunduğu "Süpervizyon" programı başlangıçlan bu yana tutturduğu çizgisini sürdürüyor. Aslmda pek de adı kadar iddialı, süper bir program değıl. ama kimi zaman öylesine kötü şeyler seyretmeye zorlamyoruz ki, onların yamnda "zemzem suyuyla yıkanmış gibi" diyebiliriz. Hiç değitse televizyonun görüntüye dayalt bir araç olduğunu bilen ve ellerintiekı maizemeyi en güzel gurüntülerle süslemeve ^çalifan insanlar var Süpervizyon ekıbinde. TASKVT SAR1BA Y Istanbul RADYO T R T 105.00 Asılış, program ve kısa haberler. 95.05 Ezgi kervanı. 05.30 Solistlerden birer şarkı. 06.00 Köye haberler. 06.10 GUnaydın. 07J0 Haberler. 07.40 Gunun içınden. 09.40 Arkası vann. 10.00 Kısa haberler 10.05 Rtklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Oku) radyosu. 12.00 Kısa haberfcr. 11.05 Reklamlar 12.10 Türkçe sözlu hafıf müzik.lUO Tüık halk mttzifci özel programı. 12J5 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Türküler. 15.00 Kısa hiberler. 15.05 ögleden sonra. 16.00 Kısa haberler. UM Okul radyosu. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Kövumuz köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 1S.00 Çocuk bahçesi. 1K.15 Haftanın çocuk şarkısı. 1İ.20 Bölgesel vayın ifıar programı ve rek'.amlar. 21.00 Haberler. 21.30 Saz eserleri. 21.45 Türk ve lslam dünyasından. 22.00 Türkuler geçidi. 12M Kiiçük konser. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını T R T I I 0 7 M Açılış ve program. 07.02 Solisılerden seçmeler. 07J0 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havaları. 08.00 iki solistten sarkılar. 08JO Sabah konseri. 09.00 Türküler. 09.15 Çocuk bahçesi. 09J0 Stevie Wonder söylüyor. 10.00 Şarkriar. 10.20 Turküler geçidi. 10.40 Bır e«r inceleyelım. 11.00 Kadınlar loplulugu. 11.30 Türküler. 11.45 Hafıf müzık. 12.00 Şarküar. 12J0 Çeşıtü sololar. 12.45 Nur Yoldaş söylüyor 13.00 Haberter. 13.15 HaHf müzik. 13J0 Caz sanaıı. 14.00 Erkekler toplulugu. 14J0 Yabancı dil dersi. 15.30 Oda müziji. 16.00 Sarkılar. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Turkuler geçidi 17.00 Rast faslı. 17J0 Çesitli muzik. 1J.00 Yuman sesler kadınlar topluluğu. 1130 Bilim ve leknolojide yeni ufuklar. 18.50 Çocuklar sarkı söylüyor. 19.00 Haberler 19.10 Sarkılar. 19.30 Yabancı dil dersi. 20.30 Beraber ve solo lürküler. 2 1 i » Haberler. 21J0 Hafif muzık. 21.45 Egıtım Onlisans programı. 22.15 HaHf müzık. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikiyeler. 22.45 Tttrküler. 23.00 Haberlet. 23.15 Beraber ve solo sarkılar. 23.40 Hafif müzik. 23.55 Müzigi yajatanlar. 00.55 Program ve kapanı;. T R T I I I 07.00 Açıhs ve program. 07.02 Hafif müzik. 0730 Sabah konseri. 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Haberler 09.15 Müzıklı dakikalar. 10.00 Ternpo. 11.00 Ogle>e dogru. 12.00 Haberler. 12.12 Gunun konseri. 13.00 Kadınlar topluluğu. 13J0 TUrkul:: geçidi. 14.00 Konser saaıi. 15 J0 Solisıler geçidi. 1555 İki solistten türküler. 16.25 Haflanın çocuk sarkısı. 16J0 Caz duygusu. 17.00 Haberler. 17.15 Sizler için. 18.00 Stiıdyo FM. 19.00 Haberler. 19.15 Müzik dünyasından. 20.00 Her hafıa sizlerk. 20J0 Müzik rüzgân. 21.00 Müzik bilmecesi. 22.00 Haberler. 22.15 Gecenin getirdikleri. 23.00 Bir konser. 00J0 Gece ve müzik. 01.60 Program ve kapamş. Gençlik Günleri'nin ikinci yılında Murathan Mungan: "Bir anlamda Türkiye'nin gündeminde bulunan Yeşil hareketten, marjinal hareketlerden yoia çıkmayı amaçladık. Birbirine benzeyen aynı kişilerin konuşup ayrn şeylerin söylendiği programlardan kaçındtk. " DİKMEN GÜRÜN UÇARER Muralhan Mungan'la geçen yıl yine bu sıralarda bir söyleşi yapmıştık, Gençlik Günleri üstüne. Bu yıl da yoğun bir koşuşturmanın orta yerinde ve sanınm bira2 da her zaman her yerde değişik biçimlerde karşımıza çıkan bürokratik engelleri aşmaya çahşırken buluyoruz Mungan'ı. Salt Şehir Tiyatrolan'nın kendi olanaklanyia değil sanattan, sanatçıdan yana tüm kuruluşlann da destekleriyle sürdürülmesi gereken bu etkinliğin geçen yıldan bugüne aldığı yolu şöyle değerlendiriyor Murathan Mungan: "Biz bir boşluktan, gençligia uzun süreli suskunluğundan, gençlik için yapılan işlerin yetersizliğinden söz ederek başlamıştık işe. Geçen zaman gösterdi ki, Şehir Tiyatrolan'mn yaptığı bu şenliğin boyutlannı aşacak bir açlıkla karşı karşıya gençlik. Gençlik Günleri, Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatro binasının bazı olanaklan kullanılarak. kendi bülçemiz zorlanarak gençligin bütün ihtiyaçlannı karsılayamıyor: çünkü işin boyu yukanda da söyledijpm gibi bizi aşıyor. Bu anlamda başka kuruluşlara çok fazla ihtiyaç var. Yanyıl latilini değerlendirerek şuhatta yaptığımız ve adını kıştan esinlenerek 'Beyaz Kuşak' koyduğumuz programı bayağı önemli sonuçlaria kapattık. Şimdi de 'Yeşil Kuşak' dediğimiz 25 günlük şenligi tamamladık." "Neden Yeşil Kuşak?" sorusunu da şöyle yanıtlıyor Mungan: "Şu anda dunyanın, bir anlamda Türkiye'nin gündeminde bulanan Yeşil hareketten, çevre koruma sorunlanndan, marjinal hareketlerden, alternatif düşünce biçimierinden, bunları n tartışılmasından yoia çıkmayı amaçladık. Gençlik Günleri'nin program mantığında tekrara düşmemek kaygımız var. Bu yüzden de birbirine benzeyen aynı kişilerin konuşup aynı şeylerin söylendiği program Gençligin suskunlıığundan yoia çıktık lardan kaçındık. Bu yılki fuaye soyleşilerimizde, daha çok genç kuşağın kendi imzalan ve kendi seslerine yer verdik. Bu çok önemliydi benim için. Çünkü bu tür söyleşilerin özendîrilerek yaygınlaşürılmasının gerekliliğine inanıyorum. Geçen yıl konserlere gösterilen özel ilgiyi karşılıksız bırakmamak. salondaki yığılmayı, kapıdan dönmeyi engellemek adına Açıkhava Tiyalrosu'nda iki konser duzenledik. Geçen yıldan bu yana artan bir ilgiyle karşı karşıyayız. On sekiz kadar amator tU'atro topluluğuna da yer verdik. Bu da yaygınlaştınlması gereken bir çalışma. Yine geçen yıl olduğu gibi film gösterilerimiz var. Sinema ve görsel sanatlar konusunda açıkoturumlar duzenledik. Kapanışa doğru. öğrencilerin kendilerinin söz alıp tartışacakları, 'Öğrenci Sorunlan' konulu bir açık oturum yaplık. Gençlik Günleri'nin ültür Servisi Eleştirmen Fethi Naci'nin, Doç. Dr. Olcay önertay aleyhine açtığı "intihal" dayası sonucunda, mahkeme, Önertay'ı Fethi Naci'ye 500 bin lira ödemeye mahkum etti. Fethi Naci, kendi kitabmdan bazı bölümleri kaynak belirtmeden alarak kullandığı iddiasıyla Doç. Dr. Önerıay aleyhine dava açmıştı. Fethi Naci, Önertay'm yazdığı "Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı ve Öyküsü" adlı kitabında, kendisinin daha önce yayımlanan "Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme" adlı kitabmdan bazı alıntıları tırnak içine almadan ve kaynak belirtirken gerekli özeni göstermeden kullandığını iddia etmişti. DÖRT YILIN ÜRÜNÜ ]\'ew Yorklu kadın ressam Avis Almann, Topkapı Sarayı'nda dört yıl süreyAnkara 7. Asliye Hukuk le yaptığı çalışmalardan ürettiğiyapıtlart şimdi Sultanahmet'te, Türk ve lslam Eserleri Müzesi'nde ser Mahkemesi, dava konusunda giliyor. Almann'ın "Topkapı Sarayı'ndan tzlenimler" sergisi, 21 hazirana kadar açık kalacak. inceleme yapmak üzere Ankara Ûniversitesi Hukuk taları görmüş: "Renk ayınmı konudum." lıkla, bütün aynntılanna inerek, o Fakültesi öğretim üyelerinden sunda birtakım hatalanm vardı. BuErtesi yıl, bu kez iki aylığına yidesenler yapıhrken hrça nasıl tutuProf. Dr. Nuşin Ayiter, Doç. lün bunlan düzellmek fırsatı bulne Türkiye'ye gelmiş Almann. Gelur, nasıl renklendirüir konulannda, Dr. Bilge öztan ve Doç. Dr. dum. Tabii bu arada Topkapı Saralirken de New York'taki Türk özellikle çini ve halı desenlerinde uzAhmet Damşman'ı bilirkişi yı'ndaki görevller bana çok ysrdımAmerikan Derneği'ne dönüşünde manlaştım diyebilirün. Topkapı Satayin etti. Bilirkişi heyeti, iki cı oldular. Yöneticisinden koruma Topkapı Sarayı ile ilgili W sergi gerayı'nda yetkililerin bana verdiği bilkitap uzerindeki incelemesi görevbsine kadar herkes yardım ettireceğine söz vermiş. Özellikle renk gilerie ve Amerika'da üniversitelersonucunda, "Alıntıların gerekli mek için çırpınıyordu. 'Biraz daha konusunda titizlik gösteren, Topkapı de yaptıgım araştırmalaria da Türk açık yap, biraz koyulaştır, tamam özen gösterilmeden Sarayı'na da kullanılan renkler dove İslam sanatlan Uzerindeki bilgişimdi rengini buldun' diye bana yol layısıyla hayran kalan Almann, bu lerimi pekiştirdim." yapıldığım, bu durumun en gösteriyorlardı. Sonunda artık rahatgelişinde daha önceki yıl yaptığı haazından kusurun ağır bir türü Sanatçı sergi sözünü 1985 yılında olan ihmal kavramma yerine getirmiş ve Birleşmiş Milletgirdiğini gösterdiğini" ler'in karşısındaki Türk Evi'nde, mahkemeye bir raporla Arnerikan Kültür Derneği tarafmdan bildirdi. düzenlenen bir sergiyle New Yorkartık kendi başına bir firrna olduğunu, kendi basına bir kunıluş olduğunu saptamak. soylemek yanlış olmaz. Böylesine geniş kapsamu bir şenlik için dar sayılabilecek bir alanda etkinlikleri gerçekleştirenlerin tiyatro dtşından amaıör gençler olduğunu öğreniyoruz Murathan Mungan'dan: "Bu tş gerçekten severek ve gönullü olarak yaptlacak bir iş. Bir yan etkinlik. Çok severek, yürek koyarak gerçekleştirilecek birşey. Bu yılki mayıs programında gönüllü arkadaşlann, üniversileli genclerin yoğun katkılanyla yurutluk işleri. Bu arkadaşlann destekleriyle "Gençlik Günleri" daha da büyüdü. Bunlan özellikle soylemek istiyorum. çünkü bu çalışmaiar sırasında bir çeşit alternatif çalışma ortamı. alternatif bir birliktelik arüayışt da sunmuş oluyoruz gençlere." lulara Osmanlı döneminden esintiler götürmüş. Böyle bir sergiyi Türkiye'de açma fikri Amerika'daki sergi sırasında doğmuş. Yine bu sergi sırasmda tanıştığı. daha önce Ankara'daki Amerikan Büyükelçiliği'ndeçalışan bir diplomat da 20 yıl önce çektiği Topkapı Sarayı konulu fotoğrafları Türkiye'deki sergiye eklemesi için Almann'a vermiş. Avis Almann, Türkiye'deki çalışmalannın kendisi için çok yararlı olduğunu belirtiyor. Amerika'da ve Norveç'te çeşitli güzel sanatlar okullarında öğrenim gören, bu arada Fransa, Yunanistan ve Almanya'da da resim çalışmaları yapan sanatçı, " İslanbul'da gerçekleştirdiğim Harem Projesi' ve Topkapı Sarayı bana yeni bir yöntem geliştirme fırsatı verdi" diyor. "Foiokolaj tekniğini geliştirdim. Bir foloğrafı daha renkli ve cazip bir şekilde canlandırarak resme mimari açıdan yaklaşmış oldum. " MSÜ etkinlikleri 'ültür Servisi Mimar Sinan Ûniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın 20 mayısta başlayan kültür etkinlikleri bugün sona eriyor. Etkinlikler kapsamında bugün Mimar Sinan Ûniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda saat 14.00'te bir öğrenci konseri verilecek. Yine saat 14.00'te Boğaziçi Üniversitesi'nde gençler resitali izlenebilecek. Bugün saat 17.00'de İstanbul Ûniversitesi Fen Fakültesi'nde Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası bir konser verecek. Şef Roman Skrepek'in yöneteceği konsere solist olarak Zeynep Eren, A. thsan Onat, Şebnem Tataroğlu, Gülgün Özyiğit ve Kenan Dağaşan katılacaklar. Mimar Sinan Ûniversitesi Devlet konservatuvarı etkinlikleri kapsamında bugün piyanist Metin Ûlkü, saat 18.30'da Avusturya Kültür Ofisi'nde bir resital verirken saat 20.30'da da Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda Rus yazarı Anıon Çehov'un "Uç Kız Kardeş" adlı oyunu sergilenecek. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ İpek artıklarından elde edilen ve dokumacılıkta kullanılan iplik. 2/ Katışıksız... Açgözlü. 3/ Kuşak... Eğik olmayan. 4/ Hararet... Alabalığın kısa söylenişi. 5/ Bir tür deniz taşımaolığı... Brom elementinin simgesi. 6/ Tavlada bir sayı... Eskiden Iranda il yöneticisine verilen ad. 7/ Pirinç ve şekerkamışmdan elde edilen bir tür rakı... En küçük sosyolojik birim. 8/ Eski dilde uyku... Iran kahramaru Ruslem'in babasının adı. 9/ Kuzey yan gökküresinde bir takımyıldız. YUKAMDAN AŞAGlYA: 1/ Alışma, etkilenmez olma. 2/ Yunan mito i lojisinde savaj tanrısı... Evüya. 3/ Afrika'da bir ülke... Güney Amerika'daki dağ sırası. *' / En tanınmış sinema ödulü. 5/ Niğde Aksaray'ı o yakıntanndaki ünlü vadi... Molibden elernenĞ" tinin simgesi. 6/ Birmanya'nın plaka işareti... Tallı sularda yaşayan y\riıcı bir balık. 7/ tşaret olarak yere dikiten çubuk... Bir ilimiz. 8/ N tslam'da bir mezhep mensubu... Bir Baıı şiiri türü. 9/ Tahta, metal ya da taşı işlemeye yaraZ yan çelik araç. Ali Özgentürk'ten Kültür Bakanlığı'na açık mektup: • 1• • ir İ E • • TT 1 i L A. c i [i L [İT A [o rJ ş TN" D O 'HazaVa yasağın gerekçesi ne? Yönetmen Özgentürk, "Hazal" adlı füminin Verona Festivali'ne kaülmasının Bakanhk Sinema Dairesi'nce engellenmek istendiğini öne sürdü. Kültür Servisi "Hazal", "Al", "Bekçi", "Su da Yanar" adlı filmlerin yönelmeni Ali Özgenlürk," Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bir açık mektup yayımladı. Açık mektubunda, 1980 yılında gerçekleştirdiği "Hazal" adlı filmle ilgili bazı engellemeler konusunda bakanlığın açıklık getirmesini isteyen Özgentürk, filminin ttalya'da yapılacak Verona Film Şenliği'ne katılmasının önlenmeye çalışıldığım söyledi. Özgentürk'ün, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na açık mektubu şöyle: "Önümüzdeki haziran ayında İtalya'nın Verona Film Festivali bütünüyle Türk sinemasına ayrıldı. Verona Film Festivali Başkanı. nisan ayında İstanbul Sinema Günleri'ne geldi. Türk filmlerini izleyip programında yer vereceği filmleri seçti. Bunların içinde 'Hazal' filmi de bulunuyordu. Festi\al Başkanı, seçtiği filmlerin listesini bakanhğınıza bildirdi, çünkü testival bakanhğınızın da yardımıyla gerçekleştirilecekti. Bakanlığınız Sinema Dairesi, Verona Festivali Başkanına ancak bazı koşullarla yardımcı olabileceğini bildirdi. Bu koşullardan biri, yöneımenliğini yaptığım 'Hazal' filminin festival programından çıkarılmasıydı. 1980 yılında Türkiye'de Denetim Kurulu'nca onaylanmıştır. Türkıye'ae ve dunyanın birçok ülkesinde, yapıldığı 1980 yıhndan bu >ana defalarca gösterilmiştir. Ayrıca uluslararası birçok film festivalinde Türkiye'yi temsil etnıiş ve toplam 6 uluslararası ödül kazanmıştır. 'Hazal'a uyguladığınız bu yasaklama kararının gerekgesi nedır? 'Hazal' TV'de de bugüne kadar bir kez bile gösterümemiş, böylece yasaklama TRT tarafından da uygulanmıştır. Aynı yasaklama Tokyo Festivali Büyük Ödülü'nü alan 'M' ve Venedik Film Festivali yarışmalı bölümünde Türkiye1 yi temsil eden 'Bekçi' adlı filmlerim için de uygulanmıştır. Sinemaya yeni olanaklar ve özgürlükler getirdiğinizi söylediğiniz bugünlerde, bakanhğınızm ve iktidarınızın filmlerime uyguladığı yasaklar konusunda kamuoyu önünde açıklık getireceğinizi umut ediyorum. Saygılarımla!' 1925 haziran günleri arasında yapılacak Verona Film Şenliği'nin yöneticileri, geçen nisan ayında yayımladıklan basın bildirisinde, bu yılki şenliği Türk sinemasına ayırdıklarını açıkiamışlardı. Şenlik yöneticileri, son yıllarda Türk sinemasının bir gelişme ve yenileşme hareketi içinde olduğunu belirtmişlerdi. £> E Z u 1 ö M T R 1 k İĞ Iı M 0 1 |T HAVA DURUMU Ao*u AUMar UıyMiaı â«ı Günümüz Sanatçılan sergisi 'ültür Servisi İstanbul Festivali kapsamında 20 haziranda açılacak "Günümüz Sanatçılan Resim Sergisi "ne katılacak 44 yapıt belirlendi. Sezer Tansuğ, Jale Erzem, Bülent Özer, Semra Germaner ve Kaya Özsezgin 'den oluşan seçici kurul, yarışmaya katılan 405 eser içinden birinciliğe Yavuz Tanyeli'nin yapıtını seçti. İkinciliği Hayri Karay, üçüncülüğü ise Feride Kılıçtaş kazandı. "Günümüz Sanatçılan Resim Sergisi" 20 temmuza kadar açık kalacak. AMriyl Ifivm Btt» Bursa thJrtaiur < V k k k / i 21" 13° E0.n* 21° 15° Eranc*. 28" 10* Eıanı** 20° 6*E»gftr 26* t t * GaftMBp 28* 11* Guikstane 22" 13" ısoana 25" 11° ıstnem 2TJ" 10° omr 26" 14" K*s 20" 12° K45iiT«XHı 25° U° Kjfsttı 28° r «ırsed» S B V A Y a A e e B 3 8 B 25° Z3« 19° 2*° 31* 21° 25° 13° KırtKn 12° KnnjJ 7* W«t(ya 7" Mu01* 12" 1*0* 15" Samsun >* Swi i k 23° "4° SıvJS 23°12"SU* 1S* 7 " 1 * « i { 24° 8° TraSon 21° 6" Y«W1 21° ' < " ^ U G 1 1 f » k f 26" 12° 22° 7° 29° 10» 20" 9° 21" 8° 2!" 15° 2!" 14» 20° 14= 26" «° 30° 10" 19*13° 20° 15° 22° 7° Amste'Sarr «ır.l Ba«ı P«nr Bruksei Cenevrc Coue Gtrne Klh»c Ki» 25° 23° 19" < 17" 19° cOOOn «*«)•») M0SN0V8 Mumn A Y V NMVoıt Oio Pans Roma Sotyı te 1 Aviv Zırıh 20° 21° 38° ZC A 32° •6° 16" S 8 A A A A Y 21° 7" 18* ıB" 20" 16° 40° 21° 17° 17» A A V 29" 29° 25° VA SiCAKiifit 0 orU ziman amjn tuvvtıiı onran e s « w Oeidenje m itzta esece< Oerhi mute«i daıgat otup 90'us uad>o> 10 «m doüyı^ı tKAracaN Cftı; SUVU 23 Antaiya ve *s»«nsefun <U 22 \pnr ve AUrya <U V Cesnt Boftfum Itofmans ve Uersm « 20 Kujaö» Anvmjf Canawa« Oe ' 9 toryı z> 15 oerçce Vai Gfr» acw gecece« ^uıoJlf {K>r«y vt doOu yon«rtK" . '0 < RÛ2GAR GENÇLÎĞtN SUSKUNLUĞU Gençlik Günleri'nin yöneticisi Murathan Mungan, "Biz bir boşluktan, gençliğin uzun süreli suskunluğundan, gençlik için yapılan işlerin yetersizliğinden söz ederek başlamiitık işe" diyor. (Fotoğraf: MERIH AKOĞUL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle