Katalog

8 NlSAN 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZİK FİLİZ ALİ Orkestra yönetLminin seçimle değişmesinin sakıncaları var Bizim orkestralanmızda program, şef ve solist değişikliklerinin sık sık meydana gelmesi, yönetimdeki yanlışlıktan kaynaklanıyor. Orkestra yönetiminin her yıl seçimle el değiştirmesi, dışardan bakıldığında çok demokratik ve çağdaş görünmekle birlikte, orkestranın işleyişini aksatması bakımından hiç de tercih edilecek bir yöntem gibi görünmüyor. Baharla birlikte konser trafiğinde yukselme gözleniyor. Geçen hafta iki genç sanatçının resitaline, bir okul orkestrası konserine, bir de haftalık olağan tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserine giderek, mevsimin rekorunu kırdık. Genç kemancı Cihat Aşkın 30 mart pazartesi gunü tstanbul Türktngiliz Kultur Derneği'nde bir resital verdi. Birkaç gün sonra da Yehudi Menuhin Uluslararası Keman Yanşması'na katılmak üzere tngiltere'ye hareket eden Cihat Aşkm, 500 kişi arasında ön elemeyi kazanan 25 kemancıdan biri. Pazar gunu yapılan ilk elemede ise, Aşkın, finale kalan 12 kemancı arasına girdi. Ayhan Turan'ın özel keman sınıfında yetişen Cihat Aşkın, doğal kolaylığı, yeteneği ve güzel keman tonuyla daha önce vcrdiği konserlerde de dikkat çekmişti. 31 mart salı akşamı Ebru Akkan, Ataturk Kultur Merkezinde bir piyano resitali verdi. Bu iik resitalinde Ebru Akkan, doğal olarak epey heyecanlıydı. tstanbul Belediye Konservatuvannı bitirdikten sonra, Lausanne Konservatuvan'ndan da diploma alan Ebru Akkan'ın, henuz piyanist olarak çözmesi gereken pek çok sorunu var. Bu soruniann bir bölumu ders sırasında çö Konserlerdeki aksamalar yönetimdeki yanlışlıktan kaynaklanıyor ÇOki OLUR „ LAFi S4NK, BEN.M ^..N SEMER VURAN I / \ •((< F/'KİRI DEĞİŞEN ŞEF VE SOLİST İDSO 'nun 34 nisan konserlerbtde, PortekUM şef Silva Pereira gelemeyince, Cem Mansur yürekMkle orkestrayı son anda yönetmeyi üstlendi. Konserin ilk bölümünde viyolaa Zeliha Küyel, Bartok 'un konçertosunu her bakımdan üst düzeyde bir anlaytsla yorumladı. zümlenmesı beklenen temel piyanıstik sorunlar. Daha bilinçli çalışarak, aynntılara onem vererek ve kendini dinleyerek teknik ve muzikal eksikliklerini gidereceğıni umarız. İyi kulak ve çok çahşmak 2 nisan perşembe gunü Mimar Sinan tlniversitesi Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası, AKM'de bir konser verdi. Solist, çellist Zeynep Eren'di. Orkestrayı Roman Skrepek yönetiyordu. MSÜ Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası, bir öğrenci orkestrası. Öğrenci orkestralannın bir şanssızlığı da, öğrenciler okulu bitirdikçe, orkestra kadrosunun surekli değışmesı. tkı yıl önce şef Carmen Moral yönetiminde verdikleri çok başanlı konserlerde, neredeyse gözlerimizi yaşartacak kadar iyi olan orkestramız, bu konserde bizi biraz düş kınklığına uğrattı. Üfleme çalgıtar arasında profesyonel orkestralanmızda büe az bulunur nitelikte genç müzisyen adayları var olmakla birlikte, yaylı çalgılarda bir duşüş gözlendi. Temiz ses çıkarmak için, önce çok iyi solfej bilgisi, iyi kulak ve çok çalışmak, özellikle birlikte çok çalışmak gerekiyor. Sanınm, bu yıl konservatuvarın bina değiştirmesi, bu nedenle ders yılının geç başlaması, çalışma odası bulunamaması gibi sorunlar yüzunden alınan sonuç istenene ulaşamadı. Konserin solisti Zeynep Eren, Reşit Erzin'in öğrencisi. Erzin ekolünün sağlam damgası var Zeynep'te. 1986'da Akdeniz Gençlik Orkestrası'nm Fransa konserine Turkiye'den seçilen grup içindeki tek çellist olan Zeynep Eren, bu konserde SaintSaens'ın Op. 33 La Minör 1. Çello Konçertosunu yorumladı. 34 Nisan 1987 tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserlerinde yine bazı aksamalar nedeniyle program ve şef değişmişti. Portekiz'den gelmesi beklenen şef Silva Pereira'nın biletinin gönderilmesı gecikince, konserin yönetımini son anda Cem Mansur üstlendi. Solıstlerden çellist Reşit Erzin ise son andaki bu değişiklik nedeniyle konsere katılmaktan vazgeçti. Hastalık, kaza gibi önüne geçilemeyecek aksamaların dışında program, şef ve solist değişikliklerinin bizım orkestralanmızda sık sık meydana gelmesinın başlıca nedenı, yönetimdeki yanlışlıktan kaynaklanmaktadır kanımızca. Orkestra yönetiminin her yıl seçimle el değiştirmesi, dışardan bakıldığında çok demokratik ve çağdaş görünmekle birlikte, orkestranın işleyişini aksatması bakımından hiç de tercih edilecek bir yontem gibi görünmemekte. Dunyadaki tum orkestralann gündelik yönetimi, degişmez yönetici kadrolar tarafından gerçekleştirilir. Bu kadrolann orkestra uyesi olması gerekmediği gibi, olmamalan daha da akla yakındır. Orkestranm disiplini, İconuk şef ve solistlerle ilişkilerin kurulması, nota kiralanması, basınla ilişkiler, program düzenlenmesi ve basımı gibi bürokratik ve sekreterlik işleriyle, yetişmiş idari kadrolar ilgilenir. Orkestra üyeleri ise, kendi aralarında seçtikleri yönetim kurulu ile orkestranın artistik politikasını, yıllık programlann çizgisini saptarlar. Her yıl değişip duran yönetici kadro ise, işin puf noktalarını çözup, yönetimi rayma oturtana kadar görüniır görunmez sorunlarla karşı karşıya kalacak ve deneyimsizlikten doğan aksamalann onü hiçbir zaman alınamayacaktır. Cem Mansur'un gerçekten yüreklilikle son anda yönetmeyi ustlendiğı bu konserde, kendı repertuannda ve ezberinde olan iki eseri çaldırması, sanatçının lehine oldu kuşkusuz. Konserin ilk bölumunde Sibelius'un Vals Triste'i ve Bela Bartok'un Viyola Konçertosu yer alıyordu. Bartok, bu konçertoyu unlu viyolacı William Primrose'un siparişi üzerine ölumunden altı ay once bestelemeye başlamıştı. 26 Eyliil 1945'te New York'ta ölduğunde, konçerto, sayfalan numaralanmamış 15 yapraklık bir musvedde halindeydi. Bartok'un yakın arkadaşı ve eserlerinin duzeltmeni Tibor Serly, bestecinin yanm bıraktığı, orkestrasyonunu yazamadan ölduğu bu konçertoyu, Bartok'un notlanna olabildiğince sadık kalarak tamamladı. Zeliha Küyel, Bartok'un viyola konçertosunu her bakımdan ust düzeyde bir anlayışla yorumladı. Sanatçının ufak cüssesinden beklenmeyecek derecede dolgun viyola tonu, ritm duygusunun şaşmaz doğruluğu, tertemiz entonasyonu ve muzikal anlayışı en çarpıcı özellikleriydi. 1958 doğumlu bu genç muzisyenin adını ilerde sık sık duyacağa benzeriz. P t K N İ K PtYALE MADRA PMDE*/ ÇOCUlV \ O qOK YALANC 7 n COCUK, / ^ AHA ( KlRMfZ\ ÇlUBti l CO00K'. fflZLI GAZETEÖ NECDET 5BVİMV 3i 5Bİ . :n KOFE&I HAV M4V HAV H4 GİBı D'iıpt. SOKAK^A (5ÖVPÜ6Ü TuM G&t 5EV.YCRPU PÜ5MN KESİLMlşrı'M o ÇARÜ ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl AĞAÇ YAŞKEN EĞÜJR t KEMAL GOKHAÜ Pekinel PekineVler Carnegie HaU'daydı Güher ve8 Süher akşamı kardesler, mart New York'ta, yeni onarüan ve dünyanm akustigi en iyi konser salonu saytlan Carnegie HalVda ilk resitaUerini verdüer. Resitalde, Brahms, Rahmaninov ve Stravinski'nin yapıtlannı yorumlayan Pekinel'lerle, resital öncesinde ABD'nin önde gelen dergüerinden "People"da bir söyleşi yaymlantb. "Peopk"daki söykşinm başhgmda, "Güher ve Süher Pekinel safmeye çtknğmda, klaâk piyano tiryakileri ikiz Türk lokumunun tadaa abyor" sözlerine yer verildi. \\iç saKp olamodıjtn famaırıiyle bertm ıftu pütn olan ve bu ne sıâ d k NİSAN SAYISINDA YİNE OLAY! Sine'ma Gunlerı '87'ye bakış. Onat Kutlar, Vecdı Sayar ve Hülya Uçansu ile 'Sınema Gunlerı' sohbeti. * Cezaevınde sanat; sanatçıda cezaevı. Asım Bezircı, Vedat Türkali, Erol Toy. * Hâlâ lanetli bir yazar: Marquis de Sade Jean Jacques Brochier, Roger Laufer, Xavier de Sade, Alaın Robbe Grillet, Necla Işık * Gültekın Çizgen, Paris'te Rıyad sergisini anlattı. * Perıde Celâl'in yeni romanı: "Üç Kadın" ; " Hasan Bülent Kahraman 'gülmece'mizi değerlendirdı. * Prof. Dr. Semavi Eyıce ile 'topraküstü' kazıları hakkında * TV'de yeni dızı: "Büyük Koşu" * Nazlı Eray'ın hıkâyesi: "Özeİ Oda" * Yılmaz Gruda'dan şıırler • Önder Şenyapılı yazdı: "Bir resım vardır • ' resimde, resımden ıçre" ; ' Sanatçı, araştırmacı ve eğitimcı Malık Aksel * Ölümünün ellinci yılmda Abdülhak Hâmıd'ı Cemal Kutay yazdı '"' Resım dünyasından: Birol Kutadgu'da yaşam * Prof. Kerım Sılivrili ile "eskıyeni" üzerine !t 25 yıl sonra yenıden 'Ayak Bacak Fabrıkası' * Çağdaş Bale'ye "Kimlik saptaması" önergesı Jak Deleon s TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIK 8 Msan MILO VENUSU BULUNOUL 182O'P£ 8U6UN,L)NLÜ YUNAN HEYKEU "MILO LUhlOÜ. SÖYLENTIfE GÖflE, MILOS AOASl'NOA, YOeGl AOLI~ 8 ' « ÇlFTÇl mRAFINDAN TXRIAM SULUUAN H£YKeL,OStRADA UMANl ZlYAKET EOEN FGAMStZ "SSTAFETTE"SAM f SCMlSİNHJ SlR SU8AYI, OLIVlSR VOUTIEH'HIH OIKKATIUDBN KAÇ*AAMI$TI'. HEYK&LıH SAT/M ALIMMASI İÇİN, iSTAMSUL'OAfO eLÇlYI HA8ERDAR BVEM SuSAy, 61KKAÇ GUN SOURA, YAPtT IÇIN SSO FKAUK ÖDEUM&SINI SAİLAMIÇTI DAHA SONRA FRANSA'YA GOTÛRÛLEN uey KELIN PAKBTI AÇtLDfĞ'HM, iKt K.OLUNUU OLMACH& GÖKÛLMÜÇTÜ !. KOLLAR.IN NASIL KOPTUĞU ANLAÇlLAMAMIŞ, ÇEÇlTtl YOHUMLAR YAPlLMlÇTf. M Ö. HO8Ş Mılo [/enüsü, ARASINDA yAPtLDIĞI SANILAN f4BYK£L, EN 1Y1 PAÜOSYu*ams1a* Osnton YONTVLMUÇ OLUP SAMATÇlSl BILIM. YAPIT S/R SAUATHARIKASI SAYlLMAKTADie. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyel Allelizinı Jaaliyrliııi teshit için bir loplnııtı Isıanbul Atleııznı ajanlığı yeni ınevsım dolayısıle butun kuluplere bir rebiığ yolluyaıak arletızm ıştenle alakadar olan bırer murahhaslarını 17 nisan cunıartest gunu bir toplanlıya 8 Sisan 1937 \erecek olan bu roplanııda ahıw<.ak kararlara gore atleııznı ışlerınııze yeni bu hususıyet verıleceklır. 19371987 malumaı ısteıımıştır. Istanbulda evvelce genış bir halı sanayıı ınevcud oldıığu halde bugun halı yapan ancak ıkı, ııç lezgah kahı f'ir Buna sebeb, istanbul lıul un nun alıci'ii olan seyvahloıın snııdı dovı: geıın»\ınesı, lııgıltere ve Anıeıih ,'i cskisı kadar aeııış lw!< .lamalandıı: davet etımştır Aıleiızm sahasında uzun bir ınaziye malık olan htanbııl k uluplerının bu sahada yenıden faaıiyeıe geçebilnıelcı ı ıçın yapılacak olan bu loplanlıya buvıık bir ehemmıyet verıhnek ledır Kuluplerımızm loplu bıı halde a/letızın luuekeılcnne hız Ihılıchl, Tıııkofis, ııiı'inlekcı luılralığı hakkında genış bir eıııd yapınaktudır. Buııun ıçın İstanbul Tuarel Odasından da