19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dışında ekonominin genelindeki behrttığımiz koşullann da yerine getinlememesi, karşılaşılan burgacın (girdabın) sancısını her geçen gun daha da hissettirır olmujtur. Bu nedenledir ki, başlangıçta yeterli gorulen beş yıllık surenın on beş yıla kadar uzatılması gerektiği vurgulanmaya başlanmıştır. Bu kadar uzun sureyi goze alamayan özel sektor, imdat sireninı daha sık çekmek zorunda kalmıştır. Şirket kurtarmada, soruna sadece finansal açıdan bakıp, bankalann alacaklannı, kurtanlacak şirketin sermaye hesabına aktarmak yeterli bir yol değildir. Çünkü sorun, ekonomik modelin yarattığı şokun yanı sıra, belki de o olçude 'yönetsel'dir. Bankalann bu yonde geliştirdikleri ortaklıkla firmanın yönetimine ağırlığını koyarak açmaza çözüm getireceği duşunulebılir. Esasen kendi bunyelerinde yonetim sorunlarının ağırlığı küçumsenemeyecek olçude olan bankalann, yonetim açısından firmaya yapabileceklerı katkı sınırlı olacaktır. Bu nedenle kurtarma girişimi sonunda firmalarda yine mevcut yonetim, etkinhğini surdurecek ve yeniden kısır dönguye girilebilecektir. İmdat sirenini çeken firmalara bakıldığında, ekonomik model uygulamasının getirdiği şokun yanı sıra, bu kuruluşların çoğunun aile şirketleri ya da profesyonel görüntu altında aıle şirketi özelliklerindeki kuruluşlar olduklan görulur. Bu tür şırketlerin hemen tumunde ortak özellık aynıdır: Yoneıici ortak ciddi araştırmalara gıtmeden kararlar vermektedir. Içinden geldikleri ortam gereği bu alışkanlıklarını kolay bırakacaklan da soylenemez. Bıraktıklannda bunu kişilik sorunu yaptıkları bile gozlenir. Planh çalışma, sorunları kendisi dışındaki kişilerin duşunmesine olanak verecek bir yönetici yetiştirme duşuncesi tam olarak yerleşmemıştir. Uretim sonuçlarını yine modern işletmecihğin gereiaırdiğı boyutlarda paylaşma alışkanlığı da ne yazık ki ıstenilen olçulerde geliştırilememiştır. Bireyci alışkanlıklann yerleştiği ortamlarda yetişen bu kişiler, bir bakıma haklı da olabilirler. Çunku kendilerinin dışında, uygulanan ekonomik modellerın getirdiği rıski kendisi ile paylaşan yonetimlerı her zaman yanlarında bulamama riski ile karşı karşıyadırlar. Bu kultur ve gelenek yapısı ıçinde, işletmeciliği ve yoneticiliği, arazi, arsa ve benzeri gayn menkul alımı ile guvence altına alma duşuncesi ile eş anlamda tutmaktadırlar. Ve bu duşunce, işletmenin gerekli finansal yapıya kavuşmasını engelleyen önemli bir etkendir. Gerçekten 1985 yılında sermaye arttırımına gıden 20 firma üzerinde yapılan araştırmalar, firmaların yuzde 43'unde işletme sermayesinin negatif olduğunu, yatırımlann yuzde 49.7 oranında kısa vadeli kredilerle finanse edıldiğıni ortaya çıkarmıştır (*). Şirket kurtarma girişiminde yonetim sorunu dikkate alındığında, ekonominin uretim kesimine giren bankalar yonünden de aynı sonuçlann alınma olasıIığı yuksektir. O zaman ortaya çıkacak "kaos"u çözmek için başka bir operasyona yer kalmayabilir. Şirket kurtarma girişimi, "kalan sağlar bizimdir" biçimındekı ekonomik modele son verme bakımından ciddı göstergeler olarak irdelenmelidir. Yine Batı ekonomisi icinde, piyasa ekonomisinı yaşatan, adil gelir boluşumunu sağlayan "sosyal piyasa" anlayışı içinde de sistem uygulanabilir. Ancak boyle bir ekonomik model anlayışı ile ayncalıklı uygulamalar onlenebilır ve uretici, tuketici ve toplumun tum katmanlarında güven yaratılmış olur. Hepimizin refahı, geleceği ve mutluluğu ile ilgili kararlarda toplumu birbirine yabanalaştıran uygulamalardan kaçınmak gerekir. Ancak o zaman yanna umutla bakan, ekonominin dinamiklerini bir arada tutabilen hakça bır duzen içinde yaşayan bir toplum yaratılabılir. Şirket kurtarmayı da bu bütunlük içinde görmek gerekir. (*) SÜZEK, Sanver "Serraaye Amnmına Gıden Anonım Ortakhklann Finansal Analızı". D.E Ü . I 1 B F , Ya>imlanmamış Yüksek Lısans Tezı, lzmır, 1987 8 NİSAN 1987 Şirket Kurtarma Şirket kurtarmada, soruna sadece finansal açıdan bakıp, bankalann alacaklannı, kurtanlacak şirketin sermaye hesabına aktarmak yeterli bir yol değildir. Çünkü sorun, ekonomik modelin yarattığı şpkun yanı sıra, belki de o ölçude 'yönetsel'dir. Bankalann bu yönde geliştirdikleri ortaklıkla fırmanın yönetimine ağırlığını koyarak açmaza çözüm getireceği düşünülebilir. PENCERE Savaş Ci Asım Bezirci kitap uzerine kitap çıkaran, ürün üzerine ürün veren bir yazar, eleştirmen, araştırmacı... 25'inci kitabının adı: "HaJkımızın Diliyle Barış" Barışa düşmanlığın alabildiğine körüklendiği güncel ortamda ilginç bir inceleme, banşçı halk ozanlanndan bir detieme... Bezirci diyor ki: "Osmanlı ekonomisi ticaret ve sanayiden çok, fütuhat ve ganimete dayanıyordu. Yonetim bu nitelîğini 'Islamlığı yayma' (cihat) ülkusüyie süslüyordu. Bundan ötürü sık sık seferier düzenlenıyor, ülkelerele geçiriliyordu. (...)Buyüzden savaşlar hiç eksik olmuyordu." Devletin idedojisi savaşçılıktan yana otursa bireyier ne yapabilir? Bezirci yanrtlıyor: "Bundan dolayı, şairier de banştan çok savaştan söz açabiliyoriardı. (...) Öte yandan, savaştan zarar gören halkın şairieri ise doğrudan barışı savunamıyor, savaşı çıkaranlar ile yönetenlere pek dokunamtyor; ama savaşın açtığı yaralan deşmekten de geri durmuyotiardı." Osmanlı döneminde erkeğin askere gidişi, savaşa gidişiyle eşanlamlıydı: "Kışlanın önünde çalınır sazlar Yüreğim yanıyor cığerim sızlar ybmen'e g'ıdene ağlıyor kızlar" Halk ozanlarının savaşa karşıtlığı kimi dizelerde acıya, kimi zaman yakınmaya dönüşüyordu. Ancak savaşçı devlet yönetiminde barışı övmek özgürlüğü de yoktu. Bu yüzden, savaşı yeren halk şaırinin adı çoğu zaman gizli kalırdı: "Bizlere istikbal önce açıktı Şu harbe girmemiz uğursuz çıktı Feluket rüzgârı bu mülkü yıktı Vatanın perişan oldu her yeri" Yine adı bilinmeyen bir halk ozanı yakınıyor: "Savaş bitti hani yurduna giden Gelmedi yiğitler tutsakta kaldı Yâd illere düştü kurtar Yaradan Kimi yaylak kimi kışlakta kaldı" Halk savaş ısler mi? Kimi dönemlerde halkın bir bolümünü "savaş isterisi"nm sardığı görülmüştür, ama savaşı ısteyenler, en çok savaştan çıkar sağlayan egemenlerdir, kitleleri bunların siyasetleri sürükler. • Osmanlı devteti savaşçıydı... Ya Cumhuriyet? Cumhuriyet, Osmanlı "mülk"ünden Türk yurduna geçmektir; daha başka deyişle sınırian oynak ve belirsiz çağdışı imparatoriuktan, sınırian saptanmış, çağdaş ve ulusal devlete dönüşmektır. Bu tarihsel donüşürnün önden Mustafa Kemal'in savaşa ılışkin görüşleri açık ve seçik: " Meclısimız (Büyük Mıllet Meclısi) ve hükümetimız cenkçi ve maceracı olmaktan uzaktır. Bilakis sulh ve seiameti tercih eder." " Bundan sonra asker oluşumuz, artık eskisi gibi başkalannın hırs, şan ve şöhreti ve keyfi için değil, yalnız aziz topraklanmızı korumak içindir? " Millet hayatı tehlikeye maruz kalmayınca harp bir cinayettir." " Dürüst ve açık olan dış siyasetimiz özellikle banş fikrine dayanır." " Yurtta barış, dünyada banş..." Bezirci kitabında diyor ki: "Çağ ve toplum değişmiştir: Artık fetih savaşları yoktur; askerlik kısalmıştır, uzak / yabancı ülkelere gıdilmemektedir; dehşet saçan çarpışmalar görülmez olmuştur; acı göçler, tutsaklıklar, talanlar tarihe gömülmüştür..." Cumhunyetı kuran Atatürk, savaşı "cinayet" diye niteliyor; yurt savunmasını zorunlu tutarak savaşı yargılıyor. Peki, son yıllarda yaşadığımız toplumu saran savaş edebiyatı nedir? İktıdarın devlet örgütüne sinmiş odaklarından fışkıran savaş ideolojisi ülkemizde barışı yargılamaya, barışçıları yok etmeye yönelik akıma nasıl güç verdi? Yoksa bu oluşum da "Osmanlıya özlerrTın ve "Türklslam sentezTnin bir yan ürünü mü? Kimbilir, belki Türk halkını Kore'de olduğu gibi Basra'da ya da ulusal haklarımızı ilgilendırmeyen bir başka yerde savaşa sokmayı çıkarlarına uygun goren dış odakların barış düşmanlığını körüklemesi, içerde savaşçılık ideolojisini azgınlaştırıyor. Prof. Dr. CENGİZ PINAR Enflasyonun uç basamaklı rakamlarla ifade edildiği donemden sonra, 1980'lerin başında Turkiye'de, Batı ekonomik modelin değişik bir uygulamasına geçilmiştir. Esasını 24 Ocak Kararlan'nın oluşturduğu bu uygulama, 12 Eylul olgusu ile birlikte yörungesine oturtulmaya çalışılmıştır. "Kalan sağlar bizimdir" biçiminde nitelendirilen ve kapitalist kabullenım içinde gerçekten seçeneksiz (alternatifsiz) olan uygulama, bazı olumlu sonuçlan yanında, tarafsızlık görunumu altında ciddi boyutta haksızlıklan da beraberinde getirmiştir. Çünku sistemin uygulanması: Bireylerin çıkarlarını eşit düzeyde kollama gucüne sahip olduğu, Para ve sermaye piyasası gibi ekonominin altyapı kurumlannın işlerhğinin var olduğu, Dış ekonomik dengesizliğin geçici olduğu, Ginşımcı gücünun, sistemin gerektirdıği kalitede oluştuğu vb. koşullar ve varsayımlara dayanmaktadır. Gerçekten enflasyon gibi, çok önemli bir soruna yuzde 30'lar düzeyinde belli çozum getirilirken, belirtilen koşulların sağlanamaması nedeniyle uygulama, beklenenin otesinde "tahribat" yapmıştır. Orneğin, nedeni buyük ağırlıkla işçi ücretlerine bağlanan enflasyon, sendikal faaliyetlerin uzun suredir denetim altında tutulmasına karşın, yine de istenen duzeylere çekilememiştir. Bir yonü ile kendini geçmişte enflasyon ortamına göre ayarlamış olan uygulamada enflasyonun, örneğin yuzde 10'lara duşürulmesi durumunda "tahribat" daha da yaygın olacağından, bilinçli olarak yuksek tutulduğu da soylenebilir. Buna karşın, dış ticaret açıklannın ve dış borçların olması gerekenin üzerinde seyretmesi işsizliğin, toplumun tahammul gu cünu aşması, demokratik yaşamın temel oğelerinden biri olan ekonomik mülkiyetin yaygınlaştınlması olayının tersıne, tekelleşmenin gıderek ağırlığını daha da hissettırmesi gibi toplumsal huzursuzluğu arttıran olaylann geliştiği açıkça gorulmektedir. Şirket kurtarma girişimi ise sorunların tüm ağırlığı ile sure geldiğinin göstergesi olarak değerlendirilmelidir. "Kalan sağlar bizimdir" uygulamasında, kalabılen sağlann bıraktığı tortunun ağırlığı, gerek işveren, gerekse tuketici üzerinde hak edilmeyen bir ceza sistemine dönuşmuştur. ÖZEL SEKTÖRÜN "İMDAT" ÇAĞR1LARI! Özel sektor, 24 Ocak Kararlan ile "şok"agırmiştir. Ancak bu uygulamayı sistem açısından "suıav" olarak dusünduğunden, uzun süre sesını çıkarmamayı tercih etmiştir. Bir yandan kendi yapısından kaynaklanan açmazlan giderememenın sıkmtısını çekerken, öte yandan kendi EVET/HAY1R OKEOf AKBAL OKURLARDAN Sesimize kulak verilsin Gazi ve Zübeyde Hanım Mahallesi halkı olarak 1986 temmuz ayında 6 milyarhk ucret karşıhğında çalışmalanna başlayan bir inşaatflrması,evlere bağh olan su nakü borulannı koparttu Bunun sonucu evlerimize su verilmiyor. Mahallelerimizde bulunan su kaynaklan ise kullanılmayacak derecede pistir. Ne yemek pişirmek ne de içme suyu olarak kullanmak mümkün. Üstelik yetkili makamlarm yaptıkları incelemeler sonucunda suların kullanılmayacak kadar zararlı olduğu kesinleşmiştir. Tum bunlara rağmen vatandaşlar çaresizlik içinde bu sulan kullanmak zorunda kahyorlar. 1987 yılt 24 ekiminde çauşmalannı sonuçlandıracağı ihale şartlannda mevcuttur. Ancak bu şirketin çalışmalannı ne şekilde sürdürmeye çahştığı mahalle sakinleri olarak halen anlaşılmış değildir. Hat döşemek için açılan kanallarda, ortaya çıkanlan çukurlarda şimdiye kadar 3 ilkokul öğrencisi ölmüştür. Çauşmalar böylesine düzensizlik ve tedbirsizlik içinde yurütülmektedir. Halka hizmet vermeye çalışüırken, bu vatandaşlann yaşamlannı tehtikeden uzak tutmak oldukça zor bir çahşmayı mı gerektiriyor? Yöneticilerden sesimize kulak vermelerini istiyoruz. CPOLAT/tSTANBUL Isrt Beni Höniyet..." Birkaç yıldır İsveç'te yaşayan tanınmış Türk yazan Demir özlu'den yeni bir mektup aldırn. Bildiğiniz gibi uzlü, yurttaslıktan çıkarılmıştır. İşlediği suç nedir? Bunu bilen yok! Sanınm 12 Eylül başlarında Batı gazetelerinde çtkan eleştiri niteliğindeki yazıları... Bu yazılar Turkiye'de yayımlansaydı bilmem bir sorun çıkar mıydı? Çünkü hepimiz zaman zaman oldukça sert eleştiri yazıları yazdık. özlü'nün neler yazdığını bilmiyorum, ama daha önceki yapıtlannı, yazılannı bilirim. Her zaman dengeli bir düşünce tutarlılığı ve niteliği taşırdı bu yazılar... Sövgüyle dolu, yurt yaranna ters düşen bir yazı yazabileceğini sanmıyorum. Halktan, halk yaranndan yana, toplumcu bir nitelik taşıyan bu tür yazılara hoşgorü ile bakmak gerekmez mi? Bunun cezası yurttaşlıktan atılmak mı olmalı? İmzalar topJandı, yazdar yazıkjı, başvurular yaptldı. Ama sonu alınmış değill Demir özlü, mektubunda kendisi için yapılan eylemlere, yazılan yazılara teşekkür ediyor, sonra da şunları söylüyor: "Dostum olarak bir duygumu da açıMamak isterim: Sorun Türidye'nin, Turkiye'de demokrasinin sorunu da olsa, kişUiğim çevresinde gösterilen Hgiden mahcubtyet duydum. AJçakgönüllu kisiliğim, bu çeşit yoğun Ugilerin altında ezilryor biraz da. Yazar ve gazetecilerin imzaladıklan dilekçede, slzin yakınmızda olan, gene ilk gençhğimden bu yana an takdir ettiğim edebiyat adamlanndan biri olan (kuşkusuz yaşayen Türk edetoiyatnm en büyük, en yaratcı yazarianndan biri) Saym Melih Cevdet Andayi la, Sami Karaören'e içten teşekkünerimi iletmeni rica ederim. Mahcubryet duydum. Butün yazahara ayn ayn teşekkür edeceğim. Kuşkusuz gene Türk dilinin en büyük ozanlanndan olan Oktay Rrfafın, benim için de çok değerii olan şiirine, onun üniversite sıralarında defalarca okuduğum: 'Isıt beni hürriyet inancım Isıt beni bu gecelik' diye başlayan şiiriyte teşekkür etmek, hürriyete olan inancımın bir bölumünü de bu ozanm şiirinden aldığımı belirtmek isterdim. Ama göçmenlık! Oktay Rrfafın o güzel şiiri elimin altmda değil. Stockholm o şiirden mahrum. Türkiye, uygar ve demokratik oimak zorundadır. Demokrasi, Türkiye'ye soluk alıp verilecek hava kadar gerekli. Demokrasi dışı yoilara sürüklenen Turkrye, açık açık görülüyor ki kimliğini, ulusal benliğini, külturel dayanaklannı yitirme tehlikesiyie karşı karşıya kalıyor. Demokrasi, Türktyetye yaşama ve var olma gücü vermektedir. Aynca, gene çok açık olarak görülüyor ki, Türkiye'nin sorunlannı çözebilmesi için uygar dünyaya, her an uygariık mesajtan verebilmesi gerekmektedir. Türidye'nin yeniHkçi, Herici, modemleşme yanlısı kuşaklan, bu ülkeyeikiyuz yıldırherşeyierini verdiler. Yaşamlannı da... Bütün bu tarihsel fedakâriMar yığını karştsında, bizim sürgünde katmarnız çok küçuk bir şeydir. Ama artk görülüyor ki, yurdumuzda genış çapta bir aydınlar yığmı oluşmuş. Bunlar, şupekuzun süren baskı döneminde düşunmeye, yaratmaya, bHimsei ve düşünsel yaprtlar ortaya koymaya devam ettiler. Tarih önünde en sevinç duyacağımız olgu herhalde bu olsa gerektir. Sc^günlerde,baştadernokratikçevr»lerolnnküzere,bu yaygın soruna çözüm bulma önerilerinin başladtğmı haber aJıyoruz. Kuşkusuz, demokratik çevreler, bugün daha çok muhalefettediner. Ama bulunabUecek çözüm önerilerinin, hukuksal anlamda tam demokratik ve sorunun öznesi olan kişilerin düşünce özgühüklerine baskı yaratmayan çözüm yolları olmalan gerekiyor. Türkiye demokrasinin ülkesi oimalıdır, baskmın değil; umudun yaşadıği bir ülkel" Demir Özlü'nün yazdıklanna sözcüğü sözcuğüne katıldığımı belirtmek isterim. Her aklı başında insan; demokrasiye, demokratik hak ve özgürlüklerın bu ülkede yerleşmesine, çağdaş uygarltğın gerektirdiği koşulların kaçınılmazlığına inanan her yurttaş da böyie düşünmektedir. Yanılgılardan er geç dönülür. Yurttaşlıktan atılan Demir Özlü gibi daha nice insan var. Şu ya da bu yürüyüşe katıldı, şu ya da bu yazıyı yazdı diye ınsanlanmıza kıymamalıyız. ö z l ü 1 nün dediği gibi: "Türkiye, demokrasinin ülkesi oimalıdır, baskh nın değil, umudun yaşadıği bir ülke." LASSA LASTİK SANAYÖ VE TÎCARETA.Ş. YONETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN (2499 Sayılı Kanun Hükümlerince Yapılan Duyuru) 31.12.1986 BILANÇOSU (1.000 TL.) AKTtF DONEN VARLIKLAR A Hazır Degerler B Menkul Kıymetlcr C Kısa Vadelı AUcaklar D Stoklar 1 İlk MaddeMalzenıe 2 Yın Mamuller 3 MamuUer E Dıtcr Donen VarhkUr DUHAN VARLIKLAR A B C D P c F Uzun Vadeli Alacaklar Ba|b Menkul Kıymetler Iftırakler Yapümakta Olan Yaunmlar C a k ı t n « 1 ı ı l»ı 3anu Degerur () Bınkrai} Aroonısmanlar Dıger Duran Varlıklar 177 462 180 79 058 26 736 42 768 727 (25.515.351) 376 895 52.984.5» Ortalama Malıyeı 1983 yılı dahıl Sabıt Amortısman 1984 yıkndan Kıbaren hızjandınlımş amortısman 4 250 000 000 TL 53 000 000 000 TL. 6 399 793 1 170 651 5 131 396 641 694 17.»13.7*7 2.857 475 18 869 813 12 701 840 35.070.822 PASİF 1. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Uzun Vadeli Botç Taksıllen B Tahvıl Anapıra Taksıtlen C Banka Kredılen D Kısa Vadeli Borçlar II. ORTA VE LZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Tedavttldekı Tahvıller B Banka Kredılerı m . ÖZ KAYNAKLAR ^ * * " ^ ^ B ^ « ^ •*• A ödenmıs Sermaye B Yedek Akçeler C Yeniden Degerleme Dejeı Artıs Fonu D EMnem Kirı PASİFLER 992 594 215 000 5 316 869 8 890 767 15.415.23» 2.573.5*3 2.573.563 10 800 000 3 437 104 9 522 900 11235 732 34.9W.tW 52.W4.529 AKTTFLER NOTLAR 1 Stok Deterleme Yönlemı 2 Amortısman Yontemı 3 Aktıfler Ozenndekı ıpoıek nuktan 4 Akuflenn sıgonası 3 Aktıfler malıyet bedellennı gösıennekledır 6 Bılanço, Vergı Usül Kanunu'nun 3094 sayüı kanunla dejısık gecıcı 11 maddesı uyannca yenKİen degerleme yapılarak duzenlennu$ur Hoechst Gayrettepe'den Topkapı'ya, Yenı ınşa ettırdığımız kendi Büro bınamıza LASSA LASTİK SANAYÜ VE TİCARET ANONIM ŞİRKETİNİN 1.1.198631.12.1986 DÖNEMİ GELİR TABLOSU (1.000 TL.) BRÜT SATIŞ HASILATI 1 Yurtıçı Mamul Satısları 2 Ihracat 3 Dıger Satıslar 4 Vergı ladesı Vade Farkı «e Benzen Gelırler II III. IV. v. VI. VII. IX. X HASILATTAN İNDİRİMLER NET SATIŞ HASILATI SATILAN MALI.N MALİVETİ SATIŞ GİDERLERİ BRÜT SATIŞ KÂRI GENEL YONETİM GİDERLERİ İŞLETME DIŞI KÂR 1 Iştıraklerden Kâr Payları 2 lşletme Dışı Dıger Kâr FtNANSMAN GİDERLERİ 1 Orta ve Uzun Vadeli Kredı Faızı ve Gıden 2 TedavuMekı Tahvıllenn Faızlen 3 Dıjer Fınansman Gıderlen VERGİDEN ÖNCEKİ KÂR ÖDENECEK VERGİLER VE DİGER YASAL YÜKUMLÜLÜKLER ( + ) 59 678 084 ( + ) 16 264 909 (+) 346 450 (+) 2 923 100 () (+) () () (+) () (+ ) 66 833 164 451 3 154 267 139 688 1SI 580 (<> () (+) 11.235.732 4.510.25» 6.72S.473 3 456 000 •/> 32 (+ ) () (1 5.47».d39 73.733.904 SS 233.M5 I.2SS.K4 17.241.175 2.7»1.I92 14.449.983 23I.2M 3 44S.S3S 79.212.543 TASINDIK DENETCİLER RAPORU LASSA LASTtK SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. GENEL KURULU'NA Ortaklıgın Unvanı Merkezı Sermaye&ı Faalıyet Konusu Denetçı veya denetçılenn adı ve gOrev sürderı. ortak olup olmadıklan LASSA Lastık Sanayıı ve Tıcaret A Ş lstanbul 10 800 000 000 TL Tasıt tekerlek lastıklen ımalaıı ve satısı Yalçın KUÇÜKERTUNÇ Dervıs GÜPGUPOGLU Mehmet SIDDIKOCLU Şırkeıe ortak degıldırlcr Görev surelen 3 yıldır (Mart 1986Man 1989) Katılınan Yönetım Kurulu ve yapılan Deneileme Kurulu [oplantılarının sayısı Ortak ük hesaplan defter ve belgeterı uzennde yapılan ıncelemenın kapsarm hangı tarıhlerde mceleme yapıldıgı ve vantan sonuçlar Türk Tıcaret kanunu nun 353'üncu maddesının l'ıncı fıkrasuun 3 numaralı bendı geregınce ortakhk veznesınde >apılan sayımlann sa>ısi ve sonuçları Türk Tıcaret Kanunu'nun 353'üncu maddesının i'ıncı fıkrasımn 4 numaralı bendı geregınce yapılan ınceleme tanhlen ve sonuçları Inlıkal eden sıkâyet ve yolsuzluklar vc bunlar hakkında yapılan ışlemler 5 defa Yönetım Kurulu'na katıbnmış, 6 defa Denelleme Kurulu TopUntısı yapılmıstır Vergı mevzuatı ve Tıcaret Hukuku açısından 3, 6, 9, 12'ncı aylarm ilk haftalannda tetkık ve kontrol yaptlmıstır 4 kere kasa sayımı yapıünıs ve mevcutJar kayıtlara uygun buluıunustur Yenı adresımız: Davutpasa Caddesi No. 141 34610 fopkapı / İSTANBUL Tel No 5 6 7 9 5 0 0 (32 Hat) Telex No 30315 hoeMr Teletex No 38619 hoectr Telefax No 577 99 06 TÜRKHOECHST San ve Tıc A.Ş YOKT AÇIK TEŞEKKÜR YÖK'un katı kurallan özgun muziğimize bir sanatçı kazandırdı... VIII. İŞLETME KÂRI SAĞOLASIN YÖK! YILMAZ IŞINSELİ'nin ılk kaseti çıktı. AÇIK ARTTIRMA SATIŞ İLANI Ankara lli Mamak llçesi Aşık Veysel Mahallesi 6572 Ada, 12 Parselde tapuda kayıtlı, Abidmpasa Mahallesi Limonlu Sokak 31/13 numaralı Apanman Daıresi 9.500.000 lira muhammen bedelle 28.4.1987 lanhinde 14.0014.20 saatte Şubemizde açık artırma suretiyle satışa çıkartılacaktır. 1 28.4.1987 birinci satış günu alıcı çıkmadığı veya sürülen pey muhammen kıymeü bulmadığı takdirde ikinci ihale 10 gün sonra 8.5.1987 tarihınde aynı yer ve saatte yapılacaktır. 2 Artırmaya iştirak edebilmek ıçın muhammen bedelin %10'u nisbetinde teminat akçesinin peşinen ödenmesı gerekmektedir. 3 Bankamız 2886 sayüı Artırraa Eksiltme ve thale Kanunu'na tabi olmayıp kesin ihaleyi yapıp yapmamakta veya dılediği ahcıyı tercih etmekte serbesttır. Kesm ihale Genel Müdürluğu'müzun onay ve musadesi halınde yapılacaktır. 4 Satış, bankamızda bulunan şartnamesindeki şartlarla yapılacaktır. Bılgı almak ıste>ren calıplenn şartnamesını letkıklerı ve satışa iştirak edenlerın şannameyı görduklerı ve munderecatını kabul ettikleri ılan olunur. TÜRKİYE CUMHIRİYETİ ZtRAAT BANKASI Ank. KÜÇUKESAT ŞUBESt XI XII. Her ayın ilk ış gununde yapılan ıncelemelerde mevcul ki)Tneth evrakın defıer kayuiarına uygun olduğu tespıt edılmıştır Herhangı bır jikâyel ınlıkal etmcmışlir "ZAMANI ŞİMDİ" Günccl yorumuyla PİR SULTAN ABDAL'ın bugune kadar soylenmemiş eserlerınden ve anonim halk turkulerinden oluşan kaset tum plakevlerinde YALIN BAĞLAMA SESLERİNI OZLEYENLERE CABİR PLAK LASSA Anomm Şırketı'nın I 1 198631 12 1986 dönemı hesap ve ışlemlennı Türk Tıcaret Kanunu, onakhğın esas sözleşmea vc dıger mevzuat ile genel kabul gormus mutaasebe ılke ve standanUnna gorc ıncetemı; bulunmakuyız GörUsumüze gore ıçerığını benımsedığımız 31 12 1986 tarıhı ıtıbarıyla düzenlenmıs Bılanço ortaklıgın anılan tanhtekı gerçek malı durumunu, I 1 198631 12 1986 donemıne aıt Kâr^Zarar tablosu anılan dflneme aıt gerçek faalt>et sonuçlannı yansıtmakta ve kânn dagılımı onensı yasalara ve ortaklık esas sozlesmesıne uygun bulunmaktadır Bılançonun ve Kâr/Zarar tablosunun onaylanmasını ve Yönetım Kurulu'nun ıbra edılmesını oylannıza arz ederız 23 Şubat 1987 Yalçın KUÇÜKERTUNÇ DENETLEME KURULU Dervıs GÜPGÜPOÛLU Mehmet S1DDIKOGLU XIII. DÖNEM KÂRI Dajılılacak I Temeıtu Tutarı Dajılılacak Toplam Temettdnıln ödenmi; Sermayeye Oranı T.C KART4L İCRA CEZA HAKİMLİĞİ ESAS \ O : 1986'463 KARA.R NO 1987'24 Ma^akh Nedreı Caıı/unar vekılı \\ Coşkun Bavrak'ın yapıığı ıcra takıbı sırasında odeme emrının teblığıne ragmen suresınde mal be\anında bulunmaUığından borı,!u sanık Mustafa \e Hıkmet'ten olma IS.0I.949 D lu Bursa Mudanya Mırzaoba kö>ıı hane 59, cılt 031/01, sa\ta »•'"denufusa ka\ıtlı olup halen Bağdat Cad No 30'da ikamet edor EMIRE ATASEVER. ttK'nun 3222 sa\ılı kanunla değışık 337 ııucVesi gereğınce 10 gun muddetle hafıf hapıs cezasına daır mahkcnıcmızden verılen 21 1 1987 gun \e 986 463 esas 1987/24 karar, bun^a aramalara rağmen sanığa teblıg edılemedığınden 7201 saulı Teblıg.u M n u n u n u n 282930 \e 31 maddelen geregınce Resmı Gazeıe 1 dc ılanen teblığıne ve teblığ tanhınden ıtıbaren 7 gun ıcerisınde teblıgaıın \apı!mıj sa\ı!a^ağına karar \erıldı 20 II !98"" Ba>ın 1613S Basın 3282 SATILIK DÜKKÂN Çok acele Fatih'te Tel: 556 86 55 Ankara 100. yıl çarşısı alt kat No 29'da çocuk gıyımı \e konfeksıyon pazarlama satışı ışı ile ıştigal eden Zekı Kuçuk, Ankara Ulus Anafarıalar Çarşısı all kat No: 2838'de çocuk giyım ve konfeksiyon pazarlama işı ile ıştigal eden lsmaıl Hakkı Kuçuk vekıli Av. Mehmeı Alı Keleş'ın konkordato mehıl laleplerı Ankara 3 tcra Hâkımliğı'nce kabul edılerek 19.3 1987 tanh ve 1987/294278 1987/293P7 sayılı kararları ile 2 aylık mehıl verılmış ve komıserlık görevı Zekı Küçuk için Ankara tcra Hâkımhğı Yazı Işlerı Muduru Yakup Demır'e, lsmaıl Hakkı Küçük ıçınse Ankara lcra Hâkımliğı Yazı Işlen İLAN Muduru Orhan Guzeloğlu'na tevdı edılmış bulunmaktadır. Alacakhların ış bu ılanın gazetede neşır tarihınden ıtıbaren belge asıllannı da eklemek suretiyle 20 gün içinde koraıserliğe muracaatla alacaklannı kayıt ettırmelen, hılafına hareket edenlerın alacaklılar toplantısına dahil edılmeyeceklerı, toplanttya tekaddüm eden 10 gunluk ıltıhak süresı içinde alacakhların dosya ve eklennı ıncele>ebıleceklerı, alacaklılar toplantısının ise 30 4.1987 gunu saat I8'de Ankara tcra Hâkımlıği kaleminde yapılacağı ılan olunur. Basın: 16253
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle