22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 1987 CUMHURÎYET/9 SUNUŞ VE BİR AÇIKLAMA Türkler, Sovyetlerle anlaşamadı Saraçoğlu, Ankara'ya dönüyor' ABD Belgelerinde Türkiye CÜNEYT ARCA YÜREK Moskova. 17 Ekim 1939 Saat 19.00 Amerika Birleşik Dcvlctleri Moskova Büyükelçisi Laurence Steinhardt, önündeki kâğıda; "Kremlin'de iki saat sttren toplantıdan sonra, Sovyetler'le berhangi bir anlaşma imzalamayan Turk Dışişleri Bakanı Şıikru Saraçoglu bu gece Türkiye'ye dönmeye karar verdi" diye yazdı. Büyükelçi Steinhardt, "Türk Dışişleri Bakanı, aramızdaki güvene dayanarak, bugün ögleden sonra bana Kremlin'de yapılan görüşmelerin içerigiyle ügili aşağıdaki bilgileri verdi" diye sürdürdü: "Türkiye, Moskova'daki müzakerelerin herhangi bir anlaşmayla sonuçlanması peşinde degildi. Türkiye, Sovyetler Birliği ile ilişkilerin bugünku durumundan, İngiltere ve Fransa ile sonuçlandırılan (imza aşamasındaki) müzakerelerin içeriginden. Balkan Antandından ve 1936'da imzalanan Montreux Antlaşmasından memnun. ABD'nin Moskova Büyükelçisi Steinhardt, 17 Ekim 1939 gecesi Washington'a çektiği telgrafta Türk Dışişleri Bakanı'ndan aldığı bilgiyi veriyordu Ekip çahşmasıyla derlenen ABD belgeleri Bugüne kadar TurkAmerikan ilişkilerini irdeleyip araştıran pek çok kitap yazıldı, inceleme yayımlandı. r Yayımlanan değerli yapıtla ın hemen hepsi, iki ülke arasındaki ilişki sürecim daha çok bılimsel yaklaşımla ele alıyor. öniime konulan ABD arşiv belgelerine gelişigüzel bir göz attım. Belgeler, hiç el değmemiş gibiydi. Bir öykü canlandı kafamda, uzun bir öykü. Türkiye'nin bir dönemini, bir yabancı ülkenin resmi kişilerinin duygulanyla, değerlendirmeleriyle, eleştirileriyle anlatabilecek yalın bir öykü. Elbette bilimsel bir dizi yazmayacaktık, bu nedenle belgelerin sözcük sözcük çevrilmesine değıl, 'içeriğinde yatan anlamlann, vurgulamalann" tasarlanan öyküye yaraşır biçimde saptanmasına ozen göstermeliydik. öykünün anlatımı da bir gazetecinin üslubuna eşdeğerde olmahydı. Olaylar katı, sıkıcı özden kurtanlmalı, kolay anlaşılır biçimde aktarılmalıydı. Belgelerden yetersiz Ingilizceyle yararlanmak yanlış anlamlara yol açabilirdi. Gerçek birdostun içten yardımlan, bu kaygıyı giderdi. Mukemmel îngilizcesi, daha önemlisi TürkAmerikan ilişkilerinin geçmişini, bugününü çok yakından izlemiş olan Doğan Poyraz'la sabah akşam gıinlerce çalıştık. Sayın Metike Gür belgelerin bir bölümünun çevırmenliğini üstlendi, genç gazeteci arkadaşım Evren Değer yardıma oldu. Resmi ABD belgelerinin öyküye dönüşümü bir "ekip çahşmasıyla" gerçekleşti. Nitelikleri yadsmmaz Doğan Poyraz'a, Melike Gür"e, Evren Değer'e, böyle bir öykünün yazılması için beniyureklendiren Amerikan Kütüphanesi Müdür Yardımcısı Burçin HmerVye, kimi mikrofilmleri incelerken yardımlarım esirgemeyen Gediz Berktin'e teşekkürlerimi sunuyorum. Tarihsellikten uzak, bilimsel olmayan bir dizi bu. Bir gazeteci üslubuyla bir günlük gibi sıralanan ABD arşiv belgelerine dayanarak yazılan bir dönemin öyküsü. CÜNEYT ARCAYÜREK ı Arşivin aynasında günün olayları 2 Cumhuriyet Türk Sovyet MOzakereleri Şükrü Saraçoğlu (1939'da Türkiye'nin Dışişleri Bakanı) Moskova'daki görüşmelerden beklediği sonucu alamaymca geri döndü. "Bundan sonraki toplantılarda Sovyetler Birliği bu temel anlayıştan uzaklaşan başka sorunlar ortaya çıkardı. Moskova'nın ortaya çıkardı&ı bu sorunlar arasında; Türkiye ile yapılacak anlaşmanın Almanya ile Sovyetler'in bir çatışmaya girmesine neden olacak ya da herhangi bir durumda Karadeniz'de kıyısı olmayan devletlerin donanmasına bogazlann kapatılması sonucunu doğuracak belirli maddelerin Montreux Antlaşmasına konulması, eğer bu olanaksız ise 'Türkiye'nin özel olarak Sovyetler'e bu yolda güvence vermesini sağlayacak bazı maddelerin TürkSovyet anlaşmasına eklenilmesi gibi istekler vardı. Görüşmeler sırasmda Molotof, müzakerelerle doğrudan ilişkisi olmayan, ancak bir bölümu Türkiye'nin İngiltere ve Fransa'ya verdiği sözlerden uzaklaşmasıyla sonuçlanacak, kimi varsayımlar üzerinde Turkiye'nin tutumunu öğrenmek istedi. Saraçoğlu ve hükümeti müzakerelerin başında yapılan ilke anlaşmasının önemli ölçülerde değiştirilmesini sürekli reddettiler. Aradaki ayınmlı görüşlerin giderilmesi için taraflar çeşitli formüller öne sürdüler. Sonunda Saraçoğlu, Sovyet Hükümetinin yeni bir taslak vermesini önerdi. Bu yeni taslak da sadece bir Sovyet Alman çatışmasını dışlamakla kalmayıp, boğazlar konusunda Türk hareket özgürlüğünü sınırladığı için Türkiye tarafından doyurucu bulunmadı. Türkiye'nin taslağı geri çevirmesi üzerine Sovyet Hükümeti, sunduğu metnin geri verilmesini istedi. Fakat Türk Dışişleri Bakanı, taslak metnini Ankara'ya gönderdiğini söyledi. Dünkü toplantıda herhangi bir ilerleme olmayınca Saraçoğlu, bu akşam Ankara'ya döneceğini Molotof'a bildirdi. Molotof 2. Dünya Savaşı yülannda Sovyet dif potitikasvun öndegelen ismL Saraçoğtu'nun dönüşünü durdurmaya çaltşnuşn. Molotof, bu ayrılışın konuşmalann kesilmesi anlamına geleceğini bildiği için, Türk Dışişleri Bakanı'ndan birkaç gün daha kalmasını istedi ve bir 'çözüm' bulacagını vaat etti. Saraçoğlu, bu öneriyi geri çevirdi ve Molotof'a, Türk Hükümetinin saptanan ilk ilkeler çerçevesinde Sovyetler'le bir anlaşma yapmayı istediğini, hâlâ bu isteği 'muhafaza' ettiğini, artık normal diplomatik yollardan bu müzakerelerin Ankara'da sürebileceğini söyledi. £>ulgarigtan. Dobruca'yı alırsa Saraçoğlu, Molotof'a Balkan Antandının, Sovyetler'in Baserabya'ya yapacağı saldınya Türkiye'nin muhalefet etmesi zorunluğunu doğurmayacağını, ancak aym anlaşma gereği, Bulgaristan Dobruca'yı ele geçirirse Türkiye'nin Romanya'ya yardım etme zorunluğunun doğacağını bildirdi. (Bulgaristan, Balkan Antandına girmemişti.) Steinhardt'a göre, Türk Dışişleri Bakanı, büyükelçiye Ingiltere'nin TürkSovyet müzakerelerinden Almanya ile Sovyetler'in arasını açmak için yararlanmak istediğini de söylemişti. "Türk Dışişleri Bakanı, ABD Buyükelçisi'ne, Sovyetler'le bir anlaşma imzalansa da imzalanmasa da TürkSovyet ilişkilerinin değişmeyeceğini belirtiyor ve Türk Hükümeti'nin Sovyetler Birliği ile karşılıklı bir yardımlaşma anlaşması yapmaktan yana olduğunu, fakat bu anlaşmanın Turkiye'nin İngiltere ve Fransa ile ilişkilerini bozmayacak biçimde olmasıru istediklerini ekliyordu." Büyükelçi telgrafında, görüşmeleriyle ilgili kişisel yargılarını da belirtiyordu: "Türkler, bu müzakerelerde Sovyetler'e üstündü. Sovyet Hükümeti prestij yitmesini dikkate alarak, Turkiye'nin karşı çıktığı önerilerinden vazgeçebilirdi. Muzakereler başladığı sırada ongöriılen ilkeler çerçevesinde Ankara ile bir anlaşma imzalaması olasılığı guçluydu. Bu goruşmelerden sonra Sovyetler'in Baserabya sorununa yaklaşımı daha 'ihtiyatlı' olabilirdi, bu bolgeyi kuvvet kullanmak yerine, Romanya'ya bazı ödünler vermesi pabasına da olsa bir anlaşma yoluyla elde etmeye çalışabilirdi." • * • Saraçoğlu Moskova'dan Ankara'ya döndükten iki gün sonra, Türkiye ile tngiltere ve Fransa arasında 19 Ekim 1939 günü, bir antlaşma imzalandı. Cumhuriyet 0» Ekim 1939) • Dünya Savaşı 1 Eylül 1939'da başladı. 17 ekimde Türk Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu Moskova'daydı. Amaç Sovyetlerle Türkiye arasında bir anlaşma imzalamaktı. Sovyetler Türkiye'den 'Bogazlann kapatılması' konusunda güvence istiyordu. Molotof ile Saraçoğlu arasında anlaşma zemini doğmadı. Molotof'un 'çözüm' vaatlerine rağmen Saraçoğlu Ankara'ya döndü. Türkiye 19 Ekim 1939'da tngiltere ve Fransa ile "Üçlü tttifak" adı verilen bir antlaşma imzaladı. Moskovada 2 3 gündenberi cereyan eden görüşmeler anlaşma ile neticelenemedi Başvekilimiz, dün Parti Grupunda, Sovyetlerin ileri sürdügü tekliflerin ve emniyetimiz bakı~nından bize verilen garantilerin, bizden istenen taahhüdlers tekabül etmediğini söyledi Hariciye Vekilimiz Ankarayâ dönüyor DR. REFİK SAYDAMIN BEYANATI Ne var ki, Sovyetler Birliği He mevcut dostane ilişkileri göz önünc alarak, ortak çıkarlan müzakere etmek için yapılan çağnyı kabul etti. tlk toplantıda Stalin'in öne sürdügü ilginç öneriler, Tiirkiye'nin tngiltere ve Fransa'ya tanıdığı üstlenmelerin Sovyetler Birtigi'ne karşı 'hasmane' bir tutum içermediğini soylemesi, TürkSovyet görüşmeleri için iyi bir başlangıç olabilirdi." Aynı gece NVashıngton'a çekilen ve ABD arşivlerine 761.67/217 numarayla giren 765 sayılı bu "telgrafında" Büyükelçi Steinhardt, "Türkiye ile tngiltere ve Fransa arasındaki anlaşma üzerine ve Ankara Hükümetiyle danışmalardan sonra, Karadeniz'de karşüıklı yardımlaşmayı, aynca bogazlann Çanakkale'nin 1936 Montreux Antlaşmasıyla Türkiye tarafından yonetiminin sıirmesini kabul eden bir SovyetTürk paktı için taslak hazıriandıgını" bildiriyordu. Steinhardt, "Ancak" diye başladığı daha sonraki paragrafa şunları yazdı: Cumhuriyet ittiiakın mahıyeti sadece tedafüidir a«c, ŞARLn TARİHI Üç devlet arasında yapılan muahede dün akşam "''Ankarada Başvekilimizle ingiltere ve Fransa büyük elçileri tarafından merasimle imzalandı İngiliz Basvekilinin dün Avam kamarasında Türkiye İle İngiltere Bafveldhmizle tngiliz ve verdiği mühim izahat ve Fransaarasında.. Fransız sefirleri mühim " ~" ™" ~İ^TTtİrr"İ.Tr: nutuklar söylediler MUAHEDENİN METNi Türk ingiliz Fransız ittifakı 'Türkiye, ABD'ye ihracatın durmasından yakınıyor' ABD arşivindeki resmi belgelere göre, savaşın başladığı 1939 yılında TürkAmerikan ilişkileri oldukça zayıf. Bu yıl, ABD'nin Avrupa'nın belirli başkentlerindeki büyükelçiliklerinden savaş başlarken Washington'a gonderilen Türkiye ile ilgili birkaç telgrafla, ABD'nin Hatay sorununa kendi "yararlan" açısından bakışını gösteren yazışmalar ve TurkABD ticaret anlaşmasıyla ilgili görüşmeleri içeren Ankara ve VVashington kaynaklı bazı dökumanlar var. ABD Paris Büyükelçisi Bullitt. 25 Ağustos 1939 gunü saat 18.00'de Fransa Başbakanı Daladier'le öğle yemeğinde buluştuğunu, baş başa konuştuğunu Washington'a bildiriyordu: "İki iyi haber: İspanya, Fransa ile bir dostluk ve ticaret anlaşması imzalavacak. Türk hükümeti, Fransa'nın Ankara Büyükelçisine Fransa ve İngiltere ile antlaşma)ı sürdürecegini, 'gerekirse' iki müttefikinin yanında savaşa gireceğini bildirdi. Moskova'da Kremlin'in isteklerine uyulursa, Türktngiliz ve Fransız işbirliğini öneren antlaşmanın degerini yitireceğini" duyunnuştu. (1919 sayıb telgraf.) Savaşın başladığı 1939 yılında TürkiyeABD ilişkileri çok zayıftı Cumhuriyet (20 Ekim 1939) Mnsiki Terfecyeji A JLfJLS li araştırmacı o RT1* i l Cumhuriyet nasıl telâkki edildi ? Hariciye Vekilimiz, dun sabah Ankara paktMi akisien memleketimize ddndü oç tarafi, muahede AJtrU'nin Hatay'daki kazısı Bu arada ABD'nin, Hatay'daki ABD yararları ise "ABD'li bilim adamlannın oralarda yaptıkları arkeolojik kazılarla" ilgiliydi. ABD, Hatay'daki yerel makamlarla yapılan bu konudaki anlaşmanın bozulmasından kaygılanıyordu. Konu, öylesine dallanıp budaklanmıştı ki, Paris Büyükelçisi Bullitt merkeze "Türkiye'nin kazüara hiçbir itirazı yok" diye bilgi veriyordu. (342 ve 240 sayılı telgraflar.) Doğrulatamadığı bir habere gore, 1936'da bu göreve atananABD Ankara Büyükelçisi John Van MacMurray, "Turkiye'nin saldırgan bir görunum vermemek için Hatay'ı ilhak sorununu "askıda" tuttuğunu" bildiriyordu. Mayıs 1939'da ABD Dışişleri Bakanı Cordell Hull, Paris Büyükelçisi Bullitt'e gonderdiği telgrafta, "Suriye'de manda yonetimi varken imzalanan ABDFransız anlaşmasından doğan haklann 'korunmasım' istediklerinin iletilmesini" istiyordu. Küba'ya Umtnon haklar: 1939'da imzalanan TürkiyeABD ticaret anlaşmasında ABD, "Küba'ya tanınan haklann Türkiye'ye de tanınmasını" kabul ediyor. Ancak anlaşmanın imzalanmasından sonra r ransa. Suriye'de Ermenilere toprak istiyor Türkiye'nin ABD'ye ihracatı duruyor. Türk gümrük rüsumundaki indirimler nedeniyle ABD'nin Paris Buyükelçiliği İşguderi Wilson'a, 7 Haziran Almanlar Türkiye'den daha çok mal ahyorlar. 1939'da, Dışişleri'nden Lagarde, Hatay sınırını saptayan göruşmelerde "bir pürüz çıktıgını, Fransa'nın Suriye topraklannda, Amerikan maliyesi Türkiye'nin çözüm özellikle Ermeniler için bir küçük toprak parçası ayrılmasını önerilerine karşı çıkıyor. istediklerini" söylemişti. Müzakerelerin güçlükle ilerlemesine ABD'nin derdi: ABD'nin 1939 yıhndaki "her karış toprak için 'karşıdan gelen itirazlar" neden oluyorbir 'derdi' de Hatay'da yapılan ABD du. Lagarde'ye gore, Hatav'ın Türkiye'ye katılması olayı Fransa için 'başan' değildi. (Wilson'dan VVashıngton'a 1088 sayılı arkeolojik kazılan. ABD yetkilileri Hatay'm telgraf). ilhakı söz konusu olursa, Türkiye'nin Türk Dışişleri Bakanlığı, Princeton kazı heyeti için ABD'ye kazıların süçeceğine dair güvence vermesini güvence verdi ve sonraları Fransa ile anlaşma imzalandı. istiyorlar. TürkABD ilişkilerinde bu yıl yer alan ticari anlaşmada ABD, 4 Ekim 1939, saat 18.00. Londra karamsar gunler yaşıyor. ABD Büyükelçisi Kennedy, Dışişleri Bakanlığf na Wh.iteh.alPa gidip geldikten sonra 'bazı kaygıları' dile getiren telgrafını hazırlıyordu. yıllardaki Türk Jiplomasisini şöyle değerlendiriyor: "Savaşa girmediler, ama Türk diplomatları perde gerisinde canh ve hareketliydi. Türkiye, Hitler'in Ortadoğu'ya yerleşmesinin önlenmesinde ve savaşı yitirmesinde sorumluluk taşıdı. Italya ve Fransa'da işgalden sonra kurulan Vichy hükümeti Führer Hitler'in ayak bağıydı. Ama Türkler Alman diplomasisini Ortadoğu'da verimsiz duruma getirdi, bozguna uğrattı..." ^T artm&ııııa T««le olınufturi Onceden sezilmeyen yol "Üçlü tttifak" diye adlandırılan bu antlaşma imzalandığında, 1 Eylül 1939 günu başlayan Avrupa savaşının üzerinden 49 gün geçmişti. •• ' Cumhuriyet (21 Ekim 1939) Yıl 1939 Washington'a telgraf "Küba'ya tanınan haklann Türkiye'ye de verilebileceğini" one surdu. O sırada ABD'nin Türkiye'ye dışsatım toplamı 6.400.000 dolardı. Turk Büyükelçisi Münir Ertegün, Washington'da Dışişleri Ortadoğu Masası Şefi Alling'le yaptığı konuşmada, ticaret anlaşmasının imzalanmasından sonra Türk ihracatının durduğundan yakındı. (611.6731/626 kayıtlı arşiv belge.) 1 ürklerin kafası karışıktı Kennedy, Ingiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax'la yaptığı gorüşmede aldığı bilgileri kâğıda aktarıyor: "Halifax'ın söyjediğine bakılırsa. zihnini ugraştıran tek konu, Moskova'nın İııgiliz ve Fransızlarla işbirliği japmak iste\en Türklerin fikrini çelmeye ve bu işbirliğinden uzaklaşmalarını sağlatnava çalışması." Lord Halifax, elbette Moskova'daki buyukelçiliğinden gelen bilgileri değerlendiriyordu. Saraçoğlu, o sırada uç hafta boyu surecek TürkSovyet goruşmeleri için Moskova'da bulunuyordu. Bir antlaşmaya uzanacak TurkIngılız görüşmeleri Ankara'da surerken, Kremlin ne yapacaktı? ".. Halifax'ın kaygısı, İngiltere. Sovyetlere karşı bir savaşa girerse, TUrkleri İngiltere ve FransaŞa yardım etmekten uzaklaştıracak bazı girişimlerde bulunulmasından kaynaklarmordu. Türklerin, bu sırada "kafaları karışıktı'. Saraçoğlu, Moskova'daki İngiliz Buyükelçisi'ne, 'durumun görundüğu kadar kotu olmadığım' söylemişti. Ankara'daki Türk yetkilileri ise, 'eğer 1 ürkiye'de dolar yok ABD'ye Turk ihracatının durmasının ilk nedeni, Almanya'nın Türk ham maddelerine daha fazla ödenti yapması, bir başka nedeni de içerdeki fiyatların ABD alıcılarını kaçırmasıydı. Aynca Turkiye'nin elinde "artık hiç dolar" kalmamıştı. Türk gümruk rüsumundaki indirimler, öteki ülkelere de tanınca, Almanlar Türkiye'den daha fazla mal almaya girişmişlerdi. Buna karşılık, ABD'den mal isteyen Türk işadamlan resmi kurun üzerine yuzde 40 fazla prim öduyorlardı. Butün bunlar, ABD'ye ihracatı artırmaya çalışan, oradan mal almak isteyen Turk hukumetini "tedirgin' ediyordu. Turkiye, ABD'den açele çozüm istiyordu. Amerikan maliyesi çeşitli çözum önerilerine karşı çıkıyordu. Onlara gore, Almanlarla yapılan kliring anlaşması, bloke para kullanmalarına yol açıyor. Almanlar Turk mallanna daha fazla odeme yapabiliyorlardı. (611.6731/626 sayılı göruşme tutanağı.) Bazı dış gözlemcilere göre, Ikinci Dünya Savaşı başlarken Turk dış politikası, 1939 sonbahannda İngiltere ve Fransa ile imzaladığı antlaşmadan sonra bir noktaya varmış sayılabilirdi. Oysa, ABD'li araştırmacılara göre Türkiye "Savaşa girmedi, ama Türk diplomatlan oyunun perde gerisinde canlı ve hareketliydi." Böylece Türkler, "Önceden sezilmeyen bir yol" izlemişlerdi. Türkiye'nin Nazi Almanyası ile ilişkileri, ancak 1944 yılında sertleşti; Berlin'e savaş Uan etti. Hemen ardından "müttefik koaüsyonu" içinde 'faal bir taraf görevini yüklendi. ABD'li araştırmacüarın savaş sonrası İngiliz ve Alman arşivlerinde yaptıkları incelemelerle vardıklan sonuç şöyleydi: Türkler, 1939'da İngiltere ve Fransa ile yapacakları antlaşmadan önce Ahnanya ile müttefik olmayı yeğleyebilirlerdi. Fakat o sırada Berlin Dışişleri Bakanlığı Türkiye ile böyle bir ortaklığa pek hevesli değildi. Alman devlet adamlannın kimisi ise, savaş boyunca Arap ülkeleriyle yakın üişki kurabilmek için Türkiye ile anlaşmaya değer veriyorlardı. ABD'li araştırmacı Franz Weber, bu değerlendirmeye şöyle bir ek yapıyordu: "Türkiye, Hitler'in Ortadoğu'ya yerleşmesinin önlenmesinde ve savaşı yitirmesinde sorumluluk taşıdı. İtalya ve Almanya'nın Fransa'yı işgalinden sonra kurulan Vichy hükümeti. 'Führer' Hitler'in ayak bagıydı. Ama Türkler, Alman diplomasisini Ortadogu'da verimsiz duruma getirdi, bozguna uğrattı." Savaş öncesi Ataturk, Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya'nın katıldığı Balkan Antandım imzaladı. (1934) Daha sonra Türkiye ile IranIrak ve Afganistan'm katıldığı Sadabat Paktı yapıldı. (1937) 1936'da imzalanan Montreux Antlaşmasıyla Turkiye, Boğazlar rejiminde "egemen tek devlet" olarak tanındı. Atatürk'ün olumünden sonra (başanyla çözümlenmesinde büyük etken olduğu) Hatay Misakı Milli sınırlan içine alındı. 1939*da savaş başladığında Türkiye'nin kısa geçmişi böyleydi. Savaş başlar başlamaz ABD tarafsızlığını ilan etti, Almanlar Sovyetlerle dostluk paktı imzaladı, Sovyetler, Polonya'ya savaş açtı, Litvanya'yı işgal etti, Finlandiya ile savaşa girdi. Devalüosyon, önce ABD'ye bildiriliyor ABD, devalüasyon bildirisinden sonra 'eski borçların' yeni kur üzerinden ödenmesini istiyor, Türkiye geri çeviriyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Türkiye'nin Amerikan bankasına borçlarım ödeyebilmesi için ABD'den 6.5 milyon dolarlık kredi istiyor... 25 K.asuiı 1939 gunü, saat 14.00 sulannda, Ankara Büyükelçisi MacMurray VVashington'a şunları bildirdi: ".. Türk Ticaret Bakanı, bugün, kendisiyle göruşen ABD Ticaret Ataşesine, aralık a>ında başla\acak tütün satışlarıyla birlikte yüzdc 25 oranında 'devalüasyon' yapacaklannı söyledi.." (152 sayılı telgraO Aralık ayında yapılacak devalüasyonu kasımda ABD'ye bildiriyorduk. MacMurray'a gore, bu durum Türk işadamlannı sıkıntıya sokabilirdi. ABD, devalüasyon bildiriminden sonra, 'eski borçların' yeni kur üzerinden ödenmesini istedi, Turkiye geri çevirdi. MacMurray, VVashington'a şunu onerdi: Türkiye'nin Amerikan E\post Import Bankası'na olan borçlarım ödeyebilmesi için ABD'nin 6.5 milyon dolarlık kredi açmasını istedi. Boylece işadamlan rahatlayabilirdi. Türk ticareti gelişebilirdi. (159 sayılı telgraf) MacMurray, Ticaret Bakanı'na gitti. Bakan kredi haberini duyunca, "Tiirkiye'nin Alley adlı bir avukattan kredi bulabileceğini içeren biröneri aldığını" söyledi. Türkiye, devalüasyon yoluyla Türk Lirası'nı 'yapay' değerinden 'gerçek' değerine dönuşturüyordu. Öteki devlet paralarının doların yeni değerine gore satın alınması için bir tüzük de hazırlarıyordu. Turk Ticaret Bakanı'na göre, "Bu tür dövizler daha çok Tiirkiye'ye gelen turistlerce satıhyordu." 1939 yılında turizmden sağlanacak döviz?!. StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle