18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 1987 DtPLOMATİK FAALİYETİN PERDE ARKASI HABERLER CUMHURİYET/17 DışişlerTnde Sızun gece' SEDAT ERGİN ANKARA Hukumet Sözcüsü Hasan Celal Güzel'in geçen perşembe günu Hora gemisinin petrol aramak üzere Ege'nin ihtilaflı sularına çıkacağını açıklamasyla birlikte Atina ile Ankara arasmda Hora'nin 1976 serüveninden yaklaşık on yıl sonraki en ciddi krize girilmiş oldu. Ege'de tehlikeli sonuçlara yol açabilecek krizi kontrol altına alabilmek için ilk olarak devreye giren taraf Washington oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Musteşan Micheal Armacost, perşembe akşamı Washington'dakı Türk Büyükelçisi Şükrii Elekdağ'ı telefonla aıayarak Amerikan yönetıminin Turkiye"yi "soğukkanu" davranmaya davet ettiğîni bildirdi. Armacost, Buyükelçi Elekdağ'a üstiı kapalı bir dille Yunanistan'ın 6 millik karasulan sınırı dışına çıkmasını beklemediğıni belirtti ve "Yunan hükumeti halen Kuzey Ege Petrolleri Şirketi'ni millileştirmeye çalışıyor. Bunun amacı, şirketin faaliyetİerini kontrol altına alabilmektir" dedi. Buyükelçi Elekdağ ise yanıtında Yunan hükümetinin yaptığı açıklamaların Armacost'un bu değerlendirtnesiyle çeliştiğine dikkat çekerek, Yunan Dışişleri Musteşan Kapsis'in "Ege'deki uluslararası sulann Yunan kıta sahanlığı olduğu" yolundaki açıklamasını hatırlattı. Ankara'daki yetkililere gore, benzer şekilde Washington'daki Yunan Büyükelçisi Papulyas ile de görüşen ve "Gerilimi arttıracak davranısJardan kaçırun" telkininde bulunan Armacost'un ilk tur girişimleri, Amerikan yönetiminin "hassasiyeüni" belirtmekle sımrlı kaldı. ABD, ilk aşamada butün ağırlığını koymadı, onun yerine NATO'yu devreye soktu. Nitekim, NATO Konseyi'nın önceki gün yaptığı olağanüstü toplamıdan sonra, Genel Sekreter Lord Carrington'ın yaptığı açıklama da Armacost'un telkini doğrultusundaydı. Lord Carrington, NATO adına, "taraflan gerginliği arttıracak hareketlerden kaçınmaya, aynı zamanda da ikili gönişmelere" davet etmekteydi. Lord Carrington'ın yayımladığı bildiri Ankara'ya ulaştığında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Buyükelçi Nüzbel Kandemir Deylet Konukevinde basın için verdiği tanışma kokteylindeydi. Açıklama metni Kandemir'e kokteyl sırasında üetildi ve özellikle ikili görüşmelerin geregini vurgulayan bölümü, Türk diplomatlan arasmda "memmıniyetle" karşılandı. SOVYETLER KIRMIZI IŞIK YAK1YOR Bu sırada Sofya'dan gelen bir başka haber de salonu dolduran Dışişleri Bakanlığı'nın üst kademe bürokratlan arasmda büyük bir sürpriz etkisi yaptı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Karalos Papulyas'ın apar topar Sofya'ya yaptığı ani ziyaretten sonra bir basın toplantısı duzenleyen Bulgaristan Dışişleri Bakam İvan Ganev. "Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların barışçı yollardan ve hakkaniyete uygun bir şekilde çözume kavuşlurulması gerekir" demişti. Ganev'in sorunun "hakkaniyete gore çözümlenmesi" gereğinı vurgulaması onemli bir mesajdı. Çünkü. Türkiye'nin başından beri savunduğu tez, Ege'de hakkaniyet ılkesinin uygulanmasıydı. Ganev'in mesajı yalnızca Bulgaristan'ın gorüşunu mü yansıtmaktaydı? Yoksa. mesajın arkasmdaki taraf doğrudan Sovyetler Birliği miydi? Dışişleri çevrelerinde yapılan değerlendirmelerde, daha çok ikincı olasılık üzerinde duruldu ve Ganev'in bu açıklaması Sovyetler Birliği'nin Yunanistan'a "kırmıa şık" yaktığı şeklinde değerlendirildi. Ayrıca Ege'de tansiyon yükselirken Sovyetler Birliği'nin Karadeniz Donanması Komutanı Amiral Nikolaeviç'in istanbuU daki gezi programı aksamadan surmekteydi. Buyükelçi Kandemir'in davetinde konuşulan başlıca konu, Hora'nın ihtilaflı sulara çıkması halinde Yunanistan'ın buna ne şekilde karşılık vereceği oldu. Tahminler birbirini izledi. Buyükelçi Kandemir, davet sona erdikten sonra doğruca Dışişleri Bakanlığı'mn yolunu tutıu. \'e Dışişleri'ndeki en uzun gecelerden biri başladı. Cumayı cumartesiye bağlayan gece Dışişleri'nde olağanüstü bir hareketlilik yaşandı. Ankara, Atina, Washingıon, Londra. Ankara ve New York arasında olağanüstü bir yazışma \e temas trafiği başladı. Bu arada Atina'dan gelmeye başlayan haberler, Yunanistan cephesinde havanın değişmeye başladığmı gösterivordu. Atina'dan alman en onemli duyum, Kuzey Ege Petrolleri Şirkeli'nin petrol aramaları için son tarih olarak belirlediği 28 mart günu (dün) ihtilaflı sulara çıkmayacağı yolundaydı. Bu gelişme Buyükelçi Akıman'ın şırket yoneticilerı ile yaptığı göruşmede ortaya çıktı. Amerikan diplomasisı ise Atina üzerinde yoğun bir baskı kurarak ihtilaflı sulara çıkılmayacağı yolunda bir guvence almaya çahşmaktaydı. Amerikan tarafımn Ankara'ya aktardığı izlenimler de Yunanistan'ın faali\etlerini şimdilık kendi karasularıyla sınırlayacağı yclundaydı. Alınan bu duyumlar hemen Londra'da bulunan Başbakan Turgut Özal'a ıletildı. Başbakan Ozal, başlangıçta konuşmaya niyetli olmadığı halde TRT'ye surpriz bir açıklama yaparak topu Yunanistan'a artı. Özal, "Eğer Yunan tarafı kendi karasulan dtşına çıkmazsa, biz de HoraŞı kendi karasulanmızda tulanz" diyerek. Türkiye açısından ilk önemli esneklik işaretini gösterdi. Turk tarafımn yürüttuğu kriz politikasında butun amacı da Yunanistan'ı kendi suları içinde sınırlayabilmekti. Özal, yaptığı açıklamayla Hora'nın ihtilaflı sulara açılmamasını Yunanistan'ın kendi karasularında kalması koşuluna bağlarken hem tansiyonu düşürdu hem de Yunanistan'ı belli ölçülerde köşeye sıkıştırdı. Özal, açıklamasını TV kameralarına.okuduğu sırada Türkiye'nin Atina'daki büyükelçisi Nazmi Akıman da saat 22.00'de aniden Dışişleri Bakanlığı'na çağnldı. Yunan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Kapsis ile Akıman arasında yapılan görüşmenin içerigi açıklık kazanmadı. Ancak alınan haberler, Kapsis'in Akıman'a Yunanisıan'ın şimdilik karasulan dışına çıkmayacağını hissettirdiği yolunda. Akıman, durumu Ankara'ya bildirdiği sırada Ankara'daki ABD Büyükelçisi StrauszHupe, Washington'dan aldığı bir talimat üzerine Dışişleri Bakanlığı'nın kapısını çaldı. ABD Büyükelçisi saat tam 00.30'da Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Buyükelçi Kandemir'in yanına girdi. StrauszHupe'nin getirdiği mesaj, Turk tarafımn daha önceden aldığı izlenimleri pekiştirecek nitelikteydi. ABD Buyükelçisi'ne verilen yanıtta, Başbakan Turgut Özal'ın Lor.dra'da yapmış olduğu açıklama ana hatlarıyla tekrarlanarak, Yunanistan tehlikeli sonuçlara yol acacak adımı atmadığı takdirde Hora'nın da ihtilaflı sulara çıkmayacağı belirtildi. StrauszHupe, Dışişleri'nden aynldığında Yunanistan'ın ihtilaflı sulara çıkmayacağı hemen hemen kesinleşmişti. Saat 02.00'de Ege'de tansiyonun buyük ölçüde yatıştığı anlaşılmaktaydı. Dışişleri BakanlığYndaki hareketlilik sabah saat 04.00'e kadar surdü. Ortaya çıkan son durum Başbakan Özal'a ve ilgili büyükelçilere ıletilirken, Hora gemisine gonderilen mesaj karasularının içinde kalması doğrultusundaydı. Dün sabah, Dışişleri Bakanlığı'nın ilk ziyaretçisi yine ABD Büyükelçisi Robert StrauzsHupe oldu. StrauzsHupe gerilimin kontrol altına alınmış olmasına karşılık, talimat uyarınca VV'ashington'un göruşlerini bu kez de Dışişleri Bakanı Halefoğlu'na iletti. Halefoğlu, göruşmede krizin Yunanistan tarafından başlatıldığım, Türkiye'nin uyuşmazhğı her zaman ikili görüşmeler yoluyla çözümlemeye hazır olduğunu anlattıktan sonra, ABD'nin goruşmelere oturması için Yunanistan'ı ikna etmesi geregini vurguladı. Halefoğlu'nun dunkü görüşme sırasında ABD Büyukelçisi'nin dikkatini çektiği önemli bir konu daha oldu: Papandreu hükümetinin Yunanistan'daki en buyük ABD üslerinden biri olan Heraklion'un faaliyetlerini durdurması... Halefoğlu, bu davranışın açıkça şantaj anlamına geldiğini belirterek ABD'nin, bu şantajın Turkiye'ye dönük olası yansımaları konusunda dikkatli olmasını istedi. PKK eski avukatı ölü bulundu AMSTERDAM (Cumhuriyet) Hollanda'nın Deventer kentinde 5 şubattan beri kayıp bulunan avukat Mahmut Bilgili'nın oldurulduğü açıklandı. 1980 döneminde yasa dışı PKK örgutü • nun avukathğını yapan ve bir sure Türkiye'de hapis yattıktan sonra Hollanda'ya kaçan Bilgili, 1986 yılı başında Deventer kentinde siyasi iltica talebinde bulunmuştu. Deventer polisi dün akşam yaptığı açıklamada, geçen perşembe günü Twente kanalında bulunan cesedin yapılan otopsi sonucu kayıp avukat > • Bilgili'ye ait olduğunun anlaşıldığını belirtti. Deventer polisi ' sözcüsü, Bilgili'nin ölüm nedeninin boğulma olduğunu, cesedinde herhangi bir darp izine de rastlanmamakla birlikte avukatın cinayete kurban gittiğinin anlaşıldığını söyledi. Sözcü, cina"~ yetin failleri ve nedenleri üzerinde, ellerinde kanıt bulunmadığı^ nı sözlerine ekledi. »J Bazı çevreler Bilgili'nin, Hol^ landa'da son zamanlarda kendisî ile aynı çizgide olmayan diğer Kürt kuruluşlanna karşı saldınlar duzenleyen PKK tarafından öldürülduğunü ileri sürüyorlar. dün gazete sahip ve yöneticileri ile sohbet toplantısı yaptı. Kalender OrduevVnde dün saat 17.00'de başlayan ve iki saat süren toplantı sonunda Evren, gazete sahip ve yöneticileri ile birlikte fotoğraf çektirdi. Fotoğraf çekilirken flaslardan gözlerinin etkilendiğini söyleyen Evren, "Özellikle merdivenlerden inerken flaşla çekmeyin diyorum ama yine çekiyorlar" dedi. Kalender Orduevi Roof Bar'da yapılan toplantıya gazetemizi temsilen Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal ile Çetin Emeç (Hürriyet), Doğan Heper (Milliyet), Rahmi Turan (Günaydın), Sazlı Ihcak, Yalçın Kamacıoğlu (Bulvar), Kemal ttıcak, Taha Akyol (Tercüman), Nezih Demirkent (Dünya), Mehmet Barlas (Günes), Mustafa özkan (Son Havadis), Enver Ören, Kenan Akm (Türkiye) katıldılar. Sabah, tslam Kalkmma Bankası Guvernörler toplantısının açıs konuşmastnı yapan Evren, Kalender Orduevi'ne dönüsü sırasında Cumhurbaşkanlığı yazlık dinlenme yeri olarak restore edilen Huber Köskü 'aü gezdi. Öğleden sonra Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Nurettin Ersin ile birlikte GalatasaraySamsunspor maçma giden Evren, gece de AKM'de oynanan bir baleyi izledi. Bu arada Devlet Bakanı Tınaz Titiz de, dün gazete sahipleriyle bir süre görüştü. Gazete Sahipleri Sendikası 'nda yapılan toplantıda, gazete kâğıdı ithali konusunun görüşüldüğü bildirildi. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYüZ) Evren, gazete sahip ve yöneticileriyle ATİNA Batı basınında Ege bunahmı Liberation gazetesi Papandreu'nun bunahmla ilgili olarak "Liberation" gazetesi, Yunan Başbakam Andreas Papandreu'nun bunaTodor Jivkov'a mesaj yollamasının Batılı çevrelerde lımla ilgili olarak Bulgaristan Devlet hayretle karşılandığım belirterek, bunun, Papandreu'nun Başkanı Todor Jivkov'a mesaj yollaBatı dünyasıyanlız kaldığımn göstergesi olduğunuvurguladı.masının Balılı çevrelerde hayretle thş Haberier Servisi Türkiye ile Yunanistan'ı bir savaşın eşiğine getiren bunalım dünku Batı Avrupa basınında geniş biçimde yer aldı. Londra muhabirimiz Ragıp Duran'ın bildirdiğine göre The Times ve The Financial Times gazeteleri Ege bunalımını manşetten duyurdular. Times gazetesinin başyazısında, "Bunca ezeli düşmanhk varken iki ülke arasındaki sorun kola> çöziılemez. Zaten bu sorun yıllardır hem NATO'yu hem de BM'yi güç dunımda bırakmıştır" denildi. Times, Kıbrıs sorunu çözulmedikçe, Atina/Ankara anlaşmazlığına çozum bulunamayacağını ileri surdukten sonra, Ege 1 deki yeni gerginliğe çözum bulabilmek için geleceğin pek parlak olmadığım yazdı. Times, NATO üyesi iki Ulkenin arasındaki sorunlamann şimdiye kadar çozulememiş olmasından NATO'nun da sorumlu oiduğunu ileri sürdü. ALMAN BASLM a.a!mn haberine göre Ege'de başgösteren gerginlik dünkü Alman gazetelerinde de geniş şekilde yer aldı. "Beriiner Morgenpost" gazetesi, "Tehlike Çanlan" başlıklı yazısında, iki ulke silahlı kuvvetlerinin atarma geçirildiğini belirterek, "Ege'de yeniden tehlike çanlan çalmaya başladı. Bulun kargasaya ve Yunanistan'ın kıyamet koparmasına neden, Turkiye1 nin Ege'de petrol arama çahsmalanna başlaması" diye yazdı. Yunanistan'ın, Ege'deki uluslararası karasularında petrol arama çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden gazetenin yorumunda, "Aynı şe>i Türkiye yapmaya kalkınca kıyamel koptu" denildi. Yuksek tirajlı Alman gazetelerinden Bild de birinci sayfasında yer alan haberde, "Savaş" başlığını kullandı. Türkiye ile Yunanistan arasında petrol arama anlaşmazlığından doğan krizin savaşa yol açabijeceğini öne suren gazete, iki ülke arasındaki gerginlik karşısında NATO'nun çaresiz kaldığını iddia etti. FRANSIZ BASIM Paris muhabirimiz Sabetay Varol'un bildirdiğine göre, Ege Denizi'ndeki son bunalım dun oğleden sonra yayıtnlanan ciddi Le Mond» gazetesinin manşetini oluşturdu. "Yunanistan ile Turkiye arasmda ani bir tansiyon yükselişi" başlığını taşıyan bu geniş değerlendirme yazısı, "gerçekten silahlı çatışma tehlikesi mevcut m u ? " sorusuna yanıt aradı. Claire Trean'ın kaleme aldığı yazı, geçmişteki bunabmlardan farklı biçimde ilk kez olarak son gelışmeler sırasında, Turk hükümetinin de savaş tehdidini ağzına aldığına dikkati çekti. Yazı, bundan önceki bunalımlarda yalruzca Papandreu'nun bu tür çıkışlar ^ptığını anımsatıyor. Le Monde, bu ani ve şiddetli gsrilim yükselişinin kökeninde Türkiye'nin tartışmalı sulara petrol araştırmaları yapan bir gemi gönderme kararı olduğunu söylemekle birlikte. Ankara'nın, bu kararı Yunanistan'ın son zamarlarda Kuzey Ege'de petrol arama girişimlerinin ardından misilleme olarak aldığını da belirtti. Yazı şoyle devam ediyor: "Ankara'nın bu jesti. Türk hiikiimetinde göriilen bir sabır tükenişinin ifadesi sayılabilir. Şimdiye dek Atina nezdinde yurutiilen tum di>alog girişimleri Yunanlılar tarafından geri çtvrilivor. Ankara'yı en çok kızdıran, ozellikle AET konusunda Yunanldann yaptığı engellemeler." Gazete, Papandreu'nun ise bu scn bunatımı hem iç politikada hem de ABD ile olan pazarlıklarında değerlendirmeyi tasarladığını da ileri surdü. hransa'da yayımlanan karşılandığım belirterek, bunun, Papandreu'nun Batı dunyası içinde yalnız kaldığımn göstergesi olduğunu surguladı. Belçika'da yayımlanan "Le Soir" gazetesi, Ege bunalırmmn AET'ye tam üyelik başvurusuna hazırlanan Türkiye için olumlu bir gelişme olmadığını one surdu. Ali Bozer'ın Aıina'ya yapacağı ziyaretin iptal edildiğini belirten gazete, "Ege'de yaratılan durum, Yunanistan'ın 1981'den bu \ana üyesi bulunduğu toplulukla Tiirkive arasındaki yakınlasmayı kolaylaştıracak bir gelişme değil" şeklmde yorurn yaptı. Türkiye'nin pek yakın bir gelecekte AET'ye tam uyelik baş\urusunda bulunacağım duyurduğunu da hatırlatan gazete, "Türkiye bu başvuruyu hâlâ yapabilecek rai?" sorusunu sordu. Belçika'nın başvuruya sempatı ile baktığını, ancak bu ulkenin dönem başkanlığının haziranda sona ereceğini, ondan sonra ise sırasıyla Danimarka ve Batı Almanya'nın başkanlığı devralacaklannı hatırlatan "Le Soir". bu iki ulkenin, Avrupa'nın Turkiye'ye açılmasına karşı olduklarını öne sürdü Savaş provası bitu CENGİZ ÇANDAR ATİNA Eğer umulmadık bir gelişme olmazsa Turkiye ile Yunanistan arasındaki savaş provası artık tamamlanmış sayılıyor. "Savaş pro»ası", çünkü tarafların Ege'ye ilişkin tutumlarında ve goruşlerinde herhangi bir değişiklik yok. Yunanistan, özellikle başkent Atina, dün sabahın erken saatlerine dek saate karşı yarış tarzında olağanustu saatler yaşadı. Olağanüstü bir günün ardından gelen olağanüstü saaıler. Yunanistan ile Bulgaristan arasındaki yoğun diplomatik faaliyet NATO ve Varşova Paktına üye ülkeler ile Islam ülkeleri büyukelçileriyle yapılan lemaslar bir güne sığdı. Aynı gun içinde, hatta aynı gece saatlerinde ABD'nin Yunanistan'daki en buyük haberleşme üssu Nea Makri'nin faaliyetleri durduruldu. Önceki gece saat 10.00'da Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Kapsis Türkiye'nin Atina Buvükelçısi Nazmi Akıman ile göruştu. O an durum "çok kritik'ti Daha sonra Turgut Özal'ın açıklaması duyuldu ve Hora'nın Turk karasulan dışına çıkmayacağı Özal'ın ağzından ifade edilince durum yatışmaya başladı. Yunan halkı, önceki gün akşam saatlerinden itibaren ve özellikle Başbakan Andreas Papandreu'nun yarım saat suren ve TV'den yayımlanan konuşmasını dinledikten sonra gerilime girdi. Cuma günu oğleden sonra bankalardan büyuk olçude paralarçekilmesiru, dün süpermarketlerin onundeki izdihamlar izledi. Sut bulmak imkânsız hale geldi. Mallar adeta kapışıldı. Dün sabaha karşı 04.00'e doğru Omonia Meydanı'nda matbaadan henuz çıkan gazeteleri alıp okuyabilmek için trafik tıkanıklıklan yaşandı. Meydamn köşelerinde ınsan öbekleri "sa\aşın çıkıp çıkmayacağım" tartışıyorlardı. Kimisi " H e p böyie olur. ABD devreye girer, engeller" duşuncesindeydi. Ama hepsi tedirgindi ve dun süpermarketlerin önünde kuyruklarda yığılan insanlar bir '"Türkiye korkusunu" ve savaşa isteksizliği dile getimorlardı. Savaş psikozu, önceki gun sabah saatlerinde önce Yunan yonetimini \e siyasi çevrelerini, akşamdan itibaren de tum toplumu sardı. Ancak bu noktada hiç, "Tiirki>e Ege'deki hak ve çıkarlan uğruna sıkı davranınca Yunanistan geriledi" duşüncesine kapılıp. Papandreu'yu hafife almamak gerekiyor. Kriz esnasında Yunanistan birkaç diplomatik cephede aynı anda harekete geçebilmek ve çok sayıda kartı kullanabilmek yeteneğini gösterdi. 1 Nea Makri'deki buyük Amerikan ussünün çahşmalarını durdurarak ABD'ye karşı Washington'u Ankara üzerine oynayabileceği büyuk bir pazarlık kozu ele geçirdi. SEİA'yı henuz imzalamış olan Ankara'nın bu konuda ABD onundeki manevra alanı bir haylı dar. Atina üsler konusunda "sözün* gıivenilebilirtiği" ve "şakaya gelmeyeceği" izlenimıni verdi. Nea Makri'nin tüm çahşmalarına yeniden izin verilmiş olması bu gerçeği ortadan kaldırmıyor. 2 Bulgaristan'a yonelik ki bu ulke ile altı ay öncesinde bir saldırmazlık paktı imzalamıştı ani diplomatik hamle sayesinde Balkanlar'da arkasını sağlama alma yolunda adım attı. 1lerde Türkiye'yle muhtemel bir savaş halinde Balkan komşularının göstereceği davranışı deneme imkânı buldu. Turkiye malum nedenlerden ötürü bu imkândan mahrum. Ayrıca Varşova Paktı nezdindeki bu çıkışıyla NATO'da da alarm zilleri çaldırdı. Ve NATO'yu Türkiye üzerine oynama imkânları aradı ve belki de elde etti. Bunun yanı sıra Dışişleri Bakanı Karolos Papulyas Arap ulkeleriyle yakın ilişkilerı sayesinde bir diplomatik taarruz da buraya yoneltti. Türkiye'nin son aylarda Arap ve Islam ulkeleriyle ilişkilerinde yaşadığı rahatsızlıklar hatırlanırsa, Papulyas'ın bu çıkışı anlam kazanıyor. 3 Butun bunlara ek olarak, Papandreu yonetimi, gayet akıllıca bir manevrayla dünya kamuoyuna kendi emellerini banşçı gösteTme kampanyasına geçti. Şoyle ki: Papandreu, Turkiye ile Yunanistan'ı bir savaşın eşiğinde dolaştıran son bunalımın kıta sahanlığı sorunundan kaynaklandığını söyledi. Kıta sahanlığmı siyasi değil hukuki bir sorun olarak tanımladı ve hukuki sorunun çözum yerinin Ege'nin suları değil Lahey Uluslararası Adalet Divanı olduğunu bildirdi. Boylece özellikle Batılı müttefik kamuoylan ve hükümetleri önünde Yunanistan'ı sorunlan askeri yoldan değil barışçı yöntemlerle ve uluslararası hukuk kuruluşları aracılığıyla çozmeye niyetli taraf olarak gösterebümek şansını kazandı. Yakında Turkiye'ye kıta sahanlığı sorununu Lahey'e götürme telkinlerine tanık olursak şaşırmamalıyız. Bunların dışında Yunanistan yönetimi kriz boyunca eşgüdümlu ve tutarlı bir görüntu sergiledi. En önemli açıklama Papandreu'nun ağzından yapıldı. Geüşmeler hukumet sözcusu Yannis Rubattis tarafından dile getirildi. Dışişleri Bakanı Karolos Papulyas ile eşit önemdeki yardımcısı Yannis Kapsis aynı andâ farkh cephelerde diplomatik taarruzu yürüttüler. Bütün bunlar yapılırken askeri hazırlıklara da sessizce geçildi. Papandreu, televizyonda ağır; başlı, ciddi ve paniğe gerek bıraktırmayacak kararh bir lider gorüntüsü çizdi. Buna karşılık bu kadar ağır bir kriz esnasında Türkiye'nin Cumhurbaşkanı lstanbul'da, Başbakanı . Londra'da idi. Brüksel'de toplanan NATO Bakanlar Konseyi kararlarına Türkiye'nin uyacağı Washington Büyükelçisi Elekdağ tarafından açıklandı. Yunan en ust düzey yoneticilerinin tümü Atina'dayken Türkiye'nin bir ve iki numaralı karar sahipleri başkentte değildi. Bunun yanı sıra Türkeyi'nin tutu' munu yansıtan önceki günkü açıklamanın Ankara'da ilk önce Genel" kurmay Genel Sekreterliği'nce yapılması Atina'da Türk muhabirlerinin " bürolarına telefonlar yağmasına ve ^ "Türkiye'de duruma askerler rai" egemen" sorusunun yoneltılmesine^ yol açtı. Atina'da hiçbir askeri şahsiyet tek kelimelik bile bir açıklama'.! yapmadı. TumaçıklamalansivÛyö'j netim usılendi. Atina'da dün durumun yatışma ' sına neden olarak ileri sürülen, Özal'ın "Hora'nın Türk karasularının dışına çıkmayacağı" açıklamasının uygulandığının anlaşılması idi. Turk karasularının dışına çıkmaya ' cak bir geminin Yunan saldınsına hedef olması duşunulemeyeceğine gö * re, Atina, yatışmavı pekâla "Türkiye'nin geri adım atmış olması" bi ' çiminde gosterebilecek. '« Şimdi yarmdan itibaren son gunlerin bunalımına kaynak teşkıl eden ' Kuzey Ege Pe'rolleri Şirketi adlı çokuluslu tekelin hisselerinin devletleş ; tirilmesinin göruşülmesi soz konusu. • Dolayısıyla sorunun Yunanistan cep ' hesinde görünürde bir değişiklik ol ' mayacak. 48 saat içine sıkışıveren ve Ege'. • nin iki komşu ve "müttefik" ülke . sini savaşın eşiğine getiren gelişmelerin gelecekte de tekrarlanmaması için bir neden yok. Şimdilik taraflaı . muhtemel bir savaş durumunda birbirlerinin kararlılıklanru, diplomatik manevra alanlarını. ABD'den NA.' TO'ya ve Varşova P a k t ı n a ve Bal , kan ulkelerine uzanan dış güçlerir duruma nasıl yaklaştıklarmı sınama^. imkânı bulmuş oldular. Türkiye ile Yunanistan arasındaki bugüne dek gerçekleştirilen en bu . yük savaş provası geride kaldı. Ege krizi TVde tarüşıldı ANKARA (ANKA) Ege krizi, iki öğretim üyesi ile bir diplomatın kauldıgı ve televizyonun birinci kanalında yayımlanan bir panelde tarUşıldı. C»n Okanar'ın yönettiği panelde konuşmacılar, Yunanistan ve Türkiye arasındaki kıta sahanlığı sorununun müzakerelere dayanarak çözülmesi gerektigi görüşünde birleştiler. pışiîleri Bakanlığı Çok Tarafh Siyasi llişkiler Müdür Yardımcısı Turau Fınıt, Prof. Dr. Hüseyin Pazgra ve Prof. Suat Bilge'nin katıldıklan panelde konusmacüar özeüe şunları süylediler: Turan Fırat: İki Ulke olarak bu bolgede birlikte ya^ıyoruz ve yaşayacağız. Biz, Türkiye olarak Lozan'ın dengesini her zaman savunuyonu. Banşa ulaşmak samldığı kadar zor değil. Yapıcı zihniyetle hareket edildiğinde banşçı sonuca ulaşılabilir. Yunanistan başından bu yana Türkiye'nin Batıyla ilişkisinden rahatsız. AET'ye başvuru arifesinde Türkiye tepkide bulunamaz diye düşünüp yararlanmak istediler. Httseyin Pazarcı: Yunanistan hükümeti Pan Hellenik ideolojiyi benimsediginden bunu bir iç politika malzemesi olarak kullaruyor. Aslında Yunanistan'daki tüm partiler Pan Hellenik ideolojiden yararlaruyorlar. Türkiye'nin müttefik ülkelere çağrıda bulunarak olaya tarafsız şekilde yaklasmalannı istemesi gerekir. Yoksa olaylar daha da büyilme istidadı gösterecektir. Yunanistan onlardan bir destek görmeyeceğini fark ettiğinde gerçekleri anlayacaktır. Suat BUge: Yunan dış politikası olanakları olmayan oir politika. Bundan vazgecmeleri lazım. Yunanistan Bern Anlaşmasf yla ilgili iki noktada itirazda bulunuyor. Bir: önceki hilkümetin yaptığı anlaşmaları tanımam. İki: görüşmeler bitti sürdürmern. Bunun uluslararası hukukta geçerliliği yoktur. Bu bir "hileli fesih"tir. Daha önce iki ulkenin bakanlan arasında yapılan anlaşmalar var, hatta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de müzakerelerin devaını yönünde kararlan var. Acaba onlan kaldırmaya da güçleri yetecek mi? ATtNA'DA PANtK Türkiye ile Yunanistan'ın Ege'de savasın eşiğine gelmesi dün Atina 'da halkın panik içinde dükkânlara ve süpermarketlere hücum etmesine yol açtı. 5. KOZME 5. Kozmetik Fuarı, 2000 araçlık özel kapalı otoparkı, gezinti terasları, dinlenme köşeleri, bar ve lokantası gibi benzersiz özelliklere sahip İstanbul Sergi Sarayı ile birlikte açılıyor. Her yaşta bakımlı,genç ve güzel olmak isteyenler için "6 özel gün" başlıyor. Siz de bugünlerden birini kendinize ayırın, kozmetik dünyasının güzellik dünyasınınsırlarını, inceliklerini kesfedin. 31 Mart 5 SARAYI Nisan 1987 i TÜYNP İSTANBUL SERGİ TEPEBAŞI İSTANBUL FUAR OO Ziyaret saatleri: Hergün 7 7. 2O.00 Seçkin fuarlar...Seçkin ziyaretçiler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle