21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1987 9. AKDENtZ SİNEMASI ŞENÜĞİ'NDEN NOTLAR KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR BU k i VEKPı'M CUMHURtYET/5 ISMAÎL GÜLGEÇ •^&u \WATı MIN G A Z t r ^ 7 " MCMPELEO (ŞUf5>"i Akdenizüler 'Belinda'ya ısındı Taviani Kardeşler'in bütün fllmlerini içeren gösteri, 1002. yaşını kutlayan sevimli Akdeniz kenti Montpellier 'deki şenliğin en çok ilgi gören etkinliği. Akdenizli izleyici, tıpkı İtalya'da olduğu gibi, Atıf Yılmaz'ın "Aaahh Belinda"sına hemen ısınıverdi. Şenlik yöneticileri, gelecek yıl bir ömer Kavur toplu gösterisi düzenlemeyi tasarlıyorlar. MEHMET BASUTÇU MONTPELLIER Fransada duzenlenen şenlikler arasında giderek önemli' bir yer almaya başlayan Montpellier Şenliği'nin başansını kısaca şöyle açıklayabiliriz: Katıksız bir sinema sevgisi, sinematekler ya da sinema kulüpleri geleneğiyle beslenen ciddi bir çalışma sonucu gerçekleştırilen zengin bir program ve çağrılı yönetmenlerle her türlu susten arınmış ilişkiler kurmaya olanak tanıyan sıcak bir ortam... Bu yıl şenliğin ılk konuğu Paolo Taviani. Italyan sınemasının aynlmaz kardeşleri Paolo ve Vittorio'nun birlikte gerçekleştirdikleri on bir fîlmin tumünu içeren toplu gösteri 9. Montpellier Şenliği'nin en çok ilgi gören etkınliğini oluşturmakta. Şenliğin açıhşında bize göre Tavianiler'in başyapıtı olan "Kaos"un eksiksiz ve kesintisiz kopyası gösterildi. Pirandello'nun öykulerinden uyarlanan "Kaos", ne yazık ki her ulkede değişik bir biçimde seyirci önüne çıkmış. Amerikalı izleyiciler iki oyküden oluşan bir filnile yetinirierken, Fransızlar uç öykülük bir kopyayı izlemişler... Bin ikinci yaşını kutlayan sevimli Akdeniz kentı, Montpelher'nin hem Belediye Başkanı hem de sosyalist milletvekili olan Ge J V T^ t *" P İ K N İ K PIY4LE M4DRA HIZLI GAZETECİ TAYIANI KARDEŞLER TOPLÜ BÖSTERİStİtalyan sınemasının aynlmaz kardeşleri Paolo ve Vittorio Tavianı'nin birlikte yaptkJan 11 filmden oluşan toplu gösteri, 9 Akdeniz Sıneması Şenliği'nin en ılgınç olayı Nıtekım, şenliğin açıhşı da, Tavianiler'in başyapıtı sayılabılecek "Kaos"la yapıldı. Açılışta, bırçok ülkede değışık kılıklarda ızleyıcı önune çıkan "Kaos"un eksiksiz ve kesintisiz bir kopyası gösterildi orges Frecbe, Paolo Taviani onuruna verdiği yemek öncesinde yaptığı konuşmada, Akdeniz ulkelerinin kulturel zengınliğınden söz ederken ne Mısır sinemasını unutuyor, ne de bir mülteci kampı olan "Aqabat Jaber"li Filistinlilerin "geçici yaşam"ını filme alan İsraillı genç yönetmen Eyal Sivan'ı sıcak bir biçimde selamlamaktan geri kalıyor... Belediye Başkanı, Turkiye'nin konumuna da değınerek, ülkemizin "Avrupa Toplulugu" üyesi bir Akdeniz ulkesı olması yolundaki dileğini dile getiriyor. Georges Freche gerçekten çalışkan, etkin, bılgıli ve kurnaz bir politıkacı. Yemek sonrasında kendisiyle konuşurken, bu yaz, Marmaris ve Antalya yörelerinde geçirdiği tatilini renkli bir dille anlatıyor. Turkiye"de demokrasinin iyice kök salmasıyla AT kapılannın bizlere de açılacağına inandığını, ancak bu gelişimin zaman alacağını sandığını vurguladıktan sonra Türkiye'yi "Önemli bir gizfl giıcu otan buyuk bir ulke" olarak tanımlıyor. Kulturel etkinliklenn onemini kavrayan pou'tikacılann kentlerine, ulkelenne ve genelde sanata nasıl yardıma olabildiklerinin somut bir ömeği daha ışte karşımızda... Tiırk sinemasmın her yıl birkaç orneğini sunan Montpellıer1 de bu kez Atıf Yılmaz'ın "Aaahh Belinda"sı gösteriliyor. Fransa1 da ilk kez seyirci onune, hem de tngilizce altyâzılı bir kopyayla gelen bu filmin anlaşılamamasından, fazla iigi görmemesinden korkuyoruz... Tedirgınliğimız boşuna. Akdenizli izleyici, tıpkı İtalya'da olduğu gibi, hemen ısınıyor filme. Bizle birlikte, başlıyorlar kahkaha atmaya. Atıf Yılmaz'ın kadın sorunlarına yaklaşırken ince fırça vuruşlarıyla çizdiği toplumsal gerçeklerin tablosu, ınsan doğasının evrensel renklerini ıçeriyor çünku. Fransızlar, Nacıye/Serpil ikıleminde billurlaşan iki değişik yaşam biçimini işleyen senaryonun getirdiği toplumsal eleştıriyi çok iyi kavrıyorlar. Müjde Ar'ın başarılı yorumunu alkışlıyorlar... "Aaahh Belinda"yı ikinci kez, yine aynı mutlulukla izlerken, bazı eksikler de daha fazla goze batmıyor değil. "Atıf Yılmaz, keşke eekim sırasında daha uzun sure çalışma, bazı sahneleri tekrar tekrar çekme, ovuncularından verebildiklerinden daha fazlasını alabilmek için onları provalar sırasında daha çok terletme olanaklannı bulabilseydi" diye duşunuyoruz. Bu duygularımız, Montpellier Şenliği'nin ikinci unlu konuğu olan Francesco Rosi'nin başarısız son filmı "Bilinen Bir Oliımün Ö>kiısu"nun çekimi sırasında gerçekleştirilen, bir saatlık belgesel film "Bilinen Bir Filmin Öyküsu"nu izledikten sonra daha da guç kazanıyor. Christine Lipinska'nın kıvrak kamerası yanında, eleştırmen Michel Ciment'nin hem yönetmen hem de oyuncularla yaptığı soyleşilerle de beslenen bu fiunde, Rosi'nin çalışma yöntemı tum çıplaklığıyla gözler önune serilmekte: Yılmak bilmeyen, daima en iyıyi arayan, Kolombiya'nın sıcak guneşi altında terlemekten korkmayan bir yonetmenın verdiği savaşı ızliyoruz. Kuşkusuz, başarılı ve etkileyici bir film gerçekleştırmek için bu kadarı yeterli değil. Ve işte sonuç ortada... Genelde bir aksama olduğunda, değişik öğelerı birbirine bağlayan ilmekler gevşek kaldığında tum çabalar gume gidebiiiyor. "Bilinen Bir Filmin Öykusu" her sınemaseverin, özellikle sinema yönetmenleriyle oyunculannın gormesı gereken ilginç ve öğretıcı bir film... Bu yıl Mısır sinemasının tanınmış adlarmdan Tevfik Salehin altı filmini programlayan Montpellıer Şenhği yöneticileri, gelecek guz Turk yonetmenlerinin yapıtlarına ağırlık vermeyi planlıyorlar. Dilekleri, orneğin bir Ömer Kavur toplu gösterisi duzenlerken, sinemamızın diğer örneklerine de yer verebılmek. NECDET ŞEN ÖEICAfttlN, UEhA Ve 2V6Uİ?. CuReTıe U ÇA&l/tr E$E PCSÜ JOZviACAK EN Î '0iLÛi6İNtZ Bt YEROE UC'JZ KIRAUK 6ı KRV/A YAN\T At& Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN ve Sanat ueıeneKseı uipııaraa vagaaş oanaı istanbui KuitüruiusiararasıVakfrnca ienen 1 çağdaş duzen Sanat Sergileri kapsamında Aya Irini ve Mimar Sınan (Ayasofya) Hamanm'nda yer alan Geleneksel Yapılarda Çağdaş Sanat Sergılen 15 kasıma kadar görulebılecek Mimar Sınan Hamamı'nda Sarios, Mehmet Gün, Mehmet Güleryüz, Bedn Baykam, Ûmer Uluç ve Şenol Yorozlu'nun, Aya Irım'deyse JeanMichel Alberola, Markus liıpertz (yukanda), François Morellet, Michelangelo Pistotetto, Arnulf Rainer ve Gilberto Zorıo'nun yapıtları yer alıyor (Fttojraf: \Mt Hloftfa) Asıl, hayatın kendisi bir ekol İBRAHİM NİYAZİOCLU Theo van Doesburg 1914'te, "Gelecekte bir tek sanat olacak, herkesin anlayabilecegi bir tek dfl" demiş. Günümüzde sanat birçok değişik anlatun biçimleriyle gelişimini sürdürürken, bir yandan da Doesburg'un öngörüsü gerçekleşiyor. özellikle baskı resim, sanatcımn duygu ve düşüncesini birçok kişiye aktaran yönüyle, yaygınlaşmaya açık yapısı, içerdiği sonsuz anlatım olanağı ile sanat dilinin zenginleşmesine, coğullanmasına katkıda bulunuyor. Nişantaşı Urart Sanat Galerisi'nde sergilenen Asım lşler'in yapıtları, izleyiciye boya resim ve baskı resim karşılaştırmasım bir kez daha yapabilme olanağını sağlıyor. "Boya resunlerim 198087 yıllannı kapsayan çalışmalanmdan deriendi. Çalışmalarundaki süreklüiğin bir sonucu figüratif bir geleneğin içindc oldum hep. Kendiliğinden Yt bUinçli oluşumlann sürekliliğinden yanayım. Malzemenin, teknik ve plastik öğelerin bileşiminde, eylemle bütanleşen resinüer yapmak istiyorum. Olagelen bir gerçeklik içinde, tanık olunan degişim perspektiflerini sıcagı sıcagua yanatma ve dışa vunna yolunu tercih ediyorum. Benim için yapılabittrlik önemli. Örgüyü ve duyarlığı yakaladığım zaman bundan büyük bir haz alıyonun." Boya resimlerin hepsi enerjinin boyalarda biçimlenişi. Fırça vuruşlan, yaşantının çok yönlülüğüne ve ivmesine tanıklık ediyor. Kalın boya tabakalan ve kimi yerlerdeki kazunalar, çoktan beri tanık olduğumuz Asım Işler gravürlerini ammsatıyor. Sanatsal senlvenim özetlerken, "Doğanın yol göstericuigi ile, akademik egitimin gerekUligine inanarak, tarihsel referansı ber zaman içeren bir duyarlık içinde çalıştım. Düfttnsei planda ve pratige yansıyan sonuçlanyb daha sonraki cauşmalamn farklı bir degişim boyutu kazandı. Bence asd olan bitmiş olan mükemmellik degil. Organik bfitünliik önemli. Duyaıiığım, romantizmden ekspresyonizme kadar uzanan bir getisim çizgisi üzerinde yönknir. Her resmim kendine özgü bir davranış biçünini, özel bir seriivenin izlerini taşır" diyor tşler. Asım lşler, öğretim üyeliği ile sanatçılığı birlikte yürüten yaratıcılardan. Egitimin temel yapısının çok yönlü perspektif açılımlara olanak tanıması gereğine inanıyor. Klasik egitimin geleceğe dönük sanatsal pratikte yol gösterici temel kaynak olduğunu da ekliyor. "Kitle iletişim araçlannın baskısına rağmen, sanatçı olabilecek kişilerin kültürel donanımlannı çok yonlu bir yaklaşımla oiuşturmalan gerek. Alölye ortamlannın farklı eleştiri ve ögretilere açık olması gereğine inanıyorum. Sanatçının saydam bir düşiince tavnna alışması ve benimsemesi önemli. Asıl önemli olan modern verilerden yararlanmak kadar geleneksel verilerin de sanatçı adayını çevrelemesi. Ustalann ve tarihin getirdigi ögretiyle birlikte asıl yaşamın kendisinin bir ekol olarak benimsenmesi gerekli." Boya resimlerin sergilendiği salondan gravürlerin bulunduğu bölume geçen Asım lşler ekliyor: "Çok farklı teknikler olmasma ragmen birinden digerine kolayhkla gecebildiğimi soyleyebilirim. Gravurde sagladıgım açılımı digerinde saglamıyor olabilirim. Farklı nitelikli temel özellikler iki farldı ifade biçiminde somutlanıyor. Boya ile yapamadıgımı gravurde gerçekleştirdigimi sanıyorum. Çizgi dili benim için, baş anlatım aracı olmuştur hep. Bir bakıma çizginin yalın ifade dili bizim geleneksel sanat formlarunızda da var. Kaligrafi benim için her zaman önemli olmuştur. Soyutlama ve çizgi yönünden çok zengin bir birikimin orta yerindeyiz. Çogu zaman bunlan yeni yeni keşfediyonız." Asım Işler'in gravürleri 1972'den 1987'ye kadar uzanan çalışmalan arasından seçilmiş. Yapıtlann her biri buytik bir titizlikle bitirilmiş. Sanatsal tavırdaki yetkinliğin yanı sıra zanaatçı özellikler de belirgin.Gravür tekniğinin sunduğu tüm olanaklar teker teker araştırılmış. Gravür laboratuvarında baskılarıyla araştırmalar yapan, deneyler gerçekleştıren bir bilim adamının işleri karşısındayız. Yapıtların içinden bize kadar uzanan geleneksel taşbaskı sanatımızın sesleri ve göruntüleri arasındayız. Asım lşler'in yapıtları bilgimizi ve yureğimizi genişletiyor. Sergi Nişantaşı Urart Sanat Galerisi'nde 17 Kasım 1987'ye kadar açık. Gravür ve resimlerini bir arada sergileyen Asım Işler: TARİHTE BUGÜN MIMT4Z ARIKAS 70 /Tası/n 1444'T& BUGÜM, OShtAULl OBOllSU'YtA HAÇU tujuı/ensei AGAS/MDA VARAIA SAVAŞI YAPIL/M/f 77. Br/ZA&Ç *y ÖAJCe, OSMAUU F>At»ŞAUI OĞUI 'f ANCAK , BAUCAtJUMfpA B/B.LeŞ//C BitS. HAÇL( OlS&USUAlUA/ OLUÇTVIS.ULMASI VE~ OSMAMULAfZ'A KA£Ş( HA&eKSTe GBÇiLMESASASiKil <Sö\e£(/£ ÇA€feM/ÇT7. OOĞUYA PO&Rll ıL£tZL£YıP Nı&SOUJ ÜZeGiU&£flJ, ZARADEUtZ KiyiSlMPAKJ VARfJA'YA UUİŞAS HUNYADı YAMOŞ KOlAUTAf'MMkâ HAÇU OfZ&USU. O&4M OSMANLI KJUV, VETUERiYLE SAVAÇA TUTUfnJ Y£ YEMİU>)!. VARNA SAVASI.. üze&uE, çoco/c yAÇTAta (rMenMer, 50 YIL ÖNCE 10 Kasım 1937 beri yukselmeğe başlayan Turk altını fiatı, borsa haricindekı yukselişine devam ediyor. Üç hafta evvel 1055 kuruş olan altının fiatı, dün 1083 kuruşa tereffu etm'ıştir. 19371987 Dolar düşüyor, altın yükseliyor Dolar fıatlarında birkaç gunden beri görulen düşukluk dun de devam etmış ve 1.5 sent kadar daha duşmuştur. Bu duşuklıiğün sebebı Amerıka hukumetının sanayı mamulatı fıatlarında gorulen umumı duşukluğü onlemek ıçın aldığı tedbirlerdır. Turk borcu tahvılleri de bir miktar duşmuştur. Bu duşuklukte kısmen de doların yarattığı hava amıl olmaktadır. Bir kaç gun evvel 15.60'a kadar yukselmiş olan Turk borcu birinci tahvilinın dunkü kıymetı 15.15 liradır. Bir aya yakın bir zamandan Dost Yunan kurmay heyeti güti ASIM IŞLER'İN İŞLERİ Asım lşler'in Urarttakı sergisınde, gravür laboratuvarında baskılarıyla araştırmalar yapan, deneyler gerçekleştıren bir bilım adamının ışler, karşısındayız. Balkan antantı erkanıharbiyeleri toplantısına ıştırak eden dost ve muttefık Yunanıstanın en erkanıharbıye reısı General Papagosun rıyaseti altmdakı askeri heyet dun sabah şehırde bir gezıntı yapmıştır. General Papagos dun saaı 12'de maiyetındeki yüksek rutbeli subaylarla beraber Taksıme giderek Cumhuriyet abıdesme bir çelenk kazandığını teptığ etm'ıştir. koymuştur. Merasimden evvel Yapılacak abidenın boyu 16 askeri mızıka Yunan ve metrodur. Abide 50.000 lıraya tstiklal Marşlarını çalmıştır. yapılacaktır. Muhterem misafırlerimız dun akşam saat 18'de Romanya seyrüsefer şırketmm Dacıa Bu salon mecmuasının beşınci vapurıte Yunanıstana sayısı en son smema dönmuşlerdır. General haberlerile haftanın film Papagos ve maiyetındeki mevzularını ve bu hafta heyet Galata rıhtımına askeri sinemalarda gosterilecek merasimle uğurlanmıştır. fılmlenn krıtiklerıle en son bayan modellerım yuklü olarak çıkmıştır. Manisada dikilecek Ataturk abıdesı için bir musabaka açılmış ve dun Guzel Sanatlar Akademısınde toplanan jurı heyeti musabakaya iştırak eden 16 sanatkar arasında heykellras Nijat Siralin maketini beğenerek birincilik ve ikinciliği kendisınm Sinema objektifi Manisa abidesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle