Katalog

6 TEMMUZ 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Çernobil: Nükleer reaktörün bakımı tamamlandı Sovyetler Birliği'nin Kiev kenti yakınlarındaki Çernobil nükleer santrahnda 26 nisanda meydana gelen kazadan etkilenen 1 ve iki numaralı reaktörlerdeki bakım işlemleri tamamlandı. Sovyet televizyonunun verdiği haberde kazadan sonra kapatılan iki reaktördekl bakım işlemlerlnin tamamlandığı ve reaktörlerin büyük bir ihtimalle sonbaharda devreye sokulabileceği bildirildi. Irak karşı salcbrıya geçti Irak askeri bildirisinde lran birliklerinin geri püskürtüldüğü öne sürüldü. Tahran radyosu ise tran birliklerinin Irak içinde ilerlemeye devam eîtiklerini iddia etti. Dış Haberler Servisi lran'la Irak arasındaki şiddetli çarpışmalar, cephenin orta kesiminde devam ederken, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Körfez savaşının yeniden tırmanmasını kaygı ile izlediğini belirterek, taraflara sivil yerleşim merkezlerini bombalamaktan kaçınmaları için çağrıda bulundu. De Cuellar, New York'ta yaptığı açıklamada tranIrak savaşının durdurulması konusundaki girişimleri canlandırmaya hazır olduğunu belirtti. BM Genel Sekreteri, geçen yıl savaşın durdurulması amacıyla taraflar arasında görüşmelere başlanmasını öngören bir plan ortaya atmış, ancak plan uygulanamamıştı. Çarpışmalar ise tarafların karşılıklı iddialan ile devam ediyor. Tahran radyosu, Mehran'ı kurtaran Iran birliklerinin sınırı aşarak, Irak topraklannda ilerlemeye devam ettiklerini öne sürdü. Irak komutanlığınca dün sabah yayımlanan bildiridc ise, lran saldırısının püskürtüldüğü ve Irak birliklerinin geniş çaplı bir karşı saldırıya geçtikleri bildirildi. Irak askeri bildirisinde Irak uçaklarının önceki gün lran mevzilerine karşı 150 uçuş yaptığı ve Iranlılara ağir kayıplar verdirildiği iddia edildi. Bildiride, hava akınlarında 250 zırhlı personel taşıyıcısı ile yerde duran 3 helikopterin imha edildiği, çok sayıda lran askerinin de öldürüldüğü ileri sürüldü. fran'ın askeri bildirisinde ise, lran saldırısının başladığı geçen pazartesinden bu yana 6.100 Irak askerinin öldürüldüğü ya da yaralandığı ileri sürüldü. Tahran raflyosu, bu arada, tran'ın 'kurtanlmış MehraıT'ı gezmeleri için yabancı gazetecileri bölgeye davet ettiği açıklandı. Irak birlikleri Mehran'ı mayıs ayında bir sürpriz saldırı ile ele geçirmişlerdi. Irak, Mehran'ı lran'ın elinde bulunan Fao'ya karşı tutacaklarını açıklamıştı. Ancak, Bağdat bu kararını uzun sure uygulayamadı ve Tahran, Mehran'ı geri aldı. DÜTVYADA BUGUN AIİ SİRMEN Öyle mi Dersiniz? Rengı atmış pırtık mavi hapishane elbiseleri sırtlarında, partallar ayaklarında bir sürü adam, duvar dibine sıra sıra masaların dizildiği, üzerlerine çangul çungul kelepçelerirysaakilitlerin serildiği, jandarma onbaşılarının ellerinde zincirlerle gezindiği, merdiven altındaki büyük odada kelepçelenip, sonra hayvan gibi sevk zinciri ile birbirlerine bağlanıp, kapaiı cezaevi arabasında kimi zaman saatlerce, çoğunlukla günlerce sürecek, aç, susuz, perişan sevk yolculuğuna çıkmaya hazırlanıyorlardı. Yanlarında baska bir sırada, çeşitli yaşlardan aynı kılıkta adamlar da mahkemeye gitmek üzere kelepçelenmeyi bekliyorlardı. Alt tarafı griye boyanmış beyaz duvarlarda çeşitli yazılar vardı: "Ne mutlu Türküm dıyene", "Bir Türk dünyaya bedeldir.' "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Kısacası duvarlar ululuk, kan ve barut doluydu. Mahkemeye gitmek için bekleyenlerden birinin gözüne, bu kan ve azamet furyası içinde küçücük bir yazı takıldı: "Gürültü etmeyinız." Adamın birden içi ışıdı, yüzü güldü; bir an için kendini, okulda, hastanede, tiyatroda ya da herhangi bir başka kamu yapısında sandı. Bunca hamaset içinde, insancıl bir çağrı onu bir anda oradan alıp duvarların ötesine uçurmuştu. Adam dalgın dalgın ellerıni kelepçeye doğru uzatırken, düşünüyordu. Doğru muydu bu hamaset edebiyatının özü? Bayrakları bayrak yapan üstündeki kan mıydı? Ve toprak eğer yalnızca uğrunda ölen olursa vatan mıydı? Öylesine seviyoruz ki hamasetı, o hava içinde ortaya atılan her şeyi, tartışmasız kabul ediyoruz. Onunla da yetinmiyor, onu sınırları belirsız bir "millı duygular" kavramı içinde ceza yasalanmıza da sokuyoruz. Yeni Ceza Yasası taslağındaki "milli duyguları zedeleme" kavramı bakalım nerelere varacak derken, bir de bakıyoruz ki, Sayın Başbakan da Kıbrıs'taki konuşmasında, "Aziz ve muhterem Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz... Bir memlekete sahip olmak için kan dökmek lazım, kan.." dlyor. Başbakan bu sözlerıyle adeta, adeta da ne söz, düpedüz, "Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" diyen ozana katılıyor. Ve tabiı ki, kesın olarak da yanılıyor. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatan değildir. Bu söz,hamasi deyiş yalandan başka bir şey değildir. Nitekim yıllar yılı birçok kişi Rumeli'deki topraklar için kan döktü, padişahın ordusunda Macaristan için, Makedonya için, Sırbistan için, Lehistan için, Romanya için, Yemen için, Mısır için kan döktü. Ama o toprakların hiçbiri bizim vatanımız değil ve hiçbir zaman da olmadı. Bir zamanlar Osmanlı egemenliğinde olan bu topraklar, o egemenlik altında ıken bile Türklerin vatanı olmadı. Bırakın bir yana şımdi sınıriarımız dışında kalmış olan bir zamanların Osmanlı topraklarını, Anadolu'ya bakın bir an. Anadolu için yüzyıllar boyu savaşıldı, kan döküldü. Ama Anadolu bir vatan değildi Türkler için, taa 20. yüzyıla kadar. O dönemlere kadar, Anadolu toprakları da, imparatorluğun öbür topraklan gibi padişahın mülkünden başka bir şey değildi. Türkiye'ye vatan kavramı, Namık Kemal ile birlikte girmiştir. O vatan kavramı ki, dünyanın başka ülkelerinde bile ulusun tarih sahnesine gırmesiyle yeniden canlanmıştır. işin ilginç yönü, "Vatan Şairi"miz Namık Kemal'in sözünü ettiği vatan, ulus kavramının oluşmasından önce ortaya çıkmış biraz karmaşık bir düşüncedir. Belki de, Türkiye'de vatan kavramının ulus kavramından önce ortaya çıkmış olması, onun da : ha sonraları Turan ile karıştırılmasına (ki Turan ile vatan kavramı hiçbir açıdan çakışmaz) neden olmuştur. Namık Kemal'in ulusal bilincine varmayan vatan kavramının irdelenmesini ve Turan düşünü bir yana bırakalım ve konumuzun özüne dönelim yeniden. Olayı kısaca inceledikten sonra bile açıkça görülüyor ki, toprağı vatan yapan, onun uğruna öğr lenler değildir. Toprağı vatan yapan, ulusu oluşturan öğelerdir, bilinçtir. Yoksa, bir toprak uğruna ölünebildlği halde, o toprak yine vatan olmayacağı gibi, uğrunda ölünmeyen toprak da vatan olabilir. Birinci olgunun kanıtım Osmanlı örneğinde verdik. İkinci olgunun kanıtı ise ABD'dir. Gerçekten bugün ABD'de yaşayanların çoğunluğu, o topraklar için savaşmış, ölmüş olanların torunları değillerdir. Hatta diyebiliriz ki, onların çoğunun babaları değılse bile, büyukbabaları başka topraklar için kan dökmüş kışilerdı. örnek mi istiyorsunuz: Ünlü Henry Kissinger. Görülüyor kı, şairin hamasi deyişi yanlıştır. Bu deyiş, değil milli duyguları geliştirmek ve pekiştirmek, yanlış yollara doğru sokmakta, onları bilimin, bilginin ve bilincin ışığından uzaklaştırmaktadır. Durum böyle olunca, Ceza Yasası'na "milli duyguları zayıflatıcı" eylem kavramını sokmanın anlamsızlığı daha da kolay açığa çıkıyor. Vatan kavramını bilginin ve bilincin ışığında irde*leyince, hamasetin boşluğu ve kofluğu da açığa çıkıyor. Vatanımızı sevelim. Vatanımızın sevilmesi gerekli. Ama onu bilincimizin ışığı, bilginin ve bilimin ilerletici atılımcı gücü ile soğukkanlılıkla sevelim, hamasetin kofluğu ve anlamsızlığıyla değil. Unutmamak gerek, hamaset içerik olarak da fonetik olarak da çok kolaylıkla "habasef'e dönüşebilir. Tarih göstermiştir ki, görünüşte hamaset dönemleri, gerçekte binbir dalaverenin döndüğü habaset devirleridirler. Japon halkı sandık başında Japonya 'da bugün yapılacak olan seçimlerin kampanyası dün sona erdi. Seçimlerde üçüncü bir iki yılhk dönem iktidarda kalmak için diğer seçmenlerle rekabet edecek olan muhafazakâr Başbakan Yasuhiro Nakasone, kampanyasma tema olarak idari, mali ve eğitim reformlanm kuUandı. Seçimlerde Nakasone'nin başkanı olduğu Liberal Demokratik PartVnin çoğunluğu sağlaması bekleniyor. (AP) Hindistan 'ın karışıklıklara sahne olan Pencap eyaletinde, Sih mllltanlar, 12 kişiyi öldürdüler. Yetkililer, teröristlerin, Amritsar yakınlarında yedi Hinduyu 61dürduklerini belirterek, olaydan sonra polisle teröristler arasında çatışma çıktığını ve çatışmada bir polisin öldüğünu, beş teröristten ikisinin ölduruldüğünü, üçünün de yaralandığını kaydettller. Bu olaydan daha önce de, dört Hindu 'nun, iki ayrı saldırıda öldürüldükleri yetkililer tarafından kaydedildi. (a.a.) Sih militanlar, 12 kişiyi öldürdüler Mayıs ayında kaybettikleri Mehran kentini tekrar ele geçiren lran birlikleri, zafer sevinci içinde. Peru'da gerillalar ıntikam peşînde iki yetkilisi öldürüldü. Savunma Bakanı, darbe söylentilerini yalanladı. LtMA, (a.a./AP) Peru'nun başkenti Lıma'da, Mao'cu gerillalar, yönetimde bulunan partinin ıkı yöneticisinı öldürdüler. Polis yetkilileri, Aydınlık Yol gerıllalarının, Huancavo kentinde, Abel Bonet Garcia'yı vurduklarını ve cesedine, her öldürülecek Aydınlık Yol gerillası için, partinin 10 üyesinin öldürüleceğine ilişken bir not ilıjtikdiklerini belirttiler. Bu arada, "APRA" partısinın bir diğer üyesi de Puna Sendero eyaletinde boynundan vuruldu. Mao'cu gerillalar, ttalyan büyükelçiligi binasına da dinamit attılar. Can kaybı olmayan olayda, büyükelçilığin bahçesinde büyük bir çukur açıldı. ö t e yandan Peru Savunma Bakanı Jorge Flores Torres ıllkede bir askeri darbe olacağı yolundaki söylcntileri yalanlayarak ordunun Devlet Başkanı Alan Garcia'ya sadık olduğunu söylcdi. Torres, Lima telcvızyonuna verdiği demeçle, "Devlel başkanımızla, silahlı kuvvetler arasında en yiiksek düzeyde iş birligi vardır. Son günlerde, bazı iç ve dış çevrelerce cıkartılun soylenliler ise spekiilasyona dayanan asılsız iddialardır" dedı. Alan Oarcia'nın, ce/aevinde 100 tutukluyu öldürcnler hakkında soruşturma açılacağmı açıklamasından sonra, Peru'da ordunun darbe yapacağı yolunda söylentiler yayılmıştı. Güney Afrika'da 220 sendika liderinin tutuklanması protesto ediliyor Ehnas madenlerinde genel grev JOHANNESBURG, (AP) Güney Afrika'da siyah halkın, ırkçı beyaz azınlık yönetimi için çalışan siyah polis görevlilerine karşı giriştiği eylemler tırmanıyor. Ülkedeki 10 bin siyah maden işçisinin, sendika liderlerinin tutuklanmasını protesto etmek için greve gitmesi üzerine, 4 elmas madeninde üretim durdu. Son olarak dün Johannesburg'un güneydoğusunda iki siyah yerleşim merkezinde meydana gelen olaylarda, silahlı siyah eylemcilerin bir otomobilden açtığı ateşte, 5 siyah güvenlik görevlisi öldü, 12'si de yaralandı. Polisin verdiği bilgiye göre, çalıntı bir otomobilden devriye aracına AK47 tüfekleriyle ateş açan eylemcilerden ikisi, daha sonra güvenlik kuvvetlerince öldürüldü. Polis, Mozambik sınırı yakınlarındaki bir siyah yerleşim bölgesinde de beyazlarla işbirliği yaptığı sanılan bir siyahın yakılmış cesedinin bulunduğunu duyurdu. Soweto'da ise 19 yaşındaki bir siyah gencin, bir lisenin bahçesinde polis tarafından açılan ateşle öldürüldUğü bildirildi. Ülkede önceki gün, iki gün içindeki ikinci bombalı saldırı gerçekleştirildi. Başkent Pretoria'da beyazların yaşadığı bölgede patlayan bomba, 20 kişinin yaralanmasına yol açtı. Güney Afrika'da polis, önceki gün 3 siyahıdaha öldürmüştü. Başkent Pretoria'da kalabalık bir süpermarketin girişinde park etmiş iki otomobılin arasında meydana gelen patlama, 3 hafta önce ilan edilen olağanüstü ABD'de iiginç dava İktidardaki partinin Pensylvania eyalettnin Pipersvllle kentlnde, dondurulmuş spermden dünyaya gelen çocuk llginç bir dava konusu oldu. Danny Eller, boşandığı karısı Donna 'nın daha Önce kendinden alınarak dondurulan sperm aracıhğıyla izni olmadan çocuk doğurduğunu ve şimdi de bu çocuk için haksız yere nafaka istediğini belirterek, mahkemeye basvurdu. 13 temmuz günü iki yaşmı dolduracak olan kızına her hafta 89 dolar ödenmesi yolundaki mahkumiyetinin kaldırılmasını isteyen Eller, eşinden ve hastaneden de toplam 40.000 dolar tazminat talebinde bulunu Başkent Pretoria'da patlayan bomba 20 kişinin yaralanmakına yol açtı. Güney Afrika Cumhuriyeti'nde polis önceki gün ırkçılık aleyhtarı üç siyahı daha öldürürken, siyahlar arasındaki çatışmalarda 15 kişi öldü. tllkenin en büyük elmas madeninin yöneticisi, işçilerin tutuklanmalarını protesto ettikleri sendikacıların serbest bırakılmaları için Adalet Bakanı Louis le Grange'a bir mesaj,gönderdi. haı ıa\ döneminde meydana gelen on ikinci bombalı saldırı oldu. Şiddetli patlama çevredeki otomobillerin buyük hasar gormesine vc dükkânların camlarının kırılmasına yol açtı. Yaralananlaıın arasında 9 beyaz, 10 siyah ve bir nıelez bulunduğu açıklandı. Irkçı beyaz azınlık yönetimi, patlamadan ırkçılığa karşı silahlı mücadele yeren Afrika Ulusal Kongresi'ni (ANC) sorunılu tuttu. Güney Afrika Gumhuriyeti'nde önceki gün siyahlar arasındaki kabile çatışmalarında 15 kişi ölürken, sıyahlarla polis arasındaki çatışmalarda da 3 siyah öldu. Güney Afrikalı 10 bin siyah maden işçisinin önceki gün başlc.ıtığı genel grev, ulkenin en buyük 4 clmas madeninde uretimi felce uğrattı. Maden ışçilerinin işyerlerine gittıkleri, ancak çalışmayı durdurdukları açıklandı. Ülkedeki en buyuk elmas madeninin yöneticisi Julian Thomson, işçilerin tutuklanmalarını pr >testo ettikleri sendika liderlerinin serbest bırakılması için Adalet Bakanı Louis Le Grange'a bir mesaj gönderdi. Irkçı yönetimin tutukladığı siyah sendika liderleri arasında ülkenin en büyük işçi kuruluşu olan Güney Afrika Sendikalar Kongresi'nin başkanı ve 50 bin üyeli Ulusal Maden Işçileri Birligi'nin başkan yardımcısı olan işçi lideri de bulunuyor. 3 hafta önce ilan edilen olağanüstü hal uygulaması döneminde Güney Afrika'da 220 sendika yöneticisi tutuklandı. HOWE öte yandan lngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe'un, önumüzdeki gunlerde Avrupa Ekonomik Topluluğu adına iyi niyet girişiminde bulunmak üzere, Irkçı Güney Afrika'ya gideceği bildirildi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Lady Young, önceki akşam Lordlar Kamarası'nda yaptığı konuşmada, "Güney Afrika sorununa şiddet yoluna başvurmaksızın bir çözüm bulunması için, elimizden geleni yapmamu gerektiğine inanıyorum" dedi. Bakan Yardımcısı, Hovve'un Güney Afrika'ya ne zaman gideceğini ve orada hükümetten ve muhalefetten kimlerle görüşmeler yapacağı konusunda bilgi vermedi. Siyah rahip Desmond Tutu, Sir Geoffrey Howe ile görüşmeyeceğini açıkladı. Tutu, dün yaptığı basın toplantısında, "bunun bir zaman kaybı olacagını", denizaşırı ülkeleri ikna etmeye çalışmaktan yorulduğunu ifade etti. yor. (a.a.) Belçika'yu sığınma modası Belçika'da, siyasi sığınma hakkı istemiyle başvuranların sayısının son zamanlarda günde 50 kişiye ulaşması resmi makamları zor durumda bıraktı. Durumları açıklığa kavuşana kadar mültecilerln bakım masraflartm üstlenen "Belçtka Mültectlere Yardım Komitesf'nin maddi sıkıntı nedeniyle görevini yertne getiremez hale gelmesi, soruna yeni bir boyut kazandırdı. Mültecilerin yoğun olarak bulundukları St. Gilles Belediyesi Başkanı Charles Piquet, geçen hafta içinde, BrukseVin "Gare Du Nord" bölgestndekt otellerde barınmakta olan 80 kadar mülteci adayuıı jandarma zoruyla, sınırdışı edilmek tehdidi altında Bruksel Uluslararası Havaalanı'na gönderdi. (a.a.) Güney Afrika'da 15 bin maden işçisi, sendika liderlerinin tutuklanışım iş bırakma eylemiyle protesto ediyor. Aquino ABD'yi ziyaret edecek Füipinler Devlet Başkanı Corazon Aauino, resmi görüşmelerde butunmak üzere 17 eylülde Amerika Birleşik Devletleri'ne gidecek. Filipinler Başkanlık Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Açuino'nun Washington'a yapacağı ziyaret sırasında da ABD Devlet Başkanı Ronald Reagan 'la görüşeceğt, bunun yanı sıra da ABD Kongresi'nin toplantısına katılarak bir konuşma yapacağı bildirildi. (UBA) Sprey kutuları çocuklar için tehlikeli Sprey kutularmdaki püskürtücü gazlann çocuklar için çok zararlı olduğu açıklandı. Amerikan Tıp Orgütu tarafmdan yayımlanan gazetede, sprey kutularınm çocuklann uzanamayacağı yerlere konulması ve tuketicilerin, bu kutunun içindeki maddelerin çocuklara zarar verdiği yolunda uyanlmaları gerektiği kaydedildi. Cincinnati Hastanesi ile çocuk hastanesi tıp merkezi araştırmacılarının ortaklaşa yaptıklan incelemede, içinde izobütan, propan ve bütan bulunan bu kutularla oynayan çocuklar arasında düzensiz kalp atışı sonucu hastaneye kaldıranlara rastlandığı belirtildi. (a.a.) Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde istihdam edilmek ve arşiv uzmanı olarak yurt içinde ve yurt dışmda yetiştirilmek üzere imtihanla sözleşmeli arşiv uzman yardımcısı ahnacaktır. A İmtihana katılacaklarda aşağıdaki şartlar aranır. 1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesindeki şartları taşımak, 2. Üniversitelerin Edebiyat veya Sosyal ve Idari İlimler Fakültelerinin Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Türkoloji, Klasik Şark Dilleri, Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları, ArapFars Dili ve Edebiyatı, Kütüphanecilik ana bilim dalları ile Ilahiyat Fakülteleri veya denkliği kabul edilmiş yurtdışındaki fakülte veya yüksek okullardan mezun olmak, 3. 1 Ocak 1986 tarihi itibarıyle otuz yaşından gün almamış olmak, 4. Görev yapmasına mani herhangi bir özürü bulunmamak, B lmtihan yazılı ve sözlü olmak üzere iki safhada yapılacaktır. 1. Yazılı imtihan konuları; a. Genel kabiliyet testi, b. Türk kültür ve medeniyetleri, c. Osmanlı ve inkılap tarihi, d. Osmanlıca bilgisi, e. Yabancı dil (tercih sebebidir). 2. Yazıh imtihan, 26 Temmuz 1986 Cumartesi saat 09.00'da İstanbul Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Yazıh imtihanda başarıh olanlar 11 Ağustos 1986 tarihinde sözlü imtihana çağrılacaktır. C Arşiv uzman yardımcısı imtihanına katılmak isteyenler iki fotoğraf ve bir dilekçe ile en geç 23 Temmuz 1986 Çarşamba günü mesai saati sonuna kadar Istanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne şahsen müracaat ederek giriş belgesi almaları gerekmektedir. İmtihana giriş belgesi olmayanlar hiçbir surette imtihana alınmayacaklardır. D İmtihanda başarıh olanlarla sözleşme yapılacaktır. Duyurulur. Basın: A9084 BAŞBAKAMJĞA İMTİHAJNLA ARŞİV UZMAN YARDIMCISI A1INACAKT1R BAŞBAKANLIKTA (ANKARA VE İSTANBUL) İSTİHDAM EDİLMEK ÜZERE İMTİHANLA YETERÜ SAYIDA ŞOFÖR, ODAQ, BEKÇİ VE KALORİFERCİ AUNACAKTIR Reagan'la Mitterrand uyum içinde: A tmtihana katılacaklarda aşağıdaki şartlar aranacaktır. 1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde belirtilen şartları taşımak, 2. Ortaokul mezunu (yeterli müracaat olmadığı takdirde ilkokul mezunu) olmak, 3. 1 Ocak 1986 tarihi itibarıyla otuz beş yaşından büyük olmamak, 4. Şoförlük için müracaat edeceklerde en az beş yıllık tecrübe aranacaktır. (Ağır vasıta ehliyetli olanlar tercih edilir) B İmtihan yazılı ve sözlü olmak üzere iki safhada yapılacaktır. 1. Yazılı imtihan konuları; v a Temel yurttaşlık bilgisi, b Turkiye coğrafyası, c Turk kültür ve medeniyeti, d Matematik. 2. Yazılı imtihanlar 19 Temmuz 1986 Cumartesi günü saat 09.00'da Ankara'da Başbakanlık'ta, Istanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Yazılı imtihanda başarıh olanlar 29.7.1986 tarihinde sözlü imtihana çağrılacaktır. Şoförler ayrıca uygulamalı mesleki imtihana tabi tutulacak, kaloriferciler için Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca verilen ateşcilik kursu bitirme belgesi aranacaktır. C İmtihana katılmak isteyenler iki fotoğraf ve bir dilekçe ile en geç 18 Temmuz 1986 tarihine kadar Ankara'da Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'ne veya Istanbul'da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne şahsen müracaat ederek imtihana giriş belgesi almaları gerekmektedir. lmtihan giriş belgesi olmayanlar hiçbir surette imtihana alınmayacaklardır. Duyurulur. Basın: A9083 GorbaçovReagan zirvesi kısa zamanda yapılsın WASHINGTON, (UBAAP) Anıerika Birleşik Devletleri ile Fransa'nın ikinci bir ReaganGorbaçov zirvesinin en kısa zamanda yapılması konusunda göruş birliği içinde oldukları bildirildi. New York kentindeki Özgürlük Anıtı'nın Fransa'dan getirilişinin 100'üncü yıldönümü kutlama törenleri dolayısıyla bu ülj kede bulunan Devlet Başkanıl François Mitterrand Başkan Ro' nald Reagan ile bir görüşme yap' tı. Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speakes gazetecilere yaptığı açıklamada, görüşmede Sovyetler Birliği'nin Amerika Birleşik i Devletleri, F^ansa ve NATO'yla' ilişkileri üzerinde durulduğunu' kaydetti. \ Bu arada, Sovyetler Birligi'nin özgürlük Anıtı'nın Amerika Birleşik Devletleri'ne getirilişiııin 100'üncü yıldönümü dola ' yısıyla bir kutlama mesajı gön > derdiği bildirildi. TÜRK ÇOCUĞU ALDANMA HAFİF ALKOLLÜ İÇKİLER ALKOLİZMİN, MASUM ZANNEDİLEN VEYA ÖYLE GÖSTERİLEN KANLI OLTASIDIR. Y ESİ L A Y