15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 27 TEMMUZ 1986 Ankara'da soğukdıış Dışişleri, gerek ABD yardımımn "kuşa çevrilmesini" gerek dolaylı olarak Kıbrıs sorununa bağlanmasım tepkiyle karşılamakla birlikte, resmi bir tepki göstermeyerek sessiz kalmayı yeğledi. AMKARA, (Cumhuriyet Biirosu) ABD Temsilciler Meclisi Ödenekler Alt Komitesi'nin 1987 mali yılında Türkiye'ye yapılacak askeri yardımlarda büyüit çapta kesintiye giden bir karar alması ve kararın gerekçesinde Türk askerlerinin Kıbrıs'tan çekilmesini istemesi, Ankara'da "soğuk duş" etkisi yarattı. Ankara, gerek yardımın "kuşa çevrilmesini", gerek dolaylı bir şekilde Kıbrıs sorununa bağlanmasım tepkiyle karşılamakla birlikte, . dün herhangi bir resmi tepki göstermeyerek sessiz kalmayı yeğledi. Bu arada, Kongre'nin bu sürpriz kararının, Türkiye'nin ABD ile üsler anlaşmasını müzakere ettiği bir döneme rastlaması, Özal hükümetinin anlaşmanın masaya yatmış olması nedeniyle eline geçirdiği pazarlık kartlarını ne kadar "etkili" bir şekilde kullandığı kunusunda da soru işaretleri yarattı. ABD Temsilciler Meclisi ödenekler Alt Komitesi önceki gün Washington'da yaptığı bir toplantıda, dış yardım tasarısının tümünde 1.5 milyar dolarlık bir kesinti yapmış ve îsrail, Mısır, Pakistan ve lrlanda'ya, yapılacak yardımlan kesinti dışı bırakmıştı. Kararda öteki Ulkelere yapılacak yardımlardaki kesinti oranları belirlenmemişti. Ancak, Türkiye kesintiye uğrayacak ülkeler arasına sokulduğu için Kongre kaynakları, yönetimin talep ettiği 820 milyon dolarlık yardımın yarı yarıya azalarak 400 milyon dolara düşmesi tehlikesinin belirdiğini belirtmişlerdi. F16 PROJESİ TEHLİKEYE GİRER Türkiye'ye yapılacak yardımların uğradığı genel kesinti Ankara'da "hayal kırıklığına" yol açtı. Yardımın yarı yarıya azalması halinde TUrk ordusunun modernizasyonu çalışmalarının ciddi bir şekilde "dumura ugrayacağı" ve özellikle F16 projesinin finansmanında ciddi sıkıntılar başgöstereceği bildiriliyor. Her yıl alınan askeri yardımların 250 milyon dolarlık bir bölümü F16 projesine gitmekteydi. Olayın Ankara'da rahatsızlık yaratan bir başka yönü, kararda Türkiye'ye yapılacak yardımların dolaylı bir şekilde Kıbrıs sorununa bağlanması oldu. NVashington'dan Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, yardımın kesilmesi doğrudan Kıbrıs sorununa bağlanmamakla birlikte, yardım tasarısının gerekçeli raporunda "Türk askerleri Kıbrıs'tan çekilmelidir. Ayrıca KKTC'nin, Rum sınır kapılarını geçenlerde Rum kesimine kapatmış olmasını esefle karşılıyoruz" şeklinde bir ifadeye yer verildi. Bu bölümde, ayrıca BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs sorununa ilişkin girişimlerinin desteklenmesi gereği de vurgulandı. KKTC'ye güreş boykotu Uluslararası Güreş Federasyonu Başkanı Yugoslav Ercegan, KKTC'nin FILA tarafından tanınmadtğını, bu ülke ile yapılacak temaslarda boykotun söz konusu olacağını açıkladı. BURSA (Cumhuriyet Bürosu) FILA, KKTC Güreş Federas yonu'na ambargo koydu. Uluslararası Güreş Federasyonları (FILA) Başkanı Milan Ercegan, Bursa'da yaptığı açıklamada, "Eger Kuzey Kıbrıs Türk Cıımhuriyeti uluslararası alanda yapılan güreş karşılaşmalarına katılmak istiyorsa, Rıımlarla birleşip ortak bir takım kursun" dedi. Ercegan, Türkiye'nin de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile güreş karşılaşmalan yapması halinde kesin bir şekilde cezalandınlacağını belirtirken şunları söyledi: "KKTC'nin FILA karşılaşmalanna katılması için önce Birleşmiş Milletler'e üye olması, daha sonra da bir olimpiyat komitesi kıırııp, Uluslararası Olimpiyat Komitesine kaydolması gerekir. Aksi takdirde hiçbir ülke, KKTC ile milli karçılaşma yapamaz. Ama Rumlarla müşterek bir takım kıırarlarsa, o zaman hiçbir sorun olmaz. Kızıl Çin de, 20 yıl sırf bu yüzden uluslararası alanda hiçbir karşüaşmaya katılmadı." Bu arada, Ercegan ile görüşmek için Bursa'ya gelen KKTC Güreş Federasyonu Başkanı Ali Fikret Kanol da yaptığı açıklamada "Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz" dedi. Kanol, daha sonra şöyle konuştu. "Ercegan ile konuştum. Ancak edindiğim izlenimlere göre bu işin bir süre daha sürüncemede kalacağı anlaşılıyor. Rumlar sırf bizi devre dışı bırakmak için göstermelik bir Güreş Federasyonu kurdu. FILA bizi tanımıyor, ama onları tanıyor. Her şeye rağmen, biz kurallara uyarız. Sonuna kadar sabırla bekleyeceğiz." Güreş Federasyonu Başkanı Tahsin Albayrak da, "Biz Federasyon olarak KKTC'nin, FILA karşılaşmalanna alınması için var gücümüzle çalışacağız" dedi. Albayrak, FILA'da etkin olabilmek ve bu konuda kulis yapabilmek için FILA'ya üye vermeye calıştıklarını belirtti. Beden Terbiyesi Genel Müdürü Şahap Sayın da Ercegan'ın kesin sözlerine rağmen, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile karşılaşmalarını sürdüreceğini ve bu konuda oldukça kararlı olduklannı söyledi. Mezarkk Içln gelen araçlann tşgall yoluyla engettmdi. Aynı mezarhk, geçen yıl küçük organize sanayl sitesini yapan müteahhlt tarafından kısmen yıkılmif ve bazı mezarlann başka yerlere taşınması büyük tepkilere yol açmıştt. Bu kez de 1 temmuıda yapılan bir duyuruyla mezarhkta kayma ve heyelan meydana geldiği gerekçesiyle nakil karan ahnmıştı. Dün nakli veyıkımt gerçekleştirmeye gelen araçlar, köylülerin engeüemesiyle karşüaştılar. Köylülerin, dozerlerin ve kamyonlann üzerlerlne çıkarak çakşmalanm engellemeleri nedeniyle yıkım gerçekUşemedi. (Fotoğraf: CUMHURİYET) yıkunı e n g e U e n d i ^ ^ Z $ g . . Inönü: Bu iş olacak (Baştarafı 1. Sayfada) mek amacındayım, bunun için sizden oy istiyorum" dedi. Karayolu ile eski Foça'dan yeni Foça'ya geçen Erdal Inönü, parti binalarında yurttaşlarla da konuştu. Inönü, sık sık "tlk genel seçimlerde iktidar olacağız. Özal gidecek, sıkıntı bitecek" dedi. Inönü gezi.sinin coşkusuz geçtiği yolunda basında izlenimler olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Oyların Üzerinde az coşku, çok coşku yazmaz. Her şey sandıkta belli olacak. Seçim sonucu sandıktan çıkacaktır. İşler icraatın içinden olduğu gibi tatlı tatlı yürümez. Bu seçimlerle muhalefet güçlenerek Özal'a dur diyecek. ilk genel seçimde iktidar olacağız. Özal gidecek, sıkıntı bilecek. Seçimler iktidar ile ana muhalefel partisi arasında geçecektir." Inönü ilçelerde özellikle yörede bulunan tütün ureticilerinin sorunlarına da dcğinerek, konuşmalar yaptı. "Ozal, halkın oyunu alamayınca ayılır" diyen tnönü, iktidara gelmeleri durumunda tütüne tekrar Tekel koyacaklarını söyledi. Inönü, "Olup bittiye getirip Mecliste Tekel'i kaldırdılar. İktidar olduğumuzda bunu tekrar, Tekel'i tekrar getireceğiz" biçiminde konuştu. Cezaevlerinde çok ayrı uygulamalar olduğunu da anımsatan Erdal Inönü, iktidara geldiklerinde af çıkartacaklarını bildirdi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, ziyaretleri sırasında otomobilinden erken inip parti ilçe binalarına uzun süre yürüyerek gitmeyi yeğledi. Kınık ilçe binasına da alkışlar arasında ve "İnönü Meclise" sloganları ile yürüyen lnönü, burada yaptığı konuşmada "Ürelici korunmuyor. Serbest rekabet ortamına bırakıldı. Sayın Başbakan, rekabeti bu kadar henimsemişse yasaklar da kalkmalıydı. Ilerkes seçime girmeliydi. 11 milletvekilini de biz kazanırsak, başbaka Ozal yann Moskova'da (Baştarafı 1. Sayfada) Gorbaçov tarafından kabul edilecek. Özal'ın beraberinde Moskova'ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu da, Sovyet Dışişleri Bakanı Edward Şevardnadze ile görüşmelerde bulunacak. özal, Moskova'da bulunduğu süre içinde Lenin'in mezarını ziyaret ederek Ekim Devrimi'nin liderinin manevi huzurunda saygı duruşunda bulunacak. özal, ziyaretinin resmi bölümünü tamamladıktan sonra çarşamba günü Orta Asya seferine çıkacak ve Özbekistan'ın başkenti Taşkent'e geçecek. özal, Taşkent'ten sonra Buhara ve Semerkant'ta da incelemelerde bulunacak. Başbakan özal, Türkiye'ye dönüşünden önce Leningrad'a da uğrayacak ve cuma akşamı Ankara'ya dönecek. özal'ın Moskova ziyaretine ilişkin hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı. özal, ziyaret sırasında kendisine eşlik edecek Türk yetkililerle birlikte dün son bir değerlendirme toplantısı yaptı. Bu arada, geçen hafta başında Moskova'ya giden Dışişleri Bakanlığı MUsteşarı Büyükelçi Necdet lezel'in de katıldığı hazırlık toplantılarının da soııuçlandığı bildirildi. Sağlanan bilgilere göre, Başbakan Özal'ın bu ziyareti sonunda ortak bildiri yayımlanması beklenmiyor. Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında yapılan yüksek lemasların önemli bir parçası olan ortak bildiri geleneğinden ilk olarakRizkov'dan bir önceki Başbakan Tikonov'un 1984 aralık ayında Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında vazgeçilmişti. Yetkililerin verdikleri bilgilere göre, özal'ın ziyaretinin somut sonuçlarından biri, beş yeni anlaşmanın imzalanması olacak. Bu anlaşmaların başında, Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu'ya karayolu bağlantısımn güçlenmesini sağlayacak olan karayolu anlaşması geliyor. Bir diğer anlaşma uyarınca, iki ülkenin planlama örgütlerinin işbirliği yapmaları öngörülüyor. Ayrıca, bir Ucüncü anlaşmayla da iki ülke arasında turizm alanında yakın temaslar kurulması düzene bağlanacak. Diğer iki anlaşmadan biri Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki gemi taşımacılığına ilişkin, diğeri ise gemilerde yük seviyesinin yükseltilmesini öngörüyor. özal'la Rizkov'un başkanlık cdecekleri heyetler halindeki görüşmeler sırasında, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki siyasi ve ekonomik bütün ikili konular ile bu ilişkileri etkileyen uluslararası sorunlar ve gelişmeler ma Ankara'daki Türk yetkililer, yardım kararına ekli raporun bu (Baştarafı I. Sayfada) re ne gibi önlemler alınabileceği bakımdan büyük bir çelişki tahususunun kendisine bildirilmeşıdığını belirttiler. İsminin açıksinı istedi. lanmasını istemeyen bir yetkili, SHP'li Canver'in, TBMM "Kongre, önce kendini BM Genel Başkanlığına verdiği 25 temmıız Sekreterinin yerine koyarak, tarihli soru önergesinin ayrıntıTürk askerlerinin geri çekilmesisı, bu hafta çıkan "Nokta" derni istiyor, daha sonra da genel sekreterin girişimini destekledi gisinde yer aldı. "Nokta',' kapağında, "ŞahinkayaYolsuzluk idğini belirtiyor. Bu çok bariz bir diaları Meclis'te SHP'li Canven çelişki" şeklinde konuştu. Meclis, karanlık amaçlı çevreleTürk yetkililer, ayrıca dış yar rin propagandasını yanıllamadım paketinin önümüzdeki ay lıdır" başlığıyla Şahinkaya'nın larda Kongre'de daha birçok aşa bir fotoğrafını kullandı. madan geçeceğini belirterek, ödenekler Komitesi'nin önceki "Nokta" dergisinde yer alan gün aldığı kararın nihai nitelik Canver'in soru önergesinin tam taşımadığını belirttiler. Bir başmetni şöyle ka yetkili de, "Önümüzdeki ka"Gerek Türkiye'de gerekse sım ayında Temsilciler Meclisi'nyurtdışında vatandaşlarla yaptıde seçimler var. Seçimler dönegım temaslarda, giderek artan mine girilmiş olmasının da yapıbir tempoda sürekli olarak işlelan kesinlidc rol oynadıgı nen bir konu ile karşılaşlım. anlaşılıyor" dedi. Konu, eski Milli Güvenlik Milli Savunma eski bakanlaKonseyi üyesi Sayın Tahsin Şarından Hasan Esat Işık ise Konghinkaya ile ilgilidir. Adı geçenin re'deki gelişmeyi değerlendirirçeşitli dönemlerde bazı yolsuzluk ken, NATO savunması gereği veolaylanna karıştıgı ısrarla öne rilen yardımlarla Kvbrıs sorunu sürülmekte ve bu meyanda: arasında bağlantı kurulmasının üzerinde ciddi bir şekilde durul1. Uçak alımında şahsi çıkar ması gerektiğini kaydederek, "Bu sagladıgı iddiası, karar tavsiye niteliğinde de olsa, 2. Nüfuzunu kullanarak dörl Kıbrıs Rum Yönelimi'ni hırçınbüyük şirketin hissedarlan aralığa teşvik edecekCir. Karar, bu sında yer aldıgı iddiası; bu şirkethaliyle BM Genel Sekreteri Pe lerden kendisi ve yakınları lehirez de Cuellar'ın son girişimini ne büyük hisseler elde ettiği idde olumsıız yönde etkileyecektir" diası; sagladığı yararlar nedeniyşeklinde konuştu. le karısını büyük bir şirkete ortak ettiği iddiası; aynı şekilde birbirine yakın olan bu şirketlerden bir digerine daha ortak ettiği iddiası, saya gelecek. Ancak Türk yetki3. Hava Kuvvetleri'nin yaplırliler, ziyaretin yalnızca belli bir dığı tüm inşaatlarda belli bir şirkonuya bağlanmasının yanlış keti kolladıgı, tesisleri belli bir olacağını belirterek, "llişkilerin şirkete döşettigi ve bundan mensiyasi, ekonomik bütün boyutlan faat elde ettiği iddiası, eş ağırlıkta elc alınacaktır. Her şey gündeme gelecektir" şeklin4. Bu yollardan elde ettiği hakde konuştular. Üst düzey bir sız kazançla çok sayıda gayriTürk yetkili, ziyaretin en önemli menkul sahibi olduğu iddiası yönünün genel anlamında yaıtızikredilmektedir. ğına dikkat çekerek, "Türkiye, Yer yer sözlü, yer yer de çeşitbu ziyaretle komşusu Sovyetler li broşürler kanalıyla ileri sürüBirliği ile iyi komşuluk ve dostlen bu iddiular hep aynı şekilde luk ilişkilerini islikrarlı bir şekil sonuçlandırılmakta ve "Bütün de yürütmek arzusunu vurgulabu olaylar var, ama Konsey anayacaktır. Ziyaretin önemi, taraf yasaya madde koydu. Bu bakımların bu ilişkilere nasıl baktıkla dan 12 Eylül'de ^örev yapanların rını birbirlerine anlatmaları ve yolsıızlııklarım araştırmak yasak. ilişkilerdeki güven havasını Anayasa degişmedikçe bu iddiapekiştirraeleridir" şeklinde larııı üzerine kimse gidemez," dekonuştu. nilmektedir. Ortaya alılan bu iddiaların Kremlin'deki görüşmeler sıraoluşturulmasında ve yayılmasınsında, Başbakan Turgut Özal, da Sayın Şahinkaya'nın şahsınBulgaristan'daki Türk azınhğa dan hareketle Türkiye'yi yıpralyapılan baskılan da gündeme gemak isteyen çevrelerin rol aldığı tirecek. Verilen bilgiye göre, özal ve etkin olduğu hemen akla geBulgaristan'ın anlaşmalara uykın len bir husustur. Bu iddiaları bu olarak gerçekleştirdiği isim değişamaçla işleyenler Türkiye'yi ve tirme gibi uygularriaları anlattıkTürk devletini bu tür iddiaları tan sonra, Türkiye'nin konuya dikkate almayan, aksine anayainsani bir acıdan eğildiğini, ansal engeller koyarak bunlan hasır altı eden bir ülke gibi göslecak Bulgaristan'ın diyalogtan recek karanlık amaçları dogrıılkaçtığını, Bulgar yöneticileri bu tusunda kuşkular yaratmaya çatutumlarını sürdurdükleri müdlışmaktadırlar. Ancak bu iddiadetçe Türkiye'nin de konuyu ların gerekli biçimde işlenmesiuluslararası forumlara götürmenin ve genellikle, "Anayasa ye devam edeceğini belirterek, hunların soruşturulmasını engel"Türkiye'nin bu meselenin peşiliyor. Yolsuzlukların üzerine şal ni bırakmamak konusunda kaörtüldü," şeklinde propaganda rarlı olduğu" mesajını verecek. yapılması iyi niyetli vatandaşlaÖzal, Bulgaristan'ın diyalogdan rımızı da olumsıı/ yönde etkilekaçınarak "Bu konuyu Türkiye mekte ve üzmektedir. Muhatap ile görüşmem" dcmesi ile soruoldukları, belli amaçlı propagannun çözümlenemeyeceğini kaydalara cevap vermekte ve bu tür dederek, diyalog gercğinin altını kimselerin ağızlarını kapatmakçizecek. ta zaman zaman güçluk çeken vatandaşlar, bu sorunun çözüTÜRKYUNAN münıi TBMM'den beklemekteSORUNLARI dirler. 1 Görüşmeler sırasında TürkAslında devletimizin bu konuYunan sorunları ve Kıbrıs sorularda son derece hassas olduğu nunun da ele alınması bekleniolaylarla belgelidir. Bilindiği giyor. Kıbrıs, görüşmelerde Türkbi, Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Sovyet ilişkilerindeki başlıca piiEvren de 12 Eylül bakanları ile riiz noktalarmdan biri olarak bcilgili bir konunun tartışılması sıliriyor. Her iki ülke de Kıbrıs sorasında, anayasanın geçici 15. rurıunda farklı çizgiler izliyorlar. maddesinin yolsuzluk iddialarıTürkiye, BM Genel Sekreteri'nin nın araştırılmasına engel olmagirişimini desteklerken, Sovyetdığını açıkça belirtmiş ve bu huler Birliği uluslararası konferans susta kamuoyunda memnuniyet töplanmasını öneriyor. yaratmıştır. Kıbrıs sorununda Farklı düTürk devletinin ve devlet şünmelerine karşılık, Ege sorunadamlarının bu geleneksel titizlarında Türkiye ile Sovyetler Bir liginin bir örnegi de 1980 onceliği'nin çıkarları birbiriyle çakısinde görülmüş ve uçak alımı koşıyor. Bunun başlıca nedeni, Yunusunda bazı yolsuzluklara kanajıistan'ın karasularını 12 mıle rıştıgı iddia olunan zamanın Hacıkarması halinde Türkiye gibi va Kuvvetleri Komulunı Org. Sovyetler'in de Akdeniz'e çıkış Alpkaya, Silahlı Kuvvellehmizin serbestisinin daralacak olması. bu konularda gösterdiği üstün Bir ikinci. nedeni ise adaları anözenin gereği olarak soruşfurmalaşmalara aykırı olarak silahlanya tabi tutularak yargılanmış ve dırmasının Türkiye gibi Sovyeısonuçla aklanarak devlet ve miller Birliği'ni de tedirgin etmesi. let önünde eski itibanna yeni pu Şahinkaya ile ilgili iddialar açığa kavuşturulnıah anlar da ekleycrek kavuşmuş ve 1983 seçimlerinde milletvekili seçilmiştir. Mekanizmanın bu tür işlemesi larih ve dünya önünde hem milletimize hemidc yolsuzluk savları ile karşılaşanlara onur kazandırmıştır. Bir an için bu tür yobuzluk savlarının doğru çıktığı düşünülse bile, bunun da devletin her biriminin bu komıdaki kararlı ve özenli tutumunu ortaya koymak bakımından sonsuz itibar sağlası hasır altı ediliyor" diye etki oranı büyütülen bu lür bir kampanyaya Sayın Şahinkaya'nın doğrudan cevap vermesi mümkun olınadığına göre, konunun TBMM'de ele alınması vc böylece Sayın Sahinkaya'ya kamuoyuna açıklama yapma olanağı verllmesi uygun olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın geçici 2. maddesinin üçüncü fıkrası Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin, özlük sını gerektirir ciddiyette değildir. Ancak ciddi olan ve TBMM'nin siiratle ele alması gereken husus, yayılmaya çahşılan propagandada başrol verilmek istenen "Bu tür yolsuzluk iddialannın incelenmcsini anayasa engelliyor" savını kesin olarak çürütmektir. Bu nedenle TBMM Başkanlık Divanı'na soru olarak tevcih ettiğim bu önergemin cevabı olarak ve Sayın Şahinkaya başta olmak üzere Türkiye'de her kişi ve kuruluşun bu konuda son derece özenli olduğunun kamuoyu önünde bir kere daha resmen vurgulanması için: 1. Milli Güvenlik Konseyi'ndeki anayasa görüşmesi zabıtlan da dikkate alınarak Türkiye Cumhuriyeti Anavasası'nın ne geçici 15. maddesinin ne de başkaca bir maddesinin hiçbir yolsuzluk iddiasınııı incelenmesini engellemediğinin belirtilmesini, 2. thtimal vermemekle birlikte eğer anayasanın geçici 15. maddesi veya başka bir hükmü bu tür bir sorıışlurmaya engel olarak görülüyorsa, gerekli yasal ve anayasal degişiklik çabalanna girişmem için durıımun bu takdirde de o haliyle belirtilmesini, 3. Şu ana kadar Sayın Şahinkaya aleyhine yürülülen ve bundan sonra da yürülüleceği anlaşılan propagandayı kökünden etkisiz kılmak bakımından. gerekiyorsa kcndisinin rnal varlıgını açıklanıası da dahil olmak üzere ne gibi önlemler alınabileceği hususunun öncelikle Başkanlık Divam'nda ele alınaruk ve gerektiğinde Sayın Sahinkaya'ya bilgi verilerek sonucun tarafıma bildirilmesini saygılanmla arzederiın." na dur demiş olacağız" dedi. Daha sonra Göçbeyli bucağına giden Inönü, burada SHP'li Belediye Başkanı Hüseyin Dimer'i ziyaret etti. Bir kahvede yaptığı konuşmada partililer kendisine, "1946'dan beri muhalefetteyiz. Hep dayak yiyoruz, nasıl iktidar olacağız?" diye sordular. Inönü, bu soruya "Dayak yiye yiye sonunda iktidar olacağız. Yavaş yfcvaş kazanılan başarılar daha saglam olur. Daha uzun ömürlü olur. Yeter ki sağlam ilerleyelim" karşılığını verdi. Inönü, Bergama'ya geldiğinde bir yurttaş "Menderes'in hakkını koru" deyince, Inönü, "Tabii, biz herkesin hakkını koruruz" dedi. Inönü, daha sonra parti ilçe binasında yaptığı konuşmada da "Buraya TBMM'ye girmek ve hizmet yapmak için aday olarak geldim. İJç yıl önce iktidara gelen Özal ve ANAP, vatandaşa hesap veriyor. Bu elimize geçen en güzel fırsattır. SHP'nin başarısı bize iktidann yolunu açacak. Kendinizi hiç küçük görmeyin, bugünkü sıkıntılar geldigi gibi gider. Halkımıza iktidar yolu açmak için sizden oy istiyorum" biçiminde konuştu. Erdal Inönü, onuıuna önceki akşam Bornova ilçe örgütünce Pınarbaşı'nda verilen yemeğe katılmak üzere ilçe binasından ayrıhrken, ANAP adayı Atilla Yurtçu ile karşılaştı. fki aday adayı öpüşerek selamlaşırken, tnönü, Yurtçu'ya başanlar diledi. Yemek sırasında partililerin masalarını dolaşan Erdal Inönü, bir partilinin "Sizden çok şey bekliyoruz" biçimindeki sözlerine, "İktidar yolumuz açık, her şeyimiz tamam. Önümüzdeki haftadan itibaren seçim bölgelerinc geziler yapacağım. İzmir'de ilgi iyi idi. Bu iş olacak" karşılığını verdi. Partililer, hükümetin partizanca tutumunu ve Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'yı eleştirirlerken tnönU "Böyle şeyler oluyor. Aslında kızıyoruz, ama ne diyelim? Halkımız anlayacak, oyunu ona göre verecektir" dedi. SHP Genel Başkanı masasında çok sayıda posterini imzalarken bir partili "ANAP'a yumruğumuzu vurup çökertecegiz" diyebağırdı. Inönü de yumruğunu masaya vurarak, "Çökertecegiz" karşılığını verdi. Dün geceyi Izmir'de geçiren Inönü, bu sabah uçakla tstanbul'a geçecek. ANAYASANIN GEÇİCİ 15. MADDESİ NE DIYOR? 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürtitme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı kanunla kurulan Milli Güvenlik Konseyi'nin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun'la görev ifa eden Danışma Meclisi'nin her ttirlü karar ve tasarruflarından dolayt haklannda cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz. Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. Bu dönem içinde çıkanlan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyannca alınan karar ve tasarrufların anayasaya aykırılığı iddia edilemez. yacagı kuşkusuzdur. Söz konusu iddialar sadece Sayın Şahinkaya bakımından ileri sürülmekledir. Gerek Sayın Şahinkaya'nın 12 Eylül döneminde birlikte görev yaptığı Sayın Konsey üylerinin ve gerekse döııemin askeri ve sivil sorumluların hiçbiri hakkında hiçbir iddia ve ima yoktur. Ayrıca giderek yaygınlaştırılan ve "Anayasa gereği soruşturmahakları bakımından millelvekilleriyle aynı konumda olduklarını belirtmektedir. Diğer taraftan anayasanın 98. maddesi "belli bir konuda bilgi edinilmek için" Meclis araştırması yapılmasını mümkün kılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki Sayın Şahinkaya için ileri sürıılen iddialar şıı andaki görünümleri itibarıyla Meclis araştırına Kurtböke: Sendikalar tarafsız. kalamaz IBaştarafı I. Sayfada) ke, Basın Konseyi çalışmalarma da karşı çıktı. Oktay Kurtböke, işçi sınıfııurı 1980'lerden bu yana haklarını yitirdiğini, Türk işçisinin emeğinin ucıi7 işçilik olarak çokuluslu şirketlcrc peşkeş çekildiğini, işçilere karşı yasadışı baskılara yönelindiğini belirterek şunları söyledi: "Anayasada, yasalarda çağdaşlık savaşımızda bugün kaybettiğimiz hakları, mevzileri yeniden kazanmak için çalışmalıyız. Ara seçimler bunun için bir başlangıç olabilir. Türk emekçileri, kazanılmış haklarını ellerinden alan, temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan, sermayeye emeğini yok pahasına el koyma imkânını tanıyan bu anayasayı, bu Sendikalar Yasası'ııı, bu Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nı değiştirmeyi ana hedef olarak almalıdır." . İç ve dış sermaye cevrelerirıin birlikte ürcttiklcri politikaların faturalarını Türk emekçisine ödetmek isteyenlere karşı oldııklarına ve bu konuda kendilerine ve Türklş'e büyük görev düştüğüne de değinen Kurtböke, şöyle konuştu: "Türkİş yönetimi, lürkIş'i oluşturan emckçi kitlesinin uyanısından, beklentilerinden geri kalmamalıdır. Ülkemizin bu en büyük işçi örgütü, kaybedilmiş, gaspedilmiş anayasal ve yasal haklarımız için daha etkin politikalar üretmelidir. lurkiye ile dış sermayenin egemen çevreleri arasındaki hesaplasma ile lurkiye'nin dışa bagımlı sermaye çevreleriyle emekçi halkımız arasında hesaplaşına sürmektedir. Sendikalar bu hesaplaşmada tarafsız kalama/.lar. İşçi orgülleri için yansızlık, unııtulmaması gerekir ki, sermaye çevrclerini tutmak anlamına gelir." Demokrasinin gerçekleştirilmesi, yoğunlaştırılması ve yaşama gecirilmiş bir düşüncc ve düşünceyi açıklama özgürlüğünun, emekçi halkın önde gelen amacı olması gerektiğini vurgulayan Oktay Kurtböke, daha sonra şunları ekledi: "Düşunce özgürlugunü yok eden bütün maddeler, başta anayasa olmak üzere çeşitli yasalardan kaldırılınadıkça <tzgür bir basından söz açmak olanaksızdır. Kuşkusuz, özgür bir basının var olmadığı yerde özgür bir toplumdan da söz edilemez. Türkiye Gazeteciler Sendikası, bütün fikirlerin halkımıza sınırsız bir özgürlükle ulaşmasından yanadır. F.ınekçinin hakkı, özgürlük ortamında savunulur. Hem özgürlüğe karşı çıkmak, hem de işçiden yana görünmek bir aldatmacadır. Türkiye'nin emekçi halkını yeryüzundeki tarihsel gidişten soyullaınak işleyenler, olmazı oldurmak çabasındaki çaresizler Türk hacılara şeriat (Baştarafı I. Sayfada) lcn rehbcrin, "İnsani tslamdan çıkaran şeyler" başlıklı böluınünde özetle şu konulara yer veriliyor: "Kiın peygaınberden başkasının yolunun peygamberin yolundan daha iyi oldugıınu, yahııt ondan başkasının hükınünün, onun hukınünden daha güzel oldugıınu söylerse kâfirdir. Mesela aşağıdaki şeyler insanın kııfre gitmesine sebeptir: • İnsanların çıkardıkları kanunların İslaın şeriatından iıstıın olduğuna, yahut 20. asırda İslaın kanunlarını uygulamanın doğru olınadığına, İslamın, Muslıımanların geriligine sebep olduğuna inanmak. • İslamın, kişinin kendisiyie Rabbı arasındaki ilişkiyi düzenleyen vicdani bir mesele olup, lıayalın diğer işlcrine karıştırılamayacağını söylemek. • Bu çağda Allah'ın hükmünü uygulayıp, hırsı/ın elini kesmeııin ya da zina edeni laşlamanın doğru olınadığına inanmak. • Hukuki işlemlerdc, ceza ınesclclerindi' veya başka konularda Allah'ın indirdiği hükümlerden başka hiikümlerin uygulanabileceğine inanmak. Başka hüküınlerin şerial hükmünden üslün olduğuna inanmadığı halde, onları uygıılayan da kâfirdir. Çünkü bu suretle Allah'ın harem kıldıgını mübah kılabilir. Zina, şarap, faiz, Allah'ın şeriatından başkasıyla hükmetmek gibi Allah'ın haram kıldığı şeyleri mübah kılan kimse ise, Niüslümanlann oybirliği ile kâfirdir." Rehber, Suııdi Arabistan'a giden Türk vatandaşlarına ücretsb olarak veriliyor. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI NE DİYOR? Öte yandan, Diyanet Işleri Başkanhğı Din Işleri Yüksck Kurulu Başkan Vckili İrfan YUcel, a.a. muhabirinin konuyla ilgili sorularını cevaplandırırken, böyle bir rehberden haberleri bulunduğunu söyledi. Yücel, şöyle dedi: "Bu rehberin daha önceki senelerde hacılarımıza dagıtıldığını öğrendik. Ama biz bıına kanşamayız. Zaten tüm hacılarımızın da bunu alıp ökudugunu zannelıniyorum. Rehberdeki dini bilgiler de mezhep farklılıkları nedeniyle bize uymuyor. Bi/. hanefiyiz. Biz kendi hacılarımua yol gösterici rehberler hazırladık ve dagıtfık." TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, daha sonra kuruluş çalışmaları yapılan "basının kendi kendini kontrolü" kouusuna değindi. 1980 harekâtının hemen ardından Türkiye'de, başta parlamento olmak uzere birçok kurumun, ülkeyi açmaza götürmekle suçlandığını belirten Kurtböke, "12 Eylül öncesi kavga ve anarşi ortamını yaratmakla suçlanan bu kurumların hiçbiri, o gün bu suçlamalara cevap verebilecek bir dıırumda bulunmuyorlardı. Hem savcı, hem de yargıç kimliğiyle iddia makamının, sanıklan dilediği gibi suçladığı ve •vukatlann yer almadığı bir mahkemede gibiydik" dedi. Kurtböke şunları söyledi: "Basın özgür olmadığı takdirde, varlık sebebini yitirir. özgürlük ilk ve kaçınılmaz koşuldur. Özgür bir basının uyacağı ahlak kurallarını, basına kimse dikte edemez. Çünkü bu dıırıım, Anglosaksonların deyimiyle 'lerimlerde zıtlık' taşır. İkinci olarak ise, basın ahlakının temel çerçevesi, bireysel demokratik hak ve özgürlüklerden koparılaınaz. Çünku basın özgurluğu, bireylerin tek tek düşünce ve inançlarını ifade özgürlüğü üzerine bina edilmiştir. Ve yine sadece demokratik toplumlarda, Fransızların ifadesiyle, 'siyasal loplumun ana amacı, hukuki taahhüt altındaki doğal insan haklarını korumaklır. Bu haklar, özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnmedir." Genel Kurulda yapılan seçimler sonucunda Yönetim Kuruluna şu üyeler seçildi: Özkan Alöntas, Arif Esen, Giray Duda, Hasan Çakalkurt, Nurten Sönmezcan, Sadık Yıldız, Tuncay Baykal, F.rkan Gttrbüz, Yönetim Kurulu, hafta içinde toplanarak görev bölümü yapacak. TOS lstanbul Şubesi Genel Kurulu'nun dünkü toplantısından sonra Divan Başkanı Nail Güreli imzasıyla yapılan açıklamada, basın işkolunda kaçak işçi çalıştırılmasının gittikçe yaygınlaştığı bildirilerek bunun önlenmesi istendi. Açıklamada, "Teknolojiyi emeğin karşısında tutan anlayışın karşısındayız. Fikir nıçiusu olmadığı iddia edllen ülkemizde yargılanan ve hapishanede bulunan gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz" denildi. dlr.' Bulgaristan konusunda Ankant'nın sabrı taştı Alman gazetesi Die Welt: KONGRE tLANI TUrkiye Yollş Sendikası tstanbul 1. Nolu Şube Kuşdili Cad. No: 26/34 Kadıköy/İSTANBUL 1234567 GÜNDEM Yoklama ve açılış, Divan seçimi, Saygı duruşu, Konukların konuşması, Raporlarm görtlşülmesi, Kurulların aklanması, Seçimler, a) Yönetim, b) Denetim, d) Üst kurul delegeleri, 8 Kapanış. 2. OLAĞAN GENEL KURULU 23.8.1986 tarihinde, Gazeteciler Cemiyeti, Burhan Felek toplantı salonunda saat 10.00'da yapılacaktır. CAGALOCLU/İSTANBUL c) Disiplin, FRANKFURT, (a.a.) Fcderal Alınan ga/elclerindcn Die Well, "Bıılgarislun'ın son giınlerdeki tulumu karşısında Ankara'nın sabrı laşlı" dedi. Türkiye ile Bıılgarislan araiindaki ilişkilere değinen Die Welt, Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisi Konslanlinov'un Türkiye'den ayrıhrken verdiği kokteyle katılımın az olduğunu, büyukelçinin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından da kabul edilmediğini halırlalaıak şunları ya/dı: ^ "Bulgarislan'da yaşayan sayıları 800 bini bıılan Türk azınlığa karşı sürdurulen BuİKarlaşlırma kampunyası, iki ülke arasında gerginlige yol av'lı. Kampunva sırasında Uluslararası Al Ürgülü'nün vcrilerine göre, 100'ıin ü/erinde lürkıın üldürüldü«ü bildirildi. Tıırkkrin yaşadıkları bölgelerden su bile sızdırmayan BulKarlar, hu konuda bilgi vermekten sürekli kaçıyorlar." ANKARA'NIN SABRI TAŞTI Balkan Havayolları'na ait yolcu uçağına Ataturk Havalimanı'nda haci/ konulmasının, Ankara'nın sabrının taştığını gösterdiğini belirten Alınan gazelesi, şunları ekledi: "Son aylarda yaşanan olaylarda Aysel Özgür'ün Türkiyc'deki ailesininiıı yanına gönderilmemesi, Bulgartann merhamelsizliginin bir örnegidir. 15 yaşındaki Türk kızı, ailesi Türkiye'de oldugu halde, Bulgarislan dışına çıkamamakladır. Aysel'in anııı ve babasına kavuşamamasının lek engeli her /amuıı oldugu gibi yine Bulgar makamlarıdır." Kalbinizl konıyunuz, onu sevgl ve şevkatle doldunınuz. Turtc Kalp Vakfı Ttl: 148 58 66
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle