28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM TV'de Sinema 24 HAZİRAN 1986 TELEVİZYON 10.00 Açılış 10.01 Hanımlar Sizin Için Programda sırasıyla şu konular yer alıyor: Dramatize Böliımler (Aile), Türk Halk Müziği, Yemek Sohbetlen, Türk Hafıf Miiziği, Çizgi Film, Ev Ekonomki. Türk Sanat Müziği, Beyaz Gömlektiler, Yaşama Sevinci (Nısa SerezliTolga Aşkıner), D15 Kaynaklı Müzik ve Dizi Fılm. 12.00 19.00 19.01 19.15 19.40 20.10 20.30 21.00 21.15 Kapanış Açıhş Haberler Edison Kardeşler Tarihte Bu Ay Uykudan Once Haberler Hava Dunımu Mireille Mathieu konseri 1970lerin 4 özel hafîye'si Özel Dedektif (Shamus) / Yönetmen: Buzz Kulik / Oyuncular: Burt Reynolds, Dyan Cannon, John Ryan, Joe Santos, Giorgio Tozzi, Ron Weyland / 1972 yapımı / 98 dakika. Kültür Servisi özel dedektif McCoy, kirli işlerden zengin olan Hume tarafından kiralanır. Hume'un kuyumcu dükkânın TRT1MN İÇÎNDEN MAHMUT T. ÖNGOREN Ozetle Süper Habercilik!.. Eski Başbakan Süleyman Demirel'in GAP hakkında söylediklerinin görüntülü olarak TRT Haber Merkezi tarafından radyo ve TV bültenlerinde verilişi ne "süper habercilik"tir, ne de TRT'nin bağımsız habercilik yaptığını gösterir. TFtT"süper habercilik "yapmamaktadır. Eğer yapsaydı, Süleyman Bey'in hiç de "haber değeri" taşımayan konuşmasını yayımlamadan önce, Çernobil kazasından sonra Türkiye'deki radyasyonun durumu ile ilgili gerçekleri ve radyasyon ölçütlerini açıklardı. Bu haberin TFÎT'den verilmesi Ozal hükümetinin baskısı üzerine gerçekleşmedi. Sayın Demirel'in GAP haberinin de aynı baskı sonucunda yayımlandığını niçin düşünmeyelim? Söz konusu "haber"en çok kimin işine yaradı. Herhalde Süleyman Bey'in değil ...Çünkü bu eski Başbakanın gerçekten "haber değeri" taşıyan diğer olayları ya da konuşmaları, çeşitli nedenlerden ötürü, nasıl olsa ilerde TRT'den verilmeyecek. Ama Süleyman Bey'in TRT'deki GAP haberinden sonra, GAP hakkında orada burada ve özelikle radyo TV haberlerinde en çok kim konuşmaya başladı? Sayın Başbakan değil mi? Üstelik radyo TV bültenlerinde uzun uzun verilen bu konuşmaların tümü de parti ve iktidar propagandasından başka bir şey sayılmaz. Yani TRT Haber Merkezi'nin yayımlamaması ve "haber" yapmaması gereken konuşmalar. Ama TRT yönetimi "yukardan" gelen buyruklara karşı koyabilecek yetkilerle ve haber yöneticileri ile donatılmamıştır. Bu durumda da Sayın Demirel'in TRT'de "haber " yapılmasından yararlananların en başında Sayın Özal yardır. Ülkü Kuranel'in gönyyinden alınmasından sonra TRT Haber Merkezi'nin başına Cafer Demiral'ın getirilmesini izleyen dönemde de ANAP ve Sayın Başbakan Özal, eskisi gibi, hatta eskisinden de daha çok, TRT'den yararlanmayı sürdürüyor. Öte yanda, bugünkü TRT Haber Merkezi'nin uygulamalarında eskisine kıyasla eskiden de ortada olumlu bir gelişme yoktu daha da belirgin bir geriye gidiş var. Örnek mi istiyorsunuz? Özal'ın ve bakanlarının attığı her adım TRT'de daha çok"haber" yapılıyor. Hatta Başbakanın eşiyle bayramlaşması bile... Yoksa "süper haber" dedikleri bu mu? Televizyondaki 19:00 haber bültenindeki Sayın Özal'la ilgili haberler her gün saat 20:30'daki ve kapanıştaki bültenlerde de yineleniyor. Hem de birinci (ya da Cumhurbaşkanı'ından sonra ikinci) haber olarak... TRT habercilik uygulamasında "prötokol "ilkesi bir türlü kaldırılamadı. TV haberlerinde belki görüntü arttı, ama artan görüntüler yine Sayın Özal'la ilgili... Şimdi gündemde yeni siyasal parti lideıierini televizyonda tanıtma girişimi var. Ama bu "yeniler" arasında Özal'a bir kez daha yer verilecek. Sanki kendisini yeterince tanımamışız gibi... Diğer örneklere de sıra gelecek. Ama eğer TRT "süper habercilik" yaptyor olsaydı, Özal ve iktidar yanlısı haberlerden ve Süleyman Bey'den önce, Çernobil 'deki kaza haberini alır almaz hemen duyurur, ancak Edirne'ye yağmur yağdıktan sonra kapanış bülteninde yayımlamaya kalkmaz ve ayrıca radyasyon ölçütlerini de kamuoyundan saklamazdı. "Süper habercilik" işte budur. FranceCulture'ün ödülü Roubaud'nun FranceCulture Radyosu Edebiyat ödülü Jacgues Roubaud'ya verüdl Günümüz Fransız şOrinin önemli isimlerinden Roubaud, ödül kazandığı "Siyah Bir Şey" adlı yapıtında romanesk bir anlatım içerisinde kimi zaman tiyatroyo özgü öğeler, kimi zaman çocuk öyküleri öğeleri kullanarak "ölümün korkunç varlığını" işliyor. YESİ MODA DEDEKTÎF Burt Reynoldshn canlandırdığı McCoy, 1940'lann sinemadaki özel hafıye kişiliğinin 19701er sinemasında yeniden ele alınışına tipik bir örnek. dan bir milyon dolarhk elmas çahnmıştır. Elmaslan çalan Victor Pappas evinde ölü bulunmuştur. Pappas'ın katili bulunursa elmasları bulma olanağı da doğacaktır. McCoy, on bin dolar karşılığında katilin peşine düşecektir. 1940'larda Amerikan sinema.sında Raymond Chandler, Dasbiel Hammett gibi yazarlann r o manlarından yapılan uyarlamalar aracılığıyla moda olan "özel hafij'e" kişiliğinin, 1970'ler sinemasında yeniden ele alınışına tipik bir örnek. Bu kez, gizemli ve rornantik ilişkilerin yerini. katı bir gerçekçilik ve şiddet; iç mekânlann ve stüdyo çekimlerinin yerini dış mekânlar ve büyük kent (New York) görüntüleri, Humphrey Bogart ya da Alan Ladd gibi melankolik görünüşlü, yakalan kalkık pardösülü ve baştan hiç çıkmayan fötr şapkalı kişiliğin yerini ise Burt Reynolds örneği irikıyım, kabadayı hafiyeler almış durumda. "Özel Dedektir', bu türe hemen hiçbir şey eklemeyen ve ilginizi ancak bir TV' filmi ya da bir TV polisiye dizisi kadar çekmekten öteye gitmeyen bir film. Hemen unutulmak üzere seyTedilebilecek filmlerden. Orta halli filmlerin yönetmeni Buzz Kulik, ünlü ve verimli besteci Jerry Goldsmith ve Reynolds'a eşlik eden oldukça yetenek^iz, ama gösterişli Dyan Cannon filme katkıda bulunan sanatçılar arasında. Rubinstein'ın yaşamı film oluyor tngttiz yapımcı Jack Clayton, Helerta Rubinstein'ın yaşamuu anlatan Sulitzertn Hannah" adlı 'Bestseller"ını beyazperdeye uyarlayacak. Prag'da, Avustralya'da, Viyana'da ve Paris'te çekimleri gerçekleştirilecek olan fibn için Clayton, "Kitapta beni çeken minik bir Yahudi köylüsünün dünyanın en zengin kadını olma özlemi ile büyüyüp gerçekten de zengin olması. İlgi çekici bir konuyla ilgi çekici bir film olacak" dedi. Jack Clayton, daha önce Henry James, Pinter, Fitzgerald gibi ünlülerin romanlannı da beyazperdeye aktarmıştu 22.00 Dikkat 22.10 TV'de Sinema: Ozel Dedektif (Aynntılı bilgi yandaki sülunlarda) ', 23.55 Haberler 24.00 Kapanış Ozür 22 haztran pazar ganO sayfamızda yer alan TV programında Dünya Kupası maçUtnnm yaym saatleri yanlif çıkrmşıır. TKT Televizyonu, ya bir gün Onceden ya da aynı gün yaym akifi içinde dtğifiklikler yapabılmekıedır. Son anda yapılan defifiklîkler kimi zaman bize yansıyamamaktadır. Yanliflıktan dolayı okurlanmızdan Oziir dileriz. 16 oyunlu, 14 ödüllü Ülker Köksal: RADYO T R T I 054» Aplı}, program ve lasa haberler. 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyun havalan. 06.00 Köye haberler. 06.10 Gfinaydın. 0730 Haberler. 07.40 Günün içinden. 09.40 Arkası yann. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler. 11.05 Turküler. 11JS Çeşitlı sololar. 11.45 Şarkılar. 12JM Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 ÖJle üzeri. 1X55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik. I 3 J 0 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk köşesı. 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Tilrküler ve oyun havaian. 16.30 Çeşiıli müzik. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümüz köylumuz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 1820 Evc faslı 18.50 Hafıf muzik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Şarkılar. 20.20 Türküler geçidi. 20.40 Türkçe sözlü hafif mıizik. 21.00 Kisa baberler. 21.05 Konulann içinden. 21.35 Türk Halk Müziği dinkyici istekleri 2 İ 0 0 Caz müziği. 2130 Solistlerden seçmeler. 23.00 Haberler 23.15 Gecenin içinden. 00.55 GOnün haberlerinden özetler. 01.00 05.00 Gecc yayını T R T I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 SoUstlerden seçmeler. 07J0 Haberler. 07. 40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 tkı solistten şarkılar. 08.30 Sabah konseri. 09.00 Türküler. 09.15 Çocuk bahçesi. 0 9 J 0 Çeşiıli müzik. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler geçidi. 10.40 Kültür kaynaklanmız. 11.00 Küçük koro. 1130 Türküler. 11.45 Hafif muzik. 12.00 Beraber ve solo şarkılar. 12.30 Yurttan sester kadınlar topluluğu. 13.00 HaİKrler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Beraber ve solo şarkılar. 14.00 Türkukr geçidi. 14.30 Yabancı dil dersi. 1SJ0 Erkekler topluluğu. 16.00 Çeşiıli muzik 16.20 Arkası yarın. 16.40 Haik muziğimizde deyışler. 17.00 Barok müzik. 17J0 Uşşak fash. 18.00 Yurtıan sesler. 18J0 Dın ve ahlâk. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Türküler geçidi. 20.30 Yabancı dıl. 21.30 Çeşitli müzik. 21.45 Eğitim ön lisans progranu. 22.20 Hafif muzik. Z2J0 Bir roman bır / yazardan hikâyeler. 2Z.«S Türküler. 23JBO Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafıf müzik. 23.55 Dört mevsimden. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Hafif müzik. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müziklı dakikalar. 10.00 Plaklar araanda. 11.00 Öğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Günün konseri. 13.00 Solmler geçidi. 13J0 TUrk halk müziği loplu progranu. 14.00 Konser saatı. 15.00 Turkçe sözlü hafif müzik. 15.25 Caz sanaıı. 1555 Haftanın çocuk şarkısı. 16.00 Solistler geçidi. 16J0 TUrküler geçidi. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 îkı soüstiki albüm. 18.45 TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 19.00 Haberler. 19.12 Müzik ve yorumcular. 2a00 Müzik demeti. 21.00 Senfonik muzik. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Salı konseri. 24.00 Gece muzik. 01.00 Program ve kapanış. Dünya tiyatrosunun gerisinde değüiz tîlker Köksal, son Ismet Küntay Ödülü'yle 14. ödülünü aldı. Oyunlarında toplumsal ezilmîşlik temelinde kadın, çocuk, gençlik gibi konuları işlediğini belirten Köksal, tiyatronun en güzel yanının sanatçılarla ve seyirciyle paylaşılması olduğu inancında. JÜLİDE GÜLİZAR ANKARA Bir çırpıda 13 ödül saydı Ülker Köksal ve "tsmet Küntay Ödiilü. sanıyorum 14. oldu" dedi. Birincilikten başarı ödülüne kadar bir yığın ödüi.. Ve hol ödullü bir tiyatro yazan olarak da "Ödüllerin en onemli yarannın, yazan unutulmaktan kurtarması olduğuna" inandığını söyledi. Ülker Köksal'a göre, unutulmak, yazardan, izîeyenlerden ve günlük yoğun işlerin baskısından kaynaklanıyor. Ve işte bu, "Yazara sıkıntı veren bir olay.." Ödüller ise bu sıkıntıyı alıyor, oyuna şans getiriyor, hatta tiyatro ovununa basılma olanağı bile sağlıyor: "Güzel bir şey elbetle." Ülker Köksal, sizin oyunlannızdaki konular... KÖKSAL Evet biraz farklı, daha doğrusu özelliğj var. Hemen hepsindeki konular pek az farkla kadın, gençlik, çocuk sorunları. Çünkü toplumsal ezilmişlik, artı kadın, toplumsal ezilmişlik artı çocuk, tonlumsal ezilmişlik artı gençlik, yani iki ezilmişlikler daha çok ilgimi çekiyor. Göç, eğitim, evlilik vb.. de irdeledim ama, bu dediklerim başka. Bu kesimlerin gunlük yajamlarındaki dirençsizlik, yeniklik çok önemli ve ben oyunun sorunsalı ne olursa olsun. bu insanlardan yola çıkmayı seviyorum. Tivalrovu ne olarak algılıyorsunuz? KÖKSAL Tiyatroyu, söylemek istediğim şeyler için çok önemli bir aracı olarak görüyorum. Ben de birçoklan gibi şiir yazarak başlamıştım. Çabuk sıkıldım ve öyküye geçtim. Onu bir zaman sürdürdüm, ama tiyatro kadar beni doynran bir şey olmadı. Tiyatronun her kesimden insana seslenişindeki güzelliği seviyorum. Bunu yaparken, elbette bir bakıma tiyatrodan ödün vermek zorunda kahyor yazar. Çünkü en rafine konuyu bile en azından izleyenin da>ranma gücünü zorlamayacak sınırlar içinde vermek gerek. Bu bakımdan tiyatro zor. Peki, tiyatronun güzel yanlan neler? KÖKSAL Her şeyden önce, bölüşmek. Rejisörle, oyuncuyla, dekorcu, kostümcü, ışıkçıyla, hatta hatta seyirciyle bölüşmek. Öyle bir doyum, öyle bir mutluluk ki bu. Tiyatro, insanla, insan için yapılan tek sanat. Çelişki gibi görünüyorsa da, yazar. için bir araç olarak düşünülen sanatçı, aslında bir amaç. Çünkü yazar sanatçıya o sözleri söyletmek için müthiş bir çalışma içine giriyorf Ülker Köksal bazen çok kolay, bazen çok zor yazabilen bir yazar. Ama genellikle biriktirdiği gözlemlerini ve düşüncelerini "beklerae>e koyan" ve sonra oyunlaştıran bir yazar. "Zor oluşturup kolay vazanm dersem, kendimi anlatmış olunım" diyor ve ekliyor: "Y'azma aşamasına gelmek zor, daktilo başına geçince dinlenme faslı başlıyor. Çünkü, yaşayan insanı satırlann kuruluğundan sahnenin sıcaklığına getiriyorsun." Köksal. buyükler için on, çocuklar için de altı oyun yazmış ve hemen hepsi oynanmış. Ayrıca radyo ve TV o>unları da var. Zaten tiyatro yazmaya da bu sonuncularla başlamış. Ülker Köksal. Türk tiyatrosunun, dünya liyafrosunun nerelerinde olduğunu düşünüyorsunuz? KÖKSAL Benimki belki de iyimser bir goruş olacak ama, nitelik olarak dünya tiyatrosunun hiç de gerisinde değiliz. Ama niceliksel açıdan bakınca, hem tiyatro sayısının azbğından, hem de tiyatro yazarlannın ve tiyatro adamlarının yeter sayıda olmayışından kaynaklanan bir geriliğimiz \ar. A\rrupa'dan çok geç başladık bu işe, ama hiç küçümsenme>'ecek ölçüde yol aldık. Yelena Bonner'in anılan Sovyet bilim adamı Andrey Saharov'un karısı Yelena Bonner, Saharovia yaşamuu anlattığı bir anı kitabıyazdu Kitap, ABD'nin Alfred A. Knopf Yaytnevi'nce 1986 ekiminde yayımlanacak. Bonnertn kitabı en az 100 bin adet basılacak. Kitap ABD'nin yani sıra aynı anda İngiltere, Fransa, Federal Almanya, halya, Danimarka, Norveç ve Isveç^e de basılacak. YUNUS NADİ ARMAĞA3NIMİZAH ÖYKÜSÜ YARIŞMASI198586 BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Usun egemenliğini, doğaya uygun yaşamayı ve dünya yuruaşlığı ülküsünü Kıbnslı Zenon'nun kurduğu öğreti. 2/ Tümör... Gemide, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte. 3/ Sığır sürüsü... Şube. 4/ Gizli görevli... Damşıklı dövuş. 5/ Genellikle yakmak için kullanılan iri saman.. Kesici araçlann kabı. 6/ Ateş... BaJçık... Isim. 7/ İslamda haram sayılan faiz... Soğan Iı bir sus bıtkisi. 8/Bir şeyi seçmekte ya da yapıp yapmarnakta özgurluk. 9/ Kastamonu'nun bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Unlü bir Türk sopranosu. 2/ Ağlatı. 3/ Osrnanlı toprak düzeninde >ilhk geiiri yüz bin akçayı aşan dirlik... Hayvanı avcılığa alıştırma işi. 4/ Hucum... Su. 5/ Çağrı, tellai ile duyurma... Türkçede ilgi adılı... Helyumun simgesi. 6/ Sahip... Aşırı \e bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. 7/ Çama benzer bir orman ağaeı... Avuç içi. 8/ Asya'da bir ülke... Meydan. 9/ Halk edebiyatında aruz ölçusüyle yazılan şiir türlerinden biri. amaç olarak koyan Biz Bu thtilali Niye Ihptık? O sabah yine ihtilal olrnustu. Sağcı bir ihtilal miydi bu, solcu bir ihtilal mi, henüz belli değildi. Yurttaş Kuli, ana caddedeki geçitte yayalara yeşil ışık yanarken ayağını kaldırımdan aşağı attığında, görkemli bir otomobil yolunu kesti. Yurttaş Kuli, eski ihtilal sabahlaruıdan kalma bir alışkanlıkla: "Kırrnızı yanıyor, görmüyor musun? Yol yayaların" diye çıkışacak oldu ama, gorkemli otomobilin direksiyonundaki görkemli enseli adamın karşılığı daha görkemli oldu: "Bekle ulan ayı.\. Çok konuşma!.. Biz bu ihtiiali niye yaptık?" Görkemli arabadaki görkemli enseli adarn yeşil ışığın yanmasını beklemeden gaza basıp giderken Yurttaş Kuli: "Hımmm" dedi. "Bu seferki ihtilal sağcı bir ihtilal. Eğer solcu bir ihtilal olsaydı, bu parababaları halka karşı böyle kaba da\ranabilir miydi?" Yurttaş Kuli, daha onceki ihtiiali ammsadı. O sabah di ksr^.ıt*an kr.rşıya geçecekti Tam adımını yere atacağı sırada kırmızı ışık yanınca geri çekilmişti. Yoldan gelen görkemli bir otomobil ise, kendisine yeşil :şık yandığı halde durmuş, kaldınmda bekleyen halka "Buyurun geçin" diye yol vermişti. işte o zaman Yurttaş Kuli ihtilalin halktan yana solcu bir ihtilal olduğunu anlayıgür (!) başına verdiği demeçte, kentin sokaklannın çok güzelleştiğini, yukardan bakılınca gerıç kız memesinin başları gibi pembe pembe nefıs bir görüntü kazandığını söylüyor, ülkesinin bu en büyük kentini yeryüzünün en güzel kenti yapacağını sözlerine ekliyordu. Coşkuya kapılan RB. (Bacanak Bugi): "Biz bu ihtiiali niye yaptık?" dîye soruyor, yanıtını da kendi veriyordu: "Halkımız için yaptık. Halkımızı temiz, uygar, sokakları pırıl pınl bir kentte yaşatacağız. Halkımız bu güzelliklere layıktır. Biz halkımız için vanz, halkımız için ihtilal yaparız. Yakmda bütün kenti burnumun ucu gibi pembe yapacağım. Yaşasın pembe kaldırımlar!' Kentin kaldırımlarının tümünün pembe mozaikle döşenmesi tamamlandıktan birkaç ay sonra Yurttaj Kuli, dörtköşe kaldınm taşlarırun sökülüp yerlerine yıldız biçiminde daha koyu renkte, kırmızıya yakın mozaik doşendiğini gördu. • Hıiı" dedi, "Bak ihtilalin rengi deği>ıyor işte. üiderek haik yararına bir ihtilale donüşecek galiba!' Oysa Bacanak Bugi şaraba ahştığından burnunun ucunun rengi p>embeden kırmızıya doğru değişmeye başlamıştı. Bu kez kaldırımların rengi pembeden kır /No: 517 na layıktırT Yandan bir ses: "Yaşasın çöp kutulan!" (Sürekli alkışlar) Yurttaş Kuli yeni çöp kutulannı zevkle seyrediyor, ama bir yandan da hayım hayım hayıfianarak kıvranıyordu: "Ulan!" diyordu kendi kendine, "çöpe atacak bir şeyim olsa da, şu kutulann keyfini çıkarsam." Bir yandan da hafif bir korku içini urpertmiyor değildi. "Ya" diyordu, "hiç çöp atmadığımın farkına varıp da, sen ihtilalin icraatına karşı boykot mu uyguluyorsun, direniş mi yapıyorsun diye başıma iş açarlarsa?" Neyse, Yurttaş Kuli'nin korktuğu başına gelmedi. *•• Yurttaş Kuli bir sabah sokağa çıktığında yeşil boyalı demir çöp kutularının değiştirildiğini gördü. Yeşil kutular sökülüp yerine pembe renkte plastik çöp kutulan konuyordu. Üzerinde ihtilalcilerin arması bulunan yeni kutulann biçimi de doğrusu Yurttaş Kuli'nin pek hoşuna gitmişti: "Bu ihtilalciler de bizi amma çok düşünüyor" diye zevklendi. İhtilalcilerin kentteki "icraatı" yalnız kaldırım taşiarının ve çöp kutularının değiştirilmesiyle bitmiyordu. Köşe başlarındaki ekmek ve gazete kulubeleri de 35 ayda bir değiştiriliyor; yol kenarlarına çiçek tarhları yapılıyor, yollar kazılıp tekrar kapatdıyor, yine kazÜ!p*yine kapatılıyor, kısaca "icraatm" bini bir paraya gidiyordu. Bu arada köşeyi dönenlerin haddi hesabı yoktu; kentin her yani köşelerle doluydu. Kentin tüm caddelerindeki çöp kutulan üçüncü kez değiştirilmiş, ama Yurttaş Kuli'nin oturduğu sokağın başındaki eski kutu nedense yerinde kalmıştı. Yurttaş Kuli endişeye kapıldı: Ya, "Sen ihtilalin atılımlanna, halk hizmetlerine niçin yardımcı olmuyorsun? Niçin bu çöp kutusunun da değiştirilmesi için ihbarda bulunmadın?" derlerse, ne yapardı? S o n zamanlarda ihbarcılığın geçer akça olduğunu anımsayan Yurttaş Kuli, hiç değilse bir çöp kutusunu ihbar etmenin zevkini tatmak için belediyenin yolunu tuttu. Kendisine gösterilen kapının önune vardığında, içerden gelen yüksek seslere kulak verdi. Bir adam: "Biz bu ihtiiali niye yaptık?" diye bağınyordu. "Mecbursunuz efendim" diye ekliyordu. "Dört köşe pembe taşları emekli ihtilalci Zuki'nin firmasına yaptırdınız, köşeyi döndü; dönsün, bir şey dediğimiz yok. Sonra onları söktürüp yıldız biçimindeki mozaikleri şimdiki ihtilalcilerin akrabası Şuki'ye ihale ettiniz, o da birkaç kez köşeyi döndü. Şimdi biz taş söküp taş takahm, köşeyi dönelim deyince yan çiziyorsunuz. Bu ne biçim ihtilalcilik? Biz bu ihtiiali niye yaptık?" Yurttaş Kuli yanlış kapıya geldiğini anlayıp bir başka kapıya yöneldi. O kapının ardmdan da sert sesler geliyordu: "'Biz bu ihtiiali niye yaptık? Yalruz belli kişiler zengin olsun diye mi? Yeşil çöp kutularıru Tuki'nin damadına yaptırdınız. Arkadan pembe dediniz, Çuki'nin yeğenine verdiniz. Plastik dediniz, Muki'nin kayınpederini gördünüz. Eee? Biz avcumuzu mu yalayacağız? Biz bu ihtiiali niye yaptık? Herkes köşeyi dönüyor, biz yerimizde duruyoruz. Biz köşebaşı bekçisi miyiz?" Yuntaş Kuli, başka odalardan da "Biz bu ihtiiali niye yaptık?" diye başlayan sesler geldiğini duyunca, kendisinin buraya zamansız geldiğini anladı, koşar adımlarla dışarı çıktı. "Acele etme yurttaş Kuli" dedi kendi kendine. "Şu ihtilalin rengi iyice belli olsun, ihtilalin niye yapıldığı kesinkes anlaşılsın hele; ondan sonra ne yapacagıma karar veririm'' Yandan bir ses: "Sen çok yaşa yuntaş Kuli, e mi?" (Yuh sesleri) Çekoslovak oyununa yasak ABD'nin Baltimore kentindeki uluslararası tiyatro şenliğine katılacak bir Çekoslovak oyunu, Prag'daki yöneticilerin isteği üzerine programdan çıkanldu Çekoslovak yöneticiler, "Soytan ve Kraliçe" adlı oyunun yazan ve oyuncusu Bolek Polivkanuı şenliğe kaümasına izin verilmediğini açıkladılar. Yasaklama gerekçesi açıklanmadı. Bilindiği gibi, şenliğin Nijeryalı yöneticisi Wole Soyinka, daha önce de "Hayvan Çiftliği" adlı Ceorge Onvell uyarlamasuu şertlik programından çıkarmıstu Fransa'da müzayede rekoru Italyan Rönesans ressamı Mantegna'nm daha önce bilinmeyen bir tablosu, Fransa'da rekor flyatlasatüdu Müzayedeyi düzenleyen kurulusun sözcüsünün bildirdiğine göre, Avrupalt bir sanat yapıtlan satıcısı, Hazreti Meryem ile Isa'nın bebekliğini betimleyen tabloya iki buçuk milyon dolar ödedi. Sözcü, "Kutsal Aile" adlı tablonun yakın tarihlerde Marsilyah bir aile tarafından ortaya çıkarıldığını açıkladı. (a.a.) HAVA DURUMU MUH İRMHl tZMlfl MMU «raın Vaftmuctu ViOmudu Bulutlu Bulutlu Aı «k tr zr K* u° ir ir ir tr r rr ir w ir tr tr tr ır sr tr zr tr AUSTBtDAM KTİNA BÂĞDAT BOMAD BEHÜN BOHN BROKSEL cenevrtE GtaNE KAHlftC KÖLN IDMDRA UÂDŞİD HOSKOVA muniH N£W YOHK : Yajmuriu Açık Açık YaOmurtu YaOmurtu Yajmurlu Yajmurtu Bulullu Aç,k Bulutlu Açık Aç,k YafliDurtu YaÇmuriu Bukıdu Yaumurlu YaOmurltj Yajrourkı Açık Bulutlu Açık Açık YaOmuriu Bulutlu Açık Açık Açık Vajmurlu ctooe FMHKFim : BBH nUKM M U •hMUOI OtMI Umm M » MU BuluDu Yajmuflu Buluttu Açık Yagmurlu YaOmurtu YaOmurtu BulutKj w vr tr tr tr tr tr nra Buimti PAfils RtYAD ROM4 SOFTA *Uf TELAVİV Tomro TRABLUSGAftP: ZÛRİH osıo 20» 31° 36° 26° 21° 25° 23° 27° 35° 29° 32° 36» 24° 25» 24° 18° 26» 24» 23° 26° 33° 30° 2T° 32° 38» 28» 30» 22» Folklor Kongresi sürüyor Kültür ve Titrizm Bakanhğı Müli Folklor Arastırma Dairesi Başkanlığı ile Ege Üniversitesi'nin katkılanyla düzenlenen 111. Mületlerarası Türk Folklor Kongresi sürüyor. Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Salonlan toda yapılan kongrede bugün Prof. Dr. Herbert Schwedt "Köy Kültürü tçin Tehlike: Milletlerarası Bir Problem", Prof. Michael Brame "Türk Folklorunda TezAntitez llişkisi", Linda Degh "Günümüzde Efsane Türünün Kuram Yönünden Ele Alınması ve Tanımlanması", Dr. Djenana Buturoviç "Yugoslavya Halklan Folklorunun tncelenmesinde Kaynak Olarak Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi", Kâmil Toygar "Yabancı Bir Ülkede Yapılan Folklor Saha Çalışmalarında Karşılaşılan Bazı Teknik Problemler", Prof. Dr. Mihail Guboğlu "TürkRumen tlişkileri Hakkında Ion Neculce'nin 'Bir Takım Söz' Başlıklı Destan Legendeleri", Prof. Dr. Tome Sazdov "Kuzman Şapkarev'in Külliyatında Türk Masallannm Foiklorik Değeri", Doç. Dr. Saim Sakaoğlu "Ozan, Aşık, SazŞairi ve Halk Şairi Kavramlan Üzerine", Kerim Yund "Türk Folklorunda Eski Uygarlıklardan Kalma Sanıkalar, tnançlar", Ediı Tasnadi "Macar Ozan Balint Balassi ile Türk Şiiri" ve Doç. Dr. Bohuslav Benes "Halk Anlatmalannın Günümüzdeki Yeni Durumu" başlıklı bildirilerini sunacaklar. f r f •(•oroto/f G*n»l Müdüriuğu'ndvı aftn*n bMgıly ff*'». yurdun kuzay \n tmu klmtort btıkıthı, Utrmanrun doğutu. KmndvUz, (ç £ B » <HW*r Bölonl n (ç Antdokı'nun kıatfi fğışk dtğt yrit açık g*çt KM*. HAVA SKAKUGI: Kıoty kmtlmlftnd» tntıctk. lM0w jmfento thğtpitr*vmk. flOZOİA: Kıof m doğu rOntenfen htfti umun orU fcumm M t e t t . 0*ı M v d ı , |fiMa •• gündofutunö•n 35, saatfa 1021 danta mW hızlt ı ı ı c r t . OCN& «tonlztor bulutlu gaçmcak. Dwtz mufd» ( M g a * s4up gtfüş taakbğı W km, dolfina» oteeak. Vhn OdM'nd* tm», bulutlu gmf»c»k. HOtptr kuıay n doğu rtnl»ni»n ortm kunmtf mctk. 061 çtrputOlı 0upgAıtifuı»**^ »km * TEKEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1. 2 adet paletli hidrolik ekskavatör ahmı işi ihalesi 9.7.1986 gunu saat 15.00'te Tekel tşletmeleri Genel Müdurlüğü 1. thale Komisyonu'nca iç piyasadan kapalı zarf yöntemiyle yapılacaktır. 2. Geçici teminat: 17.%7.500. TL.dır. 3. Şartnamesi Tedarik ve İkmal Dairesi Başkanii|ı'ndan 1.000.TL karşılığında satınalınabilir. 4. İstekliler en az üç ay süreli limit dahili geçici teminat mektuplannı şartnamesinde istenilen diğer belgeler ve özel idari şartnamesinin 3. maddesinde istenilen belgeyi alarak anılan komisyona saal 14.00'e kadar vermiş olacaktır. 5. Tekel 2886 sayılı kanun kapsamında olraayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. 6. Postada doğacak gecikmeler ile telgraf ve teleksle yapılacak başvurular geçersizdir. İlanen duyurulur. Basm: 22154 vermişti. Ama bir süre sonıa ihtilalin rengi değişmiş, parababaları ihtilalcileri kafakola alıp, ülkenin yüksek çıkarlarının hangi yönde olduğunu anlatmayı başarmışlardı. Zaten, bir ihtilaller ülkesi diye anılan İhtilanya'da ihtilaller hep böyle oluyordu. Baskıdan, işkenceden, yoksulluktan bunalan halk ihtilal olduğunda"Oh, kurtulduk be!" diye seviniyor, ama bir süre sonra. daha beter okkanın altına gittiğini anlıyordu. En hızlı demokratlar bile farkında olmadan ihtiiali bekler ve ister duruma düşuveriyordu. Yurttaş Kuli, kırmızı ışıkta geçip giden arabanın ardından bakarken yine de umutla düşündü: "Belki" dedi, "İlerde bu ihtilalin de rengi değişir. Bu kez sağcı bir darbe gibi görüııdüğüne göre, bakarsın ilerde sola dönüverir. İşte o zaman halkın saygınlığı artar, hiç değilse yaya geçitlerinde arabalar halka saygı gösterir!' • •* B i r süre sonra ihtilalin halk yararına "icraatı" görulmeye başladı. Önce, kentin kaldırımlarım pembe mozaik taşlarla doşemeye kalktılar. Her cadde ve sokağın kaldınmlarındaki taşlar sokülüp yerlerine birörnek pembe taşlar doşeniyordu. ihtilalin başı B.B. (Bacanak Bugi) helikopterle kentin üzerinde dolaştıktan sonra öz mızıya dönüşurken taşların biçimi de değişiyordu. Birkaç ay önce döşenen dort koşe taşlar sökülüp, yerine, ihtilalcilerin armasında yer alan yıldız biçiminde taşlar konuyordu. İhtilalin başı Bacanak Bugi (B.B.) yine özgür (!) başına ve özerk (!) TV'ye demeçler patlatıyordu: "Biz bu ihtiiali niye yaptık?" diye başlıyor, "Halkımıza hizmet için yaptık" diye sürdürüyordu. "Halkımızın göz zevkini de duşünerek kaldırımları yıldız biçiminde taşlarla doşetiyoruz. Biz halkımız için varızl' Yandan bir ses: "Yaşasın pembe kırmızı mozaikler!" (Alkışlar) **• K o y u pembe renkli yıldız biçimindeki taşların döşenmesi sona ererken, bu kez kaldırım kenarlarına tek tip yeşil çöp Jcutuları konmaya başlandı. Caddenin bir ucundan baktınız mı, bir zamanlar gösjericileri coplamak için yoi kenarına dizilmiş polisler gibi, tek tip çöp kutulannm sıralandığını görüyordunuz. İhtilalin başı Bacanak Bugi (B.B.)'nin özgür (!) basında ve özerk (!) TV'de yine demeçleri yayımlandı: ^'Biz bu ihtiiali niye yaptık? Halkımıza hizmet için yaptık. Halkımıza temiz bir kent vereceğiz. Halkımız daha iyi çöp kutuları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle