28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZÎRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Libya 12 ayın adîarını değiştirdi MUadi takvim aylan için yeni adlar kuüanmayı kararlaştıran Libya, 12 aya verilen yeni adlartn "parlak Arap tarihinden" ve 'Arap dünyasmdan" kaynaklandığını belirtti. Libya Haber Ajansı "JANA"ya göre, Enformasyon ve Kültür Bakanlığı'mn karart uyannca, bundan böyle, "kültür emperyalizmini reddetmek" ve "kültür devrimini pekiştirmek" için, Müslümanlann Hicri takvimi öncelikle kullanüacak. Libya'nın, söz konusu kararla 12 aya verdiği adlar şöyle: Ocak: Ateş nerede? Şubat: Çok aydtnkk, MarU Mars, Nisam Kuş, MayiK Su, Haziran: Yaz, lemmuz: Nasır, Ağustos: Hasat, Eylüt Birincî, Ekinv 7arihUr, Kasınv Çiftçilik, Arahk: Ocakbaşu (a.a.) îspaııya 'değişiııri onayladı Sosyalistlerin uyguladığı 'değişim' politikasına, Gonzalez'in karizması da eklenince, Sosyalist Parti'nin beklenen zaferi gerçekleşti. Gonzalez, seçim sonuçlanmn belli olmasından sonra verdiği demeçte, "Demokrasimiz bir adım daha ilerledi" dedi. Eski Başbakan Suarez'in partisi milletvekHi sayısını yaklaşık 10 kat arttırdı. NtLGÜN CERRAHOĞuT MADRİD Diğer siyasi seçeneklerin sönüklüğü, Ispanyollan bir kez daha sosyalistleri secmeye itti. Felipe Gonzalez'in karizması ve lspanyol seçmeninin genel olarak sosyalistlerin uyguladığı "degişim" politikasından duyduğu memnuniyet bu seçimde rol oynadı. Böylece Batı Avrupa'da ilk kez bir sosyalist parti 4 yıllık bir iktidardan sonra saJt çoğunJuğu aJdı. Bunun coşkusu, seçim gecesi Madrid'in "Ankara Palas"ı, "Palace" otelinde basın toplantısı yapan Felipe Gonzalez'in yüzünde açıkça okunuyordu. 75 yıllık otelin kubbeli salonlanndan birinde basın mensuplan üe karşılasan Gonzalez, zafer haberini alır almaz yaptığı açıklamada, "Demokrasimiz bir adım daha Oerlemiştir. Bundan böyle tspanya geleceği Ue bo> ölçuşecektir. Bu boy ölçüşme AET'ye tam ııyum, ekonomik büyüme, iş olanaklanmn yaranlması, tekaolojik ilerieme ve eşitsizliğin ortadan kaldınlması gibi konulan yesini yitirdi. Bu durum açıkça İspanya'da sosyolojik olarak sağın Fraga gibi "geçmişten gelen" bir liderle, belli bir tavarun ötesine gidemeyeceğini ortaya koymaktaydı. Bu seçimlerde sosyalistlerin "Halkçı Birük'in oluşturduğu iki partili sistemi kınnaya yönelik yeni bir gelişme ortaya çıktı: O da ülkenin üçüncü siyasi gücü haline gelen Suarez'in partisi idi. 1982 seçimlerinden az önce kurduğu, Mecliste 2 sandalyesi bulunan bir "mini parti" ile yola çıkan Suarez, Meclisteki temsü gücünü yaklaşık on misline çıkararak bu kez 19 sandalye aldı. Seçim sonuçlan açıklanır açıklanmaz, basın mensuplanna "1990'da Basbakanlık Sarajı'nda (riacagun" diyen demokrasiye geçiş döneminin eski başbakanı Suarez, sosyalistlere protesto oylannın küçük bir kısmını toplamakla beraber esas 197782 yıllannda işbaşında olan ve sonradan dağilan merkezdeki "Demokratik Merkez Biriigi" panisinin oylannı aldı. tlginç bir gelişme de, Bask ve Katalonya bölgelerindeki yerel partilerin sağladıkları zaferdi. Bask ülkesinin bağımsızlığından yana olan ve ETA terörünü destekleyen "Herri Batasuna" , iki katından çok bir ilerleme kaydederek Meclisteki 5 sandalyeye sahip çıktı. Bu bölgedeki aynhkçı ve özerklikten yana istemlerin ne denli güçlü olduğunu simgelemekteydi. Katalonya yöresinde de benzeri bir gelişme görüldü ve liberal dağılımh ve yerel nitelikli Biriik Partisi (CİU) oylarını yaklaşık iki misli arttırarak Meclisteki sandalye sayısını 18'e çıkarttı. DUNYADA BUGUN ALtStRMEN Bak Şu İse!.. Adamın biri kalabafık otobüste, yaşiı Ermeni kadının ayağına basmış. Kadıncağız yakınmış: Tikat etsene ayaama basaorsun. Herifçioğlu hiç oralı bile değil. Kadıncağız dayanamamış ve; Hayvan, demiş. Bizimki yine tınmamış. Bunun üzerine kadıncağız eklemiş: Hayvan dediivsem kafesteki kuş için deeldir. Ahırdaki eşek için demişimdir. Evet, hayvanlar hep küçümseme, aşağılama için kullanılır, ama kuşlar değil. Hatta, kulüplerimizin bile amblemi oiurlar: Kara kartal, sarı kanarya gibi. Bu kural dâ sanıldığı kadar katı değildir. Zaman zaman kuş da hoş olmayan deyişler içinde yer alır. "Ne kuş herif" demek, jeton çabuk düşmüyor, kafa basmıyor demektir Kuş beyinli de, beyinsiz anlamına gelir. istanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu, AET'nin Akdeniz Temsilcisi Claude Cheysson'un Hilton'daki toplantısında kendisine şunları soylemiş: Eğer Türk basınında çıkan yazılara inansaydık, sizi Türk düşmanı olarak kabul ederdik. Sayın Kuşçulu ardından da eklemiş: Ancak sizinle karşı karşıya gelince, Türk düşmanı olmadığınızı gördük, bu ilk imaj silindi. Ne hazin, ne yürekler paralayıcı ve iyice düşünülduğünde ne utanç verici bir konuşma değil mi? Dikkat buyurunuz, konuşan herhangi bir kimse, sokaktaki adam değil. Türkiye'nin en önemli özel sektör kuruluşlanndan birinin en önde gelen kişisidir. Türkiye, yarın öbür gün AET'ye tam üye olduğu zaman bu kuruluşlar ve yöneticileri uyumun sağlanmasında büyük görevler yükleneceklerdir. Boylesi bir görevde bulunan bir kişi, hâlâ insanları "Türk dostu" ve "Türk düşmanı" diye sınıflandırabiliyor. Sayın Cheysson, Fransız Dışişleri Bakanı iken, Türk düşmanı mıydı? Neden olsundu ki? Gelişmiş ülkeler, işbaşına gelenlerin duygularıyla, kaprisleriyle yönetilmiyorlar ki. Meslekien gelme bir diplomat olan Cheysson görevini yürütürken, duygusal yeğlemelerfe ülkesinin dış politikasına yön verecek kadar kafasız bir adam mıydı ki? Bir an için öyle olmuş olduğunu varsaysak bile, böyle bir durumda uzun yıllar Cheysson'un Quai D'Orsay'ın patronu olarak kalabilmesi olası mıdır? Hele hele, ondan sonra AET'de önemli bir göreve getirilmesi olanağı bulunur muydu? Artık bir noktayı iyice bellemek durumundayız. Uluslararası ilişkiler, kişisel sempatilerle, dostluklarla, yeğlemelerle yürümüyor. Uluslararası alanda ilişkilerde egemen olan, devletlerin çıkarlan ve dış politikaya yön veren ilkelerdir. Bakmayın siz kişisel ilişkileri dolayısıyla, akıl almaz ödün koparmayı becermiş kişilere, onlar bile "dostiuk hatmna" akıl almaz ödünler verecek, sahnei siyasete ters yönden girmiş, deneyimsiz "dostları!" her zaman bulamazlar. Claude Cheysson'un Fransız Dışişleri Bakanı olduğu sırada, Türkiye'ye hiç sempatiyle bakmadığı ise doğrudur. Hatta, bir diplomat için fazlaca açık sözlü olduğu her zaman belirtilmiş olan Sayın Cheysson'un, Türkiye için zaman zaman diplomasinin sınırtarını zorlayan tanımlamalarda bulunduğu da bir gerçektir Ama bunlara bakarak, Cheysson'u Türk düşmanı ilan eden Türk basını değildir. Sayın Kuşçulu çok iyi anımsayacaklar, Türkiye'de insan hakları uygulamalarını çok sert biçimde eleştiren Cheysson ve benzerlerini, "Bunlar bize düşman, bunlar Türkiye'nin iyiliğini istemiyortar" diye eleştirenler, daha çok Sayın Kuşçulu'nun da göreve geldiği dönemde iktidarda bulunan yöneticilerdi. Onlara göre, Türkiye'de insan haklarıyla bağdaşmayan uygulamaları eleştiren herkes Türklerin düşmanı, bunu görmezlikten gelenler ise Türkiye'nin dostlarıydılar. Cheysson'un Türk duşmanlığı görüşü de işte bu zihniyetin bir ürünüydü, yoksa tüm Türk basınının değil. Ama hiç kuşkusuz ki, yukarıdaki zihniyete alkış tutan bir kısım basın organlan ile birtakım köşebaşı yazarları, Sayın Kuşçulu'nun tanımına uygun olarak davranmışlardı. Ne var ki, onların da tüm Türk basınını temsil ertiğini kimse söyleyemiyor. Kısacası Sayın Cheysson, dün Türk düşmanı değildi, bugün de Türk dostu değildir. Türk basınının sorumlu kalemleri de htçbir zaman böyle bir iddiada bulunmadılar. Her yerde ve her vesileyle Türk düşmanı ve Türk dostu gibi kavramları temcit p'ilavı gibi yineleyip durmaktan ve dış ilişkilerimize, bu kuş beyinli bakışın sığlığıyla eğilmekten vazgeçelim. Türk dostu, Türk düşmanı gibi kavramlar "ingiliz muhipleri"nden kalma yoz çağdışı bir zihniyetin ürünleridirler. Sovyet yangm egitim kuruluşlarmda büyük bir yolsuzhığıtn ortaya çıkanldığı, gece eğitimi yapan ve mektupla eğitim verert çok sayıda kunıluşun kapatıldığı bildirüdi. Olayla ilgili olarak 111 eğitimcinin mahkemeye verildikleri belirtildi. "Sovyetskaya Rossiya'' gazetesinde yer alan haberde, söz konusu eğitimcilerin, öğrenci sayısını olduğundan çok göstererek, kanunsuz tahsisatlar sağladıklan kaydedildi. Cazetenin bildirdiğine göre olay, Sovyetler Birliği'nin en büyük cumhuriyeti olan Rus Cumhuriyeti'nde meydana geldi. Mahkemeye sevk edilenlerin dışında, 148 müdür ve öğretmenin de görevlerine son verildi. (a.a.) Sovyetler'de büyük yolsuzluh Felipe Gonzalez tspanya geleceği ile boy ölçüsecek." içennektedir" diyordu. Gerçekten de 1982 seçimleriyle karşılaştırıJdjgında, oy da&lımının gösterdiği istikrar pek çok siyasi gözlemciye göre demokrasinin bu Ulkede giderek yerleştiğini ve seçmenlerin siyasi seçenekleri hakkında oturmuş fikirleri olduğunu göstermekteydi. O>ların bölgesel dağılunı ele alındığında, oy dağıhmı pek çok bölgede bir önceki seçimlere göre hemen hiç değişmemişti. Ulusal düzeyde ise gerçi sosyalistler 1982 seçitnlerine göre 18 milletvekili kaybettiler ama, bir anlamda "oy milyoneri" olmalan, bu gerilemeye rağmen yine de mutlak çoğunluğu almalarını engellemedi. Büyük bir olasıhkla bu gerileme, NATO üyeliği konusunda alınan virajın ve işsizlikle etkin bir mücadele edememenin doğai sonucuydu. Sosyalistlerin kaybettiği 1 milyon 300 bin oy, genellikie 1982'ye göre yüzde 8 oranında yüksek olan katılma oranuıın düşüklüğünden kaynaklandı. Sosyalistlerin icraatından memnun olmayan seçmenler bu seçimde oy kullanmamayı yeğledi. Sonuçta siyasal panoramada büyük bir değişiklik olmadı. Ve sosyalistlere karşı "cephe" oluşturan sağdaki "Halkçı Biriik" koalisyonu 1982'deki sonuçlara çok benzer bir sonuç elde ederek ana muhalefet partisi olarak kaldı ve Mecliste sadece bir sandal Gündemde nükleer terorizm ABD Dışişleri Bakanı Shultz, Moskova ile Washington'un nükleer terorizm sorununu görüştüklerini açıkladı. Chimc, Hafız EscuTa telefonla teşekkür etu Fransa Başbakanı Jacgues Chirac 'm önceki gün öğleden sonra Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'a telefon ederek, iki Fransız rehinenin serbest bırakılması için gösterdiği çabalara şahsı, hükümeti ve halkı adına teşekkür ettiği belirtildi. Suriye Haber Ajansı Sana 'nın haberine göre, Chirac telefon görüfmesi sırasında, Suriye 'nin bölgedeki rolunü olumlu bulduğunu, iki ülke arasındaki Uişkilerin genişletilmesi için görüşmelerin arttınlmasını arzuladığını kaydetti. (a.a.) BONN, (AP) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Federal Alman "Die Welt" gazetesine verdiği demeçte, Sovyetler Birliği ile ABD'nin terorizm konusunu ve özellikle nükleer silahlann teröristlerin eline geçmesi olasılığını görüştüklerini açıkladı. Shultz şöyle dedi: "Sovyetler Birliği ile, nükleer silahlann teröristlerin eline gecmesinin nasıl engellenebileceği sorunu üzerin George Shultz de görüşmeler yapbk. Göriişmelerde ABD, nükleer güvenlik sorunlannı denetlemek için uluslararası kontrol merkezleri kurulmasını önerdi. Nükleer sorunu bir dizi açıdan inceliyonız. Bunlann en önemlisi de, nükleer silahlann teröristlerin eline geçmesi olasılıgı." Shultz, Sovyetler Birliği ile yapümakta olan görüşmelerin "yapıcı bir şekilde" geçtiğini belirtti. ABD Dışişleri Bakam'nın açıklamasına göre, VVashington Viyana'da Uluslararası Atom Ajansı'na nükleer tesislerin denetlenmesi konusunda önerilerde bulundu. Shultz, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un nükleer güvenlik alanında işbirliği yapmaya istekli olduğunu da sözlerine ekledi. ABD Dışişleri Bakanı demecinin sonunda, Başkan Reagan'ın, Mihail Gorbaçov'la ikinci bir zirve yapmaya hazır olduğunu da yineledi. Shultz şöyle dedi: "Ben de, zirvenin hazırlıklarını yapmak üzere Sovyet meslektaşım Edward Şevardnadze ile buluşmaya hazırım." Anarşistler PASOK'a ait binayı kıındakladı ATtNA (Cumhuriyet) Anarşistler, dün sabah PASOK'a ait bir yayın organının binasını kundakladılar. Ateşe verilen bina PASOK'un merkez binasının karşısında bulunuyor. Kentin en büyük caddelerinden Horilaov Trikupi'de bulunan yayın organında çıkan yangın fazla büyümeden bir saat içinde söndürüldü. Yetkililer yangının kundaklama sonucu çıktığinı söylediler. Kundaklamanın molotof kokte>Ii ya da yangın bombaları ile gerçekleştirılmiş olabileceğini belirten polis, PASOK binasına yakın Eksarhia semtinde yaşayan "anarşist egilimli" gençlerden şüpheleniyor. Eylemi henüz hiçbir örgüt üstlenmedi. Yangının 10 milyon drahmilik (yaklaşık 50 milyon lira) zarara yol açtığı bildirildi. Kentte yayımlanan akşam gazetelerinden birine telefon eden bir kişinin, yangının "Anarşist Eylemciler" grubu tarafından düzenlenen bir sabotaj olduğunu söylediği bildirüdi. Marcos taraftarları azıttı MANİLA, (AP) Filipinler'in başkenti Manila önceki gün devrik diktatör Ferdinand Marcos yanlılannın büyük protesto gösterilerine sahne oldu. Marcos'un Hawaii'deki sürgünden Füipinler'e geri dönmesini isteyen göstericilerle güvenlik güçleri arasında meydana gelen çatışmalarda 7 kişi yaralandı, 60 kişi tutuklandı. Manila'nın Epifanio de los Santos bölgesindeki iki askeri kışlamn arasında meydana gelen olaylarda diktatör Marcos yanlılannın anayolu ağaç ve kayalarla ablukaya aldıkları bildiriliyor. BinJerce gösterici, olay a müdahale etmek üzere bölgeye gelen güvenlik güçlerine taş ve şişe atarak karşılık verdiler. Filipinler haber ajansına göre, Ferdinand Marcos yanlılannın bin kişilik güvenlik güçlerinin üzerine üç ^ kez gözyaşı bombası atması, pog" lis birliklerinin bir süre için geri | ? çekiünesine neden oldu. Marcos yanlılannın, yolcu otobüslerinin lastiklerini patlattıklan ve sürüManila'da iki askeri kısla arasında 5 bin diktatörlük yanlısı ile gücüleri dövdükleri de haber venlik güçleri arasındaki çatışmalarda 7 kişi yaralandu verildi. Eski Contralar, yeni Contraları suçluyvr Nikaragua 'daki Sandinist rejime karşı mücadele veren Contra gerilla hareketinin eski üyeleri, örgütü bugün yönetmekte olan liderleri, askeri olmayan Amerikan yardımlannı satarak kişisel kazanç elde etmek ve kokain kaçakçılığına kanşmakla suçladılar. 35 eski Contranın, bu suçlamalan, Amerikalt demokrat senatör John Kerry ile yaptıklan görüşmeler sırastnda ortaya attıklan bildiriliyor. Adolfo Calero önderliğindeki Contra grubundan önde geien kişilerin, ABD 'den gönderilen yüktii miktardaki ilaç ve giysileri sattıklan, aynı kişilerin kokain ve marihuana kaçakçıiığma da bulaştıkian öne sürülüyor. (a.a.) Devrik diktatör Ferdinand Marcos'un sürgünde bulunduğu Hawaii'den Füipinler'e dönmesini isteyen 5 bin gösterici, güvenlik güçleri ile çatıştı. Uzakdoğu gezisinin Hong Kong durağında bulunan ABD Dışişleri Bakanı George Shultzun yarın geleceği Filipinler'de Aquino yönetimi ile yapacaği görüşmelerde de Marcos sorunu üzerinde durulması bekleniyor. Görüşmelerde Corazon Aquino yönetimi yetkililerinin Shultzdan, ABD yönetiminin, Marcos'a siyasi manevralardan vazgeçmesi için baskı yapmasını isteyeceği beürtiliyor. ABD yönetimi, son zamanlarda Marcos'un sürgünde bulunduğu Havvaii'den Filipinler'in siyasi işlerine kanşmasından duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyor. Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino, dün Manila'da başlayan Günejdogu Asya Ülkeleri Topluluğu (ASEAN) Konferansı'nın açılış konuşmasında, ekonomik gelişmeyi sağlamak için Batıya bağımlı olmaya son vermelerini ve kendi güçlerini kendilerinin oluşturmalan gerektiğini söyledi. Filipinler'de eski Devlet Başkanı Ferdinand Marcos yanlılannın başkentte sık sık yaptıklan gösteriler, şubat ayında iktidara gelen Aquino yönetiminin en önemli sorunlarından birini oluşturuyor. Marcos yanülan kısa süre önce yeni anayasayı hazırlayan komisyonun çalışmalanna devam ettiği parlamento binasını basmışlardı. Ferdinand Marcos geçen şubat ayında yapılan başkanhk seçimlerinde hile yaparak başkanlığım açıklamıştı. Seçimlerin ardından pkan ayaklanma sırasında Marcos ve ailesi ABD'nin Hawaii eyaletine kaçmıştı. Marcos'un Havaii'ye sürgüne gitmesinin ardından seçimlerde eski diktatörden fazla oy alan muhalefet lideri Corazon Aquino Devlet Başkanhğına gelmişti. Aqumo,başkanlığının ilk günlerinde yaptığı açıklamada iilkedeki Amerikan üslerine dokunmayacağmı belirtmişti. Marcos diktatörlüğünün devrilmesinin ardından Filipinler'de faaliyet gösteren komünist Yeni Halk Ordusu gerillaları, askerlere yönelik saldınlarına devam ettiler. Ülkenin çeşitli bölgelerinde gerillalar ile askeri birlikler arasında sık sık çatışmalar çıkıyor. Libycfdan Cezayir'e birleşme çagrısı LONDRA, (Ajanstar) Libya'nın 2. güçlü adamı Abdüsselam Callud, ülkesi ile Cezayir arasında biriik kurulması çağrısında bulundu. Londra'dan dinlenen Libya resmi haber ajansı JANA'nın bildirdiğine gore, hafta sonunda Cezayir'e bir günlük resmi ziyarette bulunan Callud, önerisini bu ülkenin yetkililerine açtı. Arap dünyasında liderlik boşluğu olduğunu belirten Callud bu duruma, ancak Libya ile Cezayir'in birleşmeleriyle son verilebileceğini öne sürdü. Cezayir yetkilileri ise Callud'un sözleriyle ilgili olarak yorum yapmaktan kaçındılar. Cezayir'de yayunlanmakta olan haftalık bir dergide ise geçen hafta yer alan bir yazıda Libya'nın Fas'la olan birli' ği gerekçe gösterilerek LibyaCezayir birleşmesinİH mümkün olamayacağı ileri sürülmüştü. Güney AfrîkaVia tutııklulara insanlık dışı mııamele Açlık grevindeki (utuklulara yıkanma olanağı tanmmıyor. TUvalet kâğıdı vehlmiyor. Ülkede olağanüstü hal Uamndan bu yana ölenlerin sayısı 55'e yükseldi. JOHANNESBURG, (Ajanslar) Güney Afrika'da olağanüstü hal ilan edilmesinden bu yana çıkan olaylarda ölen siyahİann sayısının 55'e yüseldiği bildirilirken, ABD DışişleJi Bakan Yardımcısı Chesler Grocker, ırkçı rejimin ojağanustü hal ilan etmesini eleştirerek, "Giinej Afrikada olağanüstü hal ilanı ile, siyah liderlerin tutuklanması ve basına büyük kısıtlamalar getirilmesi, ülkede gerginliği daha da arttırmıştır" dedi. Ancak, Reagan yönetimi, son zamanlarda ırkçı rejime yönelttiği eleştirileri arttırmakla birlikte, Güney Afrika'ya ekonomik yaptınm uygulamaya yanaşmıyor. Güney Afrika hükümeti son 24 saatte Sovveto'da bir kişinin daha öldürüldüğünü açıklarken, şiddet olaylannın giderek azaldığını ileri sürdü. Bu arada, Güney Afrika'dan dönen İngiliz rahip Terry White, açlık gre\i yapan tutuklulann kendisine verdikleri bir mektubu basma açıkladı. Tutukluiar kendilerine temel insan haklannın, tanınmadığını belirterek şöyle diyorlar: "Bize yıkanma hakkı tanınmıyor. Tuvalet kâğıdı verilmiyor. Yemekler yenecek gibi dcgil." Saint Nicolas Kilisesi yetkilileri de, son bir hafta içinde gözaltına alınan yaklaşık 150 kişinin hafta sonunda serbest bıraküdığını bildirdiler. Bu arada, İngiliz yayın organlarının pazar günkü sayılannda Başbakan Margaret Thatcher'in Güney Afrika Cumhuriyeti'ne bir "banş planı" için özel bir temsilci yollayabileceği iddia edildi. Aynı kaynaklar, temsilcinin büyük bir olasıhkla Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe olacağını belirttiler. Sunday Telegraph gazetesinin iddiasına göre, Thatcher'in banş planı, şiddet olaylanna son verilmesini ve siyah liderlerle görüşmelerin başlatılmasını öngörüyor. İngiliz Başbakanı, ırkçı yönetime karşı ekonomik yaponmlar uygulanmasına karşı olduğunu daha önce açıklamıştı. Dailly Mirror ise, dünkü sayısuıda her ay 30.000 ton kömürün Güney Afrika Cumhuriyeti'nden gizli yollarla Ingiltere'ye sokulduğunu öne sürdü. Gazete, ülkeye gizlice sokulan kömürün fıyatının piyasa fiyatlarından iki kez daha ucuz olduğunu bildirdi. Mısır'da patlama Mısır 'da dinamit yüklü bir kamyonda meydana gelen patlamada 8 kisi öldü, 15 kisi yaralandı. Mısır polisi, patlamanın Kanire yaktnlarmda, NüNehriüzerindeki bir köprüden geçmekte olan kamyonun, bir arabayla çarpışması sonucu meydana geldiğini bildirdi. Portekiz'de iki Sovyet gö'revli sınır dışı ediliyor Portekiz hükümeti Lizbön'daki Sovyet Büyükelçiliği'nde çahşan iki görevliyi "ülkenin içislerine kabul edilemez biçimde müdahalede bulunduklan ve devletin güvenliğine zarar verdikleri" gerekçeâyk istenmeyen kişi ilan etti. Dışişleri Bakanhğı tarafından yapılan konuyla ilgili açıklamada VJadimir Galkine ve Guennadi Şiniev adındaki görevtilerin 3 gün içinde fiortekiz'den ayrılmalan istendi. Lima'da Honduras Büyükelçiliği'ne bombalı saldırı düzenlendi Peru'da terör durmuyor Sosyalist Enternasyonal, bir bildiriyle kanlı müdahaleyi kınadı. Peru hükümeti, Uluslararası İnsan Hakları Komisyonu'nun bağımsızca soruşturma yapmasını kabul etti. LİMA, (AP) Latin Amerika ülkelerinden Peru'da şiddet eylemleri sürüyor. Üç cezaevinde çıkan isyanın 300'e yakm ölüme yol açacak derecede kanlı bir biçimde bastınlmasınıri yarattığı gerginlik sürerken, başkent Lima'da Honduras Büyükelçihğine ve iktidardaki sosyal demokrat partinin dört binasına bombalı saldınlar düzenlendi. Bir terörist öldürüldü. Lima'da toplanan Sosyalist Enternasyonal ise cezaevi isyanının bastınlma yöntemini kınayan bir bildiri yayımladı. Peru polisince yapılan açıklamada, Honduras Bü^kelçiliğinin bahçesine bırakılan bombanın patlaması sonucu gerek elçilik binasında gerekse çevredeki binalarda ve araçlarda önemli hasar meydana geldiği, ama ölü ya da yaralı olmadığı beh'rtildi. Saldmyı herhangi bir örgüt üstlenmedi. Ancak elçilik binasının duvarlanna "Tnpac Amaru" adlı aşın sol bir terörist örgütün sembol ve sloganlannın çizilmiş olduğu dikkati çekti. Adı geçen örgüt ile geçen haftaki cezaevi isyanının düzenleyicisi "Aydınlık Yol" örgütü arasındaki son geUşmeler üzerine eylem birliği anlaşması sağlandığı kaydedildi. tktidardaki Sosyal Demokrat Parti'nin (APRA) Lima'da bulunan dört binasına da teröristler tarafından bomba atıldığı, binalarda hasar olduğu haber verildi. Polisin biri ölü olmak üzere, iki teröristi ele geçirdiği öğrenildi. Yapılan açıklamaya göre, devriye gezen polisler, bir lokantayı bombalamaya hazırlanan teröristleri görünce ateş açtılar. Üç kişi olan teröristlerden biri kaçmayı başardı. Yaralanan öbür ikisi hastaneye kaldınlırken biri yolda öldü. Öte yandan, ANKA'nın haberine göre, Peru'nun başkenti Lima'da toplanan Sosyalist Enternasyonal, toplantı başlamadan birkaç gün önce üç ayrı cezaevinde meydana gelen isyanın kanlı biçimde bastınlması olayına ilişkin bir bildiri yayımladı. Bildiride, isyanın bastınlma yöntemi ve çok sayıda can kaybı olmasından duyulan kaygı dile getirildi. Sosyalist Enternasyonal bildirisinde, Devlet Başkanı Alan Garcia'nın isyan olayıyla ilgili olarak Uluslararası tnsan Haklan Komisyonu'nun bağunsız bir soruşturma yapmasına izin verileceğini açıklamasından büyük memnunluk duyulduğu da belirtildi. Avrupa için rezervasyon yaptıran ABD'li turist sayısı yiizde 30 arttı NEW YORK, (a.a.) ABD'nin 15 nisanda Libya'ya düzenlediği saldından sonra Avrupa'da tatil yapma planlanndan vazgeçen Amerikalılann rezervasyonlannın yeniden arttığı bildiriliyor. Haziran a>ı içinde Avrupa'ya yapılan rezervasyonların yüzde 30 civannda anuğı ve sonbahara kadar Avrupa"yı ziyaret eden AmerikaJı sayısının daha da yükseleceği belirtildi. Turizm acenteleri, " u m u t verici" olan bu durumu, Ortadoğu kaynaklı şiddet olaylannın son ay içinde durulmasına ve Avrupa ülkelerinin fiyatlan düşürmelerine bağlıyorlar. Tayland'da protesto gösterileri Tayland'ın güneymde inşa edilen bir kimya fabrikasınm açılışmı protesto eden yaklaşık 50 bin gösterici, fabrikayu bir oteli ve çevredeki arabalan ateşe verdl Polis ve ordu birlikleri duruma müdahale ederek olaylann daha çok yayılmasını önledilerse de önemli derecede hasar meydana geldiği öğrenildL Dr. Med. FUAT AZİZOĞLU Çocuk Sağlığt ve Hastalıklan Uzmanı Muayenehane: Rumeli Cad. Huzur Apt. 2628 Nişantaşı Tel: 130 50 54 Ev: Kuyulu Bostan Sok. Gurel Apt. 58/2 Teşvikiye Tel: 148 52 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle