17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER SSCB, Libya'ya silah verecek Libya'mn resmi haber ajansı JANA 'nın büdirdiğine gore Sovyetler BirUği, "saldın tehlikelerine karşı koyması için'' Libya 'ya silah vermeyi kabul etti. JANA, Abdüsselam Callud'un Moskova ziyareti sonunda yaytmlanan ortak büdiriyi açıkladı. Ortak bildiriye göre, haziranın ilk haftasuıda yüksek düzeyde bir sovyet heyett' Libya 'ya giderek, ulkenin savunma gereksinmelerini inceleyecek. Ortak büdbide aynca, 6. Filo 'nun Libya açıklannda manevra yapması, ABD'nin terorizmi bâhane ederek, başka ülkelerin içişlerine müdahaU etmesi ve AET iilkelerinin Libya'ya diplomatik yaptınm uygulaması kınamyor. Callud'un Moskova gezisi arasında, SSCB ve Libya arasında 2000 yuma kadar sürecek ekonomik ve teknik işbiriiği anlaşması imzalandı. (AP) ATtNA, (AP) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, önceki gün parlamentoda yaptığı konuşmada, ABD'nin terorizme karşı, dünya jandarmalığını yapmak istediğini söyleyerek, terorizmle mücadele konusunda, BM gözetiminde bir uluslararası konferans önerdL BBC'nin haberine göre, Papandreu aynca, FKÖ'yü de savunarak Filistin gerillalannın eylemlerinin terorizm olarak nitelenemeyeceğini, Filistinlilerin topraklannı kurtarmak ve yurt sahibi olmak için savaşım verdiklerini belirtti. Yunanistan Başbakanı, ulusal kurtuluş hareketlerinin terorizm sayüamayacağını da sözlerine ekledi. Papandreu: ABD, dtinya Türkiye'yi tehdit jandarması olmak istiyor' eden Islami Cihadhn Halkın Mücahitleri'nin iddiası Papandreu, Filistinlilerin mücadelelerinin terorizm olarak görülemeyeceğini söyledi. 6 ALt SİRMEN Ü BUGÜN CUMHURİYET/3 ardında Iran var lece ABD, terorizme karşı mücaddede dünvanın jandarması olma yoluna girmiştir." Yunanistan, nisan ayında Libya'ya yaptınm uygulanmasına ilişkin AET kararım imzalamış, ancak Papandreu hükümeti daha sonra yaptığı açıklamada, ellerinde somut kanıt bulunmadığı için, Libya'ya yaptınm uygulamayacaklarım belirtmişti. Papandreu, muhalif milletvekilleri tarafından sık sık protesto edilen konuşmasında, terorizme karşı mücadelede Batılı müttefıklerin yaptırımlannı desteklemenin, Yunanistan'ı ABD'nin iradesi altına sokabileceğini söyledi. Beyrut'ta son 15 günün en kanlı çarpışmaları Beyrut'ta Sabra, Şatilla ve Burj El Barajni mülteci kamplanm savunan FiUstinlüerle Şii EMEL müisleri arasında önceki gün ve dün son iki haftanm en şiddetli çarpışmalan meydana geldi. Polis kaynaklan, çarpısmalarda 24 saat içinde 7 kişinin ölduğünü, 45 kişinin de yaralandığım bildirdiier. Böylece 19 mayıstan bu yana çarpısmalarda ölenlerin sayısı 40'a, yaralananlann sayısı da 267'ye yükseldi. (AP) Papandreu konuşmasında, ABD'nin nisan ayında Libya'ya düzerüediği saldırıya da değinerek, bu saldınyı "bir terörist eylem" olarak niteledi. Papandreu konuşmasını şöyle sürdürdu: "Reagan yönctimi, ABD'nin dışında işlenmiş suçlar için insanları tutuklamayı ve onlan ABD'ye götttrerek yargılamayı yasal hale getirmek istiyor. Böy Yunanistan Başbakanı şöyle dedi: "Biz, terorizmi desteklediğinden kuşkulanılan ülkelerin listesini yapmanın karşısındayız. Böyle bir davranış, dolaylı olarak büyiık devletierin çıkanna uygun bir dış poliüka iziemek anlanuna gelir." Ana muhalefet Kderi Konstantin Mitsotakis ise yaptığı konuşmada, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın Atina ziyaretini eleştirdi ve bu gezinin Yunanistan'ın çıkarları doğrultusunda olmadığını ileri surdü. Mitsotakis aynca, Papandreu hükumetinin güvenlik güçlerini zayıflattığını, bu nedenle Yunanistan'da terorizme karşı etkili bir mucadele verilemediğini söyledi. LONDRA, (a.a.) "İran Halkın Mücahitleri Örgütü", yurt dışındaki Türk temsilcilikİerine karşı eylem tehdidinde bulunan "tslami Cibad" terör örgütunün arkasında Humeyni rejiminin olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin Irak'ı desteklemekten vazgeçmemesi halinde yurt dışındaki Turk görevlilere saldın düzenleyeceklerini açıklayan "tslami Cihad"la ilgili iddialar, Iran Halkının Mücahitleri basın sözcüsü tarafından yapıldı. Sözcü Sarzın Haşimi, Anadolu Ajansı Londra Bürosu'na gelerek, "tslami Cihad" terör gnıbunun Avrupa'daki faaliyetleri ile eylemlenni yansıtan yanlı belgeler ve bilgiler verdi. Merkezi Beyrut'ta bulunan Humeyni rejimi yanlısı "Hizbullah'ın "eylem" kolu olduğu bildirilen "Islarni Cihad" grubunun, Tahran'ın istekleri doğrultusunda hareket ettiğini ileri süren Haşi mi, Avrupa'daki Iran elçiliklerinde çalışan personelin bazılannın "tslami Cihad" örgütü ile "organik b a | " içinde oiduğunu iddia etti. Sözcü, "Islami Cihad" teröristlerinin Avrupa'da Humeyni rejimi aleyhtarlanna karşı saldınlan sürdürdüklerini belirterek, şöyle dedi: "Humeyni, Türkiye'ye bir taraftan dostluk eli uzatırken, öteki eliyle de Türkiye'yi sırtından bıçaklayacak bir hançer rutuyor. Amacı, Iran Irak savaşına Türkiye'yi bulaşonnak.. Zira Irak Yumurtalık petrol boru hatünın tahrip edilmesi Humeyni için büyük onem taşıyor. Bu olduğu takdirde savaşın rüm seyri degişecek. Irak Kürtlerinin Humeyni tarafından silahlandınlmalan ve merkezi hükümete başkaldın ile Türkiye'ye sızarak eylemlere kanşmalan, hep bilinçli bir şeldlde pİanJanmış ince besaplardır. Türkiye'nin tranIrak savaşına sürüklenmesi için akla gelmedik her türlü terör yöntemlerine başvuruluyor. Iran, Saddam Hüseyin'i devirebilmek için Türkiye'yi alet etmek istiyor. Güneydogu Anadolu'daki bolücu ve aynukçılann arkasında kim var sanıyorsunuz? Avrupa'da kendisine muhalif olanlardan sonra şimdi sıra Türklere geldi." Halkın Mücahitleri sözcüsü, a.a. muhabirine bazı belgeleri göstererek, "Islami Cihad" teröristleriyle yakın işbiriiği içinde olan tranülann Bonn ve Paris büyükelçiliklerini merkez olarak kullandıklarını öne surdü. Sözcü, Iran Islam Cumhuriyeti Paris Elçiliği Müsteşan Gülamrıza Haddadi ile tran radyosu muhabirleri Mesud Hendi ve Shafi adlanndaki kişilerin Avrupa'daki terör kampanyasının önde gelen üyeleri olduğunu da iddia etti. Gorbaçov: "Reaganla zirveye hazrnm" MOSKOVA, (Ajanslar) Soyyetler Birliği Komunist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, Kremlin'de Japonya Dışişleri Bakanı Sintaro Abe ile yaptığı görüşmede, önceden iyi hazırlanılması koşulu ile Başkan Reagan'la zirve toplantısına hazır olduğunu söyledi. Sovyet üderi, Sovyetler Birliği'nin 2. Dünya Savaşfndan sonra, Japonya'dan aldığı Kuril Adalan 1 nı ise iade etmenin söz konusu olmadığını biidirdi. Gorbaçov, Japon Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede, Başkan Reagan'la süahların kontrolü konusunda anlaşmak istediğini söyledikten sonra, zirve toplantısına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: "Sovyetler BirligTııin uzlaşmacı çözümleri gorüşmeye hazır olduğunu, ancak tek taraflı tavizlerverme yecegini söylemek iste Sovyet lideri, Japonya Dışişleri Bakanı Abe ile yaptığı görüşmede, Kuril Adalarını Japonya'ya iade etmeyeceklehni söyledi. rim. Zirve toplantısı, eger yaklaşım dognı olursa, Sovyetler'in toplantıya ilişkin istegi artniyetle algılanmazsa ve olumlu bir atmosfer >nratılırsa yararlı olur." REDDETTİ Mihail Gorbaçov, Japon Dışişleri Bakanı Sintaro Abe ile görüşürken, Abe, sözü Kuril Adalan'na getirdi. Bu adalar, Sovyetler Birliği ile Japonya arasında en önemli anlaşmazlığı oluşturuyor. ya Savaşı'nın sonunda çozülmüştür." Abe ise, sorunun Japonlar için ulusal önem taşıdığını belirtti ve Gorbaçov'un konuyu yeniden düşüneceğini umduğunu söyledi. Bu arada, Gorbaçov, "yeni bir seçenek" sundu ve savaşta ölen Japonlann adalardaki mezarlarının, Japonlar tarafından Sovyet vizesi almadan ziyaret edilmesine izin vermeyi önerdi. Öte yandan siyasal gözlemciler, ABD'nin SALT2 anlaşmasını rafa kaldıracağını açıklamasına rağmen, Gorbaçov'un Reagan'la zirve kapısını açık tuttuğuna dikkati çekiyorlar. Gözlemciler, Gorbaçov'un dış politika gündeminde en önemli sonınun silahlann kontrolü anlaşması olduğunu, bu nedenle Reagan'la zirveyi iptal etmek istemediğini belirtiyorlar. Gorbaçov En önemli sorun silahnzlanma Helmut Kohl hakkında açılan soruşturmalar durduruldu Japonya, Sovyetler'in 2. Dünya Savaşı'ndan sonra aldığı Kuril Adalan'nı iade etmesini istiyor, Sovyetler Birliği ise bunu reddediyor. Abe, Gorbaçov'a Moskova'nın Kuril Adalan konusunda tutumunu değiştirip değiştirmeyeceğini sordu. Gorbaçov, bu soruyu şöyle yanıtladı: "Ortaya atmamanız gereken bir sonınu gündeme getiriyorsunuz. Adalar sorunu fkinci Dün Polonya Federal Almanya Başbakanı Halmut Kohl hakkında, Yeşiller Partisi'ne mensup eski milletvekülerinden Otto SchiÜy'nin başvurusu üzerine yalan ifade verdiği gerekçesiyle açılan tüm sorusturmalar durduruldu. Bonn Savcıhğı, Otto Schilly'nin başvurusu üzerine açıbnıs bulunan soruşturmanm "takipsizlikle" sonuçlandığını açıkladı. (a.a.) Güney Afrika'daki ırkçılık aleyhtarı gösterilerde siyahlarla beyazlar omuz omuza Irkçı yönetim, dîrenişi ezemiyor Güney Afrika'da ırkçılık aleyhtarı gösteriler, polisin müdahalesine rağmen durdurulamadı. Ülkede dün 7 siyah daha öldürüldü. JOHANNESBURG, (AP) Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ırkçı beyaz azınlık yönetimine karşı direniş büyüyor. Yönetimin ukçı uygulamalanna karşı, önceki gün yapılan protesto gösterilerine beyazlann da katıldığı bildiriliyor. Johannesburg ve Cape Town'da polisin siyah öğrencileri tutuklama oprasyonuna girişmesini protesto eden siyah ve beyaz üniversite öğrencileri önceki gün geniş çaph gösteriler yaptılar. Johannesburg'da aynca, poüse yeni yetkiler verilmesini protesto eden 100 beyaz kadın, kentte yüruyüşler duzenledi. Güney Afrika'da dün 7 siyahın daha öldurülmesi ile üç gün içinde öldunilen siyahlann sayısı 17'ye ulaştı. Johannesburg kentindeki Witwatersrand Üniversitesi'nde önceki gün yüzlerce siyah ve beyaz öğrenci ırkçı yönetimin uygulamalanna karşı protesto gösteri Dayunışma Uderlerinden Bujak tutuklandı 5 yıldır kaçak olan Bujak'm nerede ve nasıl yakalandığı bildirilmedi. VARŞOVA, (a.a.) Polonyada kapatılan Dayamşma Sendikası'nın onde gelen Uderlerinden Zbigniev Bujak tutuklandı. 1981'de sılyyönetim ilan edildiğinden bu yana kaçak olan Bujak'ın nerede ve nasıl yakalandığı bildirilmedi. Polonya resmi ajansı "PAP", "Bujak'm devleıi yıkmaya yönelik faaliyetlerde bulundugunu" duyurdu. Dayamşma Sendikası'nın geçici koordinasyon komitesinin başkanı olan Bujak'ın sembolik bir kişiük olduğu ve yakalanmasının sendikaya "psikolojik darbe indirdiği" kaydedildi. Dayamşma uderlerinden Lech Walesa da, Bujak'ın tutuklanması üzerine bir açıklama yaparak "en büyük yurtseverlerin ezildiğini ve vatana hıyanetle suçlandığım" söyledi. Dayanışma'nm bir sözcüsü, Reuter Ajansı'na yaptığı açıklamada, Bujak'm tutuklanmasına karşın faaliyetlerini sürdüreceklerini biidirdi. Şili'de öğrenciler polisle çatıştı Şili'nin baskenti Santiago 'da önceki akşam liseli öğrenciler ile polis arasında meydana gelen çatışmalarda 400 öğrenci gözaltına ahnırken, olaylarda bir kişinin ağır yaralandığı bildirüdi. GözlemcÛer, öğrencilerin hukümetin üseleri federal kontrolden çıkanp yerel kontrol alttna alma karannı protesto amacıyla gösteri düzenlediklerini bildiriyor. Avrupa füzesi havada patlatıldı Avrupa uzay roketi Ariane2'nin Fransız Guyanası'ndan önceki gün fırkıtılması işlemi, başansızakla sonuçlandL Rokerin firlatümasından birkaç dakika sonra alev aunası üzerine havada patlanldığı ve taşıdığı haberleşme uydusunun tahrip olduğu haber verildi. Uzaya 18. kez fırlanlması planlanan insansız uzay roketi Ariane'm uçuşlan dördüncü kez başansızlıkla sonuçlanıyor. BEYAZLARDA DİRENÎŞE KATILDI Güney Afrika'nın çeşitli üniversitelerinde polis, önceki gün ırkçıbğı protesto eden siyah ve beyaz öğrencilere cop ve gözyasartıcı bombalarla müdahale etti. leri yaptı. Polis, öğrencilere gözyaşartıcı bomba ve coplarla mudahale ederek 50 öğrenciyi tutukladı. öğrenciler buna rağmen gösteriye devam ederek bir polis karakolunu bastılar. Cape Town kentinde de yüzlerce öğrenci, polisin ırkçılık aleyhtarı gösteri yapan öğrencilere karşı giriştiği tutuklama operasyonunu protesto etti. Cape Town'da çok sayıda kişi tutuklandı. Johannesburg'da 100 kadar beyaz kadın, önceki gun Güney Afrika polisine olağanüstu hal dönemindeki kadar geniş yetkiler verilmesini protesto etti. Öte yandan ırkçı rejimin kuruluşunun 25. yıldönümu nedeniyle önceki gün binlerce NeoNazi, beyaz başkent Pretoria'da gösteri yaparak Botha yönetiminin reformlannı protesto ettiler. Cumhuriyet Bayramı'nda ırkçıhk aleyhtarlannın da çeşitli gösteri yüruyüşleri ile ırkçı uygulamaları protesto ettikleri haber Veriliyor. Irkçılık aleyhtarı gösteriler polisin müdahalesine rağmen durdurulamadı. Önce Limni sorunu, sonra J60 hava koridoru, ardından da Türkiye'nin NATO çerçevesindeki Ege tatbikatı ve Yunan Ordusu'nun alarma geçirilmesi, Ege'yi, zaten hiçbir zaman soğumamıştı ki, yeniden ısıtsın. Ama gözler bir kez daha, daha da dıkkatle çevrildi bu sıcak denize. Doğrusu Andreas Papandreu, içerde her türlü güçlüğünün panzehiri olarak gördüğü Türkiye sorununu çok iyi kullanırken, Ankara'yı da Ege'de iyice köşeye sıkıştırmayı becermiş görünüyor. Bir yandan ABD ile ilişkilerini ustaca kullanarak Limninin silahlandırılrnasını VVashington'a resmen kabul ettirme başansını gösteren Yunan Başbakanı, öte yandan öbür adalan da silahlandırmayı sürdürür ve Ege'de oldubitti üstüne oldubitti yaratırken, AET'de sürekli Türkiye'nin önüne engel olarak dikiliyor. Ve Andreas Papandreu'nun "usta!" politikası sonucunda şimdilik küçücük Yunanistan, koca Türkiye'yi Ege1 nin Anadolu kıyılarına hapsetmiş bulunuyor. Nereden bakılırsa bakılsın, Andreas, Türkiye'ye karşı politikasında çok başarılı görünüyor. Hele hele Kıbrıs'ta Rum tarafını uzlaşmazlığa iten en büyük gücün de PASOK'un önderi olduğu göz önünde bulundumlursa, Andreas'ın başansı daha da büyümüş görünüyor. Evet Andreas Papandreu, Türkiye karşısında çok başarılı bir politikanın uygulayıcısı gibi duruyor. Ama acaba gerçekten öyle mi? Acaba Papandreu çok ağır bir hesap yanlışı yapmıyor mu? Ergun Balcı arkadaşımız, perşembe günkü yazısında, Papandreu'nun Türkiye politikasının iç kökenlerini gayet açık bir biçimde anlatıyordu; Andreas'ın sozde sosyalist politikasının içyüzünü de. O yazıyı okuyunca insanın aklına ister ıstemez, "PASOK'un başkanı, daha ne kadar süre oyalama ve uyutma politikasıyla kendi seçmeni karşısında durumu kurtarabilir ki?" sorusu takılıyor. Gerçekten de kendi tabanının sosyal ve ekonomik istemlerini şoven bir gürültüyle boğmanın uzun erimde Papandreu1 ya ne kazandıracağını kestirmek oldukça güç. Eninde sonunda geniş toplulukların, "Türk tehlikesif'nin kendi istemlerini susturmak, kendilerinı uyutmak için uydurulmuş bir yutturmaca olduğunu anlamaları kaçımlmazdır. Hiç değilse. bu şoven çağrıya katılırken bile kendi istemlerini dile getirmeleri kaçımlmazdır. Yukanda sözünü ettiğimız olgu, Andreas Papandreu'nun çok ciddi bir hesap yanlışı içinde olduğunu gösterıyor. Bir yandan topluluklan aldatırken. onların ekonomik istemlerini geriye itip, kendilerine bağnaz, şoven türküler sunarken, Andreas Papandreu, faşizan güçlerin at oynatacakları bir alan oluşturuyor Yunanistan'da. Sosyalist etiketli bir önder için bu bir hesap yanlışı değil midir? Konunun dış yönüne gelince: Andreas Papandreu, taraflardan birinin köşeye sıkıştırıldığı, karşılıklı çıkarlara yanrt getiren bir uzlaşmaya dayanmayan savaşmama halinin gerçek bir banş olmadığını, bu durumun eninde sonunda patlamayla sonuçlanacağını görmüyor mu dersiniz? Kendinden beş kat fazla nüfusu olan koskoca bir ulkeyi yıllar yılı köşeye sıkıştırmak, Anadolu kıyılarına hapsetmek, her an patlamaya hazır bir barut fıçısı üzerinde oturmak değil midir? Böyle bir davramş, çok tehlikeli bir hesap yanlışının ürünü sayılmaz mı? Tarih, Ege'nin batı kıyısındaki küçük devletin, doğu kıyısındaki kendinden büyük devleti umutsuzca köşeye sıkıştırdığı anda neler olacağının örnekleriyle dolu değil mi? Son olarak Albaylar Cuntasının kışkırttığı Samson darbesi de boylesi bir köşeye sıkıştırma girişimi değil miydi? Ve de kaçınılmaz olarak her zaman olduğu ve olacağı gibi ters tepmemiş miydi? Tarihin bu derslerini dikkate almadan kurulan politıkalar, çok tehlikeli hesap yanltşları üzerine oturtulmuş olmazlar mı? Ege'de haklı ve kalıcı bir barışın, ilgili tarafların uzlaşmaları sonucu sağlanabileceğini görmemek olası mı? Eninde sonunda tarafların haklı ve kalıcı bir barışı sağlamak üzere oturup, konuşup uzlaşmalarının kaçınılmaz olduğunu bilmeyen var mı? O günü beklerken, bu sonucu gecıktirecek manevralarla Ege'ye kıyısı olan devleti köş«ye sıkıştırmayı öngören her girişimde, Yunanistan, bölgeye yabancı başka devletlere ödünler vermek zorunda kalmıyor mu? Atina, Limni'yi Türklere karşı silahlandırmak için ABD'nin desteğini sağlama manevrasıyla, kendi toprakları üzerinde Ege'de VVashington'a ödün vermiyor mu? Ellen Cumhuriyeti, AET içinde Türkiye'nin yoluna engeller dikmek isterken, ortaklanna kaçınılmaz olarak başka konularda ödünler vermek zorunda kalmıyor mu? Yunan politikası, Türkiye'ye karşı kazanılmış küçük küçük yengılerin karşıliğı olan odünlerle yüklene yüktene nerelere kadar varabilir kı? Doğallıkla bu soruların bir bölümünün yanıtlan yalnızca Ellenleri ilgilendirir. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yabancılara verdikleri ödünlerin hesabını yalnızca onlar yapacaklardır. Çünkü bu onların sorunudur. Ama Türkiye'nin Ege kıyılarında daha ne kadar süre hapsedilebileceği sorusuna, onlar kadar biz de yanıt aramak durumundayız. Çünkü Ege yalnız onların değil, aynı zamanda bizim de sorunumuzdur. Ortak sorunların ortak görüşmeler ve uzlaşmalar yoluyla çözülmemesi halinde neler olduğunu hep birlikte üzülerek yaşayıp görmedik mi? Andreas Papandreu'nun politikası, bütün bu öğelerı dikkate almayan, ince dengeden çok kaba rodeo politikasına benzemiyor mu? Ne dersiniz. Andreas Paoandreu usta politikacı mı? Papandreu'nun Yanılgısı... Sayın Doktor ve Eczacüann Dikkatine MANTAR ENFEKSİYONLARININ TEDAVİSÎNDE <OCERAL> ROCHE oksikonazol 3 YENİ DERMATOLOJİK ÜRÜN GENİŞ SPEKTRUMLU Pratik uygulama Geniş spektrum 1 Hızlı, etkin, uyumlu tedavi < Oceral»= TesciUi Marka < Oceral > Roche Krem < Oceral > Roche Pudra < Oceral > Roche Sprey Solüsyon GUNDE TEK UYGULAMA ROCHE MÜSTAHZARLARI SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle