19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1982 başlarında MHP'lilerin suç duyurusu üzerine, özellikle Ecevit'i hedef alan fakat aynı zamanda tüm CHP yöneticilerini kapsayan bir soruşturma açıldu Sonunda Savcılar Kurulu Ecevit'i ve CHP'yi akladı, ama karara yayın yasağı kondtu OrAn'daki evinde, çok yakın geçmişi konuşuyorduk... Buient Ecevit; "Benim için" dedi, "1980'den sonra baslatılan soruşlurmalar, kovuşturmalar ve açılan davalar birer 'kursü' niteligindevdi." Vurgulama do|ru>du. Buient Ecevit, 12 Eylul rejimi ve Turkiye'nin siyasal geleceğiyle ilgili fikirlerıni ve goruşlerini, soruşturma ve mahkemelerde açık biçimde söyleme fırsatını buldu. Siyaset yapması, konuşması, hatta yazması yasaklanmış bir siyaset adamı için soruşturma ve mahkemeJer elbette "açık bir kiirsu" niteliğinde olacaktı. Ne var kı açık duruşmalarda yapılan savunmalann yayımlanması, sıkıyönetim ve askeri müdahale döneminde bıle "serbest" oldu|u, yasaklanamâyacağı halde Ecevıt'in savunmalarından çoğuna fiili yayın yasaklan uygulandı. O yuzden, Turk kamuoyu Ecevit'in savunmalarından çoğunu bugune kadar öğrenemedi. 12 Eylül'den sonraki bu savaşımlarda Ecevit, ikı kez hapse girdi, bir kez tutuklandı. 12 Eyliıl sabahı "askeri yönetimın konuğu" olarak gönderildiğı Hamzakoy'da yargıyla canıştı. Bu tanışmadan sonraki aylar ve yıllar boyu yargıyla içli dışu bir yaşam surdü. Yıllarca hapishanelerde yatması olasılığının güçlendiği zorlu gunlerdi. Çoğu zaman ilgı beklediğı, eylemierine katılmalarını ıstediği çevresince yalnızlığa ıtıldı. Çoğu kez eskı partisi CHP'yi, özgurlukleri, halkın demokratik haklannı savunduğu için suçlandı, hapsedildi. Sıkıyönetim, Savcılar Kurulu'nun Ecevifi aklayan karannı yasakladı 1980 öncesi gezileri sırasında, Ecevit belirli merkezlerde toplantı saati geçtikten sonra konuşma yapmak zorunda kalmıştı Bu yüzden hakkında bir çok dava birikmişti Ecevit, Hamzakoy'da Silahlı Kuvvetlerin konuğu iken ifadesi alınmaya başladı. Ecevit hakkındaki bazı davalar ise 159. maddeyle 'Tıükümetin manevi şahsiyetini tahkir"le ilgiliydi Ecevit, 159. maddenin çok partili rejimde tek partili rejimden farklı yorumlanması gerektiğini savunamk, konuya yeni bir boyut getirmişti Mnrnın, L,nryoneıımı ve uyeıerı ıçın zuu u uşıun tuuıuyı ıçervn suç uuyumsunu, ıvoz uegenış uırasKer vesıvıı savcuar Kuruıu ınceıeuı Ecevit'in Hapishane Dönemi CÜNEYT ARCAYÜREK "Savcılar kurulu k a r a n u n bir ornegi sizde balonsa gerek" dıye ekledi. " N e yazık ki, yok efendim" dedim. Hayretle yuzume baktı: "Ben size bir kopyasını vereyim" dedi. Ankara'da sıkıyönetim kalktığına göre, artık bu yasadışı yayın yasağı da kalkmış demekti. Ama, yöneltilen iddia ve ithamlann kaçınılmaz gereği olarak, yazılı ifadesinde, 12 Eylül öncesi dönemle ılgılı kımi karşı ıddialarda bulunmaya zorlanan Ecevit, geçmişedönük poleraiklere şu sırada yol açmamak için, kendi savunmasım henüz yayımlamayı uygun bulmuyordu. Soruşturmaların açıldığı ilk günden beri bu karardaydı. Hele, geçen yıl bazı gazetecılerin, "Eski polemikleri veniden gHndemc getirrneye" ozen gösteren tutumundan sonra Ecevit bir söyleşımızde soylediğıne göre mecbur bırakılmadıkça hıçbir yayın organıyla şimdilık "geçmişi tartışma ortamına getirecek" göruşme yapmama yolundaki karannı yınelernışti. 600 sayfahk savunusunu ne zaman yavimlayacağını sorduğum zaman, "Bakalım" diyordu "giınu gelince." Haklıydı da... Çunku geçmişi surekli kötulemeyi meslek edinen kimi yazarlar, böyle bir fırsatı çok iyi değeriendıreceklerdi! Böyle bir yayının zamanı değildi, ortamı değıldi. Fakat, Ecevit, 600 sayfalık savunmasının "girış" bölumünün iki sayfasını yayımlamam için bana verdı. 25 Mayıs 1982 tarıhini taşıyan bu "giriş"te, Ecevit, gecmişimizin polemiklerini, tartışmalarını gündeme getirrneye zorlanmasından şu sözlerle yakınıyordu: Hapse ffiriş nedenleri bile duyurulmadı Ecevit'ın hapse giriş nedenleri bile kamuoyuna etraflıca duyumlraadığı, açık mahkemelerde verdiği ıfadelerin de yayımlanması engellendiği içm, Ecevit'in bu zorlu yaşam gunleri belleklerde birikim yapmadı. Yalnızca Ecevit'ın "bir Urihte hapsi girdigi" gıbi bir çizgi... Oysa, Buient Ecevit'in tek başına yaşadığı olaylar zinciri, bir bakıma demokratik rejime inananların çılesinı yansıtıyordu. Çok yonlu bu soruşturma ve davaların içeriği tarıhsel akışı içinde yazılmalı, Ecevit'ın yasadığı zorlu savaşım gunleri bir bütun halinde gunümuzde duyurulmalı ve belgesel nitelikte geleceğe aktarılmalı... Konuşmamız bu noktaya gelince, Ecevit sordu: "Nasü?" "Baştan sona, soruşturmalarla, davalarla birlikte, kişisel duygu ve eğilimlerinizi yansıtarak" dedim Ecevit'e. Başladık. Ecevit'in savunmasının bölünıü YIL 1979 Orgeneral Kenan Evren ve Başbakan Bulertt Ecevit, Genelkurmay\ta askeri torende... Ecevit hakkında davalardan birisi de Nevşehir Valisi ve Emniyet Müdürüne hakaret ettiği iddiası Ue açılmıştL Bu davanın açılmtş olması çok ilginçtL Çünkü o sıralar Mehmet Ali Ağca'ya sahte pasaportun Nevşehir Emniyeti'nce verildiği orîaya çıkmış bulunuyordu. ... 12 Eylul 1980 oncesıne ilişkın olarak Ecevit hakkında açılan davalardan bir kısmı, toplantı saatleri geçtıkten sonra yapılan konuşmalarla ilgilıydı. Ecevit, gezileri sırasında, onceden hesaplanmayan bazı durumlarla karşılaşuğı, saldırılara uğradığı \eya karşılamaya çıkanlarla rastlaştıkça otobusunu durdurup kısa konuşmalar yapmak zorunda kaldığı için, bazen, belirlı merkezlerdeki toplantılarına saatınde yetişememişıi. Fakat uzun süre bekleyen halkı hayal kırıklığına uğratmamak için, buralarda, yıne de konusma zorunluğunu duymuştu. O yüzden hakkında birçok dava dosyası birikmişti. Milletvekilligi sona erer ermez bu davalar birbiri ardına açıldı. Bunlarla ilgili ilk ifadeleri, Hamzakoy'da 'Silahlı Kuvvetler'in konuğu' iken alınmaya başladı. Bu davalar ıpahkumiyetle sonuçlaadı. Ama yasada öngörülen cezalar hafif olduğu ıçın, Ecevit, bu mahkumıyetler yuzunden hapse girmedi... ... 12 Eylul 1980 öncesine ilişkın davalardan bir kısmı ıse Ecevit'in, CHP muhalefetteyken yaptığı bazı konuşmalarda, 'hukumetin manevi şahsıyetını tahkir' ettiği ıddıasıyla, Turk Ceza Yasası'nın 159. maddesıne göre, ağır ceza ıstemleriyle açılmıştı. Bu davalar, 12 Eylul oncesi hukumetlerin, savcıları harekete geçırmiş olmasından kaynaklanıyordu. Anıak, dokunulmazlığı surduğu sırada, Ecevit, 159. maddeden yargılananıamıştı. 12 Eylul'de dokunulmazlığı kalkınca, Ecevit hakkında, 159. maddeye göre birbiri ardına, davalar açıldı. Ortaya şflyle garıp bir durum çıkıyordu: Ecevit'ın gecmişte 'tahkir' ettiği öne surulen hukumetler hakkında, askeri yönetim, Ecevit'in söylediklerinden çok daha ağır şeyler suylemekteydi. Hatta Ecevit'in söz konusu konuşmalarının hedefi olan Sayın Süleyman Demırel askeri yonetimce, başbakanhktan ındırilmişti. Istense, 12 Eylül'den sonra, bu davalardan vazgeçilebilirdi. Fakat askeri yonetim, Ecevit için, bu olanağın kullanılmasını ıstemedi. Bundan ikı amaç güduiuyor olabilirdi: 1. Ecevit'i uzun sure hapse mahkum ettirmek. 2. Ecevit'i, savunmaları sırasında, eski Demirel hukumetlerini eleştırmeye zorlamak ve kamuoyu önunde bunu istısmar edıp, 'Işte goriıyorsunnz, bu eski liderler hâlâ bırbirlerini kötuluyorlar' demek... Fakat Ecevit buna fırsat vermemeye, savunmalarında geçmişle ilgiii polemikler açmamaya özen gosterdi. Sonunda Ecevit, kendisinı bir havlı uğraştıran ve mahkumıyetle sonuçlanacak olsa toplam 1520 yıllığına hapse gırrnesine neden olabilecek bu davaların hepsinden aklandı. "... 12 Eylul'un geçmişle ilgili siyasal tartışmaları kapatması ısteniyordu. Oysa bu soruşturma o tartışmalarm bir ölçude yenıden canlandırılmasına isıer istemez neden olacaktır. Çunkti bu soruşturmamn malzemesım, Cumhuriyet Halk Partisi 'ne ve bana karşı yıllardır sağımızdan surdürulen kampanyadakı savlar oluşturmaktadır. Bu soruşturmada bize yöneltilen isnat ve ıthamlan belgelere dayanarak karşılarken, hiç istemedığimız halde, geçmışın bazı surtuşme konularım deşmek zorunda kalacağtz. Ama bunun sorumlusu bız olmayacağız. Karşı bir sağ partinin Mılliyetçi Hareket Partısi'nin avukatlannca, belki de muvekkillerı hakkındaki kovuşturmayı yumuşatmak amacıyla, 'suç duyurusu' goruntusü altında yapılan başvuru, hıçbir ciddı kanıta dayanmadtğı halde, ciddiye alınarak, başvuru tarihınden yaklaşık on ay sonra, benım hakkımda ve Cumhuriyet Halk Partisi yönettci ve uyelerı hakkında bir soruşturma nedenı sayılmıştır. Devleti kuran, ülkemıze demokrasıyı geıiren ve her zaman bunların koruyuculuğunu ustlenmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi, bir mahkeme karanna dayanılmaksızın kapatılışından aylar sonra, şimdı de böyle bir suç duyurusundan hareketle, yargılanmak istenmektedir. Ecevit 1982 baharında iki ay suren tutukluluk dönemini, Savcılar Kurulu'nun soruşturması ile ilgili yazılı ve sözlü ifadelerin hazırlığına ayırdı. Parti arşivine el konduğu için iki ay süresince Rahşan Ecevit dışarda kurduğu ekiple hergün belgeler toplayıp Ecevit'e ulastırdı Kendımızt savunmak ıçın bizım soylemek zorunda kalacaklarımızın da başka partiler veya kışıler hakkında 'suç duyurusu' sayılmayacağını ve öyle ışlem görmeyeceğıni umarım. Benım öyle bir kastım yoktur. Bunu doğru da bulmam. Yasalara göre somut suç sayılan eylemler dışında, sıyasai partilerın veya uye ve yönetıcılerının tutum ve davranışiarı bir hesaplaşma konusu oimak gerekırse, bu hesaplaşma bence, demokrasıye ara venlmış bir dönemde, siyasal nıtelikteki soruşturmalar ve davalar yoluyla değil, demokrasinın ve demokratik hukuk devleti kurallarının eksıksız ışledığı bir ortamda ve halktn hakemlığınde yapılmalıdır.'' CHP'nin ve Ecevit'in aklamşı Kapatılan CHP'nin yönetıcı ve uyeleri hakkında soruşturma açılması için Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nca 22 Ocak 1982 guntt emir verildi. Soruşturmayı, Ankara Sıkıyönetim KomutanüğYna bağlı geniş bir asker ve sivil savcılar kurulu yüruttu. Soruşturma dokuz ay sürdü ve sonunda, kovuşturmaya (dava açılmasına) yer olmadığına karar verıldı. Soruşturma, Milliyetçi Hareket Partisi avukatlannın, 25 sayfalık bir dılekçe ekindekı 79 sayfalık suç duyurusu uzerine açılmıştı. Suç duyurusu CHP eski Genel Başkanı Buient Ecevit'le birçok CHP yönetıcileri ve uyelen hakkında toplam 211 itham ve iddia içerıyordu. MHP avukatlannın bu suç duyurusu, "gereği için", Devlet Başkanı ile tek tek öteki Mılli Güvenlik Konseyi uyelerine ve Ankara Sıkıyönetim Komutanı'na; "bilgi için" de, Basbakanlığa, Milü Savunma ve Içişleri Bakanlıklarına, Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterlığine, tum ordu komutanhklarına; aynca, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile Guney Denız Saha Komutanlığı'na göndenlmışti. Soruşturma başladıktan ve olasıdır ki, sonuç alınamayacağı anlaşıldıktan sonra. kimi MHP'lıler, askeri savcılığa, bu dilekçenin "suç duyurusu" olarak verilmediğini bildirmışlerse de dilekçede, açıkça "suç duyurusu" ıfadesı yer aldığından, savcılık, soruşturmavı surdurdu. Nıtekim, M H P avukatlannın dilekçesi şu paragrafla son buluyordu: '' Turkeş ve arkadaşları, adaletı adeta bir gafîl avlama sanatı olarak anlayan savcılık ekibinin çöp sepetınden çıkarttıklan, usulsiiz aramada bulduklartnı ıddia ettiklerı, imzasız belgeler dolayısıyla idam talebı ile yargılamrken, herşeyi Turk mılletmin onunde ve Turk ordusunun gozunun ıçıne baka baka yapan CHP veyan kuruluşlarının takibattan varesıe tutulmalan, yuce Milli Güvenlik Konseyi'nın tarıh onundekı ıııbarım golgeleyecektir, endışesindeyiz. BU BELGEYIAYRICA SUÇ DUYURUSU OLARAK DA TAKDtMEDİYORUZ." Savcılık, dokuz ay suren soruşturma sırasında, Buient Ecevit'le Genel Sekreter ve CHP Genel Baskan Vekili rahmetli Mustafa Üstundağ'ın hem yazılı hem sözlu ifadelerini; aynca, CHP son Genel Yönetim Kurulu uyelerinin, TBMM'nin son donemindeki tum CHP'li parlamenterlerle daha eski CHP parlamemerlerınden bazılarının. CHP Gençlik ve Kadın Kolları yöneticılerının ve C H P orgut vonetıcılerınden bir kısmı ile kimi CHP uyelerinin sozlu ıfadelerinı aldı. Isnat olunan suçlardan bazılan zaman asımına uğradığı veya I974'te çıkanlan Af Yasası'nın kapsamına gırdiğı, >a da daha once soruşturma veya kovuşturma konusu olup aklanma ile sonuçlandığı halde, Ecevit ve otekı CHP'lıler, bu açılardan herhangı bir ayrım yapmaksızın ve ıtirazda butunmaksıan, tum ıddiaları bir bir yanıtladılar ve vanıtlarını belgelendırdıler YIL 1982 Ecevit "askeri koruma" altuıda Sıkıyönetim Mahkemesi'ne götürülüyor.» arkadaşlannın uzenne damlardan, pencerelerden kurşun yağdırıldı. Öldurülmelerı an sorunuydu. C H P önderı doğruca valilik bınasına gittı. Içerde Nevşehir Valisi ile Emniyet Muduru, vilayet bınasını boşaltıp kapıları kilitlemişler, olayları pencereden seyrediyorlardı. Ecevit, "devleti anyordu", Ankara ile telefon bağlantısı kurmak, hükumete dunımu bıldırmek ve kesın onlemler almak ıstiyordu. Fakat vilayetın kapısını açtırmakta bile zorluk çekmjştı. Kapıyı açtırdıkıan sonra da valıden ve emniyet mudurunden gereken ilgiyı göremedı Ecevit'e göre, bu davanın açılmış olması çok ılgınçti. Çunku, o sırada, Mehmet Ali Ağca'ya sahte pasaportun, Nevşehir emnıyefince verildiği ortaya çıkmış bulunuyordu. Ecevit'ın hakaret ettiği öne surulen valinin ve emniyet mudurunun kusurlu davranışiarı ise, gazetecilerın gozleri onunde yer almıştı. Kaldı kı Ecevit'e atfedılen sozlerde hakaret sayılabılecek bir şey de yoktu. Ecevit uzun suren bu davadan da beraat ettı. rusunun kapsamı içine gırıyordu. Aynca ne anlama geldiği anlaşılmayan bazı ıddialar da bulunuyordu. Omeğin, Ecevit'in, gençliğınde, Hint klasık dılini Sanskrit çalışmıs olması, "bölucu"lüğune bir kanıt olarak gösterıliyordu. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nda, asker ve sivil savcılardan oluşturulan genış bir savcılar kurulu, bu iddialarla ilgili olarak açılan soruşturma çerçevesinde, aylarca, Ecevit'in, tum CHP genel merkez voneticılerinin, son dönemdeki tum C H P parlamenterlenrün ve CHP orguturfden pek çok yönetıcının ıfadelerinı aldı. Ecevit, 1982 baharında ıki ay suren tutukluluk dönemini, bu soruşturma ile ilgili yazılı ve sozlu ıfadelerinın hazırlığına ayırdı. Bu hazırhğı yaparken buyuk teknik guçluklerle karşı karşıyaydı. Çunku, tutuklu bulunduğundan, kendi arşivine erişemiyordu. Partı arşıvine el konulduğu için oradakı belgelerden de >ararlanamıyordu. O ıkı ay süresince, eşı Rahşan Ecevit, dışarda kurduğu ekiple, hemen her gun, belgeler toplayıp Ecevit'e ulastırdı. Ecevit, hazırladığı yazılı ıfade musveddelerıni eşine ulaştırıp, dışarda temıze çekılmesinı sağladı... Ecevit, yaklaşık 600 sa>fa tutan yazılı ifadesini, bir kıtap sistematiğı içinde hazırladı. Ecevit, tek parti döneminde 159 farklı yorumianır' diyordu ... Bu kategoriye giren davalardan birınin duruşmasında, Ecevit, 159. maddenin, çok partili rejime geçildikten sonra. tek partilı rejim donemindeki gıbi yorumlanamavacağını ve uygulanamayacağını, çunku, tek partili rejim döneminde, 'iktıdar devlet hukumet' kavramlannın ıç içe geçtiğinı, birbırinden kolay ayırt edılemedığini, fakat çok partili donemde bu kavramların birbırinden ayrılması gerektiğini, aksi halde, muhalefetin iktidarı eleştiremez duruma duşebiieceğini one surdu. Ecevit'ın mahkemece de makul karşılandığı anlaşılan bu gorüşu, o sırada, basının 'çekingenlıği' nedenıyle, kamuoyuna ve hukuk çevrelerine yeterince duyurulamadı. Ecevit, 159. maddeyle ilgili goruşlerını 14 Ocak 1982 gunu Ankara Dörduncu Ağır Ceza Mahkemesı'ndeki savunmasında açıklamıştı Ecevit hakkında, 12 Eylul öncesine ilişkin olarak açılan ve yukardakı iki kategorinin dışında yer alan dava ıse, Nevşehir olayı iie ılgilıydi Nevşehir Valısıne ve Emniyet Mudurune hakaret ettiği iddiasıyla. 12 Eylu 1980'den sonra hakkında dava açıldı CHP'li bir grup parlamemerle oldurulen Nevşehır CHP II Ba>kanının cenaze torenıne gıtmıştı. Cenaze töreni sırasında, Ecevit ve Ecevit'e suç dınurıısunda 200*ü aşkın iddia 1982 başlarında, Millıvetçi Hareket Partılilenn suç duyurusu u?erine, ozellıkle Ecevit'i hedef alan, fakat aynı zamanda tum CHP milletvekılleriyle yöneticilerini ve birçok CHP uvelerini de kapsayan bir soruşturma açıldı. Bu soruşturma Ecevit'i en çok uğraştıran soruşturmalardan biri oldu. Savunmasım bir ara tutuklanıp gotıderildığı Ankara'dakı Askeri Dil Okulu'nda hazırladı. Suç duvurusunda ıkı yuzu aşan iddıa yer alıvordu. Iddıalar arasında, Ecevit hakkında, genel sekreterlığınden baslavarak. yanı 12 Eylul 1980 oncesi 14 yu boyunca, ılerı <urulmui butun ithamlar sıralanıyor ve bunlara yenıleri ekleniyordu. İddıa ve ithamlar başlıca uç konuda yoğunlaşıyordu: Ecevıt'in ve CHP'nın: 1 Demokratik sol hareketle komunızme yol açtıkları... 2. Şıddet e>lemlerinden sorumlu olduklan... 3. Bolucu akımları kışkırttıklan.. Ecevıı'ın 1960'larda TBMM'de soyledığı "doea yasalan' sozunden son vıllarda sovlcdığı sozlere kadar her şc\, sııı. du> ıırusunda. ağır ıtham ve ısnatlara konu olmuştu. Oarada, hıç so>lemedığı soz.er, kendısıne ya da partısine ait olmayan davranışlar da suç duyu Savcılar kurulu kararı bile vayımlatılmadı Sonunda, savcılar kurulu, ıleri surulen ıddia ve ıthamların tumunden, Ecevit'i, butun CHP'liIeri ve kuruluş olarak CHP'yi akladı, kovuşturmaya gerek olmadığı karannı verdi. Savcılar kurulu, CHP ve Ecevit hakkında o kadar olumlu sonuçlara varmıştı kı,.Sıkıyönetim Komutanlığı, yasal yetkilerini aşarak, gerek Ecevit'ın ve öteki CHP'lılerin ıfadelerıne, gerek savcılar kurulunun karanna yayın yasağı koydu. Hatta savcılar kurulu karannı Ecevıt'in avukatlannın gormesme bile izın vermedı. Bu yuzden, kamuoyu, Ecevit ve ötekı CHP'liler hakkında one surulen ıddiaları duymuş olduğu halde, neden ve nasıl aklanmış olduklarını oğrenemedı... Savcılar kurulunun karannı birlikte gözden geçiriyorduk. Bana dondu: "AiHak, çok sonraları" dedı. "su, Sa>ın Arcajiırek. savcılar kurulu kararının bir nushasını elde edebildiniz ve ben, bu kararı o sayede oku>abildim." SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle