25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ieçen hafta İBRAHÎM BODUR 1928'de doğdu. Lise öğrenimini Robert Kolej'de tamamladıktan sonra Amerika'da işletmecilik dalında niaster derecesini aldı. 1957 yılında sanayiciliğe atılan Bodur, halen çok sayıda sanayi kuruluşunun ortağı ve yöneticisi dunımunda. Bodur on yıldan beri tstanbul Sanayi Odası Meclisi'nin başkanlığını da ytirüttiyor. ortaklı firmalar, kurul uygulamalarmın kapsamı içine alındı. Maksat da kuçük tasarruf sahiplerinin korunmasıydı. Şimdi ortaya çıkan tabloya bakalım: Bazı firmalar gerekli düzenlemeyi yaparak kendilerini 100'den az ortaklı hale getirdiler ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun uygulamaları dışında kaldılar. Böylece bu firmalar, sermaye tezyidinde ve kaynak temininde, mali bünyeyi kuvvetlendirmede, dönem kârlannı işletme bunyesinde bırakma hususunda önemli bir imkân ve serbestiye sahip oldular. Sermaye Piyasası Kurulu'nun uygulamaları kapsamında kalan firmalar ise bunun sıkıntısını çekmektedirler. Çünkü artan sermayenin en az yansı kadar hisseyi, ortaklarına bedelsiz vermek ve yine kârlarının en az yarısım ortaklarına tahsis etmek durumundalar. Butün bunlar sözünü ettiğim firmalan, gerek mali bunyeyi kuvvetlendirme, gerekse kaynak yaratma konularında güç durumda bırakmaktadır. Konuya ortak yönünden ve ortağı mağdur etmeme açısından bakarsak, bu uygulama kısa vadede ortağın lehine gibi görünse de sonuçta aleyhine olacaktır. Çünku bir kuruluş özkaynağından kaynak yaratamıyorsa; gerekli yatırım DoUırda zirve bekleyişi Dolar geçen hafta içerde \e dış borsalarda yükseldi. Merkez Bankası kuru 654.25 lıradan 658.15 lira düzeyine gelirken, dış borsalarda haftaya 2.16 mark paritesiyle başlayan dolar, cuma günu kapanışta 2.21 marktan ışlem gordu Hafta ortasında I mayıs nedeniyle çalışmayan dış borsalar özellikle son gun Tokyo Zirvesi nedeniyle bekleyiş içine girdi. Haftanın birinci ve ikincı günlerı. 2.16 marktan işlem goren ABD Doları, tatilden sonra, once 2.20 marka yukseldı. İşlemlerin "sinirli" bir havada geçtiğıni ifade eden borsa gozlemcileri, "Kimse elindeki dolarla ne yapacağını bilemiyor. Herkes zirveden çıkacak kararları bekliyor" şeklinde konuştular. Dış borsalarda haftanın son günu buyuk çaplı alışverişler olmamasına rağmen, dolar yükselme eğilimini korudu ve zirveden oncekı son işlemlerde 2.21 marka kadar yükseldi. Geçen hafta dolar karşısında son dort yılın en yüksek değerine ulaşan sterlin de bu para birimi karşısında geriledi. Geçen Dolar (dövtzaJtş) 654.25 65745 65410 65050 65155 Nısan Mayıs 28 30 Türkiye'de bugünkü kredi maliyetleriyle yatırım yapmak çok zordur. Halka açık şirketlerde yüzde 50 kâr dağıtma zorunluğu ise özkaynakla yapılacak yatırımları sınırlamaktadır. Yatırım yapamayan bir şirket zor duruma düşerse, bundan sonuçta ortaklar da zarar görür. lan ve modernleştirme yatınmlarını realize edemiyorsa, yukarıda işaret ettiğim Sermaye Piyasası Kurulu uygulamalarmın etkisiyle mali bünyesini güçlendiremiyorsa, gelecekte ortaklanna kâr payı veremeyeceği gibi. tasfiye tehlikesiyle de karşı karşıya kalacaktır. Peki siz bu koşullar altında kendi grubunuzda, kendi şirketlerinizde yatınm yapabiliyor musunuz? Yapıyorsanız hangi kaynakları kullanarak yapıyorsunuz? BODUR Biz grubumuzda hem yeni yatırımları, hem de tevsi ve modernleştirme yatırımlannı sürdurme gayreti icindeyiz. Biraz ortaklarımızdan ve özkaynaktan, biraz da kredi kaynaklarından yararlanarak bir paçal maliyet oluşturup yatırımlara devam edıyoruz. Esasen ithalat karşısında iç pazarda paytmızı korumak, ihracatımın arttırmak için başka çaremiz de yok. 1985'de 6 milyar liralık yatınmı realize ettik, 1986 için de en az geçen yılki kadar yatırım planladık.. Peki Sayın Bodur, bu yatınmlar istihdamı ne ölciide arttıracak tipte yatınralar? BODUR Şimdi burada yeni tabirle ciddi bir ikilem karşısındayız. Bakın size bizim gruptan bir örnek vereceğim. Çanakkale Seramik Fabrikalan'nda bir işcinin ortalama yıllık maliyeti bir milyon liradır. Eğer biz grup olarak Çan'daki tesislerimizden 500 işçiyi çıkararak yerine üç milyarlık modenleştirme yatınmı vaparsak, hem uretim miktannı, hem de kaliteyi arttırınz. Ancak biz bunu yaptığımız takdirde, Çan gibi bir yerde 500 kişinin ışsiz kalmasının meydana çıkaracağı ekonomik, sosyal ve ahlaki sorunlar ne olabilir? Îşte bunu dikkatinize sunmak isterim. Tabii biz Kale Grubu olarak zor yolu seçiyoruz. Bir taraftan uluslararası maliyetleri yakalamak üzere pişirme suresinı % «aatten bir saate indiren yatırımları. hem de dovizin 700 lıra olduğu bir donemde realize edıyoruz. Diğer yönden de istihdam fazlasını, işletmenin başka alanlarında eriterek maliyetlerin şişmemesine çalışıyoruz. llk bakışta imkânsız gibi görünen bu uygulamayı surdürmekte kararlıyız. Esasen yıllardır uzerinde dur Dış rekabetle başetmek için yatirnn yapmak zorundayız Sayın Bodur. geride bırakhgımız ocak ayı başlanndaki sohbef timiz sırasında, "Gunümuzde Turkiye, > atınm konusunda buyuk hassasiyet göstermelıdır. Hem yeni yatırımlann yapılması, hem de mevcutlannın yenilenmesi gerekmektedir", demiştiniz. O tarihlen bu yana konnyu etraflıca göruşme fırsatı bulamadık. Şimdi bu gorıişunuzıi biraz açmanız mumkun mu? Turkiye'de yatırımı zonınlu kılan genel ve varsa ozd nedenler neter sizce? BODUR Evet Osman Bey, takvim yılı başında size özel olarak yaptiğım bu açıklama, günümüzde güncelliğini daha da arttırarak korumaktadır. Hatta yatırimlar konusunda Türkiye'nin mecburiyeti daha da önem kazanmıştır. Çünku bildiğımiz gibı. ihracatımızın önemli bir bölümune pazar olan Ortadoğu ülkelerinde tıkanıklık baş bariyle, rantı ve geriye dönüş hızı çok yüksekse ve yüksek faizlere rağmen alınan krediyi geri ödeme imkânını veriyorsa o zaman yapılabilir. Bu tabii bir hesap meselesidir. Bir de şu var tabii: şimdi memleketimiz beynelmilel rekabete açıldığına göre yatırım yapacak kişinin maliyette önemli bir faktor olan kredi maliyetlerini iyice hesaplaması lazım;dış ülkelerdeki kredi maliyetleri nedir, bizdeki nedir, yatınm yaparken buna da bakmak lazım. Şimdi dışardaki adam yuzde 67 faizle kredi alıp yatırım yaparken siz burada yüzde 57 faizle para alıp yatınm yaparsanız onunla rekabet şansınız da fazla olmaz.. Ulagay sordu, Bodur yanıtladv hafta sonunda 1.55 dolara kadar yukselen sterlin, hafta başında 1.52'ye, daha sonra da 1.51'e indi. Geçen hafta yeh karşısında yine varlık göstere,meyen dolar, haftayı 170 ile 169 yen arasında geçirdi. Dış borsalardaki gelişmelere paralel olarak içerde de Merkez Banjkası kuru önce 654.25 liradan 650.50 liraya düşurüldükten sonra, haftanın ortasından ba$layarak kademeli olarak 658.15 liraya getirildi. ; AUm fiyatkın geriledi Altın fiyatları, dış borsalarda guçlü dolar karşısında gerilerken, içeride de paralel yonde seyir izledi, ancak Cumhuriyet altını haftayı 100 liralık artışla kapattı. Dış borsalarda 342 dolarlık fiyatla başlayan altın, hafta ortasında 346 dolara kadar yükseldi, ancak 1 mayıs tatilinden sonra doların guçlenmesiyle altın fıyatlarında gerileme oldu \e haftayı 341 dolarlık bir fiyatla kapattı. Cumhuriyet altını ise hafta başında 52 bin liradan satılırken, hafta ortasında 52 bin 250 liraya kadar yükseldi. Ancak dun Kapalıçarşı'da 52 bin 100 liraya kadar geriledi. Dış borsalara paralel olarak fiyatı 7 bin 580 liradan 7 bin 640 liraya kadar tırmanan 24 ayar külçe altın da haftanın son günu 7 bin 600 liradan satıldı. Döviz borsalarında da Cmnhuıiyet Altsu 52 000 52.100 511i Ntsan Mjyis 20 29 30 Türkiye pazarmdan pay kapmak isteyen ülkeler blrkaç yıl ehven fiyatla mal göndererek yerli sanayü devre dışı bırakmak isteyecek, ondan sonra memlekette kendilerine rakip kalmayınca, istedikleri malı istedikleri fiyata satma yoluna gideceklerdir. Bunu önlemek için Türk sanayü her zamankinden daha fazla yatırıma muhtaçtır. göstermiştır. Bu gelişme de yatırımlarımızı yenilemek suretıyle Batı ülkeleri pazarlanna girmemizi zorunlu hale getirmiştir. Şimdi suaIinizdeki sıralamaya uyarak evvelemirde, memleketimizde yatınmı gerekli kılan klasik nedenleri kısaca saymak isterim. Bildiğiniz gibi, memleketimızin nüfusu her yıl yuzde 2.5'tan daha fazla artmaktadır. Bu gelişme sonucunda her yıl sofraLanmıza bir milyon kişi ilaveten oturmaktadır. Hiç şuphesiz istihdamda olsun, eğitim ve sağIık hizmetlerinde olsun bunun etkisi gorülmekte; tarlaya, fabrikalara, okullara ve sağlık kuruluşlarına yuz binlerle ifade edilen muracaatlar gelmektedir. îşte bu nufus artışı, klasik yatırım sebeplerinin başında yer almaktadır. Aynca, özellikle son altı yıllık dönemde uygulanan ekonomik politika, Türkiye*yi sanayisiyle olsun, tanmıyla olsun Batı ulkelerinin ekonomilerine entegre etmeyı hedeflemektedir. Bu durum da memleketimizdeki mevcut yatırımların hem geliştirilmesini, hem de sözunü ettiğün iilkelerdekilere benzer şekilde modernize edilmesinı zaruri kılmaktadır. Bu arada, kalkınma ile birlikte refahın topluma yayılması. milletimizin her bakımdan daha geniş imkânlara kavuşturulması, medeniyetin nimeilerinden istifade ettirilmesi, uyguladığımız çok partili demokratik rejimin bir gereğidir. Îşte bunun da gerçekleşmesi, öncelikle sanayimizin gelişip güçlenmesine bağlıdır. Böyle bir gelişme de ancak yeni yatırımlarla ve mevcutlannın modernleştirilmesiyle sağlanabilir. Peki, Sayın Bodur, yalırım konusuna ivedi olarak egilmeyi ge.rektiren ozel nedenler neler? BODUR Osman Bey, siz uzun zamandır ekonomi ile meşgulsünuz. Gerek memleketimizde, gerekse dış dünyada olup bitenleri 'izliyorsunuz. Bildiğiniz gibi, dünyada bir pazar kavgası mevcuttur. özellikle gelişmiş ulkeler, her fırsatta karşı çıkıyormuş gibi göründukleri himayecilik politikasını, kendi ülkeleri bakımından en guzel şekilde uygulamak suretiyle, gerek tanmlarını, gerekse sanayilerini korumakta ve gelişmekte olan ülkelerin pazarlarından pay kapmaya çalışmaktadırlar. Memleketimizde ise özellikle son uç yıllık donemde "terbiye" sistemi adı altında geniş bir ithalat politikası uygulannıaktadır. Bunun sonucunda da ülkemiz. hem gelişmiş İthalatın bir plan dahilinde serbestleştirilmesine karşı değilim. Ancak meslek odalanna danışılmadan, Ankara'da bir adamın eline kalemi alıp fonları düzenlemesine karşıyım. Bu haksız uygulamayla yalnızca sektörler arasında değil, aynı sektördeki firmalar arasında bile farklılık yaratılıyor, haksız rekabete yol açılıyor. İç pazardV yapılan yatınmı hızta geri döndürecett ve yüksek kârlar sağlayacak alanlar var mı hâlâ? BODUR Böyle sahalar pek kalmadı. Ancak alsat işleri yapılabilir böyle yüksek faizlerle. Sanayi yatınmı ise mümkün değil.. O halde yatınm için nasıl kaynak bulunacak? BODUR Dış kaynak, dış kredi kulianın denıyor ama sürekli paramızın değeri duşerken o da pek çıkış yolu değil. O zaman yapacağınız iş, ortaklara başvurmak, yani sermaye tezyidine gitmek. Ama orada da buyük bir sorunumuz var.. Oradaki sorun nedir Sayın Bodur? BODUR Bildiğiniz gibi, memleketimizde, küçük tasarrufları özendirmek maksadıyla bir Sermaye Piyasası Kurulu oluşturuldu. Bu kurulun temel hedefi son derece iyi tespit edildi, 100'den fazla Sovyetler Birliği'ndeki nükleer kaza etkili oldu. Kazanın Sovyet tahıl uretimini etkileyeceği varsayımından hareket eden altın spekülatörlen, "Eğer Sovyet tahıl üretimi azalırsa, altın satması kaçınılmaz olacak" dedıler. Dış rekabete ayak uydurmak için modernleştirme yatırımları zorunlu, ama bu, işçinin yerine makineyi koyma sonucunu doğurabiliyor. Modernleştirme yatırımına yönelen sanayici bu ikilemi de düşünmek ve atıl kalan işçisine yeni iş alanlan yaratmak zorunda. duğum "istihdamını konıyan ve genişleten işletmelere hükümet destek olmalıdır" şeklindeki goruşumun kaynağı da budur. Yeni yatınmlar konusunda hükumetimizin kaynakları sınırlı. Yani nufus artışına paralel bir istihdam oluşturabilmesi mumkun değil. Bir yandan da bizi ithal mallarının rekabetine, hem de uygulamada firma bazında ayrıcalıklar getirmek suretiyle, açıyor.. Anladığım kadar ithalâtı serbestteştrrme uygulamasında ban noktalara karşı çıkıyorsunuz.. BODUR Tamam, ben işin prensibine karşı çıkmıyorum ama sektörler arasında, hatta aynı sektördeki firmalar arasında yapılan farklı uygulamalara karşı çıkıyorum. Bir sektöre yuzde 70 koruma sağlanırken bir diğerine yuzde 5 koruma sağlanıyor. Bir defa sektörleregöre bunu iyi tespit etmek lazım. tkincisi, aynı sektör içinde, aynı malı ureten fırmalar arasında fonlarla farklılık yaratılıyor, haksu rekabete yol açılıyor. Bunun çaresi fon uygulamasının mesleki kuruluşlara danışarak, odalarla görüş alış verişi sağlanarak yapılmasıdır. Ahmedi, Mehmedi suçlamıyorum, ama Ankara'da bir adam alıyor eline kalemi, birilerinin söylediğine göre yahut kendisine gelen bilgiye göre yazıyor kararnameyi. ondan sonra tut tutabilirsen, yap yapabilirsen. Bu tabii olmuyor. Duzenleyici ve yol gösterici olması gereken devlet bu fonksiyonunu yapmamış oluyor.. NELER OLDU? Domates üreticileri yakındı Bursa, Balıkesir, Çanakkale ilçelerindeki salçalık domates üreticileri, fabrikalann oyununa geldi. "Borclanmız ödemnezse üretİB yapmayu" diyen üretidlerle yazıL anlaşma yapan ve üretim hazırhklannı başlatan salça fabrikaJannın 1985'ten kalan 1 milyarlık borcu ödemedikleri bildirildi. Mustafa KemaJpaşa Ziraat Odası Başkanı Osman Ünal, üreticinin zor durumda olduğunu belirtcrek, "Hayvajılanıııızı, traktörümüzu satük, taıteya gireBtryoruz"dedi.Vanlananlaşmaya göre salça fabnkalan nisan ayı sonuna dek tüm borçlannı ödeyecekler. Yeni uretim sezonunda almayı vaat ettikleri domates bedellerini verdikleri süre içinde ödemezlerse icraya başvurulabilecekti. Bunun üzerine domates üreticileri yeni sezon için hazırlıklara başlamışlardı. Ancak geçen günler içinde salça fabnkalan 1985 yıhndan kalan b o r ç l a n n ı bugüne değin ödemediler. Martta ihracat geriledi Mart ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, ihracaun 500 milyon dolar dolayında, ithalatın ise ham petrol dışında 450 milyon dolar düzeyinde kaldığını gösteriyor. DtE yetkilileri, ihracat ve ithalat rakamlarının kesin sonuçlann alınacağı önümüzdeki bir iki haftalık sürede artacağını, ancak mevcut bilgilerın ışığında ihracatın bu yılın önceki ayları ve nisan 1985'in altında kalmasının beklendiğini bildirdiler. thracat, nisan 1985'te 616.9 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Türkiye'nin ihracatı 1986 yılında özellikle ham petrol fıyatlanndaki düşüş nedeniyle Ortadoğu pazarlannın sıkısması sonucu azalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bulunuyor. (ANKA) Macaristan'dan 160 milyon dolar Türkiye, enerji ve makina sanayünin kalkınmasınaa kullanılmak amacıyla Macaristan'dan 160 milyon dolar kredi sağladı. Kredinin 30 milyon dolarlık bölümünün kullanım esaslan belirlendi. Turk hükümeti ile Macaristan Halk Cumhuriyeti hükümeti arasında imzalanan kredi anlaşması Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Anlaşmaya göre, kullanım esaslan belirlenen 80 milyon dolarlık kredi, Macaristan'dan ithalat yapılmasında kullanılabilecek. Kredi yalnızca Macar ve Turk şirketleri kuruluşlan ve kurumlan arasında sonuçlandınlacak. Ticari sözleşmelerin finansmanı şeklinde kullanılacak. Kredinin herhangi bir yerel masrafın finansmanında kullanılması mümkün olmayacak. (».a.) Batı pazarlarında gerçekten rekabet etmek istiyorsak, yatırımlarımızı hızla arttırarak tesislerimizi modernize etmemiz gereklidir. Istihdam sorununu çözme açısından gerekli olan yahnmlar dış rekabete ayak uydurma açısından da vazgeçilmez bir önem kazanmıştır. ülkelerin, hem de politik fiyat uygulamayı gelenek haline getiren bazı belli ülkelerin malları için adeta bir pazar haline gelmiştir. Şimdi bunu belirtirken, hiçbir şekilde "gümruk duvarlan arkasına çekilerek istediğimiz malı istediğimiz fiyata satalım" demek istemiyorum. Ne var ki, henuz 3035 yıllık bir geçmişi bulunan genç Turk sanayiinin boyle bırdenbire hiçbir maliyet hesabı gözetmeyen bazı ülkelerin, politik fiyat uygulayan ülkelerin sınayıleri karşısında korumasız bırakılmasını da doğru bulmuyorum!.. Yani bunlarla rekabet edebilmek için... BODUR Evet, konumuz yatırım olduğu için şimdi oraya geleceğim. Memleketimize bu kadar bol ithal malı geldiğine göre, bizim de sanayici olarak bu gehşmeyi gözden kaçırmadan, bunu bir özel neden sayarak hem yeni yatırımları, hem de mevcutlarının tevsiini realize etmemiz gerekir. Çunkü, memleketimizin pazarmdan pay kapmak isteyen ülkeler, bize daha birkaç vıl ehven fiyatla mal göndererek, yerli sanayü de'vre dışı bırakmak isteyecektir. Ondan sonra fiyatlannı istedikleri gibi yükseltecekler \e memlekette rakip kalmadığı için de, bu defa onlar istedikleri malı istedikleri fiyatla satabileceklerdir. Îşte yukarıda kaydeuiğim ozel nedenden oturu, Türk sanayicisi bugun, her zamankinden daha fazla yatınma muhtaçtır, hatta yatırıma mahkumdur. Dışa açılma olayı, hem iç pazarda hem dış pazarda rekabetle karşı karşıya gelme olayı Türk sanayü için yeni yatınmı bir zorunluluk haline getiriyor diyorsunuz. BODUR Tabii, tehlikenin büyuğü de dış pazarlarda... Turkiye, ithalatın genişlemesinden öturü iç piyasada ne kadar sıkışmışsa, dış pazarlarda da önemli tehlikeyle karşı karşıya... Siz gayet yakından bilirsinız, memleketimizin altyapısı, sanayide temel girdi olan enerji, bir başka girdiyi teşkil eden kredı maliyetleri, etkisini hâlâ sürdüren enflasyon, KİT'lerin ekonomiye olumsuz etkisi, gelişmiş ülkeler karşısında önemli dezavantajlardır. A>Tica sanayicimiz, urettiğinin bellı bir miktarını memleket içınde satabilmelı İci, paçal maliyeti bularak ihracata yeterli ağırlığı verebilsin. Böyle olmasına rağmen, siz.memleketin iç pazarını ithal mallarıyla doldurarak, sanayiciyi zor dunımda bırakırsanız uretim de ihracat da duşecektir. Îşte, memleketimizde yatınmı ve modernleştirmeyi mecburi kılan bir başka özel sebep de budur. Peki Sayın Bodur, gerek yeni yalmmlara. gerekse tevsi yatırımlanna bu kadar onem veriyorsunuz. Ama bildiğiniz gibi yalırım bir kaynak meselesi. Krediler ise hayli pahalı. Size gore sanayici yatırım yaparken bu faizlerle kredi kııllanmayı goze alabilir mi? BODUR Bugun carı olan kredi faızleriyle yatırım yapılamaz, genelde yatırım yapılamaz. Ancak yapılacak yatırımın ozelliğı iti Bankacılıkta Temel İlkelerden Biri de Güleryuzlü Hizmettir GARANTI BANKASI Japonya ile çifte vergilendirme Japonya ile Turkiye arasında çifte vergilendinnenin önlenmesini öngören anlaşmaya ilişkin görüşmeler bu ayın ikinci yansında Ankara'da başlayacak. Japon Sanayiciler Heyeti'nin geçen yıl sonunda yaptıklan ziyaret sonrasında hazırladıklan raporda Türkiye'nin yatınmcılan için yeni bir alan olduğunu belirtmesinden sonra Japon sermayesinin Türkiye'ye karşı ilgisinin dahai da arttığı gözleniyor. Nitekim,' Tokyo'da iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik olarak Japonya Türkiye Ekonomik Komitesi kuruldu. tki ülke arasında imzalanması öngörülen çifte vergilendinnenin önlenmesine ilişkin anlaşma da, ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çabalar çerçevesinde değerlendiriliyor. 1416 mayıs tarihlerinde Ankara'da yapılacak görüşmelerde Türk heyetine Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Altan Tufan'ın başkanlık etmesi bekleniyor. (ANKA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle