27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLERİN DEVAMI de 100 sorunun yanıtı için ter döktüler. Sınav sonuçlanna göre sadece 480 öğrenci Ankara, Izmir, İstanbul, Kayseri ve Gaziantep'teki fen liselerine yerleştirilecekler. Böylece fen liselerine girmek isteyen her 112 öğrenciden lll'i isteğine ulaşamamış olacak. Bugün saat 10.00'da başlayacak Resmf Anadolu liseleri iie özel Türk ve yabancı okulların sınavmda "Test1" ve "Test2" olmak üzere iki ayrı bölümde 100 soru sorulacak. 100 dakikalık süre tanınan soruların Test1 bölümü Türkçe (başan, yetenek) ve sosyal bilgilerden (tarih, coğrafya ve din kültürü) oluşurken, Test2 bölümünde matematik, yetenek, fen bilgisi ve yeteneği soruları yer alacak. 28 il merkezi ve Lefkoşe'de yapılacak tek aşamaiı sınav sonunda resmi Anadolu liselerine 7 bin 380, özel Türk ve yabancı okullarına da 9 bin 607 öğrenci girmeye hak kazanacak. 116 bin 381 öğrenci elenecek. 10 MA YIS 1986 Mînîkler büyük yarışta (Baştarafı 1. Sayfada) yapılıyor. Sınava 134 bin 436 ilkokul son sınıf öğrencisi katılacak. 7 bin 200 ortaokul son sınıf öğrencisinin katıldığı fen Iiseleri ikinci aşama sınavı da dün yapıldı. "Kıran kırana" sınavlardan ikisi art arda geldi. Jlk aşamasında 53 bin 858 öğrencinin yarıştığı ve 46 bin 658'inin elendiği fen liselerinin ikinci basamak sınavı dün sabah saat 10.00'da başladı ve binlerce genç 100 dakika için (Baştarafı 1. Sayfada) "Tiirkiye'de demokratik sağın Doğru Yol Partisi olduğunu, bunun dışında kurulacak partilerin başan kazanamayacağını" savunan DYP Başkanı, yeni partiye ilişkin görüşlerini şöyle acıkladı: "Ülkenin sorunlarını çözmek ve kucaklamak çok partinin ve aynı çizgideki kişilerin dağılmasıyla saglanamaz. Başarısız kalmaya mahkum bir girHmdir. Cindonık Hhan Selçuk yargılandı (Baştarafı 1. Sayfada) nen tahkir ve fezyif ediidiği" önc sürülüyor. 14 Mart günlü ilk yargılamada sorgusu yapılan Selçuk ve Gönensin suçlamalan kabul eımeyerek, "Kurtancı" başbkb yazının "bir durum saptamasj ve fikir beyanı" olarak değerlendirilmey gerektiğini bildirmişlerdi. Mahkeme, geçen duruşmada İsıanbul Hukuk Fakültesi öğretim uyelerinden Prof. Nevzal Gürelli, Prol. Erdener Vuncan vç Prot. Köksal Bayraktar'ı bilirkiM olarak tayip ederek, dava konusu •"Kurtana" başlıklı yazının "Heşliri sınırlan dışına çıkıp çıkmadıgının" bilirkişi heyetince tespitini istemrşti. Dava dosyasının inceleme için tespit edilen bilirkişilere gönderilmesine karşın inceleme tamamlanmadığı için bilirkişi raporu dün yapılan yargılamaya yetişmedi. Yazarımız İlhan Selçuk'ıın hazır bulunduğu ve başlaması gereken saaıten ikibuçuk saat gec başlayan yargılama. bilirkişi ranorunun beklenmesı için 13 Hariran 1986 Naaı 14.00'certelendi. POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Bizim Ölülerimiz. .. YARIN ULKEMIZIN EN BUYUK İŞ MERKEZİNİN TEMELİ BAŞBAKANIMIZ SAYIN TURGUT OZAL TARAFINDAN ATILIYOR ÜYÜ İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ'yle S.S. KARAKÖY PERŞEMBE PAZARI TÜCCARLARI TOPLU İŞYERİ YAPI KOOPERATİFİ'nin ortaklaşa yaptıracakları ticaret merkezinin temel atma törenine onur vermenizi rica ederiz. 11 Mayıs 1986 Pazar. Saat: 11:00 ı»\o TICARET MERKEZI ŞAYESINDE IŞ DÜNYAMıZ YENILENECEK, BÜYÜYECEK, GENIŞLEYECEK, Ülke ekonomisine, ticaret hayatımıza çok büyük katküan olan PERŞEMBE PAZARI yeni ve çagdaş bir işyeri için, Okmeydanı'ndaki PERPA TİCARET MERKEZİ 'nin temel atma töreninde buluşacak... Sayın Başbakanınuz, TURGUT ÖZAL TARAFINDAN iş dünyamız için, yeni atılımlann, yeni gelişmelerin temeU atüacak: PERŞEMBE PAZARI işverenleri, çallşarüan, işyerleri, işkollan, gelenekleri ile bir arada PERPA TİCARET MERKEZİNDE yaşayacak; ülke ekonomisine daha büyük katküarda bulunacak... Alt yapısından ulaşıma; sağlık, spor ve eğitim tesislerinden bankaya, sosyal tesislere, rekreasyon alanlanna PTT'ye ve ibadet etme olanaklanna kadar her özelliğiyle ülkemizin ve Avrupa'nın en çagdaş, en büyük iş merkezlerinden birinin temeli atüacak. Sahip olmaktan onur duyacagımız, Türkiye'nin yepyeni ticaret şehrinin temel atma törenine bütün kooperatif üyelerimiz, iş arkadaşlanmız ve dostlanmız davetlidir. Tarih: 11 Mayıs 1986 Pazar saat: 11:00 Yer: Okmeydaru Darülaceze Yanı Piyale Paşa Bulvan. PERPA •••4 fS\\ \w\ *•* TtüUffiTMKHOZl SINIRLI SORUMLU KARAKÖY PERŞEMBE PAZARI TÜCCARLARI TOPLU İŞYERİ PERM YAPI KOOPERATİFİ SİTESİ Ölüm üstüne yazmak ne de zor!.. Geçen yılın sonuyla bu yılın başında ne de çok dostu yitirdik!.. Her birinin anısı gözlerimizin önünde pırıl pırıl dolaşıyor. Arada rüyalarımıza girenler de var. Hepsi bizim için birer yıldızdı, mevsim 'kervan kıran' oldu. Ne diyordu şair,'... N'rye doğdun san yıldız, mavi ytldız... Evler yıkan, bellerbüken... Kervankh ran ^^^•••^^^^••İM •• Wdız. yıldız, yıldız hey!.. Dört şair arkadaşımız gitti: Muhteşem Sunter, Turgut Uyar, Metin Eloğlu. SabriAltınel:.. Bir ulu ozan: RuhiSu Baba... Eski gazeteci ve organizatör: Egemen Bostana... Bir öykücü ve yazar: Tezer Özlü... İki gazeteci: HayriAlpar, Aydın Emeç... Bir mimar ve ressam : Şandor Hadi... Şairler ve Ruhi Su Baba için önce yazmıştım. Şimdilik söyleyeceğim yeni şeyter yok, olursa ilerde scylerim. Egemen Bostancıyı daha çiçeği burnunda bir gazeteci iken tanıdım. Sonra dost olduk, hep aradı, aradım. Bir özelliği vardı, sevdiği insanları birbiriyle tanıştırır, kaynaştırırdı. Egemen aracılığıyla çok kişiyi tanıdım. izlenimlerimi ölmeden yazmıştım, şimdi kederiyle avunuyorum. Egemen'i 'Bir Kiraz Ağacı Olsaydım' adlı kitabında Semih Günver çok tatlı anlatıyor Ondan alınh yapacağım: "... Birgün Egemen Bostancı çıkageldi. Koca. kara sakalı, çocuksu bakışlan, mütebessim çehresi ile işini yürütmesini çok iyi bilen ve kolay dost edinen bir emprezaryo, bir şölen organizatörüydü. Bakanliğımızın desteğı ile gerçekleştirdiği programlann yürütülmesi ve sonuçlandırılmasında daima dürüst hareket etmiş, yabancı ülkeler hükümetlerine karşı bizi mahcup düşürmemişti. Bazen para kazanmış, çok defa da büyük umutlarla atıldığı kültür ve sana.t gösterilerinden başanlı olmasma rağmen zararlı çıkmış, fakat hiç renk vermemiş, gülümsemesinı muhafaza edebilmek iradesinı gösterebilmişti" Tezer Özlü Kıral, çok genç yaşta öldü. Ağabeyi Demir ve babası Sabih Özlü eski dostlarımdı. Bir kitabında Hayalet Oğuz'la yatan bir kızı anlatıyordu. Ben de Hayalet'in ölümünde olayı aniatmıştım. Karşılaştığımızda "Kızın adını neden açık açık yazmadın?" diye payladı. Kızın adını yazacak kadar yırtık değildim ama kızın adını her ikimiz de çok iyi biliyorduk. Gizlisi saklısı olmayan. her şeyi açıkta bir yazardı. Hayri Alpar'la Hürriyet'te birlikte çalıştık. Hürriyet içinde c yıllarda dalgalanmalar. klik çatışmalan vardı. Ne kadar aman geride kalalım dedikse de dalgalar bize çarpıyordu. Sonradan Nezih bütün kliklerin üstesinden gelerek başa oturdu. Hayri, o günlerde desteğim olmuştu. Bizden bir kuşak öncesi gazetecilerdendi. Vatan'da ve Dünya'da köşe yazarlığı etmişti. Fakat en büyük övüncü Türk Basın Bırliğı ile Gazeteciler Cemiyeti çatışmasıydı. Tek parti yönetiminin Falih Rıfkı'sını, Asım Us'unu yenerek bir örgütü oluşturmak, başına da Sedat Simavi'yi getirmek az beceri değildi. Şimdiki Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucularındandı. Aydın Emeç çok erken gitti. Hepimizi şaşırtması bundandır. Ölüm haberini duyduğum zaman ne yalan söyleyeyim şaka sandım. Aydın bu yaşta ölemezdi. Ölüm bana göre tezgâhını kurmuyor ki!.. Bir arkadaşım cenazesinde 'Bu yaşta öfen/et karşısında insan yaşamaya utanıyor' dedi. Acının büyük ağırlığında söylenmişti. Aydın, ölen yakınlarımızın cenazelerinde karşılaştımızda, "Baba namazdan sonra kaybolma, bir iki tek atanz" derdi. "Ulan her cenazede böyle yapıyoruz, sonra bizim cenazelerimizde de böyle yaparlar." Güler geçerdi. İTÜ profesörlerinden Şandor Hadi'nin ölümü de birden geldi. Ölmeden birkaç gün önce kardeşi ile evine uğramıştık. Ba; na Şandor'u Hadi tanıttı. O zaT man Sait Halim Paşa Köşkü'nü onarıyordu. Köşkü gezdirdi. Bir daha yolumuz uğradığında köşk hemen hemen bitmişti. Haldun Aksüt dostumla birlikte gezdik. Daha doğrusu Şandor bizi gezdirdi. Her eskiye yeni bir şey ekliyor gibi geldi bana... Şandor, şimdi anlaşılıyor ki. yaşamı boyu gizli bir mimar ve gizli bir ressammış. Adını erbabı dışında kaç kişi bilebilir ki? Tanıdığımda bu değerli özelliğini ben de bilmiyordum. Ancak öldükten sonra kendini açıkla; dı. Tarihten yola çıkıp şimdiye' ve geleceğe bir köprü kuruyor' muş. "Asıl ilke duvar sevgisiyle ilgili. Duvarı konuşturmak istiyorum" dermiş. Duvarları konuşturmak... Ne güzel deyim!.. Sokaklarda her gün duvarlarla haşır neşir olmaz mıyız? Duvarlar hepimizin sevgilisi değil midir? Bir sözü daha var, onu da söyliyeyim: "İnsanlann kurdukları ilk yapılara. çadıra benzer yapıya çağımızda yeniden dönmek hoşuma' gidiyor." (Arkosıl3. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle