15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 17 NİSAN 1986 Nazınv Zil, şal ve gülden başka anlatacak şeyi olmaması bir şair için ne hazinL 'Yahya Kemal İspanyol raksını yeterince duyamadan yazmış' 5 Nanm Hikmet, Adalet Cimcoz'un ısran üzerine Bedri Rahminin "Karadut" şiir kitabı hakkjndaki görüşlerini kâğıda geçiriyor ve Adalet Cimcoz'a gönderdiği mektupta, "Bunu arf seaia okunaa ifia yuayorum" diyor. Bedri Rahmi'nin, TOrkiye'nin cn iyi sairlerinden olduğunu belirten Nazun Hikmet, "Karadat" kitabında yer alan bazı şürlerdeki teknik aksaklıklara dikkat çekiyor. Bu arada "serbest şiir en müstebit şiirdir" görüşünü savunan Nazun Hikmet, şiirde vezin, ölçü ve disiplinin önemine değiniyor. Nazun Hikmet, jiirde disipün konusundaki görüslerini şöyk sttrdürflvon "Hatta ba ölçıi ve disiplinin bir başka çe$Mial, Ukta IteaJyet b*ki gdrüriu. Anula bdyfc bir fivk oİMan, Bes tfaH sdz dememize •uuıi ohır. Nesir a*a kartnda, n u l u m ihsaunu «na hattnda «yoram nznn vc kesiatfaiz aabıter kaliade ymaiır ve öyie oknrar. Şiir ise haagi veziak yazüırsa ynnhu, nıısnı kaHade vanlır ve öyie oknnur." lradi: Bendenizce, şiirin ayn sahası muhteva bakımından nesrin ayrı sahası yoktur. Her ikisi de aynı mevzuu, aynı hissi ele alırbr. Her ikisinin de kendine has imkânlan vardır, fakat bu imkân (farkı, şiire şu girmez. nesre bu girmezden degil de yukarda arzettigim teknik farkından gelir. Vani ölcu farkı, yani jazılış farkı, yani okunuş farkı. Mesela; sulaboya Ue yaflıboya farkı gjbi. "Kayıttıvezinli" şiirler. ornek istemez, fakat "vezinsizvezinli" şiirler hakfcında bir iki misal vereyim. Ele, Bedri'nin Karadut'unu alıyorum yine: Nazım'ın Bilinmeyen Mektupları (Adalet Cimcoz'a Mektuplar / 194550) Hazırlayan: ŞÜKRAN KURDAKUL Nazım'ın mektuplanndan secmeler ş Ritm ve vezin de çatlamalı Sayfa 5 satır 5: Çatlar mıydı bu yürek kahnndan kıyamadık. Bak, vezinsizligin >ezni burda "kıyamadık" sozune kadar mukemmel. Bedri, "Bu yurek çatlar mı>dı kahnndan..."dememiş. Buau bilerek dememisse çok guzel, çunku şekille, muhteva arasındaki birlik, uygıınluk, butun sanatlann esası olduğuna gore, burda bir kerre, "çatlar mıydı"ya basmak lazımdı, ki basmış. Bir ufak ses kusuru var: Yurek kahnndan, derken iki k'nin. yuregin sonundaki k iJe kabnndaoın başındaki k'nin yan yana gelmesi kakafoni yapıyor, diyebilirler. Bence hayır, bu iki k'nin burda birleşmesi, "çatlar mıydı"yı takviye ediyor. Çatlamanın bahis konusu olduğu yerde, ritm, vezin, ses de biraz çatlamalı. Bu mısraya itirazım: 'Kıyamadık' sözunıi, benim tekniğe gore kuyruğa almalıydı yani: Çatlar mıydı bu yurek kahnndan kıyamadık demeliydi, onun teknige gore ise laf gelmişken soyleyim, bu orfalana, kuyruk teknigini bizim şairler neden kullanmazlar aklımermez. Şimdi bir mesele daha, her satın; esas muhteva tutularak; o muhtevaya göre o satınn ritmi, ahengi, vezni, sesi, deyimi bulunarak işlemek yetmez, o satıria ondan önceki ve sonraki satırlar arasındaki münasebeti de ayarlamak, yine muhteva esas, ritmi, ahengi, sesi, vezni duzenlemek lazım. Bütün bunlardan başka, tempo meseiesini de göz önüne almak lazım. İmdi: Bendenizce, şiirin ayrı sahası muhteva bakımından nesrin ayrı sahası yoktur. Her ikisi de aynı mevzuu, aynı hissi ele aiırlar. Her ikisinin de kendine has imkânlan vardır, fakat bu imkân farkı, şiire şu girmez, nesre bu girmezden değil de yukarda arzettiğimiz teknik farkından gelir. Yahya Kemal Beyatb Yahya Kemal, Sinan'ın heykeli dikilene kadar yazmamalıydı Adalet. Ayın ikisinde yazdığın mektup ayın sekızinde elime geçti, postalann ayarsızlığı ben de bu yüzden sana gitgıde kısalıp tek satıra inen iki mektup daha yazmtf oldum ki, bir tanesi müdtininktinUn içindeydı Onları da alıp almadığınt rica ederim bildır. Seninle konufacak ne çok şeylerim var. Evvela senin mektubun mevzulannı ele alalım. Ben bu yılın üçüncü günü hastalandım. Üç gün yattım. Şimdi hâlâ kırıkhğım üstümde. Burnumu çekip duruyorum. Bu suretle, temenmnm birincisı maalesef gerçekleşmedi. Mamafl bu hastahk, Ote taraftan bir isteğini yerine getirmiş oldu. Çünkü üç gün üç gece fasüasız lirikleştim. Yüreğim su gibi hayatlı ve kir tutmaz oldu. îkinizi çok kerre birbirinize kanştırarak duşUndum. Benim için yan hastahk yan rüyada görülen yüzleriniz sadece aziz ve mübarektl Bay Behçet Çağlar'a gelince. Düşündüm, taşmdım ve hatırladım. Galiba Semiha vasıtasıyla, iki üç yıl Once kadar bana Abdülhak Hamid'in mi birfotoğrafının arkasına yazdığt bir mektup yollamıştL Ben de ona cevap vermiştim. Verdiğim cevap sorduğu suallerin cevabı olacaktı. Galiba o Yahya Kemal'den bahsediyordu, ben de ona ondan bahsettim. Yahya Kemal % beni lütfen iyi anla şair olarak değil USTA olarak, Türk şiirinin teknigine büyük hizmetler etmiş bir insan olarak. kendi tarzında ve zihniyetinde külturlü ve çok zevkli bir hoca olarak pek sever ve pek beğenırim. Ve bu taraflanm inkâr etmem ve edenlere karşı kavgaya hazırım. Fakat, sanatkârlığını atarsarn şairlıgu anlatabılıyor muyum, iki gözUm, ŞAlRLIĞt mtihun değıldir. Politika ve cemiyette tesiri ise, benim telakkime göre geri ve mürtecidir. Barbaros, büyük ve dirayetlı bir amiraldı, dehşetli bir korsandı. Fakat bu hazretin, benim Sevgılı Türkıye halkıma, o zamanki Osmanlı tmparatorluğu halkına diyelim istersen, büyük bir lyiliği dokunduğunu sanmıyorum. Ve hatta denizcüik tekniği bakımından da umumiyetle Osmanlı denızcılığinde ve dtinya denizciliğınde ne gıbı yemlıkler ve ılerı hamleler yaptığım biimiyorum. Tiıtup onun heykelim diktiler. Ve altına, Yahya Kemal'in mısralannı yazdılar. Benim istediğim Yahya Kemal, Sınan'ın heykeli dikıldıği gUne kadar hiçbır eski zaman adamı heykeline mısra yazmaması gereken Yahya Kemal'dL Bunu, biraz kabaca bir misal diye yazıyorum. Bu misalı alısıma da gönderdiğin şirin fotoğraf sebep oldu. Boylelıkle, kendısinı usta ve hatta çocukluğum ustası olarak saydığım, Yahya Kemal Beyatlı soy adına kitakse? düşündüklerimi sana bir kerre daha yazıyorum. Ve benim için kutü şeyler dUşunmemeni istiyorum („). Bu mektupta şiir bahsi bu kadarlık. Kafîyeyi ve daha bazı marifetleri gelecek sefere konuşuruz. Fakat Bedri'nin "Daha iyi şeyler meydana getiremem, acizim..." demesine fena halde içerledim. Ya bunu bir çeşit sitem diye söylüyor, yahut neler becerebileceğine gayet ciddi ve soğukkanlı konuşuyorumsahiden de aklı ermiyor. Bedri'deki şair kumaşı halis Bursa ipeğidir. "Türkçeyi biimiyorum" da ne kelime? Bedri, Japonca mı konuşur? Sadece tembel... Tembelliğine bahane bulmasın, kafamı kızdırmasın. Evet onun teknigine göre ise: Çatlar mıydı bu yurek kahnndan kıyamadık... demesi gerekirdi. "fruanın evveta so. . . sozu olacak, yani Uhamı... Sonra bu J*t töyknmeye değer oiacak... Sonrm..." Burda vezinsizliğin veznini "arkasından" bozuyor. Zaten deyim bir halk ağzı olduguna göre: Birbiri peşinden sahnıp gitmiş... denseydi, aklı kesiraneme göre daha muvafık olurdu. Bedri, tembelliğine bahane bulmasın Bu mektupta şiir bahsi bu kadarlık. Kafiyeyi ve daha bazı marifetleri gelecek sefere konuşuruz. Fakat Bedri'nin "Daha iyi şeyler meydana getiremem, acizim...." demesine fena halde içeriedim. Va bunu bir çeşit siiem diye soyluyor, yahut neler becerebiieceğine gayet ciddi ve soğukkanlı konuşuyorum sahiden de aklı ermiyor. Bedri'deki şair kumaşı halis Bursa ipeğidir. "Türkçeyi biimiyorum" da ne kelime? Bedri, Japonca mı konuşur? Sadece tembel... Tembelliğine bahane bulmasın, kafamı kızdırmasın. «.* 8.7.1948 (ucuncu mekıup) Yine işe şiirden tekniğinden konuşmakla baslayalım mı? Yoksa artık tıraş mı edıyorum? Fakat Allah beiasını versin huyumun, bir kerre başladığım şeyi, iyi kotu sonuna erdirmeliyim. Halbuki ne çok şeyler vardır ki, insan zaten farkında olmayarak başlamıştır ve sonuna erdirmeye çalışmak yalnız boş gayret değil, elde edilen netice bakımından komiktir de. Her ne hal ise ille şiirden konuşalım diye boyle bir ukela mukaddemeyi vesile yaptığımın farkmdasın. Kim bilir, belki seninle bunları konuşarak bir çeşit de muhasebe yapıyorum. Vezineiz şiir yoktur Şimdi bir mesele daha, her satın; esas muhteva tutularak; o mubtevaya gore o satınn ritmi, abengi, vezni, sesi, deyimi bulunarak işlemek yelmez, o satıria ondan önceki ve sonraki satırlar arasındaki munasebeli de ayarlamak, yine muhteva esas, ritmi, ahengi, sesi, vezni duzenlemek lazım. Butun bunlardan başka, tempo meseiesini de göz önune almak lazım. Boylelikle en vezinsiz denilen şiirler, baddi zatında en murekkep vezinli olur, bundan dolayı da verinsiz şiir yoktur. Sayfa 39, satır 22, 23: Bir tanesini kurtarmak için avuç dolusu zumrut vermişler kâr etmemis... Bu iki mısra, hem teker teker hem bir arada, hera vezin hem soyleniş bakımından çok kusuriu. Evvela, sanki öyle oluyor ki, üç kardeşten ille bir tanesini kurtarmak istemişler. Halbuki mesele, bir tanesini olsun, bir tanesini bile kurtaramadıklarında. Sonra, vezin de oimamış. Halbuki mesela şoyle denebilirdi: bir tanesini olsun kurtarmak için Zümrüt vermişler avuç dolusu kâr etmemiş... Daha da guzel çunkü bu da pek pariak olmadı bir şekil bulmak kabil. Fakat o zaman 21 ve 22'nci mısralann da veznini, deyimini değiştirmek lazım... Aynı sayfa, satır 24: Birbiri arkasından sahnıp gitmis. dugum "Enduluste Raks" isimli şiirinde. yedinci ve sekizinci, yani arka arkaya gelen iki beytin kafiyelerini şoyie tertipler: yurur gıbı öldurur gibı surrrıeli öpmeli. Yurur gibi ve öldürür gıbi, çifte yani redifli kafiyelerin hemen arkasından, yani gibılerin bıleri ardından surmelı ve öpmeli, yani li'ier... L'staı. redifli medifli, yani klasik, mukayyet kafiyelerie bu şiirini yazdıgına gore, arka arkaya gelen iki beytin kafiyelerini, mukayyet kafiye olmayan dı'ler ve li'lerie yapmamalıydı. Birinci beytin gjbılerinden sonra, ikinci beytin kafiyeleri sesli harfle bitecekse, daha kalın olmalı, yahut sessiz harfle bitmeliydi. Dedim ya butun bunları ustat benden çok iyi bilir, elbette bilir. Fakat şimdiden soyleyeyim ki herhalde tenezzul etmediğinden değil, belki daha ziyade bilgisini tatbık edememesinden. Lise kitapiarına henuz girmemiş olan kafiyeler: Kafiyesizligin kafiyesidir. Şair efendinin paktinde, bu bahiste, sayısız imkânlar vardır ki bu imkânlan bizim genç ve orta yaşlı ve "kafiye" duşmanı şairlerimiz gayet kısır. gayet berbat kullanıyoriar. Bendenizce, şiir lekniginde. vezin, kafiye butun çesitleriyle ve stilizasyon yine butun çesitleriyle imkânlarını, hiçbirini afaroz etmeden kullanmak lazım. Şimdi ai.il, bendenizi, diğer, hiç olmazsa bizim şairierin birçogun Yaşamak şu üç şeyin hırsla işlemesidîn.. Bizim ailede sekse düşkün oluşa gelince, zannedersem bu hususta haklısm, öyleyizdir. Lakin sanırsam, bu en haklı, en insanca, en ister deli, ister normal detarafımızdır. Kafası, yüreği ve cinsiyeü aynı kuvvetle birbirinden geri kalmaksvan işlemeyen insanlardan nadiren verimli insan çıkar. Ve bence yaşamak, bu üç şeyin, kuvvetle, hırsla işlemesidir. Kafiye üzerine tartışmalar Kafiye meselesi. Bir kerre kafiye kulak için mi, goz için mi diye eski bir munakaşa vardır ve kulak için noktayı nazarı gaiebe çalmıştır. Bu çok eski munakaşayı bir tarafa bırakırsak. kafiye, en mukayyeilerinden, rediflilerinden, çıfte hal (a uçuzlu rediflıjerindeo, mısra ortaları kafiyelerinden tut da kafiyesizligin kafiyesine kadar ucsuz bucaksız. bir imkândır. Bizim şark şiirinde muka»e( kafiye hunerieri aiabildigine inkisaf etmçtir. Fransızlar ise, mesela bu isJe nispeten yeni Ugilenmislerdir. En son, Aragon adındaki Fransız şairi, bu çeşit katıyelere merak >ardı>dı. Sonra umumiyetle, kapalı, açık, dişi, erkek, filan diye de tasnif ve isitn >erilen kafiyeler vardır. Butun bunları. çok daha tafsilatıyla halk siiri kafiyelerini. asonansları da ele alarak lise edebiyat kitapları yazar. Bunları, hem de nasıl ince taraflan Ue Yahya Kemal de bilir. Fakat yine de mesela son oku Kafıye meselesi. Bir kerre kafiye kulak için mi, göz için mi diye eski bir munakaşa vardır ve kulak için noktayı nazarı gaiebe çalmıştır. Bu çok eski munakaşayı bir tarafa bırakırsak, kafîye, en mukayyetlerinden, rediflilerinden, çifte hatta üçuzlü rediflilerinden, mısra ortaları kafiyelerinden tut da kafiyesizligin kafiyesine kadar uçsuz bucaksız bir imkândır. dan ayıran bir telakkiye getiyorum. Nazım Hiknte! kulunuz, eninde sonunda. nihayetulnihaye, esas, tayîn edici unsur olarak muhlevayı ele alırım. Yani ise muhtevadan baslanm. Bu muhtevanın üstune şeklin lesiri olmaz değil, elbette ki olur. Fakat hareket noktam muhtevadır. Bundan dolayı da, muhtevama en uygun teknik unsurları, şekli bulmak isterim. Bu uygunluk dereceşine gore de siiri m iyi, yahut kotu çıkar. Ah, butun mesele burda. İşte \ahya Kemal'in deminki beceriksizliği de burdan geliyor. Hayat son damlasına kadar aşk ve şevkle, insanlıkla yaşanmalı Mehmed Abiciğım, Şüphesiz bu dünya sizin gibi iyi insanlarm yiizüsuyu hürmetine hâlâ ayakta durabilıyor. Senın ve Adalet'in hakkınat nasıl Odeyeceğimi biimiyorum, bilemiyorum ve bu oende marazi bir azab oluyor. Cumartesiye kadar tahlillerı yaptırmaya çalışacağım. Bu karda kıyamette buraya kadar gelmek zahmetıne katlanan doktora karşı da dehşetli mahcubum, yani senın anlayacajtın, hastalığımdan nefret ediyorum, yalnız beni uzdtiğü için değil, başka insanlara da angarya olduğu için. Bak bende bir de angin de pectoris alametleri görtindü. Yalancısı mı, sahicisi mi, henüz belli değil, şımdılik belli olan mübarek tarafmdan ikide bir sıkıştırıldığım, boğazıma sanldığı, guğsümü cenderelediği, kollarımı takatsız bıraktığıdır. Mamafı yaşandığı müddetçe n^pishanede de olsa hayat güzeldir, ümitlidir, ve hapishanede de olsa, anginle de olsa son damlasına kadar aşk ve şevkle ve bütün insanlıkla beraber yaşanmalıdır. İşte bu da işin tesellisi değil, hakikatı, biricik hakikatu Seni ve Adalet 'i hasretle kucaklanm. İnsanın önee ilhamı olacak tnsanın evvela soyienecek söziı olacak; yani I8'inci asır şairierinin, bu tabir ve tarif sizin, ilhamı... Sonra bu soz soylenmeye değer olacak, sonra bunu en uygun, en mukemmel kalıba dokup, o kalıbın mukabil tesirinden de faydalanarak soyleyecek. Yani sahici, okunmaya değer ve "Bu yazılamasaydı yazık olurdu" denilecek şiiri dökturmek çok zor iş. Ben kendi payıma bir iki iyice şiir yazdımsa, bunlann hepsinin muhtevasını onceden iyice pişirdim, sonra en uygun şekillerini, ne çeşit kafiye ile. ne çeşit vezinle yazılacağını, uzunlugunun aşağı yukan ne olabileceğini, dilinin, edasının çeşnisini peşinen kestirmeye çalıştım, yani çok zor bir mesaiden sonra ise koyuldum. Bundan dolayı da iyice şiirlerim, maalesef gayet azdır. Kafanı şişiren bu bahsi bitirmeden once, yine bu sefer muhteva bakımından Vahya Kemal'in şiirine donelim. Ne kadar beylik, ne kadar standart, ne kadar sathi bir muhteva. tspanya deyince, Endulus, raks; raks değince de şal, zil,gul ve bunlann ustunde durmak, bunları geliştirip şiiri kurmak. Alfoıts hazretlerinin nezdindeki sefirşair Yahya Kemal'in bir "şevk" akşamında, Endulus şehrinin bahçeli bir barında. yahut bir konakta filan rakseden İspanyol dilberinin raksını yazmasını anlıyorum. Ben de kendi payıma İspanyol dansına bayılınm ve boyle bir muhtevayı ele almak. elbetle ki mumkundur. Fakat İspanyol raksı der demez, şaldan. zilden ve guiden başka anatacak bir şeyi olmaması, bir şair için ha/in bir şey. Zilsiz, şalsız, gulsuz İspanyol rakkasesi olmaz. Evet, ama nefes almadan da in»an yaşamaz, binaenaleyh, yaşamaktan bahsederken, nefes almak fiilini mi on plana getirecegiz? Bence burda ustadın kusuru, İspanyol raksını iyice duvamamasinda, hazmedememesinde, yani muhtevasını iyice duşunup taşınmadan once, şöyle bir yanm yamalak, beylik İspanyol raksı elemanlarını ele alıp ve şekil bahsindeki kuvvetine guvenerek sırf bu leknik unsurla şiiri yazmaya kalkışmasında. Bu bahis de boyle. tf Bedri Rahmi'nin kitap kapağı beni mestettL. Adalet, Bedri Rahmi'nin, Orhan Veli'nin şiir kitabı kapağına yaptığı resme baka baka bir hal oldum. O resmin ınsam nasıl masalgibt dalgalara düşürebileceğini, nasıl hahkulade bir rüya, sergüzeştt, çocukluk şıirı olduğunu anlamak için, bu mazhariyete erip bu tadı tadabılmek için çok ağır birfıyat Ödemek, benim gibi on yıl hapis yatmak lavm. Ve insan kapaktaki resmin şıirini okuduktan sonra, kitabın içindeki hem de bir kaçı çok cici şiirleri yavaş buluyor ve hatta klasik manasıyla şiir yazmaktan ürküyor. Bedh'ye teşekkür derim, beni mestetü delikanlı, sağ olusun... Hayat güzeMtr, ümtiUdtr vt son tuvnkama kadar afU*, fevkle ve bütün insanbkla beraber yaşanmaudtr." StÎRECEM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle