28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumkurijrr Maıbaacılık ve Gazctccilık Turk Atıonım Şırketı adına NMttr Nwli, • G«nel Yayın Müdüru H a a a Omal, Müessese Müdürü. Eminc Upklıgi, Yazı Işlerı Muduru: Ok«y Gonnsia, 0 Haber Merkezı MUdüru. Yalf» Bıyw, Sayfa Düzenı Yönetmeni: Ali Acar, • Temsılctier ANKARAYrnlcın Dogan, İZMİR: Hikmrt ÇMiakaya, ADANA: MchOKI Mrnııı. tstanbul Haberlerı Rrka Oz. Dıs Haberler: ErguB Bala, Ekonomı: Osman Ulagıy. Kultur: Aydın Emeç, Magazın Yalçın Pekş«n, Spor Danışmanr Abdulkadir Yuctlmta. Duzcltme Rrfik Durbaş, Araşıırma: Şahın Alpıy IşSendıka Şuknn Kcuncı. HaberAraştırma. Llfnk Goideıair. # Koordınaıor Ahmel KonıUan. # Mab Işler. Erol Erkut, Reklâm ve Halkla I t i k J Göldena Kojar, Idare. Huryin Gıirrr, Işleıme: Öader ÇeBk. Bügilşlcm: NMI tnd. Boson >v Kjnm. Cumhariyet Matbaacıiık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 Isı., PK: 246tstanbul, Tel: 526 1000 (9hat), Tetoc 22246 • Bürotar Aakan: Ziya Gökalp Buivan tnkılap Sokak No: 19/4 Tel' 33 II 4147, Telex: 42344 % tzmlr H. Zıya Buivan 1352. Sok 2/3. Tel. 25 47 0913 12 30 Teter 52359 • Adauu Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: I455O19731 Telex: 62155. TAKVİM 17 NİSAN 1986 tmsak: 4.43 GUneş: 6.16 öğle: 13.09 Ikindi: 16.52 Aksam: 19.32 Yatsı: 21.18 İTÜ'nün basına gizli tutulan sempozyumundan: Bilim adamı ve bilimsel araştınııada geriliyonız SEMPOZYUM TUTANAKLAKINDAN t)ç yıl önce bilim ve teknolojideki araştırmalar yönünden dünyada 41. sırada olan Türkiye'nin bugün 44. sıraya düşmesinin sebepleri üzerinde durulmahdır. Son zamanlarda yetişmiş bilim adamı potansiyelinde meydana gelen erozyonun endişesi iândeyiz. öğrenci sayısındaki artış fiziki imkânlara paralel gelişmiyor, Oğrenci laboratuvarlart Batı ülkelerinin ortaöğretim standartlanmn altında. öğretim üyeleri, yeterli teşvik görmemeleri nedeniyle üniversite dısı islere giriyorlar. YÖK Yasası gereği zorunlu hale gelen tnkılâp tarihi, Türkçe, beden eğitimi gibi derslerin bugünkü gerçek dışı, yararlı olmayan şekli yeni bir duzenlemeye sokulmalı. Genç kadrolann 4 yıidan bu yana htzla azalmasını hâlâ ciddi bir uyan olarak kabul etmeyenler, bugünkü üniversiteyi bile arar hale gelecekler.. oğrenci sayılan artmakta, buna karşılık eğitim kalitesi düşmekte ve mezunlann iş bulmast zorlaşmaktadır. ma ve ünJversal anlayıs açısından, gerekse beyin gücü iizerindeki degişiklik etkileri tarüşılacak olan Yıiksek Öğretim Kanuno ile Teknik Üniversite, önemli ölcade hüviyetini rauhafaza etmekle beraber yetişmiş bilim adamı potansiyeb'nde son zamanlarda muhteüf sebeplerle meydana gelmiş erozyonun ciddi boyutlarda olmasmm endişesi içindedir. Ülkemizin ihtiyacı olan müspet beyinlerin egitildiği, yetiştirüdiği ve iist düzeyde müspet ve ileri beyin gücünün toplandığı bu gibi kuruluşlarda bazı rahatsızlıklar görüluyorsa, sebebi ne olursa olsun hızla konu üzerine objektif şekilde eğilmek, ülkemiz yaran açısından ve özeüikle yakın gelecegin Türkiye'si açısından aşın önem taşımaktadır". Daha sonra mevcut sıralama sistemi ile üniversitelere giren öğrencilerin seçim tarzı ve "kalite yetersizJikleri"nin yol açtığı sorunlar ve oğrenci sayısımn mevcut olanaklara göre asınlığı üzerinde duran Prof. Kafalı, 1975'lerde öğretim elemanı başına duşen oğrenci sayısı 10 dolayında olurken, bugtin 15'e ulaştığını vurguladı. Bu oranın örnek olarak Uttrecht Üniversitesi'nde 3.9 olduğunu bildiren Prof. Kafab, öğrenci laboratuvarlannın da Batı ülkelerinin ortaöğretim standartlanmn dahi altında olduğunu belirterek, "Genellikle müfredat programlanmızdaki degişmeler günün geiişen bilim ve teknolojileri açısından yetersizlik göstermektedir. Bu yetersizliklerdeki temel unsurn, öğretim uyelerinin bir bölümünün kendflerini yeniJemekteki isteksiztikleri ve bazılannın ise üniversite dısı tsiere fazlaca ginnis olraaiannda veya yeterli teşvik görmemekrinde aramak gerekmektedir" dedi. "Yıkmlarm Ocü" sansüre takıldı İSTANBUL, (ANKA) tlk çevrimi döneminin Cumhurbaşkanı 'mn özel izniyle gösterilebilen "YUanlann öcü"fılminin 24 yıl sonra yapılan ikinci çevrimi de sansure takıldı. 1961 yılında yönetmenliğini Metin Erksan'ın yaptığı ve başrollerini de Fîkret Hakan, Nurhan Nur, Aliye Rona ve Erol Taş'ın oynadıklan fllm sansüre takılmış ve 1961 yıtın da dönemîn Cumhurbaskam Cemal Gürsel'in özel izniyle gösterime girebilmisti. Bu kez yönetmenliğini Şerif Gören 'in yaptığı ikinci çevrim de ilkinden 24 yıl sonra tekrar sansüre takıldı. "Yüanlann Ocü"nun ıkınci çevriminde başrolleri Kadir tnanır, Fatma Girik, Nur Sürer ve Serpil Çakmakh paylaştyorlar. ÜMİT ASLANBAY ANKARA YÖK Başkanı Prof. Dr. lhsan DoğramacTnın koltuğunu sarsan sorunlar, ilk kez bir Oniversite tarafından belgelendi. ÎTÜ'nün geçtiğimiz ekim ayında "gizli" olarak yapılan sempozyum tutanaklannda, "iiç yıl önce bilim ve teknolojideki arastırnıalar yöodaden Dünyada 41. sırada olan Türkiye'nin bugün 44. sıraya düşmesinin sebepleri üzerinde cktdiyetle durulması gerektiğj" belirtildi. Sempozyum konuşmaaları, "genç ve yetenekli kadrolann 4 yıidan bu yana azalmasını hâlâ ciddi bir uyan olarak değerlendirmeyenlerin, bagünkü üniversiteyi bile arar hale gelecefclerini" öne sürdüler. Kulaktan eden aşk VAN, (CLO.) Çoban Hamdi Şimşek, karısıyla aşığınm kulaklannı kesti. Karısı tarafından aldatılan çoban Hamdi Şimşek, "Herkese ibret olsun diye ikisinin de kulağını kestim" dedi. Mezruk mezjrasında koyunları otlattıktan sonra oturduğu Bartş köytine dönen Hamdi Şimşek, eve girdiği sırada karısı Sabiha Şimşek V Erdoğan Aydın adlı gençle birlikte yakaladı. Üzerinde tasıdığı bıçakla önce kansının sağ kulağını ve burnunu kesen şimşek, sonra da kansının aşığı Erdoğan Aydın'm sc kulağını kesti. Prof. Kafalı'nın görüşleri Basına bir bölümü yansıyan ancak içeriğ^ saklı tutulan "2000 Yılında İTÜ" konulu sempozyum, tutanaklara göre, Rektör Prof. Dr. Kemal kafaJı'nın açış konuşmasıyla başladı. Prof. Kafab, Türkiye'nin bilimsel araştırmalarda 44. sıraya düşmesinin nedenleri üzerinde durulmasını istedikten sonra 2547 sayüı Yüksek öğretim Yasası konusunda şu görüşleri ortaya koydu: "Degişik kuruluşlarda zaman zaman üzerinde durnJan ve çok IIZUD yıllar içinde gerek uygula YIL 1972 Ürüu şariaa Cat Stevens. YIL 1986 Inannut bir MüsOmm Yusu/tskan. Eğitim kalitesi düşüyor Rektör Kafalı, ders planlannda görulen lüzumsuz tekrarlamalarla öğrencilerin lüzumsuz zaman kaybettiklerini de vurgulayarak, "Halen 2547 sayüı kanun gereği mecburi hale getirilmiş oian yabancı dil, Türkçe, beden eğitimi, güzel sanatlar ve tnkılap tarihi derslerinin bugünkü gerçek dışı ve yarariı olmayan şekli, yeni bir duzenlemeye sokulmaJıdır. BunJann bir kısmı lisede çözülmesi gereken konular olarak ele alınarak üniversite düzeyine uyecak şekilde düşünülmelidir" acdi. Eski şarkıcımn yeni müşterileri Haber Araştırma Servisi O topraklardaki her yapıya hâlâ amansızca meydan okuyan piramitlere bakan camiden içeri girdi. İçeri girdi çünkü, müezzinin kalpten okuduğu ezana karşı koyamayacağını hissetmişti. Kapıdan içeri girerken döndü arkasma baktı... "Hayret" dedi. Karşı koyamadığı bu muhteşem davet, Kahire sokaklarım sanki hiç etkilememişti, ezana aldırmayan kalabalık, seyyar satıcılar, o dünyevi kargaşa caminin önünden akıp gidiyordu. Tıpkı, güneşe doğru yükselirken balsuçlayan eski müşterileri diğer yanda da "Batı neden tslamdan korkuyor" diye soran yeni Cat Stevens hayranlan vardı. Bu coğrafya içinde "sünnetli misiniz?" diye soran gazeteci grubu ise onun vereceği yarutın yaratacağı haberin müşterisiydi. Cat Stevens'a sorular üç ayrı dünyanın göstergesiydi: Tepebaşı Gazinosu: Müslumanlîinn giysileri nasıl olmalıdır? Kız çocuklanmız örtünmeli mi? Yeryüzündeki en iyi Islam ülkesi hangisi? bir geliıı gibi. Daha doğrusu pop yıldızı gibi." Tepebaşı'ndaki konferansında kadınlar ayrı kapıdan erkekler ayrı kapıdan içeri aunmışlardı. Dinleyiciler konferanstan önce gazinonun dışında boş bulundukları yerlerde ve duvann üstünde namaz kılmışlardı. Kapıda hüsnühat kopyeleri vardı, insanların giysilerine hâkim renk ise griydi. Islam'ı dinleyenlerin yUzündeki huşu ifadesi, gazetecilerin kameralan kadınlar bölümüne çevrilince kayboluyor, yerini şiddet dolu bir ifade alıyordu. Cat Stevens bile yeni müşterileriyle diyalog kurmakta hayli zorlanmıştı. Çünkü Müsluman da olsa nihayetinde Batının bir meyvesiydi. Cat Stevens'in dinlemek için BİLSAK'a biraz erkence gelen eski müşterileri ise vakit geçirmek için bann çevresinde akşam içkilerini yudumlamaya başlamışlardı. Cumhuriyet muhabiri Tank Ersoy'un izlenimlerine göre yüzlerinde "merak" ifadesi vardı. Müziğiyle büyüdükleri bu şarkıcı acaba bugün nasıl bir "şey" olmuştu? Cat Stevens, bugün, onlara uzaktı, ama aslında yakındı da. Çünkü onun sisteminin bu topraklarındaki dilimi, bugün kendini uzak sandığı eski müşterileriydi. Aslında Cat Stevens da bu gerçeğin farkındaydı, çünkü BlLSAK'ta retorikten ziyade felsefeye ağırlık verdi. Cat Stevens ile B.Ü. öğrencisi Şebnem Silier (Işletme Fakültesi 2. sınıf) arasında şu konuşma «eçti: ^ SILIER Geçmişte yaplıklannızın ticari amaçlı olduğunu soylüyorsunuz. O guzelim şarkılan çıkar sağlamak için mi yazdınız? Dostluga, sevgiye hiç inanmıyor muydunuz? STEVENS Sadece ticari amaçlar için yapmadım. O zaman şarkılanm kendimi ifade etmek için seçtiğim bir yoldu. Fakat şimdi farklı bir yerdeyim. örnegin burada yaptığım konuşma için sizden para istemiyorum. (Gülüşmeler. Islam, dinleyicilerinin 300 lira duhuliye ücreti verdiğini bilmiyor) Bakın şimdi benimle konuşabiliyorsunuz, tartışabiliyorsunuz, eskiden yanıma bile yaklaşamazdınız. Şimdi mi size yakınım yoksa eskiden mi daha yakındım?. Cat Stevens'in bu sorusu BİLSAK'ın yüksek tavanlı salonunun ortasına asıldı kaldı. Oysa lkarus ne kadar hızlı düşmüştü. Nureyev tstanbuVda Kültür Servisi Sovyet asıllı ünlii balet Rudolph Nureyev, Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin sahneleyeceğu "Uyuyan Güzel" balesi'nin sahneleyeceği, "Uyuyan Güzel" balesinin koregrafısini yapmak ve Prens Desire rolünü üstlenmek üzere dün tstanbul'a geldi. Nureyev, beraberinde "Vyuyan GüzeV'deki Prenses Orora'yı oynayacak Paris Opera ve Balesi başbalerini Fabienne Cerrutti'yi degetirdi. 16 ve 7 mayıs tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi'nde sahnelenecek olan Çaykovskynin "Uyuyan Güzel" adlı balesinde, orkestrayı yönetecek tngiliz Şe/David Coleman da 27 nisanda Türkiye'ye gelecek Türk balesini pek fazla tanımadığını belirten Nureyev, Istanbul'dan sonra Paris, Miami ve Viyana'ya gidecek. Sempozyum tutanaklanna göre daha sonra, Prof. Erdoğun Yüzer, Prof. Gündüz Özdeş, Prof. Gündiiz Atalık, Prof. Kemal Sanoğlu ve Prof. Duran Lebiebici tarafından özetle şu sorunlar gündeme getirildi: • "Üniversitelerimizdeki, özellikle yetenekli genç kadrolann 4 yıidan bu yana hızla azalmasını hâlâ ciddi bir uyan olarak değerlendirme>enler, bu gidişe dur denmediği takdirde, 2000 yüında bırakımz çagdaşını, bugünkü üniversiteyi bile arar hale geleceklerdir. • Öğretim kadrosunun arastırmaya ayıracak vakti ders vtlkü nedeniyle ya çok az ya da hiç yok.. • Çok fazla öğrenci almanın altında ne derece iyi niyet yatarsa yatsın. bunun ülkemiz açısından yararlı olduguna inanmıyonım. Ben şimdiki öğrencileri, eskisi kadar iyi yetiştirme>e kendimin yetişemediğini itiraf ediyonım. • Bilim adamlan topluluğunu kendi kendini yoneten bir topluluk olarak gören üniversite anlayışı, artık uygunluğunu kaybetmiştir. öğrencilere üniversitelerin iç yönetiminde artan ölçülerde görevler verilmektedir. • Akademik kadronun gençleşme ve yenilenme hızı duşük. Genç mühendislere verilen ücretler, üniversitede asistanlara verilen ücretkrin çok üstünde. • 2547 sayılı kanunun doğurduğu sorunlar, genç kadrolarda meydana gelen erozyon ve akademik kadronun sürekliliğini engelleyen hususlardır. ««*> tnkOap Sokak•«• Oaane çtkJbnif • Öğrenci sayısımn daha önce görülmemiş biçimde hızlı arcanat ttm 3.5suatyata tmekUişçl Hustytn Paenoğlu... Yenlemekttobnuftu, atacâfı uç kuruf panoun akıbettni tışının sonuçları, alt yapı yetersordusabatıaiabey Faruk Peunoğhı OeSSK'dan. "Tamam, iflemlersürüyor"dediler, parasuutdamamifü. Sonra sizlikleri, harcamalann artması, Krnlay 'a kadar yüruyüp Sakarya 'daki bir çmyhmneye oturduiar. A a birer kahvt söyiediler, kimbüir nekr koıutfiıöğretimin ortalama düzeyinin yorlardı ki, beklatmeyen bir kâlp krizi, yıüaroı emeği emekU maajmut bağUmnuuuu bekUytn Hüseyin Pesenoğlu 'düşmesi, öğrencHerin yetenek, nu canaı buvka. ötiun kaçmıbnmz tonâu mutlaka, çevrtden yartim eden vatandaflaria buz gM betonun üstüne yatırdılar emekü ifçtyi. ÜaüFubtrmasaörtüsükapcttüar, rmgtkaçmıifötrfapkasımdagöbeitntnüstaneyer^ költür ve yetişme beterogenligi, ögrenciögretici diyaloğunun kurip, sağt soia tekfon ederek doktor veambülans Istedüer. HacttUpe'den htedtter, SSKDtfkapt'dm isteduer, bakanbimhıztrservütndenlsttdUeT.Birdeii^üçdetlUdörtkerelsttdileT. Tam 3.5 taat bekUdUtr. Saatleree cestdtn rulamaması, üniversite yöneticadde ortasmda yatuğau göraüerden biıisi, "Hey mübarek yaratan.tfeydimdememeU, ne ohcağun demeti" diye minin maddi ve teknik yetersizyontm yaparken, fotopnj çeküdtğtnl görtn M çocuk öbür arkadaşna seskntyonbv "Fttm çevbiyoriar!" liklerine yol açıyor". Aile ve çocuk /stanbul Haber Servisi Akbank'm düzenledıği "Aile ve Çocuk" konferanslar dizisi, "Özürlü Çocuklarda Erken Tanı, Tedavi ve Genetik Yaklasun" konulu panel ile sona erdL Panele Prof. Dr. Memnune Yüksel, Doç. Dr. Selçuk Apak, Dr. Meral Özmen katıldılar. Panelde, Türkiye nüfusunun yüzde 47'si arasında özürlü çocuk bulunduğu, bunun en acU çözüm yolunun, özüre neden olan etkenlerin ortadan kaldınlması, erken tam ve tedavi olduğu bildirildi. Panelde ayrıca Türkiye'de doğurganlık oranınm yüksekliği de vurgulanarak, bunun sosyoekonomik şartların duşük olduğu kırsal kesimde daha çok gorüldüğune dikkat çekildi. DEĞİŞENİZLEYİCİLER Cat Stevens i 19701i yıBarda konserlerde, kendinden geçip üstünü başau parçalayan gençler izlerdi. Şimdi ise, kendisi gibi Islamı seçen eski tUauöz Leyla Sayar benzeri saçı bafi örtulü, bir grup UHyor. mumundan kanatları eridiği için yere çakılan "İkarus'un Düşüşö"ne kayıtsız kalan çevresi gibi. Düşündü: "Ben mi yanhş yerdevün onlar mı yanhş yerde?" SAHNE IŞIKLARI Kıbnslı Rum bir baba ile tsveçli Baptist bir annenin oğlu olan Cat Stevens, sadece Yusuf fslam olduktan sonra değil şarkıcıyken de ait olduğu dünyayı aramakla ün yapmıştı. BİLSAK Bar Bugün, müziği, bir hedefe ulaşmak için araç olarak nitelediğinize göre geçmişte vaat ettiklerinizde samimi değildiniz? O zaman gelecek için vaat ettiklerinizde samimi olduğunuzu nasıl anlayacağız. Basın toplantısı: Sünnet oldunuz mu? Neden entari giyiyorsunuz? Kazandığınız paralar ne oldu? ÜÇ AYRI DÜNYA Boğaziçi Üniversitesi'ne öğretim görevlisi olan eski müşterilerinden Lesky Gruit'e göre, Cat Stevesn Tepebaşı'ndaki konferansa şöyle gelmişti: "Tipkı bir sahne yüdızı için alınan önlemler gibi. dokunulmaması gereken nazik ve kıymetli Yumurta kampanyası İSTANBUL, (OM.) Milli Eğitim Gençlik veSporBakanlığı'mn ilkokul öğrencilerine besin değeri yüksek gıda maddeleri yeme alışkanlığı kazandırma amacıyla düzenledıği ikinci yumurta dağıtım kammpanyasına tstanbul'da başlandı. Yumurta Üreticilerı Batı Anadolu Birliği'nden 650 milyon liraya alınan toplam 22 milyon adet yumurtadan, dört milyonunun Istanbul'daki ilkokullarda dağıtılacağı bildirildi. tstanbul'da kampanyanın başlatıldığı Beşıktaş Barbaros llkokulu'nda, her oğrenciyealtı yumurta verildi. 6 Bilîm' bir akıntı arıyor da toplanan değerlerin grafik çizimlerini de yapıyor. Gemide her çeşit deniz araşürmalannda kullamlan teçhizat, dalgıç araç ve gereçieri, deniz suyunu tatlı suya çeviren sistemler, bir torna tezgâhı ve sıcak su kazanlan bulunuyor. "BUim"in kaptan köşkü modern seyir cihazlarına ve dünyanın her yeri ile konuşma gücü olan bir telsize sahip. "BUim"in süvarisi Emekli Deniz Kur. Alb. Erdinç Tezer, Istanbul'da yürüttükleri çalışmalar konusunda sorularımızı yamtladı: Şimdi yapüğınız çalışma nedir? TEZER Suya akıntıölcerler attık, Haliç'teki akıntılan tespit ediyoruz. Bu akmtıölçerler günlerce kayıt aüp, çeşitli hava koşullarına göre yönler tespit ediyorlar. Bu çalışmalarla akm 1ARIK ERSOY ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün bilim araştırma gemisi "Bilim" bir süredir Haliç'te "uygun bir akıntı" arıyor. Eğer bulurlarsa, "Bilim"in süvarisi Erdinc Tezer'e göre, "Haiiç'in temizlenmesi işleminde" önemli bir adım atılmış olacak. Araştırma yapmadığı günlerde Galata Köprüsü'ne yanaşan gemide malzeme ve teçhizat ya sabit ya da gemi şiddetle sallansa dahi yerinden oynamayacak bir şekilde yerleştirilmiş. Çahsmalarda kullamlan iki laboratuvar ve bilgi işlem sistemi yeni alınmış ve son derece modern. Kimya laboratuvarında analiz yapan hassas bir cihaz bir üst güvertede içilen sigaradan çıkan nikotinden etkilenecek hassasiyette. Bilgisayarlar 4000 metre derinliğe kadar indirilip saniyede denizin yapısıyla ilgili 26 değeri toplayan bir sisteme baglı. Bu bilgisayar aynı zaman "BUbn"üı kaptan köşkü modern seyir cihazlanna ve dünyanm her yeri tte konupna gücü olan bir tebite sahip. Nüfusta Hıristiyandı, sonra Budist oldu, sonra Pitagoras'ın ışığıyla dünyayı matematikle yorumladı. Sonra Müsluman oldu. Budistken Hindistan'a gitti. Hint gazeteleri "doğru yolu seçti" diye yazdı. Müsluman olunca Hint gazeteleri "yine yanlış yolda" dedi. Buna karşılık Mıislüman olunca, Islamiyet Cat Stevens'in varhğmdan gtiç almaya muhtaçrmş gibi, Ortadoğu ülkelerinin yeni "idol"u oldu. Şarkıcılığa başlarken "Cat" tılann Haliç'i temizleyecek yapı (kedi); Müsluman olunca "İsda olup olmadığmı anlayabiliriz. lam" soyadını aldı. Eğer yeni köprü yapıldığında bu Cat Stevens, "Sahneden kaçıdubalar kalkarsa Haliç çok koyorum, çünkü miizikholler ibalayhkla temizlenecek. det yapılan yer, şarkıcı ibadet Haiiç'in bugünkü dunımu edilen kişi gibi geliyor bana" dernedir? ken belki de farkında olmadan TEZER Kirülik sadece Ga bilinçaltındaki hislerine tercülata Köprüsü dübaJannın seviye man oluyordu. Çünkü seçtiği iki sinde, bu dubalar Haliç'i tıkamış isim de alçakgönüUülükten uzak, vaziyette. Alontınm °7» 70'ük bir aksine dış dünyaya, yani sahnebolümünü tutuyorlar. Boğaz'da ye hitap eden bir havadaydı. durum farklı. Alttan giden ve Durum böyle de olsa eski şaryoğun olan bir akıntı var. Bu kıcımn dinleyici profili diğer Isakınü Karadeniz'e doğru akıyor. lam ülkelerinde olduğu gibi Daha az yoğun olan Karadeniz Türkiye*de de değişti. suyu da üstten dere gibi Marmara'ya akıyor. ISKİ'nin bütün ga TÜRKİYE SEYAHATt yesi, Karadeniz'e akan suyu Cat Stevens'in ziyareti adeta bulup deşarj sistemini akıtmak. Türkiye'ye bir a>na tuttu. Karadeniz zaten 200300 metreVerdiği konferanslarda bir den sonra hidrojensulfür ile kap yanda, "Ben sizin şarkılannızla lı ve hayat yok. Bu derinliğe bir büyudüm; sizin asıladığınız dos<metal sarkıtın, kapkara cıkıyor. luk ve sevgi hayaiımı yöniendir Bu bölgeye akıtılacak su di; bugün eski şarkjlannızı 'ticari arıtılmış mı olacak? amaçlıydı' di>c reddediyorsunuz, TEZER Tabii ki evet, arı yoksa geçmişte bize yalan mı tılmış ve mikropsuz olacak. 9öylemisriniz?" diye onu ihanetle Uçüzlü Çeşmesi İstanbul Haber Servisi fetanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, onarılan tarihi Ayasofya Üçüz/ü Çeşmesi'ni dün törenle hizmete açarken, önümüzdeki yıl Istanbul'un ttim sulannm pırıl pırıl akacağını söyledi. Bir gazetecinin, Uçüzlü Çeşmesi'nin suyunun bulanık aktığını görerek, "Aman içmeyin, bir şey olur" yolundaki uyarısı üzerine Dalan, "Korkmaym, bir şey olmaz, Bu suyu altı milyon kişi içiyor" diye konuştu. Dalan, /stanbul'da bakımsızlığa terk edilmiş binin üzerinde çeşme bulunduğunu belirtti. "Tarihi /stanbul çeşmeleri kunanlmahdvr" kampanyası çerçevesinde 1.5 milyar liraya onarılan Uçüzlü Çeşmesi'nin açılısından sonra, Osmanlı donemındeki geleneklerin sembolik olarak canlandırılması amacıyla davetlilere şerbet dağıtıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle