28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER la verildi. Seydi suyu azgınlaşıp girmedi kanala. Etrafa taştı. Akşam yaklaşıyor, oğrenciler umutsuzluğa kapılmışlardı ki, gur bir sesle irkildiler: "Benden selam söylen Bolu beyine, çıkıp şu dağIara yaslanmalıdır;' Tepenin başından Mudur Rauf înan'ın "Tempo" diye ünlemesi işitildi. Seydi suyuna yenik duşen kanalcı oğrenciler, hep bir ağızdan yanıt verdiler, "Tempo" gurlemesiyle. Müdür Rauf Inan, suyun gelmediğini görunce, telaşlanmış, yanına 300 oğrenci alarak kanalcılann yardımına kosmuştu. Bir hamle daha yapıldı. Taşlar, kayalar, topraklar atüdı. Bir öğrencinin suya attığı irice bir taş, Mudür'un uzenne su sıçratmış, öğrenci mahçup olmuştu. Mudur Rauf Inan öğrenciye bakıp gulerek: "Aldırma be direktörum, kavgada yumruğun sayısı olmaz!' diyerek, öğrencinin gönlünu hoş tutmuştu. Seydi suyu kanala sokulmuş, akşamın karanlığı pırıl pırıl elektriklerle aydınlanmıştı. Köy enstitüleri imece yöntemiyle kuruldu. Diyarbakır'da Dicle Köy Enstitüsü mü kurulacak? MalatyaAkçada, AdanaDuziçi, IspartaGonen, KayserıPazarören Köy Enstitülerinden öğrenci ekipler Diyarbakır'a gelir. Çadırlar kurulur. Temeller atılır, duvarlar örülür. Dicle Köy Enstitüsü kurulur. Öğrenci ekipleri okullanna gen dönerler. Hasanoğlan Köy Enstitüsü kurulurken, bir gün llköğretim Genel Mudüru f. Hakkı Tonguç çıkagelir. Çalışma alanında, iki yıl önce Eskişehir Mahmudiyede gormuş olduğu bir öğrenciyi görür ve yanındakilere tanıtır. Oğrenci de, yanındakıler de bu anımsama karşısında şaşırır kalırlar. Derken, Bakanlık Şube Müdurlerinden Ferit Oğuz, temelin kıyısına gelir, kısa bir konuşma yapar: "Bugun, Köy Enstitulerinin I5.'sinin temelini atmak uzere toplanmış bulunuyoruz. Burası tum Koy Enstitulu öğretmen ve öğrencilerin birleşen güçlerinin urünu olacaktır. Işlik yapısının temeline ilk harcı koyuyorum" der. Hasanoğlan'ın temeline bir kurek harç kor. Bundan sonra öbür köy enstitülerinden gelen öğrenci ekipleri: "İnsanı, insan eden ilkin bu soy, bu toprak, En yeni aletlerle, en içten çalışarak, Türk için yine jakın diinyaya örnek olmak, Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak." marşıyla işe koyulurlar. Hasanoğlan Köy Enstitüsü kurulur. Akpınarlılar, Kepirtepehler, Kızılçullulular, Düziçililer eğitim yuvalanna türkülerle, marşlarla geri dönerler. ENSTtTÜLERDE EGtTİM VE KAPATILIŞLARI Köy Enstitulerinde eğitimöğretim çalışmaları uç grupta toplanır. 1 Kültur dersleri, 2 (Jygulamalı tanm dersleri, 3 Sanat ve zenaat çalışmaları. Bunun dışında, ders dışı çalışmalar dediğimiz: Çevre temizliği, yemekhanenin çamaşırhanenin yonetimi, ertesi günün derslerine hazırlanmak için mütalaa çalışmaları yapılır. Tüm Köy Enstitulerinde, "İş içinde, iş vasıtasıyla, iş için eğitim" ilkesi uygulanır. Şu bir gerçekti, çift sürüp ekin ekmeyen öğrenciye, Köy Enstitulerinde yer yoktu. KÖY ENSTİTÜLERİ NELER GETİRDİ? • Kurumların yapımında maliyetin nasıl düşürüleceğini göstermiştir. • Birlik ve beraberliğin, imece'nin yararlannı ispatlamıştır. • Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamıştır. • Köylunün uyanarak, koyde toplumsal yapının değişmesine önderlik etmiştir. • Atatürk devrim ve ilkelerini yurt sathına yaymış, yurtseverliğin örneklerini vermiştir. • Köy kökenli sanatçıların yetişmesine hizmet etmiş; yoksul kır insanının öykü ve romanlarının yazılmasına katkıda bulunmuştur. • On yıl gibi kısa dönem içerisinde on bin köy öğretmeni, uçbin sağlık memuru yetiştirmiş, yarım milyon köy çocuğunu da okula kavuşturmuştur. • Türk folklorunu gun ışığına çıkarmıştır. Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatılmasaydı, sayılamayacak kadar yararlar sağlayacak, okulsuz köy kalmayacaktı. lkinci Dunya Savaşımn en sarsıntılı günlerinde, köy ve köylü Köy Enstitüleri yolu ile uyandınlıyor, köyler, kendi iç dinamizmiyle canlandınlıyordu. Nereye kadar? Altyapının üstyapıyı etkilmeye başladığı zamana değia! 1946 yılında çok partili yaşama geçilmiş, fakat belli bir ekonomik düzeye de erişilememişti. Halkın somurülecek durumu da kalmamıştı. Ekonomiye dış yardım gerek gönilmeye başlanmjştı ki... Köy Enstitulerine de saldırılar başladı. Muhalefet sıkıştırdıkça, iktidar kendi eserinden rötuşlar yapmaya, ödünler vermeye başladı. Bunu fırsat bilen, köylunün okutulmasına karşı olan toprak ağalan, sözüm ona kasaba eşrafı ve tüm çıkarcılar Köy Enstitülerini karalanıaya başladılar. Neler neler demediler... SONUÇ Sonuçta "Köylü çocukları okutulursa komunizm gelir" dıyorlardı. İktidar kendi eserini şom ağızblara karşı konıyamadığı gibi, ıktidannı da koruyamadı. 1950 yılında iktidar değiştı. Köy Enstitüleri, ilk once ilkelerinden saptırıldı. Işlikler kapatıldı, tanm çalışmalanna son verildi. Yeni Milli Eğitim Bakanı "Köy Enstitüleri ideoiojık tahkikatı" adı altında dava açtırdı. Yüksek Köy Enstitusunden mezun olanların 23 kişisi çavuş çıkanldı. Baskı, zuiüm, karaçalma acımasız biçimde devam etti. 1954 yılında kapatıldı. 6234 sayılı yasa ile Koy Enstitüleri öğretmen okullanna dönuşturüldu.. Dunya eğitim tarihinin unutulmaz anıtlan bugun yok artık. Fakat, onun felsefesine yürekten inanmışlar, her 17 Nisan doğum gününü bir bayram sevinci içerisinde kutlayacaklardır. Ocağımızı sondurenlere ne demek gerekiyorsa onu dıyelim!.. 17 NİSAN 1986 17 Nisan Dogımı Günümüz 46 yıl önce kurulan Köy Enstitüleri H. Ali Yücel, t. Hakkı Tonguç ve yiğit köy çocuklannın eseridir. 19401946 yılına dek tam 21 Köy Enstitüsü kurulmuş; bugün öğretmen okulu, eğitim enstitüsü olarak kullanılan 21 eğitim kurumunun derslikleri, öğretmen evleri, yemekhaneleri, işlikleri, hamamlıklan, çamaşırhaneleri, elektrik santralleri, su kanallan, köprüleri, çeşmeleri, ormanhk ve meyve bahçelerine dek Tonguç Baba ve çalışkan, özverili köy çocukları tarafından yapılmış, kurulmuş, dikilmiştir. PENCERE Sinemayla fotoğraf ilişkisi, an ile süreç arasmdaki bağıntıya benzer. İnsan akJımn hem an'ı hem süreci bir arada yakalayabilmesi için on binlerce yıl geçmesi gerekmiştir. Biçimsel mantıktan, mantık bilımine uzun süre, bir beyinsel evrim sonucunda ulasılabilmiştir. Bu serüvenin içeriğinde uygarlığın gelişımı vardır. Avuç içi kadar bir yazıda bile an'ı vurgularken geçmişle gelecek arasına oturtabilmek, konunun anlamını pekiştirmek için gereklidir. Vbksa görünüse aldanmak kolaylaşır. Çok eski günlere gitmeye gerek yok. Bizim hayatımızda Trablus'un anıları çok sıcaktır. Osmanlı imparatorluğu'nun "memuriyBtlerinde" çalışmış baba lanmız, Ulusaf Bağımsızlık Savaşı'nın askerlerı, cumhuriyetin devrimcileri olmadılar mı? Ailemızde Trablusgarp'tan getirilmiş sıyahlar ve çocukları birer olaydı. Bıngazi çollerinde görev yapmış Osmanlı bürokratı, yanına "sadık ve itaatkâr" bir çöl kadını alarak dönerdi. "Köle" denemezdi buna; dadı, kalfa, evlatlık, sütanne arası kımliklerle ahsap evlerin sandık odalarında dolasır dururdu. Mustafa Kemal 1911'de übya'da ne anyordu? Enver ve Nuri (Conker) beyterle bırlikie, ittıhat ve Terakki hükümetının Mısır'dan sağladtğı destekle, İtalyan saldırısına karşı koymaya çalışan Osmanlı subaylannın öyküsü de çok uzak sayılamayacak bir serüvendir. Birincı Oünya Savaşın'da Osmanlı padişahı cihat ilan edince, 1915'te Libya'da Müslümanlar ayaklandı, Italyanlar Pizan'ı bırakmak zorunda kaldılar. O Fizan kı lkinci Abdülhamit'in döneminde aydınlann sürgun yeriydi. Libya'nın İtaJya'ya karşı direnişi 1933'e kadar surdü; demek ki tam yirmi yıl... İkinci Dünya Savaşı ertesinde siyasal sömürgecilik tasfiye edilirken Libya, bağımsızlığını "sözde" kazandı(1951). Ancak ulke İngiliz ve Amerikan petrol somürgesı ve askerı üssu gıbıydi. Yıllar boyu İngıliz ve Amerikan güdümüne ve sömürüsüne karşı grevler, direnışler, kavgalar surdürüldü. Ancak devrimden sonradır ki Libya, ulusal bağımsızlığını kazanabikji. Toplumsal geriliğe, halk karmanlanndaki bilisiztiğe ve Batı gozlüğüyte bakıldığında "iltelHğe" karşın, ülke emperyaiizme başkaldırıyordu. Bu gelişmelerin değerlendirmesinı yapabilmek için olayian süreç içinde değerlendırmek gerekir. Kaddafi deli midir, dengesiz midir, zıpır mıdır? öyle göruluyor ki Kaddafi ancak ABD Cumhurbaşkanı Reagan kadar delidir, dengesizdır, zıpırdır; ve ancak kapıtalızmın karanlık odasında banyo edilen fotoğraflara aldanan yan aydın, Libya'ya Amerikan Yankee'sinin ya da ingiliz Dandy'sinin mantığıyla yaklasabilir. ABD'nin Libya'ya saldınsı hangi bilinmeyen kapılan zorlamaktadır? Getişmelerın rotası hangi yorüngeye oturacaktır? VVashıngton, Kaddafi'yı yıkarak Libya'da Türkıye ve Mısır'daki gıbı Amerikancı bir rejim kurabilecek midir? Bunlar birer soru isaretidir. Ancak soru isareti olmayan acı gerçekler de var. 1922'de Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nı basanyla sonuçlandıran Mustafa Kemal, Turkiye'yi hangi yorüngeye oturtmuştu? Çok açık bir yanrtı var bu sorunun: Atatürk'ün yolu Batı emperyalızmıne karşı, Batı uygarlığına koşurtu Hıçbır süper gucün güdümüne sığınmadan yaşamanın insanlaşmak ve uygarlaşmak ıçın şart olduğuna inanmıştık Bugün ise dünkü vılayetımız 3 mılyonluk Libya, Amerika'ya kafa tutabilirken, bız devletler hukukunu ayakları altında çığneyen VVashıngton'un en kaba saldırısını bile doğru dürüst kınamaktan çekınıyoruz. Yazık bize... Tarihin renkli sinemasını izlediğimizde, dunkü sömürgeyle bugünkü süper arasmdaki çatışma, insanlığın nereden gelip nereye gittiğıni insan olanlara anlatıyor. Rota?.. TURAN ALTUNTAŞ Emekli öğretmen Koy Enstitüsü sistemi, Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan'ın "Eğitmen Kursları" ile başiamıştır. "Eğitmen" sözcüğü M.K. Atatürk'e ait olup kursların açılması da onun fikriydi. Mahmudiye, Hamidiye, Gölköy eğitmen kursları açılmış, askerhğini çavuş, onbaşı olarak yapanlar, bu kurslara çağnlmışlardı. Belli bir süre eğitimden geçtikten sonra köylerine okuma yazmanın öncüleri olarak gönderiliyorlardı. Başanlı eğitmenlerin adları gunümüze değin dillerdedir. Köy Enstitüleri denince, ilk akla gelen Hasan Ali Yücel ve Ismail Hakkı Tonguç'tur. 1938'de M.E. Bakanı olan Yücel, Tonguç Baba'yı llköğretim Genel Müdürlüğune getirdi. Kısa zamanda, 17 Nisan 1940 tarihinde, 3803 sayılı "Köy Enstitüsü" yasası ile Köy Enstitüleri kuruldu. Yasanın 1. maddesi şöyleydi: "Köy öğretmeni ve köye yarayan öbur meslek uzmanlarını yetiştirmek uzere, tanm işlerine elverişli arazi bulunan yerlerde M.E. Bakanlığınca Köy Enstitüleri kurulur." Bu yasa çıkınca Kızılçullu, Gölköy, Hamidiye Köy Öğretmen okullan Köy Enstitülerine dönuştüruldü. Üç yıllık bu okullar, beş yıla çıkanldı. Köy Enstitülerinin genel amacı, Kemalizmin bağımsızlıkçı eğitimine ağırlık vermek, kolektif çalışmada sosyal bılınçlenme>'i saglamaktı. Hedefi ise, yılda üç bin öğretmen yetiştirmek ve 1956'da öğretmensiz köy bırakmamaktı. lşte bu amaç için 46 yıl önce kurulan Köy Enstitüleri, H. Ali Yucel, 1. Hakkı Tonguç ve yiğit köy çocuklannın eseridir. 19401946 yılına dek tam 21 Köy Enstitüsü kurulmuş; bugun öğretmen okulu, eğitim enstitüsü olarak kullanılan 21 eğitim kurumunun derslikleri, öğretmen evleri, yemekhaneleri, işlikleri, hamamhklan, çamaşırhaneleri, elektrik santralleri, su kanallan, köprüleri, çeşmeleri, ormanhk ve meyve bahçelerine dek Tonguç Baba ve çalışkan, özverili koy çocuklan tarafından yapılmış, kurulmuş, dikilmiştir. Altı yılda 21 Köy Enstitüsü kuran ve bu köy enstitüsü savaşçılarının verdikleri uğraşım için, bir eski Köy Enstitüsü Mudurü Şinasi Tamer şoyle diyordu: "Kuruluşundaki yaşarn ve uğraşım savaşını bilmeyenlere anlattığınız zaman, bu anlattıklarınız hakikatte olamaz. Bunlar ancak, bir masal kavramının zamanına sığabilir, diyeceklerdirî' Köy Enstitülerinin kuruluşu gerçeğin ta kendısiydi. Dunya eğitim tarihine geçmiş bir olaydır. Dunyanın en yetkin Eğitim Ansiklopedisi, Isviçre'de yayımlanan "Pedagoji Ansiklopedisi"nin 3. cilt, 455. sayfasındakı TONGUÇ ve KÖY ENSTÎTÜLERİ maddesi bunun en açık bir kanıtıdır. EslcişehirÇifteler Köy Enstitüsü'ne gelen zamanın Cumhurbaşkanı Ismet Inönu, izlediği çahşmalar, görduğu eserler karşısında hayranhğını şu sözlerle ifade etmiştir: "Koy Enstitülerini cumhuriyetin eserleri içerisinde en kıymetlisi ve en sevgilisi sayıyorum. Köy Enstitülerinden yetişecek evlatlanmıan basanlannı ömrum oldukça yakından ve candan izleyeceğim" Bu sevgı dolu sözlere, Köy Enstitulüler, cumhuriyetin devrim ve ilkelerine sadık kalarak, savunarak, ömurlen oldukça layık olmaya çalışacaklarına kimsenin kuşkusu olmasın. ENSTİTÜLERİN COŞKUSU KURULUŞ EskişehirÇifteler Köy Enstitüsü Müdürü Rauf Inan, depoya su çeken dolap beygirine bakıp, fizik dersi goren son sınıf öğrencilerine, "Değirmenin poyra yüksekliğini, suyun saniyedeki miktarını, basıncını ölçen var mı içinizde?" diye sorar. Kimseden ses çıkmayınca, "Eğer bu dersler sizi olçmeye, tartmaya gotürmüyorsa niye okuyorsunuz? Fizik dersi sadece fizik yasalannı ezberlemek demek değildir. Edindiğiniz bilgiler sizi, şu kör hayvanın gucünden daha üstun güçler elde etmeye yöneltmiyorsa ne diye hamallığmı yapıyorsunuz onların" diye konuşur. Bu sözler tüm öğretmen ve oğrencileri etkiler. Okula 3,5 km uzaklıktaki Seydi suyu üzerine 800 öğrenci birden çullanır. Dokuz gun içinde 3,5 km'lik kanal açılarak, Seydi suyunun yatağına vanlır. Bir kısım oğrenciler de Gaspar Usta'nın yonetimınde, köhne değirmeni yıkıp, yerine santral binası kondurmaya çalışırlar. Enstitüye elektrik verecek santral, santralı harekete geçirecek su kanalı tamamlanmış, iş suyun önünu tutup, kanala yol verümesine kalmıştı. Dağ taş öğrenciye kesti. Kayalar, taşlar taşındı gunlerce. Su tutuldu. Kana EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAN tşsizlik ve hükümetin yaklaşımı Bugün ülkemizin içinde bulunduğu sınırsız sorunlardan biri de işsizliktir. Ûlkemizde mühendis, öğretmen, işletmeci, esnaf, şoför gibi toplumun her kesiminden milyonlarca kişi iş bulamıyorsa, bu mesleklerde durgunluk olduğu ortadadır. ÜİKenin dinamiğini oluşturan bu mesleklerdeki durgunluk, ülkenin ne kadar geltştiğini ortaya koymaktadır. Hükümetin diğer sorunlara olduğu gibi işsizliğe karşı da yaklaşımı, bu sonınun önunü almak yerine daha çok boyutlanmasmı sağlamaktır. tstihdamı Geliştirme Kurulu adıyla ohtşturukm kurul, işsizliğe köklü çözümler getirmek yerine, Halk Eğitim Başkanlığı 'nın yapması gereken beceri kursları ile uğraşmaktadır. Bu kurulun başkanı olan Devlet Bakanı Tmaz Titiz 'in, geçen günlerde gazetelerde yayımlanan görüşleri, başında bulunduğu kurulun ne kadar ciddi, hükümetin de işsizliğe karşı yaklaşımmut ne olduğunu ortaya koymaktadır. Titiz, işsizUre "İş bubnak hükümetin gorevi değildir" demiş, peki holdinglere kredi açmak, battk şirket kurtarmak, bankerleri kurtarmak hükümetin görevi de, işsizlere is bulmak hükümetin görevi değil mi? MEHMET FEVZİ GÜNEŞ ŞANLIURFA Bilim, Hurafeye Yenildi mi? 17 Nisan 1940. Bu, Türk eğitim tarihinde önemli bir gündür. Daha doğrusu bir dönemeç yeridir. 3803 sayılı Köy Enstitüleri Yasası'nm TBMM ce benimsendiği gün.. En kısa zamanda 21 eğitim ve öğretim ocağının kurulmasına, binlerce köy ço(Arkast 12. Sayfada) Teknoloı'inin amacı, insan'ı, daha güzel bir hayaia kavuşfurmaktır. Arçe'lik'in 30 yıldır gerçekIeştifdikleri, sadece bir başlangıçtır. 30 YILDA BAŞARDIKLARIMIZ SADECE BİR BAŞLANGIÇTIR. Arçelik bugün, ikinci 30 yılın planloması içinde, geçmiş tecrübelerin ışığında, gelecek yüzyıla yürüyor. Daha gelişkin, daha modern cihazlaria, insanların kendilerine ve sevdiklerine daha çok zaman ayırmasını sağlayabilmek için... Arçelik olarak 1985 yılında ulaşılan noktanın tablosunu Türk kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. 1985 CİROSU1985 VERGİSİ 1985 KÂRI .86.9 3.2 6.3 MİLYAR MİLYAR MİLYAR TL TL TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle