28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NtSAN 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAÎL GILGEÇ YAYIN DimASENDA INCELEME ARAŞTERMA HAYVANLAR SAYıN Tarih için gerekli Gtinlük Hasan Cemal, Tank Sesiyle Uyanmak, 1. cilt, Bilgi Yayınevi, Nisan 1986, 556 s. İLBER ORTAYLI ~ 12 Eylül rejimi, bir anlamda hâlâ sürüyor. Muhalif gazetenin enel yayın müdürü ve yazarı Hasan Cemal, 19801983 dönemini "tank sesleriyle uyandığY' geceden itibaren çeşitli yönleriyie yaşadı; çoğumuzun göremediğini gördü, duyamadığını duydu. Gazetelerin yaa işleri bürolanıun duvarları, boydan boya yasaklanan haber bildirimleriyle donanmıştı. Bir gazeteci için tatsız ve zor günler. Görülenlerin, yaşanan ve duyulanlann tümünün bir gün yazılabilmesi için bir "günlük" tutmaktan başka çare kalmamış gibiydi. GünlttğUn bir gün yayımlanması, tarih için gerekliydi. Oraya kaydedilenler, günlüğü, yayımlanan anılardan bir bakıma daha önemli kılıyor. Hasan Cemal, günlüğündeki her şeyi bu ciltte yayımlayabildi mi, bilemiyorurn; ama tuttuğu, yasak haberlerden oluşan günlük, gelecekteki araştırmalar için çok yararlı olacak. Sıkıyönetimden bir telefonla gelen yasaklar, banker olayını, eski parti liderlerinin demeçlerini, düğünlerde çekilen resimleri bile içeriyordu. "Çekilen resimleri yasaklayacaklanna, düğünlere gitmeyiversinler" divor Hasan Cemal. AMANINDA YAYIMLANAMAYANLAR GUnlükte bazı yayımlanmış haberler de seçilip 'ekrarlanıyor. Ulusu hükümetinin Devlet Baka YÖNETEN ŞAHİN ALPAY w w BuyuK ODVUMi HAN6. F.LM "1TANK ESİYLE UYANMAK IASAJLC.IHAL nı llhan Öztrak, 16 Mart 1982'de resmen açıklamış: "Uluslararası Af örgütü'nün 60 işkenceyle ölüm iddiasından 15'i doğru" diye (s. 498). Yine bir başka gazete alıntısı: Celal Bayar 100 yaşında demeç vermiş; prensip olarak her türlü askeri harekâta karşıymış, ama 12 Eylül olmasa komünistler ülkeyi ele geçirecekmiş... Bayar'dan ara sıra böyle demeçler alınacak. Sonra, bazı siyasi faaliyetler için elini öpüp icazetini almak da lazım. Bizim toplumumuzda Şamanist gelcneklerin yaşadığını hep söylerler zaten... Devlet Başkanı'nın gezilerde gazetecilerle yaptığı görüşmelere gunlükte ayrıntılı olarak yer verilmiş. lbretle okunması gereken, bazı basın mensuplarının sordukları sorular, daha doğrusu ilettikleri tavsiyeler... Siyasi faaliyet ve açıklama yapma yasağı konan liderlerle yapılan görüş "19801983 dönemi, bir gazeteci için tatsız ve zor günlerdi. Görülenlerin, yaşanan ve duyulanlann tümünün bir gün yazılabilmesi için bir günlük tutmaktan başka çare kalmamıştı...Hasan Cemal, günlüğündeki her şeyi yayımlayabildi mi, bilemiyorum. Ama günlük, gelecekteki araştırmalar içir\ çok yararlı olacak. 99 meler ve onlann zamanında yayımlanamayan demeçleri, günlüğü n en önemli bölümünü oluşturuyoT. Haber otmak için kuşkusuz çok geç kalan, ama hafızaya kaydedilmesi gereken bilgiler bunlar. Şu alıntı, cezaevinden çıktıktan sonra Ecevit'le yapılan bir görüşmeden: " SORU Şahsınıza yöneltilen suçlamalara devam edildiği takdirde, aynı şekilde cevap verecek misiniz? CEVAP Tabii varsayımlara göre konuşmak istemem. Yalnız şunu belirtmek isterim ki, eğer herkes özgürlük kısıntılarına boyun eğmiş olsaydı, insanlık bugün hâlâ dünyanın düz olduğunu sanırdı. Tedbirler ve yetki kanunları hiçbir şeyi ne önleyebiliyor, ne de yok edebiliyor" (s. 471). Kitabm 527. sayfasını da bu demeç üzerine okumak lazım. Yasaklanan hâber ve yorumların yanı sıra; yayımlanması istenen, emredüen haber ve yohımlar 19801982 döneminin dağııuk mozaik parçaları gibi... Bu parçalar yan yana getirildiğinde dönemin genel görünüşü ortaya cıkıyor. DÖNEMtN MOZAtK PARÇALARI Gunlükte 29 Nisan 1982 tarihli bir not: İstanbul sinemalannda "Julia" oynuyor. Dostumuz seyretmiş. Julia, 1930'lann Oxford bitirip Viyana'ya koşan seçkin aydınlarından biri. Olaylar onu nazizme karşı direnişe ve bu müeadelede ölüme sürüklüyor. Filmi seyrederken, Hasan Cemalin aklına gelenden ayrı bir boyut beni sürekli düşündürdü. 1920'lerde ve 1930'larda Julia gibi yüzlerce Oxford, Cambridge ve Sorbonne mezunu Viyana Üniyersitesi'ne koşarlardı. Viyana Üniversitesi, bütün kürsüleriyle dünyada bilimin öncüsüydü. Sonra nazizm fırtınası her şeyi savurdu. Üniversitede "milliyetçi bilim" yapılacaktı. O fırtınadan sonra Viyana'nın adı artık bilim dünyasında nadiren geçiyor. Işin hazin tarafı Viyana'da bugünkü üniversiteliler de bu çöküntünün nedenini ve hatta gerçekliğini tam olarak anlamış değiller. YÖK'ten sonra bizim zaten cılu gelenekli üniversitelerimizin ne olacağını düşünmek bile korkunç. Olanların unutulacağını düşünmek daha da koTkunç .12 Eylül sonrasmm bu en yıkıcı olayı, herhalde Hasan Cemal'in günlüğünün ikinci cildinde daha etraflı ve renkli bir biçimde yer alacak. Bekleyelim. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK PIKNIK PİYALE MADKA Sanayileşmede korumacıhk ve dışa açüma R . H . Ballance J. A. Ansan H. W. Singer, Uluslararası Ekonomi ve Sınai Kalkınma: ÜçüncU Dünyada Dış Ticaret ve Yatırım, Çev. Canan Balkır Arif Ersoy, Çağlayan Kitabevi, 1985. " AYŞE BUĞRA Son yıllarda kamuoyu, iktisat konuları ve terimleriyle pek haşır nejir oldu. Dolmuş sohbetlerinde "enflasyon", "ödemeler dengesi", "emisyon hacmi" türiinden sözler kullanılmaya başlandı. İktisat fakültelerinden günlük fıkra yazarlarının sütunlarına; iktisat politikasıyla ilgili raporlardan televizyon ve radyo programlanna; oradan da evlere ve sokaklara yansıyan bu tür terimlerden biri de "dışa açık kalkınma." Türkiye'nin dısa açılmasına gösterilen tepkilerin yalnız evlerde ve sokaklarda değil, "büimsel" olmalarını beklediğimiz tartışma ortamiannda da bazen duygusal bir nitelik taşıdığı fark ediliyor. Ahmet Hamdi Başar'ın daha 1930'larda "kapıkulu burjuvazisi" dediği bir grup sanayicinin korumacılık duvarlan arkasına sığjnıp yıllar yılı millete neredeyse devlet zoruyla pahalı ve kaJitesiz mallar sattığını vurgulayanlar, dışa açılmayı tartışmasız kabul etme eğiliminde görünüyorlar. Bu bağlamda, Türk sanayiinin artık belirli bir düzeyi tutturmak, dış pazarlarda rekabet edebilecek duruma gelmek zorunda olduğu, korumacılığı sınırlayıp ihracatı arttırmanın kaçımlmazlığı üzerinde dunüuyor. Bu yöndeki gelişmelere karşı yöneltilen eleştirilere geçmiş politikalann yanlışlarından ve kötü sonuçlarından alınma örneklerle desteklenen sert yanıtlar veriliyor. Bu tür örnekler çok miktarda mevcut olduğundan, yanıtlann sabırsız üslubu anlaşılır hale geliyor. Bunun karşısında, çoğu zaman korumacılığın, daha genelde devletçilik ve dışa kapahlığın, yalnız bazı toplumsal amaçlara ulaşmak için kullanılan araçlar değil, kendi içlerinde amaçlar olarak ele alındığı yaklaşımlara rastlıyoruz. Böyle bir tartışma ortamında da Türkiye'nin dışa açılmasıyla ilgili somut sorunlar ve politika değerlendirmeleri üzerinde durmak güçleşiyor. TİJRKİYE'YE ÖZGİJ OLMAYAN SORUNLAR Uluslararası Ekonomi ve Sınai Kalkınma: YJçuncü Dumada Dış Ticaret ve Yatırım, bu tartışmalann daha sağlam bir temeie oturtulmasına katkıda bulunabilecek bir kitap. Bu çalışma, konuyla ilgili sorunlann yalnız Türkiye'ye özgü olmadıklarını, birçok başka azgelişmiş ülkenin de benzer seçenekler ve sorunlarla karşı karşıya olduklarını gösteriyor. Ama bunu yaparken, bu ülkelerin bir ortak yapıya sahip olmadıklarını, aralarındaki farklıltğın gelişmiş piyasa ekonomileri arasındaki farklılıklardan daha önemli olduğunu belirtiyor. Böylece kitapta, hem azgelişmiş ülkelerin dünya ekonomisindeki değişmeler karşısındaki konumları, hem de bu konumdan kaynaklanan sorunlann ve uygulanabilecek politikalann gösterdiği çeşitlilik üzerine ayrıntılı çözümler buluyoruz. KALKINMA İKTİSADININ ÖNCÜLERİNDEN Kalkınma iktisadının öncülerinden olan Hans Singer ve aynı alandaki kuramsal ve pratik çalışmalanyla dünyaca tanınan Ballance ve Ansari'nin ortaklaşa hazırladıkları kitap, azgelişmiş ülke sorunlanyla ilgili yaklaşımlann geçirdiği evrim içinde önemli bir yer tutuyor. Bilindiği gibi, kalkınma iktisadı, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda, Kevnesgil iktisat görüşlerinin akademisyenler ve politika uygulayıcıları nezdinde kazandığı saygmhkla birlikte ve bu görüşlerin temelini ofuşturan fikirler çerçevesinde gelişmişti. Piyasanın sosyal amaçlar doğrultusunda ulusal ekonominin dengesini sağlayamayacağı ve devlet müdahalesinin gereküliği bu fikirlerin en önemlilerindendi. Böylece, kalkınma iktisadı, serbest mübadelenin dünya ekonomisi içindeki bütün tarafların çıkarlarına hizmet edebileceği fikrini yadsıyarak korumaalık ve planlama ilkelerini benimsemiş ve bu do|rultuda yapılan çalışmalar alan içinde ağırlık kazanmıştı. 1960'lar ve 1970'leTde uluslararası ekonomide yer alan değişmeler, özellikle bir grup azgelişmiş ülkenin uyguladığı dışa açık sanayileşme politikalannın basarısı sonucu, kalkınma iktisadı alanında neredeyse yüzseksen derecelik bir dönüş yer aldı. Dışa açık bir sanayileşme modeli içinde piyasa mekanizmasının her türlü toplumsal amaca ulaşmanın tek yolu olduğu fikrine duyulan inanç, neredeyse alanda sağlanan bütün kuramsal gelişmelerin yadsınmasına kadar vardı. YENt BtR YAKLAŞIM Ballance, Ansari ve Singer'ın DU dönuşümü izleyen çalışması, özellikle kalkınma iktisadının geçmiş katkılarıyla yeni yaklaşımlar arasmda bir sentez oluşturduğu için ilginç. Kitap, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra azgelişmiş ülkelerde uygulanan içe dönük, piyasa mekanizması kurallannı dışlayan politikalann tıkandığı noktaları göz önüne almakla birlikte, yeni çözümlemeler ve politika önerilerinin yalnızca piyasaya duyulan güven temeline oturtulamayacağını da göstermeye çalışıyor. Bu çerçeve içinde, dış ticaret sektörünün sanayileşme ve büyüme ile olan ilişkilerini etkileyen kurumsal unsurlar, politikaları belirleyenlerin ve politikalardan etkilenenlerin amaçları ve davramşlanndan kaynaklanan etkenler üzerinde duruluyor. Çokuluslu firmalar, KİT'lerin ihracat ve sanayileşmedeki rolü, azgelişmiş ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki pazarlık ortamının önemi de gündeme geliyor. Genelde çalışma, "iktisat yasalan" dediğimiz şeyle iktisat politikalannın iç içe girmişliğini, amaçlann ancak bu iç içe girmişlik olgusunu göz önüne alan ciddi planlama çabalarıyla gerçekleştirilebileceklerini gösteriyor. Politik iktisat geleneği çizgisinde, kuramsal çözümlemelerin sağduyuya dayanan gözlemlerle birlikte yürütüldüğü bu çalışmanın, ele aldığı konular itibarıyla günümüz Türkiye'si için çok anlamlı olduğu açık. NOT: Yurdumuzu ziyarel etmekıe olan Profesor Hans Singer, iktisat Fakullesi Mezuntan Cemıyelı torafmdan Sheralon Oteli'nde düzenlenen "İktisatçılar Haftası"nda bugün "tthal İkamesine Yenıden Bakış" konulu bir bildirı sunuyor. HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEIV ÖLUMUN eSTETlŞl Uu". V P V V VM , SAUİ A/V GÜLME BU DA IN5ÛN ı W SEV/VİEU . ÖYLE. YALAP 6AP >5SPMAAAAL1 ANCAK ÖLL*V\DE<l ZEBAFETI ĞOKEBILENİ IMCE RUULU İMSANLAR IYİ 5AvaŞÇI OLÛ8İLII? 5AVAŞ INCE BlH İ^TİP • E y E T , 6 U G Ü N CEPWEDE GÖBtXjA1 O * INCE İŞ" / A U i l Z , KOKUSÜ UOŞUMA 61TMEDİ . BOSVEft KOKUSUNU, OYUNLAKINJ E N ÖUZE.U ... YA 06. TANBICtLVK OVNÛV»A<... 8ILENLEJ? IQIM SÛVA^ 8İC EU , 6AVA5 TAKiRlNlZ COMVUO RAMBO &İ2 ' Yl Mİ KASTE.O\VORSUN , O8ÜB RAM60YA UA5IM 6 U . VAC YOK OUUÛK 6i YEBDE CAMBAZLIK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl CUMHURİYET KtTAP KULÜBİPNDEN HABERLER Haftanın yeni kitapları Bu hafta CumtıuriyeıKitap Kulübü'ne gelen yeni kitaplar kod numaragı, kitap adı ve flyatlarıyla şöyle: 032.066 Sabahattin Ati / FUiz Ali AtOia Özkınmh / 41$ Sayfa. 189.006 Protesto I Çev: Bilgin Adalı / 103 Sayfa. 019.03i Düşün ve Toplurn / llkay Sunar / 264 Sayfa 11000 TL. 021.260 Bitmeyen Afk / Pınar Kür / roman / 534 Sayfa / 2200 TL. 097.456 Gurur Dunyası / W. M. Thackeray / Çev: Mhal Yeğinobatı / 547 Sayfa / 2200 TL. AYIN EN ÇOK SjflAN KİTAPLARI 19.3.198616.4.1986 Sıra: Kod: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 022 031 127.010 097.294 021.116 086.057 002 248 086.046 002 247 127006 086.061 Utabın Mıftazan: ftvf* MasaliartiAzra Ertat RKMorto M U N M YuM/S.AIpknrt YBIMHUH Çfan b**lmMNM** ^ K * w d ttaU/Abriiia«r BuM Küçttt Kan M ı ü S . Uhrmgl Bu Y«r*ı M n VMmler/Azb NMln iasnMlıı NMMI Masaüan (10 kttap) BtrçİM OMaktarmızJAziz Mtsln Hay«iUfrt.HAat»Uy (Bak Ö^ren) S«|l üasaU/S.B«*tflgl Rystı 200: 60O 200 400: 200: 364750: 364300: 200 AGAÇ YAŞKEN EGILIR KEMAL <;ÖKHA\ Sayı: 1985/31 Davacı S.S.Kunımu Gcnel Müdürlüğtl tarafından davalılar Namiye Topkan ile HOseyin Topkan aleyhinde açüan alacak davas nedeniyle: Davacı kurum vekili dava dilekçesinde, 12690098 sigorta sicil sayüı işçi Namiye Topkan'm 28.9.1981 tarihli vizite kâğıdı ile kurum hastanesine başvuruda bulunuldugunu, adı geçen sigortalının 28.9.1981 6.10.1981 tarihleri arasında kurua hastanesınde yaurak tedavi gördüğunü, kurumca bu tedavi için 26.129 TL. masraf yapıldığını kurum müfetüşlerinio duzenlediği rapordan, söz konusu vizite kâğıdındaki belirtilen 2018705 sicil sayilı işyerinde davalı Namiye Topkan 'ın çahsmadıgının anlaşüdıŞını, vizite kâgıdı ve i&e giriş bildirgesinin de işveren tarafudan verilmediği ve söz konusu belgderin davalı Namiye Topkan'm oğlu diğer davalı Hüseyin Topkan tarafından duzenlendiğijün tespit edildiğini açıklayarak, kusurlu davranışlanyla kurumu zarara ajraıan davalılardan 506 sayilı yasa ve B.K. hukümlcri uyannca kurum zaranun davalılardan tahsilinin gerektigine ve bu nedenle dava açma zorunluluğunun doğdugunu bildirip, fazlaya ait dava haklannı saklı tutup 26.129 TL. kurum zaran, 165 TL. tebligat ve 5.077 TL. dava tanhine kadar işlemiş faiz olmak flzere toplam 31.371 TL.'nin davalılardan müşteıekcn ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişür. Davalılardan Namiye Topkan'ın tüm ara$tırmalara rağmen tebligata yarar adresimn tespit edilememiş olması nedeniyle, davalı Namiye Topkan'a günlük tirajı 40 binden fazla olan ve ülke capında çıkan gazetelerden biriode dunışma gününün ilanen tebliğine karar verümekle, davalının duruşmanın yapılacağı 9.5.1986 günü saat 8.05'te mahkemetnlzde hazu bulunması ya da bir vekille kendisini temsil ettirmesi, gıyap hakmOnde ilanen tebliğ olunur. 28.31986 Basın: 17016 ANTALYA İŞ MAHKEMESİ'NDEN İLAN DİYARBAKIR 2. İCRA MEMURLUĞU İLANEN TEBLİGAT Dosya No: 984/1495 Borçlu : Necat GÜNEŞ (1. Hindibaba Sk. Dicle Hastanesi karşısı ömeroğlu Apt. Diyarbakır) Alacakh T.C. Ziraat Bankası Gazi caddesi şubesi vek. Av. Cemşit BlLEK'e masraflar hariç 50.793. TL.'nin ticari fau, kom., G. Ver. lcra masrafı, Av. Vek. Ucr. odenmesi için yapılan ıcra takibinde: Yukanda yazılı adresinize örnek 163 odeme emrı gönderilmış ise de odeme emri bila teblığ iade olunmuştur. Yapılan polis tahkikatı netıcesınde adresiniz tespit olunmadığından ödemc emrının ilanen tebliğine karar verilmışür. Ödeme emrinin gazete ılamndan sonra 30 gün içerisinde borcunuzu mastaf ve talep edilen üc. faiz, kom, G. Ver, vek. ücreti ile birlikte ödcmenızi, borcunuzun tamamına veya bir kısmına veya alacakhnın takibal icrası hakkına dair bir itirazımz varsa senet attındaki imza size ait değilse 25 gün içerisinde aynca ve açıkça bıldırmeniz, aksi halde ıcra lakibinizdekı senediniz alundaki ımzanız ve senedıniz sadır sayılacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde merci önünde yapüacak durusmada hazır bulunmanız, buna uymazsaraz vakı itiraanız muvaketen kaldınlacagı. ve senet veya borca itirazınızj yazılı veya sozlü olarak icra tetkik mercıine 25 gun içerisinde bildirmediğiniz takdirde aynı muddet içerisinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmanız, aksi takdirde hapisle tazyik olunacağımz, hic mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınızı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müıeakip maddelen geregınce ödeme cmn yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 28 Mart 1986 TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAS 17 Nisan ARAP CUmURİYETLERİ FEDBRASYOffb mt'DE BU6ÜU, MSlR,SURiYe VB ügYA, SİX FEPBMSYOU çATtSl AUTttJDA giKl£ŞTİ. ENVEZ SEOffT, MF4Z ESAT VE MUAkAMeR KADDfiPl', &IN6AZI '0£ ÜÇLÛ PEKLARASYOUU İM2ALADt(&OU>Â). BU ANTLAŞMA GEREĞİNCE;SoSYALıÇTgiü AISAP TOPLUMU OUJŞTueULACAK, 8AGIMSIZL/K EVt£MLE(2l PESTEKLEHECEKTİ. D/Ş POUTİtA, SAVUNMA,SAl/AÇBABIŞ', EKONOtAİ VE eĞITiMDe OHTAİC DAVEANlLACAKTf. FEPEISASYON ÜYEUEGJ, TBK BAyRAk.,TEK BAŞKOJT S A AULA%ACAK,glR FED&SAL MECUZ '. ÜÇ ÛLMepe YAPILACAtC OCAAJ , seÇMEA/LE/S %,3O O/ZAH/AIM U POLİTlKALAe. UYGULAMASI A/BP£AjlYL£ F€p£RASYÛN ÇOK HJSA ĞHAÛIZUJ OLACAKTIR... "EVET" OEMESİNE KAeç/fj, ure ÜLKELE&IU FAOC 50 YIL ONCE Cumhuriyet Boğazlar davasında hak kasanıyoruz Bulgar hukumeti, Boğazlar nteselesinin yeniden tetkikini istiyen notamıza henuz cevab vermemiştir. Fakat Rumen, Alman, Leh, Amerikan ve birçok yabancı matbuatta çıkan mütalealardan teklifimizin hıç bir muhalefet • görmiyeceğine delalet etmektedir. Rumen matbuatından Dimineatza gazetesı dıyor ki: "Türk hukumeti, Lozan 17 Nisan 1936 muahedesinin Boğazlara ait kısmımn tadil edilmesini istemektedir. Türk notası, şirndiki karışıklıklar, silahlannta yarışı ve harb tehlikeleri karşıstnda BoğazJarm gayrıaskeri rejiminı ne sebeblerden dolayı kabul 19361986 edemiyeceğini izah etmektedir. Türk dileğinin tasvib edilmesi Çanakkalenin tahkimile neticelenecektir. Lozan muahedesinin tadili için görüşmeler yapılmasım teklif eden Türkiye, usullere riayet etmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle