17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı: Cnnh«riyet Matbaacılık ve GazeteciJık Turk Anonim Şirketı adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Müdüru: Huaa Cenal, Müessese Muduru. Emine Uşaklıgt, Yazı Işlerı Mudurü: Ok«y Göncaân, • Haber Merkezı Muduru. Yalf» Bmya, Sayfa Duzenı Yönetmenı: Ali Amr, # Temsılcıler: ANKARA: Yılpa Dofan, IZVItR Hikmet Çetinkaym, ADANA Mrkmet Mntaa. tstanbul Habcrlerı Rrka Oz, Dış Haberler: Ergua Balcı. Ekonomı: Osman Ulagıy. Kültür. Aydm Em«c, Magazm Yalçın Pekştn, Spor Danışmanı Abd«lk*dir Yuctlmın, Düzcltmc: Refllt Durinş, Araştırma: şâhin Alpıy. tşSendıka Ş ı k n n Kcttnci. HaberAra$tırma: L'fuk GuMtmir. # Koordınator Ahmcl Koralsu, # Malı Işier Erol Erkut, Reklim ve Halkla llişkıler: GmUtrtn Koşar, Idare Husryin Gum. tşletme Ondcr ÇHik. Bllgı Işlcm: Nail IBIİ. Basan ve Yayan. Cnraburiyct Matbaacılık ve Gazetecilık TA.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41 Cagaloglu 34334 tst, PK 246lstanbul, Tel 526 10 00<9hat), Telex: 22246 • Bumlar. \mVtn: Ziya Gökalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19/4 Tel: 33 1 4147, 1 Telex: 42344 • l z n i r H. Ziya Bulvarı 1352. Sok. 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30Telex: 52359 • AdiBK Çakmak Cad No 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Tele* 62155. TAKVtM 13 NİSAN 1986 fmsak: 4.50 Güneş: 6.22 öğle: 13.09 İkindi: 16.51 Aksam: 19.47 Yats: 21.12 Beyoğlu'nıın yarısı yıkıhyor Mayıs ayında Tarlabaşı caddesini genişletmek için yıkımlar başlayacak. Şimdilik yıkım listesinde 500 bina var. Yıkımlann maliyeti ise 4 milyar lira gibi görünüyor. Bu, yıkmaktan çok korumaya, onarmaya gönül vermişler için kuşkusuz kabul edilmesi kolay bir olay değil. ATİLLA DORSAY Mayıs ayında başlanacak istimlaklerle Beyoğlu'nun önemli bir bölümü yıkıhyor. Boğaz'daki yalıların yıkılacağı haberlerinin toplum ölçüsünde doğurduğu tepkiye kıyasla, Tarlabaşı caddesini genişletmek amacıyla Beyoğlu'nda yapılacak yıkımlann uyandırdığı tepkisizlik şaşırtıcı. Oysa Beyoğlu da eski binaları, çeşitli üslupları birleştiren yapı adalan, geçmişe uzanan lokanta, meyhane, pastaneleriyle bizim kültürümüzün, gecmişimizin bir parçası değil mi? Tek aynm, Boğaz yalılan büyük burjuvaziyi simgelerken, terk edilmiş, kendi haline bırakılmış Beyoğlu'nda artık garibanlardan başka kimsenin oturmanıakta olması mı? Doğrusu Beyoğlu'nu sevmiş, orda yaşantılan olmuş ve de bir yazı dizisiyle Beyoğlu'nu anlatmaya çahşmış bir yazar olarak bu konuda sorumluluk hissettik. Ve Beyoğlu Belediye Başkam'yla proje üstüne konuştuk. Edindiğimiz bilgileri aktarıp Beyoğlu'nun geleceğini görelim... Beyoğlu projesi, 1972 yılında yapılan bir planla 4 şeride çıkarılması planlanan Tarlabaşı'nın bu kez 6 şeritli, 36 metre genişlikte bir "bulvar"a dönüşmesine dayanıyor. Başkan Haluk Öztürkatalay, bunun nedeninin, Istiklal Caddesi'nin de (ilerde) trafiğe kapanmasıyla kaybedilecek 2 şeridin şimdiden Tarlabaşı'na eklenmesi olduğunu söylüyor. 5 metrelik bir orta refüj ve beşer metrelik kaldırımlarla birlikte koca bir bulvar, şimdiki Tarlabaşı'nın yerini alacak. 500 BİNA YIKILIYOR Bu projenin Beyoğlu'na maliyeti, şimdilik 500 kadar bina... Yani 500 kadar bina yıkılacak. Tarlabaşı, sonunda şimdi yaptığı gibi İngiliz Konsolosluğu'na doğru bir kavis çizmeden, doğrudan doğruya karşıya devam liği 10 kata fhem de zorunlu olarak) çıkaran bir uygulama ile çevrede kalan eski yapıların da bir an önce yok edilmesine giden yol açılmış olmuyor mu? Başkan, Beyoğlu'nun yeni, büyük bir ticaret merkezi olarak planlandığını söylüyor. Acaba bu eski, tarihi semte daha çok turistik ve kültürel bir karakter vermek ve dev işhanlan yerine eski binaları onararak korumak daha akılhca olmaz mıydı? AZINLIK MÜLKLERİ SORUNU Bu soruların yanıtlarını ararken, başka sorular geliyor aklımıza... Başkanın da "işgal altında" diye nitelediği binalardan Rum, Ermeni malları var burada... Bunların sahipleri yurtdışında da olsa, bu binaları sorgusuz sualsiz istimlak etmek, yarın uluslararası hukuk kuralları nedeniyle Türkiye'nin başına yeni işler açmaz mı? Hele Yunanlılann Istanbul'daki Rum mülkleri konusunu sömürerek AET gündemine getirdikleri bir dönemde? Başkan şöyle diyor: "Her şeyi yasalara gore yapacağız. Noterden mal sahiplerine tebligat yapıyoruz. Bulamazsak, gazete ilanı veriyoruz. Yine çıkmazsa, istimlak bedeli bankalara yatınlıp 10 yıl sabibinin gelip almasını bekleyecek. Sahibi Tiırk, Rum, Ermeni... Fark etmez. Aym hukuksal davranışı tum binalar için gösterecek ve hiçbir sorua yaratma>acagız." CADDE KURTULUYOR YA GERİSİ? Evet, Beyoğlu'nda son aylarda gerçekten de önemli gelişmeler var. lstiklal Caddesi'ndeki eski, görkemli yapılar birer birer elden geçiyor, kararmış cepheleri eski guzelliğiyle yeniden meydana çıkarıhyor. Ara sokaklar asfaltlanıyor, yakında tüm lstiklal Caddesi'nin kaldınmları yenilenecek, fenerler dikilecek, ışıl ışıl, tertemiz bir lstiklal Caddesi ile karşılaşacağız. Ama Beyoğlu yalnızca tstiklal Caddesi değil ki... Karmakarışık bina, insan, yaşam yapısı ile kavranrfıası zor dev bir bölgeburası... Bu bölgeye dev istimlaklerle, geniş bulvarlarla, buyük işhanlarıyla ve tüm bunların egemen olduğu projelerle girmek, bize oldukça sakıncah geliyor. Sakın lstiklal Caddesi'ni kurtaracağız derken Beyoğlu semtini elimizden kaçırmavalım? tSTANBUL (a.a.) Batı Berlin'deki bir diskotekte geçen cumartesi günü meydana gelen patlamada ölen Nermin Haney'in (28) cenazesi, dün uçakla Türkiye'ye getirildi. Kızının cenazesini Atatürk Havalimam'nda teslim alan baba Vecdi Haney, 14 yıldan bu yana Almanya'da işçi olarak çalıştığını belirterek, "Yaban ellere çoluk çocuğumuza daha iyi bf gelecek sağlamak üzere gitmL, tik. Ancak maddi yönden baa kazançlar elde etmemize rağmen, kayıplanmız daha büyük oldu" dedi. Nermin Haney'in cenazesi bugün Balıkesir'de kılınacak öğle namazından sonra Başçeşme Mezarlığı 'nda toprağa verilecek. Pattatna kurbanı Türkün cenazesi Kızını kurtardı kendi öldii tSTANBUL (a.a.) Fmdıkzade'de kızını ezilmekten kurtaran anne kamyon altında kaldı. Seyit Ömer Mahallesi Koprülüzade Sokak yanmdaki parka annesiyle gezmeye giden Hanife Kaya(2) eve donerken aniden yola fırladı. Kızımn karşı yönden gelen kamyonun altında kalacağını hisseden Sultan Kaya, çocuğunu yol ortasında yakalayarak kaldınma attı. Ancak kendisi kamyonun çarpması sonucu olay yerinde can verdi. Kış modasından bir fantezi. Siyafı triko bir coüant ve svt ptiseli beyaz taftadan yapümış bir gömlek. Model Dior'un. Kış modasmın kısa modeüerine bir ömek. Diorhın bu mor ceketli, siyah etekli modelini siyah satenden bluz tamamltyor. Paris'te bir garip bahar Sahici moda gri bir temele oturuyor bu kış. Bir gri tutkusu ki anlatıhr gibi değil. Sonra siyah, sonra beyaz.. Ya ayı modasına ne demeli?.. Parasını ödediniz mi, ayıyı sırtlıyorsunuz. Koltuk altlarından geçen iki askısı var, patileri omuzunuzda. Sözümona çanta bunlar. En kullanışsız tarafından. NECLA SEYHUN Bir garip bahardı Paris'te, yazlı kışlı, "Sade"li, kaolalı, pembe panterli, terörlu bir garip ilkbahar... Gene moda defilelerinin dönemi... Gene Louvre'un çevresi. Ne var ki bu sefer defıleler Tuilleries'de değil. Havuzlar, heykeller, ağaçJar, banklar yok. Onun yerine molozlar, toprak yığınları, taşlar, demirler, kalaslar var. Louvre'un içi de, çevresi de düzenleniyor yeniden. Bu nedenle Louvre'un bir ucunda küçük kare bir avluya kurmuşlar çadırlan... Kedi yavrusunu taşır gibi taşıyorlar bu çadırlan, bu defileleri, bu binlerce davetliyi... Bir oraya, bir buraya... HERKES TEDİRGİN Yuvası bozulmuş kanncalar gibi tedirgin herkes. EUerinde davetiyeler, bu inşaat sahasında, sulara, çamurlara bata çıka yüruyorlar. Kimsenin hayadirilmiş mankenlerle sunarak, bir kutup kışı diliyor bize. Eh, aşkolsun doğrusu!.. Her tarat kış da bir tek vitrinlerde yaz. Bir renk, bir sıcakük, bir umut onda. Cıvıl cıvıl, renk renk yazı sergiliyor mağazalar. Önleri insan kaynıyor. Teröristlerin arayıp da bulamadıkları ortam!.. ESKİ HAMAM ESKİ TAS Böyle bir galeride ChampsElysees'de patlayan bir bomba, ölenleri, yaralıları, yangın yerine dönen mağazaları ve kahveleri ile yalnızca bir gece yıldınyor insanları. Bir gece tenhalaşıyor ChampsElysees, bir gece çevredeki mağazalar vaktinden önce kapanıyor. Ertesi gün eski hamam eski tas. Allahtan hiçbiri gerçek çıkmayan bomba ihbarlarına karşın, hayat normal akıp gidiyor. O korkunç olaydan galerilerin kapılarına dikilen polislerle, büyük mağazalarda girişte müşterilerin çantalarını kontrol modası kalıyor, o kadar... Sahici moda, gri bir temele oturuyor bu kış. Gri, gri, gri. Bir gri tutkusu ki anlatıhr gibi değil. Sonra siyah, sonra beyaz... Kötü, kapalı havaya bir de bu karanlık renkler eklenince, moraller az buçuk bozuldu ama defilelerin üçüncü, dördüncü gününden sonra hava değilse bile, moda "actı." Defılelerde kırmızılar, maviler, yeşiller, sarılar, fuşyalar, morlar podyumları şenlendirdi. Kısa ve uzun etek çekişmesinde, uzunun ağırlık kazandığını belirtmek gerek. SADE MODASI Paris'de bir moda da Sade modası. ŞÂDE (okunuşuna göre) bir caz şarkıası. Nijeryalı bir baba ile İngiliz bir annenin kızı. Tam bir melez, incecik, manken gibi, egzotik bir güzel. Olympia'daki konserine bilet bulmak için herkes birbirini yiyor. Ama nafile. Biletler aylar öncesinden bitmiş. Ashnda öyle büyük bir şarkıcı da değil ama, plaklan milyonlar satınca, gün onun günü, moda onun modası... Ya ayı modasına ne demeli?.. Genç kızlar arasında ne sükse!... Parasını ödediniz mi, ayıyı sırtlıyorsunuz. Koltuk altlarından geçen iki askısı var, patileri omuzunuzda... İster boz ayı, ister panda, ister kaola taşıyabilirsiniz sırtımzda... Kaplan ya da pembe panter de olabilir. Gönlünüz hangisini çekerse... MAKSAT ONU TAŞIMAK Sözümona çanta bunlar. En kullanışsız tarafından. Karınlannda birer fermuar var. İçine bir şey koyabilirsiniz ama, maksat ona bir şey taşıtmak değil ki, onu taşımak!.. Ayılı bir havanın süksesini düşünebiliyor musunuz?... Bu "hava" biraz pahalı tabii... Bizim paramızla 35 40 bin lira... Ama sırtlamak istediğiniz de kılkuyruk bir kedi yavrusu değil, bir panda, bir kaola, bir kaplan... Birini kucaklamaya yalnızca sevgi yeter, ötekilerini yalancı tarafından olsa bile sırtlamanız için kesenin ağzını açmanız gerek!.. SA ĞLAMBtNALAR tstimlak alaruna giren Tarlabaşı ile lstiklal Caddesi arasında kalan sokaklardan biri. Bu tokaklann çofunda iç süslemeieriyU dikkati çeken, oldukça sağlam binalar da var.. Gri tonhı böliim ttk isttnlak planmı, çizgüi böliim ise yeni istbnlak plantna eklenen yerleri gösteriyor. edi>or. Ve karşısına gelen tüm bloklar da yıkıhyor. Yalnızca, konsolosluğun karşısındaki Kemer Hatun Camii kurtuluyor yıkımdan... Tozkoparan Caddesi boyunca ilerleyen bulvar, Kasım paşa'ya doğru inen yeşil alanların üstünde yapılacak viyadüklerle genişlik kazanıyor ve böylece Şişhane meydanına ulaşıyor. YAPILARDA DÜZELME YOK Plana baktığınızda, önce bir irkiliyorsunuz. Gerçekten de Tarlabaşı / lstiklal Caddesi arasında kalan yapı adalarının hemen yansına yakıru, bu istimlakle yıkıhyor. Bunların arasında Beyoğlu yazı dizimizde resimlediğimiz. cepheleri, iç süslemeleriyle dikkati çeken oldukça sağlam, kunt binalar da var. Peki, niye Beyoğlu'na boylesine buyük ölçekli bir planla ve yıkma duşüncesiyle giriliyor? Yıkmaktan çok ıslah, onarım, kabil ve de gerekli değil mi? Öztürkatalay böyle düşünmüyor. Ve şöyle diyor bize: "Tariabaşı'nı uzun suredir inceledik. Buradaki yapılar, her geçen gün biraz daha çoküyor. yoziaşıyor. Hiçbir yenilenme, diizelme yok. Zaten bunlann %50'ye yakını işgal altında... Sabipleri çekip gitmiş Rumlar, Ermeniler, Türkler... Bu işgale son vermek de zor. Buralan yıkmak, tek care olarak göziiktü bize..." Yıkımdan sonra çift yanda, 10 kattan aşağı olmamak uzere yeni yükseklik getiriyor plan... Yalnız buna, asgari 10 m. cephe şartı eklenmiş. Böylece dar cepheli, çirkin binaları önlemek kaygısında... Öztürkatalay, bu bölgede zaten birinci sınıf tarihi eser bulunmadığını, ikinci sınıf yapıların kimliğini korumak içinse, burda Tarlabaşı'nda var olan binalar karakterinde cephe yapmak zorunluğunu getireceklerini söylüyor. 10 KAT KARARI Tarlabaşı yıkımlanmn maliyeti, şimdilik 4 milyar gözüküyor. Paranın bir bölümü bankalara yatırılmış, ödemeler başlamış. Mayıs ayından itibaren Beyoğlu'nun bir bölümü yerine gelmeyecek biçimde yıkılmaya başlanacak. Bu, yıkmaktan çok korumaya, onarmaya gönül vermişler için kuşkusuz kabul edilmesi kolay bir olay değil. Ama diyelim ki Beyoğlu'nun tümünun kurtarılması için bir bölumunün feda edilmesi gerekiyordu. Ancak kalan binaların da bu kez sahipleri tarafından yıkılmasının önüne nasıl geçilecek? Yüksek ANKARA (ANKA) Eki etkmliklerı düzenlemek v ekinsel ürunlerı pazarlamak amacıyla bir grup aydın tarafından kurulan Bilar A.Ş. ilk Genel Kurul toplanttsını yaptı. Genel kurulda seçilen yönetim kurulu arasındaki işbölümüne göre de, yönetim kurulu başkanlığına Aziz Nesin, başkan vekılliğine Prof. Cevat Geray, murahhas üyeliğe Haluk Gerger getirildi. Yöneticilerden alınan bilgiye göre, Ankara 'da Onur tşhanı 6. kattaki bürosunda çahşmalarım sürdüren şirket. yeni kültür etkinlikleri planlıyor. Ekin Bilar Genel Kurulu İsveçli gazetecinin Bulgaristan izlenimleri: Atasoylar Almamu'da HANNOVER (a.a.) Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Dollinger'in konuğu olarak eşiyle birlikte bu ulkede bulunan Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy temaslannı surdurüyor. Atasoy dün Ho.mever'de duzenlenen fuarda Türk pavyonunu gezdi ve i/gililerden bilgi aldı. Çok sayıda Türkün oldurulduğu ctoğru İsveç gazetesinin muhabiri Disa Hastad, bir grup gazeteciyle birlikte Bulgaristan 'ın Kırcalı kentine gitti. Hastad, kentte güçlükle görüşebildikleri Türklerin katliamı doğruladıklarını belirtti. STOCKHOLM, (Cumhuriyet) İsveç gazetelerinden Dagens Nyheter, Bulgaristan'ın Kırcalı kenti Türklerine dayanarak verdiği bir haberde, söz konusu yorede 1985 yılında "çok sayıda" Türkün öldürülmüş olduğu yolundaki bilgileri doğruladı. Gazetenin doğu Avrupa muhabiri Disa Hastad, diğer yabancı muhabirlerle birlikte yörede yaptıkları geziden izlenimlerini anlatırken, Kırcalı'nın "polis baskısı altında ve gammazlanma korkusu içinde \asayan bir kent" olduğunu bildirdi. Kırcalı'ya özel izinle gonderilen basın kafilesinde yer alan Hastad, kentin 30 km. dışında sıkı bir polis kontrolünden geçtiklerini belirtti. Hastad'ın bildirdiğine göre, Kırcalı'da yerel yöneticiler tarafından karşılanan gazeteciler, kendilerine verilen zamanın büyük bölümünü uzun süreli öğle yemeğinde yitirdiler. Yemekten erken ayrılarak kenti gezmeye çıkan gazeteciler takip edilirken, Bulgarca ya da Rusça bilen muhabirler, kafile lideri ve kent yoneticileri tarafından halkla temas ettirilmedi. Buna rağmen bazı gazeteciler, Kırcah'da yaşa>"an Türklerle ilişki kurmayı başardılar. Gazetecılerle fısıltıyla ve gizlice konuşabilen bazı Türkler, "Kaç kişi öldii?" şeklindeki bir soruyu, "Pek çok k^i" diye yanıtladılar. "Onbeş mi, yirrai mi? Kaç kişi?" sorusuna verilen yanıt ise, "Çok, çok daha fazla" oldu. Bir başka Türk ise, "Burada geçen yıl korkunç şeyler oldu" dedi. Genç bir çift ise, sorulara yanıt vermek istemediklerini be'lirterek, bu konuda konuşanların 2 yıla kadar hapse mahkum edildiklerini söylediler. Bazı muhabirlerin kentin bir kahvesinde Türklerle sohbeti, içeri giren genç bir sivü giyimli şahsın sert işaretleri uzerine kesildi. Muhabirlerin, parkta oynarken rastladıkları 4 çocuk, ana babalarının, isimlerini birkaç yıl once değiştirdiğini anlattılar ve isimlerini değişıirmeyen ya da Bulgarca konuşmayan kişilerin gözaltına ahndığını söylediler. AVRUPA PARLAMENTOSU Öte yandan Avrupa Parlamentosu Liberal Grubu, Bulgaristan'da yaşayan Türklere uygulanan insanlık dışı muamelelerle ilgili olarak hazırladığı acil karar tasarısını 1418 nisan tarihlerinde Strasbourg'da toplanacak genel kurula sunma kararı aldı. Tasannın, parlamentonun perşembe gunku oturumunda ele alınması bekleniyor. Liberal grubun tasansında, Türk asıllılara adiarını, dinsel ve kultürel geleneklerini değiştirmeleri için yapılan baskılar uzerinde duruluyor ve Bulgar hükumeti, bu baskılara son vermeye çağrılıyor. Akademik Palmiye Nişanı ANTALYÂ, (a.a.) Fransa Eğitim Bakanlığı, Akdeniz Üniversitesı Meslek Yuksek Okulu Fransızca Öğretim Görevlisi Korkmaz Öztürk'e, Fransızca öğretiminde uzun yıllar hizmet vermesinden dolayı, "Akademik Palmiye Nişanı" verilmesini kararlaştırdı. Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından nişan verilmesi için onerilen ve eğitim bakanlığınca uygun bulunan Korkmaz Öztürk, nişanı 21 nisandaA ntalya 'dadüzenlenecek törenle Fransız hükümet temsilcisinden alacak. Dtor'un uzun etekli bir modeIL Ayak büeklerine dek gelen redtngot kruvaze kapanıyor. tından memnun olduğunu söylernek mümkun değil. Üstüne üstlük bir de kötü hava, bu yer değişiminin ustüne tuz biber ekiyor. Yağmur, soğuk, rüzgâr... Açılmak bilmeyen kapılar, başlamak bilmeyen defıleler, yer yarılıp yerin içine giren taksiler... NUH TUFANI GtBİ... İnsan dışarda güneşin, baharın kendisini beklediğini bilirse, içerde kışa daha iyi dayamyor. "tçerde" lafın gelişi. Yoksa defilelerin yapıldığı bu dev çadırlann içini yel üfürüp su götürüyor. Yer yer akıyor "dam"larımız!.. Mavi brandalar vahşi seslerle deli deli çırpınıyor, tepede kovalardan boşanan bir yağmur, Nuh tufanını bir kez daha yaşayacağımızı müjdeliyor sanki. Modacılar da üstüne üstüne gidiyor, bir karakış sergiliyorlar podyumda. lnsanın içi donuyor. Örneğin Thiery Mugler modellerini kutup köpeklerinin çektiği, kutup kızaklarına bin f Birtiği Komunist Partisi yayın organı Pravda gazetesi, F. Almanya 'da AImanca olarak yayımlanmaya başladı. Pravda gazetesinin A Imanca yayımlanan ilk sayısında arka sayfanm tümünde Amerika Marlboro sigarasmın ilanı yer aldı. Pravda, daha önce de Fransızca ve tngiüzce olarak, Fransa ve ABD 'de satısa çıkmısn. (Fotoğraf: AP) Sanyer'de bina inşası ü p panelinde muzır korkusu Gülhane Askeri Tip Akademisi'nde "Seksüel Fonksiyon Yetersizlikleri" paneli sırasında söz alan Prof. Dr. Saim Mermut, "Muzır Neşriyat Yasası nedeniyle bazı slayt ve fılmleri gösteremeyeceğini" söyledL ANKARA, (ajL) Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde duzenlenen panelde "Seksüel Fonksiyon Yetersizlikleri" tartışıldı. Prof. Dr. Kemal Aydınok tarafından yönetilen panelde, insan ömrünün uzaması ile yaşlılığa bağlı olarak seksüel sorunların önemli ölçüde arttığı öne sürüldü. Panelde, feminizm ve cinsel devrim hareketleri ile birlikte kadınların seksüel haklannın çogalmasının, erkeğin seksüel sorunlannı etkilediğine dikkat çekildi. Panelde bir konaşma yapan Prof. Dr. Metamet Ali Gündogan, özellikle erkeklerde, ilerleyen yaşa bağımh olarak cinsel yetersizlik korkusunun sürekli arttıgını kaydetti. Cinsel yetersizlik sorununun temel kaynaklanndan birinin başka hastalıklar olduğunu anlatan Prof. Dr. Gündogan, kalp, karaciğer, genetik hastalıklar, zehirlenmeler, seker hastalığı, vitamin eksikliği ve radyasyon tedavileri yüzünden, zaman zaman cinsel yetersizlik problemlerinin ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Gündogan, parazitlerin bile cinsel yetersizliğe yol açabileceğini bildirdi. Psikolojik kaynakh cinsel yetersizliklerin, aniden başlayıp devamh değişiklik gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Gündogan, organik kaynakh yetersizliklerin ise yavaş yavaş başlayıp sürekli olarak geliştiğini bildirdi. Sözlerine "Muur Neşriyat Yasası nedeniyle bazı slayt ve filmleri gösteremeyecegim" diye başlayan Prof. Dr. Saim Mermut, kadınlarda rastlanan cinsel yetersizlik sorunlanna değindi. Mermut, yanhş bilgilendirme yüzünden, evli kadınlann ücte birinin cinsel ihşkiden zevk almadığını anlattı. Kadında cinsel soğukluğun genellikle erkekten kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Saim Mermut, sorunun çözümünde evlilik öncesi cinsel eğitimin yarar sağlayacağıru belirtti. "Sık cinsel Uiskinin zarariı olduğunu" savunan Prof. Mermut, "\feni evli çiftlerde haftada bir cinsel ilişlu ise, bir sonınu degil, yalnızca uyusuk bir yapryı yanaür" şekJinde konuştu. PROTEZLER Doc.Dr. Remzi Sağlam, ise, erkeklerdeki cinsel yetersizh'klerin protezler yardımıyla giderilebildiğini söyledi. Doc. Sağlam, "Artık üp dergilerinde erkek cinsel organına yeriestirilen protezlerin reklamı normal antibiyotik reklamları kadar yaygın" dedi. PSİKOLOJİK KÖKENLİ SORUNLAR Seksüel yetersizlikleri psikolojik açıdan ele alan Doç. Dr. Hamdullah Aydın ise günümüzde cinsel yetersizliklerin daha çok tartışılabilmesinin, sorunlann belirlenmesini kolaylaştırdığını kayddetti. Cinsel yetersizliği psikolojik kökenli olan kişilerin sorununa çözüm ararken, eşlerin birlikte ele alınmasımn yararlı olacağını anlatan Doç. Dr. Aydın, böylece diğer eşin sorundaki payının ve tedavideki öneminin kolayca anlaşılacağını söyledi. İSTANBUL, (UBA) Belediye başkanlığının aldığı bir kararla, bundan böyle Sarıyer ilçesinde tüm yeni inşaatlar, OsmanlıTürk mimari tarzında yapılacak, kapı ve pencereler kemerli olacak. Belediye Başkanı Ali Sandıkçı, alınan bu karar hakkında, "Belediye Estetik Kurulu 'nca alınan karara göre, ilçe dahilinde inşa edilecek tüm yapılar için OsmankTürk mimari tarzını şart koştuk. Yeni inşaatlarla beraber, tadü için başvuruda bulunanlardan da bunu isteyeceğiz ve 1 Mayıs 1986 tarihinden itibaren bunu yürürlüğe koyduk. Kapı ve pencereler kesinlikl kemer şeklinde olacak, bunut. dışında otanlara iskân izni veritmeyecek" dedi. Sinema GünlerVnde ek gösteri Kültür Servisi Uluslararası Istanbul Sinema Gunleri 86'da, gösterilen yoğun ilgi üzerine Sovyet yönelmen Elem Klimov' un "Gel ve Gör" adlıfilmi için ek gosteri düzenlendi. "Gel ve Gör" adlıfilm, 19 nısan cumartesi günü sabah 9.30'da Moda Sineması Kültür Merkezi'nde bir kez daha gösterilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle