19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 HAZİRAN 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Satış yerine 99 yıllığına kira Turizm Bakanı, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yasanın ekonomiye yararh olacağına inandığını, anayasaya aykırı olmayacak yeni formiiller düşünülebileceğini belirtti. A S U M A N AVAR MARMARİS Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşcıoğlu, yabancıların mülk edinmesi konusundaki yasanın Anayasa Mahkemesi'nden geri dönmesi ile ilgili olarak, "Memleket ekonomisine yararlı olacağına inandığımız bir kanun idi. Anayasaya aykın olmayan yeni formiiller düşünükbilir. Mesela 99 sene kira>pa verirsin. Ingilterr'de olduğu gibi mütekabiliyete lüzum yok" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mukerrem Taşçıoğlu "Cumhuriyet" in sorularını latilini geçirdiği Marmaris'te yanıtladı. Taşçıoğhı'na yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle: Sayın Taşçıoğlu, yabancdann mülk edinmesi konusundaki yasa Anayasa Mahkemesi'nden geri döndii. Bu konudaki göruşleriniz neler, daha önce mülk edinen yabancıların durumu ne olacak? TAŞÇIOGLU Kanun geriye işlemez. O onlarm malıdır. Anayasa Mahkemesi elbette bu konuda en yetkili mercidir. Memleket ekonomisine yararlı olacağına inandığımız bir kanun idi. Anayasaya aykın olmayan yeni formiiller düşünülebilir. Mesela 99 sene kiraya verirseniz, Ingiltere'de olduğu gibi mütekabiliyete lüzum yok. Bu karan hükümet olarak düşünmek lazımdır. Özellikle hukuki yönünü hükümetimiz tetkik edecektir. Sayın Bakan önceden yer ayırtmasına karşın pek çok yabancı turist oteüerde yer bulamadüar ve daha sonra da maddi ve manevi tazminat davası açtılar, bu olaylar konusundaki diişüncderiniz neler? TAŞÇIOĞLU Onlann açtıkları tazminat davalan bizim hakkımızda değildir, onları buraya yollayan seyahat acenteleri hakkındadır. Dünyanm her yerinde konaklama tesisleri yüzde 1520 oranında fazla rezervasyon yapar. Se>fahat acenteleri de bu oran kadar rezervasyon iptal ederler. Bu sene anormal bir turist artışı görulmüştür ülkemizde. Geçen seneden beri turist oranındaki artış yüzde 60'a ulaşmıştır. Bazı konaklama tesislerinin bu yıl seyahat acentelerine bu konuda bir uyansı da olmuştur. Aslında her iki tarafın da hatası olmuştur. Konaklama tesisleri bu yıl tahminlerini iyi yapamadılar. Müşkül durumlar yaratıldı. Türkiye'de 800 konaklama tesisi var, bize intikal eden 78 vaka. Bunlar, ceza yönetmeliğine göre cezalandınlmışlardır, azami hadler kulanılarak. Maalesef 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu'na dayanan ceza yönetmeliğinin hükümleri günün koşullarına uymamaktadır. Azami para cezası 100 bin liraya kadar çıkabilmektedir. Sınıf tenzili, belge iptali hatta tesisi kapatma gibi müeyyideleri ceza yönetmeliğine sokacağım. Konaklama tesislerinin su kullanmadaki tenzilattan istifade edememesi gibi çok önemli müeyyideleri koyacağım. Mevsim ortasında otel kapatmak elbette en son başvurulacak yol. Yunanlıların Ege adalarında taşımacılık yapan Türk valçılanna çıkardıklan güçlükler konusunda ne düşünü>orsunuz? 1AŞÇ1OGLU Dış politikamıza paralel olarak turizmimizde de komşumuz Yunanistan'ın millet olarak değil devlet olarak b a a dostane olmayan küçük küçük tedbirlere başvurduğunu en ince teferruata kadar bilmekteyiz. Sayın Başbakanımızm hükümetin teşkilinden beri hukümet prograıru dahil birçok beyanatında belirttiği gibi hiç değilse turizm sahasında komşumuz Yunanistan'la anlaşma sağlamamızın ilerde belki de hayırlı olacak bir diyaloğun başlangıcı olması temennisi maalesef şu ana kadar tek taraflı kalmaya mahkum olmuştur. Nüfusu yaz aylannda 150 bine çıkan turistik yore belediyeleri, Iller Bankası'nca kendilerine aynlan payın nufusun yoğun olduğu bu aylara göre belirlenmesini isliyorlar. TAŞÇIOCLU Turistik yörelerin yazın nüfusları 150 bine çıkıyor. Bu yöre belediyelerine nufus esasına göre öngörülen yardımın dışında başbakanımızm emriyle bir fon teşekkül edilmiştir. Bu yardım yapılmaktadır ve yapılacaktır. Sayın Bakan, Polis Vazife ve Selahi>etleri Yasası'nın Türk turizmine etkisi sizce nasıl olacaktır? TAŞÇIOGLU Hiçbir şey değişmeyecek. Bu kanunun turizmi ilgilendiren tarafı genei adaba aykın kıyafetle dolaşanlardır. Plaj kıyafeti ile şehir içinde dolaşırsanız gayet tabii ki polis sizi düzgün giyinmeye davete edebilir. Ya da Marmaris'te lokantada üstsüz olarak oturmak adaba aykırıdır. Bizim Türk top • lumu muhafazakârdır, hoşlanmayabilir. Geçmişte de istese müdahale edebilen polis, bundan sonra bu kanuna dayanarak sanmıyorum yanlış hareket etsin. Polis üstsüz turistlere müdahaie etmemiştir bugüne kadar. Taşçıoğlu'nun yeni formülü: ANKARA'nın tasına bak > w Taşar'm şifreli çantası ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar, geçen hafta AET Komisyonu üyeleri ile birlikte İngiltere'ye gitti. Taşar, bir haftalık geziye yanından hiç ayırmadığı şifreli çantasını da götürdü. Taşar, çantasının şifresine çok güveniyordu. Bu yüzden çantasını oteldeki odasında gönül rahatlığı ile bırakıyordu. Taşar, yine o gün çantasını otel odasında bırakıp gitmişti..Otele dönüşte çantası yerinde duruyordu. Şifreleri yerindeydi. Kapağı kapalıydı. Taşar, şifreleri tek tek eliyle çevirdi ve kapağı açtı. Bir de ne görsün, şifreli çantanın içindeki paraların yerinde yeller esiyordu. Taşar, İngiliz polisine haber verdi. Polis, İtalyan turistlerin bu işi yapabilecekleri kanısına vardı. Taşar, şimdi özellikle İtalya'ya gideceklere, 'Aman çantanıza mukayyet olun, Itatyanlar şifre filan dinlemiyor" diyor. Side'nin denizi (Fotoğraf: FARUK BİLDİRİCİ) Çukurova 'da bir geziye baslayan Mehmet Yazar Adana'da partisinden Ugi görmedi. DYP Adana il ve merkez ilçe yönetiminde görevli hiç kimsenin Yazar'ı karşılamadığı dikkati çekerken, parti tarafından daha önce düzenlenmiş olan program da iptal edildi. Karşılamaya gelenlerden biri Yazar'ı karşılamamaları ve Ugi göstermemeleri talimatınm , genel merkezden geldiğini öne sürdü. Ozetle Yazar, Adana'da Ugi görmedi 'Yamşma 16'nın şampiyonuna telefon yağıyor Can Gülen'in şansı açıldı "Yarışmaya hediyeleri kazanmak için katıldım açıkçası" diyor Can Gülen. "Alacağım dedim, aldım. Ama bunu ailemden başkasına söylememiştim. Sonra ukala derler diye." İstanbul Haber Servisi Telefon. art arda çalıyordu. Tanıdık, tammadık genç kızlar, tele\izyonda gördükleri "Yanşma 16" programının şampiyonu; uzun boylu, mavi gozlu gençle konuşabilmek için adeta yarışıyorlardı. Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi'ni bu yıl bitiren ve ilk onun içine girmeyi bekleyen Can Gülen'in, böylesi ilgiden biraz mahcup, ama daha çok mutlu olduğu gözleniyordu. 23 yaşındaki genci, Kadıköy Yoğurtçu Parkı Caddesi'ndeki evinde ziyaret ettiğimizde, televizyon programında olduğu gibi hâlâ gülüyordu. Söz konusu yanşmaya niçin katıldığı sorulduğunda, kitaplığına yerleştirdiği renkli televizyon ve videoyu göstererek, "Hediyeleri kazanmak için katıldım açıkçası" diyor du. "Alacağım dedim, aldım getirdim işte. Daha önce alacağımı ailemden başkasına söylememiştim. Sonra ukala derler diye." Can Gülen, ev hanırru Reyhan Gülen, ve emekli banka müdurü Alaaddin Gülen'in iki oğlundan büyüğü. Bu yıl Saint Joseph Lisesi'ni bitiren kardeş Gürcan Gülen, üniversite sınav sonuçlarını bekliyor. Fenerbahçe Yıldız Genç Takımı'ndan sonra halen Ortakoy Basketbol Takımı'nda oynayan Can, Alman Lisesi'ni bitirmiş. Anlattığına göre, bir kere Boğaziçi Üniversitesi'ni seçmiş, bir bölüm seçmesi gerekiyormuş. En yüksek puanı istediği için, makine muhendisliğini tercih etmiş. Sonra da makine dalını benimsemiş. Gülen'in, "Neden ille de Boğaziçi Üniversitesi" sorusuna yanıtı, "Lise son sınıftayken ITÜ'ye gittim, gördüm. Okul çok kasvetliydi. Sonra oradakj öğrencilerle uyuşmak var" oluyor. "Yarışma 16" programının şampiyonu genç, son dört yıldır resimli romandan başka şey okumadığını söylüyor, "Eskiden çeşitli edebi eserler okurdum. Son dört yıldır resimli romanlar okuyonım. Bir de meslek kilapları. Başka şeyler ilgilendinniyor beni" diyor. Bu tip yarışmaları kısaca " i y i " , katıldığı yarışmayı ise "Abes sorular vardı" biçiminde değerlendiren Gulen. yanşmaya nasıl hazırlandığını ve yanşmaya ilişkin duygularını şöyle anlatıyor: "Atilla Dorsay'ın "Sinemayı Sanat Yapanlar". Faruk Yener'in "Müzik kılavuzu" kitaplan ile lise üçüncü sınıflann tarih ve edebiyat kitaplannı okudum. Ama hiçbir işe yaramadı. Bunlardan soru gelmedi. Yanşmanın ilk bölümünde heyecanlı değildim. Yan finalde 15 puanda kalınca sinirlendim. Abuk sabuk sorular geldi. Moraiimi bozmadım, 75 puanı aldım paçayı kurtardım. Finale gelince biraz stres yaşadım. Kazanamasaydım uzülürdüm." Gülen ailesinin evinde televizyon yok. "Olsa ne diye bu yanşmaya katdayım"' biçiminde konuşan Can, "Benim ve kardeşimin masraflan. Bir de kimse televizyonla ilgilenmiyordu. Onun için televizyon alınmadı. Aslında benim de ügüendigim televizyon değil, video. Böylece kaçırdığım sanat filmlerini izleyebileceğim" diyor. Disko, arabesk, Turk sanat ve halk müziklerini sevmediğini, buna karşın Klasik Batı Müziği, senfonik rock, hard rock, klasik caz, caz rock müziklerini sevdiğini belirten Can, Türk gençlerinin aşırı biçimde arabeskleştirildiğini söylüyor. Can Gülen, Polis Yasası'ndaki değişiklikle, emniyet görevlilerinin kadın ve erkeğin el ele, ya da sarılarak dolaşmasına kanşır hale getirilmesi konusunda sinirleniyor ve, "Böjle aptalca şeyler duşünüluyorsa, artık ne denebilir" diyor. IŞ ve Işçı Bulma Kurumu'ndan her gün yeni bir atama haberi gelir. Son olarak İş ve işçi Bulma Kurumu Ankara Bölge Müdürlüğü'nde çalışan Kubilay Aksay, bu atamalardan nasibini aldı. Kubilay Aksay'ı geçenlerde iş ve işçı Bulma Kurumu Genel Müdürü Abdullah Teoman Güler'in Özel Kalem Müdürü Şahap Kaya yanına çağırdı ve dedi ki: Sayın Aksay, siz 1977 yılında CHP'den Hatay milletvekili adayıymışsınız, Cumhuriyet Gazetesi'ne de haber Haber sızdırma sızdırdığınız yolunda elimizde mektuplar var. Ne diyorsunuz? Kubilay Aksay da, "Böyle bir şey yok. Ben gazeteye haber sızdırmıyorum" demiş. Bu konuşmanın ardından bir hafta geçtikten sonra Aksay'a atama yazısı gelmiş: "Kubilay AKsay'ın \fen Şube Müdürlüğü'ne tahsis edilen 5'inci dereceli memur kadrosuna almakta olduğu aylığı ile atanması uygun görulmüştür." Haber sızdırsan da, sızdırmasan da sonuç aynı oluyor. Engel atlama yarışı ÇANIKAYA Belediye Başkanı Erdoğan Yavuzlar, sanat ve kültür faaliyetlerini beledıyecilik ıcraatı olarak görüyor. Bu yüzden "Ankara'nın midesi" Sakarya Caddesınde öğle ortasında sanatçılara konser verdıriyor. Eiektrik direklerine saksı astıran, yol kenarlarına tuz kutusu koyarak, kışın hazırlığını yaz ortasında yapacak kadar iş bilen. iş bitiren Yavuzlar, her nedense sokakların, caddelerin çukurlarını doldurmaya bir türlü zaman bulamıyor. Çukurlardan, hendeklerden atlayarak dolaşan Çankayalılar, ayaklarını burkmazlarsa çukurlardan kaçan arabalann altında kalmak tehlikesi ile burun buruna yaşıyorlar. Bir anlamda başkentlıler için Çankaya Belediye sınırları içinde dolaşmak engelli bir yarış gibi. Bunu Yavuzlar kendisi de anlamış olmalı ki, geçenlerde "engel atlama yarışı" düzenledi. Yalnız nedense, engel atlama yanşma, uzmanı haline gelen başkentli yayalar ve sürücüler değil de, Âtlı Spor Kulübü'nün atları katıldılar. Federal Almanya 'nm ciddigazetelerinden Frakfurter Allgemeine Zeitung 'da yer alan bir yazıda, Türk tafimacıüğıntn Bulgaristan 'da karşılaştığı zorluklara değinildi. Bulgaristan 'daki Türk aunlığa karşı başlatılan Bulgarlaştırma kampanyasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin soğuduğuna değinen Alman gazetesi, Türk TJR'larma transit geçişte çıkarüan zorhıklann, Sovyetler'in dahüinde geliştiğini ve hatta "teşvik" edUdiğini ileri sürdü. Sovyetler, Buîgaristanı teşvik ediyvr Polis fişi ANKARALI vatandaşlardan Doktor Aysel Ülker, geçenlerde bayram ahşverişi yapmak üzere Maltepe'deki Polis Pazarı'na (Polzar) gitti. Alacaklarını aldı. KDV ile birlikte Aysel Ülker'in Polzar'a vereceği para 2 bin 100 liraydı. Kasaya gitti, 2 bin 100 lirayı uzattı. "Fiş rica edeceğim" dedi. Kasadaki memurun yüzü birden asıldı ve Aysel Hanım'a, "Prensip olarak fiş vermiyoruz" dedi. Bunun üzerine Aysel Ülker, "Vermek zorundasınız" diye ısrar edince, Aysel Hanım'ın aldığı malları geri almışlar ve parasını iade etmişler. Bizim bildiğimiz kadarıyla yeni çıkan Polis Yasası'nda Polis pazarlarından alınan mal karşıhğı fiş verilmez, gibi bir madde yer almıyor ama... Novaljin mi, hemşire mi? NURETTİN ÇELİK, Ankara Vilayetı'nde çaltşan 58 yaşında bir memur. 6 ay öncesine kadar koşabılen Çelik. şimdi topallryor. Sağlam bacağın aksamasının hikâyesi bir guatr ameliyatıyla başlıyor. Nurettin Çelik, geçen ocak ayında Ankara Numune Hastanesi'nde başarılı bir guatr ameliyatı geçırmiş. Ne var ki ameliyattan sonra baş ağrılan kendini göstermeye başlamış. Durumu doktora anlatmış. Doktorun direktifiyle kat hemşiresı kendisine bir adet novaljin iğnesi vurmuş. Iğneyi yediği anda Çelik'in sol ayağı uyuşmaya başlamış. Doktoru çağırmışlar, Doktor, igneden değil, hemşıredendir demiş. Sinir uzmanları gelmiş, ayağını bir güzel muayene etmişler. Bir şey bulamamışlar Guatr hastası Çelik'i bu kez beyın cerrahına göndennışler, beyın cerrahı, vurulan iğne• den demiş ve Çelik, ikinci kez ameliyat masasına uzanmış, ama bu sefer iğne vurulan kalçasına "operasyon" düzenlenmiş. Ameliyatı yapan doktor verdiği raporda, iğne vurulanyerdeki damarlann birbirine yapıştığını ve ameliyatla bunların açıldığını beiirtmiş. Çelik, bu ameliyattan sonra bir süre rahatlamış. Kendisine 3 ay rapor vermişler. Ne var ki raporu bitmeden ağrılan artmış. Şimdi topallıyor Nurettin Çelik. Gördüğü fizik tedavi de işe yaramamış. Cerrahlara ve kendisinı guatr ameliyatı yapan doktora sorulursa, topallamasının nedeni hemşirenin yanlış iğne vurması. Sinir uzmanlarına, beyin cerrahlanna ve kendisine sorulursa. novaljin ığnesı kendisini topallatan. Suç hemşirede mi, ilaçta mı? Prof. Özalp hftifa etti Anadolu Üniversitesi Açık Öğretbn Fakültesi Dekanı Prof. Dr. San özalp, görevinden istifa etti. 75 bin öğrencisi bulunan fakültenin dekanlığuıı Doç. Dr. Cengiz Tekin vekaleten yürütüyor. 23 kastmda ilan edilecek "ytitn öğretmetü" seçiminde aranacak koşullar beürUndi. Seçimde memuriyetteki kıdemi en az 15 yıl olmak, fiilen öğretmenlik yapmak, ayüktan kesüme ve daha ağtr bir disiplin cezası almamış olmak, Atatürk ilkeleri ve inkılaplanna bağlılık ön koşul olarak aranacak. Yıhn öğretmeninde aranacak koşullar SEVtNÇLl Yanşma 16'nın şampiyonu Can Gülen, evlerinde televizyon olmadığını, çünkü kimsenin televizyonla ilgilenmediğini söylüyor. "Benim asıl ilgilendiğim videoydu. Böylece kaçırdığım sanat filmlerini izleyebileceğim" diyor. Bodrum FestivalTnde Zeynep Ozal tartışması BODRUM, (Cumhuriyet Ege Bürosu) 1. Uluslararası Bodrum Festivali başlamadan önce yolsuzluk savlan öne sürüldü, Zeynep Özal'ın yasaya aykın olarak fahri başkanüğa getirildiği savunuldu. Festival, bugün festival yürüyüşü ve balosu ile açüacak. Festivale katılacak çok sayıda sanatçı da Bodrum'a gelmeye başladı. Festival, 2 temmuzda sona erecek. Festival başlamadan çıkan yolsuzluk söylentileri ile ilgili olarak SODEP Bodrum İlçe Başkanı ve Belediye Meclisi'nce daha önce festival Yürütme Kurulu Başkanı seçilen Musa Gökbel, bir basın toplantısı düzenledi. Başbakan Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal'ın komite başkanı olmadığını öne süren Gökbel, "Nasıl başkanlıga getirildiğini bilmiyoruz. Kim önerdi onu da bilmiyoruz. Ancak gerçek olan bir şey varsa, Sayın Zeynep Özal'ın bu görevle uzaktan yakından ilgisinin olmadıgıdır " dedi. Gökbel, festivalin gelir kaynaklan üzerinde durarak, yat limanındaki satış standlarının kiraJanma yönteminde usulsüzlük yapıldığım savundu. Gökbel şunları söyledi: "Standın amacı, ürünleri teşhir etmekten başka bir şey değildir. Göniyonız ki, bırakın amaca yaklaşmayı, buralan şimdiden sandviççiler. meşrubatçılar doldıırdu. Kira sozkşmesi, iiç kişinin arasında >apılmaktadır. Elimizdeki belgeieri, festival sonunda bir soruşturma öoergesiyle Meclis'e getireceğiz." BİLKİÇ: BtZİMLE İLGİSİ YOK Festival satış standlarının kapladığı toplam 900 metrekarelik alanın 4 milyon liraya " F u g o r " adlı bir firmaya tahsis edilmesi ve firmanın bu yerleri metrekaresi 30 bin liradan toplan 27 milyon kiraya vermesı tepkilere neden oldu. Bodrum Belediye Başkaru Cevat Bilkiç, "Biz belediye olarak kiralamaya kanşmıyoruz. Kaça verildiğini de bilmiyoruz. Stand kurma işini komite Fugor'a verdi. Fugor'un standları kaça ve kime vereceğini bilemeyiz. Aramızda p.otokol var, Bodnımlu esnafa indirim yapüacak" diye konuştu. Bilkiç aynca, standların metrekaresi 30 bin liraya kiraya verildiği yolundaki iddialara inanmanın güç olduğunu belirterek, "Bu fiyatla kiralayan firma nasıl kâr edecek?" diye sordu. ! Bugün saat 18.30'da düzenlehecek festival yürüyüşü ve 20.30'da Halikarnas Disko'da yapılacak açılış balosundan sonra festival yarın çarşıda saat 19.30'da Ankara Çocuk Tiyatrosu'nun oyunu ile sürecek. Erol Pekcan, Marina'da yine aynı saatte bir caz konseri verecek. Karol başardı NAİROBİ'de yapılacak olan "Dünya Kadınlar Konferansı"na katılmak üzere başvuran Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Sevinç Karol'un isteği kabul edildi. Karol, isteğinin kabul edilmesi ile birlikte ANAP'tan milletvekili Göksel Kalaycıoğlu ve MDP'den Imren Aykut ile birlikte Dışişleri Bakanlığı'nda verilen brifinglere katılmaya başladı. Oysa Karol'un uzun süre yardımcılığını yapan ve halen Devlet Bakanı Kâzım Oksay'ın danışmanı olan Prof. Tahsin Nuri Dürlü, Karol hakkında basında çıkan ve usulsüzlük iddialarını da kapsayan haber kupürlehni koca bir dosya yaparak Dışişleri Bakanlığı'na vermışti. Hakkında hazırlanan dosyaya rağmen Nairobı'ye gitmeyi başardığına göre, Karol'un başarılı bir kulis çalışması yaptığını kabul etmek gerek. Samsun feribotu geldi Türkiye DenizciUk Işletmeleri Genel Müdürlüğü için Polonya 'dainşaedUen "Samsun"feribotu, bayramm birincigünü Istanbul'a geldi ve Sarayburnu Rıhtımı'na demirledi. 10 bin 583 grostonluk Samsun feribotu, 59S yolcu ve 214 otomobil taşıma kapasitesine sahip. Samsun feribotu, Ankara feribotu gibi istanbultzmirAncona hattında çalısacak. Taşçıoğlu kime sinirlendi? Marmaris Festivali, çeşitli yönleriyle basına yansıdı, tartışıldı. Başta gelen tartışma konusu, Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun neden festivalin açılışını yapmadığıydı. Tartışmlar sırasında öne surülen iddialara göre Taşçıoğlu, Marmaris Festivali'nin açılışını Marmaris'in SODEP'li Belediye Başkanı Muharrem Ergin'in yüzünden yapmamıştı. Taşçıoğlu, bir SODEP'li belediyenin düzenlediğı festivali açmak istememişti. Taşçıoğlu, sonunda Marmaris'e geldi. Gerçi festivalin sonu yaklaşmıştı geldiğinde ama, adeta ıddiaları yalanlamak istıyordu Taşçıoğlu. Arkadaşımımız Şenay Kalkan Marmaris'te Mükerrem Taşçıoğlu ile görüştü. Taşçıoğlu, Kalkan'a, "Açılışa davet ediyorlar, bir de kokteyl veriyorlar. Yanıma falanca artisti oturtup, elime de bir kadeh tutturacaklar. Parti tüzüğümüzde de yazdığı gibi biz muhafazakânz. Her ne kadar ben uygar davranışlı biri olsam da ramazanda böyle bir olay sahnelemek istemem," diyordu. Taşçıoğlu, açılışa neden gelmediğini böyle açıkladıktan sonra kapanış törenine neden katılmayacağını da, "Ben buraya geliyorum. Kimse beni karşılamıyor. Belediye Başkanı benden sonra gelir. Karşılaması lazımdı," sözleriyle anlatıyordu. İLAN İSTANBUL ÜÇÜNCÜ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINDAN Sayı: 1984/395 Davacı Eübank Istanbul Alım Satım Müessesesi namına vekili tarafından davalı Beta Ticaret P. Hulya Izgi aleyhine açılan alacak davasının yapılan muhakemesi sırasında: Mahkememizce davalı Beta Ticaret P. Hülya İzgiSelimiye, Hacı Miske Cad. No: 41 / 3 D.9 Istanbul adresine tebligat yapılamadığı anlaşüdığından, dava dilekçesi ile günlu davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma gunü olan 1.10.1985 gunü saat 14.30'da mahkeme salonunda hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsıl ettirmeniz, aksi takdirde hakkımzda gıyap karan tebliğine karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 12.6 1985 Basın: 8156 Anayasa Mahkemesi nde gazetecilere yer yok Simavi Karikatür TtarişmasVnda birincilik Polonyuh OblickVnin Kültür Servisi Hurriyet Vakfı'nca duzenlenen III. Uluslararası Simavi Karikatür Yanşması sonuçlandı. Dunyaca ünlu karikatür sanatçısı Guillermo Mordillo (Arjantin) başkanlığında Adolf Born (Çekoslovakya), Jürg Spahr (İsviçre), Semih Balcıoglu ve Nehar Tüblek'ten oluşan seçici kurul yaptığı değerlendirme sonucunda birincilik ödülunün Polonyalı çizer Janusz Oblicki'ye, ikincilik ödülunün Yugoslav sanatçı Dusan Petricic'e, uçüncülük ödülünun Meksikalı karikatür sanatçısı Helioflores'e verilmesini kararlaşlırdı. Öte yandan, Setsuo Azuma (Japonya), Haldun Dirik (Turkiye), Igor Gonçaruk (Sovyetler Birliği), Hardv Lauper (Isviçre), Marjan Mancek (Yugoslavya), Ratko Raçev (Bulgaristan), Jiri Sliva (Çekoslovakya), Mihai Stanescu (Roınanya), M. Jan >an der VV'ell (Hollanda) ve Mihayl ZJalkovski (Sovyetler Birliği) şeref mansıyonlarına değer gorulduler. GAZETECILER, birçok kurumda olduğu gibi Anayasa Mahkemesi'nde de değişık biçimde ' değerlendinlmeye ve bazı kısıtlamalarla karşılaşmaya başladılar. Bunlardan ilki, geçen hafta perşembe günü yaşandı. Üç gün boyunca, Anayasa Mahkemesi'nde "yabancılara mülk edinmeye olanak sağlayan yasanın iptali istemini" izleyen ve sonucu bekleyen gazeteciler, perşembe akşamı ılgınç bir sürprızle karşılaştılar. Görüşmelerin sonunda Yüksek Mahkemenin Genel Sekreteri, gazetecilere, "Başkanlıkça, yanlış anlaşılmaya neden olmamak ıçın ve anayasanın amır hükmü doğrultusunda, gerekçelı karar yazılıncaya kadar olumlu ya da olumsuz bir açıklama yapılmamasının kararlaştınldığım" bildiriyordu. Gazeteciler, bu anayasa hükmüne saygı duyarak, isteseler mutlaka haber sızdırabılecekterı halde, böyle bir yola başvurmadılar. Bu davranışın en önemli nedeni, Yasalara uygun davranan bir kurumun saygınlığını korumak çabasıydı." Aynı günun gecesı, televızyonun kapanış hdberlennde ıse Anayasa Mahkemesi'nin, soz konusu yasayı iptal ettiği açıklandı. İşte o anda bu açıklamayı duyan gazetecılerin tepkisi aynı oldu. Haberi dinler dinlemez, birbirlerine telefon eden gazeteciler, "Demek kı TRT'ye yapılan açıklama doğru anlaşılır, ama aynı açıklama gazetecilere yapılırsa gazeteciler bunu yanlış anlayabilirler diye korkuldu" dediler. Bir gazeteci, sözlü basında çalışanların da, TRT'deki muhabirter kadar akıllı ve anlayışlı olduğunun Anayasa Mahkemesi'ne bildirilmesini, bir başkası, basının bir kuruma gösterdiği saygıyı aynen beklediğinın duyurulmasını istedı. Bir başkası. "Bırakahm, Anayasa Mahkemesi her ışını TRT'yle halletsın" dedi. Oysa bir başka sürpriz bekliyordu gazetecileri. Şımdilerde Anayasa Mahkemesi'ne gıden gazetecileri. başkanın sekreteri, "Bakanlığın emrı gereğınce uyarıyor" ve mahkemenin kapısında beklemesı gerektığıni kendisine hatırlatıyor. Demokrasılerde "Basın dörduncü kuvvettır" derler de.. İSTANBUL 12. İCRA MEMURLUĞUNDAN DAVET KÂĞIDININ İLANI Dosya No: 1984/7279 Alacaklı: Muhittın Bilgin vekili Av. Yaşar Taşkaya Borçlu: Aysen Çınar (adresı meçhul) Haciz tarihi: 3.6.1985 Fatih, Hocaüveyz Mahallesi, Korkutata ve Battalgazi Sokak, 141 pafta, 2062 ada, 55 parsel sayılı 198.19 m2 mesahalı, 5.4.1972 tarihli yönetim planma tabi olan kâgir apanmanın 8''96 arsa paylı 3. kat 11 No'lu meskeninizin tamamı kayden ve fiilen haciz edılmiş, dairenizin tam mulkıyetine 9.000.000.TL. kıymet takdir edilmiştir. Yapılan bu kıymet cakdiri ve haciz yokluğunuzda yapıldığından işbu kâğıdın ılanından ıtıbaren IIK'nun 103. maddesi gereğınce on seki/ gun ıçinde kıymet takdir tutanağını tetkik ve bir di>eceğınız varsa bildirmeniz için dairemıze başvurmanız, adresinız meçhul olduğundan ilanen tebliğ olunur. 13.6.1985
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle