19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 23 HAZİRAN 1985 Cumhurbaşkanı, bayramı Bodrum'da geçirdi Evrerfin gizlî KDV denetleınesi Bodrum 'daki diskotek sahipleri, Cumhurbaşkanı Evren 'e bir dilekçe verdiler. 24.00'ten sonra ses yayınının kestirilmesi uygulamasmın yumuşatılmasını istediler. Evren, bugün Ankara'ya dönüyor. CELAL BAŞLANGIÇ ENDER USLU BODRUM Cumhurbaşkanı Kenan Evren Şeker Bayramı tatıli sırasında ailesı ile birlikte halkın içine kanşarak Bodrum çarşısını gezdi. Spor giysi ile gezdiği için bir anda tanınamayan Cumhurbaşkanı Evren, çarşıdaki incelemelerinin sonuçlarını, "Ne fatura kesen var, ne perakende satış fişi veren. Fatura isteyenden KDV alındığı için vatandaş da istemiyor" sozleriyle anlatarak daha sıkı denetim yaptlmasını ıstedi. Evren sözlerini şöyle surdurdu: "Fahiş fiyatia mücadek edilmeli. Ben keodim dbn bizzat baktım, gördıim. Fahiş fiyatia satmaya haklan yok ki. Sonra ne fatura kesen var, ne perakende satış fişi veren. KDV dedin mi, ver diyor üzerine şu kadar parayı. O zaman tabü vatandaş da istemiyor fişi. Halbuki o da içinde olmalı. Öyle şey olur mu?" Bir haftadır uç kızı, uç damadı ve iki torunu ile birlikte Bodrum'daki KKK Özel Eğitim Merkezi'nde tatıl yapan Evren bayram süresince İbrba, Aktur, Gullük ve TMT'yi gezdı, incelemelerde bulundu, balık avına çıktı Evren bağımsız milletvekilı Biileod Ulusu'yu da Aktur'dakı evinde ziyaret etti. Bu arada Bodrum'daki diskotek sahipleri Cumhurbaşkanı Evren'e bir dilekçe vererek saat 24.00'ten sonra çevreyi rahatsız etmemek koşuluyla müzik yayınının serbest bırakılmasını istediler. Evren gazetecilere sabah OS.OCte bahğa çıktığını ve 102 tane hannos balığı yakaladığını anlattı. Ancak küçük motorda denizin çok salladığını soyleyen Evren'e Cumhurbaşkanlığı Konseyı uyesi Nurettin Ersin, "Jandarma botu var" deyince Cumhurbaşkanı Evren, "Botla olmaz. Silahlı milahlı... Yakalayamadık mı bomba ile avlardık" dıye şakalaştı. Bugun sabah saat 08.30'da Bodrum'dan Dalaman Havaalanı'na hareket edecek olan Evren bir Avusturyalı turistin de hayatını kurtardı. Bodrum'da yaptığı tatil sırasında kalp krizi geçiren Helmuth Reiter'ın durumu kendisine iletilince askeri bir ambulans ve yanında bir doktorla birlikte lzmir'e ulaştırılmasını verdıği emırle sağladı. Comhurbaşkanı Kenan Evren geçen pazar gunu başladığı Şeker Bayramı tatihni bugun tamamlayarak 10.30'da uçakla Ankara'ya dönecek. ÖzaPdan gazetelere zam tıyarısı Türkîye'nin ilk 'lağım gölü DENÎZ TEZTEL Kadıkoy Belediyesi'nce surdurulen "Kıyı Yolu" projesi çerçevesindekı deniz doldurma çalışmaları, tstanbul'da hafriyat çâlışmalannın yavaşlaması nedeniyle sekteye uğrarken, SuadiyeBostancı arasında da "lağım gölü" haline geldi. "Kıyı Yolu"nun SuadiyeBostancı arasındaki bölumunde, denizin ortasına çekilen setin uçlarının kapatılması nedeniyle Kadıköy ilçesi, en sinekli bolge olma özelliğinin yanı sıra, htanbul'un ilk "lagım gölu"ne sahip olma "şerefini" de elde etti. Gerçi bir sure sonra Kadıköy Belediyesi'nce denizin ortasındaki "set"e iki delik açılarak kilnk konuldu, ancak bunun da hiçbir işe yaramadığı görüldü. "Lağım gölb"ne düşen balıklar birbiri ardına ölür ve martılar kendilerine nefis ziyafetler çekerken, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Yuksel Atabay da "O bölgenin çok zaran oidu. Şöyle ki, sivrisinek arttı. Kapalı olduğu için sivrisinekler için çok guzel bir bolge oldu. Ancak sivrisinekle mıicadeleye başladık" şeklinde konuştu. "Kıyı Yolu" projesi çerçevesinde, SuadiyeCaddebostan arasında yer alan Kazım Özalp, Noler, Kızıllan ve Buluş sokaklarının bulunduğu bölgede once d;nize toprak dökuldü. Ancak lodosun bu toprağı dağıtması nedeniyle bu kez kıyıdan 84 metre açığa yaklaşık 250 metre uzunluğunda kaya ve taş dökülerek bir duvar oluşturuldu, üzerine yeniden toprak döküldu. Buraya değin çahşmalar iyi gitti ve Caddebostanhlar da çaüşmalardan hiç mi hiç şikâyetçi değillerdi. Ancak 250 metre uzunluğundaki setin her iki ucu yine setlerle karaya birleştirilince iş değişti. Hele bir de tstanbul'daki hafriyat calışmalan, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın onayını bekleyen yeni ımar durumu nedeniyle durunca.. Çekilen setlenn ortası doldunılamadığı içm kocaman bir göl oluştu. Bağdat Caddesi'nin deniz tarafında bulunan kesimin lağımları "yağmur oluklan"na verildıği için, ister istemez denize akıyordu. Ve bu akıntı, 84 metre genişliğinde, 250 metre uzunluğundaki bu gölde birikmeye başlayınca Caddebostanlılar, kimseye nasip olmayan, keskin kokulu, "şaheser" bir göle sahip oldular. Buradakı konutlann denize akan pisliğinin bu bölgede toplanması, giderek su seviyesinin de yukselmesine yol açtı. Şikâyetlerin çoğalması uzerine deniz ortasındaki sete iki de sözümona "kanal" açıldı. Ancak bu künk "kanallar"ın su seviyesinden yükseğe konulduğu ve hiçbir işe yaramadığı göruldu. Bu arada deniz ortasındaki şerıt bir yanda Caddebostan iskelesine dayanırken, öte yandan Suadije plajının önune dek geldi. Bu bölümler de şu anda aynı tehlikeyle karşı karşıya ve sivrisinekler alabildiğine çoğalmış durumda. Bu arada golde talan ve ölen balıklarla, kendilerine ziyafet çeken martılar da cabası. Çevre sakinlerinin şikâyetleri üzerine ISKI Genel Mudür Yardım:ısı Yaşar Baykal imzasıyla gönderilen yazıda, bu bolgedeki kanalizasyonun denize akması şöyle açıklandı: "Pissu kolektore ve basınçlı bonı inşaatı işi kapsamında ihaleten Kızıltan sokakta yaptırılan pompa istasyonu işi, 7.8.1984 tarih ve 18482 sayılı Resmi Gaze İŞTE GÖLKadıköy Belediyesince surdürülen "Kıyı Yolu" projesi uyannca kıyıdan 84 metre açıkta, denize bir set çekildi. Çekilen set, bir yanda Caddebostan lskelesine dayanırken, öte yanda da Suadiye Plajımn önüne dek uzandı. Bu set dolayısıyla olu şan yer de, doğal olarak bir yapay göl haline geldi. Ve gölü, Kadıköy yakasınm lağımlan doldurdu. Buyuk fotoğrafta, bu lağım gölü, üstteki küçuk fotoğraflarda ise gölu besleyen kanalizasyon ağızlan, vb. görülüyor. 9 TRT Genel Müdürü Tunca Toskay, denizde Başbakan Özal ile görüştü. Toskay, özel radyoTV'nin anayasa ve yasalara uygun olup olmadığının araştırılması için bir komisyon kurulduğunu, komisyonun görüşünü 15 gün içinde bildireceğini söyledi. FARUK BÎLDtRİCİ SİDE Başbakan Turgut Özal, dun öğleye doğru gazetecilerle denizde yaptığı sohbette, kâğıt zammından sonra gazetelerin fazla zam yapmamaları gerektiğinı savunarak, "Gazetelere fazla zam yaparlarsa kâğıda yine zam yapanm" dedi. Özal ve eşi dün de bayram tatili için geldikleri Side'de Sırma Tatıl Sitesi'ndekı evlerinde oğleye kadar dinlendiler. Öğleye doğru şarap rengi mayosu ve havlusuyla kumsala ınen Özal turistlerle anı fotoğraflan çektirdi. özal bir ara gazetecilerle birlikte denizde yüzerken konu yine kâğıt zammına geldi. Gazete fiyatlarının 100 liraya yukseltilmesinin duşunuldüğü söylenince Özal, "Ama bu fazla. Gazetelere fazla zam yaparlarsa kâğıda yine zam yapanm" dedi. Ozal yüzde 49*luk kâğıt zammına karşılık gazete fiyatlannın 75 luaya yükseltilmesinin normal olduğunu sözlerine ekledi. TURGUT ÖZAL KALIC1DIR Özal, bir ara denızden çıkıp çevredekı çocuklarla sohbet etti. "Ben ne iş yapıyorum?" sorusu Kadıköy Belediyesi'nce surdürülen "Kıyı Yolu" projesi çerçevesindeki deniz doldurma calışmalan sekteye uğrarken, SuadiyeBostana arasındaki bölumde, denizin ortasına çekilen setin uçlarının kapatılması nedeniyle Kadıköy ilçesi, en sinekli bolge olma özelliğinin yanı sıra, tstanbul'un ilk "lağım gölü"ne sahip olma şerefini elde etti. Oluşan "lağım gölü"nden çevreye pis kokular yükselirken, zaten tstanbul'un en sinekli ilçesi olan Kadıköy'un bu bölümünde sinekler daha da çoğaldı ve bu bölgede kalan balıklar birbiri ardına ölmeye başladı. Bu da marttlann işine yaradı ve kendilerine nefis ziyafetler çeker duruma geldiler. te'de yayımlanan 84/8341 numaralı Bakanlar Kunılu Kararnamesine göre tasfiye edilmesi nedeniyle tamamlanamamıştır. Ancak soz konusu pompa istasyonunun toplayıcı atık su kanalizasyon şebekesi tamamlanmış, emniyet savagından denize verilmektedir. Bugun yapılmakta olan dolgu nedeniyle karada kalan deşarj noktası, dolgu tamarnlandıgında denize kadar uzatılacaktır. KadıkoyBostancı arasındaki tiim pompa istasyonlan yeniden ihale edilmiş ve pompalara ait eksiklikler kısa surede tamamlanmaya çalışılacaktu." Şu anda çevre sakinleri artık neye kızacaklarını bilemez haldeler. Dayanılmaz kokuya mı kızsınlar? Yükselen suyun zamanla lağımlarını taşırması olasdığına mı? Yoksa her geçen gün artan sivrisinek ve hastahk olasılığına mı? Bilemiyorlar... Ama Kadıköy Belediyesı yetkilileri, Caddebostanlılar kadar telaşa kapılmış değiller bu olgu karşısında. Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılarından Yiiksel Atabay, bir sure önce tstanbul'daki hafriyat çalışmalarının durması nedeniyle anılan bolgeyi dolduramama durumuyla karşı karşıya kaldıklarını belirtmesine karşın, şu anda hafriyat çalışmalarının başladığını, bu nedenle kısa surede doldurulacağını bildirdı ve şoyle konuştu: "O bölgenin çok zaran oldu. Şöyle ki sivrisinek arttı. Su sirkilasyonunu saglamak için 2 bolgeden kanal açıldı. Denize bağlanlı yapıldı. Kapalı olduğu için sivrisinekler için çok güzel bir bolge oldu. Ancak mucadeleye başladık. Sivrisinekle mucadeleyi yaygın bir şekilde yapıyoruz. Hafriyat calışmalan başladığı için yavaş yavaş o bolgeyi doiduruyoruz." "İçinde olursanız bu değişikligi fark edemezsiniz. Ama bakın 15 ay sonra Antalya'ya geldim. Ne kadar degişmiş" dedi. Ozal daha sonra şunlan ekledi: "Yurt dışına gidenler en fazla bir bavulla gider, ne yapar eder doviz bulur, 10 bavulla donerierdi. Şimna çocuklar yanıt veremeyince di gidenler alacak bir şey bulaÖzal, "Bilemediler. Neyse, mıyor." BavTil turizmi için Yunan onemli değil. Başbakanlıklar ge adalarına gidenler olmadığını da çicidir. Ama Turgul Ozal kalıcı soyleyen Özal, "Giden varsa zupdır. 2 bin yılına kadar iktidar pelik için gidiyordur" dedi. garanti" dedi. Kalkınma hızının geçen yıl Özal, Side'de TRT Genel Mu yüzde altı olarak gerçekleştiğini duru Tunca Toskay'la da deniz belirten Özal, "Türkiye'nin istikde göruştü. Toskay, Özal'a özel balinden kimsenin şuphesi olmaradyo ve TV'nin anayasaya uv sın. Biz radyoyu bilmezdik. Şimgunluğu için lstanbul Üniversi di çocuklarımız kompütürie tesi'nden bir hukukçu, bir ileti oynuyor" dedi. Bankalann artık şimci ve bir TRT'cinin katıldığı dovız yerine Turk parası sıkıntıbir komisyonun inceleme sonuç sıçektiğini soyleyen Ozal, son 1.5 larının 15 gun içinde belli olaca yılda insanların "zihin yapısının ğını anlattı. Özal da özel radyo degiştiğine" işaret etti. ve TV'nin TRT'nın ortakhğı ıle Oruç yıyen bir kişiye para cekurulmasının anayasaya uygun zası veren ANAP'lı Belediye Başolacağını duşunduğunu ve bu kanı için bir değerlendirme yapradyolann muzik, spot haberler, mayan Ozal, "Hadiseyi iyi bileğitici yayınlar yapacaklarını rnek lazım" şekbnde konuştu. söyledi. İkincı kanala yakında Özal, dun öğleden sonra Magecileceği de sohbet sırasında belirtildi. özal FM ıstasyonlarının navgat Barajı ve hidroelektrik arttınlmasını isteyerek, "lstan santralı ile Oymapınar Barajı'nbul'da 1015 tane olmalı" biçı da incelemelerde bulundu. Maminde konuştu. Toskay da 102 navgat Sulama Tesisleri'ni gezFM istasyonu kurulmasının di, daha sonra Sırma Tatil Siteplanlandığını, Adana Hakkâri si'ne döndü. arasımn link hattı ile donatılmasının ıhaleye çıkarıldığını söyledi. özal gazetecilerle konuşurken de Türkiye'nin hızlı bir değişiklik içinde oldu&unu belirterek, ıt zammına iler BİR İLTÎCAN1N ÖYKÜSÜ Denîzden çıkar çıkmaz karısına telefon etmek istecli Bir Rumen şîlebinden atlayan ve Boğaz'da bir yalının bahçesine çıkan İliev Marius, makine mühendisi olduğunu, Amerika ya da Isveç'e gitmek istediğini söylüyor. NİLGÜN UYSAL Bir geceyarısı denizinden ansızın çıktı. Biz Rumelihisarı'nda boğaz keyfi yapıyorduk. O sırılsıklamdı. Karanlıkta seçebildiğimiz kadanyla ustunde koyu renk eşofmana benzer bir giysi vardı. Yan kıvırcık ıslak saçlarını kafa hareketı ile sılkelemeye çahşırken bize doğru yavaşça yaklaştı. Birden Ingilizce konuşmaya başladı: "Kanma, Romanya'ya telefon edebilir miyim? Dolarlarun var. Öderim." Titriyordu... Ve bütün isteği karısına telefon edebilmekti. Donup kalmıştık. Bir arkadaşımızjn Boğaz'la dudak dudağa gelen yalı dairesinin balkonunda tatil keyfini yudumlamaya çahştığımız sırada gecenin karanlığından bir adam, ustünde denizin ıslaklığı ve Boğaz sulannın donduruculuğu ile çıkıp geliyordu önumuze. İlk saşkınük anı geçince anladık ki karşımızda bir Rumen gemisinden atlamış, iltica etmek isteyen bir yabancı vardı. Ekmek değil, su değil, hatta giysi de değıl, önce karısına telefon etmek istiyordu. Birden apartmanın ust katlannda da bir hareket başladı. Yukarıdan havlular atıldı.. Derken bir erkek gömleği... Denizden gelen adam yavaşça soyunup kurulanıyordu artık. Yavaşça dediğime bakmayın, inleyerek titriyordu. Denize inen balkonda oturan ben ve birkaç arkadaşım, ilk şaşkınlık anını üstümüzden atmaya başlamıştık. Ben balkonda kaldım. Rumen mülteci iki basamak aşağımda, iki adım ötemde, ust kattan gelen "insani yardımlan" değerlendirmeye çalışıyor. Derdi gucu karısına telefon edebilmek. Bir şeyler sormaya gayret ediyorum. Yamt vermekten çok sormayı yeğliyor: "Bu yakınlarda otel var mı?" diye... Ust komşular bakıyorlar kı bizde iş yok. Gazetecilik peşindeyiz. Denizden gelen Tann misafirini yukarı çağırıyorlar. Hemen tepsilerde çaylar geliyor. Evin mermer kondorlarmda, hâlâ denizden gelen adamın ıslak ayak izleri var. Bir koltukta oturuyor. Dızlerine battaniyeler konmuş. Elinde sıcak çayı, endişeli bakışlarla etrafına bakıyor. Civardaki karakola haber verilmiş. Karakol polisleri de geldiler. Denizden gelen adam sanp sarmalayıp getirdiği dolarları ev sahibine teslim etmiş. Sudan zarar görmesin ve kaybolmasın diye nasıl sıkı sarılmışsa, ev sahibi bir türlu dolarların üstündeki torbayı çekip çıkaramıyor. Sonunda dolariar hava ile temas eder hale geldiğınde görüyonız ki, bizim denizden gelen adamın tam 370 doları var. Daha doğrusu sadece 370 doları... Titremesi geçti gibi bir şey. 28 yaşında olduğunu söylüyor. Anlattıklarına bakılırsa "Yedi yıllık evli. Çocuğu yok. Yeni makine mühendisi olmuş. Adı fliev Marius. Bir Rumen yük gemisine gizlice binmiş. Üç gündür uykusuz. Amerika ya da Inönü: Basına ceza Isveç'e gitmek istiyor." Henuz üniversiteden çok yeni mezun olduğunu söylüyor. Ama ilk elde kolay anlaşılmayacak bir biçimde bir an önce iltica etmek için umversite diplomasını bile yanına almayı beklemeden kaçmayı denemiş. 370 dolan ile birlikte üniversite kimlık kartı, yeni sattığını söylediği videosunun satış belgesini getirmiş. Gizlenip saklandığı gemiden gece yarısı atlamış Boğaz sularına. "Kaptan atladığımı anladı. Anons etti. Herhalde buradaki polisi de dunımdan haberdar etmiş olsa gerek" diyor. Denizden çıkıp bütün ıslaklığı ile balkonumuzun önunde durmadan birkaç dakika önce, denizden kısa ve kesik "hey" seslerı duymuştuk. Sorunca anlıyoruz ki, gecenin karanlığında Boğaz'ın göbeğinden gelen o sesler, Diev Marius'undu ve oradan geçmekte olan bir tekneden yardım istemiştı. Yardım alamaymca da akıntı larla boğuşup kıyıya çıkmayı denemişti. Titremesi geçince sırtında Tann misarırı olduğu evden kendisine verilen bir kahn palto, ayakkabılan, (çorab: da tabü) pantolonu ve gömleği ile çıktı. Eski ıslak elbiselerini önce almak istemedi. Sonra "hiç belli olmaz" denince onları da aldı. "Türkçe" olarak "çok teşekkiir ederim" dedi. Biraz önce geldiğı karanlığın içine yeniden karıştı. Yanındaki polislerle birlikte. İLAN DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 985/69 Davacı Selahattın Teryaki vekilı tarafından davalı Fırde\s Ter>aki aleyhıne açılan boşanma davasında. Denızlı Sumer Mahallesı 2454 sk No: 9'da babası Aii Cengiz yanında davalı Fırdevs Teryakı adına (ikartılan davetıyenin geri donduğu soruşıurma ile adresı tesbıt edılemedığınden bu kerre duru^ma gunu olan 2 7.1985 gunu saat 09 00'da bizzat kendısı veya bir vekılle temsıl enırmedığı takdırde adına gı>ap davetıvesinın çıkarılacağı hususu dava dılekçesı davelıyesi leblığ yenne geçmek uzere ılan olunur Basın. 19240 ı" nedenıylt h.^:ı~uı Sıkıyonetim Komutanlığı 'na bağlı ceza ve tutukevlerinde, ikincigun açık göruşyapıhrken, Bayrampaşa Cezaevi'nde dün gerçekleştirilen 5 dakikalık açık goruş, bir mutluluktan çok eziyete donüştu. El ele bile tutuşamayan hukümlü ve tutuklularla ailelerinin çığlıkları ortalığı kaplarken, guvenlik gorevlileri zaman zaman sert bir şekilde müdahale etmek zorunda kaldılar. Dört bineyakın hiıkümlu ve tutuklunun bulunduğu Bayrampaşa Cezaevi'nin "avukat goruş yeri" olarak kullanılan iki bölümunde her seferinde 1820 sanık yakmlanyla goruşurken, sabahın erken saatlerinde cezaevinde sıraya giren aileler 5 'er dakika sureyle çeşitli sıkıntılara katlanmak zorunda kaldılar. A vukat göruş yerinde sanıklar ve aileleri arasma, genişliği bir metre olan masalar konulmuştu. (Foioğraf: DE,\'İZ TEZTEL) 1 Ttnvtnm Haber Merkezi SEKA'mn gazete kâğıdına yaptığı yüzde 49 orarundakı zamma tepkiler suriiyor. SODEP Genel Başkanı Erdal İnönu, "Kağıt zammı basını cezalandırmaktır," derken HP Genel Başkanı Necdet Calp de zamdan derhal vazgeçilmesini istedi. Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı Liıtfü Akcan ile Ankara, lstanbul ve Anadolu Gazete Sahipleri Sendikası Başkanı Burhanettin Gogen ise hukümetin bu zam kararıyla Türk basınını bayram arifesinde cezalandırdığını bildirdi. İnönü, bayram tatilini geçirdiği Bozburun'da kâğıt zammmı eleştirirken "Basını cezalandırmak aslında butun vatandaşlan cezalandırmaktır, hukümetin bu zammı, basını cezalandırmanın değişik bir orneğidir. Hiıkümet vatandaşa da gıiler yuzle 'iyisin, iyısın' diyerek zam yapıyor. Hiikiimetin yanlış politikasından vatandaş gibi basın da payını alı>or," dedi. Calp de zammın Turk basınını çok ciddi bir bunalıma sürükleyeceğini belirterek şu görüşlere yer verdi: "Dolet tekeli olan SEKA kötü işJetmecüikten kaynaklanan maliyet yükselişini basının sırtına sarmak istiyor. Üstelik kâğıdın yurt dışından ithalinde de yuksek oranda kredi alınmaktadır. Bu durum kendilerinin savunduğu liberal ekonomi kavramına da ters düşmektedir. HP, bu fonun da kaldınlmasını ve basının SEK.Vnın tekelci fiyatlannın baskısından kurtulmasını istemektedir." Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı Akcan, "Gazete kâğıılarına yapılan zam Anadolu basınının yayın hayatına son verecek nitelik arzetmektedir. Polis Vazife ve Selabjyetleri Yasasından sonra gazete kâğıtlanna yapılan bu buyük orandaki zam basımn susturulmasını ve hukümetin de yazılı basının eleştirisinden uzak kaJarak mikrofon ve ekran hâkimiyetini surdürmesi politikası olarak değeriendirmekteyiz," dedi. Burhanetin Gögen de yazılı açıklamasında, "İktidar Türk basınını bayram arifesinde cezalandınrken Turk mılletine adeta, okuma, emri >eriyor" ıfadesıni kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle